• Sonuç bulunamadı

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Ocak 2016

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Ocak 2016"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu

Ocak 2016

(2)

Ekonomi

Aralık ayında aylık enflasyon %0.2 oldu. Böylece 2015 yılını %8.8 enflasyonla tamamladık. 2014 yılında ise enflasyon %8.2 olmuştu. Dolayısıyla bundan sonraki aşamada para politikasında daha sıkı bir duruş gerektiği kanaatindeyiz. Politikada bir gevşeme olduğu takdirde bunun piyasaya yansıması olumsuz olabilir.

Cari açık, Eylül ayında piyasa beklentisi paralelinde 2.1 milyar dolar oldu. Bu rakamın ardından yıllık cari açık önceki 39 milyar dolara seviyesinden 35 milyar dolar seviyesine geriledi. (GSYH %4.9

2Ç15 büyümesi %3.8 olmuştu. Özellikle iç talebin (tüketim ve yatırımların) güçlü seyrettiğini görüyoruz. Hem TL’deki değer kaybı hem de içeride artan politik belirsizlik kapsamında ekonomide bundan sonraki süreçte yavaşlamanın hızlanmasını bekliyoruz. 2015 beklentimiz %3 büyüme, 2016 ise %2.7 seviyesinde.

Finansal Piyasalar

TCMB, Aralık ayındaki PPK toplantısında faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmezken, para politikasında FED’in ardından yapacağı sadeleşme sürecini, daha düşük piyasa oynaklığı görülmesi şartına bağladı. ABD S&P500 hisse senetlerinin zımni oynaklıklarından yola çıkılarak hesap edilen VIX endeksi ile sabit getirili ürünlerin oynaklıklarından hesap edilen MOVE endekslerindeki oynaklığın düşük kalması durumunda para politikasında sadeleşmeye gideceğinin mesajı verildi.

ABD’de yılın son ayında ana konu FED’in para politikası toplantısı idi. Politika faizini 25bps puan artıran banka, her fırsatta ekonomik gidişattan memnun olduğunun ancak gelecek faiz artırımlarının kademeli yapacağının altını çiziyor. İstihdam piyasasında güçlü rakamlar okunmaya devam ediyor. Mevcut görünümde, FED’in kademeli faiz artırımlarına devam edeceği ön kabulü ile, dolar endeksinde sert bir yükseliş beklemiyoruz. Yılın ilk haftasına değer kaybı ile başlayan, gelişmekte olan ülke kurlarının ise bu değer kaybı momentumunu yitirmesini bekliyoruz. Avrupa’da Aralık ayı manşet enflasyon rakamı ilk okuması %0.2 seviyesinde gerçekleşirken, çekirdek rakamın %0.90’dan %0.80’e gerilediğini görüyoruz. Enflasyon görünümündeki bozulmanın sürmesi sebebiyle, ECB’nin bir sonraki para politikası toplantısında bir aksiyon alabileceği yönündeki beklentiler artıyor.

Hisse piyasaları yıla Çin ve jeopolitik risklerin gölgesi altında başladı. Çin piyasalarındaki yüksek volatilite ile birlikte Suudi Arabistan-İran gerginliği ve Kuzey Kore kaynaklı haber akışı hisse piyasalarının yıla kötü bir başlangıç yapmasına neden oldu. Yılın ilk işlem haftasında gelişmiş ülke hisse piyasalar endeksi %6, gelişmekte olan ülke hisse piyasaları endeksi ise %6.8 oranında geriledi. 2015 yılını %34’lük kayıp ile gelişmekte olan piyasalara göre %17’lik daha kötü performans ile tamamlayan Türk hisseleri ise gerek son FED toplantısından bu yana gerekse de yılın ilk işlem haftasında %4.2 değer kaybetse de, gelişmekte olan hisse piyasalarına göre daha iyi performansa sahne oldu. BİST100 endeksinde de 69,000-73,000 bandında yön arayışı ön planda. BİST tarafında gelişmekte olan piyasalara göre cazip değerlemelere karşın düşük yabancı ilgisi, jeopolitik risk ve global tarafta devam eden volatilite bu aşamada dezavantaj yaratıyor. BİST100 endeksinde yükselişlerin destek bulması açısından 73,000 direnci önem taşıyor. 69,000 bölgesi ise kritik destek bölge konumunda.

(3)

Enflasyon

 Aralık ayında aylık enflasyon %0.2 oldu. Böylece 2015 yılını %8.8 enflasyonla tamamladık. 2014 yılında ise enflasyon %8.2 olmuştu.

 Detaylara baktığımızda özellikle yıllık çekirdek enflasyonun %9.2’den %9.5’a yükseldiğini görüyoruz.

 Gıda kalemindeki aylık %1.3’lük artış beklentilerin bir miktar üzerinde. Yıllık gıda enflasyonu da %11 seviyesinde. Hatırlayacak olursak TCMB’nin beklentisi %8-9 civarında idi.

 Türkiye’de 2007 yılından bu yana ortalama enflasyon %8.2 olurken, %5’ler civarındaki enflasyon hedefi bu yıl da yakalanamamıştır.

 Reel faizde gelişen piyasalarda orta sıralarda yer alırken, enflasyonda dünyada en yüksek seyreden ülkelerden biriyiz.

 Bundan sonraki aşamada para politikasında çok daha tutarlı ve sıkı bir seyir izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Para politikasında gevşeme olduğu takdirde hem enflasyon beklentileri daha da bozulmaya devam eder, hem de TL tarafında daha tedirgin edici bir seyir hakim olur. Tüm bunlar da gün sonunda ekonomik büyümeyi baskılar. Dolayısıyla bundan sonraki aşamada para politikasında daha sıkı bir duruş gerektiği kanaatindeyiz. Fakat hem kredilerde yavaşlama hem de büyümenin kısmen yavaşlamaya devam etmesi TCMB’nin elini zorlamakta. Ek bir sıkılaştırma beklemiyoruz fakat halihazırda var olan duruşun korunması gerektiğini düşünüyoruz. Politikada bir gevşeme olduğu takdirde bunun piyasaya yansıması olumsuz olabilir.

 İlk TCMB PPK toplantısı 19 Ocak’ta yapılacak.

MAKROEKONOMİ

Enflasyon

-4 0 4 8 12 16

02.09 11.09 08.10 05.11 02.12 11.12 08.13 05.14 02.15 11.15

Enflasyon (yıllık, %)

TÜFE ÜFE

2.6 1.1

1.0 0.9 0.9 0.7 0.5 0.4 0.3 0.2 0.2 0.2

-1.0 -0.5 0.0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5 3.0 Gıda ve alkolsüz içecekler…

Konut…

Ulaştırma…

Lokanta ve oteller…

Ev eşyası…

Giyim ve ayakkabı…

Çeşitli mal ve hizmetler…

Eğlence ve kültür…

Alkollü içecekler ve tütün…

Sağlık…

Eğitim…

Haberleşme…

Enflasyon alt Kalemlerin katkısı (yıllık, puan)

(4)

Büyüme

 Büyüme yılın 3. çeyreğinde yıllık %4 oldu.

 Manşet rakam %4 gibi yüksek gelmiş olsa da alt detaylar güçlü değil.

 Özel sektör talebi (yatırım + harcama) yıllık %2.5 artarken, kamu talebi yıllık %5.7 yükseliyor. Özel sektör tarafındaki yavaşlama kamu tarafından telafi edilmiş gözüküyor.

 %4’lük büyümenin 2.9 puanı iç talepten, 1 puanı stok artışından ve 0.1 puanı da dış talep katkısından gelmekte.

 Yılın ilk 3 çeyreğinde ortalama %3.4 büyüme görüyoruz. 2015 ve 2016 yılı için büyüme beklentimiz %2.7 seviyesinde

 Her ne kadar manşet rakam yüksek olsa da iç talebin yavaşlamaya devam ettiğini görüyoruz. Özellikle özel sektör yatırımlarında yeniden daralma görmekteyiz.

 Hanehalkı tüketimi yıllık %3.4. Kamu tüketimi yıllık %7.8 artıyor. Özel sektör yatırımları yıllık %0.7 daralıyor. Kamu yatırımları ise yıllık %0.5 yükseliyor.

 Üretim tarafında ise, tarımdaki büyüme yıllık %11 olurken, sanayi sektöründeki büyüme yıllık %1.5’ta kalmış durumda. Hizmet tarafı da yıllık %5 büyümekte.

 Uzun vadeli büyüme hikayemizde ise değişiklik yok, zayıflama sürmekte. 2003- 2011 döneminde yıllık ortalama %5.5 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi 2012 yılından bu yana belirgin şekilde yavaşlamaya başlamış ve son dört yılda ortalama

%3 büyümüştür.

GSYH Büyümenin Kompozisyonu

İç Talep Bileşenleri

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

08Ç1 08Ç2 08Ç3 08Ç4 09Ç1 09Ç2 09Ç3 09Ç4 10Ç1 10Ç2 10Ç3 10Ç4 11Ç1 11Ç2 11Ç3 11Ç4 12Ç1 12Ç2 12Ç3 12Ç4 13Ç1 13Ç2 13Ç3 13Ç4 14Ç1 14Ç2 14Ç3 14Ç4 15Ç1 15Ç2 15Ç3

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

(5)

Dış Denge

Cari açık Kasım ayında 2.1 milyar dolar oldu.

Yıllık rakam önceki 39 milyar dolar seviyesinden 35 milyar doların altına geriledi (%

4.9 GSYH).

Bu yılı muhtemelen 30 milyar dolara yakın bir cari açıkla tamamlıyor olacağız (yaklaşık %4.2 GSYH civarında)-önceki tahminimiz 35 milyar dolar idi. 2016 tahminimiz ise yine 35 milyar dolar.

Kasım itibariyle 12 aylık rakamlarda cari açığın tamamı enerji kaynaklı gerçekleşmekte.

Finansman tarafına baktığımızda Ocak Kasım döneminde11 milyar dolar net doğrudan yabancı yatırım gerçekleşmesi var.

8 milyar dolara yakın portföy çıkışı var (hisse+bono) bu rakamın 2015 tamamında Aralık ayı da dahil 9-10 milyar dolara çıktığını hesaplıyoruz.

Net hata noksan kalemi 12 milyar dolar. Bu rakam BIS verileri açıklandıktan sonra (3- 6 aylık vadede) ödemeler dengesinde diğer kalemlere dağıtılacaktır. Dolayısıyla direk 12 milyar dolar üzerinden içeriye fon girişi hakkında yorum yapmayı sağlıklı bulmuyoruz.

Ocak-Kasım döneminde net TCMB döviz rezervlerinde erime 5 milyar dolar.

12 aylık rakamlarda net sermaye girişi hızlı düşüşünü sürdürüyor.

Özel sektör uzun vade dış borç çevirme rasyosu iyi gidiyor. Banka dışında %160, bankalarda ise %300’ün üzerinde. Oldukça yüksek rakamlar. Bu sebepten özel sektörün borç çevirmesinde herhangi bir sorun görmüyoruz.

MAKROEKONOMİ

Dış Ticaret Performansı (%, Yıllık)

Cari Denge (12 Aylık, Milyar Dolar)

-90 -80 -70 -60 -50 -40 -30 -20 -10 0

03.07 09.07 03.08 09.08 03.09 09.09 03.10 09.10 03.11 09.11 03.12 09.12 03.13 09.13 03.14 09.14 03.15 09.15

Cari Denge (12 aylık, milyar dolar) -40

-20 0 20 40 60

03.10 09.10 03.11 09.11 03.12 09.12 03.13 09.13 03.14 09.14 03.15 09.15

Dış Ticaret Performansı (%, yıllık değişim)

İhracat İthalat

(6)

Bütçe

 Büyüme beklentileri yukarı yükseltiliyor,

 Enflasyon yukarı yükseltiliyor,

 Bütçe açığı tahminleri artarken,

Faiz dışı fazla rakamlarında da düşüş var.

 Özetle daha yüksek büyüme amaçlanırken, maliye politikası kısmen gevşetiliyor. Benzer şekilde 2016 enflasyon tahmini de %5 olan hedefin çok üzerinde %7.5.

Revize OVP

(7)

Tahvil-Bono Piyasası:

Yurtiçi tahvil piyasasında faiz oranları bu ay açıklanan ve beklentilerin üzerinde kalan enflasyon verisi sonrasında yükseldi. Aralık ayı başında %10.58 bileşik faiz seviyesinde olan gösterge tahvil %11.21, %10.09 bileşik faiz seviyesindeki 10 yıllık tahvil ise %11.39 bileşik faize yükseldi. Yüksek enflasyon beklentisi sonucunda uzun vadeli tahvil faizleri kısa vadeli tahvil faizlerinin üzerine çıkarak ters verim eğrisinin yeniden normal yatay bir şekel bürünmesine neden oldu. Önümüzdeki dönemde de verim eğrisindeki bu durumun korunmasını ve kısa vadeli tahvillerin uzun vadeli tahvillere göre daha iyi performans göstermesini bekliyoruz. Bu ayın sonunda Hazine’nin gerçekleştireceği yüklü tahvil ihaleleri nedeniyle faizlerdeki baskının devam edeceğini düşünüyoruz. TL’de önemli bir değerlenme eğilimi görülmediği sürece faizlerdeki yüksek seyrin devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca bu ay gerçekleştirilecek TCMB PPK toplantısından çıkacak kararlar da piyasaya yön verecektir.

Eurobond Piyasası:

Türkiye 5 yıllık CDS’i Çin’deki gelişmeler sonucunda artan küresel riskler ile beraber yeniden 300 baz puanın üzerine yükseldi. USD cinsi Eurobond fiyatları, USD karşısında değer kaybeden TL ile geriledi. Küresel piyasalardaki Çin etkisi sonucunda gelişmekte olan ülke para birimleri ve TL’deki değer kaybının devam etmesi Türkiye risk primini artırıyor. Eurobondlarda yeniden alım tarafına geçmek için CDS seviyesinin tekrar 300 baz puan seviyesinin altına gerilemesini ve oynaklığın azalmasını bekleyeceğiz. EUR cinsi tahvillerde ise ECB’ye bağlı olarak faizlerin düşmeye devam edeceği beklentisiyle olumlu görüşümüzü koruyoruz.

Döviz Piyasaları:

FED’in ABD’de yılın son ayında ana konu FED’in para politikası toplantısı idi. Politika faizini 25bps puan artıran banka, her fırsatta ekonomik gidişattan memnun olduğunun ancak gelecek faiz artırımlarının kademeli yapacağının altını çiziyor. İstihdam piyasasında güçlü rakamlar okunmaya devam ediyor. Aralık ayında 292bin yeni tarım dışı istihdam yaratan ekonomide, yıl başından bu yana aylık yaratılan istihdam ortalaması 221bin kişi civarında. Saatlik ortalama kazançlarda da yükseliş momentumu korunuyor. Mevcut görünümde, FED’in kademeli faiz artırımlarına devam edeceği ön kabulü ile, dolar endeksinde sert bir yükseliş beklemiyoruz. Yılın ilk haftasına değer kaybı ile başlayan, gelişmekte olan ülke kurlarının ise bu değer kaybı momentumunu yitirmesini bekliyoruz. Bu anlamda dış piyasalara bağlı olarak USD/TL’de ay için de yeni zirve görülse dahi, bunun TL’ye geçiş için fırsat yaratacağını düşünüyoruz.

PİYASALAR

(8)

Hisse Senedi Piyasası:

Hisse piyasaları yıla Çin ve jeopolitik risklerin gölgesi altında başladı. Çin piyasalarındaki yüksek volatilite ile birlikte Suudi Arabistan-İran gerginliği ve Kuzey Kore kaynaklı haber akışı hisse piyasalarının yıla kötü bir başlangıç yapmasına neden oldu. Yılın ilk işlem haftasında gelişmiş ülke hisse piyasalar endeksi %6, gelişmekte olan ülke hisse piyasaları endeksi ise %6.8 oranında geriledi. 2015 yılını %34’lük kayıp ile gelişmekte olan piyasalara göre %17’lik daha kötü performans ile tamamlayan Türk hisseleri ise gerek son FED toplantısından bu yana gerekse de yılın ilk işlem haftasında %4.2 değer kaybetse de, gelişmekte olan hisse piyasalarına göre daha iyi performansa sahne oldu. Bu aşamada volatilite yaratan haber akışı içerisinde BİST100 endeksinde de 69,000-73,000 bandında yön arayışı ön planda. BİST tarafında gelişmekte olan piyasalara göre cazip değerlemelere karşın düşük yabancı ilgisi, jeopolitik risk ve global tarafta devam eden volatilite bu aşamada dezavantaj yaratıyor. ABD endeksleri ve MSCI GOP endeksinde ulaşılan aşırı satım seviyeler, yılın ikinci haftasında tepki alımlarını gündeme getirebilir. BİST100 endeksinde yükselişlerin destek bulması açısından 73,000 direnci önem taşıyor. 69,000 bölgesi ise kritik destek bölge konumunda. Söz konusu destek bölge altında volatilitenin tekrar yükselmesi beklenebilir. Artan volatilite ile birlikte Avrupa bankacılık krizinde test edilen 7.7x F/K çarpanı (mevcut 8.2x) temel anlamda öne çıkabilir.

