• Sonuç bulunamadı

i M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK B E L E D İ Y E C İ L İK VE T UR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "i M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK B E L E D İ Y E C İ L İK VE T UR"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K B E L E D İ Y E C İ L İ K V E T U R

X X X I V . v i . İ S T A N B U L FİATI : 15,00 T.L

(2)

L'ARCHIJ. ECTE • T H E A R C H I T E C T

P E R I O D I Q U E D ' A R C H I T E C T U R E D ' U R B A N I S M E e t d e D E C O R A T I O N

P E R İ O D İ C A L P U B L I C A T I O N O N A R C H I T E C T U R E , T O W N P L A N N I N G A N D D E C O R A T I O N

No. 316 — 1964

İ Ç İ N D E K İ L E R :

• Lüks konutlar! Y. Mimar Z. SAYÂR, 99 • CHRYSLER Sanayi A. Ş. Çayırova Fabrikası, Site Mimarlık Bürosu, 101 • Liman Dok İşçi Sitesi, Mimarları U. GÜNDEŞ, O. DEMİRAS- LAN, V. ERHAN, H. BABAN, 108 Q G.S.A. Resim Bölümü Ek atölyeler projesi, Y. Mimar M. TÜRKMEN, 111 • Mimarlık ve Yapı Sanatı, Yazan : N. MELTEM Y. Mimar, 112

• Mithat Paça Anıt-Mezarı, Mimarları M. TÜRKMEN, M. GİRAY, E. BAHTOĞLU, T.

ÜKEREN, 113 • Turistik Tatil Sitesi Projesi Selimpaşa - İstanbul, 118 • Hollywood'da OLYMPUS Dağı Mimarlık yarışması sonuçlandı, 122 • Foça, Homeros ve Horoz, Yazan:

Y. Müh. S. DİRİM, 125 • Modern Hastahane İnşaatı, Yazan : Mimar A. TERZİOĞLU, 126

• Belfast'da Bir Hastahane, Çeviren: Y. Müh. Y. ÜSTÜNEL, 129 • Turizm ve Mimarî, Ya- zan : E. EVREN, Y. Müh. Mimar, 133 • Bibliografya, 134 • Haberler, 135 Q Piyasa Fiyat Cetveli, 137.

C O N T E N T S :

• Luxury Dwellings! Arch. Z. SAYÂR, 99 • The Çayırova Factory of the «Chrysler Motor Co.» Arch. D. TEKELİ, M. HEPGÜLER, S. SİSA, 101 • Dock Labourers Buildings, Arch.

U. GÜNDEŞ, O. DEMİRASLAN, V. ERHAN, H. BABAN, 108 • The project of the work- rooms of the picture section of the School of Fine Arts, Arch. M. TÜRKMEN, 111 • Ar- chitecture and Building, Arch. N. MELTEM, 112 • The Grave of Mithat Pacha, Arch.

M. TÜRKMEN, M. GİRAY, E. BAHTOĞLU, T. ÖKEREN, 113 • The Touristic Holiday city at Selimpaşa, İstanbul, 118 • Mt. Olympus International Architects Competition at Holly- wood has terminated, 122 • The town of Foça, Homeros and the symbol of the cock, İng.

S. DİRİM, 125 • The Building of Modern Hospitals, Arch. A. TERZİOĞLU, 126 • A Hos- pital at Belfast, Transl. by İng. Y. ÜSTÜNEL, 129 • Tourism and Architecture, By Arch.

İng. E. EVREN, 133 • Bibliography, 134 Q News, 135 • Market Prices, 137.

S O M M A İ R E :

• Les logements luxueux! Arch. Z. SAYÂR, 99 • L'Usine de la Societe Anonyme Indus- trielle de Chrysler, Arch. D. TEKELİ, M. HEPGÜLER, S. SİSA, 101 • La Çite Koşuyolu des ouvriers, des docks du Port, Arch. U. GÜNDEŞ, O. DEMİRASLAN, V. ERHAN, H. BA- BAN, 108 • Le projet des ateliers de peinture de l'Academie des Beaux - Arts d'Istanbul, Arch. M. TÜRKMEN, 111 • LArchitecture et l'art de construire, Par l'arch. N. MELTEM,

112 • Le tcmbeau - monument de Mithat Pacha, Arch. M.TÜRKMEN, M. GİRAY, E.

BAHTOĞLU, T. ÖKEREN, 113 • Le projet d'un village des vacances touristique, 118

• Le concours de projet de la çite le Mont Olympe â Hollywood, 122 • Foça (village histo- rique), Homeros et l'embleme de Coq, Par l'İng. S. DİRİM, 125 • Recherche sur la plani- fication des höpitaux modernes, Par l'arch. A. TERZİOĞLU, 126 • Un höpital a Belfast.

Traduit par l'İng. Y. ÜSTÜNEL, 129 • Le Tourisme et 1'architecture, Par l'İng - Arch. E. EV- REN, 133 • Bibliographie, 134 • Nouvelles, 135 • Les prix des materiaux de construc tion, 137.

No. 316 — 1964

No. 316 — 1964

(3)

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K V E B E L E D İ Y E C İ L İ K D E R G İ S İ

R e v u e t r i m e s t r i e l l e D ' a r c h i t e c t u r e - Q Q u a r t e r l y p u b l i c a t i o m on A r c h i t e c - I—| D r e i m o n a t s z e i t s o lı r i f t f ü r D ' u r b a u i s m e et d e s a r t s d ı S c o r a t i f s t u r e c i t y p l a n n i ı ı g a n d d e c o r a t i o n — ba uk u n s t , s t a e d t e b a ı ı und d e k o r a t i o ı ı

İMTİYAZ SAHİBİ VE BAŞ YAZARI : ZEKİ SAYAR. U. NEŞRİYAT MÜDÜRÜ M- İLHAN GÖNEN ADRES • A R K İ T E K T ANADOLU HAN No. 33 EMİNÖNÜ , İSTANBUL TELEFON : 2 2 1 3 0 7

K U R U L U Ş U : 1931

Cilt: 34 No. : 316

A b o n e ş a r t l a r ı :

Resmî ve özel bürolar için yıllığı 5 0 . — T.L.

Özel kişiler için yıllığı 4 0 . — T.L.

» » » Altı aylığı ... 22.50 T.L.

Bu sayı 15.— T.L.

Yabancı memleketler için 6 0 . — T.L.

ARKİTEKT'iıı K O L L E K S İ Y O N L A R I : 1931 — 1935 beher cildi 4 0 . — T.L.

1 9 3 6 — 1940 » » 4 0 . — T.L.

1941 — 1945 » » 3 5 . — T.L.

1 9 4 6 — 1963 » » 4 0 . — T.L.

İlân tarifemiz talep üzerine gönderilir.

Yazı; f o t o ; r e s i m v e a b o n e b e d e l l e r i A R K İ T E K T ' i n adresine posta ile gönderil- melidir. Basılmıyan yazılar iade edilir.

Adreslerini değiştiren abonelerin en geç iki ay içinde idarehanemizi haberdar etme- leri lâzımdır. Aksi takdirde kaybolan der- g i l e r d e n M ü d ü r l ü ğ ü m ü z m e s ' u l i y e t k a -

b u l e t m e z . Muhabirlerimiz :

B. Almanya: Y . Müh. Mimar Arslan T E R - Z İ O Ğ L U — Fransa: Y . Mimar Halûk T O G A Y — İsviçre : Y . Mimar Seyfi S O N A T — İtalya: Y . Mimar Baran Ç A Ğ A — B. Amerika: Y . Mimar Nezahat A R I K O Ğ L U — İzmir: Y . Mimar Harbi H O T A N — A N K A R A Y . Mimar Ferzan B A Y D A R .

Pour toııt payement et demande des ren- seignements; ainsi qııe pour toııt envoi des documents, tels que photos, articles, annon- ces bibliographie â inserer, s'adresser â la Direction.

Abonnements pour l'etranger I an 5 Dollars Prix de ce numero 1.25 » Ali subscriptions, letters, photos, articles, advertisements ete. Should be addressed T o : A R K İ T E K T

No. 33, Anadolu han Eminönü, Subscription rates :

Annual subscription Dollars 5.00 Single copy » 1.25

B a ş y a z ı :

L Ü K S K O N U T L A R !

Zeki S A Y Â R Mimar G.S.A.

Bir müddet önce Ankara Hukuk Fakül- tesi Talebe Cemiyeti tarafından düzenlenen

«İktisadî Kalkınma Y o l u » konulu açık otu- rumda, Devlet Plânlama teşkilâtı eski müs- teşarı Osman Nuri Torun yaptığı konuşma- da, 1963 d e uygulanan plânda özel sektör yatırımlarının hedef tutulan miktarı aştığını, ancak bunun sanayiden ziyade «Lüks konut- lara» harcandığını, keza aynı oturumda Y ö n dergisi başyazarı Doğan Avcıoğlu ise, özel sektörün arsa spekülâsyonu ile uğraştığını söylemişlerdir.

Özel sektörün arsa spekülâsyonu ile meşgul olup olmadığını bilemeyiz, amma, Türkiye'de inşa edilen konutların «lüks» ile bir ilgisi olmadığını peşinen söyleyebiliriz!

Sayın eski Müsteşarın gerçek bir ölçüye dayanarak söylemiş olması icap eden bu iddiayı şüphe ile karşılamaktayız. Özel sek- tör yatırımları «lüks» inşaata sarfediyor derken, bu sahaya yatırılan sermayenin yüzde kaçının, metre kare maliyeti itiba- riyle hiç olmazsa beş yüz liranın üstündeki yapıların teşkil ettiğini belirtmesi gerekirdi.

Eğer bu «lüks konut» sözü ile bazı sayılı kimselerin inşa ettirdikleri villâlar ve apart- manlar kastediliyorsa. bunların oranının da bu sahaya yapılan yatırımların ancak

%o 5 ine bile varmadığı yapılacak basit bir araştırma ile öğrenilebilir.

1963 de, inşa edilmiş olan bütün ko- nutların metre kare ve tüm maliyetleri in- şaat ruhsatnamelerinde kayıtlı olduğundan, durum istatistik U. Müdürlüğü cetvelerin- den kolaylıkla anlaşılabilir.

