• Sonuç bulunamadı

Helsinki Zirvesi sonras nda Türkiye-AB ili kileri öncesine nazaran daha istikrarl bir ekilde devam etmi ve reform süreci güçlü bir ekilde ilerlemi tir189. AB’nin geni lemesi ile ilgili hukuki ve kurumsal zeminin tart ld 7–9 Aral k Nice Zirvesi’nde Türkiye’ye AB’nin geni leme perspektifi içerisinde yer verilmemi tir. Buna kar l k, Zirve’de üyelik perspektifi tan nan 12 aday ülkenin tam üyelikleri konusunda hukuki dayanak yarat lm t r.

AB, geni leme perspektifinde Türkiye’nin yer almamas na sebep olarak, Türkiye’nin di er aday ülkeler gibi kat l m müzakerelerine ba lamam olmas n göstermi tir190. 12–13 Aral k 2002 Kopenhag Zirvesi’nde Türkiye’ye ili kin olarak Aral k 2004’te gerçekle tirilmesi planlanan Avrupa Zirvesi’nde Komisyon raporu ve tavsiyesi üzerine Kopenhag siyasi kriterlerinin kar land na karar verilirse kat l m müzakerelerinin gecikmeksizin ba lat laca ifade edilmi tir191.

187 Özen ve Yazgan, s.256. 188 Özen, 2002, ss.133–136.

189 Ercüment Tezcan, “Helsinki’den 3 Ekim’e Giden Süreç Üzerine Saptamalar”, Türkiye-AB li1kileri: Avrupa’n0n Geni1lemesi, Müzakere Süreci ve Bat0l0la1ma Sorunsal0, der. Ertan Efegil

ve Mehmet Seyfettin Erol, Orion Yay nlar , Ankara, 2007, s. 309.

190 Karluk, 2005, s.144. 191 Karluk, 2005, s.153.

Helsinki Zirvesi sonras nda Türkiye, insan haklar ve demokrasinin güçlendirilmesini hedef alan 2002 y l nda üç tane ve 2003 y l nda dört tane olmak üzere yedi tane uyum paketi haz rlam t r. Bu uyum paketlerinin ard ndan 7 May s 2004 tarihli Anayasa paketi gelmi tir. Bu paketle 1982 Anayasas 9. kez de i tirilmi tir. Bu süreçte, en göze çarpan reformlardan biri olarak 21 Temmuz 2004 tarihinde yürürlü e giren 5218 say l yasayla ölüm cezas n n kald r lmas yer almaktad r192.

Türkiye-AB ili kilerinde bir dönüm noktas olan bu reform süreci sonucunda, Avrupa Komisyonu, 2004 Clerleme Raporu ile birlikte Türkiye’ye ili kin bir tavsiye karar yay nlam t r: “Komisyon Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli düzeyde kar lad n dü ünmekte ve kat l m müzakerelerinin aç lmas n tavsiye etmektedir.” AB, 17 Aral k 2004 tarihinde artl da olsa 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelere ba lanaca n kararla t rm t r. Böylelikle, Türkiye’nin 3 Ekim 2005 tarihine kadar Güney K br s’ Ankara Anla mas kapsam nda gümrük birli ine dâhil etmek için taahhüt alt na girmesi söz konusu olmu tur193.

Bu durum, Türkiye ve AB’de tart ma yaratm t r. Türk kamuoyunda olu an rahats zl klar gidermek amac yla Avrupa Komisyonu gibi baz çevrelerden Türkiye’nin Ankara Anla mas ’nda do an protokolü imzalamas n n “K br s Cumhuriyeti”ni tan d anlam na gelmeyece i aç klamalar gelmi tir. Di er yandan, AB ülkelerinde yay nlanan gazeteler K br s sorunu çözülmedikçe Türkiye’nin AB üyeli i önünde engel olarak yer alaca n ileri sürmü lerdir194.

17 Aral k Zirvesi sonuçlar Türk bas n nda farkl yank lar bulmu tur; bunu bir zafer gibi görenlerin yan s ra zafer gibi görenleri ele tirenler olmak üzere iki grup olu mu tur195. Bu süreçte Avrupa Komisyonu Türkiye ile müzakerelerin nas l yürütülece ine dair müzakere çerçeve belgesini 29 Haziran 2005 tarihinde aç klam t r ve 2–3 Ekim 2005 tarihlerinde Lüksemburg’da düzenlenen AB Bakanlar Konseyi toplant s nda Komisyon’un önerileri dikkate al narak Tam Üyelik Müzakere

192 Tezcan, ss.312–313. 193 Karluk, 2005, s.975. 194 Karluk, 2005, ss.976–977.

195 Daha fazla bilgi için bkz. Mehmet Ali Birand, Türkiye’nin Büyük Avrupa Kavgas0 1959–2004,

Çerçeve Belgesi kabul edilmi tir. Bu belgenin kabul edilmesini takiben 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg’da yap lan hükümetleraras konferans ile Türkiye’nin AB’ne kat l m müzakereleri resmi olarak ba lam t r196.

Müzakere Çerçeve belgesi müzakerelerin ba lamas sürecinde 17 Aral k 2004 karar ndan sonraki en somut ve önemli belgedir. Müzakere çerçeve belgesini takiben Aral k 2004 Avrupa Konseyi kararlar do rultusunda Türkiye 29 Temmuz 2005 tarihinde 1963 tarihli Ankara Antla mas ’n , 1 May s 2004 tarihinde AB üyesi olan 10 ülkeyi kapsayacak ekilde geni leten ek protokolü imzalam t r. Türkiye, Ek Protokol’ü imzalamas n n Protokol’de “K br s Cumhuriyeti” ad yla ifade edilen Güney K br s’ tan d anlam na gelmeyece ine yönelik bir deklarasyon beyan etmi tir197.

AB, bu deklarasyona kar bir deklarasyon yay nlama giri iminde bulunmu ancak üye ülkeler aras nda bu konuda uzla ma sa lanamam t r. Fransa, Yunanistan ve Güney K br s Türkiye’nin deklarasyonuna sert bir tutumla yan t verilmesini isterken, Cngiltere bu giri imi engellemi tir. Daha sonra Cngiltere dönem ba kanl n n haz rlad deklarasyon üzerinde üye ülkeler aras nda mutabakat sa lanm ve 21 Eylül 2005 tarihinde kar deklarasyon kabul edilmi tir198.

Çerçeve Belgesinde u noktalar dikkat çekmektedir. Çerçeve belgesi, “müzakerelerin amac n n tam üyelik oldu unu vurgularken müzakerelerin do as gere i ucu aç k oldu unu; müzakereler esnas nda insan haklar , demokratikle me, ifade özgürlü ü gibi konularda Türkiye’nin çal malar na ivme vermesi gerekti ini; Türkiye’nin BM nezdinde K br s sorununun çözümü için yap lacak çal malara destek vermeye devam etmesi, kom ular yla iyi bir ili ki kurmas gerekti ini ve AB’ye üye tüm ülkelerle ili kilerini normalle tirmesinin önemini; Türkiye’nin pazar ekonomisine geçi inin etkisinin iyi bir ekilde de erlendirilmesi gerekti i ve gerekti i takdirde bu konuda geçici istisnalara ba vurulabilece ini” belirtmektedir. Ayr ca, “Türkiye’de ciddi siyasi istikrars zl k, ifade özgürlü ü veya demokratikle meye yönelik eksiklikler ya anmas durumunda, AB Komisyonunun

196 Kamuran Reçber, Tam Üyelik Müzakere Çerçeve Belgesinin Analizi, Alfa Akademi, Cstanbul,

2006, s.2.

önerisi veya AB’ye ülkelerin üçte biri ile (9 ülkenin giri imi) müzakerelerin ask ya al nmas nitelikli oy ço unlu u ile kararla t r labilmesidir”.

Müzakere ba l klar , sa lanan ilerleme ile ba l kla ilgili müktesebat n aktar lmas na ve uygulanmas na ili kin somut ve kabul edilebilir bir plan olmas halinde, Hükümetler aras Konferansta oybirli i ile geçici olarak kapat lmaktad r. Müktesebat ba l na ili kin müzakerenin geçici olarak kapat lmas , taraflar n bu ba l ktaki müzakereleri tekrar açma hakk n sakl tutmas anlam na gelmektedir. Bunun nedeni, “her ey üzerinde anla ma sa lanmad sürece hiçbir ey üzerinde anla ma sa lanmamas ” ilkesidir. Bu süreç içinde müktesebata yeni eklemeler yap lmas ya da tadil edici düzenlemeler getirilmesi de mümkündür. Müzakereleri tekrar açma hakk n sakl tutman n bir ba ka amac da aday ülkenin taahhütlerini yerine getirme konusunda gerekli önlemleri almama ihtimalini ortadan kald rmakt r199.

