• Sonuç bulunamadı

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Mart 2016

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu. Mart 2016"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aylık Ekonomi ve Piyasalar Raporu

Mart 2016

(2)

Ekonomi

Şubat ayında aylık enflasyon %0 olarak gerçekleşti. Yıllık enflasyon da %9.6’dan %8.8’e geriledi. Çekirdek yıllık rakam da yükseldi, fakat Nisan’dan itibaren yıllık rakam çok hızlı düşecek.

Dış ticaret açığı Ocak ayında 3.8 milyara dolar gerçekleşti. Yıllık dış ticaret açığımız 62.5 milyar dolar seviyesinde. Son gelen dış ticaret rakamları, 2015’i yıllık 32 milyar dolar (GSYH 4.4%) cari açıkla bitireceğimize işaret ediyor.

3Ç15 büyümesi %4 olmuştu. Özel sektör talebi (yatırım + harcama) yıllık %2.5 artarken, kamu talebi yıllık %5.7 yükseliyor. Özel sektör tarafındaki yavaşlama kamu tarafından telafi edilmiş gözüküyor.

Finansal Piyasalar

TCMB, Şubat ayındaki PPK toplantısında faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmezken, sadeleşmeye ilişkin yeni açıklamalarda bulunmadı. Daha önce para politikasında sadeleşmeye gidilme küresel oynaklığa atıfta bulunana TCMB, yayınladığı notta bu ifadeyi çıkardı. TCMB sıkı para politikası duruşunu koruyacağını belirtti. Mart ayın başında açıklanan Şubat ayı enflasyonunun beklentilerden iyi gelmesi sonrası ise tahvil piyasasında yabancı alımlarıyla ralli yaşandı.

ABD’de FED faizi Aralık ayında 25bps artırmasının ardından, ABD Başkanı Yellen Şubat ayında Senato’da yaptığı sunumlarda küresel risklerin göz önünde bulundurulacağını belirtti ve piyasalarda FED’in faiz artırım sürecinde agresif olmayacağı beklentileri güçlendi. Özellikle Ş ubat ayı başında Avrupa’da yeni bir bankacılık krizi çıkabileceğine ilişkin kaygılar sonrası FED’in 2016 yılında faiz artırmayabileceği beklentilerini beraberind e getirdi. Ancak Şubat ayının ikinci yarısında bu kaygıların azalması, yükselmeye başlayan petrol fiyatları, küresel merkez bankalarının genişleyici adımlar atmaya devam ed eceği, dolayısıyla düşük faiz ortamının süreceği beklentileri ve ABD’den iyi gelmeye devam eden veriler sonrası yatırımcıların risk iştahı artarken, FED’in 2016 yılında birden fazla faiz artırımına gidebileceği fiyatlanmaya başladı. Aralık ayında gelebilecek faiz artırımları ihtimalleri toplamı %70’e yükseldi. Şubat ayında %1.54’e kadar düşen ABD 10 yıllık tahvil faizi yeniden %1.90’ın üzerini test ediyor.

Hisse piyasalarında Şubat ayının ikinci yarısında başlayan merkez bankalarına yönelik beklentilerin satın alınma süreci ECB toplantısı yaklaşırken ivmesini kaybediyor. Oluşan iyimserlikte öncelikle ECB’nin10 Mart tarihinde gerçekleştireceği toplantıda destekleyici tedbirler alacağ ı beklentilerinin etkili olmasının yanı sıra eş zamanlı olarak petrol başta olmak üzere toparlanan emtia fiyatlarının bu fiyatlardan faydalanan şirketlerde iflas riskini kısmen düşürmüş olası etkiliydi. Bu açıdan ECB toplantısının beklentileri ne ölçüde karşılayacağı kısa vadeli görünüm açısından önem taşıyor.

(3)

Enflasyon

 Şubat ayında aylık enflasyon %0 olarak gerçekleşti. Yıllık enflasyon da %9.6’dan

%8.8’e geriliyor.

