• Sonuç bulunamadı

Başbakan Erdoğan ın Sivas Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Erdoğan ın Sivas Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan’ın Sivas Mitingi’nde yaptığı konuşmanın tam metni

Şubat 24, 2014 - 10:23:00

Çok değerli kardeşlerim, hanımefendiler, beyefendiler; sizleri bu coşku dolu, heyecan dolu, gurur dolu günde en kalbi duygularla selamlıyorum.

Konuşmama başlarken, maalesef dün kader planı içerisinde Malatya’da hayata gözlerini yuman Sivas Valimiz Zübeyir kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm Sivaslıların, milletimizin başı sağ olsun diyorum, ailesine tekrar başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Rabbim cennetiyle, cemaliyle muamele etsin diyorum.

Değerli kardeşlerim, ayrıca yine Sivas’ımız da, tabi Sivas’ın bir yiğidini 2009’da mahalli seçimler öncesinde Hakk’a uğurladığımız Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi hatırlamamakta mümkün değil.

Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, tekrar ailesine de geçmiş olsun dileklerimi yine iletiyorum.

Kardeşlerim, burada Akıncılara, Altınyayla, Divriği, Doğanşar, Gemerek sizleri muhabbetle

selamlıyorum. Gölova, Gürün, Hafik, İmranlı, Kangal, Koyulhisar, sizleri selamlıyorum. Suşehri, Sarkışla, Ulaş, Yıldızeli, Zara, sizi gönülden selamlıyorum, Sivaslı gardaşlarımı selamlıyorum, Sivaslı Yiğidoları selamlıyorum.

Şu Sivas türküsü ne de güzel söylemiş: Açtı mı ola şu Sivas’ın gülü, yaprağı, çekti bizi bu ellerin suyu, toprağı. Evet, bizi Sivas’ın suyu, toprağı çekti. Bizi Sivas’ın aşkı, sevdası, muhabbeti çekti. Bizi

Sivas’taki gardaşlarımız, Sivas’taki Yiğidolar çekti. İşte onun için 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’ta veriyoruz, bugün Sivas’tan başlıyoruz ve bugün Sivas’tan ya Allah bismillah diyoruz. Bugün Sivas’tan bir kez daha Anadolu’nun, Trakya’nın yollarına revan oluyor ve değerli kardeşlerim, bir kez daha milletimizle kucaklaşıyor, hasret gideriyoruz.

İlk mitingimizde Sivas’ta 30 Mart seçimlerinin ülkemiz için, milletimiz için, bölgemiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Bu kez Sivas’tan başlayan yolculuğumuzda, yolumuzun, bahtımızın her daim açık olmasını temenni ediyorum.

Neden Sivas? Bunu anlatacağım.

Değerli kardeşlerim, Sivas istikbalimizin, Sivas istiklalimizin en önemli başlangıç noktası; can sizlere gurban. Biz AK Parti’yi kurarken, bu kutlu yola çıkarken Sivaslı bir ozanın, Sivas’ın bir söz ustasının, gönül dostunun dizelerini biliyorsunuz kendimize ölçü olarak aldık, uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece, bilmiyorum ne haldeyim, gidiyorum gündüz gece. Dünyaya geldiğim anda, yürüdüm aynı zamanda, iki kapılı bir handa, şaşar Veysel iş bu hala, gah ağlaya, gaha güle, kavuşmak için menzile gideceğiz gündüz gece. İşte bu yola böyle çıktık, bu hizmet yolculuğuna bu dizelerle çıktık ve karar verdik, gideceğiz gündüz gece dedik. Büyük Türkiye yolculuğuna, yeni Türkiye yolculuğuna bu aşkla, bu sevdayla çıktık. İşte onun için 30 Mart yerel seçimlerinin startını buradan, Sivas’tan veriyoruz.

Sivas’tan başlıyor olmamızın bir başka önemli sebebi daha var; 1919 yılının Eylül ayında Sivas’ta Gazi Mustafa Kemal Sivas Kongresini topladı. O Kongre Kurtuluş Savaşımızın yolunu açtığı kadar,

Cumhuriyetimizin de adeta istikbalini, geleceğini şekillendirdi. 1919’da Sivas’ta ne denildi? Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz dendi. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet kendisini topyekun savunacak ve direnecektir dendi, manda ve himaye

(2)

kabul edilemez dendi. Evet, 1919’da Sivas’ta Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyetimizin temeli atıldı, manifestosu yazıldı, ufukları çizildi.

İşte bugün 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’ta verirken, 95 yıl sonra bizler de o ilkeleri, o kararları, o idealleri buradan tekrar ediyoruz. Sivas’tan yola çıkarken diyoruz ki, milli sınırlar içerisinde, 780 bin kilometrekare vatan topraklarında biz bir şey haykırıyoruz, tek millet diyoruz, 77 milyon tek millet.

Tek bayrak diyoruz, bizim bayrağımız rengiyle şehidimizin kanı, hilaliyle bağımsızlığımızın ifadesi, yıldızıyla şehidimizin sembolü; başka bir bayrak bu ülkede dalgalandırmayız.

Ve milli sınırlar içerisinde tek vatan diyoruz, 780 bin kilometrekare tek vatan.

Onun için şair ne diyor? Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır.

Ve ne diyoruz? Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Kimse bu ülkede yeni bir devlet, böyle bir anlayışın içerisine girmesin. Bu anlayışın içerisine girenler karşılarında bizi bulurlar, bu milleti bulurlar.

