10 Bilim ve Teknik
Uluslarası bir "uydu avcıları" ekibi- nin Satürn çevresinde dört yeni uydu bulmasıyla, Güneş Sistemimizin Jüpi-
ter’den sonra ikinci en büyük gezege- ni, bu alandaki rekoru 21 uydusu olan Uranüs’ten geri aldı. Halkalı gaz devi- nin uydu sayısını 22’ye yükselten yeni gökcisimleri, çapları 10-50 km arasın- da değişen, düzensiz biçimli uydular.
Yörüngeleri de, gezegen’den en az 15 milyon kilometre uzaklıkta. Uydular, Şili’deki Av rupa Güney Gözlemevi (ESO) başta olmak üzere dünyanın çe- şitli bölgelerindeki gözlemevlerinde ışık toplayıcı CCD kameraları takılmış
teleskoplarla yapılan gözlemler sonun- da bulundu. Görüntüleri karşılaştıran gökbilimciler, Satürn yakınlarında, ge- ri plandaki sabit yıldızların önünde ha- reket eden cisimlerin, gezegenin uy- duları olduğunu belirlediler.
Aynı ekip, 1997 ve 1999 yılları arasında da Uranüs çevresinde, gene düzensiz biçimde beş yeni uydu keş- fetmişti.
Nature, 26 Ekim 2000
Satürn, Uydu Rekorunu Ele Geçirdi
İspanyol, Amerikalı ve Alman gök- b i l i m c i l e r, Orion (Avcı) takımyıldızın- da başıboş dolaşan 18 yeni gezegen keşfettiklerini açıkladılar. Genç ve so- ğuk gaz kütlelerinin gerçekten bire r gezegen olduğu kanıtlanırsa, keşif, ge- zegenlerin oluşumu konusunda geçerli modelleri zora sokabilir. Bu modellere g ö re gezegenler, oluşma süre c i n d e k i bir yıldızın çevresinde dönen gaz ve toz bulutu yoğuşup topaklaştıkça, on m i l y o n l a rca yıl süre l e rde ortaya çıkı- y o r l a r. Ancak uluslararası ekibin Scien- c e ’ta yayınlanan gözlem sonuçlarına g ö re, keşfedilen 18 gezegenin farklı bir oluşum sürecinden geçtikleri anlaşılı- y o r. Bu gezegenlerin yakınında bir yıl- dız bulunmuyor. Başıboş gezegenler ayrıca, yalnızca 5 milyon yaşında bir yıldız kümesi olan Sigma Orionis’in bir parçası görünümündeler. Bizim Güne- şimizin yaşıysa 5.5 milyarın üzerinde.
Ekibin başkanlığını ve sözcülüğünü yapan İspanyol gökbilimci Maria Rosa Z a p a t e ro Osorio, "Genç, serbestçe ge- zinen, gezegen kütlesindeki cisimlerin oluşumunu, günümüzde geçerli geze- gen oluşumu modelleriyle açıklamak bir hayli güç" diyor.
Şimdiye değin Güneş yakınında- ki yıldızların çevresinde dolanan 50 kadar gezegenin varlığı belirlenmiş bulunuyor. Bunlar genellikle etrafın- da dolandıkları yıldızın hareketinde meydana getirdikleri küçük değişim- lerin ölçülmesiyle ortaya çıkarılmış- lardı. 18 yeni gezegen adayının özel- liğiyse, varlıklarının doğrudan belir-
lenebilmiş olması. Gökbilim ekibinin gezegen avı için hedef olarak sigma Orionis yıldız kümesini seçmelerinin temel nedeni, yakın, ve genç olmala- rının yanısıra bölgenin fazla toz içer- memesi. Araştırmacılar İspanya, Ka- narya Adaları ve ABD’deki teleskop- larla bölge üzerinde yapılan gözlem- leri tarayıp incelemişler. Karşılaştır- malar sonunda yerleri görece değiş- miş 18 gökcismi keşfetmişler. Bunla- rın soluk, kırmızımsı ışıkları, görece küçük kütle ve sıcaklıklarda olan ge- zegenleri akla getiriyor. Tıpkı geze- genler gibi kahveremgi cüceler de merkezlerinde nükleer tepkimelerin oluşmasını sağlayacak kütleden yok- sun gökcisimleri Gökbilimciler ge- nellikle 13 Jüpiter kütlesinden kü- çük cisimleri gezegen, 13-75 Jüpiter kütlesindekileriyse kahverengi cüce olarak sınıflandırıyıorlar. Zapatero Oasorio ve ekibi, dikkatli gözlemler- den sonra sözkonusu cisimlerin birer kahverengi cüce olamayacağına karar vermişler. Nedeni bu kadar çok sayı- da kahverengi cücenin böylesine kü- çük bir bölgede ortaya çıkamayacağı.
Science 6 Ekim 2000
Başıboş Gezegenler