• Sonuç bulunamadı

Gümrük Birli4i’nin Serbest Ticaret Anla1mas0na Dönü1türülmesinin Türkiye’ye Etkiler

ÇIKAN TEMEL SORUNLAR

3.2.4. Gümrük Birli4i’nin Serbest Ticaret Anla1mas0na Dönü1türülmesinin Türkiye’ye Etkiler

Avrupa Birli i’nde Türkiye’nin üyeli ine kar ç kanlar, imtiyazl ortakl k önerisiyle Türkiye’yi Gümrük Birli i ile kendisine ba lay p kendi etki alan içinde tutmak istemektedirler, bunun için de AB hukukunda olmayan “kendine özgü” (sui generis) bir ekilde “gümrük birli ini” bir model olarak almaktad rlar467. Gümrük Birli i AB için en uygun bir formül olup sadece sanayi mallar n n serbest dola m n öngörmesi sebebiyle de AB’nin bir tercihidir ancak mallar üreten el eme inin serbest dola m n n kapsamamas ise Türkiye’nin aleyhinedir468.

Di er taraftan Türkiye ile “özel statü” veya “imtiyazl ortakl k” kurulmas n dile getirenlerin hepsinin zihninde ayn model olmamakla birlikte, baz lar n n Türkiye ile bütünle mesinin oldukça zay f bir çerçevede, belki de en yava viteste tutulmas n istemeleri muhtemeldir. AB’nin üçüncü ülkelerle kurdu u en zay f bütünle me ili kisi ise Serbest ticaret bölgesidir469. Bu ba lamda AB ile Türkiye

466 Ülger, s.80.

467 R dvan Karluk, “AB-Türkiye Gümrük Birli i”, Yeni Türkiye Dergisi, Özel Say , No:3, Mart-

Nisan, 1995, ss.190–191.

468 Karluk, 2006, s.27.

469 Avrupa Birli i, Avustralya, Kanada, Tayvan, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda,

Singapur ve ABD d nda geri kalan DTÖ üyelerinin tamam yla bir tercihli ticaret düzenlemesine sahiptir. AB’nin üçüncü ülkelerle kurmu oldu u tercihli ticaret ili kileri, geli mi lik derecesine göre, hiyerar ik bir ekilde, üç katmanl “tercihler piramidi” olarak tan mlanmaktad r. Tercihli ticaret ili kileri hiyerar isinin en yüksek seviyesinde kar l kl tercihli anla malar yer almaktad r. Bu anla malar, liberalle me yükümlülükleri aç s ndan kar l kl olmakla beraber, ayn h zda de illerdir. AB’nin Türkiye ile sahip oldu u “gümrük birli i” ili kisi bu kategoriye en güzel örne i olu turmaktad r. Tercihli ticaret ili kilerinin ikinci katman n , Afrika, Karayip ve Pasifik ülkeleri ile yap lm olan ve ülkelere kalk nmalar amac yla “kar l ks z” ticari tercihler sa layan Cotonou

aras nda tesis edilen GB de erlendirildi inde ise; bu birli in sadece AB ile Türkiye aras ndaki de il, nerdeyse tüm dünya ülkeleri ile ticari ili kileri belirlemekte oldu u görülmektedir.470.

Avrupa bütünle mesinin kaydetti i geli melere bakacak olursak Türkiye’nin gümrük birli inden ç k p, AB ile ili kisini mevcut bütünle me düzeyinin bir ad m gerisine götürmesi çok da anlaml görünmemektedir. Ancak, Türkiye’nin Avrupa Birli ine üyeli inin gerçekle mesinin öngörüldü ü 2015 y l ndan sonraki belirsiz bir tarihe ertelenmek istenmesi ya da ulusal ç karlar m z n gere i, Türkiye’nin gümrük birli inden ç karak, AB ile ili kisini bir serbest ticaret anla mas na471 dönü türmek gibi bir ad m atmaya zorlanmas söz konusu olabilece inden, böyle bir senaryonun etkilerinin de erlendirilmesinde de yarar bulunmaktad r.