95 yıl önce Sivas’ta söylediğimizi 95 yıl sonra bugün Sivas’ta bir kez daha tekrar ediyoruz; içeriden, buraya lütfen dikkat, içeriden ya da dışarıdan Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenlere göğsümüzü siper eder, onlara hiç tereddüt etmeden gereken cevabı veririz. Ne düşmana, ne de içerideki haine asla eyvallah etmez, bu ülkenin istiklalinden, bu ülkenin hürriyetinden asla ve asla taviz vermeyiz. Hiç kimse her ne vasıtasıyla olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim alma,

demokrasiyi, milli iradeyi teslim alma hevesine kapılmasın. Bu millet iradesine uzanan o çirkin, o kirli eller asla bu ülkede hedefine ulaşamayacaktır. Bu aziz millet Türkiye’nin çıkarlarına, Türkiye’nin kazanımlarına, yeni ve büyük Türkiye hedefine uzanan her tuzağı bozacak, alt üst edecektir. Milli iradeyi teslim alma hevesleri inşallah 30 Mart ve sonrasında kursaklarda kalacaktır. İşte onun için 30 Mart seçimleri kardeşlerim, yeniden bir istiklal mücadelesidir. 30 Mart’ta son sözü bir kez daha siz söyleyeceksiniz siz. 30 Mart’ta milli iradeye bir kez daha siz sahip çıkacaksınız. 30 Mart’ta büyük Türkiye hedefine, birliğimize, kardeşliğimize bir kez daha sizler güç vereceksiniz.

Kardeşlerim, Allah aşkına soruyorum, siz buradasınız ve buradayız diyeceksiniz, mühür biz de diyeceksiniz, yetki biz de, kararı biz veririz diyeceksiniz, 30 Mart’ta son manşeti siz atacaksınız siz.

Kardeşlerim, sevgili Yiğidolar; bu milli irade hırsızlarına, manşetle hükümet kurup hükümet devirme heveslilerine, bu paralel yapıya, uluslararası odakların maşası haline gelen bu hain yapıya sizler dur diyeceksiniz.

İşte buradan, bu ilk mitingimizden Yiğidoların şehri Sivas’tan soruyorum, öyle bir cevap verin ki diğer 80 vilayet sesinizi duysun, öyle bir cevap verin ki milli irade hırsızları titresin, öyle bir cevap verin ki tüm dünya demokrasi dersini Sivas’tan alsın.

Hiç adını dahi anmanıza gerek yok, onun zaten Sivas’ta esemesi var mı? Gerek yok.

Kardeşlerim, şimdi ben Sivas’tan sesleniyorum, milli iradeye sahip çıkıyor muyuz Sivas?

Demokrasiye sahip çıkıyor muyuz Sivas?

İstiklalimize, hürriyetimize sahip çıkıyor muyuz Sivas?

Milletin partisi AK Partiye mührü vuruyor muyuz Sivas?

Yanımızda mısınız Sivas? Bizimle misin Sivas?

(3)

Kardeşliğe, birliğe, yeni Türkiye’ye evet mi Sivas?

Maşallah, bu iş bitmiştir. Sivas’ta sandığın rengi artık belli olmuştur. Allah hepinizden razı olsun, sağ olasınız, var olasınız.

Sevgili kardeşlerim, sevgili Sivaslılar; dün çok önemli bir tören için Konya’daydık, dünyadaki en önemli hava savunma sistemlerinden bir tanesi olan havadan erken ihbar ve kontrol uçağını dün Silahlı Kuvvetlerimize teslim ettik. Yılsonuna kadar iki tane daha gelecek, olacak üç, önümüzdeki yıl bir tane daha gelecek, olacak dört, Rabia, dört. Barış Kartalı adını verdiğimiz bu uçaklar Türkiye’nin

savunmasını daha da güçlendirecek. Boeing firması bu projede ana yüklenici. Bu uçakların adı, Kuzey, Güney, Doğu, Batı, ülkemizin dört bir tarafını bu Barış Kartallarıyla ne yapacağız? Güvence altına alacağız.

Bugüne kadar bunlar niye yapılmadı acaba? Laf üretenlerle bu iş olmaz. Onlar laf üretti, biz ise iş ürettik. Değerli kardeşlerim, onun için dikkat ederseniz, daima millet, daime hizmet diyoruz, bizim işimiz bu. Birileri laf üretir, biz ise icraat.

Ve bu üretimi yaparken burada neler vardı biliyor musunuz? HAVELSAN, bunlar bizim firmalarımız, TUSAŞ, MİKES, ASELSAN, SELEKS, Türk Hava Yolları Teknik HTR gibi firmalarımız bu büyük projede, bu dev projede başarıyla görev aldılar. Mühendislerimiz, teknisyenlerimiz, bilim insanlarımız bu büyük projede gerçekten önemli birikimlerini ortaya koydular.

Biliyorsunuz, bundan önce de Hürkuş adı verilen bir uçağımızı imal ettik ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize kazandırdık.

Sivas’a gelip de Sivaslı bir büyük hizmet adamını, ömrünü havacılığa adamış, ulaştırmaya adamış merhum Nuri Demirağ’ı hatırlamamak mümkün mü, onu hayırla yad etmemek mümkün mü?

Nursuna Hanım, Memecan demeyeceğim sana. Biliyorsunuz milletvekilimiz Nursuna Demirağ Memecan var, dedesi 1936’da Sivaslı Nuri Demirağ Türkiye’nin ilk yerli uçaklarını üretmişti,

Cumhuriyetin ilk yıllarında 1000 kilometre demiryolu inşa etmişti; biliyorsunuz değil mi? Bunları iyi bilin, tamam. Türkiye’de paraşütü ilk kez o üretmişti; biliyor musun?

