• Sonuç bulunamadı

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Şubat 2016

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Şubat 2016"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu

Şubat 2016

(2)

Ekonomi

Aralık ayında aylık enflasyon %1.8 oldu. Böylece yıllık rakam %9.6’ya yükseldi. Enflasyonun henüz tepe noktasına çıktığını düşünmüyoruz. Çünkü çekirdek rakam sınırlı da olsa yükseliş trendini koruyor.

Dış ticaret açığı, beklentiler dahilinde Aralık ayında 6.2 milyara dolar oldu. Son gelen dış ticaret rakamları, 2015’i yıllık 32 milyar dolar (GSYH 4.4%) cari açıkla bitireceğimize işaret ediyor. 2016 yılını da, 2015 seviyelerine yakın 27 milyar dolar cari açık (GSYH 3.8%) ile kapatacağımızı tahmin ediyoruz.

3Ç15 büyümesi %4 olmuştu. Özel sektör talebi (yatırım + harcama) yıllık %2.5 artarken, kamu talebi yıllık %5.7 yükseliyor. Özel sektör tarafındaki yavaşlama kamu tarafından telafi edilmiş gözüküyor.

Finansal Piyasalar

TCMB, Ocak ayındaki PPK toplantısında faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmezken, daha önce referans alınan oynaklık cümlesi bu ayki faiz kararı metninden çıkarıldı. Daha önce çekirdek enflasyonda iyileşmenin gecikeceğini belirten diyen TCMB, bu sefer maliyet unsurlarındaki artışın iyileşmeyi sınırlandırdığına değindi.

Dolayısıyla önceki döneme kıyasla çekirdek tarafında muhtemelen görece daha yüksek bir rakam öngörülüyor. Bu nedenle TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu korumasını bekliyoruz.

ABD’de FED faizi Aralık ayında 25bps artırmasının ardından, ekonomik göstergeleri izlediklerini ifade etmişti. Kararın ardından, yeni yılın başlaması ile risk iştahındaki bozulma ise Ocak ayında FED’in tutumunu bir miktar yumuşatmış görünüyor. Beklentiler dahilinde Ocak ayı toplantısında faiz artırmayan FED, küresel piyasalardaki oynaklığı işaret ederek, finansal koşullardaki sıkılaşmanın faiz artırım patikasını etkileyebileceğinin sinyalini veriyor. Küresel piyasalardaki yüksek oynaklık nedeniyle FED’in Mart ayında faiz artırım beklentisi %0’a düştü. 2016 yılı sonunda bir faiz artışı beklentisi ise %30 seviyesinde. Avrupa’da ise Ocak ayı enflasyon rakamları toparlanma eğilimlerini korurken, büyüme öncü göstergelerinde ve tüketici güveninde de toparlanma emareleri görüyoruz. Ancak ECB, para politikasında yeni bir ayarlamaya gitme konusunda hızlı davranmak istemiyor. ECB’nin Mart ayındaki toplantıda da yeni bir varlık alım programı açıklamalarını beklemiyoruz. Mevcut programda yukarı yönlü bir revizyona gidilebilir.

Yıla düşük petrol fiyatları, Çin kaynaklı volatilite ve jeopolitik risklerin baskısı altında başlayan hisse piyasalarında Şubat ayı ile birlikte Avrupa bankalarına ilişkin olumsuz haber akışının öne çıktığı görülüyor. Global büyümeye ilişkin kaygıların etkisini koruduğu hisse piyasaları açısından iki risk faktörü volatilite kaynağı konumunda. İlki Avrupa bankalarına ilişkin haber akışı, ikincisi ise düşük petrol fiyatlarının enerji sektörü üzerinde baskı yaratması. Söz konusu faktörler paralelinde BİST’te volatil eğilimin 67,500-69,500 destek, 75,000-75,300 direnç seviyeleri arasında devam etmesi beklenebilir.

(3)

Enflasyon

 Ocak ayında enflasyon beklentilerin az üzerinde %1.8 oldu yıllık rakam ise % 9.6’ya çıktı. %8.5 olan 2016 sonu beklentimizi koruyoruz.

 Enflasyonun henüz tepe noktasına çıktığını düşünmüyoruz. Çünkü çekirdek rakam sınırlı da olsa yükseliş trendini koruyor.

 Çekirdek enflasyon önceki %9.5 seviyesinde %9.6’ya yükseliyor. Buradaki yükselişin sonuna gelindiğinden şu aşamada emin olamıyoruz; mal fiyatlarına yapılan zamların ikincil etkilerinin hizmet fiyatlarına yansıma ihtimali var + her gün zam haberleri de gelmeye devam ediyor.

 Enflasyonun kalıcı olarak %9’ların altına inmesi ancak yılın 2. yarısından itibaren olası geçiyor. Nisan ayında geçici olarak %9’ların altını görsek de esas düşüş ancak yılın ikinci yarısında söz konusu.

 Ayrıca TL’de olası yukarı yönlü hareketler ve gelmeye devam eden zamlar, manşet rakamda halen çift hane riskini barındırıyor (beklentimiz bu yönde değil fakat risk mevcut). Şu aşamada bu riski azımsamamakta fayda var.

 Detaylara baktığımızda genele yayılmış bir artış var;

 gıda ve alkollü içeceklerde, vergi artışı kaynaklı yükseliş var aylık %4.3 konutta elektrik kaynaklı artışlar var aylık %1.7; sağlıkta hizmet tarafında yüksek zamlar var aylık %2.4; eğlence kültür, ev eşyası gibi kalemlerde de yüksek artış var.

 Para politikasında likiditede sıkılaşma devam ediyor. Fonlama %9 seviyesinde.

Toplam fonlamanın (103 mlr TL) %55’i haftalıktan (%7.5), geri kalanı ise koridor üst banttan (%10.75) sağlanıyor.

MAKROEKONOMİ

Enflasyon

-4 0 4 8 12 16

01.09 01.10 01.11 01.12 01.13 01.14 01.15 01.16

Enflasyon (yıllık, %)

TÜFE ÜFE

2.8 1.2

1.1 0.9 0.8 0.7 0.5 0.5 0.4 0.2 0.2 0.1

-1.0 0.0 1.0 2.0 3.0 4.0

Gıda ve alkolsüz içecekler…

Konut…

Ulaştırma…

Lokanta ve oteller…

Ev eşyası…

Giyim ve ayakkabı…

Alkollü içecekler ve tütün…

Çeşitli mal ve hizmetler…

Eğlence ve kültür…

Sağlık…

Eğitim…

Haberleşme…

Enflasyon alt Kalemlerin katkısı (yıllık, puan)

(4)

Büyüme

 Büyüme yılın 3. çeyreğinde yıllık %4 oldu.

 Manşet rakam %4 gibi yüksek gelmiş olsa da alt detaylar güçlü değil.

 Özel sektör talebi (yatırım + harcama) yıllık %2.5 artarken, kamu talebi yıllık %5.7 yükseliyor. Özel sektör tarafındaki yavaşlama kamu tarafından telafi edilmiş gözüküyor.

 %4’lük büyümenin 2.9 puanı iç talepten, 1 puanı stok artışından ve 0.1 puanı da dış talep katkısından gelmekte.

 Yılın ilk 3 çeyreğinde ortalama %3.4 büyüme görüyoruz. 2015 ve 2016 yılı için büyüme beklentimiz %2.7 seviyesinde

 Her ne kadar manşet rakam yüksek olsa da iç talebin yavaşlamaya devam ettiğini görüyoruz. Özellikle özel sektör yatırımlarında yeniden daralma görmekteyiz.

 Hanehalkı tüketimi yıllık %3.4. Kamu tüketimi yıllık %7.8 artıyor. Özel sektör yatırımları yıllık %0.7 daralıyor. Kamu yatırımları ise yıllık %0.5 yükseliyor.

 Üretim tarafında ise, tarımdaki büyüme yıllık %11 olurken, sanayi sektöründeki büyüme yıllık %1.5’ta kalmış durumda. Hizmet tarafı da yıllık %5 büyümekte.

 Uzun vadeli büyüme hikayemizde ise değişiklik yok, zayıflama sürmekte. 2003- 2011 döneminde yıllık ortalama %5.5 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi 2012 yılından bu yana belirgin şekilde yavaşlamaya başlamış ve son dört yılda ortalama

%3 büyümüştür.

