• Sonuç bulunamadı

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Haziran 2015

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Haziran 2015"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu

Haziran 2015

(2)

Ekonomi

1Ç15’te büyüme %1.6 olan piyasa beklentisinden ve %1.7 olan beklentimizden yüksek %2.3 gerçekleşti.

Mayıs enflasyonu (TÜFE) %0.56, beklentilere yakın (%0.6) geldi. Gıda %2.7 düşüyor. Böylece yıllık gıda fiyat artışı %12.8’e geriliyor.

Nisan 2014’te 7.3 milyar dolar olan açığımız Nisan 2015’te 5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Dolayısıyla yıllık cari açığımızın da Nisan’da 45.5 milyar dolardan 43 milyar dolara doğru gerilemesi beklenmeli.

Nisan’da bütçe 1.4 milyar TL fazla verirken, faiz dışı denge 7.5 milyar TL fazla verdi. Yıl sonu OVP hedeflerine erişilmesi konusunda bir risk görmüyoruz.

Finansal Piyasalar

TCMB geçtiğimiz ay da Nisan ayında olduğu gibi PPK toplantısında faizlerde değişikliğe gitmedi. TL’yi destekleyici adımların devamı olarak sıkı para politikası bu ay da devam etti. Mayıs ayının ortasına kadar USD’nin diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesi sonucunda 2,55 seviyesine kadar gerileyen USD/TL, daha sonraki zaman diliminde ABD verilerinin beklentilerden iyi gelmesi ile birlikte USD değer kazandı. ABD verileri ve Türkiye Genel Seçim sonucu sonrası USD/TL 2,81 seviyesine kadar yükseldi. Tahvil faizleri de USD/TL ile birlikte hareketini sürdürürken gösterge tahvil %10.45 bileşik faiz seviyesine çıktı. Haziran ayında ise yurtiçinde siyasi gelişmelerin, yurtdışında ise FED FOMC toplantısının piyasalara yön vermesini bekliyoruz. FOMC toplantısında faiz artışı başlangıcı ile ilgili olası bir tarih verilmesi, yurtiçi siyasi gelişmelerden bağımsız olarak yurtiçinde tüm varlıklar üzerinde oynaklık yaratacaktır.

Mayıs ayı verilerine göre 1Ç15’de -%0.70 büyüyen ABD ekonomisi, 280 bin kişi civarında yeni istihdam yarattı. İstihdam piyasasındaki saatlik kazançlar %0.30 artış gösterirken, çekirdek enflasyon %0.30 yükseliş gösterdi. Tüketici güven endekslerinde geçtiğimiz ay yaşanan düşüşün ise kısmen geri alındığını görüyoruz. Birinci çeyrekte ekonomik göstergelerde görülen yavaşlamayı, FED geçici olarak yorumlarken, faiz artırımının takvimi konusunda ipucu vermemeye devam ediyor. Avrupa ekonomik göstergeleri ise ekonomik toparlamanın sürdüğüne işaret ediyor. %0.40 seviyesinde açıklanan büyüme verisi, %0.30 seviyesine yükselen enflasyon ile desteklenirken, merkez ülke bono getirileri artış eğilimini koruyor. Bono getirilerindeki yükselişin Euro’yu da desteklediğini görüyoruz. Diğer taraftan Yunanistan bölge için risk teşkil etmeye devam ediyor. Mevcut görünümün Euro’da belirgin bir trend yaratmasını beklemiyor, ancak aşağı yönlü risklerin azaldığını düşünüyoruz.

Türk hisse piyasası açısından yılın başından bu yana risk yaratan faktörlerde değişiklik olmadı: FED riski ve lokal siyasi belirsizlik… 7 Haziran seçimleri sonrasında siyasi belirsizliğin, BİST’te kısa vadedeki yönün belirlenmesi açısından öncelikli konuma geldiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla koalisyon kurulması yada erken seçime gidilmesi seçeneklerinden hangisinin ön plana çıkacağı, BİST performansında belirleyici olacaktır.

GENEL GÖRÜNÜM

(3)

Enflasyon

 Mayıs enflasyonu (TÜFE) %0.56 ile beklentilere oldukça yakın (%0.60) geldi.

