• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.2. İlgili Araştırmalar

2.2.1. Yansıtıcı Düşünmeye İlişkin Araştırmalar

2.2.1.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Harland (2005) “Öğretme Eğitiminde Otantik Sorgulamayı Geliştirmek için Portfolyo Geliştirmek” adlı bu çalışma, üniversite hocaları için öğretmen yetiştirme eğitiminde portfolyo kullanma yönünde hoca ve öğretmen tecrübelerinin durum incelemesini sunmaktadır. Portfolyonun ardında yatan mantık araştırma döngüsü boyunca müfredat gelişirken uygulama hakkında yansıtmalar ile açıklanmıştır. Başlangıçta, portfolyolar süreç odaklı olarak değerlendirilmiştir ve öğrenciler portfolyonun hangi kısımlarının kendilerine özel kalacağına ve öğretmenlerin neyi okuyup yorum yapacağına karar vermişlerdir. Çalışmanın ikinci safhasında öğrencilerin çalışmaları hakkında süreç temelli yorumlar artık yapılmamıştır ve portfolyolar özel dökumanlar olmuştur. Öğretmen adaylarının karşılaştıkları güçlükler yaşadıkları tecrübenin yeni olması ve yansıtmanın gelişmesi için gerekli zaman ve yapılan işin bireyselci doğası ile ilgilidir. Yüksek Öğrenim Lisans Sonrası Sertifikası (PCHE) portfolyosu içinde öğrencilerin düşüncelerini ve duygularını keşfetme ve bağımsız düşünmeyi geliştirme yapabilecekleri özel bir alan sağlayarak öğrencilerin öğretimleri hakkında eleştirel yansıtma yapmasını mümkün kılmıştır.

Maarof (2007) “Hikâyesini Yansıtıcı Günlükler ile Anlatma” adlı bu çalışma ile Malezya’da bulunan okullarda öğretmenlik uygulaması yapmakta olan 42 öğretmen

adayının yansıtıcı günlük yazıları incelenmiştir. Bu çalışmanın bulguları, öğretmen adaylarının tanımlayıcı yansıtma (DR), diyalog yansıtma (DIAR), tanımlayıcı yazma (DW) ve eleştirel yansıtma (CR) gerçekleştirdiğini ortaya koymuştur. Günlük yazma tecrübesi ile ilgili yazmış oldukları özetlerde, yaklaşık öğretmen adaylarının %77’si yapılan bu işin kendilerine öğretme yöntemlerini, güçlü ve zayıf yanlarını, kendi öğretimlerinin farkındalığını, öğretmede yaşanılan problemlerin değerlendirilmesinde ve öğretme amaçlı materyallerin ve yardımcı araçların tanımlanmasında yardımcı olduğunu ifade etmiştir.

Lee (2007) “İngilizce Öğretmen Adaylarının Yansıtıcı Uygulama İçin Hazırlanmaları” adlı çalışma, diyalog günlüklerinin ve cevap günlüklerinin öğretmen adayları arasında yansıtmayı desteklemek için nasıl kullanılabileceğini ele almaktadır. İki Hong Kong Üniversitesi’nden otuz bir tane İngilizce öğretmen adayı bu çalışmaya katılmıştır. Her ikisi de araştırmacı tarafından yürütülen iki tane ayrı ELT metodoloji dersinde iki dönem boyunca bir grup diyalog günlüğü yazmıştır diğer grup ise cevap günlüğü yazmıştır. Veriler günlüklerden ve çalışma sonrası görüşmelerinden toplanmıştır. Elde edilen bulgular, diyalog ve cevap günlüklerinin öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme ile uğraşmaları için fırsatlar sunduğunu ve tüm katılımcıların günlük yazma tecrübesini yararlı bulduklarını göstermektedir.