GSYH Büyümenin Kompozisyonu

İç Talep Bileşenleri

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

08Ç1 08Ç2 08Ç3 08Ç4 09Ç1 09Ç2 09Ç3 09Ç4 10Ç1 10Ç2 10Ç3 10Ç4 11Ç1 11Ç2 11Ç3 11Ç4 12Ç1 12Ç2 12Ç3 12Ç4 13Ç1 13Ç2 13Ç3 13Ç4 14Ç1 14Ç2 14Ç3 14Ç4 15Ç1 15Ç2 15Ç3

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

(5)

Dış Denge

Dış ticaret açığı, beklentiler dahilinde Aralık ayında 6.2 milyara dolar oldu.

Yıllık dış ticaret açığımız 63 milyar dolar seviyesinde. 2014 yılını 85 milyar dolar dış ticaret açığı ile kapatmıştık. 22 milyar dolarlık düzeltmede; Enerji ve emtia fiyatlarındaki gerileme,iİhracat performansımızın ithalata göre daha iyi performansı (AB bölgesindeki toparlamadan kaynaklı), Net altın ihracatımızın geçen seneye göre 7 milyar dolar fazla vermesi, Euro/Dolar paritesindeki gerileme etkili (yıllık ortalamalar baz alındığında %17 seviyesinde)

Son gelen dış ticaret rakamları, 2015’i yıllık 32 milyar dolar (GSYH 4.4%) cari açıkla bitireceğimize işaret ediyor. 2016 yılını da, 2015 seviyelerine yakın 27 milyar dolar cari açık (GSYH 3.8%) ile kapatacağımızı tahmin ediyoruz.

Cari açık Kasım ayında 2.1 milyar dolar oldu.

Yıllık rakam önceki 39 milyar dolar seviyesinden 35 milyar doların altına geriledi (%

4.9 GSYH).

Bu yılı muhtemelen 30 milyar dolara yakın bir cari açıkla tamamlıyor olacağız (yaklaşık %4.2 GSYH civarında)-önceki tahminimiz 35 milyar dolar idi. 2016 tahminimiz ise yine 35 milyar dolar.

Kasım itibariyle 12 aylık rakamlarda cari açığın tamamı enerji kaynaklı gerçekleşmekte.

MAKROEKONOMİ

Dış Ticaret Performansı (%, Yıllık)

Cari Denge (12 Aylık, Milyar Dolar)

-40 -20 0 20 40 60

03.10 07.10 11.10 03.11 07.11 11.11 03.12 07.12 11.12 03.13 07.13 11.13 03.14 07.14 11.14 03.15 07.15 11.15

Dış Ticaret Performansı (%, yıllık değişim)

İhracat İthalat

-90 -80 -70 -60 -50 -40 -30 -20 -10 0

03.07 08.07 01.08 06.08 11.08 04.09 09.09 02.10 07.10 12.10 05.11 10.11 03.12 08.12 01.13 06.13 11.13 04.14 09.14 02.15 07.15 12.15

Cari Denge (12 aylık, milyar dolar)

(6)

Bütçe

 Büyüme beklentileri yukarı yükseltiliyor,

 Enflasyon yukarı yükseltiliyor,

 Bütçe açığı tahminleri artarken,

Faiz dışı fazla rakamlarında da düşüş var.

 Özetle daha yüksek büyüme amaçlanırken, maliye politikası kısmen gevşetiliyor. Benzer şekilde 2016 enflasyon tahmini de %5 olan hedefin çok üzerinde %7.5.

Revize OVP

(7)

Tahvil-Bono Piyasası:

Yurtiçinde Şubat başında açıklanan enflasyon verisi sonrasında 30 baz puan kadar gerileyen tahvil faizleri, bu haftaki küresel riskler sonucunda değer kaybeden TL ile birlikte yeniden veri öncesindeki seviyelerine yükseldi. Yurtdışı risklerin yoğunluğu ve oynaklığın artması satışlardaki ana neden olurken, piyasada yön açısından FED Başkanı Yellen’in bu hafta gerçekleştireceği konuşmaları yakından takip edeceğiz. Küresel risklerin sonlanması durumunda faizlerde yeniden gerileme hareketi beklemekle beraber, bu görümümde uzun vadeli tahvillerde gerilemenin %10.60 bileşik faiz seviyesi ile sınırlı kalmasını bekliyoruz. Risklerin artması halinde ise uzun vadeli tahvillerde yeniden %11 bileşik faizin üzerine yükseliş mümkün. Bu seviyelerden yeniden alım tarafına geçmek için yurtiçi ve küresel piyasalardaki oynaklığın azalmasını bekleyeceğiz.

