• Sonuç bulunamadı

Başbakan Erdoğan ın Adana Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Erdoğan ın Adana Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan’ın Adana Mitingi’nde yaptığı konuşmanın tam metni

Mart 18, 2014 - 10:45:00

Adana, Allah’ına kurban Adana, gadasını aldığım Adana, sizleri gönülden selamlıyorum Adana.

Aladağ, Ceyhan, Çukurova, Feke, İmamoğlu; sizleri muhabbetle selamlıyorum. Karaisalı, Karataş, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Sarıçam; sizleri kalpten selamlıyorum. Seyhan, Tufanbeyli, Yumurtalık, Yüreğir; hepinizi aşkla, sevdayla selamlıyorum.

Medeniyet şehri Adana, bereketli toprakların şehri Adana, yiğitlerin, mertlerin şehri Adana, samimiyetinden, ahdevefandan, bu hareketinden dolayı sizleri sonsuz teşekkür ediyorum.

Sağ olasın Adana, Allah sizlerden razı olsun.

Kardeşlerim, bugün Adana’da 34. mitingimizi yapıyoruz. Sizlere Marmara Bölgemizdeki kardeşlerimizin selamlarını iletiyorum. Sizlere Ege Bölgemizdeki, İç Anadolu’daki, Trakya’daki kardeşlerimizin selamlarını iletiyorum, sizlere Doğu Anadolu’daki, Güneydoğu Anadolu’daki

kardeşlerimin selamlarını iletiyorum. Önceki gün Mersin, Aksaray, dün Batman, Gaziantep, oralardaki kardeşlerimizin selamlarını iletiyorum. Allah’a hamdolsun, gittiğimiz her ilde olağanüstü bir coşkuyla karşılandık, havalimanından meydanlara kadar caddeler gümbür gümbür farklı bir heyecanla dolu.

Bu sabah dünyanın 4. büyük asma köprüsünün hamdolsun keson tüplerinin suya indiriliş törenini yaptık. İstanbul’u İzmir’e bağlayan körfez geçişinin, o dev asma köprünün hamdolsun bugün tüplerinin indirilişini yaptık. Kardeşlerim, orada da on binlerce kişi vardı. Kocaeli’nden sizlere selamlar, sevgiler;

yola böyle çıktık. Biz de laf yok, icraat var. Biz icraatla geliyoruz, lafla değil, 12 yıl hep icraat icraat icraat, bunu zaten Adana’mızda da gösterdik, uygulamalarımızda gösterdik.

Kardeşlerim, Gezi olaylarından beri Türkiye üzerinde çok kirli bir oyun oynanmak isteniyor,

Türkiye’deki istikrar bozulmak isteniyor, Türkiye ekonomisi baltalanmak isteniyor, aktif dış politikamız zayıflatılmak isteniyor, huzurumuz, kardeşliğimiz, başarıyla ilerleyen çözüm süreci zedelenmek isteniyor.

Ben bugün Adana’yı farklı görüyorum, bugün Adana’yı bambaşka görüyorum. Görüyorum ki, Adana büyük Türkiye hedeflerine kilitlenmiş vaziyette, Adana eski Türkiye demiyor, yeni Türkiye diyor.

Kardeşlerim, sizlerle bugün farklı bir muhasebe yapmak istiyorum, farklı bir görüşme yapmak istiyorum, farklı bir buluşmayı gerçekleştirmek istiyorum. Öyle bir muhasebe yapalım ki, bu

muhasebenin neticesinde bugün bir karar verelim ve bu kararla beraber Adana tarihinde olmamış bir cevabı 30 Mart’ta versin. Buna var mıyız?

Şimdi bakın sevgili kardeşlerim, Adana diğer 80 vilayetle birlikte vatanını seven, milliyetçi, ama öyle kafatası milliyetçisi değil ha, laf milliyetçisi de değil, eser milliyetçisi eser, vatansever gerçek anlamda, değerlerine bağlı, aynı zamanda demokrat bir şehirdir. Adana toprağına sevdalıdır, Adana bayrağına sevdalıdır, Adana milletine, devletine sevdalıdır, inanıyorum ki Adana Türkiye üzerinde oynanan oyunu en iyi gören şehirlerimizden biridir.

Hiç endişeniz olmasın, hiç endişeniz olmasın, dik duracağız dikleşmeyeceğiz.

(2)

Bakın geçen yıl Reyhanlı’da sivillere yönelik alçakça bir saldırı düzenlendi; hatırlıyorsunuz değil mi?

Orada maalesef 53 kardeşimizi Hakk’a uğurladık. Ne oldu biliyor musunuz? Emniyet güçlerimiz, istihbarat birimlerimiz olayı araştırdı, aydınlattı, zanlıları yakaladı. Ortaya ne çıktı? Bu saldırıyı yapanların CHP heyetini, evet evet, CHP heyetini zalim Esed’e götüren kişiler olduğu ortaya çıktı. Bu saldırıya bazı CHP’lilerin, CHP’nin bazı yandaş medyasının, bazı milletvekili yakınlarının karıştığı anlaşıldı. Kardeşlerim, aradan yaklaşık 1 sene geçti, CHP hala bununla ilgili bir açıklama yapmadı, yapamadı, iddialara cevap vermedi, veremedi. Hemen arkasından devlet düşmanı, millet düşmanı eli kanlı bir terör örgütü hem partimize, hem polisimize terörist saldırılarda bulundu. CHP işte bu örgüte sahip çıktı.

Şimdi şuraya dikkatinizi çekiyorum, Adana’nın, ekranları başında bizleri izleyen tüm Türkiye’nin dikkatlerini buraya özellikle çekmek istiyorum: Önceki gün İstanbul’da sokak eylemlerinde Giresun’un Alucra’sında Burak Can isimli bir kardeşimizi şehit ettiler. Ne oldu? Bu eli kanlı örgüt çıktı, bu eylemi biz yaptık diye açıklamada bulundu; bu aşağılık olayı, bu adice olayı bunlar üstlendiler.

