• Sonuç bulunamadı

Başbakan Erdoğan ın Edirne Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Erdoğan ın Edirne Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan’ın Edirne Mitingi’nde yaptığı konuşmanın tam metni

Mart 19, 2014 - 4:32:00

Enez, Havsa, İpsala, Keşan; sizleri gönülden selamlıyorum. Lalapaşa, Meriç, Süloğlu, Uzunköprü; sizleri muhabbetle selamlıyorum. Edirne, Osmanlı Cihan Devleti’nin Başkenti Edirne, Fatih Sultan Mehmet’in doğduğu, Mimar Sinan’ın donattığı, Şükrü Paşa’nın kahramanlık yazdığı ey güzel Edirne. Sen bu milletin iftiharısın Edirne, senin türbelerinle gurur duyuyoruz. Senin şehitliklerinle iftihar ediyoruz.

Senin köprülerinle, senin göğe yükselen muhteşem minareli camilerinle, senin Selimiye’nle iftihar ediyoruz Edirne.

Arda’nın, Meriç’in, Tunca’nın suladığı bereketli topraklarınla, çalışkan, yiğit insanlarınla gurur

duyuyoruz. Sana İstiklal Şairi Mehmet Akif’in o muhteşem ifadeleriyle sesleniyorum; sen İslam’ın çelik gibi sağlam sur’usun Edirne. Sen şarkın mağrur yüzüsün Edirne. Sen Osmanlı’nın ikinci şahlanışı, dünyanın en bereketli şehrisin. Sen, doğunun demir kilidisin Edirne. Rabbim Edirne’yi kem gözlerden, nazarlardan saklasın. Allah hepinizden razı olsun. Birliğimiz, kardeşliğimiz, yol arkadaşlığımız daim olsun.

30 Mart seçimleri Türkiye için, milletimiz için, demokrasimiz için, en çok da Edirne için inşallah hayırlara vesile olsun. Kardeşlerim, dün Edirne’nin kardeşi Çanakkale’deydik, 18 Mart Şehitler

Günü’nü Çanakkale’de idrak ettik. Çanakkale Deniz Zaferimizin 99. yıldönümünü kutladık, şehitlikleri ziyaret ettik, orada Fatiha’larımızı okuduk. Bugün de Edirne’deki şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum.

Edirne savunmasında, Edirne’nin istiklale kavuşmasında, Kurtuluş Savaşında, terör mücadelede şehit olmuş tüm kardeşlerimize Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Rabbim inşallah bizlere tarihte

yaşadığımız o acı hadiseleri tekrar yaşatmasın. Osmanlı’da yaşanan o Fetret Dönemini Rabbim tekrar yaşatmasın. Balkan faciası gibi acı hadiseleri Edirne’nin işgali gibi o hüzünlü hadiseleri Allah bizlere inşallah tekrar yaşatmasın diye dua ediyorum.

Dün Çanakkale’de şehitliklerimizi ziyaret ederken o korkunç saldırının olduğu mekanları ziyaret ederken 99 yıl önce orada kahramanca savaşan Mehmetçiklerimizi yad ettim. Bir avuç buğdayla, bir kase buğday çorbasıyla günlerce idare etmek zorunda kaldılar. Düşmanın en modern silahları karşısında yetersiz toplarla, o eski tüfeklerle kahramanlık destanı yazdılar. Ama bizim

Mehmetçiğimizde düşmanda olmayan bir şey vardı. “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.” Bizim Mehmetçiğimizde iman dolu yüreklerin inşa ettiği geçilmez, aşılmaz, çiğnenmez vatan sevgisi, bayrak sevgisi, millet sevgisi vardır. Kardeşlerim, Çanakkale’deki, Edirne’deki şehitlerimizden ders alarak, onların hatırasına sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’ni daha ileri seviyelere taşımanın mücadelesini verdik. Biz şehitliklerimize baktık, mezar taşlarındaki isimlere baktım, çok manidardı. Kardeşlerim, memleketlerine baktım, işte şehitlerimizin kardeşliği üzerine 77 milyonun kardeşliğini inşa etme mücadelesini verdik.

Edirneli kardeşlerimden rica ediyorum, Edirneli gençlerden rica ediyorum; gidin Edirne’deki şehitlikleri gezin. Hemen yanı başınızda Çanakkale’deki şehitlikleri gezin, orada mezar taşlarında yazan isimlerde Türkiye haritasını göreceksiniz. Orada Kars var, orada Ardahan var, orada Van var, orada Edirne var, Tekirdağ var, orada bakıyorsunuz Hatay var, orada Kahramanmaraş var, orada Rize var, orada Trabzon var, orada Samsun var, orada Kayseri var, ne ararsan hepsi var. Bitmiyor, orada Üsküp var, orada Batı Trakya var, onlar da orada. Gümülcine’yi görüyorsun orada. O insanlar yalnız bırakmadılar.

Orada bakıyorsunuz ta Senegal’den gelen Müslüman var. Niye? Türkiye’deki Müslüman kardeşlerinin

(2)

var oluş mücadelesinde onlar da yanında yer aldılar. Filistin’i görüyorsunuz, Mısır’ı görüyorsunuz, Suriye’yi, Irak’ı, Bosna Hersek’i görüyorsunuz, Makedonya’dan gelenleri görüyorsunuz,

Bulgaristan’dan gelenleri görüyorsunuz. Değerli kardeşlerim, neden biz buralarla yakın ilişki içinde olduğumuzu anlıyor musunuz? Neden biz Evladı Fatihan olan şu Balkanlar’daki kardeşlerimizi ihmal etmediğimizi anlıyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde hiçbir dönemde olmayan ilgiyi AK Parti iktidarında biz gösterdik. Öyle laf ola beri gele yok ha, turistik bir ziyaret değil. Gittik, oradaki yıkılan eserleri ayağa kaldırıyoruz. Biz gittik Bosna Hersek’te Mostar’ı ayağa kaldırdık, gittik Kosova’ya Murat Hüdavendigar’ı ayağa kaldırdık, Fatih Sultan Camiini ayağa kaldırdık, Sinan Paşa’yı ayağa kaldırdık. Hala oralarda kervansarayları inşa ediyoruz, tarihi neyse ona göre devam ediyoruz. Durmak yok…

Sevgili Edirneliler, biz şehitliklerimizden bir mana daha çıkardık, on binlerce şehidin uğruna can verdiği bu toprakların bağımsız olması, özgür olması, müreffeh olması gerektiği sonucunu çıkardık.

