• Sonuç bulunamadı

Nazım'ı yazmak için 50 yıl bekledim:Biyograf olarak bütün arşivlerinin dolu olduğunu söyleyen Taha Toros'la 'Nazım Hikmet Biyografisi' konusunda görüştük

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım'ı yazmak için 50 yıl bekledim:Biyograf olarak bütün arşivlerinin dolu olduğunu söyleyen Taha Toros'la 'Nazım Hikmet Biyografisi' konusunda görüştük"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

9 EKİM 2005 PAZAR

+

CUMHURİYET SAYFA

dizi

Biyograf olarak bütün arşivlerinin dolu olduğunu söyleyen Taha Toros’la ‘Nâzım Hikmet Biyografisi’ konusunda görüştük

‘N âzım ’ı yazm ak için 50 yıl bekledim ’

► Taha Toros: Ben bir biyografim bütün arşivim zarflarla

doludur. Orada kimi ararsanız bulursunuz.

Bu çalışmalara çok erken yaşlarda, 18-20 yaşlarımda

başladım. Sürekli olarak belge topladım, arşiv yaptım.

ATAOL BEHRAMOGLU__________ - Sayın Taha Toros, Nâzım Hik- met’in yaşamıyla ilgili kitabınızı çokil- ginç ve önemli buldum. Başka hiçbir kaymakta rastlamadığım belgeler var bu kitapta.

TAHA TOROS - Sanıyorum ki ba­ zı hatalar da düzeltildi bu kitapta. Söz­ gelimi kimi kitaplarda Ali Fuat Cebe- soy’un çocuğundan söz edilir. Uydur­ madır bu. Ali Fuat Cebesoy evlenme­ di ki çocuğu olsun.

A.B. - Kitabınızın giriş bölümüne Nâzım Hikmet’in dedeleriyle, ecda­ dıyla ilgili, hiçbir yerde rastlamadığım son derece zengin bir fotoğraf koleksiyonu koymuşsunuz™

T.T. - Ben biyografim efen­ dim. Biyografi yazarıyım. Dok­ tora yapanlardan, hatta yaban­ cı ülkelerden, bu konularda ge­ lip bana başvuruda bulunanlar oluyor.

A.B. - Büyük dedelerinden

Mustafa Celaleddin Paşa’nın

tarih yazarlığını, eski Türkler konusunda bir araştırması ol­ duğunu biliyorduk. Fakat Fransızca

yazılmış bu kitabın Anıtkabir'de Mus­ tafa Kemal’in kitaplığında, onun tara­ lından satır altlan çizUerek okunmuş kitaplardan biri olarak bulunduğunu sizin kitabınızdan öğrendim™ Yine de­ delerinden (Haşan) Enver Paşa’yla il­ gili olarak da çok üginç bilgiler edin­ dik. Genel olarak belgesel yanıyla çok önemli bir kitap. Bu konuyu çalışma­ ya ne zaman başladınız?

Arşivim dolu, kimi ararsanız

bulursunuz_____________ ____

T.T. - Biyograf olarak bütün arşivim zarflarla doludur. Orada kimi ararsa­ nız bulursunuz. Bu çalışmalara çok er­ ken yaşlarda, 18-20 yaşlarımda baş­ ladım. Sürekli olarak belge topladım, arşiv yaptım.

Bugün 95 yaşında olduğuma göre demek ki 73-75 yıldır sürmekte olan bir çalışma bu... İlk kitabım “Toros De­ m etlerim 1929’da lisede talebe iken yazmıştım. A dana’da yeni harflerin kabulünden sonra ilk çıkan kitap be­ nimdir.

A B . - Kitabınızın ilgimi çeken bir baş­ ka özelliği, biyografinin sınırlan için­ de kalmayıp, dönemin yaşamına iliş­ kin pek çok bilgi veriyor olmanız...

T.T. - Zaten öyle yazılması gerekir. Frenklerde bu böyle yapılır. Hocam Fransız Jean Denuer ne yapmışsa ben de Türkiye’de onu yapmak istedim.

A.B. - Belki bir ayrıntı ama, Polon­ ya kökenli Mustafa Ce­ laleddin Paşa’nın soya­ dı, kaynaklarda “ Bor- je n s k i” olarak geçer. (Sözgelimi, Ekber Baba- yev’in Türkçeye çevirdi­ ğim “Yaşamı ve Yapıtla­ rıyla N âzım H ikm et”

başhkh kitabında, bu bü­ yük dededen “ Gagauz kökenli, PolonyalI Kont Konstantin B orjenski”

olarak söz edilir.) Sizin kitabınızda ise bu sözcük “ Borzecky” olarak geçi- yor™_____________________________

Ben herkes için belge

topluyorum_______ __________

T.T. - Arşivimde onun el yazısı var... Türkçe öğrenirkenki defteri... Bu def­ ter bendedir...