Her şeyden önce, «lüks konutlar» der- ken bu tür yapıların vasıflarının da tayin ve tarif edilmesi gereklidir.

Binalarımız tümü itibariyle, başka memleketlerdeki benzerleri ile kıyaslandığın- da, malzeme, işçilik, teknik bakımından maalesef çok düşük vasıflı oldukları, «lüks»

değil, çoğunun vasat kaliteli yapılar bile sayılamıyacağı aşikârdır. Konut yapılarımız, maalesef iyi malzeme ve iyi işçilikten yok- sun, amiyane tâbir ile «yalın kat» binalar- dır ki, bunların yüzde doksanını hazır sa- tılan binalar teşkil eder. Diğer taraftan, mimar ve mühendislerimiz, malzemesizlik, teknik ve kalifiye işçi noksanı yüzünden, konutların gerektiği kadar vasıflı yapılama- dığından şikâyetçidirler. Durum böyle iken, özel sektörünün plânda ön görülen hedefi (lüks konutlar) yapmak suretiyle aştığını iddia etmek ç o k gariptir!

Bu konuyu diğer bir açıdan, meselâ, konutların maliyetlerini birim fiyatları ba- kımından incelersek lüks iddiasının, yine yersiz olduğu meydana çıkar. Türkiye Emlâk Kredi Bankasının mesken kredisine esas olan inşaat metre kare maliyeti 325 lira olarak tssbit edilmiştir. Merkezî ısıtma olan bina- ların metre kare maliyetleri 375 lira olarak hesaplanmaktadır. Bu birim fiyatları ise diğer memleketlerin metre kare fiyatlarının çok dûnundadır (1). Gerek özel sektörün, gerekse Yapı Kooperatiflerinin konut in- şaatında «lüks» bahis konusu olamamasına rağmen, 1963 de konut inşaatına fazla yatı- rım yapılmış olduğu doğrudur. Bunun ne-

(4)

denlerini araştırırsak, «sosyal konut» ihti- yaçlarının el'an devam etmekte olması, son yıllarda yapı malzemesi sanayiindeki geliş- me, kat alıp satmaktaki kanunî kolaylıkla- rın yatırımı teşvik etmiş olmasıdır.

Belki, 1964 de konut inşaatına geçen yıl kadar yatırım yapılamıyacaktır. Çünkü, İstanbul, Ankara gibi şehirlerimizde artık sosyal konut dışında mesken buhranı diye bir mesele kalmamaktadır. Her sokakta, kiralık veya satılık o kadar çok dairelere rastlan- maktadır ki, bu durum ihtiyaç sahiplerini daha temkinli hareket etmeğe sevkederken, kcnut'a yatırım yapanları da daha ihtiyatlı hareket etmeğe sevketmektedir. Bu yüzden belki de 1965 de özel sektör için konut in- şaatına, plânda örı görülen 2.300 milyon liralık yatırım yapılmıyacaktır (2). Bu su- retle plâncıların, «konut» lara yapılan yatı- rım akımını sanayii çevirmek gayretleri ken- di kendine gerçekleşecektir.

Esasen son zamanlarda mesken inşaa- tında alınan önleyici bir takım takyitler daha şimdiden kendisini hissettirmeğe başla- mıştır. T. Emlâk Kredi Bankasının «Mes- ken Kredisi» ikrazlarmdaki gecikme ve zor- luklar, konut inşasını teşvik eden vergi muafiyetlerinin kaldırılması bu dala yapıla- cak yatırımları önümüzdeki yıllarda çok kı- sıtlıyacaktır.

Emlâk Kredi Bankasının, kredi taahhüt- lerini zamanında yerine getirememesi, vergi muafiyetlerindeki sert dönüşlerin srnucu, belki plâncıların hoşuna gideceks; d:, alı- nan bu tedbirlerin önümüzdeki yılların ko- nut ihtiyaçlarını karşılamaz hale gelmesi de.

arzu edilmeyen bir haldir. Her fiilde «5 yıl- lık plânda» inşası ön görülen konut adedin- den daha az sayıda inşaat yapılmaması da gereklidir.

Sosyal mesken inşaatının koop:ratifler, ya da bu iş'e görevlendirilmiş banka ve di-

ğer kurumlar tarafından plânın gerektirdiği miktarda yapılamamasından, aradaki boş- luğu şimdiye kadar özel sektör dediğimiz inşaat yapıcı ve satıcılarının doldurduğu malûmdur.

Ankara Hukuk Fakültesinin tertiplediği bu oturum bazı plâncıların bizim sahamız- daki görüşlerinin ne derecede yüzeyde kal- dığını, meseleyi lâyıkiyle incelemeden bir takım yanlış kanılara saplanmış olduklarını da meydana kcyması itibariyle çok yararlı olmuştur.

(1) Sosyal konut yapıları m2 maliyeti:

Türkiye'de özel sektör 300 TL.

» resmî » 500 » İngiltere'de 600 - 700

B. A. D. 800 (2) Plânda 1965 konut yatırımları

hedefi:

R:smî sektör 134 milyon TL.

Özel » 2.300 » »

B A T I A L M A N Y A M A L !

ANSÖRLERİ

Türkiye Mümessili : TÜMAS Koli. Ştİ.

Galata, Tünel caddesi Kuthan, Kat 3, No: 301

İstanbul Telefon : 44 86 99 İzmir Telefon : 23552 Ankara Telefon: 11 90 69

A R K . — 469

(5)

Umumî görünüş

C H R Y S L E R S A N A Y İ A. Ş. Ç A Y I R O V A F A B R İ K A S I

Proje, Kontrol, Dekorasyon : Mimarları : D. T E K E L İ İ.T.Ü.

SİTE, Mimarlık Bürosu S. SİSA İ.T.Ü.

M. H E P G Ü L E R İ.T.Ü.

CHRYSLER'in Amerika dışında mon- taj ve kısmî imalât yapacak olan bu 11 inci fabrikası İstanbul - İzmit karayolu üzerinde takriben 110 dönümlük az meyilli bir ara- zide yer almaktadır.

Fabrikanın sahibi C H R Y S L E R Sanayi A. Ş., merkezi Cenevre'de olan C H R Y S L E R , Intsrnational Firmasının yerli sanayi ile iş- birliğinden doğmuştur.

Program, ileride genişleme imkânları düşünülecek olan 6500 m2 lik bir fabrika, bir idare binası, bir sosyal hizmetler binası (Kafeterya, mutfak, işçi soyunma odaları, W.C. ve duşlar, sağlık s:rvis!eri) ve servis binaları (teshin santralı, boya deposu, nö- betçi odası) ndan ibarettir.

Vaziyet plânı düzenlenmesinde, yapı- ların genişleme imkânları, birbirleriyle fonk- siyonel bağlantıları ve üzerinde bulunduğu kara ve demiryollarına takdimi gözönünde tutulmuştur.

Fabrika binası, başlıca imalât ve mon- taj kısımları ile ağır malların yükleme ve boşaltılmasında kullanılacak vincin bulun- duğu yüksekçe bir bölümden teşekkül et- mektedir. Yapının L biçimine, fabrikasyo- nun icaplarına ve ilerideki genişleme ihti- yaçlarına göre, işletme mühendisleri ve mi- marlar tarafından birlikte karar verilmiştir.

İmalât kısmında vasıtaların saç karose- rileri hazırlanmakta, boya işleri yapılmakta,

diğer kısımda ithal edilen parçalar monte edilmektedir.

Kullanılacak makineler ve fabrikasyo- nun şekline göre en uygun kolon akslarının 13.00 m X 13.00 m olacağı işletme mü- hendislerince önceden tesbit edilmişti. Bu- na göre bu açıklığı ekonomik şekilde ka- patacak ve en uygun tabiî aydınlanmayı temin edecek örtü şeklinin bulunması mi- marlara kalıyordu.

Aydınlatma diyagramları, düzgün yayıl- dığı halde en yüksek ışık şiddetini veren çatı şeklinin normal şed olduğunu göster- diğinden, 13.00 m kolon açıklığı da şed için büyük olduğundan, bu açıklığın her iki

(6)
(7)

Çatı demir konstrüksiyonu ve oralit cephe kaplaması

(8)

Muhtelif görünüşler

(9)
(10)

istikamette kafes kirişlerle geçilmesi karar- laştırılmıştır. Böylece şed istikametindeki kirişlerin çapraz bağlantıları çatı örtüsünün tesbitinde kullanılmış, diğer istikametteki ka- fes kirişlere de şed pencereleri tesbit edil- miştir. Bu haliyle çatı örtüsü rijit ve ekono- mik bir mekân kirişine bağlanmaktadır.

(BK. konstrüksiyon krokisi). Çelik aşık ve mertekleri ile M2 ye 17 kg çelik kullanıla- rak elde edilen bu konstrüksiyon kendi açıklığı için çok ekonomik bir çözüm ol- makta, mimarlara göre de yapının inşaî hu- susiyetini teşkil etmektedir. Kaplama mal- zemesi oluklu eternittir. Burada tek güçlük kafes kirişlerdeki üs bağlantıların eternit örtüyü kestiği noktaların çözümünde olmuş, bu noktalar kurşun levha kullanılarak hal- ledilmiştir.

Yapıların şekillendirilmesinde ve detay- ların çözümünde fabrika kuruluşunun ge- rektirdiği sade, net ifadeye ekonomik çö- zümlere gidilmiştir.

Bütün inşaatta piyasada kolayca bulu- nabilen en ucuz yerli malzeme kullanılmıştır.

Dış duvarlarda dolgu malzemesi prese tuğladır. Çelik ve betonarme karkas göste- rilmiştir.

Fabrika döşemesi, demir talaşlı çimento şap, kafeterya ve idare binası döşemeleri yerinde dökme mozaiktir.

Çelik doğramalar tamamen normal profillerle teşkil edilmiştir.

İnşaat ve tesisat işleri takriben bir yıl- da bitmiş ve inşaat süresince Y . Mimar Alpaslan Figen. Site Mimarlık Bürosu adına şantiyede kontrol işlerini yönetmiştir.

Statik B. arme: Y . Müh. Rasin Etiman Tesisat : Y . Müh. Dilşat Ezer Müteahhit : Enka Koli. Şti.