Chetcuti (2007) “Öğretmen Adayı Yetiştirmede Yansıtıcı Öğrenme Aracı Olarak Portfolyo Kullanımı: Malta’dan Durum Çalışması” adlı çalışmada Malta’dan elde edilen niteliksel durum çalışması verileri kullanılarak öğretmen eğitiminde bir yansıtıcı araç olarak portfolyoların kullanımını incelemektedir. Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının mesleki gelişim portfolyolarını yansıtıcı bir öğrenme aracı olarak kullanıp kullanmadıklarını ve mesleki gelişim portfolyolarını geliştirme sürecinden ne öğrendiklerini incelemektir. Çalışma Malta’lı öğretmen adayları için mesleki gelişim portfolyolarının uygulamaları hakkında yansıtma yapmada ve öğretmen olarak kimler olduklarına dair bir kimlik geliştirmede yardımcı olduğunu göstermiştir.

Santoro ve Allard (2008) “Uygulama İçin Sıçrama Tahtaları Olarak Senaryolar: İlham Verici Tartışma” adlı bu çalışma ile öğretmen adaylarının eğitiminde yansıtıcı düşünmeyi geliştirmek için senaryoların potansiyeli araştırılmakta ve sınıf içi uygulayıcılarının zengin ve karmaşık tecrübelerini kapsayacak senaryoları geliştirmek için gerekli süreçleri ve gerekli kriterleri ortaya koymak amaçlanmıştır. Burada sunulmuş olan senaryolar bir araştırma projesi için gerçekleştirilen görüşmeler

esnasında toplanmış olan öğretmen adaylarının sınıf içi uygulama hikâyelerinden elde edilmiştir. Senaryolar sadece öğretmen adayları ile kullanılıp onların bilgi temelini ve analitik becerilerini geliştirmek niyeti ile kullanılmış olsa da, yeni öğretmenler için bunların uygunluğunu değerlendirmek için bir grup tecrübeli öğretmen ile denendiklerinde, ortaya beklenmedik bir sonuç çıkmıştır, bu tecrübeli öğretmenlerde bu sayede kendi mesleki uygulamaları üzerinde daha derinlemesine yansıtma yapmışlardır. Senaryoların, öğretmen adaylarının yansıtmasını teşvik etme ve geliştirme potansiyeli olduğu belirlenmiştir.

Rosen (2008) “Durum-Temelli Öğretimin Öğretmen Adaylarının Yansıtmaları Çocukların Öğrenmelerini Kolaylaştırması Üzerindeki Etkisi” adlı bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının öğretme seminerleri esnasında durum-temelli öğretimin uygulama yapan öğretmen adaylarının çocukların öğrenmesini kolaylaştırma ile ilgili yansıtmalarını geliştirmenin bir vasıtası olarak kullanılma potansiyelini incelemektir. Ayrıca, çalışma durum-temelli öğretmenin çeşitli biçimlerinin öğretmen adaylarının yansıtıcı anlatımlarının kalitesi üzerindeki etkisini de incelemiştir. Altı haftalık öğretim programı boyunca, iki grup geleneksel öğretimin yanında durum-temelli öğretimi kullanarak öğrenmiştir ve bir grup ise sadece geleneksel öğretim kullanılarak aynı müfredatı çalışmıştır. Genelde, durum-temelli öğretimin çocukların öğretimini kolaylaştırma ile ilgili gelişmiş bir yansıtma ile sonuçlandığını göstermiştir. Ayrıca, video skeçleri ve etkileşimsel tartışma soruları sunan bilgisayar-temelli durumların kağıt-temelli durumlara göre çocukların öğrenmelerinin kolaylaştırılması ile ilgili olarak öğretmen adaylarının yansıtmalarının kalitesinde daha büyük etki yarattığını gösteren kanıtlar vardır.