 Gıda fiyatlarının Şubat ayında hiç artış göstermemesi (%0) enflasyonun düşük gelmesinde etkili. Böylece yıllık gıda fiyatları yeniden %9 seviyesine geriliyor (bir ay önce yıllık rakam %12 idi )

 En yüksek artış sağlık kaleminde, ilaç zamları kaynaklı.

 Öte yandan çekirdek enflasyon %9.6’dan %9.7’ye yükseliyor. Fakat geçen yıl güçlü baz etkisi var – Nisandan itibaren rakam çok hızlı düşebilir.

 2016 sonu enflasyon beklentimiz aynı %8.5 seviyesinde.

 Bu verinin ardından enflasyonun yılın ikinci çeyreğinde %8’in altına gelme olasılığı artmış durumda.

 Çekirdek yıllık rakam da yükseliyor fakat Nisan’dan itibaren yıllık rakam çok hızlı düşecek - Geçen yıl Nisan-Mayıs 2 ay toplam çekirdek yaklaşık 4 puan idi.

 Bu kapsamda son gelen veri ardından enflasyon beklentilerinde bozulma duracaktır, bu da TCMB’yi kısmi rahatlatır. Yine de enflasyon hedeften çok uzak.

 TL’de stabil görüntü korunduğu takdirde TCMB’nin fonlamayı bir miktar daha (20- 30 bps kadar) gevşettiğini görmemiz olası.

 Orta uzun vadede ise 3 sorun var

 Finansal koşullar sıkı ve büyüme iyi gitmiyor

 Enflasyon görünümü halen bozuk

 TL üzerinde de global kaynaklı riskler belirgin

MAKROEKONOMİ

Enflasyon

-4 0 4 8 12 16

02.09 02.10 02.11 02.12 02.13 02.14 02.15 02.16

Enflasyon (yıllık, %)

TÜFE ÜFE

2.1 1.1

1.0 0.9 0.9 0.7 0.6 0.6 0.4 0.2 0.2 0.1

-1.0 -0.5 0.0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5 Gıda ve alkolsüz içecekler…

Konut…

Ulaştırma…

Lokanta ve oteller…

Ev eşyası…

Giyim ve ayakkabı…

Alkollü içecekler ve tütün…

Çeşitli mal ve hizmetler…

Eğlence ve kültür…

Sağlık…

Eğitim…

Haberleşme…

Enflasyon alt Kalemlerin katkısı (yıllık, puan)

(4)

Büyüme

 Büyüme yılın 3. çeyreğinde yıllık %4 oldu.

 Manşet rakam %4 gibi yüksek gelmiş olsa da alt detaylar güçlü değil.

 Özel sektör talebi (yatırım + harcama) yıllık %2.5 artarken, kamu talebi yıllık %5.7 yükseliyor. Özel sektör tarafındaki yavaşlama kamu tarafından telafi edilmiş gözüküyor.

 %4’lük büyümenin 2.9 puanı iç talepten, 1 puanı stok artışından ve 0.1 puanı da dış talep katkısından gelmekte.

 Yılın ilk 3 çeyreğinde ortalama %3.4 büyüme görüyoruz. 2015 ve 2016 yılı için büyüme beklentimiz %2.7 seviyesinde

 Her ne kadar manşet rakam yüksek olsa da iç talebin yavaşlamaya devam ettiğini görüyoruz. Özellikle özel sektör yatırımlarında yeniden daralma görmekteyiz.

 Hanehalkı tüketimi yıllık %3.4. Kamu tüketimi yıllık %7.8 artıyor. Özel sektör yatırımları yıllık %0.7 daralıyor. Kamu yatırımları ise yıllık %0.5 yükseliyor.

 Üretim tarafında ise, tarımdaki büyüme yıllık %11 olurken, sanayi sektöründeki büyüme yıllık %1.5’ta kalmış durumda. Hizmet tarafı da yıllık %5 büyümekte.