(11)
(12)

LİMAN DOK İŞÇİ SİTESİ

Sahibi : İstanbul Liman ve Dokları Ge- mi Sanayii İşçileri Sendikası Yapı Koope- ratifi.

Proje ve kontrol :

Uğur GÜNDEŞ Y. Müh. Mimar Orhan DEMİRASLAN

Hüseyin BABAN Şantiye kontrolü : Çetin BARUT

Site, İstanbul'da Anadolu yakasında Koşuydu semti ile Zeynep Kâmil Hastaha- nssi arasında kalan güney doğuya doğru meyilli bir arazi üzerinde kurulmuştur. Da- ha evvel tarla olarak kullanılmakta olan arazinin yüzölçümü 66.000.— m - kadar tut-

Vaziyet plânı maketi

(13)

Blokların görünüşü

maktadır. Bütün arazi Marmara denizi ve Sahanın imar plânı tanzim edilirken değil, civarının da mevcut iskân bölgeleri Adalar istikametinde güzel bir manzaraya komşu arazilerin de iskân edileceği düşü- ile bağlantısı etüd edilmiştir.

sahiptir. nülmüş ve yalnız söz konusu olan arazinin

Blokların plânları Ölçü 1 : 250

UJJJ.JLı

(14)

Tip evlerin plânları Bütün site, beherinde 30 daire bulunan

aynı ipte 5katlı 5 apartman bloku ile iki tipte tertip edilmiş ikişer katlı 229 adet ev- den meydana gelmiştir. Meyil dolayısiyle bir apartman bloğunda meydana gelen

2 fazla daire ile toplam olarak 381 daire bulunmaktadır.

Tipler ortakların kredi durumuna göre ayrılmıştır. A tipi denilen apartman daire- leri 76.00 - 84.50 m - arasında değişmekte,

beher katta 6 daire bulunmaktadır. Evlerin tertibinde alt ve üst katlar günlük yaşama ve yatma ihtiyaçları olarak ayrılmıştır. İn- şaat sahasından kazanmak için helâ ve banyo hacimlerinin ışık ve havalandırması tepeden temin edilmiştir. Bu hacimlere ait pis su inişleri zemin kattaki dolapların için- de saklanmıştır. B tipi evler, 96.80 m2; C tipi evler 76.90 m2 dir. Toplam inşaat sahası 34 489.00 m2 tutmaktadır.

Sitenin ana yolları beton üzerine asfalt kaplama, ara yolları stabilize üzerine asfalt kaplama, yeşil yollar ise beton plâk kapla- ma olarak yapılmıştır.

Kanalizasyon ve yağmur suyu için iki ayrı şebeke kurulmuş olup, bunlar 1300 m lik tulânî kanal ile Haydarpaşa deresin- deki kanala bağlanmıştır.

Arazi dahilinde okul sahası olarak gös- terilen yerde bulunan köşk tamir ve tadil edilerek ilkokul haline getirilmiştir.

Site 1963 yılı Eylül ayıdan beri iskân edilmektedir.

i 1 0

(15)

11

CEPHE

GÜZEL SANATLAR AKADEMÎSÎ RESİM BÖLÜMÜ EK ATÖLYELER PROJESİ

Y. Mimar Muallim

Güzel Sanatlar Akademisi dekorasyon ve resim bölümleri öğrencilerinden bir kıs- mı istimlâki müteakip yersizlik yüzünden ana bina haricinde civardaki bir büro bina- sında çalışmalarına devam etmektedirler. Bu düşünce ile kısmen yer darlığını ortadan kaldırmak için ilk hamlede henüz tamam- lanmamış bulunan heykel atölyeleri ve ka- feterya binası ele alınmış ve müteakiben de yukarda bahsi geçen öğrencilerin bir kısmı için (Resim bölümü galeri öğrencileri) Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu binası ile Taut atölyesi arasındaki köşeye projesini sunduğumuz bina düşünülmüştür. Bu mese- leler ele alınırken Akademi ve ayrıca Anıt- lar Yüksek Kurulu yapılarının mimarî dü- zen ve şekillendirilmesine mümkün olduğu kadar uymak zarurî görülmüştür. Binada iki kat halinde beheri 70 m2 lik iki resim

MUHLİS T Ü R K M E N

atölyesi, hoca ve asistanların çalışabilecek- leri bir asma kat mevcuttur. Atölyeler ideal bir çalışma şekline elverişli ve aynı zamanda tamamiyle kuzeye tevcih edilmiş vaziyet- tedir.

Atatürk Kız Lisesi binasının ilerde Aka- demiye verilmesi tahakkuk ettiği takdirde bu yapının muvakkat bir inşaat sistemi ile ku- rulması icap ettiğinden sistem tamamen çe- lik olarak düşünülmüştür.

Tahsisat temin edildikten ve Anıtlar Yüksek Kurulunun eski eserlerin civarına yapı yapılma izni alındıktan sonra inşaat başlıyacaktır.

Netice olarak tasavvur halindeki bu pro- jenin tedrisata getireceği faydalar bakımın- dan hakikat olması arzu edilir.

(16)

M İ M A R L I K V E Y A P I S A N A T I

Yazan : Naci M E L T E M Mimar G. S. A .

Tarih boyunca yapı sanatı ve mimar- lığın toplumun ulaştığı uygarlık derecesi nisbetinde inkişafa kavuşmuş olduğunu gö- rürüz. Toplumun ihtiyacına cevap verme- yen bir mimarlığın mevcudiyeti düşünüle- miyeceği gibi mimarlığın inkişafının da top- lumun kültür seviyesi ile mütenasip derece- de ilerleme kaydedeceğini kabul etmek lâ- zımdır.

Mimarlık iklim, toplumun yaşama tarzı ve standardı, âdetlerinin tesiri altında da bulunduğundan evvelâ yapı sanatının ve mimarlığın ne olduğunun bilinmesi lâzım- dır.

Yapı sanatına uygun olarak yapılan her yapının bir mimarlık eseri olacağı id- dia edilemez. Çağımızda yapı sanatına uy- mıyan bir yapının da bir mimarlık eseri ola- rak kabul edildiği kaydedilmemiştir.

Aşağıda bu konular ile ilgili toplana- bilmiş bazı düşünceleri vermiş bulunuyoruz.

•k Mimarlık tam mânasiyle bir sanattır.

Mimarlık kullanışlılık gayesine uygun ola- rak resim ve mühendislik tekniği ile genel kültürün ve teknolojinin orijinalite ve cesa- ret ile heykeli andıran görünüşlerin unutul- maz şekilde hafızalarda yer etmesini sağla- makta ve büyük takdirler toplamaktadır.

ir Mimar yarattığı eserle düşünen ve ko- nuşan bir şairdir.

* Yapı sanatı mimarın ana dilidir.

ir Canlı varlık için iskelet ne ise eser için de taşıyıcı sistem odur.

ir Dengeli, mütenazır, ritimli canlı varlı- ğın iskeleti çeşitli ve değişik yerleştirilmiş âzayı nasıl taşıyorsa eserin taşıyıcı sistemi

de bunun gibi teşkil edilmiş dengelenmiş, hattâ simetrik olmalıdır.

ir Mimarî eser yapılış maksadı ile kulla- nış ihtiyacının talep ettiği çeşitli teşkilâtı kendinde toplamalıdır.

ir Bugünkü büyük eserler çelik veya be- tonarme bir taşıyıcıya sahiptirler.

* Taşıyıcı sistemin bir kısmını gizleyen mimarlığın tek meşrû ve güzel süsünden kendini mahrum kılar.

ir Bir sistemi gizleyen hata yapmış olur.

ir Hizmet görmeyen bir sütunu yapmış olan ise mimarî bir suç işlemiş demektir.

ir Üslûp, karakter, ahenk gerçeğe bağlı kalmak suretiyle güzelliğe ulaştıran yol bo- yunca dizilmişlerdir.

ir Geçici ve daimî şartlar yerine gelince insana ve tabiata tâbi olmuş eserin karakteri, üslûbu ve ahengi olur.

•*• Mimarî eser gerçeğe bağlılığın şâşâası ile güzelliğe ulaşır.

•*• Taşımak ve muhafaza etmek, emek ve şerefi olan her şeyde hakikilik vardır.

* Şekli fikirden ayırmamak lâzımdır, bir şeklin bulunması bile fikirdir.

-k Mimarlık boşluğu sınırlandırır, örter, kapar. Ancak onun tamamen fikrin eseri olan büyüleyici mekânlar yaratmak imtiyazı vardır.

Mimarlık boşluğu teşkilâtlandırma sa- natıdır. Bu, inşaat tekniği ile ifade edilir.

ir Sabit veya hareketli, boşluğu kaplayan herşey mimarlığın ülkesine dahildir.

ir Tabiata sunulan daimî şükran, muhay- yelenin başlıca unsuru, ilhamın hakikî men- baı, duaların en müessiri, her yaratıcının ana dili, şiir ile ifade edilen teknik bizi mi- marlığa götürür.

•*• Mimar, bilim ve ilhamın birleşimi gü- zelliği ile kullanışlılığa lüzumlu çeşitli un- surları nefsinde toplıyan, bir gemi, bir kapı, bir barınak şeklini tasarlıyandır.

Mimar geçici ve daimî şartları inşaat tekniği ile tatmin edebilir.

ir Hacımların muvazenesi, dolu ve boş kısımların yekdiğerine olan nisbetlerinin ye- rinde bir buluş ile tertiplenmesinin temini lâzımdır.

•k Birinci derecede önem fonksiyona, buna yakın önem şekle verilmek ve ifade üçüncü plânda bırakılmak suretiyle tasarlanmış projelerin tesiri bizi uluslararası üslûpçu- luğa götürüyor.

ir Birinci derecede önem şekle verilmek, fonksiyon ve ifade yekdiğerine eşit derecede ikinci plânda bırakıldığı vakit gelenekçiliğe bağlı stili görüyoruz.

ir Önem derecesi eşite yakın nisbetlerde fonksiyon ve ifade tarafında ve şekil ikinci plâna bırakıldığı takdirde ise projede göre- nekçiliği görüyoruz.

ir Eserde ideal ayarlama geleneğe bağlı- lık, uluslararası üslûpçuluk ve görenekçili- ğin bir noktada birleşecek şekilde fonksiyon şekil ve ifadenin projede yer alması ile kabil olabilmektedir.