Minott (2008) “Valli’nin Yansıtma Tipolojisi ve Öğretmen Adaylarının Yansıtıcı Günlüklerinin Analizi” adlı bu çalışmada, öğretmen adaylarının yansıtıcı günlük kullanımlarını inceleyen bir çalışma yürütülmüştür. Katılımcılar Cayman adalarında eğitim programındaki yeni bir lisans sonrası diploma programı öğrencileridir. Çalışmanın iki temel amacı vardır. İlk olarak, onların gerçekleştirmekte olduğu yansıtma türlerini tespit etmek (katılımcıların yansıtıcı günlüklerinin analizi vasıtası ile) ve ikinci olarak, yansıtıcı günlükleri analiz etmek için bir araç olarak Valli’nin (1997) yansıtma tipolojisini değerlendirmektir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, Valli’nin tipolojisinin modifiye edilmiş olan bir versiyonun katılımcıların gerçekleştirdikleri yansıtma türlerini tespit etmede yardımcı olduğunu ve ne yapılması

gerektiğini belirlemede yardımcı olduğunu göstermiştir. Örneğin, katılımcılar eylem esnasında yansıtma, eylem hakkında yansıtma ve kişiselleştirilmiş yansıtma gerçekleştirmiş olmalarına rağmen, bunların daha sık gerçekleşmesini desteklemek için çabalar sarf edilmelidir. Ayrıca, bilinçli, eleştirel ve teknik yansıtma yapma becerilerini geliştirmek gerekmektedir.

Husu, Toom ve Patrikainen (2008) “Öğretmen Adaylarının Yansıtma Becerilerini Ortaya Koyma ve Geliştirmelerinin Bir Vasıtası Olarak Yönlendirilmiş Yansıtma” adlı bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının öğretmenlik uygulaması esnasında yansıtmalarını sunma biçimlerinin onların mesleki bilgilerinin gelişimine katkılarını incelemektir. Bu çalışma yönlendirilmiş biçimlerinde öğretmen yansıtmalarının kalitesini sorgulama işini ele almaktadır. Yönlendirilmiş yansıtma prosedürlerini kullanarak öğretmen adaylarının yansıtıcı diyaloglarında sunulmuş olan yansıtma biçimlerinin yapılandırılması ve tanımlanması için kavramsal bir anlatım oluşturmaktır. Elde etmiş olduğumuz sonuçlardan yola çıkarak, öğretmenlerin bilgilerinde değişimleri yaratan şeyin ne olduğunu ve bu türden değişimlere ne tür yansıtıcı süreçlerin katkı sağladığını daha yakından incelemektir. Bu çalışmadaki öğretmen adayları öğretmenlik uygulaması esnasında yönlendirilmiş yansıtma uygulamasının bir sonucu olarak mesleki gelişme bildirmişlerdir.

Bold (2008) “Akran Destek Grupları: Uygulama Üzerinde Eleştirel Bir Yansıtma İle Öğrenmeye Daha Derinlemesine Bir Yaklaşım” Bir İngiliz Yüksek Eğitim kurumundaki yirmi tane öğrenci ve iki öğretmen işbirlikli bir eylem araştırması projesine katılmışlardır. Ghave ve Ghave tarafından 1998 yılında tanımlanmış olan yansıtıcı uygulamanın 10 ilkesinden yola çıkarak öğrencilerin uygulama üzerinde yansıtma yapmalarını desteklemek için akran destek gruplarının oluşturulması incelenmiştir. 10 hafta boyunca, öğrenciler ve öğretmenler öğrencilerin her bir ilke ile ilgili gelişimsel anlayışları ve kullanışları üzerine odaklanan akran grubu tartışmaları gerçekleştirmiştir. Öğrenciler grup yansıtma kayıtları tutmuşlar ve sorumlu öğretmende akran grubu seanslarının zaman içindeki geniş kapsamlı etkileri ile ilgili gözlemlerinin günlük kaydını tutmuştur. Çalışma ile ilgili haftalık tartışmalar gerçekleştirilmiştir. Düzenli akran grubu aktivitelerinin daha derinlemesine öğrenme yaklaşımlarını ve öğrencilerin yansıtıcı kapasitelerinde artışı desteklediği görülmüştür.