 Uzun vadeli büyüme hikayemizde ise değişiklik yok, zayıflama sürmekte. 2003- 2011 döneminde yıllık ortalama %5.5 büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi 2012 yılından bu yana belirgin şekilde yavaşlamaya başlamış ve son dört yılda ortalama

%3 büyümüştür.

GSYH Büyümenin Kompozisyonu

İç Talep Bileşenleri

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

-15 -10 -5 0 5 10 15 20

08Ç1 08Ç2 08Ç3 08Ç4 09Ç1 09Ç2 09Ç3 09Ç4 10Ç1 10Ç2 10Ç3 10Ç4 11Ç1 11Ç2 11Ç3 11Ç4 12Ç1 12Ç2 12Ç3 12Ç4 13Ç1 13Ç2 13Ç3 13Ç4 14Ç1 14Ç2 14Ç3 14Ç4 15Ç1 15Ç2 15Ç3

İç Talep Bileşenleri (katkı cinsinden, yatırım +harcamalar)

kamu özel sektör

(20) (16) (12) (8) (4) 0 4 8 12 16 20

2008Ç1 2008Ç2 2008Ç3 2008Ç4 2009Ç1 2009Ç2 2009Ç3 2009Ç4 2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2015Ç1 2015Ç2 2015Ç3

Büyümenin Kompozisyonu (katkı cinsinden, puan)

iç talep dış talep stok değişim GSYH büyüme

(5)

Dış Denge

Dış ticaret açığı Ocak ayında 3.8 milyara dolar gerçekleşti. Yıllık dış ticaret açığımız 62.5 milyar dolar seviyesinde.

Ocak itibariyle yıllıklandırılmış cari açığın 32 milyar dolar (GSYH 4.4%) civarında gerçekleşmesini bekleriz.

Ara malı ihracatımızdaki yıllık %29 düşüş dikkat çekici. Ara malı ithalatında da benzer yıllık %21.5 düşüş var. Bu gerilemede fiyat etkisinin baskın neden olduğunu düşünüyoruz. Tüketim malları ithalatında yıllık %12 düşüş var.

AB bölgesine ihracatımız yıllık %10 daralıyor (ABD doları cinsinden). Bir süredir AB bölgesine ihracatımız Euro cinsinden yıllık bazda artıyordu. Ancak Ocak’ta bu son bulmuş durumda. AB bölgesine ihracat (ihracatın yaklaşık yarısı), dış dengeler açısından bu sene kritik önem taşıyor.

Yakın ve Ortadoğu ülkelerine ihracatımız yıllık %30 civarında geriliyor (Irak’a ihracatımız %40 civarında geriliyor). Petrol fiyatlarına bağlı, Ortadoğu bölgesindeki belirgin ekonomik yavaşlama burada ana etken.

Rusya’ya ihracatımız geçen sene Ocak ayının 3’te birine gerilemiş durumda (yaklaşık 100 milyon dolar)

Cari açık Kasım ayında 2.1 milyar dolar oldu.

Yıllık rakam önceki 39 milyar dolar seviyesinden 35 milyar doların altına geriledi (%

4.9 GSYH).

2015’i muhtemelen 30 milyar dolara yakın bir cari açıkla tamamlıyor olacağız (yaklaşık %4.2 GSYH civarında)-önceki tahminimiz 35 milyar dolar idi. 2016 tahminimiz ise yine 35 milyar dolar.

MAKROEKONOMİ

Dış Ticaret Performansı (%, Yıllık)

Cari Denge (12 Aylık, Milyar Dolar)

-90 -80 -70 -60 -50 -40 -30 -20 -10 0

03.07 08.07 01.08 06.08 11.08 04.09 09.09 02.10 07.10 12.10 05.11 10.11 03.12 08.12 01.13 06.13 11.13 04.14 09.14 02.15 07.15 12.15

Cari Denge (12 aylık, milyar dolar) -40

-20 0 20 40 60

01.10 05.10 09.10 01.11 05.11 09.11 01.12 05.12 09.12 01.13 05.13 09.13 01.14 05.14 09.14 01.15 05.15 09.15 01.16

