• Sonuç bulunamadı

Başlık: MEMLEKETtMtZDE YETİşEN HELLEBORUS'LARYazar(lar):GÜLEY, MustafaCilt: 7 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001859 Yayın Tarihi: 1960 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: MEMLEKETtMtZDE YETİşEN HELLEBORUS'LARYazar(lar):GÜLEY, MustafaCilt: 7 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001859 Yayın Tarihi: 1960 PDF"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. U. VETERiNER FAKULTESı FARMAKOLOıı VE TOKSİKOLOl! KÖRSOSO Prol. Dr. NURETTİNöKTEL

MEMLEKETtMtZDE YETİşEN HELLEBORUS'LAR

Doç. Dr. Mustafa GtILEY

Helleborus'a Türkçe siyah harbak, bo~ça (bohça) otu, dana

bagır-tan isimleri verilmektedir.

Memleketimizde botanik determinasyonu yapılmış iki Helleborus

türü yetişmektedir:

1) Helleborus orientalis Lam. (Ranunculaceae) (Şekil, I) Byn. Hel. leborus kochii Schiffn.

(Şekil : ıi Bellehorus orientalis Lam.

(2)

Yetişti~i bölge: Karadeniz sahilleri (Samsun, Trabzon),' Bolu

dae-an, Bursa, İzmit.

2) Helleborus vesicarius Auch. (Ranunculaceae) (Şekil, 2) Yetis

i~ yer : Toroslar.

(Şekil : 2) Helleborus vesiccrrius Auch.

Helleborus niger L., Helleborus viridis L. ve Helleborus foetidus L.'. n mevcudiyetleri bildirilmemiştir. Önceleri Helleborus niger L. (Gür-gen, 10) ve Helleborus foetidus L. (Gür(Gür-gen, 10 ve Güley, 9) diye tanıtı.

an türlerin yeni determinasyona göre Helleborus orienta1is Lam.

01-duklan anlaşılmıştır.

Chen ve arkadaşlarına (5) göre hel1E~borusnevileri tıpta 20 aşır-_ dan fazla bir müddet kullanılmıştır. Yunanlılar bu bitkiyi einnet, VÜ.

eutta su toplanmalan ve mafsal rahatsızlıklannda kullanmışlar, kustu-rueu, sürgüt ve antelmentik il~ç olarak tavsiye etmişlerdir. Helleba-rus tedavisine orta zamanlarda da devam edilmiştir. Önceleri offieinel olan Helleborus ni~er L. kökleri bir çok farmakopiIere girmiştir.

(3)

Tee-HELLEBORUS

. .

rübi hekimlik geliştikçe ihıçların tesirleri daha geniş olarak etüd edi! me~e başlanmıştır. Yine Chen ve arkadaşlarının Marme'ye atfen bildir diklerine göre; Schabel.( 1817) ve Hertwig (1833) Helleborus ekstrakt larımn kalp üzerine depresif olarak, Vulpian (1857) i"se kurba~a kal bine digital benzeri tesir etti~ni görmüşler, sonraları Schraff, Pelika ve Dybkowsky bu bulguları teyit etmişlerdir.

Haku (12) Helleborein'den sonra kalp faaliyetlerinde vagus tenbi hinin müessir olmadı~ını tesbit etmiştir. On senedenberi saf Helleboru etken maddelerini tutan preparatlarla benzeri deneyler yapılmış ve ne ticede bu preparatlar gözde tonikardiyaklar arasına sokulmuşlardır. Ni tekim Löffler ve arkadaşları (16) Helleborsid (saf Hellebrin'le hazır lanmış) preparatı ile yaptıkları deneyler sominda bu glikozidin strofan tus ve digital arasında bulunan özelli~i ile her ikisinin temin edemedi . ~ faydayı sa~ladı~na inanmışlardır. Keza Ruppert (20, klinikte, mit

ral kifayetsizli~ bulunan dekompenzasyon hallerinde Helleborus pre

paratlarıyla iyi neticeler almıştır. Helleb<;>ruspreparatları bilhassa sa kalp kifayetsizliklerinde, Digitalis'in iyi gelmedi~, strofantus'un kont

rendike oldu~ hallerde, taşikardili dekompensation'larda (vagus te

sirinin strofantin'den daha kuvvetli olması dolayisile) i. V. olarak tav siye edilmektedir (Gessner, 8).

Müessİr maddeler:

19 uncu yüzyıl başlangıcındanberi bir çok araştırıcılar Heııeboru

niger L. köklerinin kimyasını tetkik etmişlerdir. Huseman ve ~rme

Helleborein ve Helleborin'i istihsal etmiş ve bunların laboratuvar hay vanları üzerinde yaptıkları deneylerde digital gibi tesir ettiklerini mü şahade etmişlerdir. (Chen ve arkadaşları, 5).

Modern isolation ve purification metodları yardımı ile Karrer (14 Helleborus niger L. köklerinden yüksek tesirli kristal Hellebrin (eski den Helleborein denirdi) ismini verdi~i glikozidi istihsal etmiştir. İl defa Reichstein laboratuvarlarında (Basel, İsviçre) bu glikozidin struc ture formülü ve aglycone'ları tesbit edilmiştir.

Schmutz (25), Buzas ve Reichstein (4)' ın bulgularına göre Hel

lebrin bir bioside'dir ki, aglycone'un iki mol şekerle konjugasyonu ne ticesi teşkil edilmiş olup altılı lakton halkası ihtiva eder.

Diglukozid Hellebrin (C36 H52 015, erime nokt. 283 C.) çok acı lez.'

zetli olup Strophanthobiose teSiriyle d-ghicose ve Desglucohellebrin

(C29 H42 012 erime nokt. 269 C.)e ayrılır. Bunun da hidroklorik asit

vasıtasıyla parçalanmasıyla 1 - Rnarrmose ve Hellebrigenin (C24 H32 06,

erime nokt. 237 - 240 C.) husule gelir (Schmutz, 25).

(4)

OH

,

u~•.•tıI0~ı:

i

GLUCO.sı

~EllE8RiN

HEUEBIUGENiM

1(\

oc o

'/

ii o I)E~GlUCO -

U£UlMiN

~c:o.o

~uu£8liGrNiN MONOACETlTE

\ ~ElLE8Ri6ENOL

MONDAtETAn

(5)

HELLEBORUS

Hellebrin ve mahsüllerinin açık formülleri (şekil 3) de gösteril miştir. Bunlar uygun dozlarda güvercin ve kedilerde kusma husule g

tirir ve düz adaleli organlann kontraksiyonunu mucip olurlar.

Scherf (22) ve Löffler (16) e göre Hellebrin intravenöz Ouabain gi bi. etkimektedir. Hellebrin kuvvetli kalp tesirlidir, 1 miligramı 2500 3000 kurbag-a dozuna eşittir. Hellebrigenin, Convallatoxin ve Desgluco hellebrin'den daha zehirlidir. Şayanı dikkattır ki, aglikon Hellebrige nin biyolojik olarak glikozidinden daha tesirlidir.

Hellebri genin , Strophanthidin'den yalnız lakton halkasının inş şekli ile fark göstermektedir. Kediler oral 1 miligram Hellebrin'e ta hammül ederler, 10 miligram öldürücü olarak etkir. Karrer (14) e g" re Hellebrin, Hel1eborin'den 20-30 defa d~a tesirlidir. Önceleri istih sal edilmiş olan Helleborein'in saf bir madde olmadıg-I anlaşılmıştır Helleborein'in farmakolojik tesirlerini Fühner (11) ve Haku (12) etü etmişlerdir.

Hellebrigenin Halleboretin'in aynı olup Helleborein'in fermantati aynşması neticesi husule gelmektedir.

Saponinglikozid Helleborin (C2R Hıo 06 veya C27Hı(.06) suda erime

(0,045 %), kalbe tesir etmez, drasticum ve narcoticum'dur.

Helleborus glikozidleri bitkinin kuruması ile kaybolmazlar, anca devamlı kaynatmakla harap olurlar.

Meyer (18) kalp tesirli Heleborus preparatlarının hazırlanınala açıklamıştır.

Helleborus saponinleri hafif hemoliz yaparlar.

Keller ve Schöbel (15)e göre Heleborus viridis L. köklerinde bun dan başka % 0,1 - 0,2 Celliamin (C21 H~5O2 N, erime nokt. 127-131C.)

Sprintillamin (C28 H4504 N, erime nokt. 228-229 C.), Sprintillin (C2

H41 OJ N, erime nokt. 141-142C.) ve «Alkaloid V» (C25 H4J06 N, erim

nokt. 267-268 C.) alkaloid'leride bulunur. Bu bakımdan Helleborus vi

ridis L, Helleborus niger L. den daha zehirlidir.

Franzen (6) in bulgularına göre bu alkoloid'ler hayvan organiz

ması üzerine aynı şekilde tesir etmektedirler. Beynin motorik me

kezlerini tenbih ederler. İzole ve vücut içindeki kalbin ritmus'unu y yaşlatır, kontraksiyon gücünü azaltır ve kalp hareketlerinde koordinas yon bozuklug-u husule getirirler. Motorik sinirler ve iskelet adeleIerin de de bozukluk yaparlar. Bu alkaloid'ler farmakolojik tesir bakımında Cevadin, Aconitin, ve Delphinin'e benzerle!.

(6)

Helleborus niger L. de nekroz husule getiren bir madde de

mev-cuttur. Kökü, taze yaralara konunca saponin tahrişinden ötürü

yara-nın iyileşmesine engel olur (Schi~dler, 24). Heneborus niger L. kökü

yüksek diüretik tesire de maliktir. Abartif oları;ı.k da etkir. '( Gessner, 8.)

Bamann ve arkadaşları (1) Heneborus foetidus L. ve Heneborus

niger L. tohumlarının çok tesirli lipase ihtiva etti~ini tesbit etmişler-dir.

Heneborus'lar bunlardan başka, bir miktar ya~ ile eseri eterik ya~ ıhtiva ederler.

Helleborus'ların zehirlilikleri

Cornevin (Garner'den,7) 250 g taze ve 70 g kuru kökün at, 8-10

g kuru kökün koyun için toksik oldu~nu bildirmiştir. Hertwig

(Völ-ker'den, 27) ~-10 g HelIebarus niger L. kökünün at ve sıjprlarda, 4-12

gramın koyun ve keçilerde alıır zehirlenme ve ölüm yaptılPnı

görmüş-tür. Domuz ve köpekler 0,3-1 g ile kusarlar, 4-8 g. ile kanlı ishal ve

kramplar husule gelir, kusma durdurulursa 48 saat içinde kramp ve

felç gösterilerile ölürler. 15-30 g kök kaynatılarak verildikte kusma, bü-tün vücutta ~ramp ve felç neticesi yarım saatta ölüm yapar. At ve sı-~tırda 1 g kök enfuzyonu LV. sıjprda kusma ve solunum krampı ve tit-reme ile kendini gösteren zehirlenme meydana getirir. 4 g 10 dakikada kuvvetli kramplarla atı öldürür.

Kafi miktar alınan Helleborus; sancı, timpani, ishal (ekseriya kan. lı), salivasyon, kusma, diş gıcırdatma ve diüresis yapar. Kalp üzerinEi tesir Digitalis'e benzer. Tenbih ve felç edici tesirler, epileptik

kramp-lar, baş dönmesi, muvazene bozuklu~, zafiyet ve koma sonu ölüm

hu-sule gelir. .

Helleborus glikozidleri sütle atılır.Forsyth (Garner'den, 7) zehir-lenmiş inek sütü içen şahıslarda a;kut diyare ve kusma tesbit etmiştir.

Helleborein ve Helleborin lokal İrritan tesire malik olduklarından

ölen hayvanların seksiyonunda muhtelif derecelerde gastro-enteritis

belirtileri görlilür.

Evcil hayvanlarımız çok aç olmadıkları veya zorlanmadıkları

tak-tirde bu bitkileri yemezler. Hayvanlara verilen yaş ve kuru oUa karışık

olabilirler. Helleborus etken maddeleri kuruma ve si10 edilmekle

bo-zulmazlar. 'Hayvanlar tarafından zehirleyici miktarların alınmasıyla ze-hirlenmeler husule gelebilir. Halk ilacı olarak apce de fietation şek-linde (ÖkteL. 19) veya atların uyuzuna (% 0,5 Dec.) ve deri ülserlerine

119

(7)

BELLEBORUS

(Gessner, 8), sıg-ırların ektoparazitlerine karşı kullanıldıkta zehirlen-meler (BerseIli, 2) ve ölüm (Torragiani, 26) görülmüştür.

Zehirlenen hayvanların tedavileri semptomatiktir. Her şeyden önce

hasta istirahat ve sükünete kavuşturulmalıdır. Mide ve bag-ırsaklar

mümkün ise bir müshille zehirden temizlenir. Glikozitleri çöktürrnek

için tanen, tutmak için hayvani kömür verilir. Muhati maddelerle sin-dirim yollarındaki tahrişler öİılenir. Araza göre santral stimulan veya sedatif ilaçlar kullanılır. Bu maksatla morfin verilebilir. Kalp

vurum-larının. yavaşladıg-ı zaman atropin, damar sp~larını ve kan tazyiki

artmalarını gidermek için amilnitrit ve nitrogliserin, kollaps devresinde analeptikler verilmelidir.

Pammel'e (20) göre Helleborus'lar balıklar için de zehirlidirler.

Zehirlenme tarzı nasılolursa olsun, bütün bu zehirlenmelerde

ze-hirin ölü .hayvan materyalinden çıkarılmasına ve kesin identification'u-na ihtiyaç vardir. Elde edebildiğimiz literatür maksadı

karşılayamadı-g-ından memleketimiz de yetişen Helleborus müessir maddeleri bu

ba-kımdan incelenmiştir. Materyal ve metod:

Deneylerde kullanılan materyal; Samsun ve Bolu dağlarından

geti-rilmiş Helleborus orientalis Lam. ve Toroslarda yetişen Helleborus

ve-sicarius Auch. numunelerinin kök, yaprak ve tohumları ile bunlardan

hazırlanan ekstraksiyon mahsülleri vasıtasıyla öldürülmüş kedi ve kö. pek iç organlarıdır.

Deneyler ve sonuçlan

1 - Toz edilmiş kuru kök materyalinden Helleborin, eterle

çalka-mak suretiyle ayırdedilmiş ve eterin uçurulmasından sonra kalan bakİ-ye evvela petrol ete~i sonra soğuk asetonla muamele edilerek elde edil-miş ve mevcudiyeti, kesif sülfirik asitle koyu kırmızı kahve renk alma-sıyla anlaşılmıştır (Bömer, 3).

2 - Eterle Heleborin'i alinmış kök numunesi kaynar su ile

ekst-rakte edilmiş ve Bömer metodu ile tasfiye edilerek Hellebrin

(Helle-borein) elde edilmiştir. Ekstraksiyon mahsulünde Hellebrin'in mevcu.

diyeti, ilk önce Zawalkiewicz tarafından tatbik edilen Wasiky reaktifi (P - Dimethyl - aminobenzaldehid 2 g, kesif sülfirik asid 6 g, distile su 0,4 g. (Merck, 17) ile günlerce devam eden eosin. ~ırrnızısı renk ver. mesi neticesinde anlaşılmıştır. Ayrıca Hellebrin, Schindler (23) meto-dunda bildirildiği tarzda, .su ve sulu hidroklorik asid ile kaynatılmış ve

120

(8)

----parçalanma mahsülü olan helleboretin elde edilerek (karışımın maviye boyanması) teyit edilmiştir.

3 - Helleborus ekstraktlarıyle öldürülen hayvanların mide, bağır-sak muhteviyatı ve karaci~er materyali, Stass -

atta

metodu ile analize arz edilmiş, kloroform çalkama mahsülü bakiyesi de Wasiky reaktüi ile bariz eosin kırmızısı' renk vermiştir.

St ass -

atto

analiz metodu safhalarının mahsülleri reaktifle kont-rol edildikte:

a) İlk şarap asitli bitkinin alkol ekstraktından alkolün uçurulma-sıyla elde edilen bakiye ve su ekstrakt bakiyesinin Wasiky ile müspet reaksiyon verdi~,

b) Asit vasatta eter ekstraktı kalmtısının Wasiky ile renk

de~şme-si yapmadı~, .

c) Analizde kullanılan şarap asidi ve sodyum hidroksidin reaktife etkisiz kaldıkları, tesbit edildi.

3 - Toz edilmiş küçük bir parça kök, yaprak, ezilmiş bir tek tohum

hiç bir kimyevi muaıneleye tabi tutulmadan Wasiky reaktüi ile ayni

eosin kırmızısı rengi vermektedirler.

4 - Wasiky reaktifi ile husule gelen kesü eosin kırmızısı renk

günlerce devam etmekte, amonyak, hidroklorik asit, nitrik asitle kay. bolmakta, sodyum hidroksid ise tesirsiz kalmaktadır.

Reaktifle teşekkül eden eosin kırmızısı, distile suda rengini muha-faza ederek erimektedir.

Tartışma ve sonuç :

Doğrudan do~ruya Helleborus köklerinden elde edilen Helleborein (Hellebrin) in tanınması için Bömer (3), Gürgen (lO) tarafından reak-tif olarak bildirilen kesif sülfirik asitle teşekkül eden esmer kırmızı veya kirli menekşe (Völker, 27) renk, karakteristik bulunmamıştır. Zi-ra kesif sülfirik asit, organik madde bakiyelerile bu renkleri ekseriya vermektedir.

Birçok zehirlerin ayni zamanda araştırılması istenilen ölü hayvan

materiyali ekstraktlarının tam olarak saflaştırıJması mümkün olamı.

yacağından, sülfirik, asit, kesin bir karar verme~e elverişli değildir. Ayni şekilde Unverhan ve Dragendrof reaktifleri (Merck, 17) de yeter

görül-memişlerdir. Halbuki Wasiky reaktüi saf olmayan ekstraksiyonlarla da

karakteristik eosin kırmızısı rengi vermektedir. Bitkisel zehirlerin a-ranması için müracaat edilen Staşs - atto metodunun. ilk şarap asitli

(9)

HELLEBORUS

ekstraksiyon numunesinde Wasiky reaktifi yardımı ile HelIebrin

mev-cudiyetinin kesin olarak meydana çıkanlması, toksikolojik analizlerde büyük kolaylık sag-lar.

Wasiky reaktif}; bir tek tohum, gayet az miktarda bitki

kısımlan-na ait toz numunesinin tanınmasına da imkan verdig-inden

farmakog-nozik teşhisIerde de emniyetle kullanılabilir.

Memleketimizde yetişen Veratrum album L. alkaloidleri'de Wasiky

ile kırmızı renk vermektedir. Şüpheli hallerde, Veratrum alkaloidleri-nin mevcudiyetini kesin olarak belli eden Güley (9) in biyolojik meto-duna baş vurulabilir.

Esasen, Schindler (23) bu reaksiyonu bitkide az bulunan

Veratra-marin'e atfetmekte ve glikozidiİı kolay parçalanması, bitki materyali-nin toplanma zamanına bag-lı olarak, reaksiyonun deg-işmesinden ötürü Wasiky reaktifinin teşhis vasıtası olarak kulIanılamayacag-Inı bildirmek-tedir.

Aslında bir alka:loid reaktifi olan Wasiky ile atropin sıcakta viyole ç:izgili kiraz kırmızısı, morfin ve kodein soğukta san kırmızı, kinin sı-cakta kahverengi kırmızı, narcatin ve papaveı:in portakal rengi, fizo-stignin küf rengi, veratrin koyu yeşil renk verirler. Bu renkler, Wasiky reaktifinin Hellebrin ile verdiği devamlı parlak eosin kırmızısı renkle asla kanştınlmazlar.

ÖZET

Bu çalışma ile memleketimizde yetişen HelIeborus türleri

tanıtıl-mış, genelolarak HelIeborus'ların etken maddelerinin en son

çalışma-lara göre bünyeleri, etki ve toksisiteleri, hekimlikte kullanılmalan hak kında bilgi verilmiş ve literatürde mevcut olmayan, memleketimiz Hel leborus türlerinin etken maddeleri tesbit edilerek zehirlenmelerde tok

sik maddenin ölü hayvan materyalinden isolation'u için gerekli metod

uygulanmıştır.

ZUSAl\o1MENFASSUG

İn der vorliegenden Arbeit \Vurden Untersuchungen über die wirk

samen Bestandteile, der in der Türkei wachsenden Helleborusarte

(HelIeborus orientalis Lam. und Helleborus vesicarius Auch., Ranuncu

laceae) durchgeführt. Die wirksamen stotfe werden von den Organe

der Versuchstiere, die mit de~ Helleborusextracten vergiftet und

ge-tötet waren, chemisch isoIiert (stass - Otto Method) und Hellebrin İst

nachgewiesen worden (der Verdampfungsrückstand des

Chloroforma-uszuges gibt mit Wasiky Reagens intensiv eosin rot). 122

(10)

LİT ER AT ÖB

i Bamcmn. E.. UUmcmıı. E.: U. Tietz. N.: Arzneimil. Forsch. 4 Jahrg 35 (1954L. 2 BerseIIi. Lo:Jahresh Vel. Med. 60. 538. (1957)

3 Bômer. A.: Handbuch der Lebensmittelchemie Bd. i. Berlin ringer. 494 (1933)

4 Buzas. A., Beichstein. To:Helv. Chim.' Acla. 31. 110 (1948)

Verlag von J.

Sp-5 Chen. K. K.. Francis. G.. Handerson and Anderson: i. ol Pharmacol. and Exp . . Therapeuhcs. 99. 395-400 (1950L.