 Gıda %2.7 düşüyor. Böylece yıllık gıda enflasyonu %12.8’e geriliyor.

 Yıllık enflasyon da %8.1 oldu – önceki %7.9 idi.

 Yıllık çekirdek enflasyon ise önceki %7 seviyesinden %7.5’e yükseldi.

 Çekirdek enflasyonun yükseliyor olması olumsuz, ancak gıda fiyatlarında beklediğimiz yavaşlama başlamış gözüküyor.

 Enflasyon gıdadaki düşüş kaynaklı kısmen düşük gerçekleşti. Gıdayı çıkarttığımız da çekirdek enflasyonun yükseliyor olmasının da sebebi bu. Temelde ise çekirdeğin yükselmesinin temel sebebi kur geçişkenliği.

 Muhtemelen 3 aylık vadede yıllık çekirdek enflasyonun %8’in üzerine çıktığını göreceğiz.

 Özellikle TL’deki hareket belirleyici olacaktır. TL daha fazla değer kaybı, yani sepetin kalıcı 2.90-3.00 bandına oturduğu bir senaryo gerçekleşirse, enflasyon dahil tüm rakamlarımızı revize etmek durumunda kalırız. Bu durumda da TCMB en azından likidite tarafını daha da sıkmak durumunda kalır. Büyüme görünümü iyi olmadığı için faiz artırımını ise olası bulmuyoruz.

MAKROEKONOMİ

Enflasyon

-4 0 4 8 12 16

02.09 05.09 08.09 11.09 02.10 05.10 08.10 11.10 02.11 05.11 08.11 11.11 02.12 05.12 08.12 11.12 02.13 05.13 08.13 11.13 02.14 05.14 08.14 11.14 02.15 05.15

Enflasyon (yıllık, %)

TÜFE Yİ-ÜFE

3.1 1.3

0.9 0.6 0.5 0.4 0.3 0.3 0.2 0.2 0.2 0.1

-1.0 0.0 1.0 2.0 3.0 4.0

Gıda-Alkolsüz Konut-Kira Otel-Lokanta Ev Eşyası Diğer Giyim-Ayakkabı Eğlence-Kültür Ulaştırma Alkollü İç-Tüt Eğitim Sağlık Haberleşme

Enflasyon alt Kalemlerin katkısı (yıllık, puan)

(4)

Büyüme

2015 ilk çeyreğinde büyüme %1.6 olan piyasa beklentisinden ve %1.7 olan beklentimizden yüksek %2.3 gerçekleşti.

 Beklentimizden bir miktar daha yüksek büyüme gerçekleşmesinin sebebi hane- halkı tüketim artışının beklediğimizin üzerinde olması. Yatırımlar ve stok gelişmeleri ise hesaplarımız dahilinde.

 %2.3’lük GSYH büyümesinin 3.3 puanı iç talepten (3.3 tüketim, 0 yatırım), 0.2 puanı stoklardan gelirken, net dış talebin 1.2 puan düşürücü etkisi oldu.

 beklerken, stok değişin katkısı 1 puandan 0’a inmesini öngörüyoruz.

 Toplam tüketim yıllık %4.2 artarken, hane-halkı tüketimi asıl artış gösteren kalem, yıllık %4.5. Kamu tüketimi ise sınırlı %2.5 artış göstermiş.

 Toplam yatırımlar halen yerinde saymakta, yıllık %0. Fakat özel sektör yatırımları yıllık %2 yükselirken, kamu yatırımları %10 daralmış.

 Üretim tarafında ise tarım ilk çeyrekte %2.7, hizmetler %4.1 büyürken toplam sanayi aynı kalmıştır.

 2015 yılında %3.5 olan büyüme beklentimizi halen korumayı tercih ediyoruz, fakat aşağı yönlü riskler artmış durumda. Burada politik süreç en belirleyici etken olacak. Dolayısıyla ilk aşamada süreci görüp öyle revizyona gitmeyi tercih ediyoruz.

 1Ç15 büyümesinde tüketimin kısmen yüksek olması halen %3-3.5 civarında bir büyümenin erişilebilir olduğunu gösteriyor.

