• Sonuç bulunamadı

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Aralık 2013

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Aralık 2013"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu

Aralık 2013

(2)

Ekonomi

Hiçbir krizin ardından yaşanan normalleşmenin sancısız olması beklenemez. 2014 yılı da yükselen ekonomiler için sakin sularda ilerledikleri bir yıl olmayacak.

Burada kritik olan soru, bu yolculuğa çıkarken Türkiye’nin ne kadar donanımlı olduğu. Ekonomideki kırılganlıklarımız nedeniyle; Brezilya, Hindistan, Endonezya ve G.Afrika ile birlikte “kırılgan beşli” ülkelerin arasında anılıyoruz. Yüksek enflasyonumuz ve cari açığımız nedeniyle dış finansmana olan duyarlılığımıza rağmen, son beş yıldır para politikasında alınan aksiyonlar ve finansal istikrarı amaçlayan makro ihtiyati tedbirler olumlu ve azımsanmamalı. Büyümede bu yıl hedefleri tutturabilsek de; kur ve faizde yaşanan yukarı yönlü hareketlerin ekonomiyi yavaşlatması kuvvetle muhtemel. En büyük artımız ise disiplinli bütçe.

Ekonomide ne bekliyoruz? 2013 başında öngördüğümüz %4 büyümenin yakalanacağını; 2014’de ise görece düşük, %2,5 seviyesinde, bir büyüme öngörüyoruz.

Enflasyon beklentimiz 2013 sonu için %7,5, 2014 sonu içinse %6,7 seviyesinde; 2014 cari açık/GSYH öngörümüz ise %6,3. Gösterge tahvil faizinde 2014 sonu beklentimiz, %8,0 bileşik seviyesi. $/TL için 2014-sonu tahminimiz 2,04.

Finansal Piyasalar

ABD’de Kasım ayı içerisinde iyi gelen ABD verilerinin ardından, FED’e dair kaygılar artsa da, tahvil programında azaltmaya gidilebileceği beklentisinin büyük ölçüde fiyatlandığını, bu sebeple dolardaki değer kazancının sınırlı kalacağını ve USD/TL paritesinde 2,0250 – 2,06 aralığında bir seyir görülebileceğini düşünüyoruz.

ABD’de ekonomik verilerin son dönemde beklentilerden iyi gelmesi ve Cumhuriyetçiler ile Demokratların bütçe konusunda anlaşmaya varmaları FED’in Aralık ayı içerisinde tahvil alımlarında kısıntıya gidebileceği algısını güçlendirirken gelişmekte olan ülkelerden fon çıkışı olmasına neden oluyor. Önümüzdeki dönemin FED endişelerine bağlı olarak volatil geçeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle faizlerdeki gerilemeler sınırlı kalabilir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan hisse piyasaları arasındaki ayrışma temasının korunduğu Kasım ayı sonrasında yılın son işlem ayında gelişmekte olan piyasalar çıkış arıyor. Söz konusu piyasalarda toparlanma çabalarının etkili olması açısından 18 Aralık tarihindeki FED toplantısı önem taşıyor. BİST açısından da aynı tarih önemini korumakla birlikte lokal tarafta da 11 Aralık’ta TCMB Başkanı’nın konuşması, 17 Aralık’ta PPK toplantısı ve 24 Aralık’ta TCMB’nin açıklayacağı “2014 Para ve Kur Politikası” izlenecek. BİST’te genel görünümde 70.000-80,500 aralığındaki dalgalanmayı değiştirecek temel bir gelişme şu aşamada öngörmemekteyiz. Kısa vadede ise FED toplantısı öncesinde toparlanmanın öne çıktığı endekste toplantı tarihi yaklaşırken yeniden temkinli eğilim etkili olabilir.

(3)

Enflasyon

• Kasım ayında enflasyon (TÜFE) aylık bazda %0 olarak gerçekleşti.

• Yıllık enflasyon da önceki %7,7 seviyesinden %7,3’e geriledi.

• 2013 sonu beklentimizi önceki %8-8,5 bandından %7,5’a çekiyoruz. 2014 sonunu ise değiştirmiyoruz, %6,7’de tutuyoruz.

• Enflasyon neden iyi geldi?

• Gıda fiyatlarında %1,3’lük düşüş, ki İTO gıda artışı %0,7 idi.

Dolayısıyla bu iki verinin zıt gerçekleşmesini şaşırtıcı buluyoruz.

