• Sonuç bulunamadı

2007 BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULU NDA BAŞBAKAN ERDOĞAN: ANAYASA NIN AMİR HÜKMÜYLE, BU PARLAME

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2007 BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULU NDA BAŞBAKAN ERDOĞAN: ANAYASA NIN AMİR HÜKMÜYLE, BU PARLAME"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2007 BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULU’NDA…

BAŞBAKAN ERDOĞAN:’‘ANAYASA’NIN AMİR HÜKMÜYLE, BU PARLAME

Aralık 15, 2006 - 12:00:00

2007 BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULU’NDA...

BAŞBAKAN ERDOĞAN:''ANAYASA'NIN AMİR HÜKMÜYLE, BU PARLAMENTO, AK PARTi İKTİDARI, ZAMANINDA SEÇİMİ YAPMA KARARLILIĞINDADIR. NİSANDAN ÖNCE AK PARTi, GRUP OLARAK ASLA ADAYINI AÇIKLAMAYACAKTIR”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu’nda, 2007 Yılı

Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nın tümü üzerinde Hükümet adına konuştu. Bir bir bankaları batırılan Türkiye'den bugünlere gelindiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki dönemde 22 bankanın Fon'a devredildiğini hatırlattı. O dönemde iktidarda yer alanların da bugün Mecliste bulunduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, finans

sektörünün iktidarları döneminde güç kazandığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, araya girip söz söyleyen CHP milletvekillerine, ''sizdeki sermaye düşmanlığı dün nasıl varsa bugün de var. Onu

görüyorum ben. Sermaye düşmanlığınız devam ediyor. Zaten Sayın Genel Başkan 'ben 30 sene önce neysem bugün de oyum' demişti'' diye seslendi.

CHP milletvekillerinin sık sık araya girmeleri üzerine Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ''Sayın Genel Başkan, grubunuz çok adaplı hareket ediyor. Bununla iftihar edebilirsiniz'' dedi.

-CUMHURBAŞKANI-

(2)

Başbakan Erdoğan, Baykal'ın kendisine atfen Cumhurbaşkanı ile ilgili ifadeler kullandığını hatırlatarak, buna cevap vereceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Sezer'in açıklamasıyla ilgili konunun gündeme

taşındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Sayın Cumhurbaşkanının açıklaması kendisi tarafından yapılmamıştır.

Ziyaret eden bir parti kanalıyla medyaya sızdırılmıştır. Bana bu sorulduğu zaman partimin önünde medyaya 'Sayın Cumhurbaşkanımızdan duymadığım sürece buna inanmam ve cevaplandırmam'' dedim... İçerde parti teşkilatımla yaptığım toplantıda erken seçim değerlendirmesi yaptım. Orada Cumhurbaşkanlığı ile ilgili değerlendirmelerimi yaptım.

Benim oradaki muhatabım tabii ki muhalefetti.... ''

Başbakan Erdoğan, kendisine ''doğru söylemiyorsunuz'' şeklinde laf adan CHP Mersin

Milletvekili Mustafa Özyürek'e, ''İster inan ister inanma, zaten o yerini bulur'' diye karşılık verdi.

-''BÖYLE BİR ŞEY DÜŞÜNMESİ MÜMKÜN DEĞİL''-

(3)

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu ülkede Sayın Cumhurbaşkanımızın şu anda gelip de Sayın Baykal'ın istediği gibi partisinde politika yapma niyeti zaten yok. Böyle birşey düşünmesi de mümkün değil. Nereden çıkardıysa onu çıkardı.

Bilemiyorum... Böyle bir şeye ihtimal vermek mümkün değil. Kargalar bile buna güler. Ve tabi Sayın Baykal güldürüyor. Nitekim böyle birşeyin olmayacağı belli. Biz bir şey ortaya koyduk. Nedir o?