Dış Ticaret Performansı (%, yıllık değişim)

İhracat İthalat

(6)

Bütçe

 2016 Ocak rakamlarına göre, bütçe 4.2 milyar TL fazla verdi. Faiz dışı fazla da 9.8 milyar TL oldu.

 Mal ve hizmet kaleminde ve cari transferlerde çok hızlı artış var (sosyal güv. katkısı yükseliyor)

 Vergi gelirleri ise kötü seyretmiyor. Tüketim kalemleri iyi seyrediyor;

 Fakat kurumlar vergisinde (12 aylık kümüle baktığımızda) son 3-4 aydır belirgin yavaşlama var. Özel sektör karlılıklarında zayıf lamaya işaret ediyor olabilir.

 OVP 2016 yılı için GSYH’nin %1.3’ü kadar bütçe açığı öngörüyor. Toplamda daha yüksek %1.5-1.8 GSYH civarında bir açığı daha olası buluyoruz. Kısa vade için bütçede buna yer var, dolayısıyla bütçede şu aşamada piyasaları rahatsız edecek bir bozulma beklemiyoruz.

Bütçeye dair uzun vadeli analiz raporumuz: Bütçeye Dair Kritik Sorular: http://www.garantiyatirim.com.tr/arastirma/butcesorular.pdf

Bütçe (milyar TL)

2015 2016 Değ. 2015 2016 Değ.

Giderler 36.3 42.5 17% 36.3 42.5 17%

Faiz Hariç Harcamalar 31.3 36.9 18% 31.3 36.9 18%

Personel Giderleri 12.7 14.9 17% 12.7 14.9 17%

Mal ve Hizmet 1.5 1.9 28% 1.5 1.9 28%

Cari Transferler 12.7 16.0 26% 12.7 16.0 26%

Faiz Harcamaları 5.0 5.6 12% 5.0 5.6 12%

Gelirler 40.1 46.7 16% 40.1 46.7 16%

Genel Bütçe Gelirleri 38.9 45.2 16% 38.9 45.2 16%

Vergi Gelirleri 34.9 39.7 14% 34.9 39.7 14%

Vergi dışı Gelirler 4.0 5.5 38% 4.0 5.5 38%

Bütçe Dengesi 3.8 4.2 11% 3.8 4.2 -11%

Faiz Dışı Denge 8.8 9.8 12% 8.8 9.8 12%

Ocak Ocak

(7)

Tahvil-Bono Piyasası:

Şubat ayının ilk yarısında küresel risklerin tetiklenmesi tahvil piyasalarına satış getirmişti.

Ancak Şubat ayının ikinci yarısında risklerin azalması, yatırımcıların riskli varlıklara yönelmesi, TL’nin USD karşısında değ er kazanması tahvil piyasalarına alım getirdi. Özellikle Mart başında açıklanan enflasyon verisi sonrasında faizlerde son 3 ayın en düşük seviyelerini gördük. Tahvil piyasasındaki yabancı payı da %21.4’e yükseldi. Bu oran Ocak ayı sonunda %20.7 idi.

Önümüzdeki dönemde TL’deki değer kazancı ve enflasyonun iyileşeceği beklentileri ile TCMB’nin ortalama fonlama maliyetini düşürmesi ihtimali nedeniyle kısa vadeli tahvillerin uzun vadeli tahvillere göre daha iyi performans göstermesi mümkün. Tahvil piyasalarında kısa vadede en önemli gündem maddesi ECB’nin para politikası kararları ve ECB Başkanı Draghi’nin yapacağı açıklamalar. ECB’nin agresif bir parasal genişlemeye gitmesi, tahvil piyasasındaki olumlu havayı destekleyecektir.