Ostorga ve Estrada (2009) “Eylem Araştırması Eğitim Modelinin Etkisi: Yansıtıcı Düşünürler Olarak Öğretmen Adayları” adlı bu çalışmada başlangıç düzeyinde

yer alan öğretmenlerdeki eleştirel yansıtma duruşunu geliştirmek için lisans düzeyinde olan öğretmen adayları için bir öğretim modeli geliştirilmiştir. Çalışmanın örneklemi lisans eğitiminin son döneminde alınan öğretmen adayı seminer dersinin iki bölümünde yer alan öğrencilerden oluşmaktadır. Bu çalışma bir eylem araştırması modeline göre üç döneme yayılan bir öğretim modeli geliştirmek için yürütülmüştür. Böyle olduğu için, bu çalışma süreçten ortaya çıkmış olan öğretim modelinin tanımlanması üzerine odaklıdır ve çıktıların bir analizini ve gelecek çalışmalar ve öğretmen eğitimindeki uygulamalar için elde edilen sonuçları sunmaktadır. Katılımcıların lisans düzeyinde geleneksel olarak gerçekleştirmedikleri kadar yüksek yansıtma düzeyleri ortaya koydukları bulunmuştur.

Rinchen (2009) “Yansıtıcı Düşünmeyi Geliştirme: Öğretmen Adaylarının Kendi Öğrenmeleri İçin Sorumlu Olmalarını Sağlamak İçin Cesaretlendirilmesi” adlı bu araştırma, uzmanlaşma alanlarından birisi olarak kimya alanında uzmanlaşmakta olan Bhutan Kraliyet Üniversitesi Samsta Eğitim Fakültesi’nde eğitim görmekte olan birinci sınıf öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veriler öğretmen adaylarının sunumları ve tartışmalarından, yansıtıcı yazmalarından, bir makale ile ilgili yaptıkları eleştiriden ve sınıf testinden belirli bir zaman süresi içinde toplanmıştır. Verilerden elde edilen bulgular araştırmacının gözlemleri, eleştirel arkadaştan elde edilen geri bildirim ve günlük notları ile güçlendirilmiştir. Veri toplama ayrıca öğretmen adaylarının sınıf günlükleri ve yansıtma metinleri yazmalarını da içermektedir. Bu çok çeşitli kaynaklardan elde edilen bulgular, öğretmen adaylarının müdahale sonrasında tartışmaya ve etkileşime daha açık olduklarını ve yazılarının ve bakış açılarının daha analitik ve yansıtıcı olduğunu ortaya koymaktadır.

Hume (2009) “Öğrenci Günlüklerinde Daha Yüksek Düzey Yansıtıcı Yazmaların Teşvik Edilmesi” adlı bu çalışmada, fen bilgisinin nasıl öğretilmesi gerektiği ile ilgili bilgi düzeyini arttırmak amacı ile öğretmen adayları için yüksek öğretim düzeyindeki fen bilgisi öğretim dersinde gerçekleştirilen öğrencilerin günlük yazmasını içeren birkaç yıla yayılmış olan bir süreci ele almaktadır. Öğrenci günlüklerinin ders kapsamına alınmasından kısa bir süre sonra, öğretim görevlisi öğrencilerin yansıtıcı yazmalarının derinliği olmayan ve çoğunlukla da önemsiz doğasını ve bu biçimde gerçekleştirdikleri uygulamadan kazandıkları pedagojik bilgi eksikliğini gözlemlediğinde, “planlanmamış” resmi olmayan yansıtma (eylem esnasında yansıtma ve eylem hakkında yansıtma) ile uğraşmaya başlamıştır. Öğretim görevlisi

daha yararlı bir yansıtmayı gerçekleştirmelerini sağlamak için kendi pedagojisi içine yansıtıcı becerilerin amaçlı bir eğitimini dahil etmiştir. Bu gerçekleştirilen müdahalenin öğrencilerin yansıtma yetileri ve öğrenmeleri üzerindeki etkisi resmi bir eylem araştırma döngüsü kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen bulgular öğrencilerin yansıtma becerilerinin geliştiğini ve öğrenme amaçlı fen öğretiminin nasıl olması gerektiği hakkında daha derinlemesine ve daha odaklanmış düşünme ile sonuçlandığını işaret etmektedir.

Bates, Ramirez ve Drits (2009) “Üniversite Denetlemesi ile Eleştirel Yansıtmayı Bağlamak: Yönlendirme ve Modelleme” tarafından yapılan çalışmada, bir üniversite öğretmen yetiştirme programında yer alan öğretmen yetiştiricilerin kendi uygulamaları hakkında gerçekleştirdikleri eleştirel yansıtma ile ilgili tecrübelerini ele almaktadır. Bulgular şunları içermektedir: (a) eleştirel yansıtmanın öğretmen yetiştiricilerinin uygulamalarına maruz kalma vasıtası ile öğretmen adayları için zamanla oluşan bir şey olduğu yönünde bir anlayış; (b) öğretmen yetiştiricilerinin benimsemiş oldukları duruş vasıtasıyla öğretmenlik uygulamasında eleştirel yansıtmanın önemi açık bir biçimde modellenir, rehberlik edilir ve anlatılır; (c) her iki taraf içinde bireysel ve ortak uygulamalarda eleştirel yansıtma yapmak zaman alır.

Yoo (2009) “Güney Kore’de Çocuklara Fen Öğretiminde Öğretmen Adaylarının Sorgulamalarını ve Bakış Açılarını Geliştirmek İçin Bir Öğrenme Aracı Olarak Portfolyoların Kullanılması” adlı bu çalışmada, fen öğretiminde açık, yansıtıcı ve öğretimsel yaklaşımın bir aracı olarak öğretmen adayları için portfolyo kullanmanın etkinliğini incelemiştir. Bu çalışma fen öğretimi ile ilgili olarak bu öğretmen adaylarının sahip oldukları inançları ve onların fenin doğası ile ilgili algılarını ve bakış açılarının değişmiş olduğunu işaret etmektedir. Ayrıca, bu değişen algılamaların, onların öğretim uygulamaları ile birlikte, portfolyo geliştirme prosedürü esnasında nasıl geliştiğinide incelemektedir. Bu çalışma, öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünmelerini geliştirmede ve erken çocukluk dönemindeki öğretimde fen öğretimine karşı olan bakış açılarının değişmesinde portfolyo değerlendirmesinin öğretmen adayları için faydalarını ele almaktadır. Erken çocukluk dönemi fen yöntem derslerinde portfolyo geliştirme sürecinin süreklilik arz eden doğası öğretmen adaylarına gelişimleri hakkında yansıtma yapma ve kendi öğrenme ve öğretmeleri gözlemleme fırsatı sunmuştur.

Mok (2010) “Yansıtıcı Uygulamaya Doğru: Hong Kong’da Bir Öğretmen Adayı Örneği” adlı çalışmada Hong Kong Üniversitesi matematik öğretmenliği bölümünde bir

proje başlatılmıştır. Öğretmen adaylarının öğretmenlik uygulamaları esnasında yansıtmalarını gerçekleştirebilmelerini kolaylaştırmak için, onlardan bir yansıtıcı günlük tutmaları istenmiştir ve öğretmenlik uygulaması esnasında bir ders sonrası görüşme gerçekleştirilmiştir. Bir öğretmen adayı örneği vasıtası ile yazmış olduğu yansıtıcı günlükte ve bir ders sonrası görüşmede bildirilen iki dersi temelinde Tom’un yansıtmaları şöyledir: Tom iki dersi için dikkatli bir planlama yapmıştır ve çok çeşitli kaynakları kullanmıştır. Gerçekleştirilen analiz ders sonrası görüşmede araştırmanın dikkatli bir biçimde kullanılması Tom’un yansıtmalarının rutinden ve teknik düzeyden diyalog biçimine geçmesinde yardımcı olduğunu göstermektedir.

Denton (2010) “Yansıtıcı Düşünmenin Ortaokul Öğrencilerinin Akademik Başarıları ve İlgili Öğretimsel Uygulamalar İle İlgili Algılamaları Üzerindeki Etkileri; Bir Karma Metotlar Çalışması” adlı bu çalışmada incelenmiş olan problem yansıtıcı düşünme özelliklerini taşıyan öğretimsel uygulamaların müfredatın, öğretimin ve değerlendirmenin sınıf düzeyinde değişmesinde yardımcı olup olmadığıdır. İlk safha, 23 gün boyunca gerçekleştirilmiş olan bir müdahalenin içeriğe özgü teste göre öğrencilerin akademik başarılarındaki etkilerini incelemeyi içermektedir. Ayrıca, bu safhada birde müdahale ile ilgili öğrenci algılamalarını değerlendirmeyi amaçlayan bir anket vardır. İçeriğe özgü testin sonuçları ve anketten elde edilen sonuçlar dört deney, dört kıyaslama ve iki kontrol sınıfı arasında karşılaştırılmıştır. İkinci safhada, 12 öğrenci standart hale gelmiş açık uçlu görüşme prosedürlerinin kullanıldığı görüşmelere katılmıştır. Genel sonuçlar deney ve kıyaslama grupları arasında anlamlı olmayan farklılıklar göstermiştir. Ancak, içeriğe özgü son test sonuçlarının ve öğretmen geri bildirimlerine yönelik öğrenci algılarının analizi .008 düzeyinde anlamlı bir korelasyonu göstermiştir. r(254)= .29, p<.001. Benzer biçimde, görüşme katılımcıları öğretmen geri bildirimini öğrenmeye yardımcı olarak ifade etmiş ve ders hedeflerinin önemsizliğine vurgu yapmıştır.

Chi (2010) “Öğretmenin Sorgulanması Olarak Yansıtma: Tayvan’lı Öğretmenlerden Örnekler” adlı bu çalışma Tayvan’lı İngilizce öğretmenleri tarafından gerçekleştirilen yansıtmanın düzeyi ve içeriği ve öğretmenin sorgulaması olarak yansıtmayı nasıl algıladıkları üzerine odaklıdır. On iki tane öğretmen seçmeli bir ders olan İngilizce Öğretiminde Öğretmen Araştırması Yürütme adlı derse kayıt yaptırmıştır ve 17 hafta boyunca haftada üç saat ders yapmışlardır. Elde edilen sonuçlar günlük tutma vasıtası ile gerçekleştirilen yansıtmanın öğretmenlerin çok çeşitli ortamlarda

belirsizlik, tutarsızlık ve değer çatışması içeren durumlar ile başa çıkmasında yardımcı olduğunu işaret etmektedir. Bu yansıtıcı uygulamalar vasıtası ile bazı öğretmenler öğretimsel yaklaşımlarında ve öğretme inançlarında değişikliklere bile gitmişlerdir. Tüm katılımcılar günlük tutma vasıtası ile gerçekleştirilen yansıtmanın sadece öğretimsel etkinliğin farkındalığını arttırmadığını aynı zamanda öğretmen ve öğrenen olarak eleştirel düşünmelerini geliştirdiği algısına sahip olmuşlardır.

Maynard (2011) “Öğretimsel Malzeme Olarak Görsel Verileri Kullanmış Olan Bir Derste Öğretmen Adaylarının Yansıtıcı Düşünmelerindeki Gelişme” adlı bu çalışma öğretmen adaylarının ve onların öğretmenin bir öğretmen yetiştirme programında zorunlu edebiyat dersinin başında yansıtıcı düşünmeyi nasıl algıladıklarını incelemiştir. Elde edilen bulgular şunlardır: (a) öğretmen adayları görsel veri analiz atölye çalışmasının ve yazılı ödevlerin bir parçası olarak tamamlanmış olan aktivitelerden elde edilen özel bilgileri daha kurumsal (okul) konulara uygulamıştır. (b) Öğretmen hem vermiş olduğu yazılı ödevleri hem de görsel veri analiz atölye çalışması esnasında gerçekleştirdiği etkileşimler vasıtası ile öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünmelerini geliştirmek için çalışmıştır. (c) Görsel veri analiz atölye çalışmasından elde edilen yazılı ödevler ve diyaloglar yansıtıcı düşünürlerin özellikleri ile tutarlı olan öğretmen adayı özelliklerini işaret etmiştir.

Kaywork (2011) “Öğretmen Adaylarının Yansıtıcı Uygulamalarının Analizi” adlı bu çalışma ile erken dönem çocukluk öğretmen adaylarına yansıtma fırsatları sunulmuş ve daha sonra yansıtıcı uygulayıcılar olarak öğretmen adaylarının gelişimi bağlamında bu fırsatların yol açtığı çıktılar analiz edilmiştir. Verilerin analizi katılımcıların yazılı ve sözlü yansıtmalarının çoğunun tanımlayıcı olduğunu ortaya koymuştur, bunlar temelde öğretmenlik tecrübesinde olanların bir anlatımını sağlamaktadır. Tanımlamalar olarak, bunlar genelde eleştirel değildir, hatta onların ne yaptıkları ya da neden yaptıklarının sorgulanmasını içermemektedir. Tanımlama bu çalışmada temel yansıtma tipi olmasına karşın, zamanla öğretmen adayları temel tanımlamaların ötesine geçmeye başlamışlardır. Ayrıca, grup toplantılarında öğretmen adaylarının gerçekleştirdikleri iletişimlerde dokümanlarını ve ürünlerini paylaşması ve entegre etmesinin daha kapsamlı yansıtma için sosyal diyalogun bir fırsat sağladığı ile ilgili daha fazla kanıt sunmaktadır.

Lambe (2011) “Sınıf-Temelli Araştırma Vasıtası ile Öğretmen Adaylarının Yansıtıcı Kapasitelerinin Geliştirilmesi” adlı bu çalışma, öğretmenlik eğitiminin ilk

yıllarında başlatılmış olan, sınıf temelli nitel araştırmaya katılmanın alan öğretmen adaylarının yansıtıcı becerilerini nasıl geliştirebileceğini incelemektedir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, bu türden sınıf temelli bir araştırmaya katılımın öğretmen adaylarının yansıtıcı kapasitelerini geliştirebilen bilgi temelli mesleki diyalogun gelişimini desteklediğini işaret etmektedir. Ayrıca eğitim teorisinin mesleki uygulama ile bağlantılandırılması için otantik bir fırsat sunarak müfredat değişiminin anlaşılmasını geliştirmenin bir aracını da sunmaktadır.

O’Connell ve Dyment (2011) “Tecrübe Temelli Öğrenmede Sağlık ve Beden Eğitimi Öğretmen Adaylarının Bir Yansıtma Aracı Olarak Günlükler ile İlgili Algılamaları” adlı bu çalışmanın amacı bir tecrübe-temelli öğrenme aktivitesine katılmış olan sağlık ve beden eğitimi öğretmen adaylarının günlük tutma ile ilgili algılamalarını incelemektir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, günlük tutmanın bazı öğretmen adayları tarafından değerli bulunduğunu işaret etmektedir. Bu çalışma hem eylem esnasında hem de eylem hakkında yansıtma yapabilen sağlık ve beden eğitimi öğretmen adaylarının gelişimini desteklemek için günlük tutmanın etkin bir araç olarak işe yarama potansiyeline işaret etmektedir.

Halim, Buang ve Meerah (2011) “Yansıtıcı Olmaları İçin Öğretmen Adaylarını Yönlendirmek” adlı bu çalışma, öğretmen adaylarının yönlendirilmiş yansıtıcı düşünme sürecine maruz kalmış olan yansıtıcı düşünmelerinin içeriğini incelemektedir. Öğretmen