• Ulaştırma kalemin artış beklentimizin aksine sınırlı da olsa bir

gerileme var . Kurdaki geçişkenliğin çok da yansımadığını görüyoruz.

• Yıllık çekirdek enflasyonda da (I endeksi) önceki %7,5 seviyesinden %7,2’ye gerileme görüyoruz.

• Bu rakamın ardından MB beklenti anketindeki 12 aylık ve 24 aylık enflasyon beklentilerinin de aşağı gelmesini bekleriz. Son dönemde bu iki beklentide ciddi bozulma olmuş ve MB parasal sıkılaştırmaya geçmişti.

• Yine de beklentilerdeki olası aşağı yönlü hareketin de sınırlı olmasını bekleriz.

2014 yılında enflasyon hedefi %5 ve bunun şu aşamada tutmasını olası görmüyoruz.

• MB tarafında ise 17 Aralık’ta PPK toplantısı var. Sıkı duruşun devamını bekleriz.

• Tekrar altını çizmekte fayda var, TL’de baskı halen devam ediyor ve enflasyon açısından ciddi risk oluşturuyor. MB da son açıklamalarında TL’de bir miktar değer kazancının arzu edildiğine dair işaretler vermişti.

• 24 Aralık’ta ise 2014 Para Politikası açıklanacak, burada para politikası araçlarında bir değişiklik, daha öngörülebilirlik ve sözlü yönlendirmenin güçlendiği bir tablo çizilmesini bekliyoruz.

MAKROEKONOMİ

Enflasyon ve Faiz (%)

Enflasyon Alt Kalemlerin Katkısı

2,4%

0,7%

0,4%0,4%0,7%

0,1%0,1%0,1%0,2%0,6% 1,5%

0,1%

‐3% ‐1% 1% 3%

Gıda‐Alkolsüz Alkollü İçecek‐TütünGiyim‐AyakkabıEğlence‐KültürOtel‐LokantaHaberleşmeKonut‐KiraUlaştırmaEv EşyasıEğitimSağlıkDiğer 2

6 10 14 18

01.05 06.05 11.05 04.06 09.06 02.07 07.07 12.07 05.08 10.08 03.09 08.09 01.10 06.10 11.10 04.11 09.11 02.12 07.12 12.12 05.13 10.13

TÜFE Politika Faizi

(4)

Büyüme

• Yılın 3. çeyreğinde büyüme %4,4 oldu. Böylece 2013’ün ilk 9 ayında Türkiye

%4 büyüdü.

• 2013 yılında %4 büyüme beklentimizi korurken; 2014 yılında çok daha yavaş

%2.5’e yakın bir büyüme olacağını tahmin ediyoruz.

• 2014’ün ilk yarısında ekonomik aktivitede belirgin yavaşlamayı olası buluyoruz.

• 2013 yılında %4’lük büyümenin kompozisyonun; iç talebin 4,3 puan katkısını, stok artışının yine 1,8 puan katkısını hesaplarken, dış talebin 2 puan düşürücü etki yapmasını bekliyoruz.

• 2014 yılı için %2,5 büyüme tahminimizde iç talebin büyümeye katkısını 2 puan, dış talebin ise yine büyümeye katkısını 0,5 puan hesaplıyoruz.

• 2013 3. çeyrekte %4,4’lük büyümenin kompozisyona bakarsak, 4,7 puan iç talepten, 1,9 puan stoklardan gelirken, dış talebin 2,2 puan düşürücü etkisi var.

• İç talebin katkısına kamu ve özel sektör olarak bakarsak, kamunun katkısının normalleştiğini görüyoruz. Kamu katkısı oldukça sınırlı 0,4 puan, özel sektör katkısı ise 4,3 puan gibi yüksek seviyede.

• Özel sektör yatırımlarında son 6 çeyrektir gördüğümüz daralma yerini yıllık bazda artışa bırakmış, %5,3. Olumlu.

• Yıllık büyümeye bakacak olursak, özel sektör tüketimi yıllık %5,1, kamu tüketimi ise %0,6 artmış. Özel sektör yatırımları %5,3, kamu yatırımları ise % 9,1 büyümüş.

• Üretim tarafına baktığımızda ise, tarımda artış yıllık %2,9, sanayide %4,3, hizmet tarafında ise %6,1.