Eurobond Piyasası:

Şubat ayı ortalarından itibaren, küresel ve jeopolitik risklerin azalmasıyla Türkiye 5 yıllık CDS’i 313 baz puandan 280 baz puana geriledi. 1-10 yıl arası vadelerin USD mevduata göre daha cazip olmaları nedeniyle, bu tahvillerde alım öneriyoruz. Daha uzun vadeli USD cinsi tahvillerde ise getiri yükselişlerini alım fırsatı olarak görüyoruz. Ancak ABD tahvil faizlerindeki yükseliş nedeniyle henüz alım önermiyoruz. EUR cinsi tahvillerde ise ECB’ye bağlı olarak faizlerin düşmeye devam edeceği beklentisiyle alım önerimizi ve olumlu görüşümüzü koruyoruz.

Döviz Piyasaları:

Beklentilerin altında kalan yurtiçi enflasyon verisi sonrasında TCMB’nin fonlama maliyetinde kısmi bir gevşemeye gideceği beklentisi piyasalara hakim olmaya başlamıştı. Normalde TL’ye olumsuz yansıyacak bu beklenti, küresel piyasaların desteği ile TL’nin belli aralıklarda tutunmasını sağladı. Kısa vadede ECB’nin de desteğiyle TL’deki olumlu seyrin sürmesi mümkün. Ancak gerek FED’in bir kez daha faiz artırım sürecine girmesi, gerekse de piyasalardaki bahar havasının temel gerekçelerden ziyade pozisyon ayarlamalarına dayanması TL’nin orta vadeli görünümü konusunda bizi şüpheye düşürüyor. Bu nedenle, düşüşlerde kademeli döviz alımı öneriyoruz.

Avrupa’da gerilemeye devam eden enflasyon beklentileri nedeniyle ECB’den agresif adımlar bekleniyor. Bu durumda EUR’da daha fazla değer kaybı görmemiz gerekiyor. Üstelik FED’in de faiz artıracak olması getiri farkını iyice USD lehine açacak. Bu nedenle orta vadeye yönelik olarak ana para birimleri arasında USD’nin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

PİYASALAR

(8)

Hisse Senedi Piyasası:

Hisse piyasalarında Şubat ayının ikinci yarısında başlayan merkez bankalarına yönelik beklentilerin satın alınma süreci ECB toplantısı yaklaşırken ivmesini kaybediyor. Oluşan iyimserlikte öncelikle ECB’nin10 Mart tarihinde gerçekleştireceği toplantıda destekleyici tedbirler alacağı beklentilerinin etkili olmasının yanı sıra eş zamanlı o larak petrol başta olmak üzere toparlanan emtia fiyatlarının bu fiyatlardan faydalanan şirketlerde iflas riskini kısmen düşürmüş olası etkiliydi. Bu açıdan ECB toplantısının beklentileri ne ölçüde karşılayacağı kısa vadeli görünüm açısından önem taşıyor.

Piyasaları destekleyebilecek kararlar alınması iyimserliği bir süre daha destekleyebilirse de, son dört haftada bu yöndeki beklentilerin etkili olması nedeniyle kısa vadeli görünümde kar satışlarının etkili olması beklenebilir. Bu paralelde BİST100 endeksinde 80,000-81,000 direnç bölgesinin ön planda olmasını bekleriz. Beklentilerin karşılanamadığı görünümde ise son yükseliş trendi sonrasında düzeltme sürecinin etkili olabileceğini düşünüyoruz. Olası düzeltme eğiliminde BİST100 endeksinde ilk aşamada 75,000-74,500 destek bölgesine yönelik riskler artabilir.

Altın:

ABD’de Şubat ayı istihdam artışı beklentileri aşarken, saatlik ücretlerde düşüş görüldü. Karışık veri ardından piyasalarda dalgalanmanın artması altın fiyatını son bir yılın en yüksek seviyesine taşıdı. Avrupa Merkez Bankası’nın bu haft a yapacağı toplantıda yeni parasal genişleme adımları atacağı beklentisi de altın fiyatını destekliyor. Borsa yatırım fonu varlıkları 43 ton daha artarak 1782 ton oldu. Yılbaşından bu yana artış böylece 218 tona ulaştı. Vadeli net kontrat rakamları yükselmeye devam ederek 184bin kontrata ulaştı. Tüm bu gelişmeler küresel piyasalarda yatırımcıların bir kez daha altını çeşitli risklere karşı bir korunma aracı olarak kullanmaya başladıklarını gösteriyor. Buradan hareketle, altın fiyatında kısa vadede yükselişin süreceğini düşünüyoruz.