Anayasanın amir hükmü ne? Bu ülkede 5 yılda bir seçim yapılır. Eğer 5 yılı getiremiyorlarsa bu bir aczin ifadesidir, başarısızlığın

ifadesidir. Bunu bir defa öğreneceksiniz. Şu anda bu kararı verecek olan siyasi iradedir, bu parlamentodur. Bu parlamentonun vereceği karara saygı duymaya mecbursunuz. Hele hele 'ben milletvekiliyim' diyen herkes, buna saygı duymaya mecbur. Demokrasi budur. Bunu öğreneceksiniz.''

-CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ-

Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili ''spekülasyonlara'' da değinen Başbakan Erdoğan, bu spekülasyonların kimseye yakışmadığını ifade etti. Cumhurbaşkanı seçiminin nasıl yapılacağının Anayasanın 101 ve 102. maddelerinde tanımlandığını hatırlatarak, ''Ben bunu tavsiye ediyorum, okuyun. Burada ne yazıyorsa ona göre yapacağız'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

(4)

''Lütfedin, bir kere okumakta fayda var. Okuyun. Burada aynen, 101.

maddede cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığı, 102. maddesi de bu seçim nasıl yapılır diye tanımlıyor. Oraya bakarsanız, görürsünüz.

Çankaya'ya kim gider kim gitmez... Burada hepsinin tanımı var. Oraya kim haizse o gider. Onun seçimi nasıl yapılırsa o yapılır. Bu kişi Ahmet olur, Mehmet olur. Bu tanımda ne var, bu kutsal çatının altından o karar çıkacaktır. Bu kararı burası verecektir. Germek, germemek...

Sayın Baykal, ben çocukken ayna karşısında konuşuyordum. Öğretmenim öyle tavsiye etmişti. 'Oğlum, iyi hatip olmak için ayna karşısında konuşmakta fayda var' demişti. Ama görüyorum ki sizler Türkiye

Cumhuriyeti Başbakanına 'adam ol adam' derken ayna karşısındaydınız.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına 'küstah' derken ayna

karşısındaydınız herhalde. Aksi seda yapan alanlarda konuşmayı ben pek sevmem ama siz seversiniz öyle görünüyor.''

Kendi ifadelerinin atasözü ve deyim olarak lügatlara geçen ifadeler olduğunu savunan Başbakan Erdoğan, ''Büyümeye, kalkınmaya, demokrasiye hatta seçimlerin zamanında yapılmasına bile alışmakta güçlük

çekiliyor'' diye konuştu. ''Türkiye güç kaybına uğrasın ki kendileri güç kazansın'' diyenler bulunduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Böyle bir şey olduğu zaman da inanın, zil takıp oynarlar'' dedi.

-KOALİSYON-

(5)

Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye büyük enerji kaybettiren zamanlarda

olduğu gibi ''yeni kan uyuşmazlıkları, yeni hayali koalisyonlar hayal edildiğini'' öne sürerek, ''Kutsal koalisyonlar oluşturmaya başladılar.

Hayırlı olsun. Ne kadar gider bilemem. Türkiye tercihini istikrardan yana yapmıştır, bunu bilesiniz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Irak savaşı ve petrol krizi yaşanırken, Türkiye'nin son 17 çeyrekte üst üste büyüdüğünü söyledi. Kaynakları çok rasyonel kullandıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, 1977'de başlatılan Antalya Aşağı Aksu 2. aşama projesinin 2003'te

bitirildiğini, Bolu Dağı Tüneli'nin de gelecek ilkbaharda tamamlanacağını söyledi.

Yeni kaynaklar ürettiklerini, yap-işlet-devret modeliyle Esenboğa, Antalya, Dalaman, Adnan Menderes havaalanları ile Turgutreis, Dalaman, Güllük, Bodrum gibi limanları hizmete açtıklarını belirten Erdoğan, ''İş bilenin, kılıç kuşananın. Ne demek istediğimi herhalde

anladınız'' dedi.

Başbakan Erdoğan, 2002'te enflasyonun yüzde 33.45 olduğunu, şimdi tek haneli rakamlara indirdiklerini vurgulayarak, bu yıl enflasyonla

ilgili bir sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Bazı olumsuz kampanyalarla, ekonomideki iyileşmelerin sokağa yansımadığı şeklinde bir hava

oluşturulmaya çalışıldığını kaydeden Başbakan Erdoğan, köylü, esnaf, işçiyle Anadolu'nun dört bir yanında birlikte olduklarını belirtti.