(17)

Mezarın Hürriyet âbidesine doğru görünüşü

M İ T H A T P A Ş A A N I T M E Z A R I

Rölyefler :

M İ M A R L A R :

MUHLİS T Ü R K M E N M U H T E Ş E M G İ R A Y E K R E M B A H T O Ğ L U T U R H A N Ö K E R E N Heykeltraş N U S R E T S U M A N

İstanbul, Şişli Hürriyet âbidesinin bu- lunduğu saha içinde, 1952 yılında inşa edilen Mithat Paşa anıt mezarı 1951 yılın- da Ziraat Bankasının açmış olduğu bir ya- rışma sonunda seçilmiş bulunan projenin

tatbikatıdır. Bu yarışmaya ait tafsilât mec- muamızın 1951 yılı 9 - 1 0 No.lu sayısında neşredilmişti.

Tamamen dairesel bir vaziyet plânı içinde yer alan anıt, esas gayeyi sembolize eden Hürriyet Anıtına müteveccih mütevazı

ve sakin dış satıhları rölyefli iki duvar ve bunların arasında yerleşen alçak bir plato- dan ibarettir. Duvar ve döşemeler Şile, me- zar kapağı ise yekpare yeşil Çanakkale ta- şmdandır.

Mezar bir taraftan Hürriyet Anıtına, diğer taraftan ise bir yeşil dokuya açılmakta ve zenginliğini bunlardan almaktadır. Du- var iç satıhları ve döşeme mümkün oldu- ğu kadar işlenmemiş ve tabiî hali ile bıra- kılmıştır. Üzerlerinde hiçbir motif yoktur.

Sadece renk farkı ile kapak taşı dikkati çek- mektedir.

Rölyefler heykeltraş Nusret Suman ta- rafından yapılmıştır.

• • - . - » I - , • 1

(18)

, /

f K - Â N U N €

I E S A S İ N İ f i l

mmSt

Anıt - Mezarın lahit kapağı ve röliyefler 'Mf'İ:

(19)
(20)

M İ T H A T P Â S Â Â N I T M E Z A R I

P L A N

S A R K A C E P H E /

Ölçü: 1 : 200

SAG YAN CEPHE

Anıt - Mezarın plân, elevasyon ve kesitleri

A R K . — 470

KESİT MASSİF ÇANAKKA[E TAŞI-YEŞİL-

(21)
(22)

Maket

T U R İ S T İ K T A T İ L S İ T E S İ P R O J E S İ S E L Î M P A Ş A — İ S T A N B U L

Y. M. A .

M İ M A R L A R :

Yılmaz SANLI İ.T.Ü.

Yılmaz T U N C E R İ.T.Ü.

Güner A C A R İ.T.Ü.

Aydın BOYSAN G.S.A.

PROJE K O N U S U N U N O R T A Y A ÇIKIŞI:

Özellikle İkinci Dünya Harbinin biti- şinden sonra, bütün uluslar ve böylece he- men hemen bütün insanlar, bir daha önüne geçemiyecekleri bir akıma kendilerini kap- tırdılar. Yalnız memleketlerini değil, dün- yalarını tanımak, diğer insan kümelerinin yaşantılarından pay almak isteği...

Mesafeler kısaldı. Dünya küçüldükçe küçüldü. İnsanlar dünyalarında hep arta ge-

len bir yakınlıkla beraberce yaşamaya baş- ladılar. En müdahaleci rejimler bile, vaz- geçemez sandığımız sınırlamaları unutur ol- dular.

Bugün Turizm endüstrisi senelik ciro- sunun vardığı miktarlarla bütün dünyada diğer endüstri kollarını geride bırakarak bi- rinci n'âna geçmiştir. Bu dev hareketin, topluluğumuza yani ekonomimize ve dola- yısiyle ''nsanca yaşama şartlarımıza faydalı c'masını sağlamaya çalışmak zorundayız.

Öte yandan yollar yapıldıkça yurt par- çaları gidilebilir hale geldikçe iç turizm de

£3niş canlılık kazanmaktadır.

Turistik nimetlerden faydalanma konu- sunda yerli'nin yabancı'dan daha az hakkı olduğunu düşünmek gereksizdir.

Daha ileri giderek diyelim ki, evinin kapısından çıkmış herkes turist'tir. Turist ise (müşteri) değil, (misafir) dir.

Konumuz proje ve tatbikatının bir mi- marlık görevi olarak ortaya çıkışı, yukarı- daki nedenlere dayanmaktadır.

KONU VE M E V Z U A T :

Her konuda alışılageldiği gibi, bu ko- nuda da ilk yapılan iş, problemin mevzuat bakımından etüdüdür.

6086 sayılı Turizm endüstrisini teşvik kanununun verdiği yetkiye dayanarak, Tu- rizm ve Tanıtma Bakanlığının yürürlüğe koyduğu Vasıflar Talimatnamesinin, proje- nin tanziminde geniş etkisi olmuştur.

Turistik Tatil Sitesi konusunun, bu ta- limatnamede belirtilmemiş bulunması, as- garî rantabl programın, 3 veya 2 katlı bi- nalarda tertibine imkân vermemiştir. Arsa içinde daha az yayılan bir tertip, bu se- beple, istendiği halde yapılamamıştır. Bu gibi mevzuat mahzurlarının 2 3 . 6 . 1 9 6 4 gü-

(23)

Vaziyet plânı

1 : 2000

nü toplanan 6. Turizm Danışma Kurulu toplantılarında farkedilerek y o k edilmesi kararlarının alınması ancak memnunlukla karşılanabilir. Bu kararların yakın bir ge- lecekte yürürlüğe girmesi temenniye değer.

Şunu da ilâve lüzumunu hissediyoruz ki, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ilgili dai- relerinin müşahede edilen iyi niyetli çalış- malarından, turistik müessese yapılarında istenen mimarî seviyeye ulaşılması ve dola- yısiyle misafirlerin insanî şartlarla yaşa- ması imkânlarının sağlanması, ümit ve gü- venle beklenebilir.

A R S A :

Yapı yeri, İstanbul - Edirne Devlet yolu üzerinde, İstanbul'a 55 km mesafede Selimpaşa mevkiindedir. Y ü z ö l ç ü m ü 50.000 m - kadardır. Kuzeyi Devlet yolu, doğusu 1 - 2 . derecede yol, batısı kurumaz bir dere ve güneyi Marmara denizi ile sı- nırlanmıştır. Zemin Devlet yolundan denize doğru hafif bir meyille alçalmaktadır. D e - niz iyi vasıfta kumlu plâjı ile yüzme için çok elverişlidir.

J L

gjlj- 3 = J f l

•iJi H ıf1

ön cepre

a a kesiti1

Ölçü: 1 : 200 C üniteleri plânı

plân

cn ccph»

B üniteleri plânı

gıns cephes:

(24)
(25)

P R O G R A M :

Proje görevi yalnız Turistik Tatil Si- tesi değimi donesi ile başlamış ve böylece programın düzenlenmesi, proje çalışmasının başlangıcı olmuştur. Böyle bir tesiste ran- tabl işletme gerekleri dclayısiyle en az mi- safir sayısı 400 kişi olabilmektedir.

Misafirin tesisten bekledikleri de prog- ramı önemle etkilemektedir. Site'de g:nel olarak bir tatil boyu kalınacağı kabul edil- miştir. Misafir burada ölçüleri normal bir edada kalacak, yemek yiyecek, güneş ve de- nizden faydalanacak, spor yapacak ve eğle- necektir.

İhtiyacın ve işletmenin etüdünden aşa- ğıdaki ana program elemanları ortaya çık- mıştır :

Misafir odaları: 227 adet.

Lokanta-Gazino: Aynı anda 400 kişi için. Bütün mutfak tesisleriyle.

Spor tesisleri: Yüzme, kürek, yelken, tenis, basketbol, voleybol, ping-pong.

Eğlence tesisleri: Gazino ve gece kulü- bünden ayrı olarak, açık sinema, pist, ocak, havuz.

Servisler: İdare, mekanik tesisler, per- sonel hacimleri, otopark.

Benzin istasyonu: Ayrı büfesi ve yıka- ma yağlama servisi ile.

Y E R L E Ş T İ R M E :

Lokanta - gazinonun deniz kenarına yerleştirilmesinde tereddüt edilmemiş, ben- zin istasyonu tabiî olarak Devlet yolu üze- rinde tertiplenmiştir. Yerleştirmenin önemli problemi, 227 misafir odasını, arsanın da gereklerine uyarak, bıktırıcı diziler halin- den kurtarmaya çalışma çabası olmuştur.

Odalar Devlet yolundan uygun bir mesafe ile uzaklaşmıştır. Denize açılan ve bazı eğ- lence tesislerinin de bulunduğu bir orta saha ile bir derinlik sağlanmış ve odaların büyük bir kısmı bu orta saha ve ona da açılan tâli cepler etrafında, nisbeten daha az bir kısmı ise dere kenarında tertiplen- miştir.

Eğlence yerleri ve havuz daha ziyade orta sahaya alınmış, servisler benzin istas-

yonu alt kotuna konmuş ve çeşitli yerlerde gölgelikler düzenlenmiştir.

BİNALAR:

Misafir odaları iki esas tiptedir. Dt ve D2 tipleri, oda hacimleri değişmemek kay- diyle, pişirme yerlerinin kaldırılması sure- tiyle C tipinin varyanlarından ibarettir. B tipleri rahat ve diğer tipler normal ölçülerle ebatlandırılmıştır. Vaziyet plânındaki kitle tertibinden ayrı olarak odaların mimarîleri ile de monoton olmıyan değişik tesirler aranmıştır.