AB ile tam üyelik öncesi gerçekle en Gümrük Birli i, sadece Türkiye’ye özgü bir uygulamad r. Zira AB’nin kurulu u, yap s ve geni leme süreci incelendi inde üye ülkelerin önce tam üye olup gümrük birli ine sonradan girdikleri veya tam üyelik ve gümrük birli i süreçlerinin e zamanl olarak ba lad görülmektedir472. Türkiye AB ili kilerini farkl bir boyuta ta yan ve ekonomi tarihimizdeki en kapsaml ticari bütünle me say lan Gümrük Birli i’nin 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlü e girmesinin ard ndan, tüm ekonomimiz bu bütünle meden do rudan ya da dolayl olarak etkilenmi tir473.

Gümrük Birli i’nin tamamlanmas yla birlikte AB-Türkiye ili kilerinin yap s de i mi , hatta ortaklar aras ndaki var olan denge Türkiye aleyhine olmak üzere bozulmu tur. Böylece AB Türkiye’yi tam üye olarak kabul etmeden kendisine ba lamay ba arm , bu yolla da Türkiye pazar na girme amac na ula m t r474.

Anla malar olu turmaktad r. Son olarak da, di er az geli mi ülkelere “Genelle tirilmi Tercihler Sistemi” mekanizmas alt nda verilen, herhangi bir “sözle meye dayanmayana” (otonom) ve “kar l ks z” olan ticari tercihler gelmektedir. Ayr nt lar için bkz., Özer, ss.123–133.

470 Özsoy ve Özsoy, s.343.

471 Serbest Ticaret Anla mas için bkz. Halil Seyido lu, Uluslararas0 ktisat:Teori Politika ve Uygulama, Güzem Can Yay nlar , Cstanbul, 2003, ss.247–248; Nevzat Güran, Uluslararas0 ekonomik Bütünle1me ve Avrupa Birli4i, Anadolu Matbaac l k, Czmir, 2002, ss.221–224.

472 Erol Manisal , Gümrük Birli4inin Siyasal ve Ekonomik Bedeli, Ba lam Yay nlar , Cstanbul,

1995, s.55.

473 DPT, 2000, s.31.

474 Harun Gümrükçü, “Küreselle me, Avrupa’n n Geni lemesi ve Türkiye-AB Cli kileri Ba lam nda

Demek ki ortakl k ili kisinin temelini olu turan gümrük birli inin Türkiye ile Birlik aras nda d ticareti düzenleyen bir yap lanma olarak i lev görmesi ve Türkiye- Avrupa Birli i ili kilerinin bu seviyede devam etmesi istenmektedir475. AB’nin bir “hazmedememe sorunu” gibi söylemleri dile getirmeye ba lamas n n yan nda bir ad m daha ileri giderek “kapasitesi” uygun olabilirse 43 y l önce verdi i tam üyelik taahhüdünü yerine getirebilece ini dile getirmeye ba lamas hatta “imtiyazl üyelik/ortakl k” gibi bir kavram da ortaya atarak, Avrupa kamuoyunda bunu tart maya açmas bu görü ü destekler görünmektedir476.

Asl nda Türkiye’ye önerilen “imtiyazl üyelik/ortakl k”, 2002 Aral k ay ndaki Kopenhag Zirvesi’ndeki Gümrük Birli i’nin “derinle tirilmesi” ve “geni letilmesi”nden ba ka bir ey de ildir Gümrük Birli i’nin derinle tirilmesi ve geni letilmesi, 1/95 say l Ortakl k Konseyi Karar kapsam nda olmayan hizmetler ve kamu ihaleleri gibi konular n da yer al nd bir süreçtir. Gümrük Birli i’nin Ortakl k Konseyi Karar kapsam nda geni letilmesi ve derinle tirilmesi, Türkiye’nin Ankara Anla mas ile belirlenen AB’ye üye olma hedefinden hiçbir ekilde sapma yaratmaz Türkiye’nin üyelik yerine “imtiyazl ortakl k”, “özel statü” gibi AB müktesebat nda olmayan ili ki modellerini kabul etmesi, Ankara Anla mas ’n n lafz na ve ruhuna tamamen ayk r d r477.

Ancak burada imtiyazl bir ili ki modelinden bahsetmek de do ru olmaz. Çünkü AB Türkiye’ye sa lad gümrük indirimlerini kendi d ndaki birçok ülke ve bölgeye uygulamakta, hatta AB’ye üye olmas söz konusu olmayan baz ülkeler ise bu ayr cal kl durumdan yararland r lmaktad r. Dolay s yla Türkiye, Gümrük Birli i’ne girmekle ayr cal kl bir konuma sahip olmam t r478. Zira gümrük birli i ile söylenilenin aksine Avrupa Birli i taraf ndan Türkiye’ye imtiyazl bir rejim tan nmas n n aksine Türkiye bu imtiyazl rejimi Avrupa Birli i’nin kendisine tan m t r. Çünkü gümrük birli i rejiminin yürütülmesi genel olarak Avrupa

Süreci ve Bat0l0la1ma Sorunsal0, Der.Ertan Efegil ve Mehmet Seyfettin Erol, Orion Yay nevi,

Ankara, 2007, s.52.

475 Can, 2007, s. 306. 476 Gümrükçü, s.69. 477 Karluk, 2006, s.14. 478 Manisal , 1995, s.53.

Birli i’nin güdümüne b rak lm 479, hatta Türkiye, tam üye olmaks z n “Tam üyelerin ulusal ç karlar do rultusunda yönlendirilen bir ticari uygulamalar sürecine, hiçbir yönlendirme etkisi olmaks z n uymak durumunda” olan bir ülke konumunda olmu tur480.

Sadece ekonomik etki aç s ndan bak ld nda, Türkiye ile AB aras ndaki gümrük birli inin serbest ticaret anla mas na dönü türülmesinin AB’ye ciddi biçimde zarar vermesi beklenemez. Zira AB bütünle me sürecinin ba lang c nda gümrük birli i anla malar yaparken, son y llarda üçüncü ülkelerle ili kilerini daha çok serbest ticaret anla malar kapsam nda yürütmeyi tercih etmektedir. Csveç, Avusturya, Finlandiya, Orta ve Do u Avrupa ülkeleri gibi AB’ye sonradan kat lan ülkelerin ço uyla kat l m öncesinde yapm oldu u serbest ticaret anla malar buna örnek olu turmaktad r. Dolay s yla genel olarak daha korumac olan üçüncü ülkelerin, AB ile serbest ticaret anla mas içinde AB’ye s f r vergi uygularken, AB d ndaki ülkelere AB’nin ortak gümrük vergisinden daha yüksek bir vergi oran uygulamalar do al olarak AB’yi rahats z etmeyecektir481.

Yine sadece ekonomik etki aç s nda de erlendirildi inde, gümrük birli inin serbest ticaret anla mas na dönü türülmesinin Türkiye’ye bir zarar vermesi beklenemez. Aksine Türkiye’yi Avrupa Birli ine tek yanl olarak ba layan “Türkiye- AB Gümrük Birli i modeli”, Türkiye aç s ndan ancak tam üyelikle birlikte yararl olabilecek bir modeldir. Çünkü AB’nin, üçüncü ülkelerle yürüttü ü ticari ili kilerini belirleyen temel politika olan ortak d ticaret politikas n n, karar alma sürecinde yer almayan Türkiye, bu konu ile ilgili tüm düzenlemeleri üstlenme yükümlülü ü alt na girmi tir.

Türkiye, AB taraf aç s ndan tam üyeli inin desteklenmesi yönünde sahip oldu u en büyük olana üyelik öncesi kurulan Gümrük Birli i modeli ile büyük ölçüde yitirmi 482, hatta be inci geni lemesini tamamlamas sonucu üyeli i gerçekle en di er 10 aday ülkenin AB’ye kat lmas ile birlikte AB taraf n n

479 Can, 2007, s.306.

480 Tomris Çavdar, “Türkiye-Avrupa Toplulu u Gümrük Birli i Modeli’nin” Siyasal, Toplumsal ve

Ekonomik Sonuçlar ”, Mülkiye Dergisi, cilt.XXVII, Say : 240, Ankara, 2003, s.111.

