• Sonuç bulunamadı

B- TIBBĐ MÜDAHALENĐN ŞARTLARI

2- Aydınlatma ve Rıza

a- Genel Olarak

Tıbbi müdahalelerde, hastanın vücut bütünlüğüne ve yaşamına yönelik müdahaleler söz konusu olduğu için, hastanın rızasının bulunması şarttır228. Rıza gerek ceza hukuku açısından gerekse özel hukuk açısından en önemli hukuka uygunluk nedenlerinden birisidir. Rıza açık ve doğrudan olabileceği gibi muhtemel rıza şeklinde de olabilir. Tıbbi müdahalelerde kural olarak rıza gösterecek olan bizzat hastadır229. Ancak bazı hallerde kişinin kanuni temsilcisi veya mahkemede kişi adına rıza gösterebilmektedir230. Rıza alınırken de kişinin neye rıza gösterdiğini bilmesi için hastanın aydınlatılması gerekmektedir231. Hasta yeterince bilgi sahibi yapıldıktan sonra, önerilen tedaviye rıza gösterip göstermeme hususunda hür iradesiyle karar verebilir. Tedavi yönteminin olumlu ya da olumsuz yönlerini bilmeyen hastanın rızasının sağlıklı

225 Hakeri, s.100. 226

Bu konudaki tartışmalar için bkz. Hakeri, s.100-101.

227 Yenerer Çakmut, s.29; Hakeri, s.102-103; Belgesay, Mustafa Reşit, Tıbbi Mes’uliyet, Đstanbul

1954, s.155; Özek, Çetin, “Hekim ve Hukuk, Tıbbi Müdahalede Bulunmak Hakkının Sınırları”,

ĐTFM, 1965, C. XXVIII, S.4, s.451.

228 Erman, Hasan, “Hekimin Hukuki Sorumluluğu”, Bülent Davran’a Armağan, Đstanbul 1998,

s.146. Yargıtay da bir kararında “Tıbbi müdahaleler ve hekimin girişeceği diğer eylemler kişinin sağlığını, vücud bütünlüğünü ilgilendirdiği için, bunların gerçekleştirilmesine karar verme yetkisi hekime değil, müdahalelere maruz kalacak kişiye, hastaya aittir.” diyerek rızaya ve rızanın geçerli olmasının başlıca şartı olan aydınlatmanın önemine dikkat çekmiştir.(Y. 4.HD. 7.3.1977, E.1976/6297, K. 1977/2541, YKD.1978, S.6, s.907)

229 Yenerer Çakmut, s.193

230 Hakeri, Hakan, “Türk Tıp Hukukunda Aydınlatma ve Tıbbi Müdahalelerde Bilgilendirilmiş

Rıza Alınması Yönetmeliği Taslağı”, YÜHFD, 2. Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu Sayısı, C.III, S.2, Yıl:2006, s.32. Bu konuda ayrıca bkz. Rosenau, Henning, “Rıza Gösterme Ehliyetine Sahip Olmayanlarda Aydınlatma ve Rıza”, Çeviren: Ali Kemal Yıldız, YÜHFD, 2. Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu Sayısı, C.III, S.2, Yıl:2006, s.49 vd.

231

olduğu söylenemez232. Aydınlatma sayesinde hasta, çeşitli varsayımları, tehlikeleri ve imkânları değerlendirebilecektir. Kendisine uygulanacak müdahale ve tedavi şekli hakkında fikir beyan edebilecek duruma gelmediği sürece hastanın rıza göstermemesi gerekmektedir233.

Aydınlatılmış onam (bilgilendirilmiş rıza) “ riskleri, yararları ile alternatifleri ve onların da risk ve yararlarını kapsayan tedavi uygulamasının, hekim tarafından yeterli düzeyde ve uygun şekilde açıklanmasından ve hasta tarafından hiçbir tereddüde yer kalmayacak şekilde anlaşılmasından sonra, tıbbi tedavinin, uygulamanın hasta tarafından ‘gönüllülükle kabulü’ olarak” ifade edilmektedir234. “Özerkliğe saygı ilkesinin tıbbi müdahalelerde amacına uygun yerine getirilebilmesi, aydınlatılmış onam ilkesinin öncelikle uygulanmasını gerektirmektedir. Aydınlatılmış onam; hekim-hasta ilişkisinde, hastanın kendisi ile yapılacak uygulamalara karar verme sürecine katılımını sağlayan en önemli etik ilkelerdendir. Aydınlatılmış onam ya da bilgilendirilmiş rıza ilkesi dolaylı olarak yararlılık, zarar vermeme ve özerkliğe saygı gibi diğer tıbbi etik ilkelerin de uygulanmaya taşınmasını sağlayan omurga niteliğinde bir ilkedir”235.