Kardeşlerim, bakın çok ilginç, bu örgüt çıkıp bu cinayeti ben işledim diyor. Ama bunlar saatler sonra CHP’nin başındaki o Genel Müdür var ya, o adeta bu örgütü korurcasına, kollarcasına, örgütü

saklarcasına, kimin ateş ettiği belli değil diyor ve utanmadan, sıkılmadan daha sonra da babasını arayıp başsağlığı diliyor. Aynı şekilde CHP Genel Başkan Yardımcısı çıkıyor soru önergesi veriyor, örgütü temize çıkarmaya, suçu başka yerlere atmaya çalışıyor. Adana, oyunu görüyor musun Adana?

Şimdi ben CHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; Allah aşkına bu CHP’ye gidip de nasıl oy vereceksiniz? Bu CHP’nin artık gözü dönmüş, bu CHP artık tamamen artık şirazeden çıkmış, sandıkta başarısız olan CHP artık devlet düşmanı, millet düşmanı terör örgütlerini koruyup kollar hale gelmiş.

Bu ne büyük sorumsuzluktur. CHP içinde hiç mi sağduyulu vekil yok? CHP içinde hiç mi sağduyulu yönetici yok? Bu tehlikeli gidişe CHP içinde dur diyecek hiç mi yürekli bir kişi yok?

Kardeşlerim, bakın size çok enteresan bir olay anlatacağım. Demokrat Parti karşısında sürekli yenilen CHP dini istismar ederek, milleti kandırarak oy toplamaya çalışmıştı. 1949 yılında Demokrat Parti’nin kongresinde buranın, Adana delegesi Reşat Güçlü çıkıyor ve ne diyor biliyor musunuz? Adanalılar, bunu iyi dinleyin, memlekette irtica vardır, tek sebebi de CHP’dir. CHP bir gün daha ayakta kalabilmek için nasıl Atatürk’ün mirasını satarak yiyorsa, Atatürk inkılabını da satarak mülteciye taviz veriyor. Size vesika göstererek ispat ederim diyor. Devam ediyor, Adana mıntıkasında akrep muskası, yılan

muskası satılıyor. Neler olmuş ya. Üzerinde Halk Parti damgası var, damgasızlar değersizdir diyor; bu da çok enteresan. Evet, CHP Demokrat Parti’den oy kaçırmak için işte böyle muskaya başvuruyor.

Arkasında CHP damgaları olan muskaları gönderiyor, Adana’da parayla satıyorlar, şu anda da aynı şeyi yapıyorlar. Peki, şimdi ne yapıyorlar? Şu anda da Pensilvanya’daki zatla iş birliği yaparak dini istismar etmeye çalışıyorlar. Dün muskalardan medet uman CHP, bugün de paralel örgütün muska yerine hazırlamış olduğu birçok broşürleri, tabldot gazeteleri vesaire, bunları dağıtmaya çalışıyorlar. Bunlarda takiye var, bunlarda yalan var, bunlarda iftira var, bunlarda fitne var, bunlarda fesat var.

Şimdi paralel örgütün ağabeyleri size geldi mi, geldi mi? Ne yaptınız? Gereğini yaptınız. Bunlar ne yalanlar anlatıyor. Geçenlerde bana bir televizyonda gösterilen bir ikna odası kurmuşlar, oradaki o görüşme getirildi. Aman Yarabbim, neler söyleniyor, dinleyince şok oldum, şok oldum. Ya bunlar nasıl Müslüman, nasıl Müslüman? Bunların onların ablalarıymış, bu ablalar gidip evlerde bu yalanları anlatıyor. Fakat bizim ablalarımız başka, bizim ablalarımız başka, onlar yalanı anlatsın, siz doğruları anlatın, siz Adana’da yapılan hizmetleri, Türkiye’de yapılan hizmetleri anlatın. O gelen ablalara sadece şunu söyleyin: Biz size fazla bir şey söylemeyeceğiz, sizin Hocanıza bizim tek cevabımız var, bizim kızlarımızın başına açması için konuşan Hocanıza bizim verilecek oyumuz yok deyin yeter. Başı örtüsünü füruattandır diyerek ret eden bir Hocayla bizim işimiz yok deyin yeter.

Ah kardeşlerim, bu ülkede bu adam 5 ay önce beddua ediyordu, 5 ay sonra şimdi diyor ki, aynı

(3)

ifadeleri kullanıyor, Allah’ın gücüne gider diyor. Dedim ya, bunlarda takiye var, yalan var, iftira var. Ya değil mi bu adam, ne diyor? Onun televizyonu maalesef ne diyor? Peygamber Efendimiz Miraç’tan iniyor, kamyonete bindiriliyor. İşte şimdi bunlar CHP’yle işbirliği halinde, bunlar MHP’yle işbirliği halinde, beraber yürüyorlar. Hedef, AK Parti kazanmasın.

Savaş Ay’la 1995’te bir söyleşi yapıyor. Kim? Bu zat. Fakat Pazartesi günü röportajları

yayınlanacakmış ve bu röportajlarından sonra artık çok daha her şey iyot gibi ortaya çıkacak.

Kardeşlerim çok enteresan, bakınız ne diyor biliyor musunuz rahmetli Savaş Ay’a? Hazreti Cebrail inse diyor, parti kursa ben diyor ona da oy vermem. Yahu Hazreti Cebrail’in işi gücü yok da parti mi

kuracak? Meleklerin görevi bellidir, ama meleklere iman da bellidir. Sen bu ifadeyi nasıl kullanırsın ya, sen nasıl Hocasın ya? Böyle bir benzetme olabilir mi? Güya bunun arkasına takılan hocalar da var, bunlar akıllarını peynirle yemiş, bunlar iradelerini kiraya vermişler ve bunlar maalesef şu anda milletimizin içine fitneyi soktular, aileleri dağıttılar, aileleri böldüler.

Bunlara gereken cevabı en güzel şekilde 30 Mart’ta vermeye hazır mıyız? Onların ağabeyleri varsa işte Adana’da da bizim ağabeylerimiz burada. Şurada 15 gün var 15 gün, 15 gün gece-gündüz çalışmaya var mıyız? Ablalar, 15 gün gece-gündüz çalışmaya var mıyız? Allah sizlerden razı olsun.

Şimdi tabi benim Adana’da bir şeyi daha hatırlatmam lazım. Geçen ay biliyorsunuz Milli İstihbarat Teşkilatımızın tırları burada, Adana’da durduruldu, adeta suçluymuş gibi, düşmanmış gibi tırları durdular, MİT mensubu yüzbaşımızı, üsteğmenimizi darp ettiler. Suriye’de Bayır Bucak Türkmenlerine yardım götüren tırlarımıza düşmanca, haince muamele yaptılar. Tabi ben bunları izlediğim zaman gerçekten bir Başbakan olarak çılgına döndüm. Bunu yapan kim olursa olsun, orada bizim o tırlarımı durduran kim olursa olsun, bir şeyi bilmemiz lazım, bunlar haindir. Çünkü sana Milli İstihbarat’ın elemanıyım diyecek, sen onları kelepçeleyeceksin, yere yatıracaksın, üzerine tekmeyle basacaksın ve vuracaksın; 10 kişi, 15 kişi üzerine çullanıyor. Ya bunlar terör örgütünün elemanı mı? Ve bir de pişmiş kelle gibi sırıtıyor, ahlaksızlar, bir de böyle hem zulmediyor, hem sırıtıyor.

Ve kardeşlerim, oraya gelen savcı, bu savcı paralel yapı, paralel yapı ve biz bunlara müdahale edince CHP rahatsız olmuş, MHP rahatsız olmuş, hepsi de yanına toplandılar. Ya Milli İstihbarat Teşkilatı kimin?

Bayır Bucak Türkmenleri kimin? Hani milliyetçiydiniz ya? Bayır Bucak Türkmenlerine yardım

gönderilsin diye bize haber gönderen de siz değil miydiniz ey MHP’liler? Biz o kardeşlerimizi CHP’ye rağmen, MHP’ye rağmen korumaya devam edeceğiz, bu milliyetçiyiz diyenlere rağmen devam edeceğiz. Kardeşlerim, bu MHP’yi iyi tanımamız lazım, bunların milliyetçiliği falan yok.

İşte soruyorum, bizim iktidarımızdan önce kim vardı? MHP vardı. Kiminle beraber? CHP’nin yavrusu DSP’yle beraber, yanlarında ANAP vardı. Ne oldu? 5 yıllığına geldiler, 3,5 yılda kaçıp gittiler, idare edemediler Türkiye’yi.

Kardeşlerim, biz bunlardan nasıl bir Türkiye aldık? Hatırlıyorsunuz, bunlardan devraldığımız Türkiye’de IMF’ye borç neydi? 23,5 milyar dolar. Kim ödedi? Biz ödedik. Bunun cevabını veremiyorlar. Yalanla kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Borçlanan sizsiniz, ödeyen biz.

Milli bankamız Merkez Bankası, Merkez Bankası’nın kasasında ne vardı kardeşlerim? 27,5 milyar dolar vardı. Şimdi Merkez Bankası’nın kasasında ne var? 128 milyar dolar var.

Utanmadan, sıkılmadan yolsuzlukla suçlamaya çalıştıkları AK Parti iktidarı IMF’ye olan borcu sıfırladı, Merkez Bankası’nın döviz rezervini 27,5 milyar dolardan 128 milyar dolara çıkardı.

Kardeşlerim, Türkiye’nin borcundan bahsediyorlar, Türkiye’nin borcundan. Biz geldiğimizde 100 liranın 73 lirası borçtu, şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Bak, nereden nereye düştü.

(4)

Faiz; devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Yüzde 63, yani 100 liraya 63 lira faiz ödüyorduk, şimdi tek haneli rakama düştük, tek haneli rakama. Bakınız, nerelerden nerelere.

Bitmedi, enflasyon neydi? Yüzde 30. Şu anda enflasyon ne? Yüzde 8. Ey Bahçeli, bunları sizden biz böyle aldık, ama şimdi buraya getirdik, artık büyüyen bir Türkiye var.

Kardeşlerim, bunları MHP’ye gönül veren kardeşlerimize de anlatın. Yanlışa oy verilmez, bunların ülkemize kazandıracağı hiçbir şey yok.

Bakınız çok enteresandır, ihracatımız neydi biliyor musunuz? 36 milyar dolar, MHP’den aldığımızda böyleydi. Şimdi ihracatımız ne oldu? 152 milyar dolar.

Ah benim Adanalı kardeşlerim, göreve geldiğimizde milli gelirimiz neydi biliyor musunuz? 230 milyar dolar. Şimdi milli gelirimiz ne biliyor musunuz? 820 milyar dolar. Yolsuzlukların olduğu bir iktidarda siz bunu yapabilir misiniz?

Allah aşkına, şu MHP’lilere şunu söyleyin: 3,5 sene içerisinde siz Türkiye’de kaç kilometre bölünmüş yol yaptınız, sorun? Yapabildikleri hiçbir şey yok.

Ya Sakarya depremi oldu, Düzce depremi oldu, Kocaeli depremi oldu, depremi maalesef yarıda bırakıp kaçtılar, biz geldik tamamladık. Van’da deprem oldu, 1 yılda yeni Van’ı inşa ettik. Bingöl’de deprem oldu, 1 yılda yeni Bingöl’ü inşa ettik. Simav’da deprem oldu, 1 yılda yeni Simav’ı inşa ettik.

Biz buyuz, aramızdaki fark bu. Bunları anlatmamız lazım.

Kardeşlerim, bakınız Adana’da yerel yönetimde durum ortada, işte bir Fetret Dönemi var, bu Fetret Dönemini aşmamız lazım. Kardeşlerim, bunu beraber aşacağız.

Ama ben size bir şey söyleyeceğim, o nedir biliyor musunuz? Biz AK Parti olarak, Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Roman’ıyla, aklınıza ne gelirse, bütün halkımızı seviyoruz.

Biz kimlik siyaseti yapan bir parti değiliz, biz siyasi Kürtçülük, siyasi Türkçülük, siyasi Arapçılık yapan bir parti değiliz. Biz, beni yaradan Allah sizleri da yarattığı için sizi seviyoruz. Biz 77 milyonun

partisiyiz, biz 780 bin kilometre karenin partisiyiz. Bizim farkımız bu, bizde bölgesel milliyetçilik yok, biz de etnik milliyetçilik yok, biz de dinsel milliyetçilik yok; eser milliyetçiliği var.

Kardeşlerim, onun için biz yola çıkarken ne dedik? Tek millet dedik.

Ardından ne dedik? Tek bayrak dedik. Bayrağımızın rengi malum, şehidimizin kanıdır, hilal bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız şehidimizin sembolüdür.

Mithat Cemal ne diyor? Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Onun için ne diyoruz? Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Batı da ne varsa doğuda, güneydoğuda da o olacak, kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak. Kardeşlerim, 780 bin kilometreyi hep birlikte ayağa kaldıracağız.

Dördüncüsü; tek devlet. Paralel yapıya, paralel devlete asla müsamaha yok. Bunlar çökecek çökecek, bunların inlerine giriyoruz, inlerine. Allah’a hamdolsun, 17 Aralık iyi ki oldu, 25 Aralık iyi ki oldu, bunların bütün yüzleri, her şey ortaya çıktı. Şimdi bütün ekiplerimizle, her şeyimizle biz bunları da izliyoruz, kovalıyoruz ve gereğini de vakti geldiği anda da yapacağız, hiç bu işin affı yok. Çünkü, biz bu ülkeyi sokakta bulmadık, vandallara, sokak eylemlerine, kasetlere, montajlara bu ülkeyi teslim

etmeyeceğiz. Adana bunu iyi bilin, Sizlerden ben 30 Mart’ta bu oyunu bozmanızı istiyorum, bu kirli ittifaka, bu şer ittifakına bir şamar vurmanızı istiyorum.

İşte MHP’den nasıl bir Türkiye aldığımızı biliyorsunuz. İşte şimdi de bakınız şu 5 senede, son 5 senede

(5)

Allah aşkına yerel yöneticilik adına şu Adana hizmet gördü mü? ("Hayır" sesleri) Kardeşlerim, bunlar bunu bilmez. Bakınız bu kardeşiniz İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı. Göreve

geldiğimde CHP’den devir almıştım, 2,5 milyar dolar borcu vardı, İstanbul çöp dağlarıyla, hava kirliliğiyle, bunun yanında susuzlukla maalesef zor durumlar yaşıyordu. 2,5 milyar doları 1,2 milyar dolara düşürdüm, çöp sorun olarak kalktı, su sorunu kalktı, hava kirliliği kalktı ve hamdolsun farklı bir İstanbul’un temellerini attık.

Ve 4,5 sene dolmuştu ki okuduğum bir şiirle biliyorsunuz beni Pınarhisar’a gönderdiler; ama iyi oldu, güzel oldu. Ben ne demiştim? Ziya Gökalp’in bir şiirini okumuştum, Milli Eğitim’in tavsiye ettiği bir şiir.

Bu şiir neydi? Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker, bu ya, bunu

söyledik, haydi bakalım Pınarhisar. Biz de eyvallah dedik, gittik. Kardeşlerim, bak bu ülkede neler oldu anlayın. Ama ne oldu? O medrese-i yusufiyeden AK Parti doğdu. İşte 12 yıldır biz şimdi millete hizmet yolunda devam ediyoruz. Her olanda hayır var, ne güzel söz, el hayru fi ma vaka, değil mi? Her olanda hayır vardır. Şer zannedersiniz hayır olur, hiç endişe etmeyin

Kardeşlerim, bunlar, bu CHP, bu MHP geçmişte biliyorsunuz ya bizim yavrularımızın imam hatip okulları, meslek liseleri, ya bu yavrularımızı bizim okullara sokmadılar ya. Orta kısmı kapattılar mı?

Kapattılar. Başörtülü kızlarımızı okullara aldılar mı? Almadılar. Üniversiteye almadılar, katsayı

çıkardılar almadılar erkeği de, kızı da. Ne oldu? Şu anda artık orta kısım açıldı mı? 4+4+4 başladı mı?

444 kod numarası. Şimdi katsayı da kalktığına göre meslek liseliler, imam hatipliler istediği üniversiteye gidebilecek mi? Devlet dairelerinde çalışabilecek mi? Ayrımcılık var mı? Daha önce bundan ne çileler çektiler ya.

Sizlerden sadece bir şey istiyorum, çok çalışacaksınız, başaracaksınız ve ideal üniversitelere gireceksiniz, bunu istiyorum. Çünkü bunlar ne diyorlardı biliyor musunuz? Benim imam hatipli

kızlarıma diyorlardı ki, siz ancak ölü yıkayıcısı olursunuz. Çünkü ben de imam hatipte okurken bana da aynı şeyi söylüyorlardı. Ne diyorlardı? Ya siz ölü yıkayıcısı olmaya mı geldiniz? Ama onların ölü

yıkayıcısı dediği bu ülkede Başbakan oldu.

Ve şimdi başı örtülü, başı açık, Türkiye bölündü mü? Bütün kardeşlerim el ele mi? Omuz omuza mı?

Öyleyse neydi bu zulüm ya, bu zulüm neydi? Az mı zulmettiler ya… Said-i Nursi ne güzel söylüyor, zalimler için yaşasın cehennem diyor. Aynı şeyi söylüyoruz, zalimler için yaşasın cehennem, onları ancak cehennem paklar. Ve verecekler hesabını, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste; çıkacak.

Kardeşlerim, onun için bu 15 gün çok önemli. Bu MHP’nin bu CHP’den hiçbir farkı yok, hiçbir farkı yok, BDP’den hiçbir farkı yok. BDP siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP de siyasi Türkçülük yapıyor, kimlik siyaseti.

Kardeşim, gel, Türk’ü de sev, Kürt’ü de sev, Arap’ı da sev, Gürcü’yü de sev, Laz’ı da sev, 77 milyonun partisi ol ya; bu ayrımcılığı niye yapıyorsun? Bak bizde böyle bir şey yok, bizim böyle bir derdimiz yok, bizde ayrımcılık yok. Yaratılanı Yaradan ötürü sevdik, o kadar.

Sevgili kardeşlerim, bu Pensilvanya’daki örgüt başının yönlendirmesiyle Türkiye’de kirli oyunlar oynandı, kirli ittifaklar yapıldı. Kardeşlerim, bütün bunlar böyle devam ederken biz bunlara yüz vermedik, biz sadece bu ülkede hizmet siyasetine devam ettik.

Kardeşlerim, bütün bunların yanında en önemli attığımız adım…

Kardeşlerim, görüyorsunuz kasetler geliyor kasetler gidiyor, montajlar geliyor montajlar gidiyor.

Bakınız, Türkiye’de birinci köprü yapıldı, bu CHP saldırdı, ikincisi yapıldı saldırdı, Menderes’e nasıl saldırdıysalar aynen şimdi de bize saldırıyorlar. Şimdi biz 3. köprüyü yapıyoruz, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, önümüzde yıl bitiyor inşallah. Yani yaklaşık 8 yıl çalıştıracaklar, 8 yıl sonra devlete teslim edecekler. Devletin cebinden bir kuruş çıkmıyor, bunu yaptırıyoruz, buna dahi tahammül edemiyorlar.

(6)

Türkiye değil, dünyanın en büyük 3 havalimanından bir tanesini yapıyoruz, yılda 150 milyon kapasiteli, 46 milyar dolarlık bir yatırım, buna dahi tahammül edemediler. Utanmadan, sıkılmadan, bu CHP, bu Pensilvanya’nın temsilcileri yok bilmem ne havuzu, yolsuzluk havuzu diye bir şey uydurdular, burayı yapacak müteahhit firmaları zan altına sokmaya çalıştılar. Bunlar vatan hainidir. Niye? 1 kuruş vermeden bu hava limanı yapılacak ve 20 yıl sonra da hava limanı devlete teslim edilecek, buna da tahammül edemediler.

Kardeşlerim, biz her zaman vatanseverliğimizle, yatırımlarımızla, kardeşliğimizle milletimizin yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bakınız, biz 77 milyona aynı nazarla bakmamızın neticesini hep aldık, almaya devam ediyoruz.

Şimdi ben sesleniyorum, Adana, İstiklal Savaşı’nda sen bir destan yazdın, şimdi Adana, bu istiklal mücadelesine var mısın? Bu istiklal mücadelesine var mısın? Eyvallah.

Yalnız benim sizden bir isteğim daha var, ne biliyor musunuz? Anneler, babalar; ben açık konuşmayı severim, böyle kapalı hesaplar içerisine girmem. Şimdi bu Pensilvanya’nın, hiç siyaset yapmamış ya, hayatında hiç oy kullanmamış, geçen öyle bir şey de yaptı ve bundan sonra da kullanmayacakmış;

ama tabi gayet propagandist olarak iyi çalışıyorlar.

Şimdi ben diyorum ki, yavrularınızı, yavrularımızı bunların dershanelerinden çekin alın; buna var mıyız?

Hiç tereddüt etmeyin, özel okullarında varsa onları da çekin alın; buna var mıyız? Devletin okulları bize yeter. Hafta sonlarında takviye kursları vereceğiz, ücretsiz olarak Milli Eğitim Bakanlığımız bu takviye kurslarını verecek; tamam mı kardeşlerim? Bu mücadeleyi yürekli yapmalıyız.

Bunların yayın organlarını kesinlikle evlerinize sokmayınız, buradan beslendiler. Bunlar bunun dersini alması lazım, bu dersi bunlara en güzel şekilde vermeniz lazım.

Zannediyorlar ki, biz bu işi böyle büyüttük, şöyle oldu, böyle oldu. Dün Batman’da da, Gaziantep’te de o coşkuyu gördüm, çocuklarımızı alıyoruz dediler, alacağız dediler.

Eğer onların evlerinde, yurtlarında kalan varsa, oradan atıyorlarsa çocuklarınızı, attıysalar, Kredi Yurtlar Kurumu’nun yurtları size açık; bir. Eğer yurdumuzda yer yoksa devletin sosyal tesislerine sizi almaya hazırız, orada da yer yoksa, talimatımız var Gençlik Spor Bakanlığı’na, gerekirse otellerde misafir edeceğiz ve bu yılı bu şekilde atlatacağız. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı bu isyanı yapanlara en büyük dersi biz vereceğiz, bundan hiç endişeniz olmasın. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden daha güçlü değiller, bu dersi alacaklar, onun için el ele vereceğiz.