Başbakan Erdoğan, çiftçi, sanayici, esnaf, memur ve işçileri, gelişmiş

(6)

ülkelerin ulaştığı noktaya taşımak istediklerini, bunun da takipçisi olduklarını dile getirdi.

-''ÜCRETLER VE ALIM GÜCÜ ARTTI''-

Ücretlerin, enflasyon üzerinde artarken, bir yandan alım gücünün de arttığını ifade eden Başbakan Erdoğan, 2002'de 174 YTL olan asgari ücretle 161 litre, bugün 381 YTL asgari ücretle 293 litre süt

alınabildiğini söyledi. Erdoğan, hükümetleri döneminde 4 yılda

KOBİ'lere 234 milyon dolar destek verildiğini, 40 yılda 65 organize sanayi bölgesi kurulurken, 2003-2005 döneminde bu rakamın 22 olduğunu belirtti. Hükümetin, FİSKOBİRLİK'in 2 katrilyon olan borcunu sildiğini, ancak birliğin yönetim, finans ve yatırım yanlışlıkları olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Toprak Mahsulleri Ofisi devreye girmeseydi, fındığın fiyatı 1-1,5 YTL olurdu'' dedi.

-''O SEVİYEYE DÜŞMEYECEĞİZ''-

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin dayanışma ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu ifade ederek, kimin, nasıl, neyi konuştuğunun takdirini, halkın en iyi şekilde yapacağını kaydetti. Halkın karşısına

gideceklerini, en iyi kantarın burası olduğunu belirten Başbakan

(7)

Erdoğan, ''Zaten kantar ölçecek, biçecek, hiç merak etmeyin,

heyecanlanmaya gerek yok. Heyecanınızı oraya saklayın. Burada, bu heyecanı farklı dile dönüştürürseniz, bu olmaz. AK PARTi, bu noktada sizin söylediklerinize aynen cevap vermeyecek, o seviyeye

düşmeyeceğiz'' dedi. Sabır ve kararlılıkla yollarına devam

edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Bulunduğumuz kutsal çatı, daha önce olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı için de değerlendirmesini yapacak, kararını verecek'' dedi.

-''VAKTİ GELDİĞİNDE SEÇİMİ YAPACAĞIZ''-

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Kim ne kadar oy aldı, bunun üzerinde bütün halk konsensüs sağlamış mı sağlamamış mı... Birbirimizi aldatmayalım. Şu anda Anayasa'nın amir hükümleri neyse, onu yapacak.

'Millet seçsin...' Yeri gelir, millet de seçer. Bundan da kimsenin endişe etmesine gerek. Demek ki onun da henüz vakti gelmedi, vakti geldiğinde o da olur. Sayın Baykal ve diğer arkadaşlar bir çok iktidar gördüler bu ülkede. Kendileri, iktidarları döneminde, acaba

cumhurbaşkanı seçimini niçin halka götürmediler de şimdi bunu konuşuyorlar? Bu da soru işareti. Anayasa'nın amir hükmüyle, bu parlamento, AK PARTi iktidarı, zamanında seçimi yapma

kararlılığındadır. Nisandan önce AK PARTi, grup olarak asla adayını açıklamayacaktır. Çünkü üzerinde, işte bu görüldüğü tonda yapılan

(8)

spekülasyonlara, çirkinliklere biz fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz.

Atacağımız adımı ona göre atıyoruz.

Biz siyasetin içerisinde nelerin, nasıl yapıldığını en az sizin kadar biliriz. Şu grubun herhangi bir şeyden korkmasına gerek yok. Onu siz düşünün. Vakti zamanı geldiğinde seçimi yapacağız, endişeniz olmasın.

Telaşa gerek yok.''

Başbakan Erdoğan, sermaye düşmanlığının bırakılmasını ve ülkede yatırımların yapılmasını istedi.

-YUVACIK BARAJI-

Başbakan Erdoğan, manşetinde, ''Yatacak yerin yok Sefa bey'' başlığının yer aldığı gazeteyi göstererek, şunları söyledi:

''(Ali Dibo) diyorlar. En büyük 'Ali Dibo' burada. Söylenen şuydu:

Yuvacık Barajı İstanbul'a su verecek. Şu anda Yuvacık Barajında su yok su. Su olsa da olmasa da sürekli olarak, ne yazık ki Hazine oraya para ödüyor. Bu parayla 50 tane baraj yapılırdı.''

(9)

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ''Hesap sormazsanız namertsiniz'' dediğini belirterek, ''Biz hesap sorma makamı değiliz. Hesap sorma makamı yargıdır. Konuyla ilgili ben

sizlere rakamları getiriyorum. Böyle bir baraj 4.5 milyar dolara biter mi? diyorum. Siyasetçisiniz, partinizin bir elamanı...'' diye konuştu.

-''TÜRKİYE'Yİ KİM GERİYOR BELLİ''-

AK PARTi’nin programında, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili madde bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, kendisine laf atan CHP'lilere, ''Muhalefet anlayışınız bu, dinlemesini bilmiyorsunuz.

İşte Türkiye'yi kim geriyor belli. Ben Genel Başkanınızı sessizce dinledim ve alkışladım ama siz dinlemesini bilmiyorsunuz, saygınız yok'' karşılığını verdi.

''Ne yaptıysak ülkemiz, milletimiz devletimiz için yaptık'' diyen

Başbakan Erdoğan, hiç bir çabanın, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma yolundaki yürüyüşünü

durduramayacağını kaydetti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, kendisinin Nisan 2006 tarihli grup konuşmasını okumasına karşılık Başbakan Erdoğan, bu konuşmasının ilgili bölümünü okudu.

(10)

-''DENSİZLİĞİ ONLAR YAPMIŞ''-

Başbakan Erdoğan, ''Anayasamızın değişmez maddeleri noktasında, partimizin herhangi bir endişesi olduğunun haberini sizlere kim taşıdıysa, kim getirdiyse, kusura bakmayın asıl densizliği onlar

yapmış'' diye konuştu. Anayasa'da yazılı bu değişmez maddeleri okuyan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Siz acaba, nereden bunların karşıtı bir şey duydunuz da burada böyle bir yanlışla, böyle bir vehme kapılarak, yakıştıramayacağım bir

ifadeyi kullanarak bizim huzurumuza geliyorsunuz. Çok çirkin, üzüldüm.

Sizden bunu duymak istemezdim. Bizim bu 3 madde üzerinde, bugüne kadar arkadaşlarımız arasında en ufak bir ihtilafımız olmamıştır. Biz bu yola çıkarken, 'bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyerek yola çıktık. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti noktasında da kusura bakmayın bunun anlamını çok iyi biliyoruz. Laiklikte de tanımımız, aynen 1982 Anayasası'nın gerekçesinde neyse o şekliyle programımızda yerini almıştır ve

uygulaması da budur. Biz bunun uygulamasını bütün alanlarda herkesten bekliyoruz. Biz, oradakini tartışmaya açmıyoruz, başka yere taşımak isteyenlere, 'buraya gelin' diyoruz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'ni

demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti kavramlarıyla tanımlıyoruz.

Bunlardan birini, diğeri uğruna feda edemeyiz. O zaman eksik olur.

Bizim söylediğimiz bu. Çıkıp televizyon programlarında, kafaları bulandırmaya çalışmayın, bulandıramayacaksınız. Çünkü biz halkımızla iç içe, el eleyiz. Hücrelerimiz bunu konuşuyor, bunu yapıyor; siz yaşamasanız da. ''

(11)

-''TÜRKİYE'DE SİYASET YAPMASINDAN RAHATSIZIM''-

KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a ilişkin açıklamalarda da bulunan Başbakan Erdoğan, Denktaş'ın, Türkiye'ye gelmesinden değil, Türkiye'de siyaset yapmasından rahatsız olduğunu kaydetti. Denktaş'ın cumhurbaşkanlığı döneminde, KKTC'ye en fazla desteği veren hükümet olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, ''KKTC bizim dönemimizde sıçrama yapmaya başlamıştır. Milli geliri, 4 bin dolardan, 11 bin dolara yükselmiştir'' dedi.