Eurobond Piyasası:

Küresel risklerin yeniden yükselmesi ile oynaklığın artması sonucunda, Türkiye 5 yıllık CDS’i 300 baz puanın üzerine yükseldi. Risk primindeki yükseliş sonucunda 2030 vadeli USD cinsi Eurobondun fiyatı yeniden yurtiçi enflasyon verisi öncesindeki seviyesine geriledi. USD cinsi Eurobondlarda getiri yükselişleri alım fırsatı olarak görmek için küresel risklerin sonlanmasını ve oynaklığın azalmasını bekleyeceğiz. EUR cinsi tahvillerde ise ECB’ye bağlı olarak faizlerin düşmeye devam edeceği beklentisiyle olumlu görüşümüzü koruyoruz.

Döviz Piyasaları:

Yurt içerisinde Ocak ayı toplantısında bir değişikliğe gitmeyen TCMB, yayımladıkları ilk enflasyon raporunda yıl sonu tahminini ve 12-ay sonrası tahminlerini sırasıyla %7.5 ve %7.4 şeklinde açıkladı. Hatırlanacağı üzere, TCMB Beklenti Anketi raporunda da bu rakamlar sırasıyla %8.2 ve %7.9’da duruyor. TCMB’nin enflasyonda bir miktar daha bozulmayı olası gördüğünü anlıyoruz. Diğer taraftan açıklanan Ocak ayı rakamlarına göre yıllık enflasyon %9.6 seviyesine yükselirken, çift haneli rakamlar olasılık dışı durmuyor. TL ise bu gelişmelerden görece bağımsız bir şekilde, küresel risk fiyatlamasına eşlik ediyor. Beklentiler dahilinde Ocak ayı toplantısında faiz artırmayan FED ise küresel piyasalardaki oynaklığı işaret ederek, finansal koşullardaki sıkılaşmanın faiz artırım patikasını etkileyebileceğinin sinyalini veriyor. FED Başkan Yardımcısı Fischer da benzer söyleme sahip. Makro görünümde ise, ABD tüketici güven endekslerindeki toparlanmanın sürdüğünü, büyüme göstergelerinin yolunda gittiğini ve enflasyon göstergelerinin toparlanmaya işaret ettiğine şahit oluyoruz.

ECB’nin ise Mart ayındaki toplantıda da yeni bir varlık alım programı açıklamalarını beklemiyoruz. Mevcut programda yukarı yönlü bir revizyona gidilebilir.

PİYASALAR

(8)

Hisse Senedi Piyasası:

Yıla düşük petrol fiyatları, Çin kaynaklı volatilite ve jeopolitik risklerin baskısı altında başlayan hisse piyasalarında, Şubat ayı ile birlikte Avrupa bankalarına ilişkin olumsuz haber akışının öne çıktığı görülüyor.

Son gelişmeler gelişmiş ülke hisse piyasalarının, gelişmekte olan hisse piyasalarına göre %2 daha kötü performans sergilemesine neden oldu. Global büyümeye ilişkin kaygıların etkisini koruduğu hisse piyasaları açısından iki risk faktörü volatilite kaynağı konumunda. İlki Avrupa bankalarına ilişkin haber akışı, ikincisi ise düşük petrol fiyatlarının enerji sektörü üzerinde baskı yaratması. Söz konusu faktörler paralelinde BİST’te volatil eğilimin 67,500-69,500 destek, 75,000-75,300 direnç seviyeleri arasında devam etmesi beklenebilir.

