• Sonuç bulunamadı

Tıbbi müdahale olarak organ ve doku nakli ve ceza sorumluluğu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tıbbi müdahale olarak organ ve doku nakli ve ceza sorumluluğu"

Copied!
194
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ KAMU HUKUKU ANA BĐLĐM DALI

TIBBĐ MÜDAHALE OLARAK ORGAN VE DOKU

NAKLĐ VE CEZA SORUMLULUĞU

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

DANIŞMAN

PROF. DR. MEHMET HAKAN HAKERĐ

HAZIRLAYAN MURAT AYDIN 064234001005 KONYA 2008

(2)

TIBBĐ MÜDAHALE OLARAK ORGAN VE DOKU NAKLĐ VE CEZA SORUMLULUĞU ĐÇĐNDEKĐLER KISALTMALAR………...9 GĐRĐŞ ...10 BĐRĐNCĐ BÖLÜM GENEL OLARAK ORGAN VE DOKU NAKLĐ I- KAVRAM VE HUKUKSAL DAYANAK ...14

A- KAVRAM ... 14

1- Doku ... 14

2- Organ ... 14

3- Organ Alımı ve Saklanması... 15

4- Soğuk, Sıcak ve Total Đskemi Zamanı... 16

5- Organ veya Doku Nakli (Transplantasyon)... 16

6- Verici (Bağışlayıcı) ... 20

7- Alıcı ... 20

8- Organ ve Doku Bağışı ... 20

(3)

1-Genel Olarak... 20

2- Uluslararası Düzenlemeler ... 24

II- ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN TARĐHĐ GELĐŞĐMĐ...25

A- ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN TARĐHĐ ... 25

1- Yirminci Yüzyıldan Önceki Durum ... 25

2- Yirminci Yüzyıldan Sonraki Durum ... 27

B- ORGAN VE DOKU NAKLĐ HUKUKUNUN TARĐHĐ ... 29

III- ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN AHLAKĐ VE DĐNĐ BOYUTU...39

IV- ORGAN VE DOKU NAKLĐ ÇEŞĐTLERĐ ...42

A- ÖLÜLERDEN ORGAN VE DOKU NAKLĐ... 42

1- Genel Olarak... 42

2- Ölülerden Organ ve Doku Nakli Gerçekleştirilebilmek Đçin Aranan Şartlar . 43 a- Ölüm ... 43

aa- Ölümün Tarifi ve Tespiti ... 44

aaa- Ölümün Tarifi... 44

bbb- Ölüm Halinin Tespiti ... 45

(1) Klasik (Biyolojik) Ölüm Anlayışı ... 45

(2) Beyin Ölümü Anlayışı... 46

(4)

(b) Beyin Ölümü Teşhisinin Konulması ... 49

bb- Şüpheli Ölümlerde Organ Nakli ... 50

b- Rıza... 51

aa- Genel Olarak ... 51

bb- Rıza Şartına Đlişkin Uygulanan Sistemler... 52

aaa- Vericinin Onayını Aramayan Sistem ... 52

bbb- Vericinin Açık Onayını Arayan Sistem... 52

ccc- Vericinin Zımni Onayını Arayan Sistem (Đtiraz Modeli)... 53

ddd- Kanaatimiz... 53

cc- Türkiye’de Rıza Şartının Uygulanması ... 54

B- CANLILARDAN ORGAN VE DOKU NAKLĐ ... 59

1- Genel Olarak... 59

2- Yaşayan Kişilerden Organ ve Doku Alınabilmesinin Şartları ... 60

a- Üstün Amaç ... 65

b- Zararsızlık ve Elverişlilik ... 68

c- Vericinin Rızası ... 69

d- Bilgi Verme ve Araştırma Yükümlülüğü ... 72

(5)

ĐKĐNCĐ BÖLÜM

BĐR TIBBĐ MÜDAHALE OLARAK ORGAN VE DOKU NAKLĐ

I- TIBBĐ MÜDAHALE KAVRAMI VE ŞARTLARI ...78

A- TIBBĐ MÜDAHALE KAVRAMI... 78

B- TIBBĐ MÜDAHALENĐN ŞARTLARI ... 78

1- Tıbbi Müdahalenin Sağlık Personeli (Hekim) Tarafından Yapılması... 79

a- Genel Olarak ... 79

b- Hekim Olma Şartı... 81

c- Uzmanlık Şartı ... 82

2- Aydınlatma ve Rıza ... 84

a- Genel Olarak ... 84

b- Aydınlatmanın Çeşitleri... 89

aa- Tedavi (Güvenlik) Aydınlatması ... 89

aaa- Kavram ... 89

(6)

bb- Karar (Otonomi) Aydınlatması... 91

aaa- Genel Olarak ... 91

bbb- Teşhis Aydınlatması ... 91

ccc- Süreç Aydınlatması ... 92

ddd- Alternatifler Konusunda Aydınlatma ... 94

cc- Riziko Aydınlatması ... 94

c- Özel Durumlarda Aydınlatma... 97

aa- Masraflar ve Ekonomik Zorunluluklar ... 97

bb- Kalite Aydınlatması... 97

d- Aydınlatma Yapmakla Yükümlü Olan Kişiler ... 98

e- Aydınlatılacak Kişi ... 99

f- Aydınlatma Zamanı... 101

g- Aydınlatmanın Şekli ... 102

h- Aydınlatmanın Kapsamı ... 104

ı- Aydınlatma Yapılmasının Gerekmediği Haller... 105

aa- Aydınlatmadan Vazgeçme ... 105

(7)

cc- Aydınlatmanın Hasta Üzerinde Olumsuz Etki Yapma Olasılığının Bulunması

... 106

dd- Acil Haller ... 106

j-Aydınlatmanın Geri Alınması, Düzeltilmesi... 107

k- Aydınlatma Yükümlülüğünün Đhlalinin Sonuçları ... 107

l- Rıza... 108

aa- Genel Olarak ... 109

bb- Rızanın Açıklanması ... 111

cc- Rıza Verme Ehliyeti... 114

aaa- Genel Olarak ... 114

bbb- Çocukların Rıza Ehliyetinin Belirlenmesi... 116

ccc-Kanuni Temsilcinin Tıbbi Müdahaleye Rıza Göstermemesi ... 122

dd- Rızanın Kapsamı ... 125

ee- Rızanın Varlığına Rağmen Tıbbi Müdahalenin Hukuka Aykırı Olması .... 127

gg- Varsayılan Rıza ... 128

aaa- Genel Olarak ... 128

bbb- Daha Önce Yapılan Đrade Açıklamaları ... 130

(8)

m- Aydınlatma ve Rıza Konusunda Yanılgı ve Bu Yanılgının Sonuçları ... 133

3-Tıp Biliminin Verilerine Göre Zorunlu ve Bu Verilere Uygun Tıbbi Müdahale ... 134

a- Endikasyon (Tıbbi Müdahalenin Zorunlu Olması)... 134

b- Özenli Tıbbi Müdahale... 136

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN VE TĐCARETĐNĐN CEZALANDIRILABĐLĐRLĐĞĐ I- GENEL OLARAK ...137

II- 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU’NDAN ÖNCEKĐ DÖNEMDE ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN VE TĐCARETĐNĐN CEZALANDIRILABĐLĐRLĐĞĐ ...141

A- ORGAN VE DOKU ALMA ... 142

1- Amaç Bakımından Kanuna Aykırılık... 142

2- Vericinin Amacı Yönünden Kanuna Aykırılık... 143

3-Alınması Yasak Olan Organ ve Dokular Yönünden Kanuna Aykırılık ... 143

4- Đlgilinin Rızası Açısından Kanuna Aykırılık... 143

5- Ölüm Halini Tespit Yönünden Kanuna Aykırılık ... 144

6- Tıbbi Gereklilikler Yönünden Kanuna Aykırılık ... 145

(9)

C- ORGAN VE DOKU SAKLAMA... 146

D- ORGAN VE DOKU ALIMI VE SATIMI ... 146

III- 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU HÜKÜMLERĐNE GÖRE ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN VE TĐCARETĐNĐN CEZALANDIRILABĐLĐRLĐĞĐ...147

A- GENEL OLARAK ... 147

B- KORUNAN HUKUKSAL YARAR ... 147

C- FAĐL VE MAĞDUR ... 148

D- MADDĐ UNSUR ... 150

E- MANEVĐ UNSUR ... 153

F- HUKUKA AYKIRILIK UNSURU ... 155

G- NĐTELĐKLĐ HALLER ... 159

H- SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKĐLLERĐ... 161

1-Teşebbüs ... 161

2- Đştirak ... 162

3- Đçtima ... 165

a- Genel Olarak ... 165

b- Birden Fazla Organ ve/veya Doku Alınması... 168

Đ- YAPTIRIM ...170

(10)
(11)

KISALTMALAR

ABD. Ankara Barosu Dergisi

AÜHFD. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

AÜEHFD. Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi

Bkz. Bakınız

C. Cilt

CD. Ceza Dairesi

CMK. Ceza Muhakemesi Kanunu

Çev. Çeviren

dn. Dipnot

Dr. Doktor

E. Esas

HD. Hukuk Dairesi

ĐBD. Đstanbul Barosu Dergisi

ĐHFM. Đstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası

ĐTFM. Đstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası

K. Karar

KHukA Kamu Hukuku Arşivi

Krş. Karşılaştırınız

m. Madde

MHB. Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni

ODNK. Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun

RG. Resmi Gazete

(12)

S. Sayı

TBBD. Türkiye Barolar Birliği Dergisi

TBMM. Türkiye Büyük Millet Meclisi

TCK Türk Ceza Kanunu

vd. Ve devamı

Y. Yargıtay

YKD. Yargıtay Kararları Dergisi

(13)

GĐRĐŞ

Đnsanlar, sadece insan olmaları nedeniyle yeryüzündeki en önemli varlıklardır ve bunun kaynağı da insanlara akıl ve irade bahşedilmiş olmasıdır. Bu sayede insanlar yeryüzünde bulunan diğer varlıklar üzerinde hâkimiyet sağlamışlardır1.

Đnsanların diğer varlıklara sağladığı üstünlük, onlara kendi aralarında da bir mücadele hırsı vermiş ve bu nedenle de insanlar arasında da çatışmalar ve hak ihlalleri baş göstermiştir. Bu nedenle hukuk düzeni insanlar için hak ve borç sahibi olabilmenin yanında onların kişiliğini oluşturan temel değerlere yönelik olarak yapılan saldırılara karşı da kendilerini koruma hakkı vermiştir.

Bir kişinin özellikleri, hak ve fiil ehliyeti, özgürlüğü, fiziki ve manevi olarak sahip olduğu şeyler onun kişiliğini meydana getirir2. Đnsanlara insan olmaları nedeniyle tanınan kişilik haklarının bazı temel özellikleri vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz3:

- Kişilik hakları mutlak karakter taşırlar ve bu nedenle de herkese karşı ileri sürülebilirler.

- Kişilik hakları şahıs varlığı hakları içinde değerlendirildikleri için maddi bir değere sahip değildirler.

- Kişilik hakları kişinin kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olduğu için vazgeçilmesi ve devredilmesi mümkün olmayan haklardır.

- Kişilik hakları kural olarak mirasçıya geçmeyen haklardır4.

- Kişilik hakları zamanaşımına uğramaz ve bunlar açısından hak düşürücü süre işlemez.

- Kişilik hakkı kişiye yönelik olarak üçüncü kişilerden gelecek olan saldırılarak karşı savunma sağlayan haklardır.

1 Soyaslan Doğan, “Organ Nakilleri”, Sağlık Hukuku ve Yeni Türk Ceza Kanunu’ndaki

Düzenlemeler, Đstanbul 2007, s. 123

2 Oğuzman, M. Kemal-Seliçi, Özer-Özdemir Oktay, Saibe, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel

Kişiler), Đstanbul 2005, s.123. Bu konuda ayrıca bkz. Zevkliler, Aydın, Kişiler Hukuku Gerçek Kişiler, Ankara 1981, s.263.

3 Oğuzman-Seliçi-Özdemir Oktay, s.125. 4

(14)

Bu özelliklere sahip kişilik haklarından en önemlisi kuşkusuz kişinin hayat, sağlık ve vücut tamlığıdır. Bu çerçevede kişilerin hem hayat haklarına hem de vücut bütünlüklerine yönelik saldırılara karşı bir koruma sağlanmaktadır. Ancak öyle bazı haller vardır ki artık kişinin vücut bütünlüğüne yönelik olarak yapılacak olan müdahaleler cezalandırılmamaktadır. Meşru müdafaa, zorunluluk hali, kanun hükmünü icra, rıza, mesleğin icrası bunlardan bazılarıdır5.

Kişinin vücut bütünlüğüne yönelik olarak yapılacak müdahalelere izin verilen hallerden biriside tıbbi zorunluluklardır. Bu çerçevede bir kişiden alınacak olan organın iyileştirme amacıyla bir başkasına nakledilmesi durumunda şartlar yerine getirilmişse artık kişi cezalandırılmayacaktır6. Hukuk düzeni de yine insan hayatı gibi önemli bazı hallerde kişinin vücut bütünlüğüne yönelik müdahaleyi kabul etmiş ve buna ilişkin düzenlemeler yapmıştır.

Devletin, kişinin sağlığının korunması, maddi ve manevi varlığını geliştirmesi için gerekli ortamı düzenlemesi gereğinden yola çıkarak; bir kişinin sağlığını korumak için diğer kişinin vücut fonksiyonlarına zarar vermemek şartıyla organ ve doku nakline izin vereceğini söyleyebiliriz7.

5 Soyaslan, s.124.

6 Soyaslan, s.124. 7

(15)

BĐRĐNCĐ BÖLÜM

GENEL OLARAK ORGAN VE DOKU NAKLĐ

I- KAVRAM VE HUKUKSAL DAYANAK

A- KAVRAM 1- Doku

Doku, bir vücudun veya bir organın yapı öğelerinden birini oluşturan hücreler bütünüdür8. Doku, çok hücreli canlılarda, yapı ve fonksiyon bakımından birbirine benzeyen ve anatomik olarak bir bütünlük gösteren ve anatomi unsurlarından meydana gelen yapı olarak da ifade edilebilir.9

Tıpta, insan vücudundaki dokular, bu dokuların işlevlerine ve özelliklerine göre çeşitli gruplara ayrılmaktadır. Bu kapsamda başlıca doku çeşitleri şu şekilde sayılabilir:

Đlik, kıkırdak, sinir, kirişlerdeki esnek dokular, kas dokusu, iç salgı dokuları, duyu dokuları ve bağ dokuları. Bunların yanı sıra, gözün saydam tabakası (kornea), iskelet sistemini oluşturan kemik de doku olarak kabul edilmektedir.10

2- Organ

Sözlük anlamıyla organ vücudun özel görev yapan parçası olarak ifade edilmektedir11. Latince “organum” (alet, araç) sözcüğünden türemiş olan organ, biyolojide belli bir görevi veya görevler bütününü yapan doku grubudur12. Tanımdan da anlaşılabileceği gibi organ dokuların bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Dokular ise özellikleri ve fonksiyonları birbirine benzeyen hücrelerden ve liflerden oluşmaktadır. Bunun yanı sıra organların sınırları ve fonksiyonları dokulardan farklı olarak kesin bir biçimde tayin edilebilmektedir. Mesela midenin görevi sindirim yapmak, akciğerin

8

http://tr.wikipedia.org/wiki/Doku, Erişim tarihi, 12.07.2007. Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı Taslağında 1. maddede organ, doku veya hücre birlikte tanımlanmıştır. Buna göre, “Organ, doku veya hücre: Bilimsel tanımları saklı kalmak kaydı ile; herhangi bir işleme tabi tutularak veya tutulmadan, tıbbi nakil amacıyla kullanılabilen her türlü vücut bileşenini veya canlı elemanını ... ifade eder”.

9 Meydan Larousse, C. 3, s. 799, AnaBritannica, C. 7, s.393.

10 Akıncı, Şahin, Türk Özel Hukukunda Đnsan Kökenli Biyolojik Madde (Organ-Doku)Nakli

Kavramı ve Bundan Doğan Hukuki Sonuçlar, Ankara 1996, s.10-11.

11 www.dictionary.rare-cancer.org/dictionary.php. Erişim tarihi, 12.07.2007. 12

(16)

görevi solunumu sağlayarak kanı temizlemektir13. Ayrıca dokular kendilerini yenileyebilen bir özelliğe sahipken deri hariç organlar bu özelliğe haiz değildirler14.

2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun”15, organ ve doku kavramlarının tanımına yer vermemiştir. Kanunun 2/1. maddesinde “bu Kanunda sözü edilen organ ve doku deyiminden, insan organizmasını oluşturan her türlü organ ve doku ile bunların parçaları anlaşılır” denilmektedir. Bu çerçevede bakıldığında kanunun ifadesinden insan organizmasını oluşturan parçaların ne zaman organ ne zaman doku olarak nitelendirileceği hususunda bir açıklık yoktur. Kanun hükmüne göre bir değerlendirme yapıldığında ise, insan organizmasını oluşturan her türlü vücut parçası organ ya da doku olarak nitelendirilebilecektir16.

3- Organ Alımı ve Saklanması

“Doku ve organlar, bazıları hariç, oksijensizliğe karşı değişik derecede duyarlılık gösterirler. Genelde çok kısa süren oksijensizlik (dolaşımın durması) tolere edilebilmesine rağmen, birkaç dakikadan fazla sürmesi doku ve organların işe yaramaz hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle genelde arzu edilen, organların kalbi atar durumda olan donörden alınmasıdır. Transplante edilen doku ve organlarda başarı şansı artıkça, ilgi bunların zarar görmeden mümkün olduğunca uzun süre saklanması ve hatta depolanabilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Greftin17 yapısal bütünlüğü ve canlılığın çıkarıldığı andan yeni yerine takılana dek korunabilmesi şarttır. Bunun için temelde iki yöntem mevcuttur.(1) Oksijen ve diğer metabolik gereksinimleri minimale indirmek ve (2) bazı maddeler ile aktif metabolizmayı desteklemek. Denenmiş çeşitli yöntemler içinde bugün de yaygın olarak kullanılan hipotermi ve organın perfüzyonudur” 18.

“Dolaşımın durması halinde dokuların 0-4 derecede canlılıklarını normal vücut ısısına kıyasla on misli fazla koruyabildikleri gösterilmiştir. Basit olarak hipoterminin

13 Akıncı, s.10.

14 Taşkın, Ahmet, Organ ve Doku Nakillerinde Hekimin Cezai Sorumluluğu, Ankara 1997, s.1;

Akıncı, s.11.

15 Tezimizde kısaca Organ ve Doku Nakli Kanunu olarak kullanılacaktır. 16

Akıncı, s.11

17

Greft, “bir yerden alınıp diğer bir yere eklenen canlı doku parçası” şeklinde tanımlanmaktadır. Kocatürk, Utkan, Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü, Ankara 1994, s.323.

18

Acarlı, Koray Sadık, “Organ Transplantasyonları”, Genel Cerrahi, 5.baskı, Đstanbul 1995, s.253.Editör: Ünal Değerli.

(17)

bile cilt, kornea, böbrek, karaciğer, kalp, pankreas ve kanın saklanmasında faydası kanıtlanmıştır. Organın soğuk bir perfuzat ile yıkanması, yani damarlarından kan yerine soğuk perfuzatın dolaştırılması organın çok kısa sürede istenilen seviyede soğutulmasını sağlar. Hâlbuki yüzeysel soğutma daha uzun sürer ve bu da organın hasar görmesine yol açar. Hipotermi ile birlikte kullanılan çok çeşitli perfüzyon sıvılarının da doku ve organların saklanmasında rolü vardır”19.

4- Soğuk, Sıcak ve Total Đskemi Zamanı

“Organ alımında esas prensip alınacak organların kan dolaşımının son ana kadar normal bir şekilde sürdürülmesi ve alınacak organa giden kan akımı kesildiği anda (aortun klampe edilmesi) soğuk sıvı perfüzyonuna başlanmasıdır. Böylece organ veya dokuya oksijen ulaşımı kesilir kesilmez organ soğutulmaya başlanmakta ve iyice soğuduktan sonra çıkarılmaktadır. Bu yöntemle çıkarılan organlar için başlangıçta sıcak iskemi süresi yok edilmektedir. Aortun klampe edilip soğutma işleminin başladığı andan, organın buz içinde korunup, takılmak üzere buzdan çıkarıldığı ana kadar geçen süreye soğuk iskemi zamanı denir. Organın takılmak üzere buzdan yani soğuk ortamdan çıkarılarak yerine takılıp alıcının kanı ile perfüze edildiği zamana kadar geçen süreye ise sıcak iskemi zamanı denir. Soğuk ve sıcak iskemi zamanlarının toplamı ise total iskemi zamanı adını alır”20.

5- Organ veya Doku Nakli (Transplantasyon)

Organ ve doku nakli öğretide değişik şekillerde tanımlanmaktadır: Organ veya doku nakli, fonksiyon göremez hale gelmiş olan hücre, doku veya organın çıkartılarak yerine yeni bir hücre, doku veya organ yerleştirilmesidir21. Potansiyel alıcılardaki tedavi edilemez şekilde zarar görmüş organların vericilerdeki organ veya organ sistemleri ile değiştirilmesine dayanan cerrahi süreçtir22. Bunun yanı sıra organ veya doku nakli, bağışlayıcı konumundaki kişiden alıcı konumundaki kişiye, alıcıyı

19 Acarlı, s.253.

20 Acarlı, s.253. 21

Özsunay, Ergun, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, 4. Baskı, Đstanbul 1979, s.103; Taşdelen, Aziz, “Türkiyede Mali Hukuk Açısından Organ Nakilleri”, Organ ve Doku Naklinde Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sorunları, Đstanbul 2007, s.155; Bu konuda ayrıca bkz.http://www.tond.org.tr/tr/ Erişim tarihi: 30.07.2007

22

(18)

iyileştirme amacıyla doku veya organların nakledilmesi olarak da ifade edilmektedir23. Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun’da organ ve doku nakli hakkında da bir tanım verilmemiştir. Ancak Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği24’nin 4. maddesinde “Organ ve doku nakli; terminal dönemdeki

hastalıklarda tedavi amacıyla uygulanan organ ve doku nakli ameliyesini ifade eder”

şeklinde bir tanım yapılmıştır. Konuya ilişkin olarak Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı’nda nakil işlemi “vericiden alınan organ, dokunun veya hücrenin tedavi amacıyla, alıcı vücudu ile bütünleştirilmesine yönelik tıbbi işlem”

şeklinde tanımlanmıştır.

2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun” 1. maddesinde organ ve doku naklinin; tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlarla yapılabileceğini ifade etmektedir.

Tedavi, “bir hastalığı önlemek, ortadan kaldırmak veya iyileşmesini çabuklaştırmak, hastalığın tehlikesini azaltmak, yarattığı ızdırapları teskin etmek, arazlarını ortadan kaldırmak veya hafifletmek için alınan tedbirlerin, uygulanan ilaçların veya cerrahi müdahalelerin bütünü”25 olarak ifade edilmektedir.

Teşhis, bir kişide fiziksel veya ruhsal bazı anomalilerin bulunup bulunmadığının; eğer bulunuyorsa bunların ne olduğunun tıbbi olarak belirlenmesidir26.

Bilimsel amaç, kişinin sağlık durumunu düzeltme amacı olmadan gelecekte hasta tedavileri için kullanılabilecek olan kesinleşmemiş tıbbi teorilerin doğrulanması ya da reddedilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen fiiller olarak ifade edilmektedir27.

Doktrinde kişiye şifa verme amacı dışında insan vücudu üzerinde deneme yapılmaması gerektiği ifade edilmektedir. Bu çerçevede insan bedeninin, hekimin maharet alanını geliştirmesinde ve bilimin gelişmesinde deney aracı olarak

23

Eser/V.Lutterottı/Sporken, 758, Nakleden: Hakeri, Hakan, Tıp Hukuku, Ankara 2007, s.424.

24 01.06.2000 tarih ve 24066 sayılı yönetmelik.

25 Bayraktar, Köksal, Hekimin Tedavi Nedeniyle Cezai Sorumluluğu, Đstanbul 1972, s.149. 26 Taşkın, s.85.

27

(19)

kullanılamayacağı ifade edilmektedir. Bu insan kişiliğine saygı ve insanın toplum yaşayışındaki amaç oluşunun bir sonucu olarak kabul edilememektedir28.

Bilimsel amaçlı müdahaleler hastayı iyileştirmekten ziyade yeni bazı tedavi yöntem ve araçlarının olumlu sonuç verip vermeyeceğine yönelik girişimler olduğu için kural olarak bu girişimleri kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirmek mümkündür29. Nitekim Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 11. maddesinde “Tecrübe maksadıyla

insanlar üzerinde hiçbir deney yapılamayacağı gibi aynı maksatla, kimyevi, fiziki ve biyolojik şekilde herhangi bir tedavi de tatbik edilemez” denilmektedir. Ayrıca 11. ve

12. maddelerde yeterli derecede tecrübe edilmiş ve edilmemiş usullerin hangi durumlarda uygulanabileceğini ve tavsiye edilebileceği düzenlenmiştir. TCK m.90’da kural olarak insanlar üzerinde bilimsel deney yapılması yasaklanmaktadır, ancak belirli

şartlar altında rızaya dayalı olarak insanlar üzerinde bilimsel deneyin yapılabileceğini düzenlemektedir. Buna göre, “…(2) Đnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel

deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;

a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,

b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,

c) Đnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,

d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,

e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,

f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,

28 Dönmezer, “Hastanın Hakları ve Doktorun Sorumlulukları”, Sempozyum Notları;

nakleden:Bayraktar, s.161.

29

(20)

g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,

Gerekir.

(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/7 md.) Çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için ikinci fıkrada aranan koşulların yanı sıra

a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,

b) Rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,

c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması,

Gerekir.”

Genel olarak organ ve doku alma fiilleri tedavi amacıyla gerçekleştirilmektedir. Tedavi dışında bir amaçla bu fiillerin gerçekleştirilmesi kabul edilmemekte ve aksine gerçekleştirilecek uygulamaların ise tıp bilimine katkıda bulunacağı ve insan sağlığına hizmet edeceği düşüncesi şüphe ile karşılanmaktadır. Bu durum insanın bilimsel tutkuya kurban edilmesi olarak nitelendirilmektedir30. Ancak Organ ve Doku Nakli Kanunu 1. maddesinde “bilimsel amaçlarla organ ve doku alınması” ifadesi yanlış anlamaya yol açabilecek niteliktedir31. Burada Organ ve Doku Nakli Kanunu’nun 1. maddesinde belirtilen “bilimsel amaçlarla organ ve doku alınması” hususunun sadece ölüler açısından geçerli olması gerektiği ifade edilmektedir32. Bize göre de bilimsel amaçlarla organ ve doku sadece ölülerden alınabiliyor olmalıdır.

30 Toroslu, Organ Aktarma ve Cezai Sorumluluk, AÜHFD. 1978, C.XXXV. S.1-4, s.98; Taşkın,

s.86.

31 Toroslu, s.98; Ayan, Mehmet, Tıbbi Müdahalelerden Doğan Hukuki Sorumluluk, Ankara 1991,

s.16, dn.84; Taşkın,s.86.

32

(21)

6- Verici (Bağışlayıcı)

Kendisinden organ veya doku alınan kişiye33 veya hayvana verici denilmektedir. Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı’nda da verici “organ, doku veya hücrelerin nakledilmek üzere alındığı canlı veya ölü kişiler” olarak ifade edilmektedir. Verici konumunda bulunan canlı olabileceği gibi ölü de olabilir.

7- Alıcı

Alıcı, organ veya dokunun aktarıldığı kişiye denilmektedir34. Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı’nda da alıcı “organ, doku veya hücrelerin nakledildiği kişiler” olarak ifade edilmektedir. Organ ve doku nakli işlemi alıcının iyileştirilmesi amacıyla yapılmaktadır.

8- Organ ve Doku Bağışı

Organ bağışı nakle ihtiyaç duyan kişiye yardım etmek amacıyla ona ihtiyacı olan organın hediye edilmesi, bağışlanması olarak ifade edilmektedir35.

B- HUKUKSAL TEMEL VE KAPSAM 1-Genel Olarak

Organ naklinin hukuka uygunluğu konusunun neye dayandırılacağı önceleri oldukça problemli bir konuydu. Organ ve doku nakli genel olarak hukuka uygunluk nedenleri arasında değerlendirilmekteydi36. Bu konuya dayanak olarak, ahlaka uygunluk, örf ve adet tarafından benimsenme, mağdurun rızası, hakkın kullanılması gibi sebepler öne sürülmüştü37. Bugün ise kanunun açıkça izin vermesi nedeniyle artık bu tartışmalara yer kalmamıştır.38

33 Akıncı,s.53. 34 Akıncı,s.56. 35 http://www.uktransplant.org.uk/ukt/how_to_become_a_donor/questions/answers/answers_1.jsp, Erişim tarihi: 15.09.2007

36 Gökcen, Ahmet, “Organ ve Doku Nakli Üzerine Düşünceler”, Selçuk Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Dergisi Milenyum Armağanı, C.8, S.1-2, Yıl:2000, s.64. Türk ceza hukuku

öğretisinde suçun dört unsuru olduğu kabul edilmektedir. Bunlar tipiklik, suçun maddi unsuru, suçun manevi unsuru ve hukuka aykırılıktır. Hukuka aykırılıkla ifade edilmek istenen ise işlenen harekete hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesidir. Bu konuda bkz. Özgenç, Đzzet, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi Genel Hükümler, Ankara 2005, s.202 vd.

37 Bayraktar, s.176-177. 38

(22)

Organ ve Doku Nakli Kanunu’nun 2. maddesinde, kanunun kapsamı

düzenlemiştir. Buna göre:

“Bu Kanunda sözü edilen organ ve doku deyiminden, insan organizmasını

oluşturan her türlü organ ve doku ile bunların parçaları anlaşılır.

Oto – Greftler39, saç ve deri alınması, aşılanması ve nakli ile kan transfüzyonu bu kanun hükümlerine tabi olmayıp, yürürlükte bulunan sağlık yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri ve tıbbi deontoloji kuralları çerçevesinde gerçekleştirilir.”

Bu tanıma göre, kişinin kendi organlarından yapılan nakil (örneğin, derinin bir yerden başka bir yere nakli), hayvanlardan nakil ve yapay organ nakli bu kanun kapsamına girmemektedir40.

Organ ve Doku Nakli Hakkındaki Kanun’un yanı sıra Yeni Türk Ceza Kanunu’nda da organ ve doku naklinin ve ticaretinin cezalandırılabilirliğine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Ancak bu konuya konunun cezai boyutu incelenirken ayrıntılı olarak değinileceği için bu kısımda ele alınmayacaktır.

Organ ve doku nakline ilişkin olarak hukuksal çalışmalar devam etmektedir. Son dönemlerde konuya ilişkin olarak Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı hazırlanmış ve bunun kanunlaşması için gerekli çalışmalar başlatılmıştır. Bu taslağın kanunlaşmasıyla organ ve doku nakline ilişkin düzenlemeler daha güncel hale gelmiş olacak ve Türk Ceza Kanunu ile de bir paralellik sağlanmış olacaktır. Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı’nın 1. maddesinde kanunun amacı ve kapsamı şu şekilde belirlenmiştir.

“Bu kanununun amacı, tedavi, teşhis veya bilimsel amaçlarla organ, doku,

hücre, kök hücre ve hücre bileşenlerinin temini, bağışlanması, alınması, test edilmesi, işlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması, dağıtımı, aşılanması ve nakli ile bu faaliyetlerle yakın ilişkili diğer işlemlerle ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

39 “Otogreft kişinin kendi sağlam vücut bölgesinden alınarak hedef bölgesine doku veya organ

nakli” şeklinde tanımlanmaktadır. http://www.tipterimleri.com/search.asp Erişim tarihi:31.12.2007

40

(23)

Oto-gerftler, saç aşılanması ve nakli ile kan ve kan bileşenlerinin transfüzyonu, bu kanun hükümleri kapsamında değildir”.

Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı, Organ ve Doku Nakli Kanunu’ndan farklı olarak organ ve doku kavramlarıyla yetinmemiş hücre, kök hücre ve hücre bileşenlerini de kapsamına almıştır. Ancak genel olarak Organ ve Doku Nakli Kanunu’nun 2. maddesindeki tanım kapsamında bir değerlendirme yaptığımızda kök hücrelerin de organ/doku niteliği taşıdığı söylenebilir. Ancak Organ ve Doku Nakli Kanunu kapsamında kök hücreye yönelik çalışmaların değerlendirilebilmesi ancak kök hücrenin sahibi dışında başka birisine aktarılması halinde mümkün olacaktır. Yani burada kişinin kendisinden alınan kök hücrelerinin yine kendisine aktarılması durumunda Organ ve Doku Nakli Kanunu uygulama alanı bulamayacaktır41. Burada dikkat edilmesi gereken husus Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı’nın yürürlüğe girmesi halinde kişinin kendi kök hücresinin kendisine nakli durumunda nasıl davranılacağıdır. Burada da taslağın kök hücreleri organ ve doku nakli kapsamında ele alması dikkate alındığında kişinin kendi kök hücresinin kendisine nakli bu kanunun uygulama alanında kabul edilmeyecektir.

Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı’nın 18. maddesinde bu taslağın kanunlaşması halinde Organ ve Doku Nakli Kanunu’nun yürürlükten kalkacağı belirtilmektedir. Ancak günümüz açısından Organ ve Doku Nakli Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nun konuya ilişkin hükümleri uygulanacaktır.

Organ ve doku nakline ilişkin, organ ve doku nakillerini gerçekleştirecek organ ve doku nakli merkezlerinin, organ ve doku kaynağı merkezlerinin ve doku tipleme ünitelerinin açılması, çalışması ve denetimi ile bunların bağlı olduğu kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşların uymak zorunda oldukları usul ve esasları düzenlemek, organ ve doku nakli hizmetlerinin yürütülmesinde uyulması gereken esasları belirlemek amacıyla Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği düzenlenmiştir. Yönetmelikte bu amaca yönelik olarak Ulusal Koordinasyon Kurulu, bilim kurulları, bölge tıbbi

41

(24)

kurulları, bunların oluşumu ve görevleri düzenlenmiştir42. Yönetmeliğin üçüncü bölümünde organ ve doku nakli hizmetleriyle ilgili kurum ve kuruluşlar düzenlenmiştir. Bu çerçevede:

• Ulusal Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Koordinasyon Merkezi, Ulusal Koordinasyon Kurulunun aldığı kararlar doğrultusunda organ ve doku nakli ile ilgili hizmetleri yürütmekle yükümlüdür.

• Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezleri, Ankara, Đstanbul ve Đzmir’de olmak üzere üç bölgede kurulmuştur. Bu merkezler, kendilerine bağlı illerde hizmetin yürütülmesinde koordinasyonu sağlayacaktır. Bölge koordinasyon merkezleri; organ ve doku kaynağı merkezleri, doku tipleme laboratuvarları ve organ ve doku nakli merkezleri arasında koordinasyonu sağlar. Bu merkezler organ ve doku naklinin gerçekleştirilmesiyle ilgili donör adayı ve alıcıyla ilgili yapılması gereken tıbbi, idari ve hukuki işlemlerin tamamlanmasını sağlar; nakilleri yapacak organ nakli merkezlerinin hekimlerini göreve çağırır; organ alım ekiplerinin, çıkarılan organların ve nakil yapılacak hastaların merkezlere nakillerini sağlar.

• Organ ve Doku Nakli Bilgi Đşlem Merkezi, ülke genelinde tüm organ ve doku bağışları ile organ ve doku bekleyen hasta bilgilerini ve gerçekleşen nakilleri içeren veri tabanı oluşturmakla görevlidir.

• Organ ve Doku Nakli Merkezleri, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri tarafından, bunlara ait genel ve özel hastaneler bünyesinde bir ünite içinde kurulabilen merkezlerdir. Bunlar, organ ve doku nakli işlemleri yapıldığı merkezlerdir.

• Organ ve Doku Kaynağı Merkezi, organ ve doku alınabilecek potansiyel donörlerin saptanıp izleneceği hastanelerdir.

42

Alman Hukuku’nda nakil merkezleri ve koordinasyon dairesi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Schreiber, Markus, 189 vd.

(25)

Bunların yanı sıra, doku tiplemesini gerçekleştirecek olan Doku Tipleme Laboratuvarları ve Organ nakli hizmetleriyle ilgili hizmetlerde halkın hizmete katılımını sağlayan gönüllü kuruluşlar da yönetmelikte düzenlenmiştir.

Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği’nin 29. maddesinde organ ve doku dağıtımı düzenlenmektedir. Buna göre, “Organ ve doku dağıtımı Ulusal

Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan ve Bakanlıkça onaylanan Organ ve Doku Dağıtımı Yönergesine göre yapılır. Organ dağıtımı bilgisayar ortamında, Ulusal koordinasyon kurulu tarafından kabul edilmiş bilgisayar programına göre yapılır. Organ ve doku nakli merkezleri, organ ve doku bekleyen hastalara ait kimlik ve adresleri, doku tiplemeleri, öncelik sıralarına ait bilgileri Organ ve Doku Nakli Bilgi

Đşlem Merkezine bildirmek zorundadır. Donör ve hastaya ait doku özellikleri eşlenmeleri, müşterek kullanılan program tarafından, bilgisayar ortamında yapılır.

Nakil merkezleri kendilerinde sıra bekleyen hastalara ait listeleri güncelleştirmek zorundadırlar. Organ ve doku nakli merkezleri kendi hastanelerinde çıkan donöre ait organ ve dokuları kendi merkezinde kullanma hakkına haizdir. Ancak bu kullanımda aranacak en az doku uyumu şartları bilim kurulları tarafından belirlenir. Donörün bulunduğu merkezde kullanılmayacak olan organ ve dokular Bölge Koordinasyon Merkezine bildirilir. Bölge Koordinasyon Merkezi bölgede sisteme kayıtlı merkezlere önceden belirlenen sıraya göre dağıtım yapar. Bölgede kullanılmayan organ ve dokular bir sonraki bölge merkezi tarafından dağıtıma alınır”.

2- Uluslararası Düzenlemeler

Ülkemizde belirtilen kanuni düzenlemelerin yanı sıra Avrupa Konseyi Biyotıp Sözleşmesi de organ ve doku nakli hakkında hükümler içermektedir.

Sözleşmenin “Genel Kural” başlıklı 19. maddesine göre:

“1- Yaşayan bir kimseden nakil amaçlarıyla organ ve doku alınması, sadece

alıcının tedaviye ilişkin istifadesi için ölmüş bir kimseden uygun organ veya doku bulunmadığı ve karşılaştırılabilir etkinlikte başka bir tedavi yönteminin olmadığı durumlarda gerçekleştirilebilir.

(26)

2-Gerekli muvafakat, Madde 5’de öngörüldüğü üzere, açıkça ve belirli bir

şekilde, yazılı olarak veya resmi bir makam önünde verilmiş olmalıdır.”

Sözleşmenin 20. maddesinde ise organ alınmasına muvafakat verme yeteneği olmayan kişilerin korunması hususu düzenleme altına alınmıştır. Buna göre:

“1- 5. maddeye göre muvafakatini açıklama yeteneği bulunmayan bir kimseden

organ veya doku alınamaz.

2- Đstisnai olarak ve kanun tarafından öngörülmüş koruyucu şartlar altında, muvafakat verme yeteneği olmayan bir kimseden kendisini yenileyen dokuların alınmasına aşağıdaki şartların gerçekleşmesi halinde izin verilebilir43:

I. Muvafakat verme yeteneği bulunan uygun bir vericinin bulunmaması; II. alıcı şahsın, vericinin erkek veya kız kardeşi olması;

III. bağışın, alıcı bakımından hayat kurtarıcı olma beklentisinin bulunması; IV. 6. maddenin 2. ve 3. fıkralarında öngörülen yetkinin, kanuna uygun olarak yetkili kurum tarafından onaylanan şekilde, belirli ve yazılı olarak verilmiş olması;

V. muhtemel vericinin buna itirazda bulunmaması.”

Türkiye’de sözleşmeyi imzalamış olduğu için iç hukuk açısından bu sözleşmenin etkisine değinmekte yarar görüyorum. Anayasamızın 90/5. maddesine göre, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası anlaşmalar kanun

hükmündedir”. Bu nedenle de Avrupa Konseyi Biyotıp Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri

ülkemiz açısından da uygulama alanı bulacaktır.

II- ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN TARĐHĐ GELĐŞĐMĐ

A- ORGAN VE DOKU NAKLĐNĐN TARĐHĐ 1- Yirminci Yüzyıldan Önceki Durum

Organ nakli tarihine bakıldığında mitolojide organ naklinin yer aldığını görebilmekteyiz. Yunan mitolojisinde, Mede isimli sihirbaz Anchise isimli ihtiyara kan

43

(27)

nakli gerçekleştirerek gençlik ve kuvvet aşıladığı anlatılmaktadır44. Bunun yanı sıra Hristyanlık efsanelerinden birisinde de kendisini tanrıya adamış olan birisine, ölmüş bir insanın bacağına naklettikleri ifade edilmektedir45. Milattan sonra 4. yüzyılda Cosmos ve Damien isimli ikiz kardeşler ölmüş bir Etiyopyalı bir gladyatörün bacağını savaşta bacağı kangren olmuş bir askere naklettikleri rivayet edilmektedir46.

Bu tip efsanelerin varlığı bir yana bırakılacak olursa bazı bilgiler bize tarihin çeşitli aşamalarında organ ve doku naklinin yapılmış olduğunu göstermektedir. Eski Hint uygarlığı incelendiğinde bundan yaklaşık 2000 yıl önce kişilerin yüzlerindeki kusurları örtmek amacıyla, kişinin vücudunun başka bir yerinden alınan parçaların yüze aktardığına dair bilgiler elde edilmiştir. Yine bu dönemlerde ince bağırsaktan alınan parçalar kullanılarak sindirim sisteminde ve idrar yollarında değişiklik yapıldığına dair bilgilere ulaşılmıştır47.

Organ ve doku nakline ilişkin çalışmaların Rönesans döneminde arttığı görülmektedir. Rönesans döneminde Bolonya Üniversitesinde Gaspare Tagliacozzi isimli bir bilim adamı, deri naklin mümkün olabileceğini burnunu kaybeden bir adama kolundan bir parça aktararak kanıtlamıştır. Yine bu dönemde öncelikle hayvanlarda denenen kan nakli 1667’de Dans tarafından insanlar üzerinde uygulanmıştır. 1771’de John Hun ter diş nakli gerçekleştirmiştir. Bu dönemlerde üreme fonksiyonları üzerinde de çeşitli çalışmalar yapılmış ve bunların arkasından göze ilişkin çeşitli çalışmalar yapılmıştır. 1824 yılında Franz Heizinger kornea nakline ilişkin çalışmalar yapmıştır48.

Modern tıp çerçevesinde yapıldığı kabul edilen organ nakillerine ilk örneği olarak kabul edilebilecek olan organ nakli 18. yüzyılda Đtalyan hekim Baronic tarafından gerçekleştirilen deri naklidir. Baronic, vücudun bir yerinden başka bir yerine nakledilen bir deri parçasının canlılığını sürdürebileceğini ileri sürmüştür49.

44 Sengir, Turgut, “Organ Naklin Doğurduğu Hukuki Meseleler”, Adalet Dergisi, 1968, s.11. 45

Bayraktar, s.169.

46 Kiper, Haluk, “Organ Nakillerinin Önemi ve Organ Nakillerini Düzenleyen Yasalar”, Organ ve

Doku Naklinde Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sorunları, Đstanbul, 2007, s.21.

47 Bayraktar, s.169-170. 48 Bayraktar, s.170. 49

(28)

2- Yirminci Yüzyıldan Sonraki Durum

Modern tıbbın gelişimi ile birlikte organ nakli de önem kazanmıştır50. 20 yüzyılda en çok kan nakli yapılmıştır. 1900 yılında Landsteiner kan gruplarını bulmuş ve bu sayede kan nakillerinde başarı oranı artmıştır51.

1902’de Ulmann, 1905’te Alexis Carrell ve Gutherie köpekler üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Bu dönemde Fransa’da Jaboulay hayvandan insana böbrek naklini gerçekleştirmek için çalışmalar yapmıştı. 1936’da Voronoy insan üzerinde böbrek naklini gerçekleştirdi. 1946 ve 1953’te Hamburger, 1950’de Lawler, ölüm anındaki kişilere böbrek naklini uyguladılar. 1954’te Murray ikizler üzerinde nakil gerçekleştirmiş ve bundan daha yüksek bir başarı oranı elde etmiştir52. Hume, farklı anti genlere sahip kişiler üzerinde çalışmalar yapmış ve bu konuda ilk başarı 1962’de elde edilmiştir. 1964’te hayvanlardan insanlara böbrek nakli gerçekleştirilmiş, Reemsta ve arkadaşları şempanzelerden insanlara böbrek naklini denemişler ve dokuz aylık bir başarı elde etmişlerdir. Böbrek nakli işlemlerinin sayısı bu tarihten itibaren her geçen zaman daha da artmış ve buna paralel olarak başarı oranı da artmıştır53. Türkiye’de akrabalar arası böbrek nakli ilk defa 1975 yılında Ankara Tıp Fakültesinde 12 yaşında bir erkek hastaya annesinin böbreği takılarak gerçekleştirilmiştir54.

“Đlk başarılı allogreft nakli 1837 de bir ceylan üzerinde yapıldı; insandaki ilk başarılı kornea nakli ise Eduard Zirm tarafından Avusturya’da 1905 yılında yapılmıştır. 1900’lerin başında Fransız cerrah Alexis Carrel ve Charles Guthrienin arter ve ven nakli çalışmalarını geliştirmesi ile nakillerin cerrahi teknikleri daha da gelişmiş oldu. Onların bu yetenekli anastomosis operasyonları, yeni sütur teknikleri transplantasyon cerrahisinin gelişmesine büyük katkıda bulundu ve Carrel'a 1912 yılında tıp ve fizyoloji dalında Nobel ödülü kazandırdı. 1902 yılından itibaren Carrel köpekler üzerinde nakil deneyleri yaptı. Böbrek, kalp ve dalak nakillerinde cerrahi başarı sağlamış olsa da on

50

Ayan, s.16.Organ nakilleri açısından yirminci yüzyıldan sonraki gelişmeler için ayrıca bkz. Kiper, s.21.

51 Bayraktar, s.170.

52 Bu canlılardan yapılan organ nakline de ilk örneği teşkil etmektedir. Bu konuda bkz. Acıduman,

Ahmet- Arda, Berna, “Etik ve Hukuğun Kavşağında Bir Konu: Organ ve Doku Aktarımları”, Organ ve Doku Naklinde Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sorunları, Đstanbul, 2007, s.83.

53 Bayraktar, s.171 54

(29)

yıllarca aşılmaz bir engel olarak kalan organ reddi konusunda ilk çaresiz kalanlardan biriydi”55.,

Kalp nakli 1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde ve eski Sovyetler Birliği’nde köpekler üzerinde yoğun bir biçimde denenmiştir. Đnsandan insana ilk kalp nakli Cape Town’da Dr. Christian Barnard tarafından 1967 ve 1968 yıllarında iki defa başarı ile gerçekleştirilmiştir56.

Bugüne kadar gerçekleştirilmiş başarılı organ nakillerini şu şekilde özetleyebiliriz57:

• 1905: Eduard Zirm tarafından ilk başarılı kornea nakli [6]

• 1954: Joseph Murray tarafından ilk başarılı böbrek nakli (Boston)

• 1966: Richard Lillehei ve William Kelly tarafından ilk başarılı pankreas nakli (Minnesota)

• 1967: Thomas Starzl tarafından ilk başarılı karaciğer nakli (Pittsburgh)

• 1967: Christiaan Barnard tarafından ilk başarılı kalp nakli (Cape Town, Güney Afrika)

• 1970: Robert White tarafından ilk başarılı maymun kafası nakli (Cleveland, A.B.D.)

• 1981: Bruce Reitz tarafından ilk başarılı kalp/akciğer nakli (Stanford)

• 1983: Joel Cooper tarafından ilk başarılı akciğer lobu nakli (Toronto)

• 1986: Joel Cooper tarafından ilk başarılı çift akciğer nakli (Toronto)

• 1987: Joel Cooper tarafından ilk başarılı tüm akciğer nakli (St. Louis)

• 1995: Lloyd Ratner ve Louis Kavoussi tarafından ilk başarılı laparoskopik canlı donör nefrektomisi (Baltimore)

55 http://tr.wikipedia.org/wiki/Organ_nakli, Erişim tarihi, 12.07.2007. 56 Taşkın, s.6

(30)

• 1998: David Sutherland tarafından ilk başarılı canlı donör kısmi pankreas nakli (Minnesota)

• 1998: Đlk başarılı el nakli (Fransa)

• 2005: Đlk başarılı kısmi yüz nakli (Fransa)

• 2006: Đlk başarılı penis nakli (Çin)

Bugün, organ nakli açısından çeşitli sorunların varlığı göz ardı edilemez bir gerçek olarak karşımızda dursa da insan yaşamının devamını sağlayan pek çok nakil işlemi başarı ile gerçekleştirilmektedir.

B- ORGAN VE DOKU NAKLĐ HUKUKUNUN TARĐHĐ

Organ ve doku naklinin 20. yüzyılda yoğunluk kazanmasına paralel olarak, bu konuda kanuni düzenlemelerin yoğunluğu da dikkat çekicidir. Organ ve doku nakli hakkında hukuki düzenlemeler birçok ülkeden önce Türkiye’de yapılmıştır58. Organ ve doku nakli ile ilgili düzenlemelerin; Avusturya’da 1982 yılında, Belçika’da 1986 yılında, Đngiltere’de 1989 yılında, Đtalya’da 1993 yılında, Kanada’nın Manitoba Eyaletinde 1987 yılında, Prince Edward Island’da 1992 yılında, New Brunswick’te 1986 yılında, Lüksemburg’da 1982 yılında, Rusya Federasyonu’nda 1992 yılında, Yunanistan’da ise 1989 yılında yapıldığı görülmektedir59. Bu açıdan değerlendirildiğinde organ naklinin kanuni düzenlemesi açısından Türkiye’nin öncü niteliği taşıdığı söylenebilir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi ülkemizde 1979 tarihli teşhis, tedavi ve bilimsel amaçlarla yaşayan kişilerden ya da ölülerden organ naklinin şartlarını düzenleyen 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkındaki Kanun” ile konu hukuki düzenlemeye kavuşturulmuştur60. Bunun yanı sıra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Kanunu’nun 91, 92 ve 93. maddelerinde konuya ilişkin cezai açıdan yeni düzenlemeler getirilmiştir.

58 Gökcen, s.63.

59 Gökcen, s.63, dn.2. 60

(31)

Organ ve doku nakli hukuku açısından mevcut hukuki düzenlemelerin yanı sıra yeni kanun çalışmaları da yapılmaktadır. Bu çerçevede yukarıda değinmiş olduğumuz Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri Kanun Tasarısı Taslağı hazırlanmıştır. Taslağa ilgili konularda değineceğimiz için burada ayrıntıya girilmeyecektir61.

61 ORGAN, DOKU, HÜCRE NAKLĐ HĐZMETLERĐ HAKKINDA KANUN TASARISI

TASLAĞI BĐRĐNCĐ BÖLÜM

Amaç ve Kapsam, Tanımlar ile Rıza ve Bağış Durumu Amaç ve Kapsam ve Tanımlar:

MADDE 1- Bu kanunun amacı, tedavi, teşhis veya bilimsel amaçlarla organ, doku, hücre, kök hücre ve hücre bileşenlerinin temini, bağışlanması, alınması, test edilmesi, işlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması, dağıtımı, aşılanması ve nakli ile bu faaliyetlerle yakın ilişkili diğer işlemlerle ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

Oto-greftler, saç aşılanması ve nakli ile kan ve kan bileşenlerinin transfüzyonu, bu kanun hükümleri kapsamında değildir.

Bu Kanunda geçen;

a)Bakanlık: Sağlık Bakanlığını, b)Bakan: Sağlık Bakanını

c)Organ, doku veya hücre: Bilimsel tanımları saklı kalmak kaydı ile; herhangi bir işleme tabi tutularak veya tutulmadan, tıbbi nakil amacıyla kullanılabilen her türlü vücut bileşenini veya canlı elemanını,

d) Nakil: (=Transplantasyon) Vericiden alınan organ, dokunun veya hücrenin tedavi amacıyla, alıcı vücudu ile bütünleştirilmesine yönelik tıbbi işlemleri,

e) Verici (=Donör): Organ, doku veya hücrelerinin nakledilmek üzere alındığı canlı veya ölü kişileri, f) Alıcı: Organ, doku veya hücrelerin nakledildiği kişileri,

g) Somatik kök hücre: Doğum sonrası canlıdan toplanan, farklı hücre tiplerine dönüşebilme potansiyeline ve kendisini yenileyebilme gücüne sahip olan üreme hücreleri hariç erişkin kök hücreleri,

h) Embriyonik kök hücre: Laboratuar ortamında gerçekleştirilen döllenme sonrası oluşan 5-7 günlük hücre kümesinden teşekkül eden blastokistten elde edilebilen kök hücre kümesi ve serilerini, i) Beyin ölümü: Beynin kan akımının durması ve beyin sapı reflekslerinin tam ve geri dönüşümsüz

olarak kaybı ile gerçekleşen ölüm halini,

j) Kalp atımsız ölü: Kalp ve solunumun geri dönüşsüz olarak durmasıyla gerçekleşen tıbbi ölüm halini,

k) Sistem: Ulusal Koordinasyon Sistemini,

l) Organ ve Doku Nakli Koordinatörü: Donörlerin saptanmasından, ilgili hekimlerin olgu başına intikallerini sağlayarak beyin ölümü tutanağının beyin ölüm kriterlerine göre ve kurallara uygun biçimde düzenlenmesinden, Kanuna göre, gerekiyorsa, donör ailesinden izin alınmasından, alınan organ ve dokunun ilgili merkeze naklinden sorumlu olan sertifikalı hekimi,

ifade eder. Rıza ve Bağış Durumu

MADDE 2- Organ, doku ve hücrenin gönüllü ve karşılıksız bağış yolu ile temini esastır. Bakanlık tarafından yapılacak organ ve doku bağışını arttırmaya yönelik çalışmalar tüm kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından desteklenir. Bu çalışmaların usul ve esasları Bakanlıkça belirlenir.

(32)

On sekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz kişiler, öldükten sonra kullanılmak üzere, organ, doku ve hücrelerinin bir kısmını ya da vücutlarının tamamını bağışlayabilirler. Bunun için bağışçının yazılı beyanı yeterlidir.

Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında, nüfus müdürlüklerinde, trafik şube müdürlüklerinde, pasaport işlemlerinde, askerlik şubelerinde, evlendirme dairelerinde bağışta bulunulabilir. Bağış yapan kişiye bu durumu ve bağışın muhteviyatını belirtir bir bağış kartı verilir.