Bak Dershane Yasası şu anda çıktı, Cumhurbaşkanımız onayladı. Dikkat ederseniz, Anayasa Mahkemesi’ne kim götürdü? CHP. Nasıl beraber çalışıyorlar görüyor musunuz? Avukatlığını ya o yapıyor, ya o, medya destek veriyor, belli holdingler.

Geçenlerde baktım, bu Beymen var ya Beymen, bütün dükkanlarını seferber ediyormuş, İstanbul’daki bütün o malum eylemlerin olduğu gün kapıları açıkmış. Telefonlar, şunlar bunlar… İsmini

anmayacaktım ama, anmak zorundayım. Niye? Bize karşı böyle bir mücadele yapan, ya aklı başında olan bir işadamı kalkıp da bir iktidara karşı sokakları tahrik eden, sokakları terörize edenlerin yanında yer alır mı ya, yer alır mı? Ha, sen mi yer alıyorsun? O zaman bundan sonra karşınızda bizi

bulacaksınız, bulacaksınız. İşte bunların mağazalarından da, AK Parti’ye gönül verenlere sesleniyorum, gidip alış veriş yapmayın, tavrınızı koyun. Sivil direniş diyoruz değil mi? İşte bu sivil direniştir, tavrınızı koyun, neyin ne olduğunu bunların anlaması lazım.

Oyun çok büyük Adana, oyun sana karşı, Türkiye’ye karşı kurulmuş Adana, ama sen bu oyunu oy’unla bozacaksın, ben buna inanıyorum. 30 Mart’ta sen bir kez daha istiklal destanı yazacaksın biliyorum

(7)

Adana. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, milli güvenliğimize, bu ülkenin Başbakanına, bu ülkenin Cumhurbaşkanına, Genelkurmay Başkanına saldıranlara sen en güzel cevabı vereceksin.

Kardeşlerim, burada şunu da ifade etmek istiyorum: Biz her zaman dayanışmanın, birliğin,

hoşgörünün yanında olduk. Kardeşlerim, bu muhalefet partileri belli illerde, belli bölgelerde sıkışırken, oralardan dışarı çıkamazken, biz 81 vilayeti, 77 milyonu bir ve bütün olarak kucakladık. Hiçbir zaman gerginliğin tarafı olmadık, bundan sonra da olmayacağız.

Kardeşlerim, 30 Mart siyasetin ve demokrasinin zafer günü olacak. 30 Mart Türkiye için değerli kardeşlerim, devlet içine sızmış çetelerin artık tamamen kaybedeceği bir tarih olacak. 30 Mart Ergenekon’un da, Pensilvanya yönetimindeki yeni Ergenekon’un da umudunu tamamen yitireceği tarih olacaktır. Son çeteyi de tasfiye ederek, zincirlerden, prangalardan kurtularak inşallah aydınlık geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.

Sevgili kardeşlerim, sevgili Adanalılar; sizler bugüne kadar lafa değil, icraata baktınız. Sizler bugüne kadar, size efendi olan değil, hizmetkar olan AK Parti’ye destek verdiniz.

Köylü kardeşim, çiftçi kardeşim; Bu MHP’nin döneminde sen Ziraat Bankası’ndan yüzde 59 faizle kredi aldın; öyle mi? Esnaf kardeşim, Halk Bankası’ndan yüzde 46 faizle kredi aldın MHP’nin iktidarında; öyle mi? Şimdi kaçla alıyorsun? Yüzde 5. Çiftçi kardeşim, köylü kardeşim; senin yanında biz yer aldık, biz.

Esnaf kardeşim, senin yanında biz yer aldık, biz.

Adana’da 30 Mart’ta da inanıyorum ki ideolojiye değil, kara propagandaya, yalana, iftiraya, takiyeye değil, icraata bakmanı, plana, projeye bakmanı senden özellikle rica ediyorum. Adana Hükümet yatırımlarıyla yaşadığı değişimi yerelde de yaşasın istiyorum. 12 yıldır Adana’da tarımı, ticareti, sanayiyi çok güçlü şekilde destekledik, Adanalı bir kardeşimizi Kültür ve Turizm Bakanı yaparak turizmi güçlü şekilde destekledik. Şimdi sıra yerel kalkınmada, bunu da 30 Mart’ta siz başlatacaksınız.

Sevgili kardeşlerim, şimdi biz Adana’yı geleceğe hazırlıyoruz.

İlk müjdem şu: Biz bugüne kadar Adana’ya ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz 12 yılda? 14,5 katrilyon, yani her yıla neredeyse yaklaşık 1,5 katrilyon düşüyor.

Kardeşlerim, önemli yatırımlarımızdan bir tanesi inşallah, eğitimde attığımız adımlar malumunuz, bütün yavrularımız kitaplarını ücretsiz alıyor mu? Alıyor.

Ve göreve geldiğimizde Adana’da, üniversite de bir yüksek tahsil öğrencisi ne burs alıyordu? 45 liracık, 3 ayda bir. Şimdi ne alıyor? 300 lira, Kredi Yurtlar’da kalıyorsa 200 lira da beslenme yardımı veriyoruz, 500 lira; tamam. Bakınız, yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunu yapabilir mi?

Kardeşlerim, bitmedi, bakınız biz büyük bir eğitim kampüsünü şu anda inşallah Adana’mıza kuruyoruz.

Proje hazır, kamu-özel ortaklığıyla bunu yapacağız, inşallah bu yıl içerisinde büyük ihtimalle Ağustos’ta temelini atacağız.

Kardeşlerim, burada neler var? Bakınız bu eğitim kampüsünün içerisinde derslikler… Kardeşlerim, bu eğitim kampüsünün içerisinde yer alacak olan sınıf sayısı, hepsinden çok çok farklı ve bu adımı atarken inşallah çok farklı bir uygulamayı, 210 dersliği bu eğitim kampüsünde Adana’ya

kazandırıyoruz. Bunun spor salonları var, bunun yüzme havuzu var, kütüphaneleri var, konferans salonu var değerli kardeşlerim, bilim merkezi, kreş ve anaokulu var. Ve bu eğitim kampüsü inanıyorum ki Adana’mızda bir sıçramayı meydana getirecek.

Ayrıca, Adana’ya sağlıkta da önemli bir adımı atıyoruz, kardeşlerim, Adana’ya bir sağlık kampüsü, yani şehir hastanesi kuruyoruz. Bu şehir hastanesiyle birlikte inşallah Adana, biliyorsunuz 5 Ekim 2013’te

(8)

temeli atıldı, 1550 yataklı şehir hastanemiz toplamda 6 hastaneden oluşuyor. Kardeşlerim, bugüne kadar bu tür şeyler burada olmadı. Ve ayrıca, 250’şer yataklı Ceyhan’a bir hastane, bunu yapacağız, 200 yataklı devlet hastanesini yapıyoruz, bunlarında inşası sürüyor, süratle tamamlayıp hizmete açacağız. Adana ve Çukurova devlet hastaneleri de 250’şer yataklı, projeler hazır, ihaleleri devam ediyor.

Değerli kardeşlerim, Adana’ya bir de 600 yataklı Bölge Eğitim Araştırma Hastanesini, 300 yataklı Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesini, Seyhan Uygulama Merkezini kazandırdık, bunu da biliyorsunuz. Tufanbeyli’ye, Pozantı’ya, Karaisalı’ya, Karataş’a, Ceyhan’a devlet hastanelerini kazandırdık.

Kardeşlerim, bütün bunlarla beraber, Adana’ya bir sözüm vardı, inşallah 33 bin seyirci kapasiteli bir stadyum kazandırıyoruz. 107 trilyona mal olacak stadyumun yapımına geçtiğimiz Eylül ayında başladık, 2015 yılında tamamlıyoruz, o da hızla devam ediyor.

Adana Yenice’ye, sadece bölgenin değil, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük lojistik merkezlerinden birini inşa ediyoruz.

Bahçe-Nurdağı arasına ülkemizin en uzun demiryolu tünelini inşa ediyoruz. Bu tünelle değerli kardeşlerim, Çukurova’yla Mezopotamya’yı birbirine bağlıyoruz.

Kayseri Boğazköprü’den Ulukışla’ya, Ulukışla’dan Mersin’e, Mersin’den Toprakkale’ye Adana’nın demir yollarını sinyalli olarak ve elektrikli hale getiriyoruz.

Tabi biliyorum ki, tren deyince siz hızlı treni bekliyorsunuz. Konya, Karaman, Ulukışla, Mersin, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin sınır güzergahında hızlı tren hattını kuruyoruz ve bu proje 2023’e kadar devam edecek olan bir proje. Konya-Karaman arasının yapımına başladık, diğer kısımlarda ihale ve proje çalışmalarına devam ediyoruz. Adana’yı bir hızlı tren şehri yapmaya kararlıyız.

Devam eden Adana ve bağlantılı demir yolu projelerinin tutarı ne biliyor musunuz? 4 katrilyon. Hani bir türküsü var ya Adana’nın, ne diyordu? Yenice yolları bükülür gider diye, artık Yenice’nin yolları bükülüp gitmiyor, şehrin bütün yolları düz gidiyor, düz. Adana için her şey Allah’ın izniyle yolunda gidiyor.

Anadolu-Bağdat demir yolu mirası ray yokluğundan, malzeme yokluğundan, ihmalden neredeyse çürümeye terk edilmişti. Rayı da, traversi de Türkiye’de üreterek, Adana’nın batısından ta sınıra kadar bu yolların tamamını yeniledik. Ayrıca, bu yollar üzerinde bulunan her biri birbirinden değerli,

görüyorsunuz değil mi mimari mirası, garları, istasyonları aslına uygun restore ettik.

Adana-Mersin demir yolunu yenilemekle seyahat süresini eskiye göre yarı yarıya indirmekle kalmadık, Türkiye’de ürettiğimiz tamamı yerli, modern Anadolu tren setlerini de bu hatta Adanalı hemşerilerimin, Mersinli hemşerilerimin hizmetine verdik.

Değerli kardeşlerim; 12 yılda yaptığımız bu desteklere baktığımızda nereye ne yatırım yaptık?

Ulaştırma ve haberleşme de 2 katrilyon 100 trilyon, eğitimde, üniversite dahil, 1 katrilyon 406 trilyon, toplu konutta 1 katrilyon 518 trilyon, aile ve sosyal politikalarda 1 katrilyon 200 trilyon, tarım ve hayvancılıkta 1 katrilyon 800 trilyon, sağlıkta şuana kadar 488 trilyon.

Eğitimde değerli kardeşlerim, Adana’ya 3025 yeni derslik inşa ettik, okullarımıza 20 bin bilgisayar gönderdik, 854 okula hızlı internet bağlantısı yaptık dünya ile yavrularımız görüşsün diye, 654 bilişim teknolojisi sınıfı kurduk, şimdi FATİH Projesiyle 2650 etkileşimli tahtayı, yani akıllı tahtayı sınıflara yerleştirdik, 1272 adet tablet bilgisayarı öğrencilerimize dağıttık. Bu ay içinde Türkiye genelinde 675 bin adet daha dağıtıyoruz. Kardeşlerim, 18 ay içinde 350 bin etkileşimli tahtayı inşallah sınıflara

(9)

monte edeceğiz.

Sadece anneler vasıtasıyla eğitimde düzenli bir eğitim yardımı yaptık.

Kardeşlerim, bu adımları böyle atarken, toplu konutta Adana’da 14 bin konut inşa ettik Toplu Konut İdaresi olarak.

Değerli kardeşlerim, Adana merkezde 1000 kişi kapasiteli bir yükseköğrenim yurdu açtık, Adana merkeze ve Kozan’a 1500 yatak kapasiteli iki yeni yükseköğrenim yurdu daha kazandırıyoruz.

Kardeşlerim, Adana’ya 2011 yılında ikinci devlet üniversitesi olan Adana Bilim ve Teknoloji

Üniversitesi’ni biz kurduk. Ayrıca, bir vakıf üniversite kurularak Adana’daki üniversitesi sayısını 3’e çıkarttık.

Kardeşlerim, bütün bunların yanında, Adana, biz geldiğimizde bölünmüş yol neydi biliyor musunuz?

Ama biz bunu hamdolsun 399 kilometreye çıkarttık.

Kardeşlerim, son 12 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle 416 bin dönüme yakın araziyi Adana’da attığımız adımlarla suladık, ama bunu maalesef muhalefet hiçbir zaman dile getirmez. O kurak ovaları hamdolsun biz attığımız bu adımlarla hallettik. Ve şimdi Adanalı çiftçilerin hasretle beklediği

Yumurtalık Ovası cazibe sulamasıyla 64 bin dönüm araziyi sulamaya aştık. 793 bin dönüm toprağa can verecek Aşağı Seyhan Yedigöze İmamoğlu sulaması projesi hızla devam ediyor. Adana’da 13 adet gölet ve sulaması daha inşa ediyoruz, böylece suya hasret 81 bin dönüm arazi suyla bulaşacak, inşallah Çukurova suya doyacak, topraklarından bereket fışkıracak.

Kardeşlerim, anneler; doğalgazla Adana’yı kim buluşturdu? Biz. Ne zaman? 2005 yılında. Anneler rahat mıyız? Şu anda evlerde butona bastığımız anda her yerde sıcak su var mı? Bütün daire sıcak mı?

Ah o kömürden ne zulümler çektik biz, ah kardeşlerim ah. Adana artık merkez nüfusunun yüzde 92’si doğalgazı kullanıyor.

Kültür ve turizmde Adana’ya 134 trilyon liralık yatırım yaptık, Yüreğir ve Çukurova’daki kültür merkezlerini tamamladık, Ceyhan, Kozan ve Tufanbeyli’de yaptığımız kültür merkezlerini de inşallah bu yıl içinde tamamlıyoruz. Ramazanoğlu Beylik Sarayı’ndan Ulu Camii’ne, Hasan Kethüda Camii’nden Alemdar Mescidine kadar Adana’daki 63 tarihi eserimizi restore ederek inşallah tüm insanlığın emrine sunuyoruz.

Kardeşlerim, Adana bize her zaman güç verdi, her zaman destek verdi. İstiyorum ki, değişik bir Adana inşa edelim, bunu beraber yapacağız, ama 15 gün çok çalışacağız. 30 Mart seçimleri Türkiye için bir kader seçimine dönüştü, sadece belediye başkanını, belediye meclis üyelerini seçmeyeceğiz, sadece muhtarları seçmeyeceğiz, aynı zamanda ülkemizin geleceğine karar vereceğiz.

İşte benimle birlikte bu yolda, siyasete çıkan, bir dönem milletvekilliği yapan avukat Abdullah Torun kardeşimi buraya Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak takdim ettik, sizin hizmetkarınız olacak bir Belediye başkan adayı. Ve biz bütün yerel noktadaki tecrübemizi inşallah Abdullah Torun kardeşimizle paylaşacağız, el ele vereceğiz, Adana’mızı süratle daha modern bir hale getireceğiz. Ben kendisi sizlere emanet ediyorum; buna hazır mıyız? Hazır mıyız? Daima millet…

Kardeşlerim, tabi bir şeyimiz var, büyük medeniyet yolunda ilkemiz şu: İnsan, demokrasi ve şehir.

İnsan olmadan bu olmaz, yanında demokrasi olacak, bunun yanında bir de şehircilik anlayışı olacak.

Kardeşlerim, işte bu yolda kararlı bir şekilde yürüyeceğiz.

Şimdi hazır mıyız? Yoruldunuz mu?

(10)

Buradan Antalya’ya gideceğim, Antalya bekliyor. Sabah Kocaeli’nde o güzelim hamdolsun adımı attık, şimdi Adana’da bu coşkuyu gördük, Antalya da inanıyorum ki muhteşem bir coşkuyla bizi bekliyor.

Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Adana’yı hatırlatıyor, bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor.

Günümüz kutlu olsun, 30 Mart hayırlı olsun diyorum.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin

Ona şöyle bir baktığımızda şunu görüyoruz: Gıda tarımda yaklaşık 1,5 katrilyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon,

Kardeşlerim, biz gelene kadar Zonguldak’a ne kadar bölünmüş yol yapıldı biliyor musunuz..

Şimdi de Mustafa Yel kardeşimizle istiyoruz ki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tekirdağ’ın tüm ilçelerine, artık köy yok, mahallerine, beldeler de mahalle,

Şimdi bizim iktidarımıza bu tür çamuru atan Kılıçdaroğlu, soruyorum sana; 12 yıl önce 230 milyar dolar milli geliri olan Türkiye, şu anda 820 milyar dolar milli gelire

Değerli kardeşlerim, şimdi 30 Mart seçimlerine Büyükşehir Belediyesi olarak giriyoruz, inşallah 30 Mart akşamı bu işin sahibi belli olacak ve 31 Mart’tan itibaren artık