Gazino - Lokanta da aynı anda 400 kişiye 2 - 3 çeşit menü servisi yapılabilecek- tir. Bütün misafirlerin tek bir kapalı hacim içinde toplanması istenmemiştir. Tesis yal- nız yaz mevsiminde çalışacağına göre nis- beten az savıda misafir, gerektiğinde her tarafı kapanabilen bir mahalde ağırlanacak, diğerleri üstü ve bazı kenarları kapalı ma- hallerde yemek yiyecektir. Bu yerler, çeşitli kotlarla denize doğru alçalan, kuzey rüz- gârlarından korunmuş üstü kapalı teras- lardır.

doğu cephesi ot/5C

A-A KESİTİ Gazino cephe ve kesitleri OIçü 1 : 200

(26)

HOLLYWOODTA O L Y M P U S DAĞI MÎMARLIK YARIŞMASI SONUÇLANDI

Geçen yaz aylarında, Birleşik Ameri- ka'da Hollywccd yakınlarında meyilli bir arazide kurulmasına karar verilen 700 evlik bir mahalle ve evler için uluslararası bir yarışma açılmıştı. Bu yarışmaya iştirak için 22.000 Mimar müracaat etmiş ve 75 mem- leketten 2500 proje gönderilmiştir. Yarış- maya demir perde gerisi memleketlerden de katılanlar olmuştur.

Yarışmayı Russ Vincent adında bir iş adamı tertiplemiş ve bir çoklarının keçi ot- latmaktan başka bir işe yaramaz dedikleri bu arazide yeni bir mahallenin doğması için ilk adım atılmıştır. Bu suretle her biri 200 - 500 bin dolara kadar mal olacak ev- ler inşa edilecektir.

Yarışmada derece kazanmış olan 30 mimara 50.000 dolar mükâfat dağıtılacaktır.

Mahallede Z. X , Y tiplerinde üç kategoride ev inşa edilecektir. Bu kategorilerden I. ödü- lü kazananlara onar bin dolar mükâfat ve- rilmiş, ayrıca bu üç projenin en iyisine

beş bin dolar ödenmiştir. Projenin vaziyet plânı

(27)

Doğu cephesi elevasyonu

projenin sahibi Mimar Doııglas P. Ha- ner'dir. Washington Mimarlık Fakültesinden mezundur. Halen Roma'da çalışmaktadır.

34 yaşındadır. Bu prcjs diğer iki birincinin en iyisi olduğundan 10.000 dolardan başka, 5.000 dolarlık büyük ödülü de almıştır. Bu tip, bir fabrikatör evidir.

Mahalleye Hollywood'a hâkim sırtlar-

da inşa edilmesinden ötürü «Göklerdeki Şehir» adı verilecektir.

X kategorisi 1. ödülünü Meksikalı Mi- mar E. Castaneda Tambcrrel kazanmıştır.

Bu ev bir doktor evi olup, ailesiyle beraber, ikametine mahsustur.

Y kategorisi 1. cdülünü Uruguaylı Mi- mar Julio V i l h r Marccs kazanmıştır.

2. ödül kazanan 3 projenin her birisine 2500 dolar, 3. ödül kazanan 3 projenin her birisine 1000 dolar, 4. ödül kazanan 3 pro- jenin her birisine 500 dolar, 5. ödül kaza- nan her kategoriden 5 kişiye 100 dolar öde- necektir.

Plânlarını ve görüşlerini yayınladığı- mız Z kategorisi birinci ödülünü kazanan

Zemin kat plânı

(28)

Derece alan otuz proje arasından iki- sini Türk mimarları kazanmışlardır.

Y kategorisinde 3. ödül kazanan mes-

lekdaşlarımız, Günay Çilingiroğlu, Ergıın Ersöz ve Bilge Kıray'dır.

X kategorisinden beşincilik kazanan

meslekdaşımız İzmirli Orhan Doğu'dur.

Uluslararası bir yarışmada derece ka- zanan meslekdaşlarımızı tebrik ederiz.

Giriş perspektivi güney cephesi ve kesit

(29)

Eski Foçalılarm kurdukları Marsilya limanının eski bir gravürü

F O Ç A , H O M E R O S V E H O R O Z

Y. Müh. Sslçuk DİRİM Foçayı Sevenler Derneği Başkanı ve Belediye Başkanı

Herodot, Homeros'un annesinin Kyme'li olduğunu, gözleri görmez olduktan sonra ana vatanı Kyme'ye geldiğini, fakat iyi kar- şılanmadığını, oradan Foça'ya geçtiğini, Foça'da çok iyi muamele gördüğünü yazar.

Bu böyle olmamış olsa da Homeros'un İz- mir ve civarında dolaştığı ekseriyetle ka- bul edilmiştir. Ayrıca beynelmilel arkeolo- jik lûgatlardan biri Homeros'un «Foçalı Kadın» isimli bir şiiri olduğunu kaydediyor.

Keza Odiseus'da hikâye edilen meşhur Si- ren kayalıkları'nı andırır kayalıklar İzmir civarında yalnız Foça'da vardır.

Eğer Homercs yaşaaıysa, muhakkak ki büyük duygular, büyük heyecanlar içinde yaşamıştır. Bu büyük şairi duygulandıran

«Foça'lı Kadın» bugün nasıl bir kisveye bürünmüştür bilemeyiz. Ama bu sayfalarda resimlerini gördüğünüz kayalıklar bugün bile en sağır ruhları ürpertecek bir vakar ve haşmetle yükselmektedirler. Bu kayalık- lar Foça limanı önüne serpiştirilmiş ve Fok balıklarını andıran adacıklardan biri olan Orak adasının batıya bakan kıygın-

dadırlar.

Foça, M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda Milet ile beraber Anadolu sahillerinin en ehem- miyetli devleti idi. O'nun ilmî, kültürel ve sanat yönünden taşıdığı önem hemen he- men münakaşa edilemez.

Korsika'daki Alalia, Pastum yakının- daki Velia, Marsilya ve İspanya'nın şark sahillerindeki şehirlerin hepsi Foça'nın ko- lonisi idiler. Geçmiş yıllarda Foça'da büyük bir ciddiyet ve titizlikle kazılar yapmış olan Prof. Ekrem Akıırgal çalışmalarının sonuç- larını özetliyen makalesinde aynen şöyle diyor:

«Karadenizin Anadolu kıyılarında. Ça- nakkale Boğazı ve Doğu Akdenizde, yani o zamanki ticaret dünyasının en mühim noktalarında bir düzineden fazla koloni kurmuş olan Fcça, 6C0 tarihlerinde Doğu Helen şehirlerinin en parlaklarından biri idi.» Bizzat kendisinden aldığımız bir habere göre Prof. Ekrem Akıırgal bu yıl da Fcça- da bazı tamamlayıcı kazılar yapmağa ka- rar vermiş bulunmaktadır.

Foça ile tesis ettiği kolonilerden Mar- silya arasındaki kardeş şehir münasebetleri günümüze kadar devam etmiştir. Vaktiyle Foça'da bulunan ve taş üzerine yapılmış Zafer Horoz'u kabartmasının bir mülâjı

1899 da Marsilya'nın 25. kuruluş yüzyıl dönümünde Foça'lılar tarafından Marsilya- ya hediye edilmiştir. Kabartmanın aslı maalesef İzmir yangınında kaybolmuştur.

Foça Belediyesinin bir teşebbüsünü gayet müspet karşılayan Marsilya Belediyesi «Ho- roz» kabartmasının bir fotoğrafını ve IV.

asırda Marsilya'yı canlandıran bir gravürü Foça'ya göndermiştir.

Marsilya Belediyesi kardeş şehir Foça ile kültürel münasebetlerin devamını arzu- larken Foça Belediyesi de bilhassa «Horoz»

amblemi üzerinde durmakta ve bugün Fransız milletine alem olan meşhur Gal Hcrczu ile ilgi derecesini araştırmaktadır.

Fcça yalnız tarih bakımından değil, tabiat bakımından da çok enteresan, müs- tesna bir güzelliğe sahiptir. Bol güneşi, te- miz denizi ve havuz gibi kapalı limanı ile Fcça Ege'nin ideal dinlenme kasabasıdır.

Bergama asfaltından Türkeli'de ayrılan 27 km lik Foça yolu Karayollarına dahil edil- miş olup devamlı bakım altında tutulmak- tadır. Belediyeye ait 20 yataklı otel deniz kenarında, çamlar arasındadır ve ihtiyaca kâfi gelmemektedir. Bu yüzden Foça'yı Se- venler Derneği, Turizm ve Tanıtma Bakan- lığı nezdinde teşebbüse geçmiştir. Foça bil- hassa çadırlı Camping'ler ve ucuz Moteller için çok elverişli görülmektedir.

Foça horozunun Marsilya'da bulunan bir kabartması

(30)

M O D E R N H A S T A H A N E İ N Ş A A T I

Hastahane yapılarının rasyonel planlanması hakkında araştırmalar

Yazan : Mimar A I V Arslan T E R Z İ O Ğ L U

M. S. 817 de A C H E N Konzilini mütea- kiben bu hastahane statüsü K L O S T E R - HOSPITAL şeklini aldı. Bunlar da başlıca şu şekillerde görülür :

1 — B E N E D İ K T İ N Manastır hastaha- neleri: (8)

a _ D O M U S HOSPITALIS (Yaban- cılar için), b — H O S P İ T A L E P A U P E - R U M (Yoksullar ve hacılar için.), c — I N F I R M A R I A H O S P I T A L (Hasta rahip- ler için). Bunun en güzel örneği ST.

G A L L E N Manastır hastahanesidir.

2 — R I T T E R O R D E N (Johanniter, Templer, Deutschorden) manastır hasta- haneleri,

3 — Reformierter O R D E N manastır hastahaneleri,

4 — K A N O N I K E R L E R İ N hastahane- leri gibi.

Bunlar arasında Kanonikerlerden, Bi- schof L A N D R Y tarafından M.S. 660 da yabancılar için teşekkül ettirilen ve 829 da daha ziyade hastahane olarak ün kazanan, PARİS'deki H O T E L de D I E U ST. CHRIS- T O P H en önemlilerindendir.

Ortaçağda kilisenin üzerine aldığı halk sağlığı meselelerini XVIII. X I X . yüzyılda daha ziyade devlet üzerine almağa başladı.

Tıbbın ilerlemesi ile teksifi olarak has- taların bir arada bulunduğu bu eski hasta- hane sisteminin mahzurları Hospital hasta- lıklarının artması şeklinde görüldü. PARİS İ L İ M L E R A K A D E M İ S İ N İ N eski H O T E L de DIEU'nün bu yeni görüş açısından tâdili için yaptığı teklif P A V I L I O N sisteminin or- taya çıkmasına sebep oldu. (M.S. 1788) (Şekil 4 a).