Petrol:

Şubat ayında 4 petrol üreticisi ülkenin üretimi dondurma kararı almaları ve küresel resesyon söyleminin zayıflaması sonrasında genel olarak tüm emtia fiyatlarında artış görülüyor. Petrolde düşüşün süreceğine dair analizler ise bu ortamda ark a planda kalmaya başladı. Açık pozisyonların da kapatıldığını gözlemlediğimiz piyasada yükseliş bir süre daha devam edebilir.

Ancak dünya büyümesinin hala zayıf seyrettiğini ve İran’ın da yıllar süren yaptırımların ardından yine pazara dönmesinin fiyatlarda baskı yaratacağını hatırlatırız.

(9)

MAKROEKONOMİ VE PİYASA TAHMİNLERİ

2012 2013 2014 2015 2016 (T)

USD/TL 1,78 2,13 2,34 2,92 3,25

EUR/TL 2,3534 2,93 2,83 3,17 3,48

EUR/USD 1,3194 1,37 1,21 1,09 1,07

Gösterge Tahvil (%, bileşik) 6,20% 10,10% 8,00% 10,86% 11.25%

Altın ($ / ons) 1.675 1.206 1.184 1.061 1.250

BIST100 (*12 aylık beklenti) 78.208 67.802 85.712 71.727 86.000

2012 2013 2014 2015 2016 (T)

Büyüme (reel, %) 2,20% 4,00% 2,90% 4,00% 3,50%

Cari Denge (mlr USD) -46,90 -65,00 -45,00 -35 -35

Enflasyon (Tüfe, %) 6,20% 7,4% 8,17% 8,80% 8,50%

Politika Faizi (%) 5,50% 4,50% 8,25% 8,80% 9,50%

Bütçe Dengesi (%, /GSYH) -2,1% -1,2% -1,4% -1,2% -1,3%

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin, gerek doğrudan gerek dolayısı ile ve bu sebeplerle uğrayabileceği

Ayrıca BoJ ve ECB’den beklenen parasal genişleme adımlarının da hisse piyasaları için pozitif olması beklenebilir Teknik anlamda kısa vadede 74,000-75,000 direnç bölgesini

 Enflasyon beklentilerinin yüksek seviyesinin fiyatlama davranışlarına ilişkin risk olarak değerlendirdiği (Şubat Ayı MB Beklenti Anketi’ne göre; 12 ay sonrası

Teknik olarak baktığımızda yukarıda 1524 seviyesinin kırılması halinde önce 1532 ve arkasından 1547 direncine doğru alımlar yaşanabilir. Aşağıda ise 1516 desteğinin

ÜFE bazlı reel efektif döviz kurundan ve petrol fiyatlarından gelebilecek olası şoklara karşı enflasyon oranının tepkisi, 

10:00 İspanya Eylül Tüketici Fiyat Endeksi(Öncü-Aylık) 10:55 Almanya Eylül Mevsimsel Düzeltilmiş İşsizlik Oranı 12:00 Euro Bölgesi Eylül Ekonomik Görünüm Endeksi 12:00

Tablo 3.6: 2016 yılının ilk 3 ayındaki toplam satışın dağıtıcılara ve ürünlere göre dağılımı ...6. Enerji Piyasası Düzenleme

 İhracatımızda en zayıflayan bölgeler Afrika ülkeleri (yaklaşık %30 daralma yıllık) ve Asya ülkeleri (yaklaşık %10 daralma yıllık). İhracatın %50’si