Şarta bağlı organ, doku ve hücre bağışı yapılamaz, şu kadar ki kişi, organlarının kullanımında isimlerini belirteceği ihtiyaç sahibi yakınlarına öncelik tanınmasını isteyebilir. Ancak, bu isteğin yerine getirilmesinde, tıbbi yönden uygunluk ve gereklilik ile öncelik kriterleri geçerlidir.

Bu nitelikteki organların kullanılmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Organ bağış kartı bulunmayan kişilerde ise; beyin ölümü hali veya organ nakli merkezlerindeki kalp

atımsız ölüm hallerinde, verici adaylarının yakınlarına açıklayıcı bilgi verilerek organ ve doku bağışı teklifi yapılır. Bilgilendirme ve bağış teklifi nakli yapacak olan hekimler ile beyin ölümünü tespit eden hekimler dışındaki bir hekim ya da organ nakli koordinatörü tarafından yapılır. Bağış teklifinin kabul edilmesi halinde bu durum teklifi yapan ve kabul edenler tarafından düzenlenen bir tutanakla imza altına alınır.

Beyin ölümü gerçekleşen kişinin organ veya dokularının bağış onayını veren yakınları, bağışın alındığı kurum tarafından kendilerine verilen, bu durumu belirten belgeyi ibraz etmek kaydı ile olanaklar dahilinde sağlık hizmetlerinden öncelikli olarak yararlanırlar.

Vücudunu ölümden sonra tıbbi inceleme ile araştırma faaliyetlerinde faydalanılmak üzere yazılı olarak bağışlayanlar ile yataklı tedavi kurumlarında ölen veya bunların morglarına getirilen, sahipsiz ve adli kovuşturmayla ilgisi olmayan cesetler, muhafaza edilmek, tıbbi inceleme ve araştırma için kullanılmak üzere talebi olan tıp fakültelerine verilir.

Yazılı olarak bağışlayanların cenazeleri hemen, diğerleri ise 1 yıllık bekleme süresinden sonra tıbbi inceleme ve araştırma için kullanılabilir.

Tıbbi araştırma ve incelemelerin bitiminden sonra bu cesetlerin defni ilgili mevzuata göre gerçekleştirilir.

ĐKĐNCĐ BÖLÜM

Organ, Doku Ve Hücrelerin Alımı

Beyin Ölümünün Tespiti ve Kadavradan Alım

MADDE 3-Beyin ölümü hali; biri anestezioloji ve reanimasyon uzmanı, diğeri nöroloji uzmanı veya yokluğunda beyin cerrahisi uzmanı olmak üzere iki hekimin, apne testi zorunlu olmak üzere, bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kuralları ve tetkik yöntemlerini uygulamak suretiyle, klinik olarak verdikleri ve en az bir laboratuar yöntemi ile kesinleştirdikleri tıbbi ölüm kararı ile saptanır.

Ölüm halini saptayan hekimler, ölüm tarihini, saatini ve ölüm halinin nasıl saptandığını gösteren ve imzalarını taşıyan bir tutanağı iki nüsha olarak düzenleyerek ölümün gerçekleştiği sağlık kurumuna vermek zorundadırlar. Bu tutanak ve ekleri ilgili sağlık kurumunda on yıl süre ile saklanır. Tutanağın bir örneği de aylık olarak Bakanlığa iletilir.

Sağlığında vücudunun tamamını veya organ ve dokularını bağışladığını belirten belgeye sahip olup, ölümü halinde bu durumu tespit edilenlerin başka hiç bir izne gerek kalmadan; bağış kartı olmayanların ise ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocuklarından birisinin, ana veya babası veya kardeşlerinden birisinin, bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatiyle ölüden organ veya doku alınabilir.

Ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan kornea gibi dokular herhangi bir izne tabi olmadan, Bakanlıkça bu konuda yetki verilmiş kuruluşlar tarafından alınabilir.

Kişi, sağlığında ölümünden sonra kendisinden organ, doku ve hücrelerinin alınmasına karşı olduğunu yazılı olarak belirtmişse organ ve doku alınamaz.

(33)

Canlı Vericilerden Alım

MADDE 4-Organ nakli dışında etkinliği, üstünlüğü ve yaşam kalitesi açısından karşılaştırılabilir başka bir tedavi yönteminin bulunmaması veya kısa süre içinde kadavradan uygun organ temininin mümkün olmaması halinde canlıdan nakil yapılabilir.

On sekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için: Vericinin, en az iki tanık ve bir hekim huzurunda bilinçli ve tesirden uzak olarak verici olma ve gerekli cerrahi işlemin yapılmasını kabul ettiği iradesini açık beyanı ve bunun yazılı hale getirilerek imzalanması zorunludur.

Ayrıca, yaş küçüklüğü, zihinsel engellilik, hastalık veya benzeri sebeplerle doku bağışına muvafakat etme yeteneğine sahip bulunmayan kişilerden kemik iliği, gibi kendisini yenileyen dokuların nakli yapılabilir. Bunun için;

a) Dokuları uyumlu olan, ergin ve ayırt etme gücüne sahip bir vericinin bulunamaması, b) Alıcının, vericinin kardeşi olması,

c) Bağışın alıcı bakımından hayat kurtarıcı olma beklentisinin bulunması, d) Vericinin ayırt etme gücüne sahip olmak kaydıyla bu işleme karşı olmaması,

e) Vericinin yasal temsilcisinin Noter tarafından onaylanmış izninin olması, bu izin belgesinin nakli yapacak hekim ya da hekimler tarafından da onaylanmış olması,

zorunludur.

Canlı Nakil Karar Komisyonu

MADDE 5- Canlıdan organ nakli, alıcının dördüncü derece dahil kan ve kayın hısımlarından yapılabilir.

Bu akrabalık seviyesinin dışında canlıdan yapılacak nakillerde; naklin yapılacağı ilde, kamuoyunu temsil etmek üzere oluşturulacak Karar Komisyonunun verici ile alıcı arasındaki kişisel dostluk ilişkisinin varlığını kabul ve belgeleri ile teyit ederek, bu kanun kapsamında yasaklanmış herhangi bir hususun bulunmadığını onaylaması halinde nakil yapılabilir.

Karar Komisyonu;

a-Vali Yardımcısının Başkanlığında, b-Đl Sağlık Müdür Yardımcısı, c-Đl Emniyet Müdürü Yardımcısı,

ç-Baro tarafından görevlendirilecek bir avukat, d-Kamuda çalışan bir dahili bir cerrahi branş uzmanı e-Bir psikiyatrist veya psikolog

f-Vericinin, bir yıldan az olmamak üzere en son oturduğu ikametgahının bulunduğu yerin mahalle veya köy muhtarı

g-Vericinin ilk veya yokluğunda ikinci derece kan hısımlarından yaşayan bir kişi.

Komisyonlar başvurudan sonra en geç beş iş günü içinde tüm üyelerin katılımı ile toplanır, gerekli gördüğü takdirde verici ve/veya alıcıyı dinler. Sunulan bilgilerin doğruluğunu araştırır, kararlar oybirliği ile alınır. Komisyon kararları kesindir. Kararın bir örneği ivedilikle Bakanlığa gönderilir. Komisyonların giderleri Đl Özel idaresinden karşılanır. Komisyonun kamu görevlisi üyeleri hakkında bu kanun kapsamındaki fiillerinden dolayı yapılacak soruşturmalarda 4483 sayılı kanun hükümleri uygulanmaz.

Komisyonun işleyişi, başvuru, çalışma ve değerlendirmeye ait diğer usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenlenir.

Bilgilendirme ve Araştırma Yükümlülüğü

MADDE 6- Canlıdan yapılacak organ nakillerinde verici, nakli yapacak olan hekimler dışındaki bir hekim ya da organ nakli koordinatörlerinden oluşan bir ekip tarafından bilgilendirilir. Doku ve hücre nakillerinde, nakli yapacak hekim tarafından da bilgilendirme yapılabilir. Bu kanunun 4

(34)

üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamında olan vericinin yasal temsilcisi de bilgilendirilir. Bilgilendirmeyi yapacak olan hekim veya ekip;

a) Vericiye, uygun bir biçimde ve ayrıntılı olarak, organ ve doku alınmasının riskleri ile bunun tıbbi, psikolojik, ailevi ve sosyal sonuçları, yapılacak müdahaleler sonrasında gerekli takip işlemleri ile organ ve doku verilmesinin, alıcıya sağlayacağı yararlar hakkında bilgi vermek;

b) Alıcıya, nakil sonrasında yaşayabileceği sorunlar, ilaç kullanımının gerekliliği ve bunların olası yan etkileri, yapılacak müdahaleler sonrasında gerekli takip işlemleri hakkında bilgi vermek, zorundadırlar.

Organ ve dokuyu alacak olan hekimler ise;

a) 4 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü haricinde, aklî ve ruhî durumu itibariyle kendiliğinden karar verebilecek durumda olmayan kişilerin vermek istedikleri organ ve dokuları almayı reddetmek, b) Bedel veya başkaca çıkar karşılığı veya tıbbi gerekler ve etik değerlere aykırı olarak verilmek

istenen organ ve dokuların alınmasını reddetmek,

c) Organ ve doku alınması, aşılanması ve naklinden önce verici ve alıcının yaşamı ve sağlığı için söz konusu olabilecek tehlikeleri azaltmak amacıyla, gerekli tıbbi inceleme ve tahlilleri yaptırmak ve sonuçlarını bir uygunluk raporu ile saptanmak,

d)Vericinin organın alınmasından ve bu süreçteki tıbbi ve cerrahi işlemlerden zarar görmeyeceğini tespit etmek,

zorundadırlar.

Ülke genelinde, tüm beyin ölümü vakaları ve organları bağışlanarak verici olmuş tüm vakalar, sağlık kuruluşunca derhal Ulusal Koordinasyon Merkezine yazılı olarak bildirilir.

Ülke genelinde canlıdan yapılan organ ve doku nakillerinde, alıcı ve vericinin kimlik bilgilerinin ilgili sağlık kurumunca aylık olarak Bakanlığa bildirilmesi zorunludur.

Bildirimin yapılışına ve bildirimden sonraki işlemlere ait usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Transplantasyon Masrafları

MADDE 7- Nakillerle ilgili tüm masraflar sosyal güvence kapsamına alınmış olup; a)Canlıdan nakillerde;

Verici adaylarının ve vericinin bu işlemle ilgili tüm tetkik ve tedavi masrafları ile organ ve dokunun çıkarılması, şehirlerarası ve şehir içi her şekilde taşınması ve muhafazası için yapılan giderler, alıcı veya alıcının sosyal güvenlik kuruluşundan;

Vericide organ ve doku alınmasına bağlı olarak meydana gelebilecek sağlık sorunlarının tedavisi için yapılan tüm masraflar, vericinin sosyal güvenlik kuruluşundan karşılanır.

Kemik iliği nakli merkezleri aracılığı ile veya doğrudan kemik iliği doku bilgi bankalarına gönüllü kök hücre bağışında bulunmak isteyen şahısların tetkik masrafları bir kereye mahsus olmak üzere kendi sosyal güvenlik kuruluşundan, sosyal güvencesi yoksa Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan karşılanır. Bu verilerin Ulusal Doku Bilgi Bankasına bildirilmesi zorunludur.

b)Kadavradan nakillerde;

Organ bağışı yapılmış vericilerin, beyin ölümünün gerçekleştiğinin tespitinden itibaren organlarının alınmasına kadar geçecek sürede, alınacak organların hayatiyetinin muhafazası amacıyla yapılacak tüm tıbbi işlemler ile organ ve dokunun çıkarılması, her şekilde taşınması ve muhafazası için yapılan giderler, alıcı veya alıcıların sosyal güvenlik kuruluşundan; Beyin ölümünün gerçekleşmesinden önceki masraflar vericinin sosyal güvenlik kuruluşundan

karşılanır.

Yukarıda belirtilen durumlarda, verici ve/veya alıcının sosyal güvencelerinin bulunmaması halinde, bu masraflar Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan karşılanır. Masrafların, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan

karşılanabilmesi için, masrafı karşılanacak kişinin 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamına girmesi zorunludur.

(35)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Hizmetin Organizasyonu Ulusal Koordinasyon Sistemi

MADDE 8- Ülke sınırları içinde kadavradan alınan her organ, doku ve hücreler kamu yararına kullanılacak niteliğe sahiptir; kişisel tasarruflara ve özel hukuk ilişkilerine konu edilemez. Bakanlık, bağışlanan organ, doku ve hücrelerin nakil tedavisine ihtiyaç duyanlar tarafından, bilimsel

gereklere uygun, şeffaf ve tarafsız biçimde kullanımının sağlanması, nakil sonuçlarının donörden alıcıya izlenmesi ve bu kanun kapsamındaki diğer hizmetlerin verilebilmesi amacıyla Ulusal Koordinasyon Sistemini kurar.

Ülke genelinde organ-doku alımı, dağıtımı ve bu Kanun kapsamındaki tüm hizmetler Ulusal Koordinasyon Sistemi dahilinde yürütülür ve denetlenir.

Sistem; Ulusal Organ, Doku ve Hücre Nakli Kurulu, Nakil Uzmanlık Kurulları, Ulusal Doku Bilgi Bankası, Ulusal Koordinasyon ve Bilgi Đşlem Merkezi, Bölge ve Đl Koordinasyon Merkezleri, Doku Bankaları, Donör Kaynağı Merkezleri ve Nakil Merkezleri ile bunlarda görevli Organ ve Doku Nakli Koordinatörlerden oluşur.

Ulusal Organ, Doku ve Hücre Nakli Kurulu: Bakanlık Müsteşarı başkanlığında, ilgili Genel Müdür, Bakanlık görevlileri ve tüm nakil uzmanlık kurullarının başkanlarının katılımı ile, organ, doku ve hücre nakli alanında; yapılan çalışmaların değerlendirilmesi, bilimsel gelişmeler ışığında Ülke politikasının ve bu alanda yapılması gereken düzenlemelerin tartışılması amacıyla görev yapan kuruldur. Yılda bir kez toplanır. Bakanlık tarafından gerekli görüldüğünde olağanüstü toplantıya çağrılabilir. Kurulun çalışma usul ve esasları Yönetmelikle belirlenir. Bu kurulların sekreterya hizmetleri ilgili Bakanlık birimleri tarafından yürütülür.

Nakil Uzmanlık Kurulları: Nakil konusu organ, doku veya hücre özelinde; Bakanlık tarafından ihtiyaç duyulan bilimsel ve teknik konular ile aynı alanda faaliyet gösterecek merkezler hakkında görüş bildirmek üzere, Bakanlık tarafından görevlendirilen, konusunda gerekli bilgi birikimi ve deneyime sahip yedi üyeden oluşan, bilimsel danışmanlık mahiyetinde görev yapan kurullardır. Kurulun çalışma usul ve esasları Yönetmelikle belirlenir. Bu kurulların sekreterya hizmetleri ilgili Bakanlık birimleri tarafından yürütülür.

Ulusal Doku Bilgi Bankası: Hücre nakilleri başta olmak üzere, canlıdan yapılacak nakiller için uygun verici tespiti amacıyla, doku grubu analizi yapılmış gönüllü vericilerin, bu konudaki

bilgilerinin, yüksek güvenlik ve gizlilik düzeyinde, elektronik ortamda saklandığı, yurtdışından doku teminine ve yurtdışına doku gönderilmesine yetkili birimdir. Doku tipleme bilgileri kişisel nitelikli gizli verilerdir. Veri ve erişim güvenliği alanında faaliyet gösteren kamu kuruluşları, bankanın ihtiyaç duyduğu güvenlik ve gizlilik standartlarının sağlanması için Bakanlığın talebi halinde işbirliği ve destek sağlamakla yükümlüdür. Ulusal Doku Bilgi Bankası Bakanlığın emir ve denetiminde olmakla birlikte, kurulması ve faaliyeti için gerekli kaynaklar Genel Bütçeden karşılanır. Bankanın kurulmasını takiben kayıtlarında doku tipleme bilgileri bulunan tüm kamu ve özel sağlık kuruluşları bu bilgileri Bankaya teslim eder.

Ulusal Koordinasyon ve Bilgi Đşlem Merkezi: Donör kaynağı ve nakil merkezleri arasındaki koordinasyonun sağlanması başta olmak üzere, ulusal bekleme listelerinin oluşturulması, nakil uygulanan hastaların takibinden sorumlu, gerekli bilgisayar ve iletişim altyapısına sahip, il ve bölge koordinasyon merkezleri arasında işbirliği sağlayan, yurtdışından organ getirilmesi ve gönderilmesiyle yetkili birimdir. Personel ve diğer alt yapı hizmetleri Bakanlık tarafından sağlanır.

Bölge ve Đl Koordinasyon Merkezleri: Nakil konusunda Ulusal Koordinasyon ve Bilgi Đşlem Merkezinin denetiminde çalışan bölge ve il merkezleridir.

Sağlık Bakanlığı, ulusal koordinasyon sisteminin yürütülmesini, konuyla ilgili kurum, kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde, bizzat görev alarak yada bu kurumlara kısmi yetki devretmek suretiyle gerçekleştirir. Bu konuyla ilgili ve Ulusal Koordinasyon Sisteminin işleyişine ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.

Referanslar

Benzer Belgeler

The community strives to resolve disputes quickly and still upholds the values of togetherness (communality) and does not deprive or suppress the freedom of other

Organ nakli yasasına göre canlıdan canlıya organ bağışında 18 yaş?. altındaki kişilerden

İnce barsak nakli, akut mezenter hastalık nedeniyle total ince barsak rezeksiyonu yapılan 53 yaşındaki erkek hastaya uygulanmıştır.. Bu çalışmaları

• Günümüzde gerek ülkelerin ulusal yasaları gerek uluslar arası sözleşmeler organ ve doku naklini destekleyici hukuki düzenlemelere sahiptir. Ancak insan

Tablo 1: Öğrencilerin Organ BağıĢı ve Nakli Ġle ilgili Bilgi, GörüĢ, Tutum ve DavranıĢlarına Yönelik Yapılan ÇalıĢmalar...28 Tablo 2: AraĢtırmaya

Nakledilen organ filizlerinin karaciğere özgü proteinleri salgılaması ve insan me- tabolizmasına özgü maddeleri üretmesi, organ filizi nakli yönteminin, organ üret- me

Pek çok insan›n mahiyetini bilemedi¤i için korktu¤u organ ba¤›fl kart›, hiçbir zaman organ al›nmas› için bir teminat olmam›flt›r.. O kart›n amac› konuyu gündeme

ABD’nin San Fransisco kentindeki Elan Pharmaceuticals adlı ilaç şirketin- de görevli bir araştırma ekibi, genetik mühendisliği yoluyla Alzheimer hasta- lığına benzer