Bir şey daha söyleyeceğim, ben de bilmiyordum, yeni öğrendim bu çalışmalar esnasında, İstanbul Boğazı’na bir köprü hayalini Sivaslı Nuri Demirağ kurmuş. Planlarını, projelerini de maşallah hazırlamıştı, ama o zaman ki CHP zihniyeti aynen bugün olduğu gibi o zaman da rahmetli Nuri Demirağ’ın planlarını, projelerini, hedeflerini yok etmiş, önünü kesmişti.

Ah kardeşlerim ah, bu CHP var ya bu CHP, bunların bu ülkede dikili ağacı yok, dikili ağacı.

İşte biz bugün Sivaslı Nuri Demirağ’ın hayallerini gerçeğe dönüştürüyoruz elhamdülillah ve Boğaz’ın üzerine iki tane hava…

Kardeşlerim, 2 tane köprü biliyorsunuz Boğaz’ın üzerinde vardı, üçüncü köprü Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü başladık, bunlar hoplamaya başladı, yapamazsınız, edemezsiniz, şudur budur. Yapacağız be, isteseniz de yapacağız, istemeseniz de. Şu anda 250 metre yüksekliğinde 2 kule yükseldi, bitmek üzere ve dünyanın asma köprü olarak en önemli köprülerinden bir tanesi oluyor bu.

Ve değerli kardeşlerim, bu köprünün bir özelliği daha var. 4 gidiş, 4 geliş, ama ortasından da tren gidecek. Niye? Ee, Nuri amcamız böyle bir adım atmış, şimdi Nuri amcamızı biz mahcup etmeyiz, biz bu işi daha ileri taşımamız lazım.

Ve Marmaray; Sivaslı kardeşlerim, iyi ki Marmaray’ı denizin altından yaptık ha, bunlar ona da karşı

(4)

çıkarlardı. Onlar görmeden, bilmeden biz Marmaray’ı bitirdik. Bak, şimdi ne oldu? Geçen günü İstanbul iki gün ardı ardına sis, acayip sis, vapurlar çalışmıyor, köprüde sıkıntı; ne oldu? Marmaray devreye girdi ve bu defa Marmaray’la 300 bin kişi günde taşındı; ya mesele bu, mesele bu.

Şimdi ikinci denizin altından tüp geçit yapıyoruz, 2 katlı tüp geçit, o tüp geçitten de otomobiller geçecek; önümüzdeki yıl onu da açıyoruz. Bizim icraatlarımızın ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Çünkü bizim dedemiz Fatih, öyle diyor, bizim icraatımızın ulaştığı yerlere onların hayali ulaşamaz. Dedemiz Fatih karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından Marmaray’ı yürütüyoruz.

Uçak sanayimizi, savunma sanayimizi çok hızlı şekilde büyütüyor, tıpkı Nuri Demirağ gibi, tıpkı Sivaslı Halil Rıfat Paşa gibi Türkiye’yi demir ağlarıyla, kara yollarıyla, limanlarla, gemilerle, hızlı trenlerle buluşturuyoruz.

Kardeşlerim, MİLGEM adını verdiğimiz proje kapsamında 2 savaş gemisini tamamladık, denizlerimize yolladık, dünyada kendi savaş gemilerini inşa edebilen 10 ülkeden bir tanesi olduk.

Askeri kara araçlarımızın önemli bölümünü artık Türkiye’de kendimiz üretiyoruz. Uçaklarımızı modernizasyonla artık kendimiz yapıyor, hatta başka ülkelere de hizmet veriyoruz.

Şimdi bir şey daha söyleyeceğim sizlere, bu arada yeni bir adım daha attık, Atak Helikopterlerimizi üretmeye başladık. Ne demek biliyor musunuz? Yani savaş helikopterlerimizi biz üretiyoruz ve İtalyanlarla ortak başladık, Türkiye’de üretimini yapıyoruz. Şimdi yakın bir zamanda hem kendi ordumuza, hem de başkalarına ihraç edeceğiz, buraya geliyoruz.

Ve bununla kalmadık, insansız hava araçlarımızı da üretmeye başladık, şimdi bunları da yapıyoruz, hem kendi ihracatımız, hem de ihraç edeceğiz.

Kardeşlerim, füzelerimizi yapmaya başlıyoruz, şu anda kısa mesafeli yapıyoruz, inşallah uzun mesafelileri de yapmaya başlayacağız

Kardeşlerim, geçen ay Japonya’daydım. Ya çok enteresan, bu MHP’nin başındaki zat geçen günü bir yerde bir konuşma yapıyor, o konuşmada ne diyor biliyor musunuz? Bu Başbakan diyor hiç yerde gezmesini bilmez mi diyor, hep havada dolaşıyor diyor. Ondan sonra orada edepsizce de bir ifade kullanıyor, yok beni kulağımdan tutacakmış, alıp getirecekmiş. Ya bu ne biçim edeptir? Sen nasıl bir Genel Başkansın?

Ey benim MHP’ye gönül vermiş kardeşlerim, bu zat size layık değil, siz de ona layık değilsiniz. Çünkü bunların devlet, millet, bayrak, böyle bir dertleri yok. Bakın 3,5 sene bu ülkede Başbakan Yardımcılığı yaptı, ondan sonra kaçıp gitti. Niye 5 seneyi doldurmadın, neden, niye kaçıp gittin? Çünkü bunlardan bir şey olmaz.