6 - Franzen. G.: Arch. i. elfp. Path Pharm. 159 183 (1931L.

7 Gamer. Bo lo: Veterinary Toxicology i Ed. London: Bailliere Tirdaıı and Cox

305 (195n

8 Gessner. O.: Die Gdt - und Arzneipf.1anzen von Milteleuropa. Heidelberg Carl Winter Universiteitverlag 219-222 (1953)

9 - Güley. M.: Samsun ve Trabzon bölgesi tLbbi ve zehirli bitkilerden başlıeaları-nın larmakodinamik etkileri ve tedavideki önemleri A Ü. Vet Fa.k. Y:49. 26

i O Gürgen. A.: Türkiye zehirli nebatlarının en ehemmiyetlileri üzerinde kimyevı . araştı;ma. Ankara: Z E. ç. 138. 92-94 (1943)

ii Fühner. H.: Arch Pharm. 269. 179 <l93IJ 12 Baku. S.: Ber Ges. Physiol. 118:654 (194))

13 Bene. E. A.: Arch Exp. Pathol. Pharm 182.82 (1937) 14 Karrer. W.: Helv' Chim. Acta 25. 1353 (1943) 15 Keller. 00 Schöbel. Wo:'Areh Pharm. 256.545 (1928)

16 LöflIer. W.. EsseIiero Ao Fo et Pedrozzini. A: Sc'hweiz. med. Wchnschr. 78. 1021 (1948)

17 Merck. E.: Reagenzienferzeichniss. 8. Aul!' Darmstad!: 1. C. Witlichschen Hof-buchdruckerei 538 (1936)

18 Meyer. Fo O.: Pharmazie 4578 (1949)

19 ÖkteL. No:Türkiye'de kuııanılan ev ilôç1arıle 'bunların larmakolojik lesirleri ve ledavice ehemmiyeıleri. Ankara: Y. Z. E. ç 57. 34-35 (1939)

20 Pelmmet Lo:lahresb. Ve'.. Med. Bd. 45/1. 459 (1925) 21 Ruppert. H.: Med. Klinik. 45. 534 (1950)

22 S~herL Do: Med. Klinik. 33 20 (1937)

23 Schind~er. Ho:Pharm Z. Ha1!e. 88. 259 (ı 949)

24 Schindler. B.: Arzncirnit Forsch. 4. lahr .. 216-218 (1954J. 25 Schmutz. I.: Pharm. Acta. Hei.v. 22.373 <l947)

26 Tonagicıni. Lo:Jahresb Vet. Med. 45. 15b. (1925J.

~7 Völker. B.: Fröhner's Leh~buch der Toxieologie lür Tierarzte. 6 Aul. Stutlgart: F. Enke Verlag. 255-257 (i 950)

Referanslar

Benzer Belgeler

il nous apparait que la bonne reputation et le modernisme d'İsmail Hakkı İzmirli viennent beacuoup plus de sa tendance poütique ct ideolo- gique, ainsi que de ses activites

On the settlement level, regional and immediate vicinity profiling, sustainable land use, ecology, and disaster management, transportation and mobility, settlement and

Sonuçta bir üniversite hastanesinde doğum yapan 250 kadından %21.6'sı ortalama 2.5 kez evinde DÖB anlamında ziyaret edilmiş, yine bu kadınların ancak %22.6'sı sağlık

Hastalanan bina hastane binası Hastalanan bina hastane binası olarak tanımlanınca hastane binası olarak tanımlanınca hastane binası.  HASTA HASTANE (HH) OLARAK HASTA HASTANE

124 -İllerarası farklara bakıldığı zaman Ankara’da hemodiyaliz tedavisi gören hastaların fonksiyonel durum, esenlik ve genel sağlık anlayışı puanlarının

KAPD tedavisi alan hastalarda (n=11) 1 hastada yüksek ve 10 hastada da normal Tc-99m perteknetat uptake’i gözlenirken, hiçbir hastada yüksek I-131 uptake değerleri

Bu çalışmada COX-2 ifade derecesine göre hastaların sağ kalımları bakıldığında COX-2 ifadesi &gt;%5 olan grupta ortalama sağ kalımın daha uzun olduğu

ay muayenesinde izlenen değerlere göre anlamlı olmayan oranda yüksek olduğu izlendi (p=0,024), (Şekil 4.1, tablo 4.2).. Beşinci grupta yer alan hastaların muayenelerindeki