İşte onun için 12 yıl boyunca çok çalıştık. Burada sizlere sadece savunma sanayinden bir örnek vereceğim; bakınız ben sizinle bugün tarihi bir sohbet yapıyorum. Adeta miting değil sohbet. Niye biliyor musunuz? Kardeşlerim, başımızı iki elimizin arasına alalım, şöyle bir düşünelim. Ya bu CHP…

Kardeşlerim, ama yuh demek işi bitirmiyor, sandıkların cevabı işi bitiriyor. Onun için bildiklerinizi bilmeyenlere anlatacaksınız. Bakınız bunlar geliyor değil mi, Kılıçdaroğlu geldi, plan mı konuştu, proje mi konuştu, bol bol yalan söyledi, iftira attı, fitne, fesat; bunları yaptı. Buna sormak lazım, gönül veren CHP’li kardeşlerimize sormak lazım, MHP geldi mi bilmiyorum, onlara da sormak lazım; ya kardeşim, sizin planınız var mı, projeniz var mı? Edirne’ye bu yerel seçimlerde ne kazandıracaksınız bunu söyleyin, bunu demek lazım. Bak ben size eserle konuşuyorum, planla konuşuyorum, projeyle

konuşuyorum. İşte buyurun Altay adını verdiğimiz ana muharebe tankı projesiyle artık kendi tankımızı üretebilen bir ülke haline geldik. Atak adını verdiğimiz taarruz helikopteri projesiyle şurada birkaç gün içinde belki de artık seri üretimine başlayacağız, kendi helikopterimizi üreten bir ülke konumuna yükseldik. Anka adını verdiğimiz insansız hava araçlarını artık kendimiz üretiyoruz. Bugün özel

sektörle yaptığımız çok güçlü bir insansız hava aracının da Keşan’a test uçuşu var. MİLGEM Projesiyle şu ana kadar iki savaş gemisini tamamladık denizlerimize yolladık. Bir tanesi şimdi değerli kardeşlerim Afrika yolunda. İki tane daha inşa ediyoruz. Dünyada kendi savaş gemisini üretebilen 10 ülkeden biri olduk. İlk milli uçağımız Hürkuş’u yaptık, bu sene havalandı. Milli savaş uçağımızın ilk kavramsal tasarımlarını ayrıca tamamladık. İnşallah 2023’e kadar kendi milli savaş uçaklarını da imal eden bir ülke olacağız. Bakınız Kirpi adını verdiğimiz Kara Kuvvetlerimizin zırhlı araçlarını biz üretiyoruz. Seyir füzelerini, tanksavar füzelerini, güdümlü roketleri artık kendi teknolojimizle üretir hale geldik. Hisar füzelerinin ilk atış denemesini başarıyla yaptık.

Kardeşlerim, ilk milli gözlem uydumuz Göktürk-2 uzaya gönderildi. Göktürk-1 uydumuz inşallah seneye uzaya gidiyor. Uydu fırlatma merkezimizin kurulması için etütlere başladık. Askerimizin eline Cumhuriyet tarihinde ilk defa milli bir piyade tüfeğini veriyoruz. Önümüzdeki yıldan başlayarak en son teknolojileri kullanan modern bir piyade tüfeğimizin üretimine geçiyoruz ve bunları birliklerimize dağıtıyoruz. Ankara’da radar ve elektronik harp merkezimizin inşası devam ediyor, seneye açılacak.

99 yıl önce silahı, bombası, mermisi olmayan, süngüsüyle düşmana karşı kahramanca savaşan bir ordumuz vardı. Bugün artık hem en modern imkanlara sahip, hem de aynı şekilde kahraman bir ordumuz var. 12 yılda Türkiye’yi işte bu seviyelere biz taşıdık. Durmayacağız, 2023’e kadar çok daha büyük başarılara inşallah hep birlikte imza atacağız.

Kardeşlerim, bakın görüyorsunuz ben size proje anlatıyorum, ben size yaptıklarımızı anlatıyorum, hayal değil gerçekleri anlatıyorum. Kardeşlerim, bu Kılıçdaroğlu ne anlatıyor, anlatacak bir şeyi var mı?

Olsa olsa SSK’nın Genel Müdürü olduğu zaman orayı nasıl iflas ettiğini anlatır. O dönemleri

hatırlıyorsunuz değil mi? SSK hastanelerinde çektiğimiz çileleri biliyorsunuz değil mi? Kardeşlerim, hastanenin eczanesine iniyorduk ilacımızı alabiliyor muyduk? Eczanede yarı ilaç var, yarısı yok. Peki şimdi istediğin hastaneye gidebiliyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Ben şimdi

(3)

sesleniyorum ey CHP’ye gönül veren kardeşim; Allah aşkına siz esere mi oy vereceksiniz, size hizmet edene mi oy vereceksiniz, yoksa gelip meydanlarda ideoloji siyaseti yapan, hakaret siyaseti yapan, gerilim siyaseti üreten, iftira atan, yalan söyleyen, takiye atan kişilere mi oy vereceksiniz?

