• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.1. Kavramsal Çerçeve

2.1.5. Demokratik Tutum

2.1.5.3. Demokratik Eğitim

“Demokrasi eğitimini de içeren demokratik eğitim, demokrasinin ilke ve değerlerinin günlük hayatla ve güncel sorunlarla ilişkilendirilerek eğitimin amaç, politika, program, mevzuat, materyal, okul kültürü ve öğretim uygulamaları boyutunda esas alınmasıdır” (Özpolat, 2010). “Demokratik eğitim, demokrasinin ilke ve kuralları ile insan haklarının yaşatılarak öğretildiği eğitimdir” (Kepenekçi, 2003). “Demokratik eğitim, yönü, içeriği ve metotları, demokrasinin dayandığı temel ilkelere göre tespit edilmiş düzenlenmiş olan eğitim sistemi ve çalışmalarıdır” (Alaylıoğlu ve Oğuzkan, 1976).

Demokratik eğitimin amacı, vatandaşlara demokrasinin ilkelerini ve uygulamalarını öğretmek, geleneksel düşünmeyi sorgulamaları için cesaretlendirmek vasıtası ile bağımsız, sorgulayan, analitik ve eleştirel vatandaşlar yetiştirmektir (Topkaya ve Yavuz, 2011). Ayrıca, demokratik eğitimin diğer bir amacı, öğrencilerde düşünme ve düşüncelerini özgürce, düzgün, özlü ve başkalarının düşüncelerine saygı duyarak ifade edebilme becerilerini geliştirmektir (Yeşil, 2003). Bir bireye çağdaş, bilimsel, demokratik düşünme gücü kazandırma, sorumluluk yükleme, sorunlara çok boyutlu bakabilme, karşı görüşte mantık arama, hoşgörü gibi özellikler kazandırabilmek için demokratik bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır (Şimşek, 2011).

Demokratik eğitimin temeli okullarda atılmaktadır. Okulların demokratik olabilmesi için iki ön koşulun mutlaka gerçekleştirilmesi gerekir. Bunlar; (1) Okul ve sınıf ortamında şiddetten uzak; sevgiye, saygıya, anlayışa ve hoşgörüye dayanan çift yönlü bir iletişimin sağlanmasıdır, (2) Okulun tüm öğelerinin okul ve sınıf yönetiminde kendileri ile ilgili kararlara katılımının sağlanmasıdır (Kepenekçi, 2003).

Okulda demokratik bir ortamın oluşturulabilmesi için dikkat edilmesi gereken özellikler şunlardır:

1. Öğretmen, sınıfta öğrencilerin kendilerini rahatlıkla ifade edebilecekleri bir ortam oluşturmalıdır,

2. Okuldaki farklı ortamlar, mümkün olduğu kadar öğrencilerin beklenti ve gereksinimlerine cevap verecek tarzda düzenlenmelidir,

3. Öğrencilerin, mümkün olduğu kadar yönetim sürecine katılmaları sağlanmalıdır,

4. Öğrencilerin, okul içindeki ve dışındaki ders dışı etkinliklere katılmaları teşvik edilmelidir,

5. Şiddetin okulda disiplini sağlamak için uygun bir yöntem olmadığı unutulmamalıdır (Kıncal, 2002).

Demokratik bir okulun gerçekleşmesinde, okulda bulunan tüm bireylerin birbirine karşı göstermesi gereken tüm demokratik davranışların ve özellikle sınıf ortamında öğretmenlerin öğrencilerine karşı gösterdikleri davranışları önemlidir (Kepenekçi, 2003). Demokratik olmayan bir düşünce yapısıyla demokratik bir insan yetiştirilemez (Aydoğan ve Kukul, 2003).

2.1.5.4. Demokratik Tutum

Tutumla ilgili olarak farklı tanımlar yapılmıştır. Tutum, “belirli bir sosyal obje konusunda bireylerde mevcut olan ve bilişsel, duygusal, davranışsal yanlar taşıyan gizil eğilimleri ifade etmektedir” olarak tanımlanmıştır (Bilgin, 2003). İnceoğlu (2004) da, “tutum, bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir nesne, toplumsal konu, ya da olaya karşı deneyim, bilgi, duygu ve motivasyonuna dayanarak örgütlediği zihinsel, duygusal ve davranışsal bir tepki ön eğilimidir” şeklinde tanımlamıştır. Seyyar (2004) ise, “tutum, ferdin, herhangi bir nesne ya da duruma karşı, tecrübe, güdü ve bilgilerine dayanarak geliştirdiği olumlu-olumsuz bir tepki ve vaziyet alma eğilimidir” olarak ifade etmiştir.

Muzaffer Sherif (Tarihsiz) tutumları, diğer sıradan düşünce yapılarından ve bunların oluşturduğu davranışlardan ayırdetmek için şu kriterleri öngörür:

• Tutumlara doğuştan sahip olunmaz, sonradan kazanılırlar. • Tutumlar geçici düşünsel durumlar değillerdir.

• Tutumlar, birey ile nesneler arasındaki ilişkilere tutarlılık, kararlılık ve düzenlilik kazandırırlar.

etkilenme-güdülenme süreci ortaya çıkmaktadır.

• Tutumların oluşması ve biçimlenmesi için birbirleriyle karşılaştırılabilir birçok öğenin bir arada olması zorunludur.

• Tutumların bireysel düzeyde oluşumu ile ilgili etkiler, genellenerek toplumsal tutumların oluşmasına da uygulanabilir (aktaran, İnceoğlu, 2004).

Demokratik tutum ise, “bireyi belli insanlar, nesneler ve durumlar karşısında, demokrasi ilkeleri doğrultusunda belli davranışlar göstermeye iten öğrenilmiş eğilimlerdir” şeklinde belirtilmiştir (Demirel ve Ün, 1987’den akt. Gömleksiz, 1993). Eğitim-öğretim sürecinde, öğrenciler öğretmenlerin tutumlarından, ilgilerinden, değerlerinden yalnızca bilgi düzeyinde değil tutum ve davranış düzeyinde de etkilenmektedir. Eğitim-öğretimin amacı, özgür düşünceli, kişilik sahibi, neden-sonuç ilişkisi kurabilen, bilgiyi yaratıcı biçimde kullanabilen, demokratik tutum ve davranışları kazanmış bireylerin yetiştirilmesidir (Saban ve Saban, 2009). Demokratik tutum ve davranışların kazandırılmasında eğitimin yeri önemlidir (Gömleksiz ve Çetintaş, 2011).

Demokratik tutum ve davranışlar, örgün eğitim kurumunda öğretmenlerin sergiledikleri model davranışlar, tutumlar ile kazandırılabilir (Genç, 2006). Öğrenciler demokratik tutumları ve becerileri sınıf ortamında edinebilirler. Öğretmenlerin demokratik tutum ve davranışlar göstermesi öğrenciler için önemli bir model olabilir (Samancı, 2010). Öğretmen öğrenciye demokratik anlayış, tutum ve idealleri benimsetebilmek için bu değerleri kendi yaşamının ayrılmaz bir parçası haline getirmelidir. Öğretmen demokrasiyi yaşam biçimi olarak benimsemeli ve tüm gözlenebilen özellikleriyle öğrenciye ve çevresine bunu gösterebilmelidir (Gözütok, 1995).

Öğretmenin demokratik tutuma sahip olması, sınıftaki demokratik ortamın ve olumlu bir sınıf ikliminin ön koşuludur (Dönmez, 2011). Demokratik bir sınıf ortamı, öğrenci başarısını ve öğrencilerde demokratik tutumların geliştirilmesini etkileyen en önemli faktördür (Saracaloğlu, Evin ve Varol, 2004). Bir sınıf ortamında demokratik yaşam, duygu ve düşüncelerin özgürce paylaşılması ile anlam kazanmaktadır. Öğrenciler farklı yaklaşımlara ve alternatif kararlara karşı, demokratik tutumlar geliştirebilir. Bunun yanı sıra, öğrenciler kendi algı ve değerlendirmelerini, arkadaşlarının görüşleri ile karşılaştırma olanağı bulabilirler (Aydın, 2008).

Eğer bir öğretmen bireylerin demokratik tutumlar ve davranışlar kazanmasından kendini sorumlu hissederse, o zaman ilk olarak demokratik bir öğretme ortamı oluşturmaya dikkat etmesi gerekir. Bu önemlidir çünkü bireyler bu türden bir davranışı sergilemek açısından güvenli, özgür bir ortam olduğunu bildiklerinde harekete geçeceklerdir (Demirbolat, 2012).

Bir tutumu davranışa çevirmek bireyin alışkanlıkları ve beklentileri yanı sıra tutumun unsurları ile bireyin içinde bulunduğu çevresel şartların arasında var olan uyuma bağlıdır. Örneğin, ailede kendi kimliğini asla hissetmemiş olan ve aile kararları alınırken ona asla fikri sorulmamış olan bir çocuğun okulda bu türden beklentileri ve alışkanlıkları olması ya da katılımcı davranışlar sergilemesi beklenmez. Kendi kişiliğini ve katılımcı bireyselliğini hissetmemiş olan bir çocukta bu türden duyguları uyandırmak öğretmenin temel görevlerinden birisidir. Demokratik tutum oluşum sürecinde eğitimin boyutları ve sınıfın özellikleri arasındaki ilişki Şekil 2.5’ de verilmiştir (Demirbolat, 2012).

Bireysel Alışkanlıklar

Bireysel Beklentiler

Onaylayıcı atmosfer Karara katılım Bilgi Sorumluluk

Kararlı disiplin Hakları elde etme yolları

Şekil 2.5 Demokratik Tutum Oluşum Sürecinde Eğitimin Boyutları ve Sınıfın Özellikleri Eğitim ortamlarının demokratik vatandaşlar üretmesini sağlamak için, öğretim programı öğrenci merkezli ve entelektüel (bilişsel, duyuşsal, değerlendirmeci) olmalı ve katılımcı (dinamik) beceriler birbirleri ile uyum içinde olmalıdır (Demirbolat, 2012).

Bilişsel Boyut

Duyuşsal Boyut Tutum

Davranış

Çevre Değerlendirme

Boyutu

Entelektüel becerilerin öğretiminde, öğretmenler, bilginin algılanması, yorumlanması ve değerlendirmesi becerilerini geliştirmeyi amaçlar. Bu süreç esnasında, öğretmenler öğrencilerini farklı kaynaklardan bilgi edinmeleri için, doğru olan bilgi ile olmayan arasındaki ayrımı yapabilmek için gerçek ile fikir arasındaki farkı algılamaları için ve bilginin sosyal problemleri çözmede bir araç olduğunu öğrenmeleri için cesaretlendirmelidirler (Demirbolat, 2012).