Medeni hukuk kapsamında aydınlatma yükümlülüğü “sözleşmenin diğer tarafını, hukuki ilişki açısından önemli kabul edilen maddi ve hukuki hususlara işaret etmek” şeklinde ifade edilmektedir236

Aydınlatılmış rıza hususunda Sağlık Bakanlığı tarafından “Tıbbi Müdahalelerde Bilgilendirilmiş Rıza Alınması Yönetmeliği Taslağı” hazırlanmıştır. Bu yönetmelik taslağında aydınlatma, bilgilendirme olarak ifade edilmiş ve şu şekilde tanımlanmıştır:

232 Hancı, Đ. Hamit, Malpraktis Tıbbi Girişimler Nedeniyle Hekimin Ceza ve Tazminat

Sorumluluğu, 2. Baskı, Ankara 2005, s.72; Ayan, s.72.

233 Bayraktar, s.124.

234 Güzeldemir, M. Erdal, “Hasta Bilgilendirmenin Önemi”, Aydınlatılmış Onam, Editör: Faik

Çelik, Konya –Karaman Tabip Odası Yayını, Konya 2006, s. 9-54; “Aydınlatılmış rıza kısaca; hastanın tedavi olmak amacı ile bir hekime veya sağlık kuruluşuna müracaat etmesi halinde, bu tedavinin konusu, muhtevası, şekli, boyutları, süresi ve sonuçları hakkında gerekli bilgiye sahip kılınması ve bunun neticesinde onun, söz konusu bilgi ve şartlar altında tedavi etmeye

muvafakat etmesi olarak tanımlanabilir”. Başpınar, Veysel, “Organ Naklinde Hekimin Aydınlatma Yükümlülüğü”, Organ ve Doku Naklinde Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sorunları,

Đstanbul 2007, s.194.

235 Kök, Ahmet Nezih, “Đnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Göre Aydınlatma ve Rıza”,

KHukA, 2(2005), 1. Türk –Alman Tıp Hukuku Sempozyumu Sayısı, s.117.

236

Büyükay, Yusuf, Đstenmeden Dünyaya Gelen Çocukların Bakım Eğitim ve Tedavi Giderlerinin Tazmin Edilmesi Sorunu, Đstanbul 2006, s.51.

“Bireyin; sağlık durumu kendisine uygulanacak vücut bütünlüğüne müdahale gerektiren

tanı ve tedavi yöntemleriyle, bunların faydaları ve muhtemel riskleri, diğer tıbbi müdahale ve tedavi yöntemleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri, neticeleri ve öngörülemeyen acil durumlarda önerilen tedavinin dışına çıkma konularında ayrıntılı ve yazılı olarak bilgilendirilmesi”.

Aydınlatma hekim açısından tedavi sözleşmesinin ortaya çıkardığı bir borçtur. Anayasal olarak da aydınlatmanın hukukumuzda yerini aldığı ifade edilmektedir237. Nitekim Anayasa’mızın 17/1. maddesinde “ Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını

koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” denilmiş ve böylece kişinin kendi geleceğine

yönelik karar verme hakkının olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca Medeni Kanunun 23. ve 24. maddelerinin de aydınlatma ve rızaya referans olarak kullanılabileceği ileri sürülmektedir238. Aydınlatmanın hukuksal temellerinin yanı sıra ahlaki temelinin de olduğunu söyleyebiliriz. Hastanın bilgilendirilmesi ve bu çerçevede alınacak olan rızası her şeyden önce ahlaken ihtiyaç duyulan bir husustur. Burada hastanın yanıltılmama konusunda ahlaki açıdan bir talep hakkı bulunmaktadır239.

