Temmuz 1999 13
Alıcı ve verici arasında tam doku uyuşması olmadan da, hatta doku reddini önleyen ilaçlara gerek duyul-maksızın organ nakli kısa süre içinde olanaklı duruma gelebilecek. Bu ko-nuda umut ışığını, bağışıklık sistemi-nin temel direğini oluşturan T hücre-lerinin yabancı dokuya saldırmalarını önlemenin bir yolunu keşfeden İngi-liz araştırmacılar yaktılar.
T hücreleri, yabancı hücreleri saptamada uzmanlaşmış yardımcı hücrelerin, yabancılardan bir doku örneği getirip hem türdeşlerini, hem de T-hücrelerini uyaran bir sinyal yayınlamaları üzerine savaşı başlatı-yorlar.
Araştırmacılar, bu sinyali ketle-diklerinde, alıcının bağışıklık siste-minin, nakledilen kemik iliğini yok
etmediğini gözlemişler. Üstelik bu yöntem, alıcının bağışıklık sistemi-nin başka hastalıklarla mücadele et-mek yeteneğine de hiçbir zarar ver-memiş. Yöntemin denendiği 12 has-tadan yalnızca birinde doku reddi ol-gusuna rastlanmış. Oysa normal ola-rak bu olgu yüzde 60-90 arasında gözlenebilmekteydi.
Scientific American, Ağustos 1999
Daha Güvenli Organ Nakli
Kısa süre öncesine kadar yalnızcabulaşıcı hastalıklarla mücadele yönte-mi olan bağışıklık kazandırma, artık kendisine şaşırtıcı yeni hedefler belir-liyor. Araştırmacılar bir süre önce bağı-şıklık sisteminin bazı aşılarla güçlendi-rilmesi yoluyla bazı kanser türlerinin yok edilebildiğini keşfetmişlerdi. Şim-diyse yeni bulgular, tedavi edilemez sanılan hastalıklara karşı daha da şaşır-tıcı bir başarının ön işaretlerini veriyor: İnsanları Alzheimer hastalığına karşı bağışık kılmak ve hatta bu hastalığın beyinde yol açtığı hasarı geriletmek.
Genellikle yaşlılarda görülen ve ileri ölçüde bellek yitimiyle sonuçla-nan Alzheimer hastalığının en göze çarpıcı özelliklerinden biri, hastaların beyinlerinde amiloid plakaları oluştur-ması. Bu plakalar, özel bir proteinin doku üzerinde birikmesiyle oluşuyor. ABD’nin San Fransisco kentindeki Elan Pharmaceuticals adlı ilaç şirketin-de görevli bir araştırma ekibi, genetik mühendisliği yoluyla Alzheimer hasta-lığına benzer semptomlar verilmiş fa-relerin, beyindeki plakaları oluşturan protein parçası olan Beta-amyloid (Aβ) ile aşılanınca, plaka oluşumu ve sinir tahribatının önlendiğini ya da geriledi-ğini gözlemiş. Toronto Üniversite-si’nden Alzheimer araştırmacısı Peter St. George-Hyslop, "Buluş, Aβ ile aşı-lanmanın, ileride Alzheimer hastalığı-nın tedavisi ya da önlenmesini olanak-lı durma getirdiğini gösteriyor" diyor. Ancak, Alzheimer hastalığına bu pla-kaların yol açıp açmadığının kimse ta-rafından kesinlikle öne sürülemediğini vurgulamaktan da geri kalmıyor. Chi-cago Üniversitesi Alzheimer araştırma-cısı Sam Sisodia da, buluşu aynı şekil-de ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılıyor. Araştırmacıya göre, fareler üzerindeki
deneylerin başarılı sonuçlarına karşın insanlarda da aynı sonuçların alınacağı kesin değil.
Protein plakasıyla Alzheimer hasta-lığı arasındaki ilişki tam olarak belirle-nememiş olsa da, Alzheimer araştırma-ları, normal bir hücre proteinin olağa-nüstü uzunluktaki bir parçası olan Aβ42
tarafından oluşturulan plaka üzerinde yoğunlaşmış bulunuyor. Bu plaka has-talığın erken dönemlerinde oluşmaya başlıyor ve henüz kesin konuşama-makla birlikte uzmanlar, hastalığın be-lirtileriyle bu plakanın ilintili olduğu yolunda güçlü kanıtlar bulunduğunu vurguluyorlar.
Şimdi laboratuvarlar harıl harıl, Alzheimer araştırmaları için genleri
de-ğiştirilmiş fare üretiyorlar. Elan şirketi-nin nörobiyoloji bölümü başkan yar-dımcısı Dale Schenk, Aβ ile aşılama-nın, bu farelerde plaka oluşumunu en-gelleyecek antikorların ortaya çıkması-nı sağlayıp sağlamadığıçıkması-nı denemiş. Burda bir sorun, kana verilen maddele-rin "kan-beyin engeli" denen bir enge-li aşarak beyne girebilmesi. Schenk’in ekibi mütasyona uğratılmış genç fare-lere Aβ aşısını uyguladığında, farelerin beyinlerinde daha sonra hiç plaka oluş-madığını ve sinir hasarı ololuş-madığını gözlemiş. Beyinlerinde plaka oluşmuş
daha yaşlı bir grup fareye aynı aşı uy-gulandığındaysa plakalar ve hastalığın öteki belirtileri büyük ölçüde yok ol-muş. Ekip bu farelerin beyinlerinde bir bağışıklık tepkisinin izlerine rastla-mış. Bunlar, üzerlerine antikorlar ve beynin mikroglia denen ve yabancı or-ganizmaları yiyerek yok eden özel ba-ğışıklık hücrelerinin yapışmış olduğu amiloid artıkları. Artıklar üzerinde bu-lunan antikorlar, aşıyla verilen bu mad-denin kan-beyin engelini rahatlıkla aşabildiğini gösteriyor. Beyne ulaştık-larında da bu antikorlar, amiloid mole-külleriyle birleşip bunların üst üste yı-ğılıp plaka oluşturmalarına kesinlikle izin vermiyorlar.
Fareler üzerinde yapılan son de-neylerde ayrıca, Aβ salgılayan sinirle-rin öldürülmesiyle amiloid yığılmasına set çekildiğinde, o zamana kadar oluş-muş yığınların da zaman içinde eridiği gözlenmiş.
Şimdi iş, aynı sonuçların insanlarda da alınıp alınmayacağının belirlenme-sine kalıyor. Bazı araştırmacılar, farele-rin insan organizmasının tam bir ayna-sı olmadığı uyarıayna-sında bulunuyorlar. Stanford Üniversitesi Tıp Merke-zi’nden Lawrence Steinman, insanda kan-beyin engelinin farelerdeki kadar kolay geçilebilmesinin kuşkulu olduğu görüşünde. St. George-Hyslop ise, Aβ oluşturan proteinin bir çok değişik hücre türünde bulunduğunu söylüyor, dolayısıyla aşılamanın, beyin dışındaki dokularda zararlı bir oto-bağışıklık tep-kisine yol açabileceğinden çekiniyor.
Bütün bunlara karşı Elan, hayvan-lar üzerinde daha kapsamlı deneylerin ardından yıl sonuna kadar da Alz-heimer hastaları üzerinde klinik tedavi çalışmalarını başlatmayı planlıyor.
Science, 9 Temmuz 1999
Alzheimer’a Mucize Tedavi mi?
Aşılanmış fare beyninde mikroglialar (kırmızı) ve amiloid plaklar (yeşil).