• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4.1. Yansıtıcı Düşünme Eğilimine İlişkin Bulgular ve Yorumlar

Semerci (2007) tarafından geliştirilen Yansıtıcı Düşünme Eğilimi Ölçeği, deney ve kontrol grubuna, öntest ve sontest olmak üzere iki kez uygulanmıştır. Bu ölçek vasıtasıyla ulaşılan veriler üzerinde denenceler incelenerek gerekli ve uygun istatistiksel çalışmalar yapılmıştır. Ölçek ile ilgili olan denenceler yönünde ulaşılan bulgu ve yorumlar aşağıda verilmiştir.

4.1.1. Birinci Denenceye İlişkin Bulgu ve Yorumlar

Denence 1: Kontrol ve deney grubunun, sontest yansıtıcı düşünme puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark yoktur.

Tablo 4.1’de görüldüğü gibi, kontrol grubu ile deney grubu sontest yansıtıcı düşünme puanlarının normal dağılıma uygun olduğu belirlenmiştir (F= 0,058, p < 0,811). Bu nedenle kontrol ve deney grubunun sontest puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olup olmadığını ortaya koymak amacıyla parametrik testlerden bağımsız gruplar t-testi uygulanmıştır. Uygulama sonuçlarından elde edilen bulgular Tablo 4.1’de gösterilmiştir.

Tablo 4.1

Grupların Sontest Yansıtıcı Düşünme Eğilimi Puanlarına İlişkin t-Testi Sonuçları

Gruplar N X SS Sd Levene Testi t Testi

F p t p

Kontrol grubu 21 4,30 0,26

40 0,058 0,811 - 0,788 0,436 Deney grubu 21 4,37 0,29

Görüldüğü gibi, sontest yansıtıcı düşünme puan ortalamaları açısından, kontrol ve deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık belirlenmemiştir (t (40) = - 0,788; p > 0,05). Bu sonuca göre, birinci denence kabul edilmiştir. Kontrol (X = 4,30) ve deney (X = 4,37) grubunun sontest puan ortalamaları arasında deney grubu lehine 0,07 puan farkı görünmekle beraber bu fark istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık değildir. Bir başka deyişle, yansıtıcı düşünmeye dayalı öğretim etkinliklerine göre düzenlenmiş öğrenme ortamının geleneksel öğretim ortamına göre öğrencilerin yansıtıcı düşünme eğilimlerinde önemli bir farklılık oluşturmadığı söylenebilir. Bununla birlikte her iki grubun da yansıtıcı düşünme düzeyi açısından sontestte “tamamen katılıyorum” düzeyinde yansıtıcı düşünme eğilimine sahip olma düzeyine ulaştıkları söylenebilir.

4.1.2. İkinci Denenceye İlişkin Bulgu ve Yorumlar

Denence 2: Kontrol ve deney grubunun, yansıtıcı düşünme erişi puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark yoktur.

Birinci denencede gruplar arasındaki sontest puanları açısından yapılan karşılaştırma sonucu deney ve kontrol grubu arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Ancak, uygulanan etkinliklerin etkililiğinin sınanmasında erişi puanlarının, kişinin ulaştığı düzeyi yansıtması açısından daha ayırıcı sonuçlar verdiği söylenebilir. Her iki gruptaki öğrencilerin sontest puanlarından öntest puanları çıkarılarak “erişi puanları” bulunmuştur.

Tablo 4.2’de levene testi sonucuna göre kontrol grubu ile deney grubu yansıtıcı düşünme erişi puanları arasında (F= 1,303, p < 0,260) dağılımın normal olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle kontrol ve deney grubunun erişi puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olup olmadığını ortaya koymak amacıyla bağımsız gruplar t-testi uygulanmıştır. Uygulama sonuçlarından elde edilen bulgular Tablo 4.2’ de yer almaktadır.

Tablo 4.2

Grupların Yansıtıcı Düşünme Eğilimi Erişi Puanlarına İlişkin t-Testi Sonuçları Gruplar

N X SS Sd Levene Testi t Testi

F p t p

Kontrol grubu 21 1,69 0,34

40 1,303 0,260 - 0,530 0,599 Deney grubu 21 1,75 0,29

Görüldüğü gibi, yansıtıcı düşünme erişi puanları açısından, kontrol ve deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık belirlenmemiştir (t (40) = -0,530; p > 0,05). Bu sonuca göre, ikinci denence kabul edilmiştir. Kontrol (X = 1,69) ve deney (X =1,75) grubunun erişi puan ortalamaları arasında deney grubu lehine 0,06 puan farkı görünmekle beraber bu fark istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık değildir. Bir başka deyişle, yansıtıcı düşünmeye dayalı öğretim etkinliklerine göre düzenlenmiş öğrenme ortamının geleneksel öğretim ortamına göre öğrencilerin yansıtıcı düşünme eğilimlerinde belirgin bir gelişme sağlamasına karşın, geleneksel ortama göre daha etkili bir fark oluşturmadığı belirlenmiştir. Bunun sebebi, yansıtıcı düşünmeye dayalı öğretim etkinliklerinin, 6 hafta uygulanması ile açıklanabilir. Yansıtıcı düşünme becerisi üst düzey zihinsel bir beceridir. Yansıtıcı düşünmenin geliştirilebilmesi için, uygulamaya ayrılan zamanın 6 haftadan daha uzun bir süre olması gerektiği söylenebilir. Hatton ve Smith’e (1995) göre, etkin bir yansıtmayı geliştirmek için gerekli olan şey, gelişim için zaman ve fırsattır. Buna göre yansıtıcı düşünme eğilimi gerek yansıtıcı düşünmeye dayalı etkinliklerin uygulandığı ortam, gerekse geleneksel öğretim ortamında olumlu bir gelişme göstermiş olması önemli bir bulgudur. Buna karşın yansıtıcı düşünmeye dayalı etkinliklerin uygulandığı ortamda daha üst düzeyde gelişip gelişmediğini gözlemlemek için daha uzun süreli uygulamalara ihtiyaç olduğu söylenebilir.

Yukarıda Tablo 4.2’ de görüldüğü gibi deney grubu ile kontrol grubu arasında anlamlı bir fark yoktur. Ancak deney grubu öntest-sontest puanları karşılaştırıldığında yansıtıcı düşünmeye dayalı etkinliklerin deney grubunda genel olarak öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme becerilerinin gelişimine katkı sağladığı da görülmektedir (t(20) =27,31, p<0.05), (Bknz. EK-1, Tablo 4.10). Nitekim bazı araştırmalar da buna benzer sonuçları ortaya koymuştur. Dervent (2012); Erginel (2006); Gencer (2008); Güney’in (2008) araştırmalarında, öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme becerilerinde gelişme olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, Bold (2008); Francis, Tyson, Wilder ve Tyson (1999); Hagevik, Aydeniz ve Rowell (2012); Kaywork (2011); Lambe (2011); Maynard (2011); Ostorga ve Estrada (2009); Rinchen (2009); Rosen (2008); Santoro ve Allard (2008); Weber (2013) tarafından yapılan çalışmalarda da öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme becerisinde gelişme saptanmıştır.

Bununla birlikte, Duban ve Yelken’in (2010) çalışmasında ise, öğretmen adaylarının ortanın üzerinde, Şahin’in (2011) çalışmasında ise, öğretmen adaylarının

tamamen katılıyorum düzeyinde yansıtıcı düşünme eğilimi gösterdikleri saptanmıştır. Bu araştırmada da öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünme eğilimlerinin gelişimi dikkate alındığında söz konusu bu araştırmalarla paralel sonuçlar elde edildiği söylenebilir.