L A V O I S I E R tarafından Hotel de Dieu'nün yeni şeklinin verdiği revolüsyener fikirle tesis edilen H O T E L LAVOISIER, PARİS (1854) bu Pavillon sistemi ile Ecol yaptı. (Şek. 4 - b ) .

Birleşik Amerika'da önce bu sistem P L Y M O U T H Bahriye hastahanesinde tat- bik edildi. Sonraları Amerika'da geniş ola- rak tatbik sahasına kondu. B A L T İ M O R E (Maryland) de Dr. E V A N S tarafından tesis edilen G E N E R A L H U C K S H O S P I T A L 1867 de Brüksel Dünya fuarında en büyük muvaffakiyet olarak propaganda edildi. Bu- nu müteakiben Avrupada Pavillon sistemi

M A N N E R S E I T E

a u f n a h m E 7E r t n e r Şekil 4 a Ölçü 1 : 5000

yayıldı. Yalnız Almanya'da bu sistemde 114 Lazerett yapıldı.

Berlin'deki Rudolf Virchov Hastaha- nesi Pavillon sisteminin ilk olarak umumî

« mit j kîch

« K C O K ' / i U S C I K T E P l S J k s . l GEîC:<

VW VEBWAITUWC KU KUOC

* APOTKErre W* «ASCumi

5 S C M * C 5 T E K N

HA/tuC

• QAû£R O* OP - WF t LEİCMCnhauS

G G E S C H ı o S S E M E VEPSİKDUNCSGANCE

1 6 S 4 H O S P I T A L - I . A R l 8 0 l S ( E R E , P A R İ S

Sekil 4 b

(Geçen sayıdan devam)

hastahane şeklinde tatbiki olarak inşa edildi.

Pavillon sisteminde, aşağı yukarı her kısım (Şek. 4 - b ) 3 5 - 4 0 yataklı ve alçak yapı şeklinde olup, kat yüksekliği 5 m civa- rındadır ve her iki cepheden ışık alabile- cek durumdadır.

B — Zsntralisaticn ve Konzentratio- nun başlangıcı: (9)

X I X . yüzyılda başlıyan büyük icatlar ve keşifler devri, tıbda da yenilikler devri olmuştur. Asepsis ve Antisepsisin tatbiki ve cerrahî tekniğindeki ilerlemeler, büyük yer ihtiyacına yol açtı. Böylece çeşitli tıbbî di- siplerin ve ihtisas kollarının ayrılması, ay- riyeten ameliyat blokuna, hastahane ecza- nesine, fizik tedavisi için hususî banyo kı- sımlarına, hayatî kimya ve fizyoloji prob- lemleri için zentral laboratuar kısımlarına ihtiyacı doğurdu. 1895 de Wilhem C.

R Ö N T G E N ' i n X—Röntgen ışınlarını keş- fiyle, ve Radyoaktivitenin Madam ve Pierre C U R I E tarafından keşfi (1898), Diagnostik ve Terapie için yer ihtiyacına lüzum hasıl oldu. Ayrıca birbirinden ayrı kısımların ir- tibat yolları ile bağlanması, G E B U N D E N E S sistem yahut da K A M M sistemi (Tarak sis- temi) ni doğurdu. 1890 dan itibaren bu T A R A K sistemiyle inşa edilmiş birçok ör- nek hastahaneler teşekkül etti. JOHN HOP- KINS Hospital (Baltimor - USA), Berlin- deki W E S T A N D ve N E U K Ö L N hastaha- neleri gibi. Bunlarda, böylece bakım kısmı tedavi kısımlarıyla tamamen irtibat halinde birbirleriyle bağlanmış durumdaydı. Yalnız bulaşıcı hastalıklar kısmı, hafif hastalıklar kısmı, büro ve Patolojik Institü kısımları ayrı durumdaydılar.

Bütün bu yukarda saydığımız hastaha- nelerin traditionunu değiştiren ve Z E N - T R A L I E R T E S K A M M SİSTEMİ olarak ortaya çıkan, H O S P I T A L STUIVEN- BERG - Antwerpen olmuştur (Şek. 5). Mer- kezî yerde, mutfak binası, Kapelle (küçük hastahane kilisesi), hademe ve bekçi binası bulunup, çevresinde bunlarla irtibat halinde yuvarlak şekilli pavillonlar yeT almaktadır.

Bu pavillonlar Funktionnel cepheden düşü- nülerek 20 şer yataklı, yuvarlak şekilde plânlamıştı.

(31)

A N T W E R P E N

ıMOSPITAL S T U I V E N 6 E R 0

Şekil 5

Bunu müteakiben en ziyade Amerika'da Konzentrierte B L O C K - B A U sisteminin in- kişafa başladığını görüyoruz. Bu BLOCK sistemi gibi zentral sisteme gidişin sebebi;

büyük şehirlerde D E Z E N T R A L sisteme ye- tecek arsa fiatının yüksek oluşu, zentral yapı sisteminin gerçeklenmesini sağlıyacak teknik tekâmül. Meselâ asansörün, iskelet yapılarının tekâmülü, ısıtma, ve havalandır- ma tesisatlarının mükemmelleşmesi, ışıklan- dırma sisteminin tekâmülünü bu arada sa- yabiliriz. Ayrıca doktor ve hemşire sayısı- nın azlığı da Zentral B L O C K - B A U siste- minin USA'da geniş surette tatbikine sebep olmuştur.

X X . yüzyıl başına kadar, Amerikan hastahaneleri Avrupa'daki örneklerinin bi- rer kopyası iken, G O O D S A M A R İ T A N HOSPITAL, C I N C I N N A T T I / O H I O (Mi- marları G U S T A V W. D R A C H ) tamamen bambaşka bir özellik gösterir; 6 katlı ve 6 kollu yıldız şeklinde, daha ziyade funktiona I. plânda yer verilerek plânlanmıştır. Avru- pa I. Cihan Harbinin harabelerini tekrar tamirle meşgul iken, 1920- 30 seneleri ara- sında M O N O B L O C K sistemine uygun has- tahanelerin USA'da inşa edildiğini görüyo- ruz. Geleceğin hastahane inşaatına müessir olan şu iki hastahanenin ismi zikre değer:

Newyork'da Colombia Üniversitesinin P R E S B Y T E R I A N HOSPITAL anda M E D I - C A L C E N T E R (Mimarı J. G A M B L E RO- GERS) ve N E W Y O R K C I T Y HOSPITAL ve C O R N E L L M E D I C A L C E N T E R (Mi- marları C O O L I D G E , SHEPLEY, BUL- F I N C H ve ABBOTT). Bu hastahaneler, bütün tıbbî ihtisas kollarını ve Üniversite- lerini içine alan ve oldukça teksif edilmiş konzantrationa tâbi hastahanelerin Avrupa- da inşaatına oldukça büyük tesir icra et- tiler.

Almanya'da bilhassa iş ve hastahane funktionlarmın kuvvetli olarak konzentra- tionuna ön plânda yer veren bu tip has- tahane 1931 de Berlin'de yapılan M A R T I N L U T H E R hastahanesidir. (Mimarı Ernst KOPP). Bugün de hâlâ birçok bakımdan örnek olarak gösterilebilecek funktional bir konzentrationa dayanan bir hastahanedir.

5 kat üzerine olup her katta 4 ünite (Kran- kenstation) la 400 yataklı bir hastahanedir.

Bu prensiple aynı mimar tarafından Alexen- dria'da ve Tahran'da birçok hastahaneler inşa edilmiştir.

1930 seneleri sonlarında İsviçre ve İs- veç'de Amerikan M O N O B L O C K sisteminde büyük hastahanelerin inşa edildiği müşahe- de edilir.

Mimar H. C E D E R S T R Ö M un 1930 da S T O C K H O L M ' d e plânladığı (Şek. 6) 1200 yataklı hastahanenin ilk projesi ile 1946 da tatbik sahasına konulan II. projenin, 1949 da çalışmaya açılan K A R O L I N E N - K R A N - K E N H A U S - S T O C K H O L M (Mimarlan M ve R. Y R Y A E ve V . M A L M I O . ) muka- yesesi gittikçe nasıl işletme funktionunun konsentrationuna verildiği bina uzunluğu- nun hemen hemen ilkine nazaran yarısına inmesiyle müşahede edilir. (4)

İskandinav memleketlerinde, iktisadî noktai nazardan 7 - 8 katı geçmeyen hastaha- neler prensip olarak kabul edildiyse de, son zamanlarda iş ve funktion bakımından, iki trafik ağıriık merkezine sahip daha fazla

!cat sayılı hastahaneler kıymet kazandı. Ya- tak sayısının artmasıyla, yalnız asansör sa-

SUDKRANKENHAUS S T O C K H O L M . 1 P R O J E K T 1 9 3 0

1 . 1 9 3 YATAK SUDKRANKENHAU5 S T O C K H O L M A U S F U H R U N G 1 9 4 6 >N BE TOıEB r.FNOMMEN

1 0 5 6 YATAIC KAROLINEN -KRANKENHAUS S T O C K H O L M

1 9 4 9 İN BETfiıES GEHOHMEN

1000 YATA*

ZENTflAL-KRANKENHAUS KOPENHAGEN - G L O S T R U P T 9C9 İM BETBıEB GENOMKEN

Sekil 6

yısının artması tabiîdir. Hattâ Helsinki Üni- versite kliniğinde (Mimarlan K O I V U L A ve J. P A A T E L A ) her katta 2 station olmak üzere 1000 yataklı bu hastahane için yalnız bir trafik ağırlık merkeziyle meseleyi hallet- mişlerdir.

C — Klinik Sisteminin özel olarak tekâmülü : (9)

X I X . yüzyıl başında Almanya ve Orta Avrupa'da D E Z E N T R A L Klinik prensipine göre yapılmış birçok klinikler görürüz (Şek. 7 A). Fakat zamanla Diagnostik ve te- rapi cephelerinden teçhiz edilmiş bu ayrı ayrı klinikler malî bakımdan hayli külfetli masrafların yüklenilmesine sebebiyet ver- mesi dolayısıyla, önceleri KISMÎ - Z E N - T R A L SİSTEME (Şek. 7 B) ve sonraları T O T A L Z E N T R A L I S I E R T E prensipe göre bir tekâmüle gidilmiştir. Tabiî ki Zentralisi- erte prensip malî bakımdan daha iktisadîdir.

C H R

İNF. m

B

C H R K . 1

Bakîm

C H R . .

Pflegeberelcb v

B e h a n û l u n s 3 t ı e r e l c h

T e d â v i I

M u t f a k ,

I H

V e r s ö r g u n s ü b e - r s i c h

i a n e ^ v f c

Sekil 7 a. b, c

(32)

Bu sistemde bakım ve tedavi kısımları bir- biriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Yalnız Infektion ve Chronisch hastalıklar kısmı biraz ayrıl- mıştır (Şek. 7 C).

D — Son 15 sene içindeki tekâmül: (9) Avrupa'da II. Dünya Harbinden sonra bilhassa USA ve İsveç'deki hastahanelerden örnek alarak hastahaneler yapıldı. Fakat hâlâ Zentralisierte BLOCK sistemin sebep olduğu Vertikal sistemle, Horizantal siste- min hangisinin daha iktisadî olduğu mese- lesi münakaşalıdır. Vertikal sistemde asan- sörlere hastaların taşınması için araçlara ve Rohrpost gibi haberleşme tesislerine giden yüksek masraflar tabiî ki Horizontal sistem- de oldukça azalır. Meşhur Amerikalı has- tahane inşaatı mimarı I. ROSENFIELD (Newyork) bugün tekrar Horizontal sisteme gidilmesinin taraftarlarındandır (5). Meselâ M E D I C A L C E N T E R SAN IOSE - C A L I - F O R N I A bu yönde Zentralisierte Kamm prensip olarak ortaya çıkmıştır. Fakat buna rağmen USA da BLOCK sistemle, yüksek bina sistemi hâlâ en revaçta olan ve gittikçe geliştirilen sistemlerdir. Buna sebep yukarda arzettiğimiz veçhile şehirdeki yüksek arsa fiatlarıdır. Öyle ki aynı sebepten son zaman- larda T I E F K Ö R P E R - G R U N D RİSS'lerde (Derin bünyeli kat plânı) sun'î şekilde ve rnakina vasıtasıyla havalandırılan hastahane- ler yapılmıştır. Öyle ki bu tip hastahane projelerinin çoğunda sadece hasta yatak odaları tabiî ışık yâni güneş ışığı almakta, diğer hemşire, doktor ve tedavi kısımları sun'î şekilde ışıklandırılmakta ve havalan- dırılmaktadır.

Son zamanların en dikkate değer has- tahane tipi BREITFUSS - SISTEMidir ki, bu da I N T E N S I V P F L E G E (Teksifi BA- KIM) kısımlarını ihtiva eder.

(Devam cdecek)

Düzeltme :

Modern hastane inşaatı yazısının ge- çen sayımızda çıkan birinci kısmında (sahife 83, sütun3 de 26 - 29. satırlar fazla olarak konulmuştur. Düzeltir ve özür dileriz.

S P R E L A C A R T

Çeşitli desenlerde, tek renklerde, çok tabakalı, dekoratif plastik levhalar.

0 Orijinal ölçü: 1 2 0 0 x 2 8 0 0 x 1 . 5 mm Kullanılma yerleri:

Mobilya, nakil vasıtaları ve hafif sanayi, gemi inşası ve vagon

imâlatı.

V E B PreBstoffvverk S p r e m b e r g

" D r . E r a n i " S p r e m b e r g N L

Demokrat Alman Cumhuriyeti

BASIN — 14198/471

(33)

Umumî görünüş

B E L F A S T ' T A B İ R H A S T A H A N E

Dizayn : Frederick Gibberd (The Architects, Journal 1963 den)

Çeviren: Yük. Müh. Mimar Y I L D I Z ÜSTÜN EL

Belfast civarında bu hastahanenin ya- pılması 1948 de ele alınmış, temel 1957 de atılmıştır.

O sırada fonksiyon icapları ve tıbbî ih- tiyaçlar, bugünküne nazaran müphemdi ( M O H ) nın bina notları ve fiat analizi çık- madan inşaata başlandığı için maliyet tah- minin üstünde olmuştur. Aşağıdaki tenkid, öncelikle pediyatri ve çamaşırhane kısım- ları ile ilgilidir. Umumî plân ve dizayn üze- rinde de bir inceleme yapılmıştır.

Plân üzerinde çalışırken sempatik bir ölçü ve çevre yaratmağa bilhassa dikkat edilmiştir.

Belfast'ta inşa edilmekte olan bir hastahanenin kritiği

BLiyük ve umumî bir hastahanede bina kompleksini teknik problemleri ıızlaştırarak, estetik yönden de halletmek mühimdir. Öyle bir ölçek seçmelidir ki, hacım araştırmala- rında zorluk çıkarmasın... Disiplinli, klini- kal tesiri çok, rahat bir çevre yaratmak, fazla otoriter de kılmamak... Bütün esrarı ve mânası ile bedbinleştirici havayı mümkün olduğu kadar kaldırıp, hasta üzerinde müs- pet bir tesir yapmak... Meselâ, hastayı evinde imiş gibi hissettirmek... Yeni Ubster hastahanesi dizaynında bu problemlere te- mas edilmiştir, denebilir.

Yeni bina, Belfast merkezindeki geçen harpte çok zarar gören hastahanenin ye- rindedir. Tamamlandığı zaman 500 yataklı

olacak, kadın ve çocuklar için özel kısım- ları ihtiva edecek olan hastahanenin doğu Belfast'ın ihtiyaçlarını karşılıyacağı sanıl- maktadır.

Bir seneden beri kullanılmakta olan yapı, esas yatak koğuşundan başka, bütün klinik kısımlarını ihtiva etmektedir. (İdare, çamaşırhane, hastabakıcı dershanesi, müs- tahdem lojmanları gibi..) Her üniteyi çok katlı bir binaya sığdırmaktan kaçınılmış, bilâkis çevrenin kırımsı havasını bozmıyan, etraftaki az meyilli yamaçlarla kaynaşmış hafif tertiplere gidilmiştir. Başlıca binalar, henüz bitmemiş beş katlı esas yatak koğuşu, 3 katlı pediyatrik ve idare kısmı, iki katlı müstahdem yemekhanesi, esas mutfak, rad-

(34)

yoloji ve patoloji, bir katlı fizikoterapi ve haricî hasta kısımlarıdır. Bütün bu üniteler üç avlu etrafında yerleşmiştir.

Hakikî hasta olarak kabul edilmeyen doğum kısmı esas gruba bağlı, özel bir an- tre ile ayrılmıştır. Hastahanenin ehemmi- yetini ve intizamla tertip edilmiş sahasını bozmamasına yine de tarafsız ve belirli bir plânda olmasına önem verilmiştir.

Kazan dairesi, çamaşırhane ve yiyecek depoları kendi servis avlularının etrafında esas kompleksin kuzey batısında tertiplen- miştir ve bir tepeciğin yamacındadırlar.

Esas giriş, (şimdilik muvakkaten am- bulans girişi olarak kullanılmaktadır.) İda- re kısmının zemin katındadır. Buradan baş- lıyan merkezî bir sirkülâsyon koridoru ku- zey - güney doğrultusunda uzamakta, pedi- yatri, radyoloji ve yatakhane kısımlarını birleştirmektedir. Bu koridor iki seviyelidir.

Bir seviyesi idare tarafından, üst seviyesi de galeri şeklinde olup bekliyenler tarafından kullanılmaktadır. Ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için ufak bir büfe de mevcut- tur. Zemin katta buna paralel bir koridor da doğumu, pediyatrik, yemekhane ve ça- maşırhane kısımlarını bağlamaktadır.

Üniteleri, münferit binalara ayırmak daha randımanlı bir ölçeği sağlıyorsa da sirkülâsyon yüzdesinin fazlalığına rağmen, fonksiyona tam mânasiyle hizmet edileme- mekte ve kaçınılmaz zorluklarla karşıla- şılmaktadır. Meselâ ziyaretçiler üst kata çık- mak için girişteki merdiveni tercih etmezler de pediyatri kısmının sonundaki yatak asan- sörlerini kullanırlar, doğum ve yemek kıs- mına içten giriş sun'î bir şekilde aydınla- tılmakta ve havalandırılmakta olan pek mü- nasip olmıyan bir koridorladır. Umumi- yetle bir koğuştan diğerine uzun mesafe- lerle gidilmektedir. Mevcut binalara zarar vermeden bir inkişaf yapılabilir ama, este- tik yönden bu zordur. Her koğuşun ihtiyaç karşısında bir ucundan büyütme imkânı olabilir, şüphesiz ki bu takdirde yürüme sa- hası artacaktır.

Patoloji ve radyoloji kısmının kolay- lıkla büyüyebileceği zannedilemez.

Blokların birbirine olan münasebeti ve yükseklikleri iyice kontrol edilerek, kulla- nanlar ve çevresi için bütünü ile uygun bir plân yapılmıştır. Aynı hassasiyet blokların içinde de gösterilmiştir. Yalnız, pediyatri kıs- mında hatalı birkaç detay mevcuttur. Me- selâ, çocukların balkon korkuluğuna tır- manmaması için sonradan parmaklığın ar- kasına bir tel örgü tespit edilmiştir.

Renklendirme tahditlidir. Dış duvarlar prekast beton tuğlalardan yapılmış olup, ön yüzlerinde de mahallî bir granit veya bej - gri beton tuğla kullanılmıştır. Renkleri sol- maktadır ve panoların arasında hassasiyet ve kontrast yoktur. Panolar çelikle çevre-

lenmiştir, umumî görünüş peyzaja ve hasta- hanenin arkasındaki yeşil tepeciklere uy- mamaktadır.

Pediyatri bölümü:

Çocuk koğuşu üç katlı olup, hastahane kompleksinin merkezinde yer almıştır. Bod- rum kat geçici olarak eczane ve steril de- posu olarak ayrılmıştır. Zemin kat şimdiki halde nisaiye koğuşu olarak kullanılmak- tadır. Hastahane tamamlandığı zaman ayakta tedavi gören hastalara tahsis edile- cektir.

Tedavi gören ve ameliyat olacak hasta- ların hepsi birinci kattadır. Fazla olarak bir de tecrit ünitesini ihtiva etmektedir. İkinci kat sadece ameliyat hastalan içindir. Bir ameliyathane de bulunmaktadır.