481 Ege, s.101. 482 Çavdar, s.115.

üstlenmesi gereken büyük ekonomik yükler nedeniyle tam üyeli i gerçekle meyebilecektir. Bu itibarla tam üyelik sürecini destekler nitelikte ve üyelik öncesi ya da üyelik olmaks z n Türkiye’nin ç kar ve beklentilerine en uygun model Norveç ve Csviçre483 örneklerinde oldu u gibi Serbest ticaret Anla mas modeli olarak görülmektedir484.

Di er yandan Türkiye-AB aras nda kurulacak bir serbest ticaret bölgesi ile Türkiye’nin üçüncü ülkelerle ticari ili kileri üzerinde u anda var olan Birlik hukuku denetimini ortadan kald racak, dolay s yla da Türkiye d ticaret politikas n belirleme konusunda yeniden egemenlik yetkilerine kavu mu olacakt r. Gümrük birli ini serbest ticaret bölgesinden ay ran temel fark da bundan kaynaklanmaktad r. Gümrük birli i modelinde taraflar, üçüncü ülkeler men eli mallara ayn gümrük tarifesini ve ayn hukuki mevzuat uygulamalar yla birlikte, bu mevzuat n mahkemeler taraf ndan yorumlanmas n n bile ayn ekilde olmas gerekmektedir. Buna kar l k serbest ticaret bölgesinde taraf ülkeler kendi aralar nda gümrük vergileri ve e etkili vergileri kald rmakla beraber, üçüncü ülkelere ayr gümrük tarifeleri ve gümrük ve ticaret kurallar uygulayabilmektedirler. Hatta serbest ticaret bölgesi üyesi olan ülkelerin, serbest ticaret sahas d nda kalanlara ortak d tarife uyumla t r lm bir ithalat rejimi uygulamalar zorunlulu u da bulunmamaktad r485.

Türkiye’nin gümrük birli ini serbest ticaret anla mas na dönü türmesinin AB’ye ekonomik aç dan herhangi bir zarar olmayaca na göre, tam üyelik gerçekle tirilinceye kadar ili kilerin bir serbest ticaret anla mas kapsam nda sürdürülmesi teknik olarak mümkün olabilir. Zira böyle bir model, Türkiye’nin egemenlik haklar n gözetmesi, üçüncü ülkelerle ili kilerinde ve ticaretinde kendi ç karlar na ayk r yükümlülükler alt na girmesini engellemesi nedenleriyle Türkiye- Avrupa Birli i ortakl k ili kisinde “kar l kl ve dengeli yükümlülüklere” dayal bir anlay da destekler nitelikte olaca n söylemek mümkündür486.

Ancak burada gümrük birli inin daha ileri düzeyde bir bütünle meyi yans tt n , serbest ticaret bölgelerinin ise, üyelerin üçüncü ülkelere farkl tarife

483 EFTA için bkz., Ceyhan, s.102; Güran, ss.221–223.

484 Bu yöndeki bir de erlendirme için bkz., Manisal , 1996, s.63.; Çavdar, s.116. 485 Özen, 2002, ss.147–148.

uygulayabilme imkân nedeniyle uluslararas ticareti dolayl yollara sapt rma riski ta d n belirtmekte yarar görüyorum487. Dolay s yla Türkiye ile Avrupa Birli i aras nda “Türkiye-AB Gümrük Birli i modeli” yerine kurulacak olan Serbest ticaret anla mas n n Türkiye için, Birli in ortak ticaret politikas na uyum yükümlülü ünü ortadan kald rmas aç s ndan, ancak tam üyeli in gerçekle ece i tarihe kadar, geçici bir dönem için yürütülebilecek bir ekonomik bütünle me modeli olabilece ini söyleyebiliriz. Ancak böyle bir tercih yap lmas n n Türkiye’yi tam üye yapmak istemedi i aç k olan pek çok AB çevresinin i ine gelmesi ve Türkiye’nin üyelik sürecinin tümüyle rafa kalkmas na yol açmas daha büyük bir ihtimal olarak görülmektedir.

486 Çavdar, s.116.

487 Gümrük Birli i ve Serbest Ticaret Bölgesi’nin ortak ve farkl yönleri için bkz., Yusuf Bayraktutan, Global Ekonomide Bütünle1me Trendleri:Bölgeselle1me ve Küreselle1me, Nobel Yay n Da t m,

SONUÇ

Bölgesel bütünle me hareketleri içinde en ba ar l olan Avrupa Toplulu u kuruldu u günden bu yana uluslararas alanda büyük öneme sahiptir. Kuruldu u tarihten itibaren bat l la ma ile modernle meyi bir tutan Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararas alanda böylesine önemli bir yere sahip olan AT’ye kar kay ts z kalmas beklenilemez.

Türkiye AT ile ortakl k kurdu u 1963 tarihinden itibaren ini li ç k l da olsa AT ile ili kilerine her zaman büyük önem vermi tir. Ankara Anla mas ’n n temelinde üç a amada tesis edilen Gümrük Birli i bulunmaktad r. Haz rl k, geçi ve son a ama olarak ifade edilen a amalar içeren ortakl k ili kisi çerçevesinde Ortakl k Anla mas 1 Ocak 1973’de yürürlü e giren Katma Protokol ile desteklenmi tir. Ankara Anla mas ve Katma Protokol gibi hukuksal belgeler Türkiye-AT ortakl k ili kilerini “kar l kl ve dengeli yükümlülükler” çerçevesinde geli tirmi tir.

Türkiye 1970’li y llarda içinde bulundu u ekonomik krizler ve baz siyasi tercihlerle Katma Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaç nm t r. Bunun sonucunda AT da kendi yükümlülüklerini aksatmaya ve ortakl k ili kisinin geli tirilmesi istikametinde çaba harcamaktan kaç nmaya ba lam t r. Ba lang çta sadece ekonomik olan sorunlar, 12 Eylül döneminde ve Yunanistan’ n 1980’de Toplulu a tam üye olmas yla siyasi boyutlar da kazanmaya ba lam t r. AT- Türkiye ili kileri dondurulmu ve mali i birli ine son verilmi tir. Katma Protokolün ise sadece ticari hükümleri i lemeye devam etmi , di er bütün hükümleri at l kalm ve ili kiler 1987 y l na kadar 6 y l süreyle donmu tur.

Ankara Anla mas yla öngörülen AT ile Türkiye aras ndaki ortakl k ili kisinde son dönemin temelini olu turan Gümrük Birli i’nin 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlü e girmesi ile Türkiye-AB ili kileri bamba ka bir boyut kazanm t r. Türkiye AT gümrük birli i, Ankara Anla mas ile belirlenmi bir hedeftir. Bu hedef Türkiye AT ortakl k ili kisinin ekonomik temelini olu turmaktad r. Bu ekonomik temel ortakl k ili kisinin siyasal hedefinin de ayn zamanda temelidir. Ortakl k ili kisinin siyasal ve nihai hedefi tam üyeliktir. Dolay s yla ortakl k ili kisinin siyasal hedefi, ortakl k

ili kisinin de sonunu ifade etmektedir. Ortakl k ili kisi ile tam üyelik aras ndaki bu ba lant Türkiye-AT ili kilerinin temelini olu turmaktad r.

Türkiye ile Topluluk aras nda kurulan ortakl k ili kisi a ama a ama ilerleme sa larken Türkiye 1987 y l nda Toplulu a tam üyelik ba vurusunda bulunmu tur. 1996 y l nda gümrük birli inin yürürlü e girmesini takip eden y l olan 1997 y l nda yap lan Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’nin geni leme sürecinden d lanmas dikkat çekici bir geli medir. Dolay s yla, ortakl k ili kisinde ilerleme sa lan rken tam üyelik sürecinde bir duraksama meydana gelmi ve Türkiye Topluluk ile siyasi ili kilerini dondurmu tur. Ortakl k ili kisi ile tam üyelik süreci aras ndaki bu ters orant l geli me Türkiye’nin 1999 Helsinki Zirvesi’nde aday ülke olarak tan nmas ile son bulmu tur. 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile kat l m müzakerelerinin ba lamas tam üyelik sürecinde kilometre ta lar ndan biri olarak kar m za ç kmaktad r.

Tam üyelik süreci ile ortakl k ili kisi bütünsel olarak dü ünüldü ünde ortakl k ili kisinin tam üyeli i kolayla t r c bir faktör olarak dü ünülmesi gerekmektedir. Topluluk ile 1964 y l nda beri ortakl k ili kisi içerisinde bulunan Türkiye özelikle 1996 y l nda gümrük birli inin olu turulmas ile Toplulu un ortak ticaret politikalar na büyük ölçüde uyum sa lam t r. Bu sebeple müzakere sürecinde gümrük birli i ile ilgili ba l klarda Türkiye’nin teknik anlamda uyum sa lamada di er aday ülkelere k yasla fazla zorlanmayaca ifade edilebilir.

Tam üyelik perspektifinde Türkiye için kolayla t r c bir etkisi olaca dü ünülen ortakl k ili kisi, üyelik perspektifinin kaybedilmesi ihtimalinde ise tart malara yol açacakt r. 1999 Helsinki Zirvesi sonras süreçte, tam üyelik sürecinin h z kazanmas yla AB içerisinde Türkiye’ye “özel statü” verilmesi konusundaki tart malar h z kazanm t r. 1963 Ankara Anla mas ’n n nihai hedef olarak tam üyeli i belirlemesi ve Avrupa Konseyi Zirve kararlar nda Türkiye ile di er aday ülkelere e it davran lmas kararlar dü ünüldü ünde böyle bir durum hukuki ve siyasi aç dan Türkiye aç s ndan kabul edilebilir görülmemektedir.

Özel statü tart malar çerçevesinde Türkiye’nin tam üyelik perspektifini kaybetmesi durumunda ortakl k ili kisi modeli AB ile ili kilerde nihai bir model olarak kalamaz. Gümrük birli i sürecinde Türkiye tek tarafl olarak d ticaret

politikas n saptama konusundaki egemen yetkisini AB otoritelerine devretmi durumdad r. Türkiye’nin, siyasal niteli i ve sonuçlar a r basan bu egemenlik devrini nihai bir ekilde görmesi ve kabul etmesi er ya da geç Türkiye-AB ili kilerinde çok önemli sorunlar yaratacakt r. Bu nedenle Türkiye taraf ndan kar ç k lsa da tam üyelik perspektifinin kaybolmas durumunda gümrük birli inin alternatifi olabilecek Türkiye-AB ekonomik bütünle me modelleri de gündeme gelebilir. Serbest ticaret bölgesi, bu anlamda gümrük birli ine alternatif bir Türkiye- AB ekonomik bütünle me modeli olarak dü ünülmektedir.

Sonuç olarak, tam üyeli in Türkiye-AB ili kilerinde bir hedef olmaktan ç kt noktada, gümrük birli inin varl n sürdüremeyece i sonucuna var lmaktad r. Zira ortakl k ili kisi Türkiye’nin Avrupa Birli i ile bütünle mesi için bir ad md , kademeli olarak üyeli e geçi fonksiyonu sa lamaktayd . Ancak Ortakl n Türkiye’yi üyeli e haz rlama i levi zaman içerisinde kaybolmu ve sürenin uzamas nedeniyle de süreç tersine dönmü tür. Hatta günümüzde üyeli in alternatifi olma yönünde ilerlemektedir. Bunun argüman da AB’nin “imtiyazl ortakl k” yakla m d r. Nitekim Almanya ve Fransa gibi büyük üye devletlerin yakla m da bu yöndedir.

Ortakl k ili kisi ve tam üyelik süreci bir bütün olarak dü ünüldü ünde 1963 y l ndan beri süregelen ortakl k ili kisinin tam üyeli i olumlu yönde etkileyip “imtiyazl ortakl k” ve “özel statü” tart malar bir kenara b rak larak Türkiye’nin AB’ye üyeli inin gerçekle tirilmesi hem Türkiye hem de AB’nin için bir kazan m sa layacakt r.

KAYNAKÇA

AB Haber, “Fransa Yeni Bir Sorun Ç kartt ”, 7 Aral k 2007, http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=20026(10.12.2007).

Akdo an, Yalç n, K0rk Y0ll0k Dü1: Avrupa Birli4i’nin Siyasal Gelece4i ve

Türkiye, Alfa Bas m Yay m, Cstanbul, 2004.

Akgür, Hande, “Küreselle me Sürecinde Entegrasyon Hareketleri ve Ulus Devlet: AB Ekseninde Oyun Teorik Bir De erlendirme”, D.E.Ü.Soysal Bilimler

Enstitüsü Dergisi, Cilt:7, Say :1, Czmir, 2005.

Akman, Vedat, Avrupa Toplulu4u ve Türkiye: Uluslarüstü Andla1malar ve

Ekonomik Birli4in Ötesinde Bir Avrupa, Alfa Bas m Yay m Da t m, Yay n

No:248, Dizi No:29, Cstanbul, 1996.

Aktan, Gündüz “Cmtiyazl ortakl k”, Yay nlanma tarihi 19.05.2005, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=153171(06.12.2007).

“An Agenda for a Growing Europe, Making the EU Economic System Deliver”, Report of an Independent High-Level Study Group, 2003, http://www.euractiv.com/ndbtext/innovation/sapirreport.pdf(12.11.2007).

Ankara Ticaret Odas , “Gümrük Birli i Kamburu raporu”, http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=1054&l=1, (25.3.2007)

Arat, Tu rul, “Avrupa Birli i Cle Türkiye Aras ndaki Cli kiler ve Gümrük Birli inin Yeri”, A.Ü.Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:44, Say : 1–4, 1995.

Arjan M. Lejour and Ruud A. de Mooij, “Turkish Delight: Does Turkey’s Accession to the EU Bring Economic Benefits?”, Kyklos, Vol. 58, no. 1, 2005.

Arsava, Füsun “Gelece in AB Üyesi Olarak Türkiye Egemenlik Haklar n n Devri Sorunu”, der. Harun Gümrükçü, Küreselle1me ve Türkiye, Avrupa-Türkiye Ara t rmalar Enstitüsü, Hamburg, 2003.

Arsava, Füsun, “Hangi Avrupa Cçin Ne Kadar Esneklik”, Ankara Avrupa

Çal01malar0 Dergisi, Cilt:1, Say :1, Güz 2001.

Avrupa Birli i Genel Sekreterli i, http://abgs.gov.tr

Avrupa Komisyonu, “Türkiye 2006 Clerleme Raporu”, Brüksel, 8 Aral k 2006.

Aydo an, Metin, Avrupa Birli4i’nin Neresindeyiz: Tanzimattan Gümrük

Birli4i’ne,Umay Yay nlar , 16.Bas m, Czmir, 2005.

Barysch, Katinka, “What Europeans Think About Turkey and Why”, Centre for

European Reform Briefing Note, 2007,http://www.cer.org.uk(01.12.2007). Ba lar, Kemal,”Avrupa Birli i’ne Kat l m Sürecinde Türk Anayasas ’n n

Uyumla t r lmas Sorunu”, Journal of Turkish Weekly, 2005, www.turkishweekly.net(10.03.2007).

Baykal, Sanem, “Kat l m Ortakl Belgesi: Türkiye-AB Cli kilerinde Yeni Bir Dönemeç”, Mülkiye Dergisi, cilt: XXV, Say : 226, Ocak-Subat 2001. .

Bayraktutan, Yusuf, Global Ekonomide Bütünle1me Trendleri: Bölgeselle1me ve

Küreselle1me, Nobel Yay n Da t m, Ankara, 2004.

BBC News, “Turkey Entry Would Destroy EU”, 8 Kas m 2002, http://news.bbc.co.uk/1/hi/world/europe/2420697.stm(20.10.2007).

BBC Turkish, “Sarkozy’den Türkiye’ye Öneri”, 8 Subat 2007, http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2007/02/070208_sarkozyturkey.shtml