Müzakere çerçeve belgesinde, müzakerelerin h z n n Türkiye’nin tam üyelik kriterlerini kar lama konusunda gösterece i eylem ve i lemlerine ba l olaca belirtilmi tir. Bu ifade sorumlulu un Türkiye’ye tek tarafl olarak yüklenmesi olarak görülmekte ve ele tirilmektedir200. Asl nda, tam üyelik müzakerelerinin ba ar s kar l kl yükümlülüklere ve kar l kl olumlu yakla mlara ba l bir sonuçtur. Bu ba lamda Türkiye müzakerelerin sonuçland r lmas için gerekli ko ullar yerine getirmeye çal rken di er yandan AB de di er aday ülkelere yapt gibi Türkiye’yi de müzakerelerin gerektirdi i mali fonlarla desteklemekle yükümlüdür201. Müzakere çerçeve belgesinde, müzakerelerin sonucu önceden kestirilemeyen ucu aç k bir süreç olarak tan mlanmas bir di er ele tiri noktas d r.

Benzer bir ifade H rvatistan için haz rlanan müzakere çerçeve belgesinde de yer almaktad r ancak AB’nin daha önceki aday ülkelerle müzakereleri sürdürürken bu konudaki iradesini böylesine aç k ifade etmemi olmas endi e duyulmas na yol açm t r. Müzakere çerçeve belgesinin 2. paragraf n n son cümlesinde, AB’nin

198 Tezcan, s.331.

199 CKV, “Müzakere Sürecinin A amalar ”, http://www.ikv.org.tr/muzakeresureci.php , (12.09.2007). 200 Gürbüz Evren, AB Bekleme Odas0nda Türkiye’ye Dayatmalar, Ümit Yay nc l k, Ankara, 2005,

ss.143–145.

hazmetme kapasitesi de dâhil olmak üzere, Haziran 1993 tarihli Kopenhag kriterlerinin tamam dikkate al narak, üyelik yükümlülüklerinin tümünü tam olarak üstlenmek durumunda olamad takdirde, Türkiye’nin mümkün olan en güçlü ba larla Avrupa yap lar na ba lanmas gerekti i vurgulanmaktad r.

Burada, Kopenhag kriterlerinin yan s ra AB’nin hazmetme kapasitesinin soyut bir kriter olarak yer almas Türkiye’nin önüne yeni bir engel konulmas olarak ele tirilmi tir. Bu kriter temel al narak, tam üyelik müzakereleri ba ar yla sonuçlansa bile AB’nin Türkiye’yi hazmedemeyece ine hüküm verilirse ki hazmedememe nedenleri olarak nüfus, kültürel farkl l k gibi nedenler ileri sürülebilir, Türkiye’nin tam üyeli i gerçekle emeyebilir202. Ayr ca, tam üyelik olmamas halinde Türkiye’nin mümkün olan en güçlü ba larla Avrupa yap lar na ba lanmas n n da tam üyelik d nda yeni bir ili ki modelini tan mlad ifade edilmektedir203. Türkiye’nin hangi Avrupa yap lar na güçlü ba larla ba lanaca belirtilmemi tir.

Türkiye zaten, AB üyeli i hariç, Avrupa Konseyi, OECD gibi Avrupa kurumlar n n üyesidir. AB ile olan ba ise Ortakl k ili kisi nedeniyle imdiden güçlü bir yap ta maktad r204. Bir bütün olarak ele al nd nda, müzakere çerçeve belgesinin özellikle ki ilerin serbest dola m , yap sal politikalar veya tar m gibi alanlarda uzun geçi süreleri, derogasyonlar, özgün düzenlemeler veya daimi koruma önlemlerini içermesi, Türkiye aç s ndan kabul edilmesi güç konular olarak ortaya ç kmaktad r205.

2.5.GÜMRÜK B RL N N KURULMASIYLA TÜRK YE-AB EKONOM K