Altın:

Küresel olarak borsa endekslerindeki zayıf görünümün sürmesi ve tahvil getirilerinin zayıf seyretmeye devam etmesi ile altın güvenli liman olarak talep görmeye devam ediyor. Şubat ayının ilk haftasında 1180 seviyesinin üzerini test eden fiyatların, vadeli piyasadaki pozisyonlardan da olumlu etkilendiğini söylemek mümkün. Toplam net uzun pozisyonlar 83800 adet seviyesine yükselmiş durumda. ETF varlıkları cephesinde de durum farklı değil. Yeni yıl öncesinde 1510 ton etrafında seyreden altın varlıkları Cuma günü 1607 tona yükselmiş durumda. Çin piyasasının tatil olması sebebiyle, Asya fiziki talebinde düşüş görmeyi bekliyoruz. Ancak altın fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin korunmasını bekliyoruz.

Petrol:

Petrol fiyatlarındaki düşüşün 30USD seviyesinin altına ulaşmasının ardından, OPEC ve OPEC dışı delegelerin, arz kısıntısına gidebileceklerine dair beklentiler petrol fiyatlarını Şubat ayının başında bir miktar desteklemişti. Ancak Rusya ile Suudi Arabistan arasındaki söylenegelen anlaşmanın somut bir sonuca ulaşmaması ve İran’ın da arz havuzuna katkıda bulunmaya başlaması ile birlikte petrol fiyatlarında 35USD’a doğru bir düzeltme gördük. Ancak bu hareketin kalıcılığı konusunda endişeliyiz. Petrol fiyatlarında yükseliş trendi yaratacak bir argümana sahip olunmadığını düşünüyoruz.

(9)

MAKROEKONOMİ VE PİYASA TAHMİNLERİ

2012 2013 2014 2015 2016 (T)

USD/TL 1,78 2,13 2,34 2,92 3,25

EUR/TL 2,3534 2,93 2,83 3,17 3,48

EUR/USD 1,3194 1,37 1,21 1,09 1,07

Gösterge Tahvil (%, bileşik) 6,20% 10,10% 8,00% 10,86% 11.25%

Altın ($ / ons) 1.675 1.206 1.184 1.061 1.200

BIST100 (*12 aylık beklenti) 78.208 67.802 85.712 71.727 86.000

2012 2013 2014 2015 2016 (T)

Büyüme (reel, %) 2,20% 4,00% 2,90% 4,00% 3,50%

Cari Denge (mlr USD) -46,90 -65,00 -45,00 -32,00 -27,00

Enflasyon (Tüfe, %) 6,20% 7,4% 8,17% 8,80% 8,50%

Politika Faizi (%) 5,50% 4,50% 8,25% 8,80% 9,50%

Bütçe Dengesi (%, /GSYH) -2,1% -1,2% -1,4% -1,2% -1,3%

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

ABD’de bütçe konusunda Demokrat ve Cumhuriyetçilerin anlaşması Aralık ayında tahvil alımlarında kısıntı olma olasılığını yükseltirken gelişmekte olan ülke

İngiltere’de dün açıklanan ve piyasa beklentilerinin oldukça altında kalan sanayi üretimi rakamları GBP üzerinde satış baskısı yaratırken, yarın yapılacak

Gerileyen petrol fiyatları Türk hisse piyasası açısından destekleyici olmayı sürdürürken, beklentilerin altında gelen Aralık ayı enflasyon verisiyle TCMB’ye

 Cari açık Mart ayında 4.4 milyar dolar olan beklentilerden daha yüksek, 5 milyar dolara yakın gerçekleşti.. Veride geriye doğru yukarı yönlü revizyon var –

 İhracatımızda en zayıflayan bölgeler Afrika ülkeleri (yaklaşık %30 daralma yıllık) ve Asya ülkeleri (yaklaşık %10 daralma yıllık). İhracatın %50’si

Ayrıca BoJ ve ECB’den beklenen parasal genişleme adımlarının da hisse piyasaları için pozitif olması beklenebilir Teknik anlamda kısa vadede 74,000-75,000 direnç bölgesini

Milyar Dolar (Sol) – Aylık Veri Yıllık % Değişim (Sağ) Türkiye ekonomisi özellikle Ağustos 2018’de yaşamış olduğu kur şokundan çıkış reçetesi olarak yeni

 Dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre %153,5 artışla 5,0 milyar dolara yükseldi.. 12 Aylık Yıllıklandırılmış Dış Ticaret Dengesi