Başbakan Yıldırım’ın, Bingöl Evet Diyor
Mitingi’nde yaptığı konuşmanın tam metni
Mart 05, 2017 - 4:48:00
Hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler; hepinizi hasretle, muhabbetle selamlıyorum.
Buradan tüm Bingöl’e, tüm Bingöllü kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
Adaklı’yı, Genç’i, Karlıova’yı, Kiğı’lı, Solhan’ı, Yayladere’yi, Yedisu’yu, orada yaşayan bütün kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum.
Bingöl’ün bizim gönlümüzde yeri bir başkadır, Bingöl kardeşlik şehridir, Bingöl yiğitlik şehridir, Bingöl demokrasinin şehridir. Bingöl’ü biz unutmayız, çünkü Bingöl 82 darbe Anayasasının halkoylamasında Türkiye’ye örnek oldu, en fazla hayır oyunu vererek darbeye karşı dik duruşunu gösteren illerin başında geliyor Bingöl.
Değerli kardeşlerim; 2010 yılında bizim yaptığımız Anayasa değişikliği, hatırlayın 12 Eylül halkoylamasında da Bingöl yine yüzde 95 evet oyu verdi. Allah sizden razı olsun.
İşte gün geldi çattı, darbe kalıntılarından bu Anayasayı temizleme görevi de yine Bingöl’e düştü, Bingöllülere düştü. Hazır mısınız Bingöl? Hazır mısınız? Darbe Anayasasının son kırıntılarını
temizlemeye hazır mısınız? Allah sizden razı olsun. Allah Bingöl’ü, Bingöllüleri muhafaza etsin. Her seçimde, her sandık kurulduğunda Bingöl hep bizim yüzümüzü ağarttı. Bu kutlu yolculukta her zaman bize yoldaş oldunuz. Biz de Bingöl’e, sizlere mahcup olmadık, emanetinizi asla yere düşürmedik.
15 Temmuz’da sizin emanetinizi almak için geldiler, alçaklar FETÖ teröristleri bütün gücüyle geldi, ama emaneti teslim etmedik. Öyle yağma yok, eline milletin silahını alacaksın, uçağını alacaksın, helikopterini alacaksın ve bu şekilde milletin üzerine bombaları, mermileri yağdıracaksın. Millet bunu unutmaz, hele hele Bingöl hiç unutmaz, öyle değil mi Bingöl?
Artık Türkiye’de bu ülkede darbeler dönemi bitmiştir, millet iktidarına, Başbakanına, Cumhurbaşkanına, Meclisine Bingöl bu meydanda sahip çıktı, demokrasi nöbetleriyle sahip çıktınız. O geceyi karanlıktan aydınlığa dönüştürerek sahip çıktınız, Allah sizden razı olsun.
Değerli kardeşlerim; bu ülke kolay kurulmadı, İstiklal Savaşında Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı, Bingöl’ün Zaza’ları, aslanları, Çerkezleri, Araplar, Romanlar bir olduk, beraber olduk, omuz omuza verdik,
savaştık zaferi kazandık, Cumhuriyeti birlikte kurduk. Öyle asker kılığına girmiş üç-beş haine bu ülkeyi bırakacak göz var mı bizde? Burası bizim vatanımız, burası bizim toprağımız, biz bin yıldır bu
topraklardayız. Allah’ın izniyle daha nice nice yıllar bu topraklarda birlikte yaşacağız. Bu topraklar üzerinde hiçbir kimsenin, hiçbir etnik grubun diğerine üstünlüğü olamaz. Evvel Allah, Feto’nun itleri de, kendisi de hesap verecek verecek.
Bu ülkenin, bu ay-yıldızlı bayrağın altında yaşayan bütün vatandaşlarımız başımızın tacıdır, Zaza’lar başımızın tacıdır, Kürt’ler başımızın tacıdır, Türk’ler başımızın tacıdır, Arap’lar, Romanlar, Türkmenler, ne kadar etnik grup varsa başımızın tacıdır. Bu topraklarda kardeşlikle bugünlere geldik, birbirimize kardeş olduk, kenetlendik, zorlukları birlikte aştık, sevinçleri birlikte paylaştık. Bundan böyle de kimse kimsenin üzerinde üstünlük taslamayacak, kibir, gurur içerisinde olmayacak. Herkes barış içinde, özgürlük içinde kendi geleneklerini yaşayacak, dilini de konuşacak, ibadetini de yapacak. AK Parti
olarak 14 yıldır Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bunun mücadelesini veriyoruz.