Tecrit ünitesinin dışında, her kat kırk yataklı bir bakım ünitesidir ve altı tane altı yataklı oda ile dört tane tek yataklı oda- lardan ibarettir. Her katın sonunda altı ya- taklı bir oda ile, bir yataklı oda, cam bir kapı ile ayrılmış, on beş - yirmi yaş arası çocuklara tahsis edilmiştir. Her katta kız ve erkek çocuklar mevcuttur. İkinci' kattaki odalardan biri hastabakıcı odası olarak ayrıl- mıştır. Burada on iki portatif yatak vardır.

Tek kişilik odalarla, yardımcı kısımlar ku- zeye, diğer odalar güneye karşıdır. Kırk yataklı ünitenin esası, «Musgrave Park Hos- pital» den alınmıştır. Her 20 yatağa bir hastabakıcı olmak üzere iki hastabakıcı, bir de hemşire vardır.

Bir tertibin tesiri, şiddetli bir bakım bölümüne bağlıdır, bilhassa çocuk kısmı, daha büyük bir dikkate ihtiyaç gösterir ki, Ulster hastahanesinde mühimsenmemiştir.

Haklı netice, her katı iki ayrı bakım ünite-

sine ayırmak, her üniteye bir hemşire tah- sis etmek, yardımcı kısımları (tedavi odası, pamuk deposu, mutfak, hemşire odası gibi) paylaşmaktır denebilirse de, bu tipte tatmin- kâr, fonksiyonel ve ekonomik bir tertip de- ğildir.

Esas koğuşun dizaynında, iyi bir aydın- latma ve geniş bir çevre yaratılmıştır ama yardımcı kısımları biraz sıkıştırılmış gibi- dir. Bilhassa kritik kısımlarda (mutfak, te- miz çamaşır girişleri, temiz eşya asansörle- rine, hasta banyolarına girişler) rahatsızdır.

Süt sterilize sahası ve mutfağı pediyatri kısımlarına yakın münasebetli olmaması bakımından faydasızdır. Bodrum kattaki esas mutfağın yanındadır. Süt arabası için, de yük asansörleri çok ufaktır.

Altı yataklı odalar arasındaki çift camlı bölmeler arada kapı olmadığı için, lüzumsuzdur. Oysa, enfeksiyon riskinin da- ha çok olduğu hastabakıcı kısmında, portatif yatakların etrafını camla kapamak icabe- derdi.

Tecrit ünitesinden başka, hasta bir ço- cukla içeri giren ebeveyn için hiçbir tedbir alınmamıştır. Maamafih, batı kısmında bü- yük ve kullanışsız balkon, ilerde belki böyle bir tedbire yardım edebilir.

Çağdaş hastahane dizaynında öncelikle sıralanan vasıflar Ulster hastahanesinde yer almaktadır. Bu husus, bilhassa ameliyatha- nelerde görülmektedir. Yalnız yardımcı kı- sımların (otoklavın önündeki sterilizasyon sahası, anestezi odalarının) girişleri hasta arabasının geçmesi için biraz küçüktür.

Hastahanenin herhangi bir kısmında olduğu gibi, pediyatri bölümünde de deko- ratif plânlama incelikle ele alınmıştır. Çocuk-

(35)

TB£*r- CUAM- MINT tJTIlITH KITCMtN s t u c t

0*(l>»tınc TH(*IKt NURSEK*

WAno W*ftD

CIASS AH

Bir yatakhane ünitesi

lar için bol oyuncak temini, vasat bir mimarî incelik uygun görülmüştür. Bazı yerlerdeki detayların tatminkâr olmaması, belki de eko- nomik dikkatten dolayıdır.

Alçak ve yüksek pencereler, her ne kadar yeter ışık veriyorsa da, yukardakilere erişmek güç olduğu için, hakkıyla temizle- nememektedirler. Bu husus, tabiî, sıhhî ba- kımdan zararlıdır. Seviye değişiklikleri star- ların muvaffakiyetle kullanılmasına mâni olmaktadır ve düzgün bir görünüş verme- mektedirler.

Koğuş dışındaki koridorlardaki lâva- bolar biraz uygunsuz yerleştirilmiştir. La- vabolar ve buna benzer eşyanın çoğu duvar sathına çok yakın tespit edilmiştir ki, şe- killeri ve durumları arkaya yetişip temiz- lemeye imkân vermemektedirler.

Kapı tokmakları öyle hazırlanmıştır ki, mikroplu ellerle mümkün herhangi bir en- feksiyona mâni olmak için icabında ayakla açılmaktadır. Hastabakıcılar bu eğitimi gör- müşlerdir. Yukardaki hususlar, ehemmiyeti az gibi görülürse de, günün hastahanecilik problemlerinin inkişafında en ufak noktala- rın bile düşünülmesi elzemdir. Böylece tıbbî

müdahale çevresinin mükemmeliyeti ile daha çok kolaylaşacaktır.

Çamaşırhane :

Çamaşırhane hacmi haftada 70 000 par- ça eşya için hesaplanmıştır. Civardaki bir çok küçük hastahanelere de hizmet etmekte şimdilik kapasitesinin 2 / 3 ile çalışmaktadır.

Üniteye dışardan giriş hastahaneyi çevrele- yen çevre yolundan, içten giriş ise esas mut- fağı yemekhaneye bağlıyan toprak altı ko- ridoru iledir.

Çamaşırhaneyi bugün muvakkaten beş yerde bulunan toprak altı koridoru ile birleş- tirmek doğru olurdu. Halen kirli çamaşır- lar, bir asansör ile gelmekte, buradan üni- tenin boyunca, tekerlekli arabalarla ayırma kısmına gelirken epey bir mesafe katetmek- tedir. Şüphesiz, iyi bir hal tarzı değildir.

Direkt bir irtibat olabilirdi. Ayırma kısmma giriş de bir dikdörtgenin dar yüzüyledir ki biraz sıkışıktır.

Ayırma kısmında, renkli çamaşırlar ve bebek çamaşırları ayrıldıktan sonra W.S.K.

Carousel yıkama makinelerine gelmektedir.

Bundan sonra iş seyri tekerlekli arabalarla olmakta, aynı hacim içindeki kurutma, ütü

ve katlama makinelerine gelmektedir. Ma- kinelerin tertibinde kirli saha ile temiz saha ayrılmışsa da, yıkama makineleri temiz sa- hada olduğu için kirli iş az bir mesafe ile de olsa temiz kısma girmektedir.

Kirli saha ile temiz sahanın tamamen ayrılması fikri belki bu ünite plânlanırken tam değerlendirilmemişti. Bu plânda çare olarak araya konan duvar tam işe yarama- maktadır.

Birçok binalarda olduğu gibi, tesisat mühendisleri binayı tozu çeken borularla doldurmuşlardır. Fakat temiz hava veren, kirli havayı çeken sistem ise muvaffakiyetli değildir. Bazı hallerde ikisinin de aynı an- da çalışması imkânsız gibidir. Çünkü çatı seviyesindeki ağızlan birbirine çok yakın- dır. Bunun gibi açık pencerelerden gelen temiz hava için hesaplanmış miktar yukar- daki ckstratörlerle yok edilmektedir.

Yazın mühim bir miktar güneş ısısı elde edilmektedir.

Her ne kadar yükseltilmiş çatı, iyi bir aydınlatmayı temin ediyorsa da, kuzey - gü- ney istikametindeki üniteyi doğuya yönelt- mek, doğu - batı ışığı temin etmek doğru olurdu.

Çamaşırhane

Çatıdaki camlar fazla ısınmaya mâni olmak için beyaza boyanmıştır. Ekonomist- ler çatı konstrüksiyonu için çelik kullan- mışlardır. Bu tip çamaşırhane için elverişli midir? Pek değil, denebilir. Çünkü buhardan dolayı paslanmaktadır. Böylece gelecekteki masraflar şimdiden artmıştır. Arka tepeler- den görüldüğü gibi çatısı, mutfak ve yemek- haneye uymamakta, yemekhanenin manza- rasını da kapatmaktadır. Bunlar hariç has- tahane gurubu ile iyi kaynaşmıştır.

Netice olarak bahsedilen problemler dizaynın seyri sırasında tıb âlemindeki kaçınılmaz değişikliklerden çıkmaktadır.

Bütün bu zorluklara rağmen elde edilen netice tatminkârdır. En mühimi de sempatik bir çevre ve ölçü kuvvetle tesis edilmiştir.

(36)

döşerken • • •

YER MUŞAMBALARI VE SUNİ DERİLERİNİ

K U L L A N I N I Z .

NYLEX

YaSnız değişik desen ve renkleriyle değil , kafire ve sağlamlığayla da arenası fek

A R K . — 472

Referanslar

Benzer Belgeler

Basılmıyan yazılar

Belediyemiz, İstanbul'un dört yıllık imâr programını ilân etmemiş olduğu için, hemşehrilerin inşa ettirecekleri bü- tün binalar muvakkat inşaat kategorisi- ne

Nihayet imâr, is- kân ve mesken gibi, her biri birer dev mesele olan işlerle, müstakilen uğraşa- cak bir Vekâletin kurulmasını falihayır sayabiliriz.. Bu üç meselenin,

Velhasıl, gerek komitenin ziyaret programından anlaşılacağı, gerekse bu tetkiklere iştirâk etmiş Olan mimar- lar odası delegelerinin kısa raporlarında belirttikleri şu

Kabataş iske- lesi ile Beşiktaşdaki Hayrettin iskele- sinin, trafik meselesi bir kül olarak etüd edilmedikçe ve şehircilik mütehassısları bu problemi önce proje üstünde

Galata'da büyük bir İş hanı bir ban- ka tarafından bir sene önce, yarısı kadar fiyat bulunmadığı halde, 3,5 milyon lira- ya satın alınmıştır.. Akabinde, içindeki

Belediyemiz mesken için ayırdığı fonu, büyük caddelerde, orta sınıfın otu- rabileceği 3 ve 5 odalı dairelere hasre- decek yerde, bilhassa (gece kondu) ya-

Bir yapının, malzeme ihtiyaçlarının ancak % 10 veya 20 sini vererek, üst ta- rafı için, onu karaborsaya sevkedecek yerde, bir çok memleketlerin ikinci dün- ya harbinden