Kişinin vücut bütünlüğü ve kendi geleceğini belirleme hakkının kişiye tanınan en önemli haklardan olduğu kabul edildiğine göre herkes bu hakları doğrudan ilgilendiren hekim yardımından yararlanma veya yararlanmama hususunda seçim hakkına sahiptir. Bu seçim hakkının kullanılabilir olması içinde kişinin vereceği kararın sonuçlarını önceden bilmesi gerekir. Bu durum, hekimin aydınlatma yükümlülüğünün hukuksal temelini ve ölçütünü oluşturur240.

Tıbbi müdahalelerde hasta ve hekim koordineli olarak hareket etmelidirler. Hasta hekime rahatsızlığı konusunda bilgi verecek; hekimde hastasını, hastalığı, tedavi

şekli, tedaviden elde edilecek başarı şansı ve tedaviden kaynaklanabilecek rizikolar hakkında bilgilendirecektir. Burada hekim, kendisine verilmiş olan tıbbi müdahalede bulunma hakkını kullanmakta; diğer yandan hasta da kendi sağlığı konusunda tek karar

237 Özsunay, “Alman ve Türk Hukuklarında Hekimin Hastayı Aydınlatma Ödevi ve Đstisnaları”,

Sorumluluk Hukukundaki Yeni Gelişmeler V. Sempozyumu, Đstanbul 1983, s.34-35.

238 Ayan,s.73; Ozanoğlu, Hasan Seçkin, “Hekimlerin Hastaları Aydınlatma Yükümlülüğü”,

AÜHFD, C.52, S.3, 2003, s.60.

239 Hakeri, s.105. 240

verici konumunda bulunmaktadır. Aydınlatma bu hukuksal yararların çatışmasını çözümlemektedir241.

Aydınlatma, hekimin en temel görevlerinden birisidir. Hekim, hastaya tavsiyelerde bulunmak ve yardım etmek için, hastayı sorumluluğunun bilincinde bir partner olarak görmeli ve hastanın kişisel haklarına saygı göstererek bunları kabul etmek zorundadır. Tıbbi müdahaleden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi için uzlaşma

şarttır. Uzlaşmadan bahsedilebilmesi içinde aydınlatma gereklidir242.

Sağlık Bakanlığı Bilgilendirilmiş Rıza Yönetmeliği Taslağı m. 1’de yönetmeliğin dolayısıyla da aydınlatmanın amacı belirlenmiştir. Buna göre: “Bu

yönetmeliğin amacı; yönetmelik kapsamındaki sağlık kurum ve kuruluşlarında hastanın vücut bütünlüğüne yapılan her türlü tıbbi girişimin ön koşulu olan bilgilendirilmiş rızasının alınmasını, insanın yaşama hakkı, vücut bütünlüğü, sağlığı ve bedeniyle ilgili tasarruflarının sağlanmasını, hak ihlallerinden korunabilmesini ve gerektiğinde hukuki korunma yollarını fiilen kullanabilmesiyle ilgili esas ve usulleri belirlemektir”.

Hukukumuzda bunun yanı sıra aydınlatmaya ilişkin birçok düzenleme yer almaktadır.

Hasta Hakları Yönetmeliği m.15/1’e göre: “ Hasta; sağlık durumunu, kendisine

uygulanacak olan tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir”.

Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi m.14’e göre: “ … teşhise göre alınması gereken

tedbirlerin hastaya açıkça söylenmesi lazımdır”.

Türk Ceza Kanunu’nun insan üzerinde deneyle ilgili 90. maddesinin 2-g fıkrasına göre: “Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı

olarak açıklanan rızanın yazılı olması…”.

Organ ve Doku Nakli Kanunu m.7’ye göre: “Organ ve doku alacak hekimler:

241 Hakeri, Aydınlatma, s.32; Hakeri, s.104; Ozanoğlu, s.64. 242

a.Vericiye, uygun biçimde ve ayrıntıda organ ve doku alınmasının yaratabileceği tehlikeler ile bunun tıbbi, psikolojik, ailevi ve sosyal sonuçları hakkında bilgi vermek;

b. Organ ve doku verenin, alıcıya sağlayacağı yararlar hakkında vericiyi aydınlatmak… zorundadırlar”.

Türk Tabipler Birliği Meslek Etiği Kuralları m.26’ya göre: “Hekim Hastasını,

hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır”.

Uygulamada mahkemeler de tıbbi müdahalelerde aydınlatmaya önem vermektedirler. Nitekim bir Yargıtay kararında “(hekimin) yaptığı ameliyatın, çok ağır sonuçlar doğurabileceği (hastaya) anlatılarak, onun bu muhtemel sonuçlara rağmen ameliyatı istediği konusunda muvafakatı alınmış olması” gerektiği belirtilmiştir243. Bir diğer mahkeme kararında; “kalça ameliyatı olan hastaya, ameliyattan uzunca bir süre sonra dahi acıların devam edeceği, hatta yerine göre ameliyat öncesine göre daha

şiddetli acıların söz konusu olacağının açıklanmamış olması, hastanın ameliyat için verdiği rızanın mahkemece geçersiz olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla hem ameliyatın hem de ameliyat sonrası acıların gerek tazminat ve gerekse ceza sorumluluğu gerektirmesine yol açmıştır”244.

Aydınlatma ve rızanın bulunmaması durumunda, hekim hastayı iyileştirme amacıyla hareket etmiş olsa bile, hastanın ameliyata katlanmış olması başlı başına maddi ve manevi zarar olarak kabul edilebilir ve bunun yanında hekimin ceza hukuku manasında sorumluluğu doğabilir245.

Aydınlatma konusunda ülkemizde her ne kadar yeni TCK ile olumlu adımlar atılmış ise de hekimler tarafından konuya verilen önemin henüz istenen seviyede

243 Y. 4. HD., 17.10.1964, E.6428, K.4925, Bayraktar, s.125. 244 BGH NJW 1987, 1481, 1482, Hakeri, s.108.

245

olmadığı görülmektedir246. Bu kapsamda Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu 2000-2004 yılları arasında 13 dosyada aydınlatılmış onam ihlalinin bulunduğunu tespit etmiştir247.

b- Aydınlatmanın Çeşitleri

Doktrinde üç çeşit aydınlatmanın var olduğu kabul edilmektedir248. Bunlar, tedavi aydınlatması, karar (otonomi) aydınlatması ve riziko aydınlatmasıdır249.

aa- Tedavi (Güvenlik) Aydınlatması aaa- Kavram

Tedavi aydınlatması, hastanın rızasını alma amacı ile yapılmamaktadır250. Bu özelliği dikkate alacak olursak, tedavi aydınlatmasının yapılmaması halinde özel hukuk açısından bir tedavi kusurundan bahsedilebilecekken, ceza hukuku açısından hastanın rızasının geçersiz olması sonucunu doğurmamaktadır251. Bu aydınlatma türünde hekim hastasına tıbbi müdahalenin gerekliliği hususunda bilgi verir ve tedavinin başarısı veya sağlık açısından tehlike oluşturabilecek bir durumun ortaya çıkmaması için de belirli davranış şekillerine uyması gerektiğini söyler252. Hekimin; sözleşmeden, haksız fiilden ve ceza hukukundan kaynaklanan bakım görevini yerine getirmesi dolayısıyla yapması gereken bir aydınlatma söz konusudur. Burada sadece tedavi değil, hastanın korunmaya layık yararlarını koruma amacı da bulunduğu için tedavi aydınlatması kavramının yanı sıra güvenlik aydınlatması kavramı da kullanılmaktadır253.

“Tedavi aydınlatması hekimin sağlık hizmetinin esaslı bir bölümünü oluşturmaktadır. Tedavi nedenleri gerekli kıldığı takdirde, hekim hastasını zamanında ve tam olarak aydınlatmak zorundadır. Hekimin vereceği bilgiler tıbben gerekli olanı mümkün kılmalı, hazırlamalı veya desteklemelidir. Esasen hekim, hastasını onu

246 Hakeri, s.108-109.

247 Çelik, Faik, “Hekimlik Uygulamalarında Aydınlatılmış Onam Đhlalleri”, YÜHFD, 2. Türk-

Alman Tıp Hukuku Sempozyumu Sayısı, C.III, S.2, Yıl:2006, s.78

248 Ozanoğlu,s.65. 249

Hakeri, s.109.Bu konuda ayrıca bkz..Sarıal, s.57; Başpınar, s.197.

250 Hakeri, s.109.

251 Erman, Barış, Ceza Hukukunda Tıbbi Müdahalelerin Hukuka Uygunluğu, Ankara 2003, s.100. 252 Fischer, Gerfried, “Alman Hukukunda Hekimin Aydınlatma Yükümlülüğü”, Çeviren: Efe

Direnisa, YÜHFD, 2. Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu Sayısı, C.III, S.2, Yıl:2006, s.4.

253

zararlardan korumak için aydınlatmakla yükümlüdür. Dolayısıyla, tedavi aydınlatmasının amacı kişinin kendi geleceğini belirleme hakkını kullanmasını sağlamak değildir. Aslolan hekimin tavsiyeler ile hastayı yönlendirerek mümkün olan en iyi tedavinin yapılmasını sağlamak ve komplikasyonları önlemektir”254.

Aydınlatma yükümlülüğü, hastaya teklif edilen bir teşhis veya tedavi müdahalesini hastanın kabul etmemesi durumunda daha yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir durumun varlığı halinde hekim hastayı ikna etmek için gerekli çabayı göstermelidir. Aksi takdirde hekim sözleşmeden kaynaklanan hastanın bakım yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu için tazminat sorumluluğu doğacaktır. Ancak burada hekimin uyarı yapmaktan öte zorla tıbbi müdahalede bulunma yükümlülüğü yoktur. Hastanın yeteri kadar aydınlatılmış olması yükümlülüğün yerine getirilmiş olması için yeterli görülmektedir. Ayrıca hasta, tıbben kabul edilemeyecek taleplerde bulunuyorsa, bu durumda da hekim hastayı bilgilendirmeli ve yanlış taleplerden vazgeçirmelidir 255.

Organ ve doku nakli açısından tedavi aydınlatması organ veya doku alınacak kişi açısından değil, kendisine organ veya doku nakledilecek kişi açısından söz konusu olacaktır. Çünkü bu durumda organ ve dokunun alınacağı kişi açısından tedaviye yönelik bir müdahale söz konusu değildir.

Organ ve doku naklinde hekim kendisine organ veya doku nakledilecek kişiye organ veya doku aktarılmasının gerekliliği, organ veya doku nakli neticesinde elde edilebilecek başarı, nakil sonrası gelişebilecek tehlikeler konularında bilgi verecektir.

Hekimin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ağır tedavi hatası olarak kabul edilir. Bunun sonucu olarak hasta ispat yükümlülüğünden hekim aleyhine olarak kurtulur. Hekim, meydana gelen neticenin uyguladığı tedavi sonucu meydana gelmediğini ispat etmek zorunda kalır256.

254 L/U-Ulsenheimer, I § 1, kn.62; nakleden: Hakeri, s.110. 255 Hakeri, s.110.

256

bbb- Teşhise Yönelik Aydınlatma

Tedavi aydınlatması içinde ele alınabilecek olan teşhise yönelik aydınlatma, teşhis yapılabilmesi için gerekli olan müdahaleler öncesi aydınlatmadır. Bu aydınlatma türü teşhis aydınlatmasından farklıdır257. Teşhis aydınlatmasıyla ifade edilmek istenen ise, hastanın tıbbi bulgular konusunda aydınlatılmasıdır258. Kısaca ifade etmek gerekirse teşhise yönelik aydınlatmada hastalığın teşhisi amacıyla yapılacak olan müdahaleler hakkında hastaya bilgi verilecekken; teşhis aydınlatmasında, yapılan araştırmalar sonucunda hastalık hakkında elde edilen bilgiler ve gerekli tedbirler hasta ile paylaşılacaktır.

Teşhis aydınlatmasında hastalığın kapsamı, sebepleri, etkileri mümkün olduğu oranda hastaya açıklanır259.

bb- Karar (Otonomi) Aydınlatması aaa- Genel Olarak

Hastanın serbest ve sorumluluklarının bilincinde olarak karar vermesini sağlamaya yönelik olarak yapılan aydınlatmaya karar aydınlatması denir. Bu açıdan hastanın sadece rizikolar açısından aydınlatılması yeterli olmaz, teşhis ve süreç açısından da bir aydınlatmaya ihtiyaç duyulur260. Böylece, tıbbi müdahalenin türü, şekli, kapsamı ve sonuçları hakkında bilgilendirilmiş hastanın sağlıklı şekilde karar vermesine katkı sağlanmış olacaktır261.

bbb- Teşhis Aydınlatması

Burada kişi, öncelikle hasta olup olmadığını daha sonra da hasta ise hastalığının hangi hastalık olduğunu öğrenmektedir262.

Hekim, hastasına ağır ve hatta ölümcül hastalıklarını söylemeli ve bu şekilde hasta, tedaviye ilişkin rizikolar hakkında düşünce sahibi olabilmelidir. Mesela kanser

257 Hakeri, s.111. 258 Ayan, s.71 259 Bayraktar, s.126. 260 Hakeri, s.115. 261 Ayan, s.72. 262

hastasına hastalığı uygun şekilde söylenmeli ve bu sayede hastanın kemoterapiye hazırlanması sağlanmalıdır263. Hekim hastalığı açık olarak belirtebileceği gibi genel olarak çeşitli olasılıkları ve gelişmeleri de açıklayabilir264. Ancak, hastaya hastalığının bildirilmesi onun yaşamı ve sağlığı açısından önemli tehlikelere neden olacaksa, teşhis aydınlatmasından kısmen veya tamamen vazgeçilebilir265. Bazı hallerde aydınlatmanın hastalığın bizzat kendisinden daha tehlikeli olması da mümkündür266. Bu konuda Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 19. maddesi şu şekildedir: “Hastanın manevi yapısı üzerinde

fena tesir yapmak suretiyle hastalığın artması ihtimalinin bulunması ve hastalığın seyrinin ve sonucunun vahim görülmesi hallerinde teşhisin saklanması caizdir”.

Hastanın aydınlatılmaması halinde bu durum hastanın dosyasına kaydedilmelidir267.

Hekim, hastasını henüz kesinleşmemiş, ispatlanmamış ya da onaylanmamış

şüpheli teşhisleri bildirerek rahatsız etmemelidir268.

ccc- Süreç Aydınlatması

Burada, hastanın müdahale etmeden önceki durumu ile başarılı şekilde gerçekleştirilmiş olan bir müdahaleden sonra ortaya çıkan durumun anlatılması söz konusudur269.

Hasta burada yapılması düşünülen tedavi yöntemini bilmelidir270. Hastaya, muayene sonucunda tespit edilen hastalığı için önerilen tıbbi müdahalenin uygulanmaması sonucunda meydana gelebilecek olumsuzluklar anlatılmalıdır271. “Tıbbi müdahalenin yapılmaması ile ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda, mesela, tıbbi müdahale ile göğsü alınacak bir hastaya, müdahaleden önce, eldeki verilere göre müdahale sonrası sıkı kontroller sağlanarak bekleneceği söylenerek hastanın kanserin

263

Hakeri, s.115.

264 Bayraktar, Köksal, “Hastanın Kendi Geleceğini Bilme Hakkı”, Sağlık Hukuku ve Yeni Türk

Ceza Kanunu’ndaki Düzenlemeler, Đstanbul 2007, s.100.

265 L/U-Ulsenheimer, I § 1, kn.63; nakleden: Hakeri, s.117.

266 Duttge, Gunnar, “Hastanın ‘Merhamet Düşünceleriyle Yanıltılması’ (Thomas Mann) Haklı

Görülebilir mi?”, Çeviren: Hakan Hakeri, YÜHFD, 2. Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu Sayısı, C.III, S.2, Yıl:2006, s.84.

267

Hakeri, s.116.

268 L/U- Laufs, § 62, kn. 15; nakleden: Hakeri, s.117. 269 Deutsch-Spickhoff, kn. 205; nakleden: Hakeri, s.116. 270 Hakeri, s.116.

271

tekrarlaması konusundaki endişelerinin yersiz olduğu açıklanabilir. Sadece riskin ne kadar yüksek olduğu ve başarısızlık durumundaki sonuçların ne kadar ağır olduğunu bilen bir hasta, tıbbi müdahalenin yapılması ya da yapılmaması konusundaki doğru kararını oluşturabilecektir”272. Burada önceden hazırlanmış formlardan birden fazla tıbbi müdahaleden söz ediliyorsa, hekim hastasını bu müdahalelerden hangisini veya hangilerini yapacağı konusunda bilgilendirmelidir273. Müdahalenin kesin sonuçlarına ilişkin bilgi verilmesi de süreç aydınlatmasının kapsamı içinde yer almaktadır. Mesela ameliyat sonrasında neşter izinin kalacağı, kişinin rahminin alınması halinde artık çocuk sahibi olamayacağı, dişin çekilmesi halinde ısırmada zorluk yaşanacağı hastaya açıklanmalıdır274. Bunlar, hekim açısından önemsiz gibi görünse de hastanın beklentileri tam olarak bilinemeyeceği için açıklama gerektiren hususlardır275.

Hekim süreç aydınlatması kapsamında öncelikli olarak yapacağı tıbbi müdahalenin başarısızlık ihtimali üzerinde durmalı ve bu durumu hastası ile paylaşmalıdır276. Ameliyatın başarısız olma ihtimali varsa, hekim, hastasını aydınlatmalıdır. Hastaya, ameliyatın yapılmasını gerektiren nedenlerle yapılması halinde ortaya çıkacak sakıncalar anlatılmalı ve sağlıklı bir karar vermesi sağlanmalıdır277.

272 Fischer, s.7.

273 L/U- Laufs, § 62, kn. 17; nakleden: Hakeri, s.117. 274 Hakeri, s.117.

275

L/U- Laufs, § 62, kn. 18; nakleden: Hakeri, s.117. Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur

Kurulu’nun konuya ilişkin bir kararı şu şekildedir: “Hasta her iki dizinde ağrı vb. sorunlarla bir üniversite hastanesine başvuruyor. Hasta aynı üniversitede bir başka fakültede öğretim üyesi. Sol diz ağırlıklı olmak üzere her iki dizde ameliyat gerektirecek eklem hastalığı saptanıyor. Hasta dosyasında ‘sol diz dejeneratif hastalık’ yazıyor. Hastaya sağ diz ameliyatı yapılıyor. Hasta uyandığında yanlış dizinin ameliyat edildiğini söylüyor. Hekim savunmasında MR raporlarında belirtildiği üzere her iki dizde de sorun olduğunu öne hafif tarafı düzeltmenin mesleki seçimi olduğunu söylüyor. Bilirkişi de bu seçimin yanlış olarak

değerlendirilemeyeceğini belirtiyor. YOK, (Yüksek Onur Kurulu) hekimin ameliyat için taraf seçme endikasyonu konusunda hatalı olmadığını, mesleki deneyimi ile buna karar verme yetkisinin bulunduğuna, ancak hastayı bu konuda bilgilendirmediği veya eksik bilgilendirdiği, ön planda olan sol diz şikâyetleri üzerinden konuşulduğu, dosya kayıtlarına tanı bölümünde ‘sol diz’ yazılarak bu konuda hekim iradesi belirtildiği gerekçeleriyle aydınlatılmış onamın gereklerinin yerine getirilmemiş olduğu düşüncesiyle kusurlu bulmuş ve ceza verilmesini uygun görmüştür. Bu olayda ilgili hekim ameliyatı da kendisi yapmamış bir başka öğretim üyesine yapmasını söylemiş, güven ilkesini de çiğnemiştir.” Çelik, YÜHFD, s.79-80.

276 Deutsch-Spickhoff, kn. 207; nakleden: Hakeri, s.117. 277

ddd- Alternatifler Konusunda Aydınlatma

Tıbbi müdahale konusundaki seçenekler de aydınlatma kapsamında yer alırlar. Bu seçenekler, tıbbi müdahalenin yapılmaması yönünde olabileceği gibi tıbbi müdahalenin yapılış biçimine ilişkin de olabilir278. Hastanın rızasının geçerliliğinden söz edilebilmesi için, kural olarak uygulanacak tedavi seçenekleri hususunda da