GSYH Büyüme (Yıllık, %)

Büyümenin Kompozisyonu

‐15

‐10

‐5 0 5 10 15

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2

stok değişim dış talep iç talep GSYH büyüme

(5)

Dış Denge

• Dış ticaret açığı Ekim’de 7,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

• İhracat geçen yılın aynı dönemine göre %8 azalarak 12,1 milyar dolar olurken, ithalat ise %3,7 yükselerek, 19,5 milyar dolar gerçekleşti.

• 12 aylık dış ticaret açığı ise %8 artarak 95 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

• Altın ithalatında, bir önceki aya göre sınırlı da olsa bir artış görüyoruz.

• Eylül ayında altın dışı ihracat yıllık bazda değişmeyerek, 11,7 milyar dolar olurken, altın dışı ithalat %1 artarak, 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.

• Toplamda baktığımızda hem ihracat performansımızın hem de ithalat tarafının zayıfladığını görüyoruz.

• Rakamlar, Ekim ayında cari dengede 3,5 milyar dolarlık bir açığa işaret ediyor.

• Bu rakam da yıllık cari açık rakamının yatay seyretmeye devam edeceğini gösteriyor.

• Toplamda cari açıkta talep kaynaklı bir genişleme görmüyoruz.

• Finansman tarafını çok yakından takip ediyoruz. Net sermaye girişi ve özel sektörün (banka dışı) dış borç çevirme oranı zayıf seyretmeye devam ediyor.

• Sermaye girişinin yavaşlamaya devam ediyor olması ekonomiye daha belirgin şekilde gecikmeli (6 ay kadar) yansıyacaktır.

Cari Denge

• Cari açık Ekim’de 2,9 milyar dolar ile beklentilere yakın gerçekleşti.

• Yıllık rakam ise 61 milyar dolara yakın. Beklentimiz 2013 sonu için 62 milyar dolar düzeyinde.

MAKROEKONOMİ

Dış Ticaret Performansı (%, Yıllık)

Cari Denge (12 Aylık, Milyar Dolar)

‐90

‐80

‐70

‐60

‐50

‐40

‐30

‐20

‐10 0

02.07 06.07 10.07 02.08 06.08 10.08 02.09 06.09 10.09 02.10 06.10 10.10 02.11 06.11 10.11 02.12 06.12 10.12 02.13 06.13 10.13

Cari Denge

‐30%

0%

30%

60%

01.10 03.10 05.10 07.10 09.10 11.10 01.11 03.11 05.11 07.11 09.11 11.11 01.12 03.12 05.12 07.12 09.12 11.12 01.13 03.13 05.13 07.13 09.13 11.13

İhracat İthalat

(6)

Bütçe

• Ekim ayında bütçe açığı 3,2 milyar TL olurken, faiz dışı açık 0,8 milyar TL oldu.

• Ocak-Ekim döneminde ise bütçe açığı 7,7 milyar TL, faiz dışı fazla da 39 milyar TL’ye yakın gerçekleşti.

• OVP rakamlarına göre, 2013 sonunda bütçe açığının 19,4 milyar TL, faiz dışı fazlanın da 31,1 milyar TL olması öngörülüyor.

• Ekim bütçesinde dikkat çeken en önemli detay, faiz ödemelerindeki yıllık % 35’lik düşüş. Bu sebepten bütçe harcamalarındaki artış sınırlı gözüküyor ve bütçe açığı geçen yıl Ekim ayına kıyasla düşük kalmış.

• Yine Ekim ayında vergi gelirlerindeki artış da sınırlı %10 seviyesinde. Reel bazda ciddi bir artış söz konusu değil.

• Yılın ilk on ayında ise harcamalar yıllık %13 artarken, vergi gelirlerindeki artış yıllık %18. Gelirlerdeki artışın harcamaların üzerinde seyrediyor olmasını olumlu buluyoruz.

• Bu yıl, 2013 için öngörülen bütçe rakamlarına rahatlıkla ulaşılmasını bekliyoruz.

Bütçe (Milyar, TL)

2012 2013 Değiş. 2012 2013 Değiş.

Harcamalar 31,7 33,2 5% 289,8 327,7 13%

Faiz Hariç Harcama 28,0 30,8 10% 246,5 281,5 14%

Personel Giderleri 7,6 8,4 11% 73,5 81,8 11%

Mal ve Hizmet 2,6 2,7 2% 23,0 24,3 6%

Cari Transferler 10,0 12,1 20% 107,2 123,0 15%

Faiz Harcamaları 3,7 2,4 -35% 43,3 46,2 7%

Gelirler 27,3 30,0 10% 271,0 320,1 18%

Genel Bütçe Gelirleri 26,4 29,0 10% 261,6 309,7 18%

Vergi Gelirleri 24,2 26,0 7% 226,2 266,3 18%

Vergi dışı Gelirler 2,2 3,0 36% 35,4 43,4 23%

Bütçe Dengesi -4,4 -3,2 -27% -18,8 -7,7 -59%

Faiz Dışı Denge -0,7 -0,8 16% 24,5 38,6 57%

Ekim Ocak-Ekim

Bütçe (Milyar TL)

(7)

Tahvil-Bono Piyasası:

Tahvil faizlerinde Kasım ayında ABD’de ekonomik verilerin beklentilerden iyi gelmesi ve FED

’in tahvil alımlarında Aralık ayında kısıntıya gidebileceği beklentisiyle yükseliş gördük. Bu bağlamda Kasım ve Aralık aylarında Hazine borçlanma rakamına ulaşmakta sorun yaşamazken FED endişeleriyle talebin daha çok enflasyona endeksli ve değişken faizli tahvillere geldi. ABD’de bütçe konusunda Demokrat ve Cumhuriyetçilerin anlaşması Aralık ayında tahvil alımlarında kısıntı olma olasılığını yükseltirken gelişmekte olan ülke para birimlerinin değer kaybettiğini görüyoruz.

Önümüzdeki dönemde FED endişelerine bağlı olarak volatil geçektir. Bu nedenle faizlerdeki gerilemeler sınırlı kalabilir.

Eurobond Piyasası:

ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde son dönemde ABD verilerinin beklentilerden iyi gelmesine bağlı olarak yükseliş yaşandığını gördük. FED ’in tahvil alımlarında kısa sürede kısıntıya gidebileceği endişesi tüm gelişmekte olan ülke varlıklarına olduğu gibi Türk eurobondlarına da satış getirdi. ABD’de ekonomik verilerin olumlu bir trende oturmasının ardından, önümüzdeki üç ay içerisinde tahvil alımlarında kısıntıya gidebileceğini düşünüyoruz. ABD’de partilerin bütçe konusunda anlaşmaya varmaları da bu görüşü destekleyen bir unsur. Tüm bu gelişmelerle birlikte önümüzdeki dönemde Türk eurobondlarındaki değer kazançları sınırlı kalabilir.

Döviz Piyasaları:

Kasım ayında, ek parasal sıkılaştırma uygulamalarını artıran TCMB’nin, ayın son günlerinden bir gün önce TL likiditesini kısarak, vergi ödemeleri ve çıkışlar ile sıkışacak olan TL likiditesini daha da sıkılaştırdığını görüyoruz. 17 Aralık’ta yapılacak para politikası toplantısında ise sıkı para politikası vurgusunu artırmasını beklesek de geçtiğimiz haftalardaki iyimserliğin bir miktar kaybolduğunu ve TL’de sınırlı değer kaybı görülebileceğini düşünüyoruz. . ABD’de ise Kasım ayı içerisinde iyi gelen ABD verilerinin ardından, FED’e dair kaygılar artsa da, tahvil programında azaltmaya gidilebileceği beklentisinin büyük ölçüde fiyatlandığını, bu sebeple dolardaki değer kazancının sınırlı kalacağını ve USD/TL paritesinde 2,0250 – 2,06 aralığında bir seyir görülebileceğini düşünüyoruz.

PİYASALAR

(8)

Hisse Senedi Piyasası:

Hisse senedi piyasalarındaki genel yatırım temasında Kasım ayıda da değişiklik olmadı.

Gelişmiş ekonomilerdeki toparlanma eğilimi ve gevşek para politikaları, gelişmiş piyasaların gelişmekte olan piyasalara göre güçlü performans sergilemesini sağladı. MSCI Dünya endeksi Kasım ayında %1,6 değer kazanırken, MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar endeksi %1,6 oranında değer kaybetti. Likiditeye duyarlılıkları nedeniyle Türkiye, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika Kasım ayında olumsuz ayrışırken, MSCI Türkiye endeksi ABD$ bazında %4 değer kaybetti. BİST’te genel görünümde 70,000-80,500 aralığındaki dalgalanmayı değiştirecek temel bir gelişme şu aşamada öngörmemekteyiz. Kısa vadeli teknik görünümde ise kısa vadede 72,500 ve 71,500 desteklerini takip ederken; söz konusu destek bölgesi üzerinde öngördüğümüz kısa vadeli toparlanma eğilimi içerisinde izlediğimiz dirençler ise 75,000-75,700 ve 77,000 seviyeleridir.

Altın:

Geçtiğimiz ay içerisinde gelen ABD verilerinin ardından, FED’in tahvil alımlarını Aralık ayında azaltabileceği yönündeki kaygılarla $1.211 seviyesini test eden altın fiyatları bu seviyelerde kalıcı olmadı. Vadeli piyasa net pozisyonlarında yaşanan gerileme beşinci haftasına ulaşırken, satış yönündeki kontratlarda tekrar artış yaşanmıştı. Bu pozisyonlarda yaşanan pozisyon kapatmalar ile bu hafta sınırlı yükseliş yaşandığını görüyoruz. Fiziki talep ise, Ekim ayında olduğu gibi Kasım ayı boyunca da zayıf seyretti. FED fiyatlamasının bu ay da devam edebileceğini ancak Ekim ayına göre sınırlı kalacağını diğer taraftan, $1.260 seviyesinin üzerinde yaşanacak haftalık kapanışların altındaki zayıf yükselişi destekleyeceğini düşünüyoruz.

Petrol:

Kasım ayında Irak konusunda anlaşma sağlansa da, Libya’daki siyasi stres hala devam ediyor. Bu hafta 3 petrol limanının da açılacağını söyleyen Libya’da henüz somut bir gelişme sağlanabilmiş değil. ABD’de ise artan petrol üretimi, petrol stoklarının artmasını sağlarken, ekonomik göstergelerdeki iyileşme petrol tüketiminin artacağı şekilde fiyatlara yansıyor. Brent petrol fiyatlarında $107 seviyesinin önemini koruduğunu düşünüyoruz.

(9)

MAKROEKONOMİ VE PİYASA TAHMİNLERİ

2012 2013 (T) 2014 (T)

USD/TL 1,78 1,98 2,04

EUR/TL 2,3534 2,7126 2,7336

EUR/USD 1,3194 1,37 1,34

Gösterge Tahvil (%, bileşik) 6,20% 9,00% 8,00%

Altın ($ / ons) 1.675 1.250 1.350

BIST100 78.208 75.000 84.600

2012 2013 (T) 2014 (T)

Büyüme (reel, %) 2,20% 4,00% 2,50%

Cari Denge (mlr USD) -46,90 -62,00 -53,00

Enflasyon (Tüfe, %) 6,20% 7,50% 6,70%

Politika Faizi (%) 5,50% 4,50% -

Bütçe Dengesi (%, /GSYH) -2,10% -1,20% -1,90%

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

 İhracatımızda en zayıflayan bölgeler Afrika ülkeleri (yaklaşık %30 daralma yıllık) ve Asya ülkeleri (yaklaşık %10 daralma yıllık). İhracatın %50’si

Ayrıca BoJ ve ECB’den beklenen parasal genişleme adımlarının da hisse piyasaları için pozitif olması beklenebilir Teknik anlamda kısa vadede 74,000-75,000 direnç bölgesini

Hazine Bonosu Repo Varlığa Dayalı Menkuller Kira Sertifikaları Katılım Hesabı Katılma Belgesi

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

 Dış ticaret açığı, beklentiler dahilinde Aralık ayında 6.2 milyara dolar oldu.. Son gelen dış ticaret rakamları, 2015’i yıllık 32 milyar dolar (GSYH 4.4%) cari

Rusya'da otomobil ithalatı düşmeye devam ediyor 09-12-2013 / AutoBusiness Review Rusya Federal Gümrük Servisi'nden yapılan açıklamaya göre, yılın ilk on ayında ülkeye ithal

Hafta ortasında Fed’in tahvil alım programını aylık 85 milyar USD’den 75 milyar USD’ye indirmesinin ardından güçlenen Dolar paralelinde petrol fiyatları

Bir taraftan artan siyasi riske bağlı olarak başta tahvil -bono piyasası olmak üzere birçok piyasada hızlı satışlara neden olan soruşturmayla ilgili haber akışı