A.B. - Nâzım Hikmet konusunda belge toplayıp bu kitabı yazma düşün­ cesi sizde çok öncelerde doğmuş olma­ lı...

T.T. - Ben herkes için belge toplu­ yorum...

A B . - Sözgelimi ilk eşi ya da eşlerin­ den Nüzhet Hanım’la görüşme tarihi­ niz 1978...

T.T, - Daha öncelerde bulamadığım için sonradan görüştüm onunla.

Bili-Nâzım Hikmet konusunda yazmak için ölümünün üzerinden elli yıl geçmesini bek­ lediğini söyleyen Taha Toros, “Ben biy ografim efendim, biy ografi yazarıyım” diyor.

yordum Nâzım ’la evlendiğini, fakat kendisini bulamıyordum.

A.B. - Kitabınızdan anladığıma gö­ re Nâzım Hikmet ilk kez 1940’h yıllar­ da, o Bursa Cezaevindeyken karşı­ laşmış olmaksınız.

T.T. - Hayır, daha öncelerde de gö­ rüyorduk onu. BabIâli’den şehre iner­ ken. Romancı Cahit Uçuk’la birlikte... Cahit U çuk’un asıl adı C ahide’dir. Ona bu Cahit adını Nâzım taktı ve ilk erkeği de Nâzım Hikmet’tir. İlk hikâ­ yesini yazan da Nâzım ’dır...

A.B. - Nâzım Hikmet’in Bursa Ce­ zaevi dönemiyle ilgili çok ilginç bilgi­ ler veriyorsunuz. Ticaret Bakanlığı müfettişi olarak bu cezaevini ziy aret et­ tiğinizde Nâzım Hikmet hapishanede havlu dokumacıhğı yapıyor... Fakat dönemin Bursa Valisi Haşim tşcan, hakkı olan parayı ödetmiyor ona. Za­ ten cezaevine bakanlık görevlisi olarak gelmenizin nedeni de bu olayı araştır­ mak...

T.T. - Havlu dokutma teklifi Şevket Süreyya Aydemirden gelmiş. Adalet Bakanı Şükrü Saraçoğlu'na gidip, havlu dokutma kooperatifim iz var, Bursa’daki hapishaneye de tek bir tez­ gâh verelim demiş...

A.B. - Belki de Nâzım Hikmet’in orada olduğunu düşünerek™

T.T. - Bilerek yapıyor. Tezgâh veri­ lenlerden biri de Nâzım H ikm et’in oda arkadaşı Alaaddin Ozedar.

A B . - Alaaddin Bey’in adını da da­ ha önceden anımsamıyorum. Kitabı­ nızdan öğrendiğime göre Nâzım Hik- met’le Bursa Cezaevi’nde yıllarca ay­ nı odada kalmışlar. Çıktıktan sonra anılarım yazmış, fakat ne yazık ki eşi yakmış bu anılan... Bunlan kitabınız­ dan öğreniyoruz...

T.T. - Alaaddin Özedar 6 lisan bi­ lirdi. Annesi Rus, kendisi Hamdul­ lah Suphi’nin yeğeni. |

A.B. - Nâzım Hikmet’in dokuduğu

“Nâzım ” imzalı havlulardan bir yer­ lerde var mıdır acaba?- Bir de yargıç hanımdan söz ediyorsunuz kitabını­ zın bu çok ilginç bölümünde... Nâzım Hikmet arada sırada onu görmek için cezaevinde sorun gibi şeyter çıkarıy ör­ müş ki bir durum olsun da gideyim yar­ gıcın karşısına çıkayım...

Çok iyi Fransızca bilirdi_______

T.T. - Mürüvvet (Yener) Hanım. Be­ nim hanımımın da hukuktan ve hâkim­ likten arkadaşı. Güzel sesli, güzel bir

hanımdı. Menderes de o kadından hoş­ landı ama kadın kabul etmedi. Ağır ce­ zaya da yetkili ceza hâkimiydi...

A.B. - Nâzım’ın Fransızca yazdığı şiir kitabından söz ediyorsunuz. Han­ gi kitap, ne zaman çıkmış? Belki ço­ cukluğunda bir iki tane yazmıştır ama, Nâzım Fransızca şiir yazmadı.

T.T. - Paris’te vitrinlerde çok vardı. Hayli güzel Fransızca bilirdi.

A.B. - Bunlar Fransızcaya çevrilmiş şiirleri olmalı... Bu ayrıntı önemli çün­ kü...

T.T. - Evet, çevrilmiş şiirleri olabi­ lir...

A B . - Fikret Mualla ile arkadaşlık­ larından, fakat Fikret Mualla’mn Nâ­ zım Hikmet’i pek sevmediğinden söz ediy orsunuz™ Biraz ayrıntıya girer mi­ siniz?

T.T - Eski dostlar. İlk kitabının re­ simlerini Fikret Mualla yapmış. Bir gün Fikret M ualla’ya dargınlığın nedeni­ ni sordum, bir kadın meselesi dedi...

A.B. - Çok ilginç bazı başka ayrın­ tılar ve belgeler var kitabınızda, baş­ ka yerlerde pek olmayan. Sözgelimi, Nâ­ zım Hikmet’in şürlerini plağa okuyan ilk Türk şairi olduğu biliniyordu, fa­ kat siz Columbia firması ürünü pla­ ğın kapağının fotoğrafinı da bulup koy­ muşsunuz kitabınıza. Bundan başka, ilk kitaplarının sadece o dönem için de­ ğil, bugün için bile modern kapakla­ rım yapan Suavi Sonar’la ilgili bilgi­ ler veriyorsunuz...

Picasso’nun resmini

çeken adam_________________

T.T. - Suavi kendi kendini yetiştir­ miş bir insandı. Ne siyasi, ne de ede­ bi geniş kültür sahibiydi. Meşhur bir hanım terzisiydi... Afişçi, ressam, fo­ toğrafçı... Gidip Picasso’nun filan res­ mini çeken adam...

A.B. - Tamburi Cemil B ey’in ölüm yıldönümünde yazdığı şüri ben ilk de­ fa sizin kitabınızda gördüm. Nâzım Hikmet o sırada 17 ya da 18 yaşında filan.

T.T. - Tamburi Cemil Bey’in oğlu

Mesut Cem il’le Nâzım Hikmet çok iyi arkadaştılar...

A.B. - O şiir sanırım ilk kez yayım­

lanıyor. Nâzım Hikmet’in toplu şiirle­ ri içinde rastladığımı anımsamıyorum. Siz o şüri nereden buldunuz?

T.T. - O dönemdeki gazetelerden.

A B . - Yahya Kemal ve Nâzım Hik­ met ilişkisi çokça yer tutuyor sizin bu çalışmanızda. Gerçi Nâzım Hikmet’in bir çocukluk şiirinin, Bahriye Mekte- bi’nden edebiyat öğretmeni Yahya Ke­ mal’ce düzeltildiği, annesi Celile Ha- nım ’la Yahya Kemal arasında bir gö­ nül ilişkisi olduğu biliniyordu. Fakat Erenköyü’nde Bahar’ın Celile Hanım için yazıldığım bilmiyordum doğru­ su... Daha sonraki yıllarda, Nâzım Hik­ met’in affi konusundaki girişimler sı­ rasında, Cehle Hanım’ın “ Siz onun şiir babasısınız” diye başlayan mek­ tubuna karşın, o sırada üstelik millet­ vekili olan Yahya Kemal’in duyarsız­ lığını nasıl açıklıyorsunuz? Korkuyor muydu?

T.T. - Çok korkaktı, evet...

A B .-N âzım Hikmet’in Türkiye’den gizlice ayrılışı konusunda, açıkça yaz­ m am anıza karşın, devletin ya da M İT’in bu olaya göz yumduğunu se­ zinletir gibisiniz... Çok ciddi bir iddia değil mi bu?

O eski bir komünisttir________

T.T.-Türkiye’den aynlmasa seyis ya­ pıp atlara baktıracaklar, sonra da “At tepti,öldü” diyeceklerdi... Tevfikİle­ ri onu öldürtecekti... O eski komü­ nisttir. Tevfik İleri’nin hatıra defteri­ ni Faüh Rıfkı Atay Ulus’ta yayımladı. Bunun ardından Tevfik İleri bütün kü­ tüphanelerdeki hatıra defterinin o say­ fasını jiletle kesti. Bunu yaptığı sıra­ larda bakandı.

Yalnız Yaşar Kemal, “Hocam ben­ de var. Ben onu sakladım” dedi. Tev­ fik lleri’nin hatıra defterinde “ Ey ko­ ca Nâzım biz senin yolundayız” , al­ tında da “Mühendis mektebi münte­ hi sınıf talebelerinden Hemşinli Celal oğlu Tevfik” yazar. Falih Rıfkı da bu sen değil misin diye hesap sordu ona...

Nâzım Hikmet konusunda yazmak için ölümünün üzerinden elli yıl geç­ mesini bekledim...

A.B. - Kitabınız ve bu söyleşi için te­ şekkür ederiz...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun için öncelikle müşterilerimize ait bilgiler- den hangisinin satış sonuçları ile ilgisinin en yüksek olduğunu tespit ediyor ve müşteri kitlemizi bu bilgi özelinde

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Taşkışla, M açka ve Gümüşsü­ yü binalarının İT Ü ’nün kent içi öğretim merkezleri olduğu ve bu binaların çevresine bilim ve kültüre ağırlık verecek

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Sabık serasker ve Tophanei âmire müşiri Ali Saip paşanın hafidi ve Sa­ di paşanın ikinci oğlu Osman bey, etrafa bambaşkalık, yepyenilik olsun diye