Ne yaptık? Ret politikalarını, inkâr politikalarını elimizin tersiyle ittik. Kardeşliğimizi güçlendirmek için tarihi adımlar attık.
Demokrasimizi geliştirdik, yasakları tek tek kaldırdık. Kısıtlamaları kaldırdık, bu güzel ülkenin, Türkiye’nin bütün vatandaşlarını birinci sınıf vatandaş kabul ettik, birbiriyle kucaklaştırdık.
Bir şey daha yaptık, teröre karşı amansız mücadele verdik. Türk-Kürt arasına girmeye çalışan bu alçak PKK terör örgütüne karşı amansız mücadelemizi sürdürdük, sürdürmeye devam ediyoruz.
Değerli kardeşlerim; Bingöllüler emin olsun, bütün dünya bilsin ki Türk de bizim, Zaza da bizim, Kürt de bizim, Laz da bizim, Kürtçe de bizim, Zazaca da bizim, Türkçe de bizim. Doğu da bizim, batı da bizim, İzmir bizim, Bingöl bizim. Biz birlikte Türkiye’yiz, kardeşiz. Alparslan’ın, Selahaddin Eyyubi’nin torunlarıyız. Şairin dediği gibi: “Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız. Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız.” Bizler hep birlikte aynı kıbleye yöneliyoruz, aynı camide saf tutuyoruz. İlahi huzurda dua için aynı yakarışı yapıyoruz. Bizler Hazreti Muhammed’in, Peygamber Efendimizin
ümmeti olmaktan şeref duyuyoruz, bahtiyarlık duyuyoruz. Allah’ın birleştirdiğini kim ayırabilir. Yeter ki değerli kardeşlerim; yeter ki oynanan oyunların farkına varalım. Tuzakları fark edelim, hainlere
gereken dersi verelim.
Bingöl’ün asil evlatları; gün ayık olma günüdür. Vaktiyle Cezayir’de halkı bölmek, parçalamak için milleti ikiye böldüler, Cezayir halkını yerli Araplar, Berberiler diye ayırdılar, Müslüman Cezayir arasına fitneyi soktular. Aynı tuzağı bizim için de yapmaya çalışıyorlar. Bizleri de Kürt diye, Türk diye, Laz diye, Zaza diye birbirimizden ayırmaya çalışıyorlar. Biliyorum ki aziz Zaza kardeşlerim, bu oyuna asla
gelmez. Bu toprakların has evladı, kadirşinas Kürt halkı bütün tuzakların farkında. Asil milletimiz hileli tuzakları başlarına geçirecek ve bizi parçalamaya çalışanlara gereken dersi verecektir. İşte Bingöl’ün meydanı bunu söylüyor, bütün dünyaya haykırıyor.
Aziz kardeşlerim, neden Bingöl huzurun, refahın merkezi olmasın? Neden Bingöl bir Kayseri, bir Mersin, bir Malatya, bir Samsun olmasın? Neden kalkınan, herkesin iş bulduğu, huzurlu bir şehir olmasın?
Hükümetimiz bu memlekette yatırım yaparken, şantiyeler kurarak bölünmüş yollar, tüneller yaparken şantiyeyi basan, iş makinelerini yakanlar en çok zararı kime veriyor? Size veriyor, Bingöl’e veriyor.
Ben Ulaştırma Bakanıyken şu havalimanını Bingöl’e yaparken bu alçak teröristlerle neler çektim neler.
Makineleri yakarlar, işçileri kaçırırlar, Bingöl-Solhan Yolunda kaç sefer makinelerimizi yaktılar,
şantiyeleri bastılar, işçilerimizi kaçırdılar. Ama onlar yaptı, biz yılmadık, yorulmadık, devam ettik, inat da bir murattır dedik havalimanını yapıp sizlerin hizmetine sunduk, hayırlı uğurlu olsun. Evvel Allah.
Sevgili gençler; biz sadece Yaradan’ın huzurunda eğiliriz, onun dışında bizi kimse eğemez.
Esnafa kepenk kapattırarak rızkına engel olan terörle bölgedeki ticareti durma noktasına getirenler en çok bu memleketin insanına zarar veriyorlar. Bu bölgede terörün şiddet sarmalından en çok siz
etkileniyorsunuz. Çocukları kandırarak, dağa çıkararak, ellerine silah vererek askere saldırtanlar en çok bu memleketin siz asil evlatlarına, Zazalara, Kürtlere zarar verdiler. Bu bölgenin çocukları okumasın, cahil kalsın diye okulları yaktılar. Evladı dağa çıkarılmış annenin, çocuğuna hasret kalmış babanın hasretini kim dindirebilir? Bu memleketin evlatlarını katil yapanlar, kalem tutması gereken ellere silah tutuşturanlar şimdi hesabını veriyor, tek tek hesabını soruyoruz. AK Parti Hükümeti olarak annelerin yürek acısını dindirmeye çalışıyoruz. Terörün can evinden vurduğu annelerimizin acısı dinsin istiyoruz.
Başbakan olduğum ilk günde sevgili Bingöllüler, söylediğim bir şey var; terör bu milletin başının belası olmaktan çıkacak dedik ve hamd olsun, and olsun ki çıkaracağız, çıkarıyoruz. Annelerin gözyaşını
dindirecek, terörün gençlerimizi kullanmasına izin vermeyeceğiz. Bunun için ne lazımsa bunu yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Değerli Bingöllü kardeşlerim; Hükümet olarak buralar kalkınsın, yakılan iş makineleri, kaçırılan mühendislere rağmen çalışmalarımıza ara vermedik, hız kesmedik. Bingöl halkı her türlü hizmete layıktır dedik. Cazibe merkezleri programları ile birçok teşvik uyguladık. Şimdi Bingöl’e iki tane büyük fabrika kuruluyor, hayırlı uğurlu olsun.
Bir süt fabrikası ve entegre bir yem fabrikası kuruluyor. Binlerce Bingöllü çalışacak, el emeğinin karşılığını alacak.
İki; bir ilaç fabrikası kurulacak, Bingöl’e, gençlerimize yeni iş alanları açılacak.
Değerli Bingöllüler, sevgili kardeşlerim; devleti kaybetmenin ne demek olduğunu Suriye’de görüyoruz.
Her şeyini kaybetmenin, bir mülteciyi yerinden yurdundan yok olmanın ne demek olduğunu Suriye’de gördük. Milyonlarca evini barkını, vatanını terk etmiş insanlara Türkiye olarak ev sahipliği yapıyoruz.
15 Temmuz gazisine sen neden tanklara karşı yürüdün denince ne diyor biliyor musunuz Suriye’deki o mülteci: Reis, sokağa çık deyince, ben de vatansız kalmanın ne demek olduğunu gördüm, ben de sokağa çıktım diyor. Küresel güçler bizleri de devletsiz, yersiz, yurtsuz bırakmanın gayretine girdiler.
Ama yağma yok, burası Türkiye, burası ay-yıldızlı bayrağın dalgalandığı ülke, bu ülkeye kimse zarar veremez Allah’ın izniyle.
Sevgili Bingöllü kardeşlerim, tünelin ucunda ışık görüldü, teröre büyük darbe vurduk. Artık can çekişiyorlar, can çekişiyorlar. Şimdi 16 Nisan’dan sonra size söz veriyorum, Bingöl Meydanında söz veriyorum, bu örgüt bitecek, bu milletin düşmanı katiller Kandil’deki sözde ağababaları ne diyorlar?
Burayı dikkatli dinleyin, Kandil’dekiler diyor ki; sandıktan evet çıkarsa biz biteceğiz. Biteceksiniz, korkunun ecele faydası yok, biteceksiniz. Allah izniyle sandıktan evet de çıkacak, FETÖ de bitecek, PKK da bitecek, DEAŞ da bitecek, bunları başımızın üzerinde bela olmasından kurtaracağız.
Sevgili kardeşlerim, sevgili Bingöllüler; daha önce de söyledim, siz 82 Anayasasına hayır dediniz.
Türkiye’de en fazla hayır oyunu siz verdiniz. Türkiye’nin demokratikleşme reform hamlelerine hep destek oldunuz. Şimdi gün bugündür, Bingöl 16 Nisan’da he diyecek misiniz? He diyecek misiniz? He diyecek misiniz? Allah sizden razı olsun. 16 Nisan’da vereceğiniz her evet oyu, 12 Eylül Anayasasının kalan izlerini de yok edecek. Sadece 12 Eylül değil, Adnan Menderes’i idama götüren 27 Mayıs’ın, 1961 Anayasasının antidemokratik izlerini de 16 Nisan’da inşallah sizin oylarınızla tamamen silmiş olacağız.
Sevgili kardeşlerim, bakın burada, Bingöl’de bir misal vereyim; diyelim ki yeni bir araba aldınız, araba yeni, ülkenin yolları kötü. Arabaya bindiniz, yola çıktınız, yollar virajlı, çukurlu, inişli-çıkışlı. İyi araba, yeni araba ne işe yarar yol olmazsa, işe yarar mı? Gideceğin yere hızlı gidemezsin, güvenli gidemezsin.
Varacağın yere vaktinde varamazsın. Ama bizim yaptığımız gibi eğer ülkede bölünmüş yollar varsa, otoyollar varsa, virajlar kalkmışsa, tüneller-viyadükler yapılmışsa, yol bir gidiş-bir geliş yerine iki gidiş-iki geliş, üç gidiş-üç geliş şeklinde olduysa, trafik işaretleri tamamsa, kurallar belliyse, yağmurda, yağışta, siste her türlü ikazlar varsa, yol üzerinde dinlenme tesisleri de yapıldıysa o zaman gideceğin yere hızlı gidersin, rahat gidersin, konforlu gidersin. Bugüne kadar sizin için neler yaptık, yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik, yolları böldük milleti birleştirdik. Otoyollar, tüneller, viyadükler, dünyanın en güzel, en büyük projelerini yaptık, milletimizin hizmetine aldık.
Şimdi sevgili Bingöllüler, gün sizin gününüz, 16 Nisan’da demokrasi otoyolunu hep birlikte açmaya var mısınız? Hazır mısınız? Ülkemizde kaynak var, enerji var, heyecan var, çalışkan-dürüst insanlarımız
var, kardeşlik var, huzur var, ama zemin iyi değilse, sistem iyi değilse bunların ne anlamı var? Şimdi zaman zemini sağlamlaştırma zamanıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber daha hızlı, daha kaliteli ve daha randımanlı işleri gerçekleştirmiş olacağız. Sistem üzerinde eserler, işler,
hizmetler yağ gibi akacak. Öyle ikide bir durmak yok, yol akıp gidecek. Türkiye bu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, bu demokrasi otobanıyla menziline vaktinde ulaşacak. Menzil neresi değerli kardeşlerim? Muasır medeniyetler seviyesi, 2023 hedefleri, 2053 hedefleri, 2071 hedefleri.
Şimdi muhalefet diyor ki, tek adam rejimi kurulacak. Sevgili kardeşlerim, bu da kocaman bir yalan, bu iddialar kocaman bir yalan. Cumhurbaşkanını beş yıllığına siz seçtiniz, hizmet üretmedi mi, üretti. Eğer üretmezse kara kaşına-gözüne mi meraklısınız, beş yıl sonra değiştirirsiniz olur biter. Beş yıl daha eğer güzel hizmet yaptı, beş yıl çalıştı, sonra bir beş yıl daha var, ama üçüncü beş yıl yok, en fazla 10 yıl.
Ondan sonra mutlaka değişiyor. Buradan tek adam çıkar mı, diktatör çıkar mı, halkın seçtiği diktatör olur mu? Bunlar külliyen yalan, kuyruklu yalan.
Sevgili kardeşlerim, diyorlar ki bu sistem Erdoğan için geliyor. Ben de diyorum ki; bu sistem Erdoğan için değil her doğan içindir, her doğan içindir.