Kardeşlerim, Allah insan için aklı verdi, düşünmeyi emretti. Onun için akledenler için bizim

inancımızda çok hikmetler var. Düşünenler için… İşte şimdi burada kardeşim bak oradan sesleniyor, engellileri sadece siz düşündünüz diyor. Evet, engelli bakımlarından tutunuz onlara eğitim

yardımlarına varıncaya kadar, işe almaya varıncaya kadar, bugüne kadar gelen iktidarlar bunları niye yapmadı? Bunu biz yaptık, biz yapıyoruz.

Şimdi biz değerli kardeşlerim, bunların koltuğa oturduğu gibi bu koltukta değiliz. Bakın ben diyorum ki;

eğer bunlar dürüstse, eğer bunlar samimiyse, bu seçimde bizim partimiz AK Parti birinci parti

çıkmazsa ben Genel Başkanlığı bırakırım, bırakırım. Çünkü siyaset değerli kardeşlerim, başa oynamak için yapılır, millete hizmet için yapılır, o koltukları işgal etmek için yapılmaz. Bakınız şurada 4 yıldır Genel Başkan Kılıçdaroğlu, 3 seçime girdi, 3 seçimde de bizim arkamızdan nal topluyor, nal topluyor nal. Buna sormak lazım, sesleniyorum; bu seçimde inanıyorum ki sen yine arkadan nal toplayacaksın.

Ben bırakmaya hazırım, sen de bırakmaya hazır mısın? Bırakamaz, çünkü o koltuğun sıcağı onları bırakmaz.

Kardeşlerim, insanlara koltuklar şeref kazandırmaz, insanlar koltuklara şeref kazandırır. Onun için CHP Genel Başkanı o koltuğa oturduğu günden beri tek bir şey söylüyor; mazotu 1,5 lira yapacağım.

İnanıyor musunuz? Benim çiftçi kardeşim, inanıyor musun? Geçen seçimlerde de çok attı biliyorsunuz.

İşte belediyede verdikleri sözleri bir düşünün. Böyle vaatlerde bulunan partileri Türkiye çok gördü.

Mazotun fiyatını indireceğiz diye geldiler, ürün fiyatlarına fark vereceğiz dediler, her aileye maaş bağlayacaklardı hikaye. Antalya’da gördük bunu, rezalet. Ama biz her aileye elhamdülillah maaşı bağladık, bunun yanında dul hanım kardeşlerime iki ayda bir 500 lira veriyoruz.

Bakınız şimdi yine bir uçuk vaatler, şimdi bunlar nerede, verdikleri eser var mı? Yok, sürekli atıyorlar.

Hayatları bunun üzerine inşa edilmiş. Şimdi çıkmış İstanbul’a bir aday bulmuş, klasörün önünde resim çektirmişti, yolsuzluk klasörü. Onun önünde resim çektirerek ihraç etmişlerdi o zatı. İhraç ettikleri adamı İstanbul’a getirdiler Belediye Başkan adayı yaptılar. Şimdi çıkmış ne diyor? Diyor ki; Ben belediye başkanı olduğum zaman üçüncü köprüyü yıkacağım. Bakıyorsun bir tanesi daha var,

yıkacağım. Bir tanesi çıkıyor diyor ki; Haliç’teki şu anda yapılmış olan o Taksim Yenikapı Köprüsü için İstanbul’un siluetini bozuyor diyor. Bunlar herhalde silueti takım elbiseyle karıştırıyorlar. Çünkü bunların böyle bir şey yapmaya gücü yetmez. Ondan sonra gidiyor Galata Köprüsünde balık tutuyor.

Ya bir defa burada bizden önce balık malık yoktu, ama biz geldik Haliç’i temizledik artık oraya balık geldi.

Kardeşlerim, belediyecilik bizde bizde, bunların böyle bir derdi yok. Şimdi biz gümbür gümbür, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli, ey Pensilvanya, şunu bilmeniz lazım: Biz eser siyaseti yapıyoruz. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, hizmetkar olmaya geldik. Bu CHP birinci köprü yapıldığı zaman İstanbul’a karşı çıkmıştı, ikinci köprüye, ona da karşı çıktı, şimdi biz Yavuz Sultan Selim Köprüsünü yapıyoruz, ona da karşı çıktılar. Kardeşlerim, bu köprü 4 gidişi var, 4 gelişi var, Edirneli bundan çok istifade edecek. Ve değerli kardeşlerim, ortasından da bu köprünün tren geçecek. Ve biz buraya cebimizden 1 kuruş koymuyoruz. Burası 2,5 milyar dolara mal oluyor ve biz burayı 7,5 yıl süreyle işlettiriyoruz, 7,5 yıl sonra köprüyü devlet olarak alıyoruz; yap-işlet-devret.

Aynı şekilde Marmaray 153 yıllık ecdadımızın rüyasıydı. Kardeşlerim, bakınız Marmaray’ı bitirdik ve hangi yüzle şimdi bunlar Marmaray’dan geçiyorlar? Ona da karşıydılar, paralel yapıyla beraber bizi orada çok engellediler. Gösteriler yaptılar şöyle böyle vesaire. Geçenlerde iki gün ağır sis oldu İstanbul’da, günde 300 bin kişi geçti oradan, 300 bin kişi… Ben de sizlerle gurur duyuyorum. 300 bin kişi. Şimdi onun güneyinde yine denizin altından iki katlı bir tüp geçit daha yapıyoruz, otomobil

(4)

geçecek oradan. Allah’tan ki denizin 62 metre derinliğinden geçtiği için göremediler, görseydiler onlar için de gösteri yaparlardı. Ben de sizinle beraberim.

Kardeşlerim, bitti mi? Bitmedi. Şimdi İstanbul’a üçüncü havalimanını yapıyoruz, 150 ila 200 milyon yolcu kapasiteli olacak tamamen bittiği zaman. İlk etapta 100 milyon/yıl kapasiteli. Maliyeti ne biliyor musunuz? 46 milyar dolar. Devletin cebinden 1 kuruş çıkmıyor. 20 yıl işletecekler, ondan sonra devlete teslim edecekler. Vatanı sevmek bu mu, yoksa Bahçeli gibi, yoksa Kılıçdaroğlu gibi,

Pensilvanya gibi bizlere iftira atmak mı? Ah kardeşlerim, bunlar iftiralarını atsınlar, bunlar yalanları söylesinler, ama benim milletim bütün gerçeği biliyor. Ve artık bunların iftiralarını milletim yutmuyor.

En güzel cevabı 30 Mart’ta vermeye hazır mıyız hanım kardeşlerim? Hazır mıyız? Onun için yalnız bak 12 gün var ha, 12 gün var. Kapı-kapı dolaşacağız, kapı-kapı dolaşmamız lazım. Ya nasıl olsa iyiyiz, çalışmaya gerek yok, bu işi hallederiz diyemeyeceğiz, kapı-kapı dolaşacağız. Onların ablaları var, bizim ablalarımız burada, bizim ablalarımız burada. Durmak yok…Abilerimiz de burada. Durmak yok…

Ona göre çok çalışacağız.

Kardeşlerim, bütün bu yanlış siyasetlerine inşallah en güzel cevabı vereceğiz ve biz Edirne’ye bugüne kadar yaptığımız şöyle hizmetlere bir baktığımız zaman AK Parti iktidarının kardeşlerim, 6 katrilyonu aşan yatırımı var. Bu ne demek biliyor musunuz? Yılda 500 trilyon biz Edirne’ye yatırım yapmışız.

Peki, hangi alanlarda yaptık bunları? Ona şöyle bir baktığımızda şunu görüyoruz: Gıda tarımda yaklaşık 1,5 katrilyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon, ulaştırma haberleşme 740 trilyon, TOKİ olarak 388 trilyon, gençlik spor olarak 369 trilyon, aile ve sosyal politikalar 290 trilyon, sağlıkta 114 trilyon, eğitimde değerli kardeşlerim, aynı şekilde 147 trilyon, böyle uzayıp gidiyor. Bütün bu adımları atarken, biz bu yardımları yaparken acaba CHP’nin buradaki belediyeleri ne yaptı? Sadece laf.

Kardeşlerim, şu Edirne’ye bunlar Trakya genelinde olduğu gibi bir içme suyu dahi getiremediler, içme suyu. Ya siz nasıl belediyesiniz arkadaş. Ya ben İstanbul’a Belediye Başkanı olduğum zaman CHP’den aldım İstanbul Belediyesini, İstanbul susuzdu hatırlayın. İstanbul’da çöp dağları vardı, İstanbul’da hava kirliliği vardı, ama ta Istranca Dağlarından İstanbul’a dağları delerek su getirdik su, 180 kilometre.

Niye? Dertliyiz biz ya, biz bu millete sevdalıyız be. Derdi olanın, sevdası olanın önünde engel dayanır mı? Dayanmadı. Şu anda burada kanalizasyonlar doğrudan Meriç’e, Tunca’ya akıyor ya. Allah aşkına kimin sorumluluğu bu? Belediyelerin sorumluluğu. Niye bunu çözmüyor bu belediyeler? Çözmediler.

Şimdi biz bu kanalizasyonları ele aldık, Ergene üzerinde çalışmalar yapıyoruz. İnşallah Ergene’yi de halledeceğiz, istiyoruz ki Belediye’yi de Edirneli kardeşlerim AK Parti Belediyesine versin, buranın da içme suyuydu, kanalizasyondu bütün sorunlarını biz çözelim. Bakınız Uzunköprü Belediyesi altından kalkamadı. Gittik arıtma tesisini biz tamamladık. Geçtiğimiz Aralık ayında geldiğimde toplu açılış töreniyle hizmete aldık. Keşan atık su arıtma tesisinin inşaatına yine biz başladık. Bunlar bizim değil Belediyenin yapması gereken işler, yapamadılar biz yaptık. Hızla inşallah tamamlayıp Keşanlı

hemşerilerimizin hizmetine sunacağız. Hatırlıyor musunuz, yıllardır televizyonlarda, gazetelerde Meriç Nehri taştı, sel oluştu haberlerini okursunuz. İşte biz Meriç Nehrinin 187 kilometrelik kıyı şeridindeki nehir yatağındaki heyelanları durdurmak için şimdi cephe duvarları yaptık. Kardeşlerim, ayrıca Meriç nehrinin yatağı tarihi köprülere yakışır şekilde kumlardan temizledik, nehri şu anda düzenliyoruz.

Projeleri hazırlıyoruz. Böylece Meriç Fatih’in doğduğu Edirne’mizde şanına yakışır şekilde akacak, 12 yılda Edirne’de inşa ettiğimiz sulama projeleriyle 227 bin dönüm tarım arazisini sulamaya da böylece açtık.

Kardeşlerim, Edirne için çok önemli olan Sultanköy ve Yenikarpuzlu sulamalarını hizmete aldık.

Hamzadere Barajını 2011 yılında hizmete sunduk. Keşan, İpsala ve Enez ilçelerinde bulunan 21 köye ait 273 bin dönüm araziyi bu barajla sulamaya açıyoruz. Sulama tesislerinin inşaatının çalışmalarına başladık.

(5)

Kardeşlerim, 2007 yılında –bu da çok önemli- tamamlamış olduğumuz Süloğlu projesiyle Edirne’ye içme ve kullanma suyu temin ettik. Keşan’ın içme suyu problemini de çözdük.

Şimdi yeni bir adıma atıyoruz, nedir o? Edirne’ye 400 yataklı bir devlet hastanesi yapıyoruz, inşaatı devam ediyor. Zaten Sağlık Bakanımız Edirne Milletvekilimiz, değerli arkadaşım Mehmet Müezzinoğlu.

Önümüzdeki yıl tamamlıyoruz. Bitmiyor, Keşan’a, İpsala’ya ve Enez’e toplamda 190 yataklı devlet hastaneleri yapıyoruz. Projelerini hazırladık, ihalesini yapacağız ve akabinde yapımına başlayacağız.

Kardeşlerim, bunların yanında bakınız Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi 1000 yataklı hastanesinin restorasyonu iki yıl içinde tamamlanacak. Edirne sağlıkta Balkanlar’ın ve bölgenin onkoloji ve sağlık merkezi haline gelecek.

Değerli kardeşlerim, ayrıca şunu özellikle söylüyorum: Ayçiçeği destekleme primlerini biliyorsunuz 24 kuruştan 30 kuruşa çıkardık. Yine bunun yanında şurada Edirne’de bir modern çöp depolama merkezi yok ya, burada vahşi çöp depolama var, bununla bir yere gidebilir misiniz? Bunu kim yaptı? Ya CHP işte, yapamıyor, yapamazlar bunlar. Koskoca İstanbul’da Başbakanlığımda iki tane modern depolama yaptım ve onunla kalmadım, oradaki çöpü kompost gübre üretme fabrikası yaparak oradan kompost gübreye çevirdik ve park-bahçelerde kullandık. Daha sonra Kadir Topbaş Bey, sağ olsun o da enerji üretmek için adımları attı, o da enerji üretiyor. Ya biz buyuz. Biz ilmin gereği neyse bunu yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Ama şimdi inşallah Profesör Ahmet Günşen Hocayla bunları yapacağız. Ahmet Günşen Hocanın projeleri dehşet. İnşallah bu projelerle bunu hayata geçireceğiz.

Tabii sizin bir beklentiniz var biliyorum. Demirhanlı Havaalanı pistiyle alakalı Ulaştırma Bakanlığımız 2014 bütçesinde bu yıl pist uzatılacak ve eğitim uçuşlarına açılacak, bunun da müjdesini veriyorum.

Kardeşlerim, aynı şekilde burada içme suyu biliyorsunuz asbestli borulardan veriliyor. Bundan da biz yine Edirne’mizi kurtarmak durumundayız.

Tabii bunlar dedim ya dertli değil, bu iş dert istiyor. Kardeşlerim, bakınız ben size birkaç rakam

vereceğim, çünkü bu CHP, bu MHP, bunlar aynı ve şimdi de yanlarına bir üçüncüyü aldılar Pensilvanya, şimdi oldular üçüz. CHP-MHP ruh ikiziydi, Pensilvanya’yla şimdi bunlar ruh üçüzü oldular.

Kardeşlerim, yolsuzluklar içerisinde olan bir iktidar soruyorum 230 milyar dolardan Türkiye’nin milli gelirini 820 milyar dolara çıkarabilir mi? Soruyorum; 79 senede Cumhuriyet tarihinde 6100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Yolsuzluk içinde olan bir iktidar bunları yapabilir mi?

Kardeşlerim, bakınız 79 senede 83 tünel var, biz 12 senede 122 tünel yaptık. Görüyor musunuz?

Dağları deliyoruz dağları. Niye? Ferhat Şirin’e aşık. İşte Şirin, biz de Ferhat, dağları delerek geliyoruz, viyadüklerle geliyoruz. İstiyoruz ki Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi çıkaralım; bu adımı attık, bu adımı atıyoruz ve başarıyoruz. Zaten 10 yıl önce, 15 yıl önce Türkiye’ye gelenler, şimdi geldiğinde Türkiye çok değişmiş, Türkiye’yi tanımadık, Türkiye’yi tanımıyoruz diyorlar.

Değerli kardeşlerim, mesele bu. Ya şurada bir Kapıkule Gümrüğü bile rezaletti be, sefaletti be. Şu andaki Kapıkule Gümrüğünü bile bu hale getiren biziz, biziz. Niye bundan öncekiler yapamadılar bunu, neden? Biz dertliyiz. MHP çıkar milliyetçiyiz der, CHP çıkar halkçıyız der. Onun yavrusu bir DSP var, zaten farkı yok, aynı. Kardeşlerim, bakınız DSP ile MHP ortak mıydı? Ortaktı. Biz onlardan aldık mı Hükümeti? Aldık. IMF’e olan borcumuz neydi biliyor musunuz? 23,5 milyar dolardı. Geldik biz ödedik.

Geçen 14 Mayıs’ta bitti ve şimdi IMF bizden borç istiyor ve biz de IMF’e dedik ki tamam 5 milyar dolar size borç verebiliriz. Veren elden alan elden üstündür.

(6)

Aynı şekilde bitmedi, hani milliyetçiyiz diyorlar ya, Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi?

Kardeşlerim, Merkez Bankasının döviz stoku neydi biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? 128 milyar dolara çıktık. Yere sağlam basıyoruz. Hanım kardeşlerim, bunları bilmeyenlere anlatın. CHP’lisine, MHP’lisine, DSP’lisine, hepsine anlatın, bilmiyorlar.

Kardeşlerim, memur kardeşlerim, işçi kardeşlerim; sizden zorunlu tasarruf adı altında para kestiler mi?

Ne kadardı biliyor musunuz? 13,5 katrilyon. Dikkat edin, 13,5 katrilyon, Başbakan oldum önüme bu geldi. Ya dedim devlet işçisine, memuruna borçlu olur mu, nedir bu hal? Bu rezillik nedir? Çünkü işçisinin, memurunun maaşını ödeyemiyordu ve kaynaktan para kesiyorlardı. Ve bu 13,5 katrilyonu sendikaları topladık hemen oturduk bu 13,5 katrilyonun tamamını biz ödedik, biz ödedik biz. Ey CHP, senin de bunda günahın var. Ey DSP, ey MHP, sizin de günahınız var. Tarih olan partiler var, onların da günahları var. Benin işçimi de, memurumu da böyle sömürdünüz.

Bitmedi, Konut Edindirme Yardımı dediler, şu ana kadar bize gelen makbuz 3,5 katrilyon, onları da biz ödedik, biz ödedik. Niye? Bir devlet işçisine, memuruna borçlu olmaz. 17 katrilyon bak sadece bu.

Kardeşlerim, evvel Allah biz gelirken dedik ki, yolsuzluğu ortadan kaldıracağız, yasakları kaldıracağız, yoksulluğu kaldıracağız. İşte bizim iktidarımız bunları başardığı için biz bugün güçlüyüz, daha da güçlü olacağız.

Engelli kardeşlerimizin önünü biz açtık, onlara artık özel sektörde, devlet sektöründe iş bulma imkanını biz meydana getirdik.

Kardeşlerim, bakınız şu anda, çok enteresan, Pensilvanya ile bu müşterek ortaklıkta neler var? Çıkıyor bu Pensilvanya’nın başındaki zat ne diyor? Savaş Ay’la bir söyleyiş yapıyorlar, Savaş Ay soruyor ilişkisini. Ben hayatımda diyor bir kere oy kullandım, bir kere, ama şimdi Hazreti Cebrail gelse, parti kursa ona bile oy vermem diyor. Ya sen ne yapıyorsun? Ya bizim dinimizde meleklere iman diye bir şey var ya, sen nasıl bunu söylersin? Hazreti Cebrail’in işi gücü yok da gelip burada bir parti mi kuracak? Ya bu benzetme yapılır mı?

Bir defa, bizde güzel bir söz var, teşbih hata kabul etmez diye. Hani teşbihte hata olmaz derler, o yanlış bir yaklaşımdır, tanımı yanlıştır. Tanımı şudur: Yani teşbih hata kabul etmez, benzetmeyi yaptığınız zaman o benzetmede hata olmayacak. Bu şimdi böyle bir benzetme yapıyor.

Şimdi şimdi bütün ablarıyla, ağabeyleri sokak sokak dolaşıyorlar, iftiralarla dolu, yalanlarla dolu

broşürler dağıtıyorlar. Şimdi ben diyorum ki kardeşlerim, bunların dershanelerinde okuyan yavrularınız varsa çekin alın. Her hafta sonu Milli Eğitim Bakanlığı’mız okullarda ücretsiz takviye kursları verecek, haberiniz olsun, ücretsiz olarak.

Tabi şimdi bunlar çok uyanıklar, bütün rant oradan. Ve tabi sizlerle senetler filan da imzalattılar, şimdi önümüzdeki yılın da onların okullarında okuyan yavrularınız varsa onun da senetlerini alacaklar. Sakın ha, devletin okulları bize yeter ya, vermeyin bunların okullarına, vermeyin. Artık zaten son döneme geliyoruz, bundan sonra artık dershane mersane biliyorsunuz 2015 1 Eylül’ünde bitiyor, tamam mı kardeşlerim?

Biz hamdolsun bu tezgahlarla dokunmadık. Ben imam hatip mezunuyum, 4 çocuğum da öyle, kurslarla filan olmadılar, hamdolsun. Ve ne oldu şimdi? İmam hatiplerin, meslek liselerinin önüne katsayı koymuşlardı, kalktı mı katsayı? Kızlarımız başörtülü olarak okullara gidemiyordu, kalktı mı?

Artık başörtülü olarak okula gidebiliyor mu? Üniversiteye gidebiliyor mu? İstediği üniversiteye gitme şansı var mı? Devlet dairesinde çalışabiliyor mu?

Ne oldu, başı açık, başı örtülü, Türkiye bölündü mü? Ya kardeş kardeşe Türkiye’de yaşıyorlar, mesela

(7)

bu zaten, AK Parti’nin derdi bu, Normalleşme bu. Başörtülü de benim kardeşim, başı açık da benim kardeşim, onların kardeşçe bu yolda yürümesi önemli. Maalesef bizi böldüler, bu CHP, bu MHP, bu BDP, bu DSP, bunlar hep bu işin mimarları.

İşte şimdi inşallah bir şey öğrenmiş yalnız, Elaziz’den bir tane bile oy almadığı Kovancılar’dan bir tane başörtülü bayanı belediye başkan adayı yapmış. Duydunuz mu? Tam istismarcı. İnandığı için değil, zaten kazanamayacağını biliyor da, bir istismar yapalım, bakalım tutar mı dedi. Ya bunlar

başörtülülere rozet taktılar, ondan sonra otobüsten attılar, hatırlıyorsunuz değil mi? O zaman da kim vardı? Sayın Baykal vardı. Sayın Baykal hala kendisine ihanet eden bu adamla beraber yürüyor. Şimdi o da bana cevap verir, varsın versin.

Ve bana diyor ki, kendisiyle alakalı olan kaseti belgeleriyle diyor Başbakanın açıklaması lazım. Git paralel yapıya sor, onlar sana versin adresini. Ben sana işte işareti veriyorum, git, onlara sor, onların arasında senin de dostların oluşmuştur, onlar sana gereken cevabı verir.

Dün CHP’li bir milletvekili çıkmış Twitter’da şunu söylüyor: CHP’nin yandaş televizyonunda Pensilvanya’daki zat ve gazetesinin reklamlarını görmeye, F tipi televizyonlarda da adaylarımızın reklamlarını görmeye alışamayacağız diyor. Zor bir nikah kıymışlar, zor bir nikah. Son zamanlarda bir de biliyorsunuz bizim inancımızda olmayan muta nikahını bu F tipi çok konuşuyor. Herhalde bunların da siyasetle şimdi bir muta nikahı oldu, öyle anlaşılıyor.

Biz artık ipin ucundakilerle uğraşmıyoruz, ipi elinde tutan asıl patronla uğraşıyoruz, bizim taşeronlarla işimiz yok, asıl patron. Ve CHP, MHP, BDP, bunlar Pensilvanya’nın şu anda taşeronu oldular.

Değerli kardeşlerim, hala 60’dan beri şu güvenilir ele maalesef teslim edilmedi. Diyoruz ki, şurada gelin yüklenelim, yüklenelim ve Edirne’yi gerçek, samimi hizmetkarlarına teslim edelim.

Kardeşlerim, bakınız İstanbul’daki yüksek hızlı tren hattını inşallah Tekirdağ, Kırklareli üzerinden Edirne’ye kadar uzatıyoruz.

Kardeşlerim, aynı zamanda diğer bazı hatlar var, Edirne-Kırklareli, Tekirdağ-İstanbul hızlı demir yolunun projelerini hazırladık, yatırım programına aldık, diğer süreçler devam ediyor.

İnşallah Edirne’deki mevcut demir yollarını da biliyorsunuz her şeyini ülkemizde üreterek onları da biz yeniledik. Sadece yolları değil, yol üzerinde bulunan o tarihi istasyonları da aslına uygun olarak restore ettik; biz buyuz.

Pehlivanköy-Uzunköprü hudut demir yolunu elektrikli ve sinyalli hale getirdik.

Yapımını planladığımız ve devam eden Edirne ve bağlantılı demir yolu projelerimizin toplam tutarı ne biliyor musunuz? 2 katrilyon, 2 katrilyon.

Kardeşlerim, Ergene Havzası aynı kararlılıkla gidiyor. Biliyorsunuz, Trakya’yı daha kapsamlı bir hale alalım dedik, bunun için de bir TRAGEP, yani değerli kardeşlerim, Trakya’yı Geliştirme veya Trakya Gelişim Projesi adı altında TRAGEP’i uygulamaya koyduk, GAP gibi, DAP gibi, bu adımı attık. Ve bundan böyle Trakya emin, güvenilir ellerde bu projelerle geleceğe hazırlanacak.

Kardeşlerim, yine TRAGEP kapsamında Ergene Havzası’nda son teknolojiye sahip 12 ileri biyolojik arıtma su tesisini inşa ediyoruz. Son 2 yıldır yürüttüğümüz çalışmalarla Ergene inşallah çok farklı bir hale gelecek, su kalitesinde iyileşme sağladık, kirlilik göstergesi yüzde 79 oranında azaldı. 2017 yılında inşallah Ergene’yi eski haline dönüştüreceğiz.

Bakınız sevgili kardeşlerim, Edirne bizim Avrupa’ya açılan kapımız, Avrupa’dan da biliyorsunuz Edirne

(8)

vasıtasıyla Asya’ya giriş kapımız, çok önemli burası. Ve maalesef CHP belediyeleri on yılardır bize layık olan bir şeyi burada yapmadılar. Şimdi adımı atıyoruz, inşallah bu değişiklik gerçekleşiyor.

Bakınız, Hazmadere Barajı’nı 2011 yılında hizmete sunduk, Keşan, İpsala ve Enez ilçelerinde 21 köye ait 273 bin dönüm araziyi bu barajla sulamaya aldık.

Kardeşlerim, bütün bu adımların yanında, tabi bizler için en önemli olan konulardan bir tanesi de, biz Edirne’yi doğalgazla buluşturduk. Bizden önce doğalgaz var mıydı Edirne’de? Doğalgaz yeni mi icat oldu? Benim Edirneli Ayşe kardeşime, Fatma Hanıma doğalgaz gerekmiyor muydu? Ya devamlı sobada kömür yakarak ne çileler çektiniz ya. Bunları biz çözdük,

Şimdi kömürle ısındığımızda bir odayı ısıtıyorduk, öyle mi? Şimdi bütün daire ısınıyor, mutfakta sıcak su, banyoda sıcak su. Bu modernizm değil mi? ("Evet" sesleri) Bu CHP gericidir, gerici. Modern anlayış AK Parti’de var, bunlarda değil.

Kardeşlerim, Edirne adalet sarayını tamamladık.

Ve Edirne’ye Cumhuriyet tarihinde yapılan bölünmüş yol ne kadar biliyor musunuz? Şaşıracaksınız, 70 kilometre. Peki, bizim yaptığımız şu 12 senede ne kadar biliyor musunuz? 183 kilometre. Bakınız, 79 senede 70 kilometre, 12 yılda 183 kilometre; farkımız bu.

Yine kardeşlerim, İpsala ayrımı Yenikarpuzlu-Enez yolunu kaliteli asfaltla bitirdik, biz yaptık.

Edirne, Lalapaşa, Hamzabeyli hudut kapısını bölünmüş yol olarak tamamladık.

Uzunköprü çevre yolunu ve Kuleli-Necatiye varyantını bölünmüş yol olarak tamamladık.

Uzunköprü değerli kardeşlerim, tarafımızdan tamamlandı, şimdi tarihi Uzunköprü’yü de inşallah orada hallediyoruz.

Tarladan hasada, işlemeden satışa her aşamada çiftçimizin yanında olduk. Kardeşlerim, tarımsal destekte hiçbir zaman çiftimizi ihmal etmedik.

Kültür ve turizmde 52 trilyon Edirne’ye destek verdik, tarihi eserlerimizi ayağa kaldırdık. Koca Sinan’ın ustalık eserim dediği şu Selimiye’yi biz restore ettik. Aynı şekilde Gazi Mihal Camii gibi Edirne’deki 66 tarihi eserimizin restorasyonunu yaptık.

Kardeşlerim, biz hizmet siyasetiyle, eser siyasetiyle sizin karşınızdayız.

Kardeşlerim, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı, ecdat yadigarı Edirne tarihine, misyonuna yakışır bir belediye yönetimine kavuşsun istiyoruz. Edirne belediye başkan adayımızı onun için hassasiyetle aradık, hassasiyetle çektik. Niye? Dedik ki, emin bir elde olsun, güvenilir, işini bilen, dertli ve size aşık olan bir isim olsun dedik. Onun için de değerli Hocamız Profesör Doktor Ahmet Günşen kardeşimizi, evladınız, içinizden biri olarak size belediye başkan adayı olarak takdim ettik.

Kardeşlerim, bu seçim Edirne’de ya eser diyeceksiniz, ya ideoloji diyeceksiniz. Eğer eser diyeceksiniz adres Ahmet Hoca. Ama ideoloji diyeceksiniz, bir şey diyemem, Pensilvanya.

Sorun ya, şunlara sorun, ey Pensilvanya’nın mensupları, niye kaçtı gitti? 99’da kaçtı gitti. Ya bu vatansever mi? Eğer vatanseverse bu zat gelsin Türkiye’ye, gelsin Edirne’ye. Niye gelmiyor, neden?

Demek ki bir yerde su kaçığı var. Böyle yalanlarla, iftiralarla bir yere varılmaz.

Ben buraya gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum, ah benim kardeşlerim ah, sizin tapınacağınız

(9)

yer orası değil, orası sizin için bir ubudiyet makamı değil. Bizde kula kulluk yok, bizde sadece Allah’a kulluk var. Her söylediğinde, her yaptığında keramet aramayın, hikmet aramayın. Bak bunların hesabını hep soracağız, bu topladığınız paralar nereye gitti, bunların hesabını soracağız. Bu milleti nasıl dolandırdınız, bu milleti nasıl aldattınız, bunların hesabını soracağız. Biz iyi niyetli davrandık, ama maalesef demek ki bunların arkada farklı şeyler varmış, şimdi o meydana çıkıyor. Şu seçim 30 Mart’ta inşallah sandıklardan bir gümbür gümbür gelelim, ondan sonra yeni dönem başlayacak.

Şimdi onların tabi bütün gayreti şu: Acaba AK Parti’yi biz ikinci parti yapabilir miyiz? Nal toplayacaklar, nal. İşte bunu yapacak olan sizsiniz, gereken dersi bunlara verecek olan sizsiniz. Ablalarımızla,

ağabeylerimizle şu 12 gün kapı-kapı dolaşacağız. Ama sandıklara da sahip çıkacağız ha. Sandık müşahitleri, sandık kurulu üyesi kardeşlerim, sandıklara sahip çıkacağız. Gerekirse gidin parti teşkilatlarımızdan, ilçe, il, müşahit kartlarınızı alın ve sandıklarda görevli olarak işe sahip çıkın.

Şimdi ben 30 Mart’ta Edirne’den müjde bekliyorum, ilçelerinden, beldelerinden müjde bekliyorum.

Ve diyorum ki, Daima millet… Daima millet… Büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi, şehir diyoruz, bunu başaracağız.

Sizleri sevgiyle, selamlarken, şöyle bir coşkuyla bir inletelim Trakya’yı. Buradan Tekirdağ’ına gidiyoruz, dün Çanakkale’deydik zaten.

Hazır mıyız?

Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Edirne’yi hatırlatıyor, bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor.

Kardeşlerim, unutmayın, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız, Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Roman’ıyla, Alevi’siyle, Sünni’siyle bir ve beraber olarak tek millet olacağız.

Kardeşlerim, unutmayın, tek bayrak olacağız. Bayrağımızın üzerinde bayrak asla tanımıyoruz. Ve bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin simgesi.

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

Üç; tek vatan, 780 bin kilometreyle Edirne’den Van’a, Hakkari’ye kadar, Sinop’tan Hatay’a 780 bin kilometrekareyle Türkiye’mizin her yanı aynı oluyor, aynı olacak. Her karış toprağını aynı şekilde seveceğiz, kimse bu topraklar üzerinde operasyon yapamaz.

Dört: tek devlet. Devlet içinde devlet olamaz ve karşısında bizi bulur ve bizi bulacaklar.

Kardeşlerim, ben sizleri bu duygularla selamlıyorum.

Allah yar ve yardımcımız olsun, kalın sağlıcakla diyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnşallah şu anda konuyla ilgili etüt proje çalışmaları devam ediyor, inşallah Yozgat’ımızı da bu noktada artık yurt dışındaki akrabaların gidişi-gelişi, her şeyi

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin

Kardeşlerim, biz gelene kadar Zonguldak’a ne kadar bölünmüş yol yapıldı biliyor musunuz..

Şimdi de Mustafa Yel kardeşimizle istiyoruz ki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tekirdağ’ın tüm ilçelerine, artık köy yok, mahallerine, beldeler de mahalle,

Şimdi bizim iktidarımıza bu tür çamuru atan Kılıçdaroğlu, soruyorum sana; 12 yıl önce 230 milyar dolar milli geliri olan Türkiye, şu anda 820 milyar dolar milli gelire

Değerli kardeşlerim, şimdi 30 Mart seçimlerine Büyükşehir Belediyesi olarak giriyoruz, inşallah 30 Mart akşamı bu işin sahibi belli olacak ve 31 Mart’tan itibaren artık