Ben diyorum ki, Sivas 30 Mart’ta bunlara bambaşka bir ders vermeli. Çünkü 30 Mart’ta biz sadece belediye başkanı seçmeyeceğiz, aynı zamanda tüm siyasi partilere adeta bir genel seçim dersi vereceğiz. Buna hazır mıyız?(“Evet” sesleri) Çok dolaşacağız.

Bakın bu seçimlerde sloganımız şu, ne olduğunu biliyorsunuz değil mi: Büyük medeniyet yolunda, yeni Türkiye yolunda daima ileri diyoruz.

Ama bir şeyimiz daha var, o da çok önemli değerli kardeşlerim, insan, demokrasi ve şehir. İnsanı biz biliriz, demokrasi mücadelesini biz verdik, şehirciliği de biz biliriz, bunlar bu işi anlamazlar. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Belediye Başkanlığından, şehircilikten gelmiş bir kardeşinizdir. Ve biz sizlere efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik; bizim böyle bir farklılığımız var.

(5)

İçte geçen ay Japonya’nın Başkenti Tokyo’da… MHP’nin Başkanı da uçak özürlüdür galiba, hiç

uçmuyor, çünkü bana oradan takıyorsa onda da böyle bir durum var herhalde. TÜRKSAT-4A uydumuzu teslim aldık, o uydu Kazakistan’a gitti, Ulaştırma Bakanım ve milletvekili arkadaşlarım 15 Şubat’ta Kazakistan Baykonur Uzay Üssü’nden başarıyla, evet, TÜRKSAT başarıyla uzaya gönderildi.

Evet, Sivas başarılı, onun için tebrik ediyoruz. Şimdi geleceğim, müjdelerim var size.

Onun öncesinde Türkiye’de imal ettiğimiz ilk milli yer gözlem uydumuz Göktürk-2’yi uzaya gönderdik, işte bizim gündemimizde bunlar var. Bizim gündemimizde inşa ettiğimiz milli savaş gemilerimiz var, uydular var, uçaklar var.

Bizim gündemimizde eğitim var, bizim gündemimizde FATİH Projesi var, Bizim gündemimizde etkileşimli tahtalar var, tablet bilgisayarlar var. Bakın şurada 1 ay içerisinde, 1,5 ay içerisinden 675 bin şimdi dağıtacağımız tablet bilgisayarlar var.

Bizim gündemimizde küresel ölçekli projeler, Marmaray, 3. Köprü, 3. havalimanı, Kanal İstanbul, hızlı tren hatları var. Peki soruyorum, CHP’nin gündeminde ne var? MHP’nin gündeminde ne var?

Diğerlerinin gündeminde hangi plan, hangi proje var, hangi hedef var; soruyorum sizlere Allah aşkına.

Deyin ki. şu var.

Ha söyleyeyim, onların gündemlerinde sadece yıkım var, engelleme var, yavaşlatma var. Onların gündeminde sadece dedikodu var, iftira var, itham var. Onlar paralel örgütün önlerine attığı kırıntılarla idare ediyorlar, telefon dinlemeleriyle idare ediyorlar. Ya bir ülkede bir Başbakanın eşiyle konuşması, çocuğuyla konuşması dinlenir mi? Bu nasıl bir insanlık ya? Bu ne hukukta yeri var, ne insanlıkta yeri var, ne vicdanda yeri var.

Onlar İstanbul’da plazalardan atılan manşetlerle birlikte yürüyorlar. Onlar paralel örgüte, manşetlere, malum işveren örgütüne vagon oluyor, büyük Türkiye hedefini engellemenin mücadelesini girişiyorlar.

Ama bizim gündemimizde Türkiye var, bizim gündemimizde millet var, siz varsınız siz.

Kardeşlerim, 12 yılda Türkiye’yi 3 kattan fazla büyüttük. Milli gelirimiz neydi biliyor musunuz? 230 milyar dolardı. Şimdi milli gelirimiz ne? 800 milyar dolar.

Ah Yiğidolar ah, ihracatımız neydi biliyor musunuz? 36 milyar dolar. Şimdi ne biliyor musunuz? 152 milyar dolar.

Ah benim kardeşlerim, bakınız Türkiye’nin milli gelire borç oranı neydi biliyor musunuz? Yüzde 73.

Şimdi ne biliyor musunuz? Yüzde 35, nereden nereye düştü.

Enflasyon neydi? Yüzde 30, şu anda tek haneli rakama düşmüştük, şu anda bu aralar 9 küsur, 10.

Kardeşlerim, paramıza bereket geldi, bunu da kıskandılar.

Faiz, devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü, şimdi hamdolsun tek haneli rakam, buralardayız.

Buralara durup dururken gelmedik. Soruyorum, utanmadan, sıkılmadan bazıları bu yolsuzluk filan falan diyor. Ya yolsuzlukların oldukları bir ülkede siz bunları yapabilir misiniz? 79 senede 230 milyar dolara çıkıyorsun milli gelirde, 10 senede biz bu 230’u 800 milyar dolara çıkarıyoruz.

Kardeşlerim, 79 senede 6 bin kilometre bölünmüş yol yapıyorlar, biz 10 senede, 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık; aramızdaki fark bu, aramızdaki fark bu.

Bütün olumsuz şartlara rağmen işsizliği kontrol altında tuttuk, hatta azalttık. Bizim gündemimizde

(6)

işsizliği çok daha aşağı sevilere çekmek var.

Bizim gündemimizde inşallah yeni okullar inşa etmek, Cumhuriyet tarihinde yapılan okulların yarısından fazla okulu 10 yılda yaptık, yeni derslikler inşa edeceğiz, okullara teknolojik alt yapı kurmak…

Değerli kardeşlerim, bakınız göreve geldik…

Üniversiteli gençler şöyle bir elini kaldırsın bakayım. Maşallah maşallah. Ben şimdi bu kardeşlerimi görünce duygulanıyorum. Niye biliyor musunuz? Ya biz geldiğimizde verilen burs neydi? 45 liracık;

öyle mi? Şimdi beslenme yardımıyla beraber 520 liraya çıktık. Nereden nereye…

Ve daha da enteresanı, yurtlarımızın sayısını arttırıyoruz. Eskiden yurtlar nasıldı? Ranza sistemi. Şimdi nasıl? Karyola sistemi; öyle mi? Odalarınızda mini barlar var mı? Var. Ve değerli kardeşlerim,

tuvaletiniz, banyonuz, hepsi içinde; eskiden böyle değildi, daha iyi olacak.

Değerli kardeşlerim, bizim gündemimizde yeni hastaneler var. Eskiden hastanelerimiz nasıldı? Koğuş değil mi? Bir odada kaç kişi yatıyordu? 8-10, öyle mi? Değerli kardeşlerim, şimdi yeni yaptığımız hastanelerde durumumuzu göreceksiniz. Daha modern sağlık tesisleri, şehir hastaneleri inşa ediyoruz.

Bizim gündemimizde değerli kardeşlerim, yoğun bir şekilde ulaşımda kolaylığı sağlıyoruz, duble yollarla yola devam ediyoruz.

İnşa ettiğimiz konut sayısı ne oldu biliyor musunuz? 600 bine ulaştı. Konutlar, barajlar, enerji santralleri var.

Bizim gündemimizde Türk’üyle, Kürt’üyle Laz’ıyla Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abhazya’sıyla, Çeçen’iyle, aklınıza ne gelirse, yaratılanı Yaratandan ötürü sevmek var, kardeşlik var, demokrasi var. Onun için ne dedik? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

Şimdi hedef 2023; istedikleri kadar iftira atsınlar, istedikleri manşetle çıksınlar, istedikleri tuzağı kursunlar, bizim gündemimizde Türkiye var, bizim gündemimizde Türkiye’ye hizmet var, bizim gündemimizde siz varsınız siz.

Şimdi bakın sevgili Sivaslılar, günlerdir koro halinde Hükümetin internete kısıtlama getirdiğini, sansür getirdiğini iddia ediyorlar. Bu iftira üzerinden bizi hem yurt içinde, hem yurt dışında karalamaya çalışıyorlar. Bu iftira kampanyasını neden yaptıkları çok çok önemli.

Bundan yaklaşık 4 yıl önce CHP Genel Başkanıyla ilgili bir görüntü yayınladılar, Sayın Baykal’la ilgili ve maalesef bizim de durdurma çabalarımıza rağmen o görüntüleri bahane ederek CHP Genel Başkanını görevden uzaklaştırdılar, hatırlayın. Şu andaki Genel Müdür ziyaretine gitti Genel Başkanının, ben haber olmayacağım dedi, gazetecilere öyle beyanat verdi, ama ardından, bir de baktık ki kaset başkan geldi, kaset Genel Müdür. Arkasından geçen seçimlerde hem CHP’li, hem MHP’lilere ait çirkin görüntü kayıtlarını yayınladılar, engelledik biz. İşte bu kayıtlarla CHP’yi, MHP’yi esir aldılar, şantaj tuzağına çektiler. Şu anda aynı çirkin saldırıyı bize karşı yapmaya çalışıyorlar, ses kayıtlarıyla Hükümeti, milli iradeyi, demokrasiyi, sandığı esir almaya, teslim almaya çalışıyorlar.

Kardeşlerim, biz göreve geldiğimizde Türkiye’de kullanılan internet sayısı neydi biliyor musunuz? 20 bin. Şu anda ne oldu biliyor musunuz? 34 milyon, 20 binden 34 milyona bizimle çıktı. Ya bize

kalkıyorlar İnternet karşıtı diyorlar. Biz internete karşı değiliz, internetteki ahlaki olmayan yayınlara karşıyız, bizim yaptığımız bu. İşte şu anda yapılanlar, yani biz bununla aslında CHP’yi kurtarıyoruz ya, biz bununla MHP’yi kurtarıyoruz ya. Biz sansür getirmedik, çocuklarımızın, gençlerimizin

zehirlenmesine, özellikle de siyasetin üzerinden dizayn edilmesine tedbir getirdik. Aslında biz bu

(7)

yasayla işte bunları koruma altına alalım istedik. Çünkü onlara şantaj yapılıyor, onları tehdit ediyorlar.

Hele hele bu paralel yapı, bu paralel yapının yapmadığı yok ki, bunlar iş adamlarına da şantaj yaparlar, bunlar akademisyenlere şantaj yaparlar, bunlar emniyetteki güvenlik güçlerimize şantaj yaparlar, aklınıza ne gelirse, bunlar siyasetçilere şantaj yaparlar, hepsine şantaj yaptılar, yapıyorlar. Şimdi ellerinden gelse bana da yapacaklar, onun için böceği yerleştirdiler, ama bir şey bulamadılar. Niye?

Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.

Diyorum ki, ey paralel yapı ve bu yapının başındakiler, beddualar ediyorsunuz, varın siz beddua edin.

Biz bedduayı lanet diyoruz, dualara evet diyoruz, çünkü bize gerek ülkemizde, gerek bu toprakların dışında, hamdolsun tüm İslam dünyasında yapılan dualar elhamdülillah yeter de artar bile. O

Myanmar’daki, o Somali’deki, o Bosna’daki, Filistin’deki, Gazze’deki, Libya’daki, Tunus’taki, Mısır’daki nice mazlum, mağdur kardeşlerimizin duaları bize yeter. Suriye’de şehit olmakta olan yavrusunun başında olan annelerin duası bize yeter; istediğin kadar beddua et. Yurtlarda yavruları bedduaya kaldırıyorlar, hale bakın ya, bu ne zillettir, bu nerelere düşüştür? Hiç endişe etmeyin, biz, evvel Allah siz bizim yanımızda, siz bizim arkamızda olduğunuz sürece yıkılmadık, yıkılmayız; dik duracağız, dikleşmeyeceğiz.

Sevgili Sivaslılar, bakın sokakları ateşe verdiler, yaktılar yıktılar, hakaret ettiler yetmedi, kutsal değerlerimize saldırdılar, camilerimize saldırdılar, sokakta 6 aylık bebeğiyle yürüyen başörtülü Hanım kardeşimize saldırdılar, adli rapor ortada, her şey ortada. Ama biz sabrediyoruz, hak tecelli edecek. Şu anda bakıyorsunuz bir medya grubu bu bacımızı tekrar maalesef değişik yayın planlarıyla, işte o paralel örgütle birlikte böyle bir şeyin olmadığını anlatma yoluna gidiyorlar.

Ve çıkıyor MHP’nin başındaki Beyefendi, aile nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok, çoluk nedir, çocuk nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok, ama bizim derdimiz var derdimiz, biz bunu biliriz, çoluk nedir, çocuk nedir biz biliriz. Kardeşlerim, diyor ki, Türk’ün örfünde kadına el uzatmak yoktur. Sen zaten Gezicilerle beraber hareket ettin, bunu Geziciler yaptılar. Kime yaptılar? O başörtülü bacımıza yaptılar.

Kardeşlerim, şimdi birileri işte bu medyaya, işte bu köşe yazarlarına, gazetecilere, yorumculara, onlarla birlikte CHP’ye, MHP’ye talimat verdi, düğmeye bastı, koro halinde Kabataş’taki o kızımızı bir kez daha linç etmeye çalışıyorlar, her şeyi planlı yapıyorlar. Ama hak tecelli edecek, doğru yerini bulacak hiç merak etmeyin. Ve bunlar talimatla yapılıyor, bunların da takipçisiyiz.

Unutmayın, 17 Aralık darbe girişimi Gezi olaylarının bir devamıdır. Gezi olaylarında hedef büyük Türkiye’ydi, 17 Aralık darbe girişiminde de yine büyük Türkiye hedef alındı. Milli bankamız Halkbank’ı hedef aldılar, Milli İstihbarat Teşkilatı’mızı hedef aldılar, milli projelerimizi, küresel projelerimizi hedef aldılar, milli değerlerimizi hedef aldılar, en önemlisi de milli birlik ve kardeşlik sürecimizi hedef aldılar.

Sivas’tan soruyorum, 1 yıldır kahramanlar diyarı, şehitler diyarı Sivas’a ay yıldızlı tabutlarda yeni şehitler geliyor mu? Sivas’ta ocaklara terör nedeniyle ateş düşüyor mu? Sivas’ta anneler, babalar ağlıyor mu? İşte bundan çok ciddi rahatsızlar, çünkü bunlar kandan beslenen, evet, vampirler

vampirler. Bunları birbirinden ayırt edeceğiz. Bunların ne Sivas’ın ötesiyle, ne Sivas’ın doğusuyla, ne de Sivas’ın kendisiyle irtibatları yok, gönül bağları yok. Bizim zorlamamızla, o da sembolik olarak birkaç kere ancak Sivas’ın doğusuna geçebildiler. Bunlar öyle Van’a, Hakkari’ye filan buralara

gidemezler. Bir kere Hakkari’ye gitti bu CHP’nin başı Genel Müdür, Türk Bayrağını sallayamadı biliyor musunuz, sallayamadı. Niye? Dediler ki, sen buraya gelirsin ama, Türk Bayrağını sallayamazsın.

Bak dün partimin gençlerine Hakkari’de saldırdılar. Şimdi ben buradan soruyorum, ey Hakkari’de gururla gezdiğini devamlı ortaya koyan siyasi parti, siz böyle mi seçim yapacaksınız? Böyle taşla, molotoflarla, sonunda da silahla kalkacaksın orada benim partimin gençlik kollarına saldıracaksın.

Demokrasi bu değil. Eğer kendinize güveniyorsanız, kendinize inanıyorsanız, silahlarınızı filan bir

(8)

kenara atın, sandık mücadelesi verin ve biz de o zaman sizi, ha bunlar adam diyelim, adam gibi adam.

Partinizin adının Barış Demokrasi Partisi olması hiçbir şeyi ifade etmez, aslolan uygulama uygulama.

İşte biz 780 bin kilometrekarenin tamamında varız, 780 bin kilometrekarenin tamamında varız. Siz nerede varsınız? Türkiye Cumhuriyeti Bayrağının dalgalandığı her yerde biz varız, bayraklarımızla varız. Şöyle bir kaldırın bayraklarımızı. Evet medya, işte biz buyuz, farkımız bu. İşte 30 Mart’ta bu Gezici vandallara karşı sizler sözünüzü söyleyeceksiniz. İnşallah Sivas’ta sandıklar çok daha farklı aydınlanacak. 30 Mart’ta Türkiye’yi hedef alan darbecilere, o paralel örgüte sizler son sözünüzü söyleyeceksiniz.

Unutmayın, CHP siyaseti esersizlik siyasetidir, MHP siyaseti hakaret siyasetidir, BDP siyaseti gerilim siyasetidir; ama AK Parti’nin siyasi hizmet siyasetidir, eser siyasetidir.

Sevgili kardeşlerim, sevgili Sivaslılar; Sivas’ta 12 yılda ne kadar hizmet yaptık biliyor musunuz?

Rakam olarak vereyim sizler, 12 yılda tam, eski rakamla söylüyorum, 10 kat trilyon 300 trilyonluk yatırım yaptık. Biz böyle çalıştık Sivas’ta.

Önce eğitim dedik, yeni okullar inşa ederek, daha önceki okulları yenileyerek, okul öncesi eğitime hız vererek değerli kardeşlerim, 356 trilyon liralık bir yatırımla Sivas’ı eğitimde farklı bir düzeye getirdik.

Tüm Türkiye’de olduğu gibi burada da ders kitaplarını ücretsiz olarak dağıttık, imkanı olmayan ailelerimizin 13 bin çocuğu için şartlı eğitim desteği verdik. Değerli kardeşlerim, teknolojinin tüm imkanlarını seferber ettik.

Ah bu genç kızlarımız neler çektiler, neler çektiler. Çünkü ben babayım, benim kızlarımı da, evet, imam hatip okullarının kapısından geri çevirdiler, almadılar içeri. Okulu bitirdiler, üniversiteye almadılar. Ne dediler? Başınızı açacaksınız. Başlarını açmadıkları için Türkiye’de okuyamadılar. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya; bunu yaşadık. Ve tabi bu da birçok şeylere vesile oldu. Şimdi ne oldu? Şimdi istenilen üniversiteye hepiniz girebiliyor musunuz? (“Evet” sesleri) Ya benim başı açık, başı örtülü kızlarımın arasında bir fark yok ki, hepsi birbirinin arkadaşı, hepsi birbirinin kardeşi. Bu ayrılık niye? Niçin yıllarca, on yıllarca bu zulmü yaptılar ya, neden? Hani özgürlükçüydü bunlar? Nasıl özgürlükçü, neresi özgürlükçü bunların? Bu CHP mi özgürlükçü? Ama bak, şimdi ne oldu biliyor musunuz? Bir tane başörtülü Hanım kardeşimizi belediye başkan adayı yaptı. Hamdolsun, bak bugünleri de gördük, bugünleri de gördük.

Kardeşlerim, mesele yolu açmak, biz yoldaki bütün o engelleri aşa aşa yürüyoruz. Bunlar istismar da olsa bunu yapsınlar, onun da faydası var.

Ama bak şimdi üniversitelere giriyor mu bu kızlarımız? Giriyor. Katsayı kalktı mı? Devlette çalışabiliyor mu? Sabrettik, sabrettiniz, ama sonunda, evet, sabreden muradına ermiş, erdiniz. Bundan sonrası daha iyi olacak, önümüzde daha güzel günler var inşallah.

Sivas’a 11 bin bilgisayar gönderdik, 348 bilişim ve teknoloji sınıfı kurduk ve şu anda Sivas’a 960 etkileşimli tahtayı, yani akıllı tahtayı okullara yerleştirdik ve yoğun bir şekilde bunlar devam edecek.

Kardeşlerim, Sivaslı çocuklarımızın bu hizmeti almaları Sivas’ta havayı değiştirecek.

Cumhuriyet Üniversitemizin 9 yeni fakülte, 4 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulu, 4 enstitü, bir teknopark ile ülkemizin önde gelen üniversiteleri arasına girmesini sağladık. Kardeşlerim, bugün Cumhuriyet Üniversite’sinde, evet, 40 bini aşkın öğrenci var, Cumhuriyet Üniversitemiz şehrimizin en önemli markalarından biri. Tabi çocuklarımızın, gençlerimizin zihni gelişimi kadar bedenlerinin

gelişimine de önem veriyoruz, Sivas merkezde ve ilçelerde 22 spor tesisi yaptık; yeterli değil, bunları daha da arttıracağız.

(9)

Sivas’ın Yiğidolarına sözümüz vardı, 25 bin kişi kapasiteli bir stadyum yapma için kolları sıvadık. TOKİ kanalıyla yapılan ve inşaatı süren; fiyatı ne biliyor musunuz? 100 trilyon, 100 trilyon lira maliyeti olan bu stadyumu inşallah bu yılsonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Artık Sivassporumuz maçlarını bu modern statta şanına yakışır şekilde oynayabilecek.

Öğrencilerimizin kaldığı yurtların kapasitesini 2670’ten 5545’e çıkarıyoruz; otel konforunda, daha da artacak. Sivas’ta okuyan öğrencilerimiz sadece geçtiğimiz yıl aldıkları 58 trilyon lira tutarındaki burs ve krediyle hem eğitimleri kolaylaştırdılar, hem de şehrimizin ekonomisine katkıda bulundular.

Sağlık alanında Sivas’ta yepyeni bir dönem başlattık. Bugüne kadar yaptığımız 255 trilyon liralık yatırımla Sivas’ı hastanelerle, sağlık merkezleriyle donattık. Son olarak 600 yataklı dev bir bölge hastanesi inşa ediyoruz Sivas’ımıza.

Gürün’de, Suşehri’nde. Zara’da, Gemerek’te, Yıldızeli’nde ihale ve proje aşamasında olan pek çok sağlık tesisini de önümüzdeki dönemde Sivas’ımıza inşallah kazandıracağız. Sadece altyapıyı

kurmakla kalmadık, personeliyle, donanımıyla, aracıyla, gereciyle bu sağlık kuruluşlarımızın sizlere en kaliteli şekilde hizmet vermesini sağladık.

Kardeşlerim, bizler artık biliyorsunuz sağlık hizmetlerini evde de veriyoruz. Halk için muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Artık istediğiniz hastaneye gidiyor musunuz? İstediğiniz eczaneden ilaçlarınızı alıyor musunuz? Neden? Sizi seviyoruz be, biz bu millete sevdalıyız be.

Biz dertliyiz dertli, dertli olmadan bu işler olmaz, bu millete sevdalı olmadan bu işler olmaz. Onun için, Ferhat Şirin’e ne diyor? Dağı delmeye çalışıyor kerpiçle. Kerpiçle dağ delinir mi ya? Ama aşk deldirir.

Ne diyor? Vuruyor kerpici, elinde bir taş parçası, çoğu gitti azı kaldı diyor, çoğu gitti azı kaldı diyor ve Şirin’e ulaşıyor. Bizim Şirin’imiz de sizsiniz siz. Evet, biz dağları dele dele geliyoruz, Türkiye’de tünelleri aça aça yolları bir birine bağladık. Cumhuriyet tarihinde bizim yaptığımız tünelleri

yapamadılar, ama biz yaptık, hala yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz, yapacağız. Neden? Aşıkları birbiriyle buluşturacağız, yolları yakın kılalım ki çabuk ulaşalım.

Bak, şu anda Sivas-Divriği kaç saatti? 5 saatti. Şimdi raybüs’le ne oldu? 2 saate düştü değil mi? Bu mesele, yani benim vatandaşım bu modern imkanlardan niye istifade etmesin? Şimdi Ankara-Sivas, Ankara-Sivas bittiği zaman düşünün siz ne olacağını. Biz yaparız, söz verdik mi yaparız. Ama ne dedik?

Ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız.

İşte Nuri Demirağ Havalimanı, hepsi yaptı, göçtü gitti, biz yaptık yerinde. Yollar göçme oldu, dedik ki olmadı, yeniden ele alacaksınız. Aldılar ve şimdi Havalimanı'yla merkezin arası nasıl, var mı sıkıntı?

(“Hayır” sesleri)

Kardeşlerim, 20 bin kişinin uçtuğu böyle bir yerde, bakın şimdi artık yıllık yolcu kapasitesi Sivas’ta kardeşlerim, 220 bine ulaştı ya. Nereden nereye… Demek ki, Sivaslı bunu bekliyordu, işte oldu.

Ve şu son 12 yılda Sivas’a yapılan toplu konut ve sosyal donatı yatırımı 611 trilyona ulaştı. Sadece Sivas’ta 5954 konut inşa ettik, huzur ve güvenli bir yatırım, bir anlayış olsun.

Tabi 2009’da bir yol kazası oldu, bu yol kazası, tabi bir nedeni vardı onun; Allah rahmet etsin, Muhsin kardeşimizin o tasavvur edemeyeceğimiz, düşünemeyeceğimiz, inşallah şehitler sınıfına girmiştir, o olaya rast geldi. Ve daha önce Sivas’ta Belediye Başkanlığını yapan mimar kardeşim Sami Bey, inşallah şimdi bu dönem tekrar Sivas’ımıza biz Sami kardeşimizi Belediye Başkan adayı olarak takdim ediyoruz. Ve diyorum ki, Sivas merkezde inşallah sandıklar gümbür gümbür AK Parti’nin ampulüyle aydınlansın, Sami kardeşimle de bütünleşsin.

(10)

Ve istiyoruz ki, genel yönetimle, yerel yönetimle, bütün bunları bütünleştirmek suretiyle inşallah Sivas’ımız çok daha güzel hizmetlere inşallah bir an önce kavuşsun ve bu seçimin böyle anlamlı bir özelliği var. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve sandıkları inşallah patlatacağız.

Şimdi hazır mıyız? Hazır mıyız?

Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor.

Gününüz kutlu olsun, raybüs hayırlı olsun.

30 Mart inşallah Sivas’ımız, ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olsun.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin

Ona şöyle bir baktığımızda şunu görüyoruz: Gıda tarımda yaklaşık 1,5 katrilyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon,

Kardeşlerim, biz gelene kadar Zonguldak’a ne kadar bölünmüş yol yapıldı biliyor musunuz..

Şimdi de Mustafa Yel kardeşimizle istiyoruz ki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tekirdağ’ın tüm ilçelerine, artık köy yok, mahallerine, beldeler de mahalle,

Şimdi bizim iktidarımıza bu tür çamuru atan Kılıçdaroğlu, soruyorum sana; 12 yıl önce 230 milyar dolar milli geliri olan Türkiye, şu anda 820 milyar dolar milli gelire

Değerli kardeşlerim, şimdi 30 Mart seçimlerine Büyükşehir Belediyesi olarak giriyoruz, inşallah 30 Mart akşamı bu işin sahibi belli olacak ve 31 Mart’tan itibaren artık