Altın:

Aralık ayı içerisinde yatay bir seyir izlediğimiz altın fiyatları, yeni yılın ilk haftasında, riskli varlıklarda artan satış baskısı ile birlikte toparlanma momentumunu koruyor. Fiziki cephede ise altın iyi bir yılı geride bıraktı. Son işlem haftası hariç, yıl başından bu yana toplamda 2500tonun üzerine çıkan Çin fiziki talebi, altın piyasası için umut verici olsa da, borsa yatırım fonu varlıklarında hâlâ zayıf bir seyir izliyoruz. Altın fiyatlarındaki toparlanma eğiliminin korunmasını bekliyoruz.

Petrol:

Petrol fiyatlarında, arz baskısı ve küresel büyüme kaygıları ana konu olmaya devam ediyor. 2009 krizi seviyesinde

$36 seviyesini gören petrol fiyatları geçtiğimiz hafta içerisinde $34’ın altını test etti. Suudi-İran gerilimiyle yükselen petrol fiyatlarında jeopolitik stresin de fiyatlardaki yükselişi destekleyemediğini görüyoruz. İran petrolleri yaptırımların kalkmasının ardından petrol piyasasına girmeye hazırlanırken, Çin’in büyüme hedeflerini tutturamayacağına ve küresel büyümenin yavaşlayacağına dair beklentilerin petrol piyasası üzerinde baskı kurduğunu söyleyebiliriz. Mevcut görünümü değiştirecek temel ya da politik bir argümana sahip değiliz.

(9)

MAKROEKONOMİ VE PİYASA TAHMİNLERİ

2012 2013 2014 2015 2016 (T)

USD/TL 1,78 2,13 2,34 2,92 3,25

EUR/TL 2,3534 2,93 2,83 3,17 3,48

EUR/USD 1,3194 1,37 1,21 1,09 1,07

Gösterge Tahvil (%, bileşik) 6,20% 10,10% 8,00% 10,86% 11.25%

Altın ($ / ons) 1.675 1.206 1.184 1.061 1.200

BIST100 (*12 aylık beklenti) 78.208 67.802 85.712 71.727 87.000

2012 2013 2014 2015 2016 (T)

Büyüme (reel, %) 2,20% 4,00% 2,90% 2,70% 2,70%

Cari Denge (mlr USD) -46,90 -65,00 -45,00 -35,00 -35,00

Enflasyon (Tüfe, %) 6,20% 7,4% 8,17% 8,80% 8,50%

Politika Faizi (%) 5,50% 4,50% 8,25% 8,80% 9,50%

Bütçe Dengesi (%, /GSYH) -2,10% -1,20% -1,40% -1,1% -1,3%

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca BoJ ve ECB’den beklenen parasal genişleme adımlarının da hisse piyasaları için pozitif olması beklenebilir Teknik anlamda kısa vadede 74,000-75,000 direnç bölgesini

Petrol fiyatlarının yıl genelinde ortalama Brent için tahminimiz olan 57 USD’ın altında kalması, CA tahminimiz üzerinde aşağı yönlü risk yaratabilir.. Ancak GSYH

ABD’de bütçe konusunda Demokrat ve Cumhuriyetçilerin anlaşması Aralık ayında tahvil alımlarında kısıntı olma olasılığını yükseltirken gelişmekte olan ülke

Gerileyen petrol fiyatları Türk hisse piyasası açısından destekleyici olmayı sürdürürken, beklentilerin altında gelen Aralık ayı enflasyon verisiyle TCMB’ye

▪ Şubat ayı reklam süreleri ocak ayına göre %8,2 artmıştır.. ▪ 2021’in ilk 2 ayında en fazla

 Cari açık Mart ayında 4.4 milyar dolar olan beklentilerden daha yüksek, 5 milyar dolara yakın gerçekleşti.. Veride geriye doğru yukarı yönlü revizyon var –

Ancak Şubat ayının ikinci yarısında bu kaygıların azalması, yükselmeye başlayan petrol fiyatları, küresel merkez bankalarının genişleyici adımlar atmaya devam

 İhracatımızda en zayıflayan bölgeler Afrika ülkeleri (yaklaşık %30 daralma yıllık) ve Asya ülkeleri (yaklaşık %10 daralma yıllık). İhracatın %50’si