 Türkiye’de tüketim ve yatırım tarafında güvenin sağlanmasının ilk kuralı TL’nin stabil olması. Kurda değer kaybının aşırı olduğu dönemlerde hem tüketim hem yatırımlar olumsuz etkileniyor. Dolayısıyla tüketim tarafı ilk çeyrekte kısmen esnek olsa da, kurdaki artışın tüketim üzerindeki olumsuz etkisini 2Ç ve 3Ç büyümesinde görüyor olacağız.

 Uzun vadede Türkiye’nin yatırım tarafında tıkanmış olan büyüme görüntüsü halen sürüyor. Yatırım tarafında ise daha kalıcı bir sorunla karşı karşıyayız. Her ne kadar 1Ç’de özel sektör yatırımları yıllık %2 büyümüş olsa da, son 3 yıldır özel sektör yatırımları ortalama yıllık %1 daralıyor.

MAKROEKONOMİ

GSYH Büyümenin Kompozisyonu

İç Talep Bileşenleri

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör (20)

(16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör (20)

(16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

(5)

Dış Denge

 Nisan ayında dış ticaret açığı, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %30 düştü.

 Nisan 2014’te 7.3 milyar dolar olan açığımız Nisan 2015’te 5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

 Dolayısıyla yıllık cari açığımızın da Nisan’da 45.5 milyar dolardan 43 milyar dolara doğru gerilemesi beklenmeli. 2015 sonu için 35 milyar dolar olan beklentimizi koruyoruz.

 İhracatın hiç büyümediğini görüyoruz – aylık 13.3 milyar dolar (AB’ye ihracatımız ise sadece Nisan ayında yıllık %10 düşmüş)

 İthalat ise daralmaya devam ediyor yıllık %11 düşerek 18.4 milyar dolar olmuş.

(özellikle ara malında düşüş var-bunun da temel sebebi düşük emtia fiyatları)

 Altın dışı ihracatımız Nisan ayında yıllık bazda %11 düşüyor. Dolayısıyla doğru analiz yapmak için, toplam ihracata değil de altın dışı ihracata bakmamız gerekiyor.

 Yılın ilk dört ayında toplam altın ihracatımız yıllık %70’e yakın artıyor. Bu da ihracatımızdaki düşüşü sınırlandırıyor.

 Yılın ilk 4 ayında kümüle ihracatımız %6 daralıyor – oysa ki altın dışı baktığımızda bu rakam %12 daralma gösteriyor.

 Cari açık Mart ayında 4.4 milyar dolar olan beklentilerden daha yüksek, 5 milyar dolara yakın gerçekleşti.

 Böylece yıllık açık 45.5 milyar dolara yükselmiş oldu, GSYH’nin yaklaşık 5.7’si. (önceki 43.9 milyar dolar). Veride geriye doğru yukarı yönlü revizyon var – olumsuz.

MAKROEKONOMİ

Dış Ticaret Performansı (%, Yıllık)

Cari Denge (12 Aylık, Milyar Dolar)

-20 -10 0 10 20 30 40 50

01.10 04.10 07.10 10.10 01.11 04.11 07.11 10.11 01.12 04.12 07.12 10.12 01.13 04.13 07.13 10.13 01.14 04.14 07.14 10.14 01.15 04.15

Dış Ticaret Performansı (artış, yıllık)

İhracat İthalat D

-90 -80 -70 -60 -50 -40 -30 -20 -10 0

01.07 04.07 07.07 10.07 01.08 04.08 07.08 10.08 01.09 04.09 07.09 10.09 01.10 04.10 07.10 10.10 01.11 04.11 07.11 10.11 01.12 04.12 07.12 10.12 01.13 04.13 07.13 10.13 01.14 04.14 07.14 10.14 01.15 04.15

Cari Denge (12 aylık, milyar dolar)

-20 -10 0 10 20 30 40 50

01.10 04.10 07.10 10.10 01.11 04.11 07.11 10.11 01.12 04.12 07.12 10.12 01.13 04.13 07.13 10.13 01.14 04.14 07.14 10.14 01.15 04.15

Dış Ticaret Performansı (artış, yıllık)

İhracat İthalat D

-90 -80 -70 -60 -50 -40 -30 -20 -10 0

01.07 04.07 07.07 10.07 01.08 04.08 07.08 10.08 01.09 04.09 07.09 10.09 01.10 04.10 07.10 10.10 01.11 04.11 07.11 10.11 01.12 04.12 07.12 10.12 01.13 04.13 07.13 10.13 01.14 04.14 07.14 10.14 01.15 04.15

Cari Denge (12 aylık, milyar dolar)

(6)

Bütçe

 Nisan’da bütçe 1.4 milyar TL fazla verirken, faiz dışı denge 7.5 milyar TL fazla verdi.

 Nisan ayı detaylara baktığımızda ise; bütçe gelirleri yıllık %26 artıyor. Vergi gelirlerinin ise yıllık %27 arttığını görüyoruz.

 İlk 4 aylık döneme baktığımızda, bütçe 4.1 milyar TL açık verirken, faiz dışı fazla 20.1 milyar TL oldu. Bu dönemde harcamalardaki yıllık 12% artışa karşılık, gelirlerdeki yıllık artış %13 civarında.

 Yıl sonu OVP hedeflerine erişilmesi konusunda bir sıkıntı görmüyoruz: 2015 yılında bütçe açığının GSYH’nin %1.1’ü (21 milyar TL) ve faiz dışı fazlanın da GSYH’nin %1,7’i (33 milyar TL) olması bekleniyor.

MAKROEKONOMİ

Bütçe (Milyar, TL)

Bütçe (milyar TL)

2014 2015 Değ. 2014 2015 Değ.

Giderler 36.8 41.6 13% 142.6 160.2 12%

Faiz Hariç Harcama 33.0 35.5 8% 124.8 136.0 9%

Personel Giderleri 9.3 10.3 11% 38.6 42.6 10%

Mal ve Hizmet 3.2 3.5 11% 9.5 10.9 14%

Cari Transferler 14.4 16.1 11% 56.1 57.8 3%

Faiz Harcamaları 3.8 6.1 59% 17.8 24.2 36%

Gelirler 34.1 43.0 26% 138.4 156.2 13%

Genel Bütçe Gelirleri 32.6 41.2 27% 132.8 149.9 13%

Vergi Gelirleri 25.9 31.9 23% 111.0 128.2 16%

Vergi dışı Gelirler 6.7 9.3 39% 21.9 21.7 -1%

Bütçe Dengesi -2.7 1.4 151% -4.2 -4.1 4%

Faiz Dışı Denge 1.1 7.5 567% 13.6 20.1 48%

Nisan Ocak-Nisan

(7)

Tahvil-Bono Piyasası:

Mayıs ayına gösterge tahvil %10.43 bileşik faiz ile başlarken, ay içerisinde %9.50 bileşik faize kadar gerilemenin ardından %9.90 bileşik faiz ile Mayıs ayını tamamladı. Gösterge tahvil, Türkiye genel seçimleri sonrası ise %10.45 bileşik faize kadar yükseldi. Genel seçim sonrası uzun vadeli tahvil faizleri de yükseliş süreci içerisine girerken, 10 yıllık tahvil %9.98 bileşik faizi gördü. İlk tepkilerin ardından gerileyen USD/TL kur seviyesi ile birlikte faiz seviyelerinde de düşüş gözlense de, TCMB’nin TL piyasasını sıkı tuttuğu ve fonlama maliyetinin %8.40 seviyesine yükseldiğini de eklemek gerekiyor. Fonlama maliyetinin yükselmesi tahvil piyasasında düşüşleri baskılayıcı unsur olarak görünüyor. Ayrıca Mayıs ayı içerisinde küresel tahvil faizleri de yükselirken, Almanya 10 yıllık tahvil faizi %1 seviyesinin üzerine çıktı. Yurtiçi siyasi gelişmelere ek olarak, FED FOMC toplantısının da faizlerde yön açısından belirleyici olmasını bekliyoruz. ABD’den faiz artışı başlangıcının ötelenmesi haberleri gelmesi durumunda faizlerde düşüş gerçekleşmesini beklerken, aksi durumda çift haneye yakın ve üzerinde faiz oranlarını görmeye devam edebiliriz.