Değerli kardeşlerim; şimdi Amerika’da da buna benzer bir sistem var. Bugüne kadar Amerika’da hep tek adam iş başında, orada diktatörlük mü var? Şimdi size örnek vereceğim, Afatlar Mahallesi var değil mi Bingöl’de. Afatlar’ın, oranın bir muhtarı var değil mi? Şimdi bu Kılıçdaroğlu diyor ki; bir muhtar yetmez, oraya bir muhtar daha seçelim, eş muhtar olsun diyor. Recep Tayyip Erdoğan Mahallesi var değil mi? Ne diyor Recep Tayyip Erdoğan Mahallesi, 16 Nisan’da demokrasi için evet. Yenimahalle ne diyor? Bahçelievler mahallesi ne diyor? Kültür Mahallesi ne diyor? Kıbrıs Mahallesi ne diyor? Saray Mahallesi ne diyor? Evvel Allah, evet evet evet.
Bakın biz Cumhuriyeti 1923’te kurduk, İstiklal Savaşını yaptım. Beraber dedelerimiz Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Dumlupınar’da, Yemen’de, her tarafta savaştılar Cumhuriyeti kurduk. Cumhuriyet kurulduğu günden bu tarafa 94 yıl geçti, 94 yıl. Gençler, kızlar; dinleyin, 94 yıl geçti Cumhuriyet kurulalı. Normal şartlarda 4 senede bir seçim olsa, her 4 senede bir hükümet kurulsa, bugün 24.
hükümet kurulacaktı, ama şimdi 65. Hükümetteyiz. Bu ne demektir? Zayıf hükümetler yüzünden, darbeler yüzünden hiçbir zaman süresini hükümetler tamamlayamamış, çok az. Ve bu şekilde ne olmuş? Hizmetler hep geri gitmiş. Hep ötelenmiş, milletin umutları, beklentileri bir başka bahara kalmış. Ama Amerika’da böyle mi? 228 senede her 5 yılda bir başkan seçilmiş, 45. Başkanı da geçen sene seçtiler. İşte istikrar bu, güçlü iktidar bu. AK Parti iktidarında son 15 yılda Allah’a şükür güçlü iktidar sayesinde her iş yapılmaya başlandı. Bingöl’ün en önemli işleri, projeleri AK Parti iktidarında birer birer hayata geçti. Bu ülkeye, bu millete yazık değil mi kardeşlerim? Enerjimiz, kaynaklarımız heba olup gidiyor. Yok hükümet kurulmadı, yok cumhurbaşkanı seçilmedi, seçtirilmedi, partiler anlaşamadı, darbe oldu, muhtıra oldu derken, 17 ayda bir hükümet değişiyor, millet bir başka bahara bekliyor.
Şimdi ne yapıyoruz? Şimdi yaptığımız iş çok basit. Siz iki tane sandık gelecek, birinci sandıkta cumhurbaşkanı ve onun kuracağı hükümet, ikinci sandıkta da meclis. Meclisi ayrı seçeceksiniz, cumhurbaşkanını da ayrı seçeceksiniz. Yani sandıkta kimin hükümeti kuracağına karar vereceksiniz, siz karar vereceksiniz, güvenoyunu siz vereceksiniz. Böylece beş yıl kulağınız rahat. Seçtiniz,
cumhurbaşkanı hükümetiyle işleri yapacak, meclis de kanunları çıkaracak ve hükümeti denetleyecek.
Biz diyoruz ki; memlekette huzur olsun, güven olsun, kalkınma olsun. Bakın sevgili kardeşlerim, 2013 yılından beri bizi nasıl engelliyorlar, nasıl oyalıyorlar? Gezi olayları, yargı darbesi, 15 Temmuz darbe girişimi derken, ülke vakit kaybediyor. Maalesef kaynaklarımız çar-çur oluyor. 16 Nisan’da Bingöl öyle bir gür sesle evet diyeceğiz ki Türkiye’de artık sorun çıkaran bütün kesimler cevabını alacak.
