• Sonuç bulunamadı

Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne tam üyelik sürecinde ortaklık ilişkisinin konumu ve Gümrük Birliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne tam üyelik sürecinde ortaklık ilişkisinin konumu ve Gümrük Birliği"

Copied!
157
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

DOKUZ EYLÜL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ AVRUPA B RL ANAB L M DALI

AVRUPA B RL PROGRAMI YÜKSEK L SANS TEZ

TÜRK YE’N N AVRUPA B RL

’NE TAM ÜYEL K

SÜREC NDE ORTAKLIK L K S N N KONUMU VE

GÜMRÜK B RL

Nuriye TÜRK

Dan man

Yrd. Doç Dr. Hac& CAN

(2)

Yemin Metni

Yüksek Lisans Tezi olarak sundu-um “Türkiye’nin Avrupa Birli-i’ne Tam Üyelik Sürecinde Ortakl k li kisinin Konumu ve Gümrük Birli-i” adl çal man n, taraf mdan, bilimsel ahlak ve geleneklere ayk r dü ecek bir yard ma ba vurmaks z n yaz ld - n ve yararland - m eserlerin kaynakçada gösterilenlerden olu tu-unu, bunlara at f yap larak yararlan lm oldu-unu belirtir ve bunu onurumla do-rular m.

Tarih ..../..../... Ad SOYADI

(3)

YÜKSEK L SANS TEZ SINAV TUTANA I Ö,rencinin

Ad& ve Soyad& : Nuriye TÜRK Anabilim Dal& : Avrupa Birli,i

Program& : Avrupa Birli,i

Tez Konusu :Türkiye’nin Avrupa Birli,i’ne Tam Üyelik

Sürecinde Ortakl&k li7kisinin Konumu ve Gümrük Birli,i

S&nav Tarihi ve Saati :

Yukar da kimlik bilgileri belirtilen ö-renci Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün ……….. tarih ve ………. say l toplant s nda olu turulan jürimiz taraf ndan Lisansüstü Yönetmeli-i’nin 18. maddesi gere-ince yüksek lisans tez s nav na al nm t r.

Aday n ki isel çal maya dayanan tezini ………. dakikal k süre içinde savunmas ndan sonra jüri üyelerince gerek tez konusu gerekse tezin dayana- olan Anabilim dallar ndan sorulan sorulara verdi-i cevaplar de-erlendirilerek tezin,

BABARILI OLDU UNA C OY B RL C

DÜZELT LMES NE C* OY ÇOKLU U C

REDD NE C**

ile karar verilmi tir.

Jüri te kil edilmedi-i için s nav yap lamam t r. C***

Ö-renci s nava gelmemi tir. C**

* Bu halde adaya 3 ay süre verilir. ** Bu halde aday n kayd silinir.

*** Bu halde s nav için yeni bir tarih belirlenir.

Evet Tez burs, ödül veya te vik programlar na (Tüba, Fulbright vb.) aday olabilir. C Tez mevcut hali ile bas labilir. C Tez gözden geçirildikten sonra bas labilir. C

Tezin bas m gereklili-i yoktur. C

JÜR ÜYELER MZA

……… L Ba ar l L Düzeltme L Red ………... ………L Ba ar l L Düzeltme LRed ………... ………...… L Ba ar l L Düzeltme L Red ……….……

(4)

ÖZET Yüksek Lisans Tezi

Türkiye’nin Avrupa Birli,i’ne Tam Üyelik Sürecinde Ortakl&k li7kisinin Konumu ve Gümrük Birli,i

Nuriye Türk Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birli,i Anabilim Dal&

Avrupa Birli,i Program&

Türkiye ile Avrupa Toplulu,u (AT) aras&ndaki ili7kiler, 1 Aral&k 1964 tarihinde yürürlü,e giren ve Topluluk ile Türkiye aras&nda ortakl&k ili7kisinin kurulmas&n& sa,layan Ankara Anla7mas&’na dayanmaktad&r. Nihai hedefi tam üyelik olarak belirleyen Ortakl&k Anla7mas& 1973’de yürürlü,e giren Katma Protokol ile desteklenmi7tir. Anla7man&n temelinde üç a7amada tesis edilen Gümrük Birli,i bulunmaktad&r ve 1/95 say&l& Ortakl&k Konseyi Karar& uyar&nca 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle Türkiye ile Topluluk aras&nda gümrük birli,i gerçekle7tirilmi7tir. Ancak, AB’ye tam üyelik ile e7 zamanl& olarak gerçekle7tirilmeyen ve bu nedenle de tam üyelik sürecini zedeledi,i iddia edilen Gümrük Birli,i Türkiye’nin AB’nin ortak ticaret politikalar&nda söz sahibi olmaks&z&n bu politikalara tek tarafl& olarak uymas& zorunlulu,unu do,urmu7tur. Ortakl&k ili7kisi bu süreçte geli7irken Türkiye 1987 y&l&nda tam üyelik ba7vurusu yapm&7 ve 1999 Helsinki Zirvesi’nde aday ülke olarak tan&nm&7t&r. 3 Ekim 2005 tarihinde ise üyelik için çok önemli bir ad&m olan kat&l&m müzakereleri ba7lam&7t&r.

Türkiye Avrupa Birli,i’ne tam üye olmaks&z&n AT ile gümrük birli,ine girmi7 tek ülkedir. Ortakl&k ili7kisi ele al&nd&,&nda bu durumun tam üyelik yolunda geçici bir statü oldu,u dü7ünülebilir. Ortakl&k ili7kisinin AB’ye üyelik sürecinde özellikle iç pazara ili7kin ba7l&klarda uyumu h&zland&raca,& ve üyelik ili7kisinin kurulmas& sürecini kolayla7t&raca,& ifade edilebilir. Bu çal&7mada, ortakl&k ili7kisinin tam üyelik sürecindeki konumu incelenmektedir. Bu incelemeyi yapabilmek için ortakl&k ili7kisinin hukuksal ve teknik bir analizinin yap&lmas& zorunludur. Bu nedenle çal&7man&n ilk bölümünde Türkiye-AT ortakl&k ili7kisinin temelleri ile bu temellerin kurulmas&n&n nedenleri ve süreçte ya7anan sorunlar incelenecektir. Türkiye’nin Avrupa Birli,i Üyelik Süreci ve Gümrük Birli,inin Muhtemel Etkilerinin ele al&naca,& ikinci bölümde Türkiye’nin Avrupa Birli,i’ne tam üyelik konusu ve ortakl&k ili7kisi ile ba,lant&s& ele al&nacakt&r. Son bölümde ise, Türkiye’nin Avrupa Birli,i’ne üyelik perspektifi irdelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Birli-i, Türkiye-AB li kileri, Türkiye-AT Ortakl - ,

(5)

ABSTRACT Master’s Thesis

Place of Association Relationship in the Process of Turkey’s Full Membership to the European Union and Customs Union

Nuriye TÜRK Dokuz Eylül University Institute of Social Sciences Department of European Union Programme of European Union

The relations between Turkey and European Community (EC) is based on the Ankara Agreement which entered into force on 1 December 1964 and established an association between Turkey and the Community. Association agreement which set the eventual target as full membership has been supported by the Additional Protocol which came into force in 1973. The Agreement is based on customs union which is structured on three phases, and the customs union between Turkey and the Community entered into force on 1 January 1996 in accordance with the decision no 1/95 of Association Council. The customs union did not come into effect concurrently with full membership and thus it is claimed that it has been harming full membership process. Thus it has created a necessity to comply with the common trade policy of the EU without having a word in the formulation of these policies. While the association has been developing in this process, Turkey applied for full membership in 1987 and was granted candidacy status in 1999 Helsinki European Council. Accession negotiations which constitute a significant step for full membership started on 3 October 2005.

Turkey is the only country having a customs union without being a member of the EC. Regarding the association between Turkey and EC, it could be said that this is a temporary situation. It could be said that association relationship would accelerate the harmonization in the chapters related with the single market and facilitate full membership in the accession process. In this study, the place of association relationship in the full membership process is examined. To study on this topic, judicial and technical analysis of association relationship is essential. Therefore, the foundation of the association between Turkey and the EC, the reasons for this foundation and the problems occurred during this process will be examined in the first section. In the second section in which accession process of Turkey in the EU and the possible implications of customs union are handled, the issue of Turkey’s full membership and the relationship between full membership and association relationship will be examined. In the last section, Turkey’s accession perspective to the EU will be analyzed.

Key Words: European Union, Turkey-EU Relations, Association between Turkey

(6)

TÜRK YE’N N AVRUPA B RL ’NE TAM ÜYEL K SÜREC NDE ORTAKLIK L K S N N KONUMU VE GÜMRÜK B RL YEM N METN ii TUTANAK iii ÖZET iv ABSTRACT v Ç NDEK LER vi KISALTMALAR ix G R B 1 B R NC BÖLÜM

ÜYEL E HAZIRLIK DÖNEM OLARAK TÜRK YE AVRUPA

(EKONOM K) TOPLULU U ORTAKLI I

1.1.TÜRK YE’N N AB BÜTÜNLEBME PROJES NE DÂH L OLMA

NEDENLER 4

1.2.TÜRK YE’N N BU STEM NE AVRUPALI DEVLETLER N YAKLABIMI

VE TÜRK YE’YE B Ç LEN ORTAKLIK L BK S 9

1.3.ORTAKLIK L BK S TEMEL NDE BÜTÜNLEBME SÜREC N N GEL B M 17

1.3.1. Ankara Anla mas n n mzalanmas 17

1.3.2.Türkiye-Avrupa Toplulu-u Ortakl - n n Geçi Dönemi/Katma Protokol 31 1.3.3.Ortakl k li kisinin Uygulanmas nda Ortaya Ç kan Sorunlar 38 1.3.4.Türkiye-Avrupa Toplulu-u Ortakl - n n Son Dönemi: 1/95 Say l Ortakl k

Konseyi Karar 42

K NC BÖLÜM

TÜRK YE’N N AVRUPA B RL ÜYEL K SÜREC VE GÜMRÜK

B RL N N MUHTEMEL ETK LER

2.1. TÜRK YE’N N TAM ÜYEL K BABVURUSU VE GÜMRÜK B RL 45

2.2.TÜRK YE’YE ADAYLIK STATÜSÜ TANINMASI 48

2.3.TÜRK YE Ç N KATILIM ÖNCES STRATEJ 53

2.4.HELS NK Z RVES SONRASINDA TÜRK YE-AB L BK LER VE

(7)

2.5.GÜMRÜK B RL N N KURULMASIYLA TÜRK YE-AB EKONOM K

BÜTÜNLEBMES N N SA LANMASI 59 2.5.1.Kopenhag Ekonomik Kriterleri Aç s ndan Türkiye’nin lerlemesi 60

2.5.2.Gümrük Birli-inin Ekonomik Etkileri 64

2.6.GÜMRÜK B RL N N TAM ÜYEL K SÜREC ÜZER NE ETK LER 72 2.6.1.Tam Üyeli-i H zland r c Bir Etki Olarak Gümrük Birli-i 79 2.6.2.Tam Üyeli-i T kay c Bir Etki Olarak Gümrük Birli-i 81 2.7.TAM ÜYEL N GERÇEKLEBMEMES DURUMUNDA GÜMRÜK

B RL N N GELECE 83

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRK YE’N N AVRUPA B RL ’NE TAM ÜYEL K PERSPEKT F

3.1.TÜRK YE’N N AVRUPA B RL ’NE ÜYEL K SÜREC NDE ORTAYA

ÇIKAN TEMEL SORUNLAR 90

3.1.1.K br s Sorunu ve Gümrük Birli-ine Yans malar 90 3.1.2.Türkiye’nin Ulusal Egemenli-in Devri Sorunu 95 3.1.3.Nüfusun Türkiye’nin AB Üyeli-ine Etkileri 98

3.1.4.Kültürel Dini Farkl l klar 101 3.1.5.Türkiye’nin Üyeli-i Yerine, “Özel Statü” Önerilmesi 104

3.2.TÜRK YE’N N AB’YE ÜYEL NE YÖNEL K SENARYOLAR 109

3.2.1.Türkiye’nin Üyeli-inin AB’ye Etkileri ve AB Ülkelerinin Türkiye’ye

Olumsuz Yakla mlar 110

3.2.2.Mevcut Ko ullarda Tam Üyeli-in Türkiye’ye Etkileri 115 3.2.3.Kal c Koruma Tedbirlerinin Uygulanmas Durumunda Türkiye’nin AB’ye

Üyeli-inin Etkileri 122

3.2.4.Gümrük Birli-i’nin Serbest Ticaret Anla mas na Dönü türülmesinin

Türkiye’ye Etkileri 128

SONUÇ 133

(8)

KISALTMALAR

AA Ankara Anla mas

AB Avrupa Birli-i

AP Avrupa Parlamentosu

AET Avrupa Ekonomik Toplulu-u

AT Avrupa Toplulu-u

bkz. Bak n z

COREPER Daimi Temsilciler Komitesi DPT Devlet Planlama Te kilat

EFTA Avrupa Serbest Ticaret Alan

GATT Tarifeler ve Ticaret Genel Anla mas

GB Gümrük Birli-i

KP Katma Protokol

KPK Karma Parlamento Komisyonu

NATO Kuzey Atlantik Pakt

OECD Ekonomik birli-i ve Kalk nma Örgütü

OGT Ortak Gümrük Tarifesi

OKK Ortakl k Konseyi Karar

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TGT Türk Gümrük Tarifesi

TRIPs Fikri Mülkiyet Haklar n n Ticaretle lgili Veçheleri Konusunda Anla ma

(9)

G R

Türkiye ile Avrupa Toplulu u (AT) aras ndaki ili kiler, 1 Aral k 1964 tarihinde yürürlü e giren ve AT ile Türkiye aras nda ortakl k ili kisinin kurulmas n sa layan Ankara Anla mas ’na dayanmaktad r. Bu anla man n temelinde üç a amada tesis edilen Gümrük Birli i bulunur. Ortakl k Anla mas 1 Ocak 1973’de yürürlü e giren Katma Protokol ile desteklenmi tir. Ankara Anla mas ve Katma Protokol gibi hukuksal belgeler Türkiye-AT ortakl k ili kilerini “kar l kl ve dengeli yükümlülükler” çerçevesinde geli tirmi tir.

Türkiye 1970’li y llarda içinde bulundu u ekonomik krizler ve baz siyasi tercihlerle Katma Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaç nm t r. Bunun sonucunda AT da kendi yükümlülüklerini aksatmaya ve ortakl k ili kisinin geli tirilmesi istikametinde çaba harcamaktan kaç nmaya ba lam t r. Ba lang çta sadece ekonomik olan sorunlar, 12 Eylül döneminde ve Yunanistan’ n 1980’de Toplulu a tam üye olmas yla siyasi boyutlar da kazanmaya ba lam t r. AT-Türkiye ili kileri dondurulmu ve mali i birli ine son verilmi tir. Katma Protokolün ise sadece ticari hükümleri i lemeye devam etmi , di er bütün hükümleri at l kalm t r.

Türkiye, ili kilerin 6 y l süreyle donmas ndan sonra 14 Nisan 1987 tarihinde Avrupa Birli ine tam üyelik müracaat nda bulunmu tur. Fakat bu ba vuruya ili kin Komisyon olumsuz bir rapor vermi tir. Komisyon “Türkiye ile kat l m müzakerelerinin hemen ba lat lmas n n faydal olmayaca na” kanaat getirerek hem ekonomik hem de siyasi gerekçelerini aç klam , ayr ca “K br s meselesinin” ve Yunanistan ile Türkiye aras ndaki ihtilaf n “olumsuz etkilerinin” alt n çizmi tir. Bu ba lamda Türkiye ve AB tam üyelikten ziyade, gümrük birli inin tamamlanmas yönünde çabalar n yo unla t rm t r. Söz konusu süreç sonunda, Türkiye AB ili kilerinde, Katma Protokol ile öngörülen “son döneme” geçi i sa layan ve Gümrük birli inin tamamlanmas n öngören 1/95 say l Ortakl k Konseyi Karar uyar nca 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle “Türkiye-AB gümrük birli inin tamamlanmas ” hedefi gerçekle tirilmi tir. Ancak, AB’ye tam üyeli i ile e zamanl olarak gerçekle tirilmeyen ve bu nedenle de tam üyelik sürecini zedeledi i iddia edilen

(10)

Gümrük Birli i, Türkiye’nin “tek tarafl ” olarak ba lanmas na neden olmu tur. Bu durumun en önemli göstergesi de GB’nin hemen sonras nda 1997 y l nda AB’nin Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’nin Orta ve Do u Avrupa ülkeleri ve K br s Rum Kesimi’ni kapsayan yeni kat l m sürecinin d nda tutulmas d r. Türkiye’nin Lüksemburg Zirvesinde al nan bu karara sert bir tutum tak nmas Aral k 1999’da AB’nin Helsinki Zirvesi’nde “Türkiye’nin adayl k statüsünün” tan nmas ve di er aday ülkelerle e it ko ullar alt nda de erlendirilmesi yolunu açm t r.

12–13 Aral k 2002 tarihlerinde yap lan Kopenhag Zirvesi’nin Sonuç Bildirgesinde, Konsey’in, 2004 y l Düzenli Clerleme Raporu ve Komisyon’un görü ü

nda, Aral k 2004 tarihli Zirve’de Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdi ine kanaat getirmesi halinde üyelik müzakerelerin gecikmeksizin ba lat laca belirtilmi tir. Kopenhag Zirvesi üyelik müzakerelerinin gecikmeksizin ba lat laca na yönelik yap lan tarihi nitelikteki bu ilk at fta AB-Türkiye ili kilerindeki önemli kilometre ta lar ndan birisi olmu tur.

Avrupa Komisyonu 6 Ekim 2004 tarihinde yay nlad Türkiye Clerleme Raporu ve rapora ba l tavsiye belgesinde, Türkiye’nin siyasi kriterleri gerekli ölçüde kar lad n belirterek, Avrupa Birli ine kat l m müzakerelerinin ba lat lmas önerisinde bulunmu tur. Böylelikle 1963 y l nda kurulan ortakl k ili kisinden beri devam etmekte olan AB-Türkiye ili kilerinde nihai amaç olan tam üyelik yolunda önemli bir ad m at lm t r. Bunu takiben 17 Aral k 2004’te Brüksel’de yap lan Avrupa Birli i Zirvesi’nde Avrupa Konseyi Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdi ine kanaat getirerek 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye ile kat l m müzakerelerinin ba lat lmas n kararla t rm t r. AB, Türkiye’nin müzakere sürecine ba lamas n , Türkiye’nin Güney K br s Rum yönetimini “dolayl ” ve “fiilen” tan mas na ba lam t r.

Avrupa Birli i’nin Türkiye’ye ili kin 2004 y l Komisyon raporlar yla ve AB’nin 17 Aral k 2004 Brüksel Zirvesi’nde Türkiye için öngördü ü “müzakere çerçevesiyle”, Türkiye-AB ili kilerinde olumsuz bir süreç ba lat lm t r. Türkiye’ye, s n rlar, çekinceler getiren bir “kat l m süreci” öngörülmü tür. Bu, “sonucu önceden garanti edilemeyen ucu aç k bir süreçtir”. Bu nedenle 2004 Aral k Zirvesi karar na

(11)

alt çizilerek konmu “ucu aç k” sürecin ve “referandum” benzeri öngörülerin do al sonucu, Türkiye’nin muhtemel AB üyeli ine güveni azaltmakta hatta belirsizli e yol açmaktad r.

Türkiye Avrupa Birli ine tam üye olmaks z n AB ile gümrük birli ine girmi tek ülkedir. Söz konusu gümrük birli i ili kisinin i leyi ini düzenleyen hukuksal mekanizmalar incelendi inde Türkiye’nin AB tek pazar na tek yanl bir bütünle menin bahis konusu oldu u anla lmaktad r. Dolay s yla bu durum tam üyelik yolunda geçici bir statü olarak dü ünülebilir. Bir ba ka deyi le Türkiye’nin AB’ne tam üyeli i konusuyla, AB ile kurdu u ortakl k ili kisinin gelece i aras nda çok önemli bir ba vard r. Bu çal mada, tam üyelik ve ortakl k ili kisi aras ndaki ba lant y ele almay hedeflemekteyiz. Bu incelemeyi yapabilmek için Gümrük birli inin hukuksal ve teknik bir analizinin yap lmas zorunludur. Bu nedenle çal mam z n ilk bölümü “Üyeli e Haz rl k Dönemi Olarak Türkiye-Avrupa (Ekonomik) Toplulu u Ortakl ” ba l n ta maktad r ve bu bölümde Türkiye-AB ortakl k ili kisinin temelleri ile bu temellerin kurulmas n n nedenleri ve süreçte ya anan sorunlar incelenecektir. “Türkiye’nin Avrupa Birli i Üyelik Süreci ve Gümrük Birli inin Muhtemel Etkileri” ba l kl ikinci bölümde de Türkiye’nin Avrupa Birli ine tam üyelik konusu ve bunun ortakl k ili kisi ile ili kisi ele al nacakt r. “Türkiye’nin Avrupa Birli i’ne Tam Üyelik Perspektifi” ba l kl son bölümde de, Türkiye’nin Avrupa Birli i’ne üyelik sürecinde ortaya ç kan temel sorunlar ele al narak Türkiye’nin üyelik perspektifi tart lacakt r.

(12)

B R NC BÖLÜM

ÜYEL E HAZIRLIK DÖNEM OLARAK TÜRK YE AVRUPA

(EKONOM K) TOPLULU U ORTAKLI I

1.1.TÜRK YE’N N AB BÜTÜNLE ME PROJES NE DÂH L OLMA

NEDENLER

1957 y l nda Bat Avrupa’da kurulan ve ileride bir siyasal birli e dönü ece ine inan lan iktisadi bütünle me hareketi k sa sürede Türkiye’nin ilgisini çekmi tir. Ckinci Dünya Sava ertesinde Bat Blo u içinde yer alma karar ndaki Türkiye Cumhuriyeti, NATO’ya kabul edilmesinden sonra, Avrupa Toplulu una da dâhil olmak istemi tir1. Türkiye Avrupa Toplulu u ili kileri resmen, Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Toplulu una 31 Temmuz 1959 tarihinde ortakl k ili kisi kurmak için yapt ba vuru ile ba lam t r. Türkiye’yi Avrupa Bütünle mesi projesine dâhil olmaya iten nedenler siyasal, ekonomik ve kültürel nedenler alt nda de erlendirilebilir.

Türkiye’yi Avrupa Ekonomik Toplulu u ile ortakl k ili kisi kurmaya iten iki önemli siyasal nedenden söz edebiliriz. Bunlardan ilki Sovyetler Birli i’nin Türkiye üzerinde artan bask s , ikincisi ise Yunanistan’ n Avrupa Ekonomik Toplulu u’na yapt ortakl k ba vurusudur. Sovyetler Birli i’nin Ckinci Dünya Sava ’n n hemen sonras nda Türkiye üzerindeki toprak istekleri ve Bo azlar konusunda anla malara dayanmayan hak iddialar nda bulunmas , Türkiye’yi önemli bir güvenlik sorunuyla ba ba a b rakm t r.

Sovyet tehdidi kar s nda büyük bir güvenlik bo lu u hisseden Türkiye, bu bo lu u gidermek için Bat Blo u’nun kurdu u tüm örgütlerin içinde yer almak amac yla giri imlere ba lam t r2. Bu do rultuda esas hedef olarak NATO üyeli ini görmü ; bununla beraber, NATO’nun ekonomik ve siyasi alanda tamamlay c s

1 Esra Çayhan ve Nur in Ate o lu Güney, Avrupa’da Yeni Güvenlik Aray01lar0 NATO-AB-Türkiye, Afa Yay nc l k, Cstanbul, Kas m 1996, s.96.

2Hac Can ve Ç nar Özen, Türkiye Avrupa Toplulu4u Ortakl0k Hukuku, Gazi Kitapevi, Ankara,

(13)

olarak alg lad OEEC3ile Avrupa Konseyi’ ne de kat lm t r. Di er taraftan Avrupa Topluluklar da Türkiye’ nin üye olmaya çal t bir ba ka örgüt olmu tur. Avrupa Ekonomik Toplulu u ile yap lan ortakl k anla mas da, söz konusu örgütle tam üyeli e kadar uzanacak bir ili ki zincirinin ilk halkas olarak de erlendirilmi tir. Türkiye Ckinci Dünya Sava sonras nda keskinle en iki bloklu dünya’ da Bat taraf nda yer alm t r. Bat Blo u içindeki yerini peki tirmek için, tüm Bat l örgütler içinde yer alma politikas n n bir parças olarak da Avrupa Topluluklar na yakla m t r. Türkiye’nin 1950’li y llar da Bat Avrupa’da kurulmakta olan siyasal ekonomik ve kültürel örgütler içinde yer almaya ba lamas , Türkiye ile Avrupa Toplulu u aras ndaki ili kileri güçlendirmi tir. Ayn zamanda Türkiye’nin bulundu u co rafya da Do u-Bat bloklar n n kesi me noktas nda idi4. Bir ba ka deyi le, Sovyetler Birli inin Ckinci Dünya Sava sonras nda Türkiye üzerinde olu turdu u tehdit Türkiye’yi Bat Blo u içinde sa lam bir yer edinmeye itmi tir. 1950’li y llarda Türkiye NATO üyeli i gibi Avrupa Topluluklar n da güvenlik boyutundan alg lam , 1959 y l nda gerçekle en ortakl k ba vurusu da Avrupa Topluluklar na tam üyeli in ilk a amas olarak de erlendirilmi tir5.

Di er taraftan Türkiye ile Yunanistan aras nda bulunan uyu mazl k ve sorunlar n, Türkiye’nin Yunanistan konusunda dikkatli bir politika izlemesi sonucunu do urmu tur. Bu çerçevede Türkiye, özellikle Bat devletlerinin olu turdu u siyasi platformlarda Yunanistan’ n tek ba na kalmas n , kendi ç karlar aç s ndan olumsuz bir durum olarak de erlendirmi tir6. 15 May s 1959’da Yunanistan’ n Avrupa Ekonomik Toplulu u’na ba vurmu olmas , bu ülkenin sa layaca avantajlar n gerisinde kalma kayg s n n da Türkiye’nin ba vurusunda önemli bir rol oynad n göstermektedir7. Geli en önemli bir siyasi zemin olarak alg lanan Avrupa Topluluklar n Yunanistan’a terk etmenin yanl olaca n dü ünen Türkiye, Yunanistan’ n bu yöndeki giri iminin hemen ard ndan 11 Temmuzda ayn

3 Daha sonra ad OECD (Organisation for Economic Cooperation and Development) (Ekonomik

C birli i ve Kalk nma Te kilat ) olacak, bu örgütle ilgili olarak bkz. Ay e Ceyhan, Avrupa Toplulu4u

Terimleri Sözlü4ü, Afa Yay nlar , Cstanbul, Aral k 1991, s.387.

4Erol Manisal , Avrupa Ç0kmaz0, Otopsi Yay nlar , Cstanbul, Nisan 2004, s.17.

5Ç nar Özen, Türkiye-Avrupa Birli4i li1kilerinin Neofonksiyonalist Teori Çerçevesinde Analizi,

Yay nlanmam Doktora Tezi, Gazi Ünv. Sosyal Bilimler Ens., Ankara, 1998, s.238.

6Can ve Özen, s.4.

(14)

nitelikte bir ba vuru yapm t r. Dolay s yla Yunanistan’ n Avrupa Ekonomik Toplulu u’na yapt tam üyelik ba vurusu, Türkiye’nin ayn yönde giri imde bulunmas için önemli bir siyasi neden olmu tur8.

Türkiye, yeni do an f rsatlardan yararlanmak için kendisini çevreleyen bölgelerde ekonomik bak mdan daha giri imci bir rol oynamaya ba lam t r. Avrupa Ekonomik Toplulu u ile kurulan ili kilerin ba lang c , Türkiye’nin ekonomik aç dan h zla d a aç lma sonras nda, tekrar içe dönük, korumac ve ithal ikamesine dayal bir politikaya dönü tü ü bir döneme rastlam t r. Gerçekten, 1950’li y llar n ba lar , Türkiye’nin kapal korumac , d dengeye dayal ve içe dönük ekonomi politikalar n n ad m ad m gev etildi i, ithalat n özgür k l narak büyük ölçüde art r ld , bunun sonucu olarak da d ticaret dengesindeki aç klar n kronikle meye ba lad , dolay s yla d yard m, kredi ve yabanc sermaye yat r mlar n n önem kazand bir dönem olmu tur9. Buna kar l k 1950’li y llar n ortalar ndan itibaren Türkiye’de, daha önce izlenen liberal d ticaret politikas ndan sapmalar olmu ve ithalat k s tlamalar na gidilmi , kambiyo denetimlerine a rl k verilmeye ba lanm , sonuç olarak kontrollü bir d ticaret rejimi ile ithal ikamesi politikas na dönülmü tür10.

Türkiye ortakl k anla mas yapmak için Avrupa Ekonomik Toplulu u’na ba vurdu u dönemde, Alt lar’ n Türkiye’nin d ticaretindeki pay da %35’e ula m , bu Pazar pay ile Alt lar, Türkiye’nin birinci öncelikli d ticaret partneri özelli ini kazanm , bu aç dan Türkiye’nin, geli mekte olan Avrupa Ekonomik Toplulu u pazar ndan kopmas , oldukça olumsuz ekonomik sonuçlar do urabilecek bir geli me olarak de erlendirilmi tir11. Bir anlamda geni Topluluk pazar ndan tar m ve sanayi ihracat n art r c yönde yararlan lmas amaçlanm t r12.Türkiye’yi ortakl k anla mas yapmaya iten bir ba ka ekonomik faktör de, bu dönem içinde artan d kredi bulma s k nt s olmu tur. Bu çerçevede Türkiye, Avrupa Ekonomik Toplulu unu uygun

8Can ve Özen, s.4.

9Korkut Boratav, Türkiye ktisat Tarihi 1908–1985, Cstanbul, 1989, s.74. 10 Boratav, s.85.

11 Can ve Özen, s.6.

12 Nevzat Güran, Uluslar aras0 Ekonomik Bütünle1me ve Avrupa Birli4i, Anadolu Matbaac l k,

(15)

ko ullarla d borç sa layabilece i önemli bir finansal merkez olarak de erlendirmi tir.

Yunanistan’ n Avrupa Ekonomik Toplulu una yapt ortakl k ba vurusunun, Türkiye’nin giri imini h zland ran ekonomik etkileri de olmu tur. Söz konusu etkilerden biri, Alt lara yönelik Türk ihracat n n Yunanistan’a tan nacak sürüm kolayl klar nedeniyle daralmas ihtimalinin giderilmesidir13. Bu nedenle Yunan ba vurusunun Türkiye üzerinde do uraca ekonomik etkiler göz önünde bulundurularak, Türkiye’nin Yunanistan ile birlikte ortakl k anla mas yapmak için ba vuruda bulunmas uygun görülmü tür. Türkiye Bat içinde yerini almal ve Yunanistan’ yaln z b rakmamal d r14.

Türkiye’nin, Avrupa Ekonomik Toplulu u ile ortakl k anla mas yap lmas yönündeki giri imine neden olan ekonomik etkenlerin ba nda, Yunanistan’la rekabette geriye dü meme yakla m gelmektedir. Türkiye, Yunanistan gibi bir Akdeniz ülkesidir ve özellikle 1950’li y llar n sonlar , Türkiye’nin ihraç ürünleri, ba ta tar m ürünleri olmak üzere, Yunanistan’ n ihraç ürünleri ile büyük benzerlik göstermektedir. Dolay s yla Türkiye, Yunanistan’ n Avrupa Ekonomik Toplulu u ile yapaca bir ortakl k anla mas n n, Türk ihraç ürünlerinin Topluluk pazar na girme ans n önemli ölçüde azaltaca n dü ünmü tür15. Di er bir deyi le Yunanistan’ n Avrupa Ekonomik Toplulu u ile Kuraca ortakl k ili kisinin, Türkiye’nin Yunanistan’la benzer nitelikte olan ihraç ürünlerinin Alt lar’ n pazar na sat n güçle tirece i dü ünülmektedir.

Türkiye’nin Avrupa’ya ilgisi ve Türklerin modernlik ile Avrupa aras nda kurduklar ba , asl nda Cumhuriyet’ ten önceye gitmektedir16. Daha Osmanl Döneminde 1808 tarihli “Senedi Cttifak”, 1839 “Tanzimat Ferman ” ve 1856 “Islahat Ferman ”yla ba layan Bat ’ya aç lma süreci Atatürk’ün çizdi i çerçeve içinde yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin de kabul etti i ilkelerden biri olmu tur. 20. yüzy lda da

13 Güran, s.178.

14 Mehmet Ali Birand, Türkiye’nin Ortak Pazar Maceras0 1959–1985, Milliyet Yay nlar , Cstanbul,

1986, s.57.

15 Can ve Özen, s.7.

16 Kemal Dervi , Daniel Gros, Michael Emerson ve Sinan Ülgen, Ça4da1 Türkiye’nin Avrupa Dönü1ümü, Do an Kitapç l k, Cstanbul, 2004, s.18.

(16)

Türkiye, ça da medeniyetler olarak tan mlad Bat l devletlerin aras nda yer almak istemi tir17.

Ba tan itibaren yeni Cumhuriyet, Cumhuriyetçi Kemalist elitlerin kafas nda birbiriyle yak ndan ilintili olarak görülen, modernli e ve Avrupa’ya yöneldi i bu dönem, Avrupa’da militan milliyetçilik ve Rusya’da komünizmin Stalinist eklinin yükselmekte oldu u bir dönemdi18. Bu dönemde Ça da la ma ve Bat l la ma çabas , kimlik meselesiyle, dolay s yla da Türkiye’nin iç düzeni ve d politikas ile de yak ndan ili kili olagelmi tir. 70 y l a k n bir sürede, ülkenin yönetim ekli, kendisini Bat dünyas devletlerinin yap lar do rultusunda yeniden ekillendirip, Cslamî çok-uluslu bir imparatorluktan, Bat ’n n kurumsal ve kültürel katmanlar na dâhil olmak isteyen ça da bir ulus-devlete dönü mü tür19.

Türkiye’nin Bat l kurumlar içinde yer alma çabas bir anlamda Türkiye’nin söz konusu modernle me çabas n n do al sonucu olarak görülmü tür. Mustafa Kemal Atatürk, askeri ve politik alanda zafer kazand Bat ’ ya ma lup olmamak için onun maddi gücüne ula lmas gerekti ine inanm t r. Ekonomik ve politik ba ms zl n ancak e it düzeydeki devletleraras nda korunabilece i tespitine ba l olarak, ça da uygarl k olarak kabul edilen Bat ile ili kilerin geli tirilmesi o dönemde öncelikli bir gündem maddesi haline gelmi tir20.

Ba ndan itibaren Kemalist söylem Cumhuriyet’ in s n rlar içinde ekonomik kalk nma hamlesine odaklanma ihtiyac n vurgulad , geçmi sava lar n “rövan n almaya” yönelik maceralardan veya yeni bir imparatorluk hayalinden kaç nd , tüm kom ular yla özellikle Yunanistan’la bar yapt ve modern bir ulus devleti kurmaya çal t21. Genç Türkiye Cumhuriyet’ i, Atatürk’ün belirledi i söz konusu politikaya uygun olarak bugüne kadar kendini Avrupa uluslar na ba layan ekonomik ve politik

17 Can ve Özen, s.7. 18 Dervi ve di erleri, s.17.

19 Bülent Gökay, Türkiye Avrupa’n0n Neresinde? Gümrük Birli4i Anla1mas0’n0n Dü1ündürdükleri, çev. Selda Paydak, Ayraç Yay nevi, Ankara 1997, s.12.

20 Can ve Özen, s.8. 21 Dervi ve di erleri, s.17.

(17)

ili kileri hiçbir zaman kesmemi , aksine bu ili kileri daha da ileri götürme amac n bir “d politika hedefi” olarak benimsemi tir22.

Di er taraftan Türkiye ayn zamanda Avrupa’y , bütün Avrupal lar n yeni çat ma korkular n önleyecek ve çe itlili i, kültür ve din boyutlar yla birlikte, kutlanacak korunacak bir unsur haline getirecek ça da bir çerçeve oldu u için istemektedir. Bu çerçevede kendi çe itlili ini daha rahat hissedebilmek ve uzun zamand r istedi i ulusal güvenlik ve refah düzeyine tam olarak ula mak için Avrupa’n n sundu u çerçeveye ihtiyaç duymaktad r23.

Yukar daki de erlendirmeler do rultusunda Türkiye’nin Avrupa Topluluklar içinde yer alma arzusunu, Avrupa uluslar ile yak nla ma politikas içinde de erlendirebiliriz. Türkiye’nin, Avrupa Topluluklar na tam üye olmak istemesi ve bu amaçla ilk ad m olarak ortakl k anla mas yapma giri iminde bulunmas , yukar da de indi imiz söz konusu geli im sürecinin bir parças olarak da de erlendirilmelidir. Bir ba ka deyi le Türkiye, di er bat l uluslararas örgütlerde oldu u gibi, Avrupa Topluluklar içinde yer almay , modernle me ve bat l la ma çizgisinin bir devam olarak de erlendirmi tir24.

1.2.TÜRK YE’N N BU STEM NE AVRUPALI DEVLETLER N

YAKLA IMI VE TÜRK YE’YE B Ç LEN ORTAKLIK L K S

Avrupa, Ckinci Dünya Sava ndan dünyan n di er bölgelerine nazaran çok daha fazla y k lm ve zarara u ram ekilde ç km t . Böyle bir ortamda, k ta’n n ileri görü lü Devlet adamlar n n gerçekle tirme e yöneldikleri ba l ca iki hedef vard . Clki, u ran lan felâketin yaralar n en k sa zamanda sarmak; ikincisi ise, yeniden böyle bir maceraya sürüklenmemek için gerekli tedbirleri almak. Bu çerçevede de, bu iki hedefe ula abilmek için, her eyden önce, gayretlerin birle tirilmesi ve özellikle ekonomik alana yöneltilmesi gerekti i ise daha ilk anda kabul edilmi bulunuyordu. Paris Anla mas ile (1952) kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Toplulu u (CECA) bu alanda at lan ilk ad m idi. Bunu Roma Anla mas ile

22 R dvan Karluk, Gümrük Birli4i Dönemecinde Türkiye: Gümrük Birli4i Ne Getirdi Ne Götürdü?, Ankara, 1997, s.1.

(18)

(1957) Avrupa Ekonomik Toplulu u (AET) ve Avrupa Atom Toplulu unun (EURATOM) kurulu lar takip etti. Böylece Avrupa Birli inin kurulmas fiilen ele al nm oluyordu25.

Avrupa Ckinci Dünya Sava n n sonunda her türlü olanaktan yararlanarak kalk nma ve birle me yolunda çaba harcarken ayn tarihlerde Türkiye’nin kar la t problemler de di er Bat ülkelerinkinden çok farkl de ildi. Türkiye sava a kat lmayarak onun y k c etkilerini bizzat ya amay bertaraf etmekle beraber, bunu sa lamak için büyük bir orduyu her an haz r tutmak ve ekonomik yönden büyük etkiler yaratan a r külfetlere katlanmak zorunda kalm t r. Böyle bir ortamda Almanya, Belçika, Fransa, Ctalya, Lüksemburg ve Hollanda’n n Avrupa’da i birli ini s k la t rmak ve eski dünyan n yenilenmesini sa lamak için seçmi olduklar i birli i yöntemlerinin de erini ilk anlayan Avrupa devletlerinden biri de Türkiye olmu tur26. Bu geli melere paralel olarak Türkiye’nin de bat l la ma hareketleri ve denge aray lar geli erek devam etmi tir27. Bu çerçevede Devletlerin bölgesel, hatta giderek k tasal planda birle meleri hareketi kar s nda Türkiye’de ayn yolu izleyerek tercihini yapm t r28. Ckinci Dünya Sava ndan sonra dünya iki büyük blo a ayr l nca, Türkiye, Cumhuriyetin kurulu undan beri izledi i Bat ya dönük d politikas n n gereklerine uyarak, Bat ’n n yan nda yer alm ve bu çerçeve içinde amaçlar Avrupa kalk nmas n , ya da birle tirilmesini gerçekle tirmek olan bütün bat l kurulu lara kat lm , hatta ticari ve finansal aç dan Bat l ülkelere neredeyse “ba ml ” hale gelmi ti29.

Gerek siyasi gerek askeri gerek ekonomik yönden de daha kurulu undan beri Avrupa Ülkeleriyle çe itli ili kiler kurmu olan Türkiye bu ekonomik bütünle me

24 Clber Ortayl , “Türkiye’nin Bat l la ma Hareketlerine Genel Bir Bak ”, Avrupa Birli4i El Kitab0,

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankas , Ankara, 1995, ss.174–175.

25 CKV., Avrupa Ekonomik Toplulu4u ve Türkiye, Seminer Tebli i, CKV Yay nlar , No:2, Cstanbul

1967, ss.43–44.

26 M.Joseph M.A. H. LUNS, Türkiye-Avrupa Ekonomik Toplulu4u Ortakl0k Anla1mas0n0n mzas0 Vesilesiyle Söylenen Nutuklar, AET Yay nlar Dizisi, Say :5, Ankara, 1963, s.10.

27 Ahmet Çimen, Gümrük Birli4i ve Avrupa Toplulu4u Türkiye li1kileri, Ankara, 1996, s.124. 28 Hazine ve D Ticaret Müste arl , Ankara Anla1mas0ndan Günümüze Türkiye-AET Ortakl040,

Ankara, 1984, s.4.

29 Saban H. Çal , Türkiye-Avrupa Birli4i li1kileri: Kimlik Aray010, Politik Aktörler ve De4i1im,

(19)

hareketinin d nda da kalamazd 30. Bir yandan Bat ya kar duyulan yak nl k ve ilgi, öte yandan ekonomik alanda Ortak Pazar n memleketimizin iktisadi kalk nmas n en müsait ekilde gerçekle tirebilece i bir ortam say lmas Türkiye’yi, Toplulukla ili kiler kurma a yöneltmi tir. Ayr ca, Toplulu un kurulu undan itibaren kaydetti i h zl geli me ile di er Avrupa ülkelerinde ve özellikle benzeri ekonomik seviyeli ülkelerde, bu yeni ekonomik güce kat lmak konusunda gün geçtikçe artan ilgi de, Türkiye’yi Toplulukla yak n ili kiler kurma çabalar n h zland rmaya zorlam t r31. Türkiye, bu suretle sadece siyasi bir karar vermemi , fakat ayn zamanda kalk nmas n yürütmek bak m ndan da, bir tercih yapm ve Bat modelini benimsemi tir.

Nihayet Yunanistan’ n Toplulukla bir ortakl k ba kurmak üzere harekete geçmi bulunmas da siyasal ve ekonomik yönlerden Türkiye’nin karar n etkileyen itici bir unsur olmu tur. Daha önce kararla t r lan birlikte hareket etme ve i birli i yapma esaslar na uygun olarak bu ba vuru Yunanistan taraf ndan Türkiye’ye de bildirilmi tir. 15 Temmuz 1959’da Yunanistan’ n AT’ ye ba vurusundan tam on alt gün sonra Türkiye ba vurusunu, 31 Temmuz 1959’da yapm t r. Önce Yunanistan’ n ard ndan da Türkiye’nin ba vurular AET’de büyük sevinçle kar lanm t r. Çünkü di er Avrupal ülkeler AET’ye ilgisiz kalm lard r.

EFTA’y kurup örgütleyen Cngiltere ile EFTA üyesi Avrupal ülkelerin bu tarihte AET’ye gelmesi söz konusu olmad gibi di er Kuzey Avrupa ve Avusturya, Cspanya gibi ülkelerden çe itli nedenlerle bu yönde bir talep olmam t r32. Bu itibarla Yunanl lar gibi, Türklerin ba vurusu da, Bat Avrupa’da en az ndan EFTA ile içten içe bir rekabete giren AET’nin ne kadar önemli bir kurum oldu unu göstermi tir33. Yani Cngiltere’nin EFTA’ s na kar l k, bu iki ülkenin AET’yi seçmeleri, kendine güveni eksik, tecrübesiz topluluk için önemli bir siyasi ba ar say l rd . Her iki ba vuru da, Alt lar’a hem güven vermi , hem de bir anlamda d dünya taraf ndan da önemsenildiklerini göstermi tir34. Avrupa Toplulu u ayn zamanda Yunanistan ve

30 Y ld r m Keskin, “Ortak Pazar ve Türkiye”, Avrupa Ekonomik Toplulu4u Çe1itli Hukukî Sorunlar Üzerine Konferanslar, Cstanbul Üniversitesi Yay nlar , No:1867, 1973, s.50.

31 CKV, 1967, s.46.

32 Haydar Çakmak, Avrupa Birli4i Türkiye li1kileri, Platin Yay nlar , Ankara, 2005, s.93. 33 Çal , s.76.

(20)

Türkiye’nin ba vurusuyla, önemli bir prestij kazanmakla beraber, Toplulu a d a kapal olmad klar n ispat etmeleri için de bir olanak do urmu tur35. Bu itibarla Türkiye ve Yunanistan’ n ortak üyelik ba vurusu hem AET’ye hem de di er Avrupal ülkelere bir hareketlilik getirmi tir.

AET’nin üçüncü ülkelere kar ortak bir “d politikas ” olmamas na ra men36, Yunanistan ve Türkiye’ye kar izledi i geleneksel politika “sa duyulu tarafs zl k” çerçevesinde olu mu tur37. Bu yakla m AT’ nin, Yunanistan ve Türkiye’nin ortakl k ba vurular n e it düzeyde de erlendirmesinde görülebilir. Topluluk, Türkiye ve Yunanistan’a kar izledi i e itlik politikas ndan taviz vermemek için her iki ba vuruyu da kabul etmi tir. Ancak Topluluk bu ba vuruya verdi i yan tta, ne Yunanistan’ n, ne de Türkiye’nin kalk nma düzeyinin tam üyeli in yükümlülüklerini üstlenmesine imkân vermedi ini belirtmi ve tam üyelik ko ullar gerçekle inceye kadar geçerli olacak “Ortakl k Cli kisi” önermi tir38.

Bu öneri, bir ya da daha fazla devlet ve hükümetler-aras bir örgüt aras nda baz i levsel boyutlar n bütünle mesini sa larken, di erlerini ayr tutan bir çe it kurumsal ili kinin ba lat lmas yd39. Bu çerçeve de Yunanistan ve Türkiye “tam üyelik için tarihsel bir yükümlülü e sahip Avrupa Devleti” olarak kabul edilmekteydiler ve dolay s yla ortakl k anla malar ayn zamanda gerçekle ecek olas bir tam üyelik vaadini de içermekteydi. Toplulu un Türkiye’nin ba vurusuna verdi i olumlu kar l k ayn zamanda siyasi bir boyuta da sahipti. Toplulu un Türkiye’yi NATO içerisinde tutma kayg s n ve NATO’nun Do u Akdeniz üyeleri ile ili kisini dengeleme ümidi, aç k ekilde Türkiye’nin ortak üyeli ini gerektirmekteydi.

Türkiye’nin resmi ortakl k ba vurusundan sonra iki taraf aras ndaki ilk resmi toplant 28–30 Eylül 1959’da Brüksel’de olmu tur. Konsey, Türkiye ile görü meleri yürütmek için komisyonu görevlendirmi tir. Cki taraf bu görü mede kar l kl bilgi ve görü melerin nas l ve hangi konularda olaca gibi bir planlama yapma f rsat

35 Birand, 1986, ss.62-63. 36 Çal , s.55.

37 Meltem Müftüler Baç, Türkiye ve AB: So4uk Sava1 Sonras0 li1kiler, Çev. Simten Ço ar, Alfa

Bas m, Cstanbul, 2001, s.40.

38 DTP, Türkiye-Avrupa Birli4i li1kileri Özel htisas Komisyonu Raporu, DPT. Yay n , No:2545,

Ankara, 2000, s.3.

(21)

bulmu lard r. Türkiye ile yap lan ilk görü me Toplulu u hiç memnun etmemi tir. Görü meler s ras nda, AET taraf Türk memorandumundaki önerileri, Türkiye’nin AET’ye kat labilmesi için gerekli sürenin, Roma Antla mas nda öngörülenden daha uzun olmas n anla labilir bir konu, ancak Türkiye’nin bu 22–25 y ll k süreyi iki alt bölüme ayr lm ve üstelik bunlar n ilk bölümünde gerek gümrük vergileriyle miktar k s tlamalar n n kald r lmas nda, gerek ortak gümrük tarifesine (OGT) uyum aç s ndan çok s n rl bir liberasyonu yüklenmeye haz rlanmas n kabul edilebilir olmaktan uzak olarak de erlendirmi tir40.

Topluluk temsilcileri her eyden önce “mütekabiliyet prensibi”nde srar etmi ler ve “e er Türkiye Toplulu a bir an önce üye olmak istiyorsa”, a amal ortakl k anla mas na gerek olmad görü ünü ileri sürmü lerdir41. Bu çerçevede AET taraf , resmi olmamakla birlikte, 24 y l tek süreli ama AET’nin“…devaml ve otomatik bir biçimde gümrük indirimlerine ve liberasyona gidece i, Türkiye’nin ise ayn eyi aral kl (discontinue) bir ekilde…”, yapmay üstlenece i bir geçi dönemini önermi tir42. Topluluk Ekonomik destek konusunda ise, net olmasa da, Türkiye’ye parasal yard m da bulunabilece ini ima etmi olmakla beraber Türkiye’nin ortakl k döneminde, AET’nin kurumlar na kat lmas talebini kesin olarak reddetmi tir43. Bu görü melerde Topluluk, Türk taraf n n getirdi i önerileri, kar önerilere tepkileri, verdi i bilgileri, aç k ve bir bütün olu turmaktan çok uzak hatta Yunanistan’ nkilere göre daha “mu lâk” olarak de erlendirmi tir. Dolay s yla bu mu lâkl k, Türkiye ile Yunanistan aras nda bir ko utluk kurma çabas içindeki AET yetkililerini de güç durumda b rakm t r44.

Türk taraf n n srar ile yap lan 2–4 Aral k 1959 tarihli ikinci toplant da ise, toplant ya daha haz rl kl gelen Türkiye, ekonomi, ticaret, sanayi ve tar m konusunda gerekli bilgileri Toplulu a sunmu tur. Türkiye’nin müracaat ndan hemen sonra Türk ekonomisini analiz etmeye çal an AET yetkilileri art k Türkiye’nin ekonomik yap s n n Topluluk için ciddi bir sorun olu turaca kanaatine varmaya

40 Clhan Tekeli ve Selim Clkin, Türkiye ve Avrupa Toplulu4u Cilt I: Ulus Devletini A1ma Çabas0ndaki Avrupa’ya Türkiye’nin Yakla10m0, Ümit Yay nc l k, Ankara, 1993, ss.134,135. 41 Çal , s.83.

42 Tekeli ve Clkin, s.136. 43 Çal , s.83.

(22)

ba lam lard r. Bu nedenle ikinci toplant y takip eden aylarda sadece Türkiye’nin durumuna uygun bir formül bulmak için sessizce çal malara ba lanm t r. Bu arada Konseyin, Komisyon’a, Yunanistan Hükümeti ile ön görü meleri bitirip bir anla ma için gerekli müzakerelere ba lamas talimat n vermesi, Türkiye’yi, Yunanistan ile görü meler ba lad için Topluluk taraf ndan Türkiye’nin göz ard edilemeyece ini belirten bir memorandum yay nlamaya itmi tir45. Ancak, Komisyon Türkiye’nin a r üyelik yükünü henüz kald ramayaca n , böyle bir durumda da, Türkiye ile Ortakl k Anla mas öngörmenin önemli güçlükler yarataca n , bu nedenle Yunanl larla tart landan daha dar bir gümrük birli i veya daha esnek ve ilerde geli ebilecek bir model dü ünülebilece ini belirtmi tir46.

Konsey ise, siyasi ç karlara a rl k verdi i raporunda, hem siyasi ve askeri strateji yönünden hem de bir Pazar olarak potansiyel gösteren Türkiye ile u veya bu ekilde ili ki kurulmas “politik yönden” gerekli bir ülke olarak de erlendirmi tir47. Konseyin, bu de erlendirmesinde özellikle Federal Almanya Hükümeti’nin Türkiye’nin taleplerine hassas davran lmas , d lanmamas ve NATO üyesi iki kom u ülke aras nda ayr m yap lmamas hususunda srarlar etkili olmu tur48.

Hollanda’da tüm gerçeklere ra men, politik ve psikolojik aç dan sak nca görmesi nedeniyle Türkiye’ye Yunanistan’dan çok farkl bir model önerilmesine kar ç km t r. Almanya ve Hollanda’n n aksine Ctalya ise politik öneme ra men ortadaki gerçeklerin gözden kaç r ld na dikkati çekerek “Türkiye’nin ko ullar na daha çok uyaca için uzun süreli bir model ile masaya oturulmas ” gerekti i hususunda görü belirtmi , Ctalya’n n bu görü ü Fransa taraf ndan da desteklenmi tir49.

Böylece, daha yüzlerce soru i areti bulunmas na ra men, politik sak ncalar dikkate alan AET Konsey’i, Türkiye ile de Yunanistan gibi Gümrük Birli i yap lmas na, ancak süresinin ve ortakl n biçiminin, Yunanistan’ n tam aksine ilerde saptanmas na karar vermi tir. Bu karar n üzerinden iki hafta geçmeden Türkiye’de

45 Müftüler Baç, s.27. 46 Birand, 1986, s.79. 47 Birand, 1986, s.80. 48 Çal , s.86. 49 Birand, 1986, s.86.

(23)

27 May s 1960’da ihtilâl olmas , müzakerelerin kesilmesine yol açm t r. Bu süreçte Topluluk bir taraftan Yunanistan’la anla ma imzalarken50, öte taraftan Türkiye’ye kar sakin, fakat ilgisiz bir tav r sergilemeye ba lam t r. Bunun üzerine Türk taraf daha önce sundu u öneri paketinin aksine bir an önce anla ma mant na dayal , yeni bir öneri paketi sunmu tur51. Bu yeni öneride, Türkiye, Toplulu un daha önceki tekliflerinin tamam n benimser görünüyor, hem geçi döneminin tek a amal olmas , hem bu sürecin 22 y ll k bir zamanla s n rlanmas , hem de bu süre içinde, “mütekabiliyet” gere i, baz yükümlülükler de üstlenebilece ini kabul ediyor, ancak esnek bir geçi program na sahip, gümrük birli i esas na dayal ve üç y ldan daha az olmamak üzere yat r mlar n finansman için mali destek talebinde bulunmaktayd . Mali yard m tablosu da tespit edilmi , daha önceki teklifte yer alan AET organlar na kat l m konusu hiç gündeme bile getirilmemi tir.

Komisyon, ço u kendilerine ait olan bu önerilere, oldukça mu lâk ifadelerle, daha sonra yap lacak görü melerde birer temel olabilece i beyan yla yetinmi lerdir. Ancak, Türkiye’nin politik ve ekonomik artlar , kendisinin dü ündü ü ekilde bir anla ma imzalanmas konusunda, Toplulu un ikna edilmesine yard mc olmad gibi, ara t rmalar sonuçland kça ve temel göstergeler kar la t r l nca, Topluluk ile Türkiye’nin hayat standartlar aras ndaki uçurumun art k iyice fark na var lmaya ba lanm t r. Bunun neticesinde de Topluluk tam üyeli i hedefleyen ve gümrük birli i esas na dayal , Atina Anla mas benzeri bir anla ma yerine, Türkiye’ye has ba ka “çözümler” bulma aray na girmi tir.

Bu çözümlerden ilki Türkiye’ye iki vitesli bir anla ma teklifinden olu maktayd . Clk olarak, be y ll k bir mali anla ma yap lmas öngörülmekte, bu süre zarf nda Türkiye, ortakl k için gereken ekonomik geli meyi sa larsa e er, gümrük birli i prensibini içeren ikinci bir anla ma imzalanabilir. Ckinci olarak ise, belirli bir süre baz ekonomik ve finansal yard mlar içeren ve fazla kar k olmayan bir ticaret anla mas ndan olu maktayd . Topluluk üyeleri, bu konuda herhangi bir mutabakata varamam , Fransa ve Ctalya, politik gerekçeler ve Türk ürünleriyle rekabet etmek zorunda kalacak tar m sektörünü koruma kayg s yla, ikinci çözümü

50 Yunanistan’la yap lan Atina Anla mas n n ayr nt lar için bkz. Clkin ve Tekeli, ss.150–154. 51 Çal , s.91.

(24)

benimsemi lerdir. Ayr ca Fransa’n n muhalefeti Türkiye’nin Avrupa’daki yeri ve kimli i konusuna da dayanmaktayd . Hollanda ve Almanya ise, Türkiye için Toplulu a dâhil edecek bir anla ma yap lmas n n hem mümkün, hem de gerekli oldu unu savunmaktayd lar. Onlara göre Topluluk, Yunanistan’ içeri al rken, Türkiye’yi d l yor izlenimi vermekten iddetle kaç nmal yd52.

Yine politik bir karar alarak, Komisyon’a, mevcut ekonomik yap s ile bir gümrük birli ine gitmenin zorluklar n Türkiye’ye aç klamak niyetiyle müzakerelere yeniden ba lanmas tavsiyesinde bulundu. Bunun üzerine, Türkiye’nin dü üncelerinin dinlendi i 10 Nisan 1961’de Brüksel’de, gerçekle en toplant da, AET temsilcileri Türkiye’ye; “gümrük birli inin Toplulukla ili ki kurman n tek yolu olmad n , bu a amada önemli olan, Türkiye’nin ihtiyaçlar na uygun olan ve kendisini potansiyel ortak haline getirecek bir yol ile Türk ekonomisinin kendini haz r hissetti i zaman da, gümrük birli i kurulabilece ini” belirtmi lerdir.

Türkiye ise, ba vurunun politik, ekonomik ve sosyal nedenlerini aç klayarak, esas amac n n basit bir i birli i anla mas yapmak olmad n , gerçek hedefin, nihai olarak “Türkiye’yi Avrupal yapacak, tam üyelik” oldu unu bir kez daha anlatt lar53. Ayr ca Türk taraf , AET temsilcilerinin, görü melerin bundan böyle uzmanlar seviyesinde, daha alt düzeyde sürdürülmesi konusundaki teklifini de kabul ettiler. Devam eden bu durgun süreç, 9 Haziran 1961’de Yunanistan ile Atina Anla mas ’n n imzalanmas ile sona ermi tir. Bu geli me Türk kamuoyunu harekete geçirmi , Topluluk ile Türkiye aras ndaki ili kilerin kaderini de sorgulama f rsat vermi tir54.

Bilhassa Cngiltere ve Crlanda’n n kat lma ba vurusunun Topluluk taraf ndan reddedilmesi de bir anlamda Avrupa kap s n n kapanmas gibi de erlendirilince, Türkiye’yi alarma geçirmi tir. Çünkü hem Atina Anla mas ’n n yap lmas , hem de di er ülkelerin AET’ye üyelik ba vurusunda bulunmas , Türkiye’nin Topluluk taraf ndaki a rl n gittikçe azaltaca endi esini do urduysa da, beklenen gerçekle memi tir. Ancak 26–27 Eylül 1961 tarihleri aras nda toplanan AET

52 Çal , ss.92–94., Birand, 1986, ss,95–107.,Tekeli ve Clkin, ss.146–149. 53 Çal , s.95.

(25)

Konseyi, Fransa’n n da bask lar yla Türkiye’de serbest bir seçimler yap l ncaya kadar, müzakereleri tekrar erteleme karar alm t r55. Bu tarihte böyle bir karar n verilmesinde temel gerekçe, Türkiye’deki anti-demokratik uygulamalar n hat safhaya varmas ile siyasi durumun gittikçe karma k hale gelmesidir.

27 May s ihtilalinden sonra yap lan ilk genel seçimler sonras nda, gerek Türkiye’nin srar gerekse di er Avrupal ülkelerin özellikle de Almanya’n n iste i üzerine Türkiye’nin jeopolitik öneminden dolay Toplulu un ve özellikle Fransa’n n tutumundaki olumsuz yakla m büyük ölçüde yok olmu tur. Bunun sonucunda AET Konseyi, 15 May s 1962’deki bir toplant s nda ara verilen müzakerelere tekrar devam edilmesini kararla t rm t r. Bu tarihten sonra Ankara Anla mas ’na kadar bir dizi görü meler yap lm t r. Bu görü melerde Türkiye’nin yine üzerinde srarla durdu u konu, nihai olarak tam üyeli i hedefleyen ve gümrük birli i prensibine dayal bir anla ma ortaya ç karmakt56. Müzakereler esnas nda ve daha sonra ikili alanda yap lan temaslarda Toplulukla kuraca ba n siyasi sonuçlar , ekonomik yönden beklenilen faydalar üzerinde srarla duran Türkiye, neticede, hedefleri ve bu hedeflere var ekil ve süreleri bak m ndan hayli mu lâk olan Topluluk teklifini taraflar aras nda bir gümrük birli inin kurulmas ve uzun vadede Türkiye’nin Toplulu a tam üye olmas amaçlar na yönelen bir formül ekline getirmesini ba arm t r57.

1.3.ORTAKLIK L K S TEMEL NDE BÜTÜNLE ME SÜREC N N

GEL M

1.3.1. Ankara Anla1mas0n0n mzalanmas0

Türkiye ortakl k anla mas yapmak için görü melere ba lama iste ini Topluluk Konseyi’ne 11 Temmuz 1959’da bildirmi tir. Söz konusu ba vuru sonras nda Bakanlar Konseyi, ayn gün Topluluk komisyonunu Türkiye ile görü melere ba lama konusunda görevlendirmi tir. Konsey Komisyona görü meleri ba latma talimat vermesi ile anla man n imzalanmas aras nda geçen süre içinde Türk ve Topluluk delegasyonlar aras nda 10 toplant gerçekle tirilmi tir.

55 Çal , ss.98–100.

(26)

Clk üç görü me imzalanmas dü ünülen ortakl k anla mas n n neleri kapsayaca konusunda taraflar n tutumlar n ortaya koyduklar ve kar taraf n yakla m n anlamaya çal t klar , genel bir görü al veri i niteli inde geçmi tir. 28– 30 Eylül 1959 tarihleri aras nda yap lan ilk toplant da Türk taraf , Avrupa Ekonomik Toplulu u ile olas ekonomik bütünle me modelinin “gümrük birli i” esas na dayand r lmas . Gümrük birli inin Türkiye’nin ekonomik durumu göz önünde bulundurularak 22 ya da 25 y l içinde gerçekle tirilmesi. Bu sürecin 10 y ll k ilk bölümünün haz rl k, 12 ya da 15 y ll k ikinci bölümünün ise geçi döneminden olu mas n ; Toplulu un bu süre içinde, Türkiye’nin ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak ekonomik ve teknik yard mda bulunmas n belirtmi tir58.

Türkiye bu temel ilkeler d nda, gümrük duvarlar n n indirimi konusunda da, anla man n yürürlü e girmesinden itibaren haz rl k dönemi olarak belirtti i ilk on y l içinde, %10’luk bir indirim yapmay önermi tir. Türkiye’nin bu önerisine göre, ilk indirim %5 olarak anla man n yürürlü ünden itibaren birinci y lda, ikinci indirim ise yine %5 olarak alt nc y lda yap lmaktad r.59. Türkiye bu dönem içinde yeni vergiler koyma ve mevcut vergileri ise yükseltme yetkisini de sakl tutmay talep etmi tir. Türkiye’nin öneri paketi içinde, miktar k s tlamalar konusunda üstlenece i yükümlülük ise pek aç k de ildir60.

Türkiye baz geleneksel ihraç mallar için uygun ko ullarda “kotalar aç lmas ” gibi özel hükümler ile “mali yard m” konusunda, uzun vadeli, dü ük faizli krediler verilmesini de istemi tir. Türkiye’nin srarla üzerinde durdu u bir ba ka konu da, AET organlar nda Türkiye’nin geni bir biçimde “temsil edilmesi ve karar alma sürecine kat lmas n n sa lanmas ” olmu tur61. Ckinci a ama olan geçi döneminde ise Türkiye, Roma Antla mas nda öngörülen ko ullar n uygulanmas n kabul etmekteydi62.

Topluluk taraf ise, Türkiye’nin ekonomik durumunun göz önünde bulundurulmas halinde gümrük birli inin gerçekle tirilmesi için, Roma

57 CKV, 1967, s.48.

58 Tekeli ve Clkin, 1993, s.134. 59 Can ve Özen, s.10.

60 Tekeli ve Clkin, 1993, s.135. 61 Can ve Özen, s.10.

(27)

Antla mas nda belirlenenden daha uzun bir süre öngörülmesini kabul etmi ; ancak bu sürenin birbirini izleyen iki dönemde bölünmesi ve ilk dönemde önemli herhangi bir yükümlülük üstlenmek istememesini do ru bir yakla m olarak de erlendirmemi tir. Topluluk, bu süreci Türkiye’nin gümrük birli ine haz rl k amac yla daha iyi kullanabilece i görü ünü de ortaya koymu tur. Üstelik Türkiye’nin önerdi i tür bir anla man n, G.A.T.T.’taki onay sürecinde önemli s k nt lar do urabilece i de, Topluluk taraf ndan vurgulanm t r63.

2–4 Aral k 1959 tarihleri aras nda yap lan görü meler s ras nda da AET taraf , Türk taraf n n isteklerinin “tek tarafl ve e itlik ilkesine ayk r ” oldu unu ileri sürmü ve bu konuda de i iklik yap lmas n istemi tir. Buna kar l k Türkiye, ekonomik durumunu, istatistik verilerle aç klayan bir doküman AET taraf na sunmu ve gümrük indirim takvimi önerisinde bir de i iklik yapm t r. Bu çerçevede Türkiye, ulusal gümrük tarifelerini, Topluluk ç k l ürünler için anla man n yürürlü e girdi i tarihten itibaren 12 y l içinde %20 indirmeyi kabul etmi tir. AET taraf ise Türkiye’nin yeni önerilerini olumlu kar lamakla beraber yeterli görmemi tir64.

Komisyon 1–2 Ekim 1960 tarihleri aras nda yap lan görü meler ba lamadan önce, Konsey’den 11 May s 1960 tarihinde Türkiye ile daha ayr nt l görü melere ba layabilmek için yeni bir yetki alm t r. Yeni görü melere May s ay nda ba lanmas gerekirken Türkiye, söz konusu görü meleri 27 May s 1960’da yap lan askeri müdahale nedeniyle 14 Ekim 1960 tarihine ertelemi tir.

Üçüncü tur görü meler s ras nda Türkiye gümrük indirimleri ve Türkiye’ye verilmesi beklenilen yard mlar konusunda daha ayr nt l bir program sunmu tur. Türkiye Program çerçevesinde Tar m Sektöründe uygulad tüm gümrük tarifelerini 12 y ll k bir süre içinde a amal olarak kald rmay önermi , buna kar l k Toplulu unda ayn süre içinde tar m sektöründeki gümrükleri s f rlamas n bekledi ini bildirmi tir. Ayr ca Türkiye ayn sektörde Topluluktan 1960 y l esas al nmak üzere yapt tar msal ürün özel ithalat n n %75’inde liberasyon konsolidasyonuna gitmeyi de taahhüt etmi tir.

62 Can ve Özen, s.10. 63 Can ve Özen, s.11. 64 Can ve Özen, s.11.

(28)

Sanayi Sektöründe Türk taraf Türk gümrük tarifesinin a amal olarak 12 y ll k bir takvim içinde s f rlanmas n buna kar l k, hassas olarak tan mlad ve toplam ithalat n %30’unu olu turan ürünler için ise bu sürenin 22 y l olmas n istemi tir. Söz konusu oranlar n hesaplanmas nda Türkiye, 1959 y l d ticaret verilerini esas alm t r. Yine ayn referans y l esas al nmak üzere Türkiye, ithalat n n %24,5’luk bölümü için, geli mekte olan sanayilerin korunmas tezini ileri sürerek, yeni gümrük vergileri koyabilme hakk n sakl tutmay da istemi tir. Türkiye’nin önerileri aras nda “libere mallar n konsolidasyonu” ile ilgili olarak, 1960 y l itibariyle Topluluktan yapt libere mallar ithalat n n %40’ n konsolide etme teklifi de yer alm t r65.Mali konularda ise Türk delegasyonu, Topluluk bütçesinden her y l 100–120 milyon dolar düzeyinde bir yard m alma arzusunu dile getirmi tir66.

Üçüncü tur görü melerde, Topluluk taraf , Türkiye’nin getirdi i önerilerin, kurulmakta olan ortakl k ili kisi için oldukça önemli bir hukuki temel olu turdu unu ifade etmi , ancak olas bir ortakl k anla mas n n G.A.T.T.’a sunulmas için, geli mekte olan yeni sanayi dallar n n korunmas amac yla önerilen oran n (%24,5) çok yüksek oldu unu ileri sürmü ve bu oran n %10 düzeyinde tutulmas n n daha do ru olaca n savunmu tur. Türkiye’nin 22 y ll k listede yer alan ürünler için önerdi i gümrük vergisi indiriminin, 12 y l n sonunda %30 oran nda gerekti i görü ünü ortaya koymu tur. Türkiye’nin mali yard m iste i için, öncelikli olarak bir “iktisadi kalk nma plan ” haz rlanmas n n gereklili ini ve yabanc finansman gereksinmesi için bir döküm ç kart lmas n ileri sürmü tür67.

1960 y l sonlar nda Topluluk taraf Yunanistan ile yürütmekte olduklar ortakl k anla mas görü melerini sonuçland r p, ilgili anla ma metni paraf edilene kadar, Türkiye ile yap lan görü melere ara verme arzusunu dile getirmi tir. Komisyon ise, “Toplulu un ortakl k anla mas çerçevesinde Yunanistan’a sa lad ayr cal klar, istisnai niteliktedir ve üçüncü ülkelerle yürütülen di er ortakl k anla mas görü melerine örnek te kil etmeyecektir” demi tir68.Öte yandan, Topluluk

üyesi devletler de Komisyonu, Yunanistan’la yürüttü ü görü meler s ras nda

65 Can ve Özen, s.12. 66 Can ve Özen, s.12.

67 Can ve Özen, s.13. Ayr nt l bilgi için bkz. Tekeli ve Clkin, 1993, ss.146–148. 68 Can ve Özen, s.13.

(29)

yetkilerini a mak ve gerekti inden fazla ödünler vermekle ele tirmi , Türkiye ile yürütülen görü meler s ras nda ayn yanl n tekrarlanmamas konusunda da uyar da bulunmu lard r. Bu dönem içinde Avrupa kamuoyu, Türkiye’nin Avrupa Topluluklar ’n olu turan sanayile mi ülkelerle ileri düzeyde bir bütünle meye girecek ekonomik yap s n n olmad varsay m yla, Türkiye ile imzalanacak anla man n basit bir ticari içeri e sahip olmas gerekti i beklentisi içine girmi tir.

Türkiye ve Topluluk aras nda yürütülen dördüncü görü meler s ras nda Komisyon, Türkiye ile kurmay istedi i ortakl k ili kisine siyasi-ekonomik aç dan büyük önem verdi ini belirtmi , ancak kurulacak ortakl k ili kisinde Türkiye’nin ekonomik ko ullar n göz önünde bulundurmak gerekti ini ve gümrük birli i modelinin de tek seçenek olmad n dile getirmi tir. Bu ba lamda Komisyon üç a amadan olu an bir anla ma tasla sunmu tur.

Bunlar: Haz rl k Dönemi: Söz konusu dönem içinde Topluluk taraf , Türk ekonomisinin istenen düzeye ç kart lmas için teknik ve mali yard mda bulunacakt r. Türk taraf na gümrük indirimleriyle ilgili herhangi bir yükümlülük getirilmeyecektir. Geçi Dönemi: Söz konusu dönem, taraflar gümrük birli ine ta yacak bir dönemdir. Türk ekonomisinin yeterince güçlü bir ekonomik yap ya ula t na karar verildi inde taraflar, yap lacak yeni bir anla ma ile gümrük birli ini ya ama geçireceklerdir. Son Dönem: Bu dönem gümrük birli i üzerine kurulacakt r69. Komisyon’un Türkiye’ye

sundu u bu öneriler, daha sonra gerçekle en ortakl k anla mas n n da hukuksal temelini olu turmu tur.

Türk taraf söz konusu öneriler kar s nda Toplulu a gönderdi i bir memorandum ile üye devletlere yapt ihracatla ilgili baz ku kular n dile getirmi tir. Buna göre Türk taraf Toplulu a yönelik ihraç ürünlerini üç ayr kategoriye ay rm t r. Bunlardan tütün, kuru incir, kuru üzüm ve f nd k o dönemki Türk ihracat n n %34’ünü olu turmaktad r. Hububat, pamuk ve madenler ise o dönemki Türk ihracat n n %51’ini olu turmaktad r. Geri kalan tüm ihraç ürünleri ise, o dönemki Türk ihracat n n %15’ini olu turmaktad r70.

69 Can ve Özen, s.14.

(30)

Türkiye’nin istekleri aras nda tar msal ürünler için tarife kontenjanlar önerileri yer alm t r. Türk taraf bu kontenjanlar içindeki ürünlerin, Topluluk pazar nda Topluluk ürünü statüsünde i lem görmesini istemi ve kontenjanlar n her y l otomatik olarak %20 art r lmas n da önermi tir. Türkiye’nin önerdi i tarife kontenjanlar unlard r:

Birinci grup için, Ckinci grup için,

Tütün 15 bin ton Limon 4 bin ton

Kuru Üzüm 30 bin ton Portakal ve Mandalina 7 bin ton Kuru Cncir 17 bin ton Seftali 4 bin ton

F nd k 30 bin ton Greyfurt bin ton

Bal k 6 bin ton

Mercimek 12 bin ton71.

Dördüncü tur görü meler sonras nda AET Bakanlar Konseyi, görü melerden ç kan sonuçlar 2–3 May s 1961 tarihinden itibaren görü meye ba lam ancak 2 Ocak 1962 tarihine kadar herhangi bir geli me olmam t r. Bunun nedenleri aras nda, Yunanistan ile yürütülen ortakl k anla mas görü melerinin sonuçland r lmas beklentisi ve Daimi Delegeler Komitesi (COREPER)’in ekillenmekte olan ortakl k ili kisi ile ilgili baz çekinceler ta mas yer alm t r. Hollanda Delegasyonu, Avrupa Ekonomik Toplulu u’nun, Türkiye ile yapaca anla man n mali yard m ve kontenjan ayr cal klar esas na dayanan basit bir ticaret anla mas eklinde yap lmas n , bunun d ndaki düzenlemelerin Türk ekonomisinin haz r oldu u zamanda de erlendirilmesinin do ru olaca n , bir ba ka deyi le, ortakl k anla mas n n yaln zca bir “çerçeve anla ma” niteli i ta mas gerekti i dü üncesini dile getirmi tir72.

Türkiye ve Avrupa Toplulu u aras nda sürdürülen görü melerin be incisi 18– 22 Haziran 1962, alt nc s 8–12 Ekim 1962 ve yedincisi ise 14–24 Ocak 1963 tarihlerinde gerçekle tirilmi tir. Bu görü meler sonras nda Topluluk taraf görü me masas na alt maddelik bir proje getirmi tir. Türk taraf söz konusu projeyi birçok

71 Can ve Özen, s.15.

72 H.I k, “Ankara Anla mas ’n n Görü meleri ve Cmzalanmas ”, AET-Türkiye Ortakl040n0n 10’uncu Y0l0, C.K.V. Yay., Cstanbul, No:58, 1973, ss.21–22.

(31)

aç dan eksik bulmu tur. Türk taraf , taslak metin içinde; anla ma amaçlar na ula mak için ileride bir gümrük birli i kurulaca na ili kin bir hükmün yer almamas n ; anla ma tasla n n, mallar n serbest dola m , ki ilerin serbest dola m ve hizmetlerin serbest edimine ili kin hükümler içermemesini; anla ma metni içinde, rekabet, mali konular, mevzuat yak nla t r lmas konular n n düzenlenmemesini; anla ma tasla nda ekonomik politikalar n ele al nmamas ; tar m ürünlerinde tarife ayr cal klar n n metinde yer almamas n eksik olarak nitelendirmi tir. Konsey, Türk taraf n n dile getirdi i bu istekleri 13–14 Kas m 1962 tarihinde incelemi ve bu konular n taraflar n aralar nda imzalayacaklar geçici bir protokol ile düzenlenebilece ini, üzerinde çal lan anla man n ise GATT Anla mas ’n n XXIV/10 maddesi uyar nca haz rlanmas ve imzalanmas gerekti ini vurgulam t r73.

Taraflar aras nda yap lan son görü me 20 Haziran 1963 tarihli “onuncu görü me” olmu tur. Brüksel’de yap lan bu görü mede anla ma ile ilgili tüm konularda uzla ma sa lanm t r. Bu uzla ma sonucunda taraflar, anla ma metnini 25 Haziran 1963 tarihinde Brüksel’de parafe edebilmi lerdir. Kesinle en son metin, 12 Eylül 1963’te Ankara’da imzalanm t r74.Anla ma, Avrupa Ekonomik Toplulu u ile

imzaland için Topluluk için do rudan uygulanan bir Topluluk Hukuk Belgesi75’dir. Topluluk üyesi ülkelerce imzaland için de Uluslararas Hukuk Belgesi’dir. Ankara Anla mas ’nda taraflara fesih hakk tan nmam , yürürlük süresi de öngörülmemi tir. Bu nedenle, Anla ma’n n amaçlar gerçekle ene kadar yürürlükte kalmas gerekir76.

Türkiye taraf nda Ankara Anla mas , T.B.M.M.’de bir çekimser, bir olumsuz oya kar l k 267 oyla; Cumhuriyet Senatosunda ise üç çekimser ve bir olumsuz oya kar l k 100 oyla onaylanm t r77. Toplulu a üye devletler parlamentolar nda da

Anla man n onay i lemleri, Fransa’da 12 Subat 1964, Lüksemburg’da 12 Haziran 1964, Almanya’da 14 Temmuz 1964, Belçika’da 22 Temmuz 1964, Hollanda’da 31

73 Can ve Özen, s.17.

74 Türkiye-Avrupa ekonomik Toplulu u aras nda imzalanan ortakl k anla mas imza yeri nedeniyle

“Ankara Anla mas ” olarak da an lmaktad r.

75 Ankara Anla mas ve Katma Protokol, birincil Topluluk hukukudur.

76 S.R dvan Karluk, “Güney K br s’ n Gümrük Birli i’ne Kat l m Sürecinde Kar la lan Sorunlar”, Ankara Avrupa Çal01malar0 Dergisi: Prof Dr. Ahmet Gökdere’ye Arma4an, Cilt:5, No:2, K

2006, s.71.

(32)

Temmuz 1964 ve son olarak da Ctalya’da 23 Ekim 1964 tarihlerinde tamamlanm ; onay belgelerinin teatisi de 28 Ekim 1964 tarihinde gerçekle tirilmi tir78.Anla man n

yürürlü e giri tarihi, onay belgelerinin teatisini izleyen ikinci ay n ilk günü olarak belirlendi i için, Ankara Anla mas 1 Aral k 1964’te yürürlü e girmi tir.

Ulusal parlamentolara onay i lemi için sunulan Ankara Anla mas , ayn zamanda 12 Subat 1964 tarihinde GATT’ da sunulmu tur. GATT, Ankara Anla mas ’n n kendi prensipleriyle uyumunu incelemek üzere, 28 May s 1964 tarihinde bir “Çal ma grubu” kurmu tur. Söz konusu çal ma grubunun iki üyesi, “anla man n süresi kesin olarak belirlenmemi bir haz rl k dönemi öngörmesi, bu dönemle ile ilgili takvimlerin belirlenmesine kar l k, gümrük birli inin hayata geçirilmesi ile ilgili plan ve program n kesin olarak saptanmam olmas gerekçeleriyle, Tarife ve Ticaret Genel Anla mas n n XXIV. Maddesiyle öngörülen gümrük birli inin kurulmas için gerekli olan “uygun süre ko ulu”nun yerine getirilmedi ini ileri sürmü tür. Di er taraftan bu iki üye, “haz rl k dönemi”nin kesin bir takvime ba lanmas durumunda dahi, gümrük birli i için gerekli ko ulun tamamlanm say lamayaca n , çünkü haz rl k döneminden sonra, yine süresi öngörülmemi bir “geçi dönemi”ne ba lanaca n ileri sürmü lerdir79..

Çal ma grubunun, Ankara Anla mas ile ilgili olarak tart maya açt en önemli nokta, anla man n gerçekten bir gümrük birli i kurmaya yönelmi oldu una ili kin üphelerini dile getirmesidir. Bununla birlikte çal ma grubu üyeleri, gümrük birli inin gerçekle memesi halinde, tek ba na uygulamada kalacak olan Türkiye lehine “tarife kolayl klar ”n n, tek tarafl bir ayr cal k getirmesi nedeniyle ta d “ayr mc ” niteli in, GATT kurallar na uymayaca çekincesini de dile getirmi lerdir80.

GATT çal ma grubunun söz konusu çekincelerine kar Türkiye ve Topluluk taraf , Ankara Anla mas n n gümrük birli inin kurulmas na yönelik ilkeleri, kurallar , plan ve takvimleri içerdi ini, ayr ca haz rl k döneminin, Türkiye’nin gümrük birli ine haz rlanmas için “zorunlu bir süreç” oldu unu da ispatlamaya

78 Can ve Özen, s.19. 79 Can ve Özen, s.19. 80 Can ve Özen, s.20.

(33)

çal m lard r. GATT’a taraf ülke temsilcileri Topluluk ve Türkiye’nin cevaplar n ald ktan sonra, Ankara Anla mas n n onaylanmas na karar vermi tir. Söz konusu karar uyar nca Ankara Anla mas ’n n GATT onay sürecinden geçti i kabul edilmi ve Anla man n yürürlü e girmesi konusundaki son engel de ortadan kalkm t r.

Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Toplulu u81 ile ili kilerin 1959’da ortakl k ba vurusuyla ba lamas nda, Avrupa Toplulu u ülkelerinin Türk Ekonomisinde önemli bir yere sahip olmalar n n yan s ra –d ticaretin yüzde 35’i-, Türkiye’ nin artan bir ekilde Bat siyasi ve ekonomik sistemine yak nla ma iste i ve Yunanistan’ n Ortakl k ba vurusuyla gündeme gelen bölgede denge aray , önemli bir rol oynam t r82. Bunun sonucunda da bir dizi görü me sonras nda Türkiye’yi Avrupa Toplulu u’na “ortak üye” yapan, taraflar aras nda bir gümrük birli ine dayanan ve ileride tam üyeli i öngören Ortakl k Anla mas , 12 Eylül 1963’de Ankara’ da imzalanm t r83. Tam ismi “Türkiye ile AET Aras nda Bir Ortakl k Yaratan Anla ma” ya, Ankara’ da imzaland için “Ankara Anla mas ” da denir84. Söz konusu anla ma, Türkiye aç s ndan Avrupa’ ya aç lan bir kap ; Avrupa Toplulu u için ise stratejik bir müttefiki saflar na katmak ve Yunanistan ile Türkiye aras ndaki dengeyi korumak için bir araçt85.

1 Aral k 1964’te yürürlü e giren Ankara Anla mas ’ n n 2 inci maddesinde86 belirtilen amaçlar n gerçekle tirilmesi için Topluluk ile Türkiye aras nda gittikçe

81 Maastricht Anla mas sonras nda, Avrupa Topluluklar ’n olu turan üç Topluluktan Avrupa

Ekonomik Toplulu u’na (AET), Avrupa Toplulu u (AT) denmeye ba lanm t r. Maastricht Antla mas Avrupa Toplulu u’nu temel olarak alm ve bunun üzerine “ortak d politika ve güvenlik politikas ” ile “adalet ve içi lerinde i birli i” gibi, bütünle menin ikinci ve üçüncü aya denen (AT birinci ayak olarak kabul edilmi tir) yeni mekanizmalar eklemi tir. Söz konusu üç aya a birden Avrupa Birli i (AB) denilmektedir. Türkiye Avrupa Topluluklar denen üç Topluluktan sadece Avrupa Ekonomik Toplulu u ile ortakl k ili kisi kurmu , anla malar imzalam ve AB’ye tam üyelik için aday ülke statüsü kazanm t r. 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile kat l m müzakerelerine ba lam t r. Bu nedenlerden, metin içerisinde de geçmi ten günümüze kadar süreçte Avrupa Toplulu u ve Avrupa Birli i deyimleri kullan lm t r.

82 Erol Esen, “Türkiye-Avrupa Birli i Cli kileri”, Mülkiye Dergisi, cilt: XXVI, Say :233, Mart-Nisan

2002, s.211.

83 H.A.K.,Türkiye’nin D01 Politikas0nda Avrupa Birli4i ve Alternatifleri, Harp Akademileri

Komutanl Yay nlar , Cstanbul, 2001, s.190.

84 Ankara Anla mas ’n n detaylar için bkz.R dvan Karluk, Gümrük Birli4i Dönemecinde Türkiye: Gümrük Birli4i Ne Getirdi Ne Götürdü, Ankara,1997, ss.23–28.

85 Müftüler Baç, s.28.

86 “Anla man n amac Türkiye ekonomisinin h zland r lm kalk nmas n ve Türk halk n n istihdam

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu doğrultuda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği, Türkiye’nin ticaret ve rekabet politikalarını büyük ölçüde etkilemiş ve oluşan yeni

EndÜıüs'te Raks'ta tek renk, kırmızı ve nüansları, La Dans Serpantin'de ise bütün bir renk yelpazesi vardır.. Renkler sembolik anlamda algılanırsa, Yahya Kemal'in şiirine

Dersin İçeriği Derste, Avrupa Birliği'nin işleyişine ilişkin bir temel oluşturmak üzere ekonomik bütünleşme türleri, Avrupa Birliği'nin tarihçesi ve bütünleşme süreci

[r]

Bu çalışmayla birlikte, Türkiye’nin AB’ye üyelik başvurusunun hangi amaçlarla yapıldığı, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile ilişkilerin dönem içerisinde Türk

Makalenin amacı, son yıllarda Türkiye’nin üyeliği ile ilgili Avrupa Birliği ülkelerindeki akademik ve siyasi çevrelerce yapılan tartışmaların tarafsız olarak

çalışmalarında gümrük birliği uygulaması sonucu bölgesel ticaretin arttığını, ancak 

olumsuzluklar söz konusu olmuştur. Gerek AB’de, gerekse Türkiye’de Türkiye’nin