Eurobond Piyasası:

Geçtiğimiz ay 200 baz puanının hemen üzerinde olan Türkiye CDS’inde, ay boyunca önemli değişiklik olmadı. Eurobond fiyatları ay boyunca bulunduğu seviyeleri korurken, Türkiye genel seçimi sonrası 250 baz puana kadar yükselen CDS, Eurobondlarda satışa neden oldu. Ayrıca ABD 10 yıllık tahvil faizinin de %2.40 seviyesine yükselmesi bu olumsuzluğu pekiştirirken bu yükselişleri alım fırsatı olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle 2025 ve 2026 vadeli Eurobondlara ek olarak getirisi %5’in üzerine çıkan 2030 vadeli USD cinsi Eurobond için alım öneriyoruz. Ayrıca, Türk Eurobondları ile Alman tahvilleri arasındaki getiri farkının yüksek seyrini sürdürmesi nedeniyle EUR cinsi Türk Eurobondlarındaki olumlu görüşümüzü koruyoruz

Döviz Piyasaları:

Yurt içerisinde, Mayıs ayı para politikası toplantısında bir değişikliğe gitmeyen TCMB, %7.50 seviyesindeki politika faizini korumuş idi. Makro görünümde, sanayi üretimi verilerindeki toparlanma ve 1Ç15 büyüme rakamı moral verse de, enflasyonun yıllık bazda %8.10’a yükselmesi TL’nin kendi ligindeki kurlar arasında olumsuz ayrışmasına yol açmıştı. Milletvekili Genel Seçimlerinin birden fazla siyasi senaryo içermesi ve politik belirsizliğin artmış olmasının da TL üzerinde baskı yarattığını görüyoruz. Bu noktada, ABD – FED para politikası ve yaklaşan faiz artırımı süreci ve yurt içi politik atmosfer düşünüldüğünde, TL’de trend yaratacak ölçüde bir değerlenme beklemiyoruz. Artan siyasi belirsizliğin ise gelişmekte olan kurlar içerisinde TL’nin negatif ayrışmasına yol açacağını düşünüyoruz.

PİYASALAR

(8)

Hisse Senedi Piyasası:

Seçim sonrası süreçte koalisyon-azınlık hükümeti-erken seçim ihtimalleri gündeme gelirken, mevcut ihtimaller içerisinde koalisyon konusunda uzlaşma sağlayabilecek somut gelişmeler olması halinde BİST’in bu eğilimlerden olumlu etkileneceğini düşünüyoruz. 85,000-87,000 aralığı bu yöndeki gelişmelerle ön çıkabilecek direnç aralığı olabilir. Buna karşın erken seçim seçeneğinin gündeme gelmesini ise belirsizliği yeniden artıracak bir gelişme olarak görmekteyiz. Bu takdirde geçmiş dönemlerde BİST’te volatilitenin arttığı ortamlarda test edilmiş seviyeler gündeme gelebilir.

Büyüme ve F/K gibi faktörlerden yararlanarak endekste genel olarak belirsizliğin artabileceği ortamda 66,000-73,000 aralığının (ortalama 70,000) gündeme gelebileceğini görmekteyiz. Dolayısıyla (global risk alma iştahında kayda değer değişim yaşanmadığı ortamda) erken seçim ihtimalinin artması halinde 70,000 ve altı seviyelerin kısa vadede hisse piyasası açısından yeni fırsatlar sunabileceğini düşünüyoruz Gelişmekte olan hisse piyasaları açısından zayıf eğilim de değişiklik yok. Mayıs ayı ortasında açıklanan ve beklentilerin üzerinde gelen ABD enflasyon verisinin ardından başlayan zayıflık, Haziran ayı içerisinde açıklanan istihdam verileriyle devam ediyor. Kısa vadeli teknik görünümde MSCI Gelişmekte Olan Hisse Piyasaları endeksinin aşırı satım bölgede olması nedeniyle tepki yükselişi bekliyoruz.

Altın:

ABD’de toparlanan istihdam piyasası verileri ve artan saatlik kazançlar, hali hazırda satış momentumunu koruyan tahvil piyasasında yeni satışları tetiklerken, ay boyunca tahvil getirilerinin genel olarak yükseliş eğilimini koruduğunu görüyoruz. Değerli metallerin genelinde ise tahvil getirilerindeki yükselişle ters korelasyonlu olarak düşüşler izlendi. Asya fiziki talebinin de heyecan yaratmaktan uzak olduğu Mayıs ayı içerisinde altın fiyatlarında genel olarak düşüşün hakim olduğu söylenebilir. Haziran ayı içerisinde de tahvil getirilerindeki yükselişin altın fiyatları üzerinde baskı yaratmasını bekliyoruz.

Yunanistan sorunu yeni finansal riskleri tetiklemez ise altın fiyatlarında yatay bir görünüm izlemeyi bekliyoruz.

Petrol:

Geçtiğimiz haftalarda yapılan OPEC toplantısından, üretim kotalarının değişmemesi kararı çıktı. Dünya petrol talebinin %35’ını karşılayan OPEC üreticileri günlük 30 milyon varil petrol üretmeye devam edecek. Üretimi arttırarak yüksek maliyetli üreticileri pazarın dışına itme stratejisinin işe yaradığını üstü kapalı biçimde ifade eden delegeler şu an için dengelenen fiyatlardan ve üretim kotalarından memnun gözüküyorlar. Dolayısıyla petrol arzının en azından mevcut seyrini koruması bekleniyor. Bu noktada, petrol fiyatlarında henüz yeni bir yükseliş trendi beklemiyoruz.

PİYASALAR

(9)

MAKROEKONOMİ VE PİYASA TAHMİNLERİ

2012 2013 2014 2015 (T)

USD/TL 1,78 2,13 2,34 2,67

EUR/TL 2,3534 2,93 2,83 2,72

EUR/USD 1,3194 1,37 1,21 1,02

Gösterge Tahvil (%, bileşik) 6,20% 10,10% 8,00% 8,00%

Altın ($ / ons) 1.675 1.206 1.184 1.200

BIST100 (*12 aylık beklenti) 78.208 67.802 85.712 100.000

2012 2013 2014 2015(T)

Büyüme (reel, %) 2,20% 4,00% 2,90% 3,50%

Cari Denge (mlr USD) -46,90 -65,00 -45,00 (T) -35,00

Enflasyon (Tüfe, %) 6,20% 7,4% 8,17% 7,50%

Politika Faizi (%) 5,50% 4,50% 8,25% 7,50%

Bütçe Dengesi (%, /GSYH) -2,10% -1,20% -1,40% -0,7%

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Dış ticaret açığı, beklentiler dahilinde Aralık ayında 6.2 milyara dolar oldu.. Son gelen dış ticaret rakamları, 2015’i yıllık 32 milyar dolar (GSYH 4.4%) cari

 İhracatımızda en zayıflayan bölgeler Afrika ülkeleri (yaklaşık %30 daralma yıllık) ve Asya ülkeleri (yaklaşık %10 daralma yıllık). İhracatın %50’si

Ayrıca BoJ ve ECB’den beklenen parasal genişleme adımlarının da hisse piyasaları için pozitif olması beklenebilir Teknik anlamda kısa vadede 74,000-75,000 direnç bölgesini

Petrol fiyatlarının yıl genelinde ortalama Brent için tahminimiz olan 57 USD’ın altında kalması, CA tahminimiz üzerinde aşağı yönlü risk yaratabilir.. Ancak GSYH

 Enflasyon beklentilerinin yüksek seviyesinin fiyatlama davranışlarına ilişkin risk olarak değerlendirdiği (Şubat Ayı MB Beklenti Anketi’ne göre; 12 ay sonrası

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

Merkez Bankası’nın açıkladığı ödemeler dengesi istatistiklerine göre cari açık Haziran’da 4.1 milyar dolar seviyesinde gelirken, 3.8 milyar dolar’lık

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Temmuz ayında Tüketici Fiyatları  Endeksi  (TÜFE)  bir  önceki  aya  göre  %0.41  oranında