Sevgili gençler, Bingöllü gençler; biz ne yaptık? Seçilme yaşını önce 25’e indirdik, seçme yaşını da 18’e indirdik. Şimdi ne yapıyoruz? Seçilme yaşını da 18’e indiriyoruz. Yani gençler, 15 Temmuz’da o
tanklara karşı göğsünü siper eden bu bayrağı yere düşürmeyen 18 yaşındaki gençler, şehitlik şerbetini içen gençler, size CHP siyasete girmeyi layık görmüyor, bunlar daha çocuktur diyor. Asker olsun, sınırda namusumuzu teslim edelim, polis olsun, evlensin, ehliyet alsın, ama siyasete girmesin, daha küçük. Durun bakalım, biz varken siyasette sizin ne işiniz var? Gerektiğinde gençler vatan için canını ortaya koyuyor, 15 Temmuz’da olduğu gibi tankların önünde göğsünü siper ediyor. Niye vekil olmasın, niye bu güzel kızlarımız milletvekili olmasın, niye ülkesi için çalışmasın? Bu genç kardeşlerimiz niye milletvekili olmasın?
Sevgili kardeşlerim, Bingöllüler; bu yeni sisteme CHP karşı çıkıyor, başka kim karşı çıkıyor? HDP karşı çıkıyor. Bunlar ahbap-çavuş, bunların ilişkileri ahbap-çavuş ilişkisi. Bunlar, CHP de, HDP de bunlar kara tren solcusu, kara tren solcusu bunlar. Ülkeye hızlı tren gelmiş, uçakla yolculuk yaygınlaşmış, hava yolu halkın yolu olmuş, bölünmüş yollar Türkiye’nin her köşesine ulaşmış, bunlar hala kara trende kalmış. Her yeniliğe karşı bunlar, her değişime karşı. CHP, HDP ne zaman bu ülkenin hayrına bir iş yaptılar, ne zaman ülkenin hayrına olan bir işe evet dediler, hiç gördünüz mü? Ama millet 16 Nisan’da bunlara öyle bir ders verecek ki 16 Nisan’da Bingöl bunlara bir kez daha unutulmayacak ders vermeye hazır mısınız? Öyle mi Bingöl? 16 Nisan’da sandığı evet oylarıyla dolduracak mıyız? Rekora gidecek miyiz? Mührü beyaza basacak mıyız? Allah sizden razı olsun, sağ olun, var olun. Maşallah, Bingöl işi bitirmiş. Bingöl, bu iş tamam diyor. Bu Anayasa değişikliğine kimlerin karşı olduğunu görüyorsunuz?
CHP karşı, HDP karşı, ama yetmedi, şimdi FETÖ da karşı, PKK da karşı, DEAŞ da karşı. Şimdi bazı ülkeler de karşı çıkmaya başladılar. Ne yaparsa yapsınlar. Buradan, Bingöl Meydanından sesleniyorum;
Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünü asla ve asla durduramayacaklar.
Sevgili Bingöllüler, sevgili kardeşlerim; bu değişiklikle Türkiye’de istikrar kalıcı hale gelecek, huzur kalıcı hale gelecek. Ekonomimiz evvel Allah uçacak. Bu sistemle terörle mücadelemiz çok daha güçlenecek. En önemlisi nedir biliyor musunuz kardeşlerim? Demokrasimizin standardı yükselecek, kardeşliğimiz daha da muhkem hale gelecek. Uzlaşma kültürü yayılacak, aramızda ayrı-gayrı
olmayacak. Hepimiz kardeş olacağız, ay-yıldızlı bayrağın gölgesinde birlikte toplanacağız. Hükümetler daha hızlı karar alacaklar, reformlar, değişiklikler çok daha hızlı yapılacak.
Kardeşlerim, biz huzurlu bir Türkiye için gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Güvenli bir Türkiye için durmadan gayret ediyoruz. Şöyle akşam bütün aile sofrasına otursun, hep birarada gönül rahatlığı içerisinde yemeğini yesin, insanlar yarınından endişe duymasın diye gayret ediyoruz. Hiç kimse askerdeki çocuğu için endişelenmesin, kimse işsizlikten, yoksulluktan endişe etmesin. Şu Bingöl bölgenin cazibe merkezi olsun. Bingöl Üniversitemiz Türkiye’nin 80 vilayetinden, dünyanın her
yerinden üniversiteye öğrencilerin dolduğu bir yer olsun istiyoruz. Bingöl’ün yüzen adalarına dünyanın her tarafından ziyaretçi gelsin istiyoruz. Biz 14 yıl boyunca böyle bir Bingöl, böyle bir Türkiye hayaliyle çalışıyoruz. Bütün engellemelere rağmen, bütün karşı koymalara rağmen Allah’a şükür güzel işler yaptık. Şimdi 16 Nisan’la birlikte eminim ki bu engeller tamamen kalkacak, daha çok üreteceğiz, daha çok eser kazandıracağız, daha çok eser kazandıracağız, daha çok hizmeti milletimizin ayağına
götüreceğiz. Bingöl’ü büyüteceğiz, Türkiye’yi büyüteceğiz.
Sevgili kardeşlerim; Bingöl’e son 14 yılda çok, ama çok önemli işler yaptık, bunlar saymakla bitmez.
Ama ben buradan bazılarını hatırlatmak istiyorum.
14 yıl içerisinde güzel Bingöl’ümüze tam 10 milyar liralık yatırım yaptık, helali hoş olsun.
Eğitimde mevcut okullarımızı yeniledik, 1561 yeni derslik inşa ettik. Okullarımıza ilk günden beri ücretsiz ders kitabı dağıtıyoruz. Okul öncesi eğitimi ilk kez yaygınlaştırdık. Bingöl’deki öğrencilerimize 14 yılda 61 milyon şartlı eğitim yardımı yaptık. Bingöl’e çok önemli bir eğitim kurumu kazandırdık, Bingöl Üniversitesini kurduk, hayırlı uğurlu olsun. 22 fakülte-yüksekokulu birimiyle beraber Bingöl Üniversitesi bölgenin parlayan yıldızı oldu. Öğrencilerimiz için yeni yurtlar açtık. 2002 yılında sadece 500 öğrenci kapasiteli yurt varken, bugün 1861’e çıktı.
Gençler, müjde veriyorum; bu yıl merkezde 924 öğrenci kapasiteli yeni bir yurt açıyoruz, hayırlı uğurlu olsun. 2019’da 2200 yatak kapasiteli yeni yurtlar hizmete girecek. Bingöl’ün merkezden ilçelerine kadar her bir köşesini sağlık tesisleriyle donattık. Kadın doğum, çocuk hastalıkları hastanesini Bingöl’e kazandırdık. Solhan’a, Karlıova’ya, Adaklı’ya, Genç ilçemize devlet hastaneleri yaptık, hayırlı uğurlu olsun. Ağız ve diş sağlığı merkezi, aile sağlığı merkezlerini hizmete aldık. Şimdi kadın doğum çocuk hastalıkları hastanesine 75 yataklı bir ilave bina daha yapıyoruz. 14 yılda Bingöl için toplam 890 milyon liralık sosyal destek verdik. Engellilere, yaşlılara, eşi vefat eden hanım kardeşlerimize, muhtaçlara, asker ailelerine sürekli yardım programını devam ettiriyoruz.
Bugün Bingöl’de 2926 eşi vefat etmiş hanım kardeşimiz, 681 asker ailemiz, 2878 engelli
kardeşlerimize maaş bağladık. Bingöl’de 5544 konut inşa ettik, yeni mahalleler kurduk. Bingöl ve Karlıova’ya devlet adalet saraylarını yaptık.
Değerli kardeşlerim; Bingöl’e benim de Bakanlığım döneminde dev yatırımlar gerçekleştirdik, 2 milyarlık ulaştırma yatırımı yaptık. Dikkat edin Bingöllüler, 2002 yılına kadar, yani Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılına 79 yılda Bingöl’de bölünmüş yol yoktu. Biz 14 yılda tam 210 kilometre bölünmüş yol yaparak Bingöl’ün bölünmüş yol uzunluğunu 2214 kilometreye çıkardık. Bingöl-Elazığ arası bölünmüş yol oldu değil mi? Bingöl-Muş arasını, Bingöl-Solhan-Muş yolunu, Bingöl Havalimanı yolunu, Karlıova geçişini, Bingöl şehir geçişini bölünmüş yol olarak tamamladık. Kiğı, ben Erzincanlıyım, Erzincan Yedisu-Bingöl arasını da bölünmüş yol haline dönüştürüyoruz, hayırlı uğurlu olsun.
Bingöllüleri Havalimanıyla buluşturduk, havayolunu halkın yolu yaptık. 2013 yılında Bingöl Havalimanı açıldığında sadece 29 bin kişi uçakla seyahat etmişken, 2015 yılında bu sayı 136 bine çıktı.
Bingöl’e barajlar ve göletler için 3,5 milyar lira yatırım yaptık. Bingöl’de devam eden beş barajımız, iki göletimizin de yapım çalışmaları devam ediyor. Bu barajlar haricinde Bingöl Sancak barajını da
yapmaya karar verdik.
Bingöl’ün içme suyu hatlarını tamamen yeniledik. Bingöl’e verdimiz 14 yıldaki tarım desteği 164 milyon oldu, helali hoş olsun.
Şimdi geliyorum yeni müjdelere. Erzincan-Bingöl arasındaki yolu bölünmüş yol haline getireceğim, memleketimle Bingöl’ü birbirine komşu yapacağız, birleştireceğiz. Şurada Çapakçur Köprüsü var değil mi, beli eğri bir köprü, şimdi o köprüyü de kaldırıyoruz, Bingöl’ün asma köprüsünü yapıyoruz, asma köprüsü, hayırlı uğurlu olsun.
Bingöl şehir meydanını yeniden düzenliyoruz. Şu arkada gördüğünüz arazi var ya, o araziyi askeriyeden aldık şehir meydanı yapıyoruz, hayırlı uğurlu olsun.
Değerli kardeşlerim; Bingöl’e 150 yataklı ve 100 yataklı hastaneleri kazandırıp Bingöl’ü bir sağlık merkezine dönüştüreceğiz. Telekom karşısındaki askeri alanı az önce söyledim belediyeye verdik, burası en güzel bahçe şeklinde şehir parkına dönüşecek.
Biliyorsunuz Doğu ve Güneydoğu’da 23 vilayetimizi cazibe merkezi yaptık, Bingöl bunların başında geliyor. Buraya SÜTAŞ Firması büyük bir fabrika kuracak. Fabrika ne demek? İş demek, aş demek, refah demek, zenginlik demek. En önemlisi, binlerce Bingöllü kardeşim sütlerini artık bu tesiste değerlendirecek. Bu tesis istihdama kadar hayvancılığın gelişmesine de büyük bir katkı sağlayacak.
Bütün bu eserler, bütün bu hizmetler hız kesmeden devam edecek. Durmak yok yola devam. Durmak yok yola devam İnşallah. 16 Nisan’da birlikte bütün bu eserlere, bütün bu işlere yenilerini katarak durmak yok, yola devam edeceğiz. Türkiye’yi istikrarla büyüteceğiz. Sevgili kardeşlerim, sevgili Bingöllüler; 16 Nisan’da halk oylaması sonuçlarını takip ederken gözüm Bingöl’den gelecek evet seslerine odaklanacak. Bingöl’ü özel izleyeceğim. Bingöl’ün kararı Türkiye’nin kararı olacak. Sizden,
Bingöl’den yeni bir rekor bekliyorum, hazır mısın Bingöl, hazır mısın?
Bingöl, 82’de olduğu gibi, 2007’de, 2010’da olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi yine bir rekor ile 16 Nisan’da sandıkları doldurmaya hazır mı? Evet. Bingöl bunu yapar mı? Bingöl farkını ortaya koyar mı? Evet. Bingöl demokrasiye sahip çıkar mı? Evet. Bingöl rekor kırar mı? Evet.
O halde boş durmayacağız, o halde kapı-kapı dolaşacağız, tamam mı? CHP’lilere de anlatacağız, HDP’li kardeşlerimize de anlatacağız, MHP’li kardeşlerimize de anlatacağız, herkesin elini sıkacağız, hatırını soracağız. Bu sistemi, gelecek olan bu değişikliği herkese anlatacağız.
Bir olacağız, birlikte Bingöl olacağız, birlikte Türkiye olacağız.
Tek vatan için evet.
Tek bayrak için evet.
Tek millet için evet.
Tek devlet için evet.
Allah sizden razı olsun. Buraya gelen, gelmeyen kardeşlerimize de selamımızı lütfen iletin. Her birinizi Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun. Buradan Muş’a gideceğiz, Muş’taki kardeşlerimize de sizin selamınızı götüreceğiz. Sağ olun, Allah razı olsun.