İktidarlarından önce KKTC'li yöneticilerin, dünyada tanınmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, Pakistan'a resmi ziyarette bulunduğunu, başta ABD olmak üzere, bazı ülkelerin dışişleri bakanlarıyla görüştüğünü anımsattı. Başbakan Erdoğan, CHP sıralarından ''Peki tanınıyor mu?'' soruları üzerine,

''Birbirimizi aldatmayalım. Çılgına döneceksiniz, 'nasıl bu iş oldu' diyeceksiniz. 'KKTC nasıl tanındı' diyeceksiniz. Ona da bir kılıf uydurmaya çalışacaksınız. Çünkü bu işlerden rahatsızsınız. 'AK PARTi iktidarında, bunlar nasıl olur' diye düşünüyorsunuz'' diye konuştu.

-''BUNA İTEN BİR SEBEP VAR''-

(12)

KKTC'nin İstanbul'daki İKÖ toplantısında, Kıbrıs Türk Devleti olarak kabul edildiğini, bazı İKÖ üyesi ülkelerde temsilcilikler açtığını dile getiren Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sayın Denktaş'a olan saygım, kişisel saygımdır. Orada verdiği

mücadelelerle ilgili saygım... Bunların hepsi mahfuzdur. Ama KKTC'yi, ülkemi rahatsız edecek yaklaşımları, sorumluluk mevkinde olan insan olarak, şüphesiz ki açıklamak zorunda olduğum bir olaydır. Buna iten bir sebep de var ki bu açıklamayı yapmak durumunda kaldım. Biz bazı şeylerde hassasiyet taşıyoruz. Onu da özellikle vurgulamam lazım.''

-''SOSYAL YÖNÜ AĞIR BASIYOR''-

Başbakan Erdoğan, 2007 bütçesinin sosyal yönünün ağır bastığına işaret ederek, özürlülerin eğitimi için ayırdıkları tutarın, bu dönemde daha da artığını belirtti. Kimsesiz çocukların, yuva ve yurtlardaki bakımı için ayırdıkları ödeneği de artırdıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, çocuklarına bakamayan ailelere, ayni, nakdi yardım olarak 48.3 milyon YTL, yaşlıların bakımı için 79 milyon YTL ödenek ayrıldığını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, Halk Bankası'na aktarılan ödeneği 172 milyon YTL'ye yükseltiklerini, sosyal güvenliği olmayanların sağlık giderleri için ayırdıkları payı artırdıklarını söyledi.

(13)

En fazla payı, Milli Eğitim Bakanlığına ayırdıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, 2007'de, KÖYDES ve BELDES projeleriyle suyu ve yolu olmayan köy ve beldelerin kalmayacağını söyledi. Kendilerinden önce Türkiye'nin milli gelirinin 180 milyar dolar olduğunu belirten

Başbakan Erdoğan, bu gelirin üzerine 210 milyar dolar daha eklediklerini ifade etti.

Referanslar

Benzer Belgeler

İşte onun için 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’ta veriyoruz, bugün Sivas’tan başlıyoruz ve bugün Sivas’tan ya Allah bismillah diyoruz?. Bugün Sivas’tan bir kez

Kardeşlerim, Kütahya her zaman olduğu gibi bizim gururumuz.. Kütahya, bu aziz milletin

İnşallah şu anda konuyla ilgili etüt proje çalışmaları devam ediyor, inşallah Yozgat’ımızı da bu noktada artık yurt dışındaki akrabaların gidişi-gelişi, her şeyi

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

İşte şimdi bir avukat olarak, bir hukukçu olarak inşallah, hak nedir, hukuk nedir, Celal kardeşim burada inşallah yılların bir Büyükçekmecelisi olarak size bu emeği verecek..

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin

Ona şöyle bir baktığımızda şunu görüyoruz: Gıda tarımda yaklaşık 1,5 katrilyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon,