• Sonuç bulunamadı

Başbakan Erdoğan ın Gaziantep İl Kongresi konuşmasının tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Erdoğan ın Gaziantep İl Kongresi konuşmasının tam metni"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Erdoğan’ın Gaziantep İl Kongresi konuşmasının tam metni

Mayıs 07, 2012 - 3:59:16

Saygıdeğer Divan, sevgili yol arkadaşlarım, sevgili Gaziantepliler, hanımefendiler, beyefendiler; bugün bir kez daha sizleri sevgiyle, saygıyla, hasretle selamlıyorum.

AK PARTi Gaziantep 4. Olağan İl Kongremizin Gaziantep’e, ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan temenni ediyorum.

Teşkilatımızın tüm mensuplarına, İl Başkanlığımızdan sandık müşahitlerimize, Gençlik Kollarımızdan Kadın Kollarımıza kadar Gaziantep’te AK PARTi’ye gönül vermiş, emek vermiş tüm kardeşlerimi yürekten kutluyor, her birinize tek tek teşekkür ediyorum.

Gaziantep, 3 Kasım 2002 seçimlerinde yüzde 40 oy oranıyla AK PARTi demiş, AK PARTi’yi bağrına basmıştı. Gaziantep, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde bu kez yüzde 59 oy oranıyla yine AK PARTi demişti. Son 12 Haziran seçimlerinde hemen 3 gün önce buraya, Gaziantep’e geldim. 9 Haziran’da seçimden önceki Perşembe günü burada muhteşem bir miting, muhteşem bir kucaklaşma

gerçekleştirdik. Yaklaşık 1 yıl önce 9 Haziran’da Gaziantep’e aynen şu şekilde seslenmiştim: Ey Gaziantep demiştim, şunu bil ki şu anda Halep’in, Şam’ın gözü senin üzerinde. Şunu bil ki şu anda Beyrut’un, Kahire’nin, Kabil’in, Bağdat’ın gözü senin üzerinde. Nablus, Ramallah, Gazze, Kudüs şu anda seni izliyor. 12 Haziran’da öyle bir mühür vurun ki, tüm Ortadoğu sevinç çığlıkları atsın. 12 Haziran’da öyle bir karar verin ki, Erbil, Süleymaniye, Dohuk, Kerkük, Musul derin bir nefes alsın. 12 Haziran’da öyle bir AK PARTi deyin ki, dünyanın tüm mazlumlarının, tüm mağdurlarının umudu çoğalsın dedim. İşte Gaziantep 12 Haziran’da kendisinden bekleneni yaptı. Gaziantep 12 Haziran’da yüzde 62 oy oranıyla AK PARTi diye adeta haykırdı.

12 Haziran akşamı biz sevindik, 12 Haziran akşamı Gaziantep sevindi, Türkiye sevindi. 12 Haziran akşamı Ortadoğu sevindi, Kuzey Afrika sevindi, Balkanlar sevindi. Bize bu sevinci yaşattığı için Gaziantep’e teşekkür ediyorum. Bize bu coşkuyu yaşattığınız için sizlere, tüm Gaziantepli kardeşlerime, Teşkilatımıza yürekten teşekkür ediyorum.

Buradan bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum; Gaziantep’in emaneti bizdedir, Gaziantep’in emaneti emin ellerdedir. Allah’ın izniyle Gaziantep’e mahcup olmadık, olmayacağız. Allah’ın izniyle Araban’a, Islahiye’ye, Karkamış’a, Nizip’e, Nurdağı’na, Oğuzeli’ne, Şahinbey’e, Şehitkamil’e,

Yavuzeli’ne mahcup olmayacağız. Allah’ın inayetiyle Karşıyaka’ya, Hacıbaba’ya, Çıksorut’a, Perilikaya’ya, Ünaldı’ya, Hoşgör’e, Vatan’a, Rahmet Deresi’ne Ocaklar’a, Umut Mahallesi’ne, Aydınlar’a mahcup olmayacağız. Gaziantep’in başını öne eğdirmedik eğdirmeyeceğiz. Gaziantep karşısında inşallah yüzümü yere eğmeyeceğiz.

Şunu hiçbir zaman unutmayın sevgili kardeşlerim: Biz, AK PARTi teşkilatı olarak, AK kadro olarak büyüdükçe kibri artan değil büyüdükçe tevazusu artan bir teşkilatız, öyle bir kadroyuz. Biz, oy oranı attıkça böbürlenen değil oy oranı arttıkça sorumluluğu artan bir teşkilatız. Biz, sandıkların kapandığı akşam aldığı yüksek oy oranıyla rahat bir uyku çeken değil tam tersine uykuları kaçan, aldığı

emanetin ağırlığını her bir zerresinde, her bir hücresinde hisseden bir partiyiz.

(2)

Müsaade ederseniz ben şu ceketimi çıkarabilir miyim?

Nasıl olsa 3. dönem deyip rehavete kapılmadık, kapılmayacağız. Nasıl olsa Gaziantep’te yüzde 62 oy aldık, Türkiye’de yüzde 50 aldık, buradan böbürlenmek suretiyle asla ve asla gevşemedik,

gevşemeyeceğiz. Biz, omuzlarımızda yüzde 100’ün, 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının emanetini taşıyoruz. Biz, Türkiye’nin yoksullarının olduğu kadar dünya mazlumlarının da umudu olan bir partiyiz. Onun için hep şunu söyledik: Biz, kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesiyiz.

Sorunları aşmak için çalışmaya devam edeceğiz, Türkiye’yi daha da büyütmek, bunun için çok daha güçlü kılmak için çalışmaya devam edeceğiz. Refahı, huzuru, umudu çoğaltmak, dayanışmayı ve kardeşliği pekiştirmek için gece-gündüz, yağmur-boran demeden koşturmaya devam edeceğiz. Bakın biz, Türkiye’de siyasetin parametrelerini, siyasetin dinamiklerini değiştirmiş, siyaseti temize çıkarmış bir partiyiz.

3 Kasım seçimlerinin hemen ardından ne dediler? İktidar partileri yıpratır dediler, iktidar rehavete yol açar dediler. Bunlar bir dönem kalıcı, sonra gidici dediler. Ardından bunu 22 Temmuz sonrasında söylediler. Hiçbir iktidar partisi 3 dönem oyunu artıramaz dediler, bu sefer son dediler. Bu sefer oyları düşecek dediler. Çünkü bunlar bizi tanımıyor, bunlar işte bu teşkilatı hiç ama hiç tanımıyor. Bunlar bu teşkilattaki coşkuyu, heyecanı, aşkı, sevdayı, hizmet tutkusunu hiçbir zaman anlamadılar,

anlayamıyorlar ve böyle giderse anlayamayacaklar.

Bir kere şunu herkes iyi bilsin: Biz, birileri gibi rant elde etmek için siyaset yapanlardan değiliz. Biz, birileri gibi makam uğruna, iktidar hırsı uğruna yol arkadaşlarını harcayan siyasetçilerden değiliz. Biz, birbirlerine komplolar yapan, birbirinin kuyusunu kazan, yanı başındaki arkadaşlarından kuşkulanacak kadar paranoya içine giren partilerden, siyasetçilerden değiliz. Bizde kardeşlik var, bizde kardeşlik hukuku var, bizde dayanışma var, dava arkadaşlığı var, bizde ahde vefa var, bizde makam değil millet öndedir. Bizde rütbe değil hizmet öndedir. Bizde rekabet değil hayırda yarış öndedir. Bizde

hesaplaşma olmaz, bizde helalleşme olur. İşte biz bu şekilde yolumuza devam ediyoruz. Her gün büyüyerek, hizmetlerimize hizmet katarak, AK PARTi’yi büyüttüğümüz kadar Türkiye’yi de büyüterek yolumuza devam edeceğiz. İşte Gaziantep’e bunun için teşekkür ediyorum.

Bakın, şu solan ortada, Şehitkamil Belediyemiz, İl Genel Meclisimiz, birlikte şu gördüğünüz salonu 2 yılda bitirdiler. Bundan önce yıllar yılı gelirdik Gaziantep’e, işte 1000-1500 kişilik bir salonun içerisinde terden duman olurduk. Başka bir şey yoktu Gaziantep’in. Ama şimdi işte gördüğünüz gibi burada aldığım bilgilere göre 7 bin kişilik şöyle bir salona sahibiz; nereden nereye?

Ya bunlara sorulmaz mı; beyler, sizin aklınız nerede? Siz nelerin veya neyin partisisiniz? Ya bir tane şu koskoca Gaziantep’e, Büyükşehir Gaziantep’e bir tane spor salonu kazandıramayacak kadar, bir kongre merkezi kazandıramayacak kadar siz acizsiniz, zavallısınız, bunları niye yapamadınız? İşte şimdi bakın Gaziantep’imizde modern kongre merkezimiz de var. İşte en son Diyanet İşleri

Başkanlığımız biliyorsunuz Kutlu Doğum Haftasıyla ilgili Peygamberimizden alınacak örneklerle ilgili uluslararası bir toplantıyı burada yaptı. Eğer bu salon olmazsa burada böyle bir toplantı yapılabilir miydi? İşte böyle bir modern kongre merkezi olunca şimdi orada da bu toplantı yapılabiliyor.

Şimdi inşallah Gaziantep’e yakışan stadyumu da yapacağız. Bir tane inşallah daha büyük bir kapalı spor salonunu da yapacağız. İnşallah olimpik yüzme havuzunu da yapacağız ve böylece uluslararası yarışmaların müsabakalarının da yapıldığı bir merkez haline Gaziantep’imiz gelmiş olacak.

Ben ayrıca Gaziantep Teşkilatımızı kutluyorum. Kardeşliği yücelttikleri için, kardeşlik hukukunu muhafaza ettiğiniz için, millete hizmet yolunda pervanelere döndüğünüz için sizleri kutluyor, hepinize şükranlarımı sunuyorum.

(3)

Sevgili kardeşlerim, sevgili Gaziantepliler; şimdi bakın, geçtiğimiz yıl Nisan ayından itibaren komşumuz Suriye’de olaylar yaşanmaya başladı. 1 yıldır devam eden olaylardan başta Gaziantep olmak üzere sınır illerimizin de olumsuz etkilendiğini biliyorum. Suriye, inanıyorum ki bu çalkantılı dönemi evvel Allah geride bırakacak, er ya da geç inşallah Suriyeli kardeşlerimiz rahat bir nefes alacak. Türkiye olarak Suriye halkının derdini, Suriyeli kardeşlerimizin meselesini biz kendi meselemiz olarak gördük, görmeye devam ediyoruz. Ben bu Kongremizin ardından inşallah arkadaşlarımla beraber Kilis’e geçecek, orada sınır bölgesinde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizi ziyaret edeceğim.

Şimdi burada bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Bakın biz, yola çıkarken komşularımızla sıfır sorun politikası dedik. Hiçbir kompleks duymadan, önyargısız, ön kabulsüz şekilde bütün

komşularımızla meseleleri ele aldık, diyalog içinde sorunların üzerine gittik ve çözülemez denilen birçok sorunu çözdük, çözüm yoluna koyduk.

Şunu bir kere herkes bilsin: Sıfır sorun demek, her mesele, her olay karşısında sessiz kalmak değildir.

Sıfır sorun demek, zulme, baskıya, cinayete göz yummak değildir. Sıfır sorun demek, haksızlık karşısında susmak, haksızlık karşısında eğilmek demek değildir. Bugün bize Suriye’yi, bugün bize İsrail’i gösterip sıfır sorun politikamızı değerli kardeşlerim, sorgulayanlar işte bugün nasıl sıfır sorunu anlayamadılarsa, geçmişte de Gazi Mustafa Kemal’in “Yurtta sulh cihanda sulh” politikasını

anlayamadılar, anlamadılar. Bunlar, “Yurtta sulh cihanda sulh” politikasını yan gelip yatmak olarak anladılar. Şimdi de sıfır sorun politikasını zulme, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı boyun eğmek olarak anlıyorlar. Allah aşkına Akdeniz’de uluslararası sularda benim vatandaşıma devlet terörü uygulayan ülkeye karşı biz susacak mıyız? Gazze’de kardeşlerimizi fosfor bombalarıyla katledenlere karşı biz susacak mıyız? Dara’da, Şam’da, Hama’da, Humus’ta, Halep’te, İdlip’te kendi vatandaşlarını acımasızca katledenlere karşı biz susacak mıyız? Bizi eleştiren bu CHP ne yaptı? CHP, geçmişte ne yaptıysa bugün de aynısını yaptı. Geçmişte savaş var diyerek kalktı Hitler’in doğum gününü kutlamak için heyet gönderme kararı aldı. Aman savaş bize bulaşmasın diye, Hitler’e samimi dileklerini,

tebriklerini gönderdiler. Aman biz uzakta duralım diye Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam dediler. On yıllarca İsrail’in bölgedeki haksız, hukuksuz uygulamalarına göz yumdular. On yıllar boyunca gücün önünde eğildiler. Bugün de CHP Genel Başkanı çıkıyor, bir yandan sıfır sorun politikasını eleştiriyor, bir yandan ben geçmişimle gurur duyuyorum diyor, bir yandan da CHP’nin o eski Genel Başkanının izinden gidiyor. Dün, Hitler’e samimi tebriklerini gönderenler bugün de çıksa, değerli kardeşlerim bakın bu çok enteresan, bugün de çıkıyor ne diyor? “Ben olsam Mavi Marmaray’ı Gazze’ye göndermezdim.” Dün, Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam götürenler, bugün de Suriye’deki BAAS rejimini ziyaret edip orada Türkiye’yi eleştiriyorlar. Kendi geçmişlerinde camilerin ahır yapılmasını, kapatılmasını, satılmasını görmeyenler, bugün de aynı şekilde Gazze’deki insanlık dışı vahşeti görmüyor, İsrail’de özgürlük olduğunu savunuyorlar. En küçük ekonomik sıkıntıda IMF’nin önünde el pençe divan duranlar, bugün de bizi IMF ile anlaşmaya zorluyorlar. Bunlar çok zavallı, çok zavallı bunlar. İşte göreve geldik, IMF’ye olan borç neydi? 23,5 milyar dolar. Ah benim değerli

kardeşlerim, küsuratla değil, şöyle kestirmeden vereyim. Bakın şu anda bizim IMF’ye olan borcumuz 2,5 milyar dolar. 23,5 milyar dolardan 2,5 milyar dolara. Ve biz 4 yıldır stand-by anlaşması yapmıyoruz, o işi kenara koyduk.

Sevgili kardeşlerim, bakınız Merkez Bankamızın döviz rezervi göreve geldiğimizde, yani MHP’den, DSP’den, -yani yavru CHP sayılır bir yerde- Anavatan Partisi’nden devraldığımızda iktidarı, Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Şimdi 91 milyar dolar oldu, 91 milyar dolar. İnşallah bu yılsonu 100 milyar dolara ulaşacağız, hedefimiz bu. Güçlü Türkiye bu, güçlü demokrasi bu. Eğer ekonomide böyle bir noktayı yakalarsanız, demokraside de güç kazanırsınız, özgürlüklerde de güç kazanırsınız. İşte şu anda bu başarıldı ve her geçen gün daha iyiye doğru gidiyoruz. Ve şimdi bizim kalkmış dış politikamızı eleştiriyor. Kusura bakmayın, bizim dış politikada ulaştığımız hedeflere, bu

(4)

CHP’nin hayalleri bile erişemez.

Fakat beni mutlu eden bir şey var bu ara, Sayın Kılıçdaroğlu kalktı Bosna Hersek’e gitti. Maşallah camilerden, tekkelerden, türbelerden çıkmadı. Elinde Kur’an’la çok güzel fotoğraf kareleri verdi, inanın sevindik, hoşnut olduk, mutlu olduk. Teşvik de ediyoruz, hayırlı olsun, Allah devamını getirsin inşallah diyoruz. Fakat ardından geldi İstanbul’da Arap Baharı Zirvesi yaptı. Başörtülü Yemenli Tevekkül Hanımla basın toplantısı yaptı, bundan dolayı da kutluyoruz. Peki, ama insana sormazlar mı; Boşnak dindar olunca iyi de, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları, gençleri dindar olunca niye kötü? Yahu Yemenli Hanım başörtülü olunca iyi de, Türk başörtülü olursa örümcek kafalı, öcü mü oluyor?

Üniversitelerde başörtülü olarak kızların okuması için AK PARTi, MHP bir karar aldı ve Meclis’ten bunu geçirdi. Meclis’ten bunu geçirdikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne bunu bozmak için müracaat edenlerin içinde senin de imzan yok muydu Kılıçdaroğlu? Buna ne derler biliyor musun? Buna dürüstlük demezler, buna istismar derler. Bu samimiyetsizliktir, Bosna’da cami, tekke, türbe gezeceksin, ama Türkiye’de Danıştay’a gidip katsayı uygulamasının iptalini isteyeceksin. Yemenli başörtülü hanımı yanına alıp basın toplantısı düzenleyeceksin, ama Anayasa Mahkemesi’ne gidip başörtüsü kararının, kademeli eğitim kararının iptalini isteyeceksin.

İşte bak şimdi 4+4+4 ile ilgili de yine Anayasa Mahkemesi’ne gittiler. Kim? CHP. Seçmeli olarak Kur’an’ın okutulmasına ve Siyer-i Nebi’nin, yani Peygamberimizin hayatının okutulmasına evet karşı çıktılar, bunlar bu. Suriye’ye, Şam’a arkadaşlarını göndereceksin, BAAS rejimine destek vereceksin, sonra gelip buraya Arap Baharı’yla ilgili zirve düzenleyeceksin, Kemal Bey artık maşallah

küreselleşiyor. Ama çark etmede, çarkçılıkta küreselleşiyor. Çark etme konusunda artık sınırları aştı.

Uluslararası çarkçılığa başladı. Bunların, bizim dış politika vizyonumuzu anlama ihtimalleri yok. Biz bugün de politikalarımızın arkasında duruyor, sıfır sorun diyoruz. Ama sorun çıkaranlara karşı da diklenmeden, dik duruyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, yanı başımızda Suriye’de kardeşlerimiz katledilirken, biz sessiz, tepkisiz, elimiz kolumuz bağlı oturamayız. Yanı başımızda Irak’ta mezhep çatışması yaşanırken, mezhep farklılıkları tahrik edilirken biz elimiz kolumuz bağlı oturamayız. Yanı başımızda Gazze’de, Kudüs’te insanlık onuru çiğnenirken, biz oradaki kardeşlerimize sırtımızı dönemeyiz. Biz bu bölgede artık barış istiyoruz, biz bu bölgede istikrar istiyoruz, güvenlik istiyoruz, huzur ve refah istiyoruz. Biz sadece ve sadece kardeşlerimizin huzuru ve güvenliği, refahı için

mücadele veriyoruz. Gaziantep, Mardin, Kilis, Şanlıurfa, Hatay illerimiz hiç endişe etmesinler; inşallah Suriyeli kardeşlerimiz bu badireyi de atlatacak. İnşallah Suriye’de tüm Suriyelilerin egemen olduğu yeni bir süreç er ya da geç başlayacaktır. Suriye’de halkın iradesi iktidara gelene kadar oradaki kardeşlerimizin hakkını savunmaya ve değerli kardeşlerim, oradan gelen kardeşlerimizi misafir etmeye, bağrımıza basmaya devam edeceğiz. İnşallah bu sıkıntılı günler aşılacak. Daha bir muhabbetle, hasretle inşallah kardeşler kucaklaşacak.

Değerli kardeşlerim, sevgili yol arkadaşlarım; Gaziantep’i yaptığımız hizmetlerle çok farklı bir yere getirdik. İşte şimdi gelirken havaalanından yeni bitirdiğimiz çevre yolundan geldik. Hamd ettim

Rabbime, Yarabbi bize bu günleri de gösterdin. Zira 15 yıl, 20 yıl önce böyle bir hava alanı yoktu zaten.

Hava alanından Gaziantep’e gelirken tek şeritte gider gelirdik, böyle bir Gaziantep var. Tabi bunlar, Gaziantep’e yakışan şeyler değildi. Ama bakın 9,5 yılda Gaziantep ne hale geldi. Hava alanıyla, şehre duble yollardan girişiyle, kavşak düzenlemeleriyle, şimdi çevre yoluyla, inşallah bu çevre yolunu da yakın bir zamanda açacağız. Bugün bu yoğunluğun içine bu açılışı koymayalım dedik. İnşallah bir açılış töreni ona yakışacak özel olarak resmi açılışını yapacağız. Ve bu remi açılışla birlikte Gaziantep tabi çok daha farklı bir konuma gelecek.

Burada Gaziantep’te sanayicimiz çalışıyor, çiftçimiz, esnafımız çalışıyor, belediyelerimiz çalışıyor. Biz de kamu olarak Gaziantep’e hizmet akıtmaya devam ediyoruz. Gaziantep-Şanlıurfa Yolunu artık bitirme noktasına geldik. Şanlıurfa-Habur, Ankara-Niğde oto yollarını da yaparak Edirne’den Habur’a kesintisiz bağlantıyı Gaziantep üzerinden sağlamış olacağız.

(5)

Gaziantep, baraj projeleriyle, sulama projeleriyle Güneydoğu’nun, GAP’ın değil artık Ortadoğu’nun, artık dünyanın bir tarım merkezine, sanayi ve ticaret merkezine, eğitim merkezine dönüşüyor.

Gaziantep’e hamd olsun 2 vakıf üniversitesi kazandırdık. Merkez ve ilçelere yaptığımız ve yapacağız hastanelerle Gaziantep’i aynı zamanda bir sağlık merkezine dönüştürüyoruz. Tabi buraya da dev bir şehir hastanesini inşallah kuruyoruz.

9 Haziran’daki mitingimizde söz verdiğimiz gibi Gaziantep’e 1470 yataklı bir şehir hastanesini kuruyoruz. Ve bu yıl içinde inşallah ihalesini yapacak ve adımlarını atacağız, bunun da çalışmalarını başlattık. Gaziantep’e uluslararası boyutta 5 müze kazandırdık. Alleben Göleti, Gezegen Evi, Raylı Sistem, Mozaik Müzesi, kentsel dönüşüm ve restorasyonla Gaziantep’in çehresini tümden değiştirdik.

Gaziantep’te değerli kardeşlerim, bütün bu talihsiz geçmişe rağmen bugün farklı bir dönemi yaşıyoruz.

Ve Devlet Demir Yolları-Gaziantep Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile Gaziantep’in kent içi ulaşımına önemli katkı yapacak Gaziray’ı hayata geçiriyoruz, bu çok çok önemli. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Başpınar istasyonundan başlayarak Gaziantep merkezden geçmek suretiyle Küçük Sanayi

Bölgesindeki Mustafa Yavuz istasyonları arsındaki 22 kilometrelik kesimi banliyö hattı yapacağız.

Projenin şu an ihale değerlendirme çalışmaları devam ediyor. Allah’ın izniyle, sizlerin desteğiyle, sizlerin çalarıyla Gaziantep’i daha büyütmeye, daha da güzelleştirmeye devam edeceğiz.

Ben burada Gaziantep’e yaptığımız tüm yatırımları tek tek anlatacak değilim, çok vakit alır. Fakat basit, özet olarak Gaziantep’te biliyorsunuz yola çıkarken söylediğimiz gibi 4 temel taş üzerinde Türkiye’yi yücelteceğiz. Eğitim dedik, 9,5 yılda 4 bin 980 adet derslik yaptık Gaziantep’te.

Okullarımıza 14 bin 193 adet bilgisayar gönderdik. 428 bilgisayar teknolojisi sınıfı kurduk. Şimdi FATİH Projesi’ne girdik ve bu kapsamda Gaziantep için ilk etapta altmış sekiz ortaöğretim okuluna, maliyeti yeni rakamla 7 milyon 644 bin Türk Lirası olan 1986 adet malzemeyi alıp gönderiyoruz. Gaziantep Üniversitesi bünyesinde 10 fakülte, 1 enstitü, 2 yüksek okul, 5 meslek yüksek okulu, 8 tane de araştırma ve uygulama merkezini hizmete açtık.

Biraz önce de ifade ettiğim gibi, Gaziantep’e 2 yeni üniversite kazandırdık. 2008’de eski adıyla Gazi iken yeni adıyla Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ni, 2009’da da Zirve Üniversitesi’ni kurduk.

Kredi Yurtlar Kurumumuz aracılığıyla 2010 yılında 300 kapasiteli kız yurdumuzu hizmete açtık. Bu sene yatırım programımızda olan Nizip’te 500, Gaziantep’te 1000, Gaziantep Gazikent’te 300

kapasiteli yurt projeleri yer alıyor. Kredi Yurtlar Kurumumuz aracılığıyla Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de öğrencilerimizi maddi bakımdan destekliyoruz. Bakın 2002 yılında devletten burs ve kredi alan öğrenci sayısı neydi biliyor musunuz? 451 bin 550. Bu kadar kişiye burs ve kredi veriliyordu, bunu gençlerin iyi takip etmesi lazım. Bugün burs ve kredi verdiğimiz öğrenci sayısı ne oldu biliyor musunuz? 1 milyon 173 bin. Şimdi ben soruyorum, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli; ya yolsuzlukların olduğu bir iktidar, bu yolları, bu eğitim kurumlarını, öğrencilere bu bursları nereden verecek? Merkez Bankası’nın rezervini 27,5 milyar dolardan 91 milyar dolara nasıl çıkaracak? Sizin borçlandığınız IMF’ye 23,5 milyar doları 2,5 milyar dolara nasıl indirecek? Ya siz borçlandınız biz ödedik ya.

Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmış, biz gelmişiz 9,5 yılda 15 bin kilometre bölünmüş yol yapmışız; aramızdaki fark bu. Göreve geldik, 76 tane üniversitesi var Türkiye’nin, şimdi 165 üniversitesi var, 81 vilayetin tamamında üniversite var. Yolsuzlukları olan bir iktidar bunları yapabilir mi? İşte yolsuzlukları olanlar ortada, biz gelmeden önce Ziraat Bankası

batıyordu, Halk Bankası batıyordu, Vakıfbank batıyordu. Ve bunlar o batak durumdayken ne diyorlardı?

Söyledikleri şey, görev zararı. Görev zararı demek suretiyle milleti aldatıyor ve Ziraat Bankası’nı güya kurtaracaklardı. Biz geldik, şimdi Ziraat Bankası, Avrupa’nın en karlı bankalarından bir tanesi haline geldi. Halkbank öyle, Vakıfbank öyle. Ve şu anda dünyada rasyo yüzde 8’dir, ama hamdolsun bizde şu anda yüzde 18-18,5’larda, buralardayız. Bu nedir, bu? İşte bu güçlü finans sistemini biz kurduk. Biz buradayız.

(6)

Üniversite öğrencilerinin kredi ve burs miktarı neydi biliyor musunuz 2002’de, ne veriyorlardı gençlerimize? 45 liracık. Biz ne veriyoruz şimdi? 260 lira veriyoruz, 260 lira. Ama yetmedi, yetmedi, beslenme olarak ne veriyorlardı? 15 lira. Biz ne veriyoruz? 180 lira. Fark bu, bak nereden nereye.

Sevgili kardeşlerim, ikisini topladığımız zaman ne yapar? 440 lira yapar lisans öğrencilerine ödediğimiz para. Master öğrencilerimize ne veriyoruz? Şu anda iki kat artırdık, 520 lira veriyoruz.

Doktora öğrencilerin ne veriyoruz? Üç kat arttırdık, 780 lira veriyoruz burs ya da kredi.

Sevgili kardeşlerim, biz bu denli gençliğimizle hamdolsun sahip çıkmak suretiyle el ele yürüyoruz.

Sağlıkta şu 9,5 yılda 259 milyon Gaziantep’e harcama yaptık; eksi rakamla 259 trilyon ve yapımına bizden önce başlanan bütün eserleri biz bitirdik. Ama Şehir Hastanesi, inşallah Gaziantep’imiz için bambaşka bir eser olacak, bambaşka, devasa bir eser olacak.

Ve ben şimdi diğer ilçelerde nerede ne bitirilmiş sağlıkta, bunlara girecek değilim, ama bir örnek vereceğim. Bakınız, Gaziantep’te 2002’de MR cihazı yoktu biliyor musunuz, MR cihazı yoktu. Biz geldik kamu ve özel sektörde şimdi Gaziantep’te 15 MR cihazı var. Bu ne demektir? Yani bizden önce

Gaziantep’te MR çekilmesi gereken bir vatandaş MR olan illere gönderiliyordu; bu, bu demekti.

Bir başka olay diyaliz, biliyorsunuz çok çok gerekli olan bir cihaz. Biz geldiğimizde koskoca

Gaziantep’te kaç diyaliz cihazı vardı biliyor musunuz? 90, bununla veriliyordu bu hizmetler. Şimdi 251 diyaliz cihazı var Gaziantep’imizde.

Gaziantep Adalet Sarayını biz tamamladık, 2008 yılında hizmete açtık. Islahiye Adalet Sarayı inşaatını ve Nizip Adalet Sarayı inşaatını bitirdik, açılışa hazır gele getirdik. Önümüzdeki günlerde inşallah faaliyete geçireceğiz.

Sevgili kardeşlerim, tabi burada bir şeyi özellikle söylemem lazım; Cumhuriyet tarihinde Gaziantep’e yapılmış bölünmüş yolun iki katını biz yaptık bu dönemde.

Gaziantep-Nusaybin demir yolu hattının yol yenilemesi ki bunu da 100 yıl aradan sonra yine biz yaptık.

Gaziantep-Nurdağı yüksek standartlı yeni demir yolu projesi, Bahçe-Nurdağı varyant projesi ve Osmaniye-Adana ikinci demir yolu hattı yapım projelerini başlattık. İnşallah bütün projelerin

tamamlanmasıyla birlikte, Gaziantep demir yolu taşımacılığı açısından da bölgesinin en önemli lojistik üssü haline gelecek.

Orman ve Su İşleri olarak Gaziantep ilimize 432 trilyonluk yatırım yaptık, yani 432 milyon. Ve

Gaziantep acil içme suyu projesi, Gaziantep acil içme suyu ishale hattını tamamlayarak şehrin acil su ihtiyacını temin ettik. Bu tesislerle Gaziantep’e yılda 47 milyon metreküp içme suyu sağlandı.

Şimdi de değerli kardeşlerim, yeni su temin projesi için Çetintepe Barajının yapılması kararını aldık.

Temeli atılıp tamamen unutulmuş olan Kayacık Barajının acilen tamamlanması talimatını vermiştim, biliyorsunuz orayı tamamladık, açılışını yaptık, şimdi onun yanına Doğanpınar Barajını da yapıyoruz.

Belkıs-Nizip pompaj sulaması, Kayacık sulaması ve diğer sulama projelerinin inşaatı da hızla devam ediyor.

Ardıl Barajının projelerinin hazırlanmakta olduğunu ve bu yıl temelinin atacağının da müjdesini vermek istiyorum.

(7)

Gaziantep’te 2002’de değerli kardeşlerim, verilen desteklerle daha sonra bizim verdiğimiz destekler zaten mukayese edilmez.

Şimdi diyorum ki, durmak yok, yola devam.

İnşallah bu Teşkilat bugüne kadar olduğu gibi değerli kardeşlerim, bundan sonra da görevini hakkıyla yerine getirecektir. Bundan hiç endişem yok. Sizlere inanıyorum, sizlere özellikle güveniyorum.

Sevgili kardeşlerim, benim sizden istediğim şudur: Biz Ankara’da, tüm Türkiye’de, tüm uluslararası camiada çalışıyoruz, koşturuyoruz, ama yeterli değil. Diyorum ki, Gaziantep’te de İl Teşkilatımız, ilçe teşkilatımız ve bütün beldeler, Kadın Kollarımız, Gençlik Kollarımız el ele kapı kapı dolaşacağız, kapı kapı bu yapılanları anlatacağız. Yüz yüze, göz göze bunu yaptığımız zaman, bunun tesiri çok daha farklı olur.

Onun için, ben bugüne kadar Teşkilatımızda emeği geçen tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum, kutluyorum.

Şimdi bu dönemde yine görev alacak olan kardeşlerime şimdiden başarılar diliyorum.

4. Olağan İl Kongremizin hayırlara vesile olmasını, ülkemiz için, milletimiz için, Gaziantep’imiz ve tüm Gazi şehrimiz için hayırlı vesile olmasını diliyor, sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum.

Yolumuz açık olsun, geleceğimiz aydınlık olsun diyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

İşte onun için 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’ta veriyoruz, bugün Sivas’tan başlıyoruz ve bugün Sivas’tan ya Allah bismillah diyoruz?. Bugün Sivas’tan bir kez

Kardeşlerim, Kütahya her zaman olduğu gibi bizim gururumuz.. Kütahya, bu aziz milletin

İnşallah şu anda konuyla ilgili etüt proje çalışmaları devam ediyor, inşallah Yozgat’ımızı da bu noktada artık yurt dışındaki akrabaların gidişi-gelişi, her şeyi

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

("Hayır" sesleri) Tam tersine Türkiye büyüdü, Türkiye güçlendi, Türkiye daha özgür, daha demokratik, daha öncü bir ülke oldu?. Bütün o yasakların, bütün

İşte şimdi bir avukat olarak, bir hukukçu olarak inşallah, hak nedir, hukuk nedir, Celal kardeşim burada inşallah yılların bir Büyükçekmecelisi olarak size bu emeği verecek..

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin