• Sonuç bulunamadı

2.4. Yeni Kamu Yönetimi (NPM)

2.4.3. Yeni Kamu Yönetiminin Özellikleri

Kamu yönetimindeki yeniden yapılanma çalışmalarının ortak özelliği kamu sektöründe birçok özel yönetim tekniğinin kullanılması ve işletme dili uygulamalarının yaygınlaşması ve kamu hizmetlerinin piyasaya daha duyarlı yürütülerek müşteri memnuniyetinin gözetilmesidir. Bununla birlikte her ülkenin kendi yapısına bağlı olarak birtakım farklılıkların olması da doğaldır.

Yeni kamu yönetimi düşüncesinin temeli iki teorinin evliliğine dayanmaktadır. Bu teorilerden birincisi kamu tercihi, işlem maliyeti ve sorumluluk teorilerine dayanan kurumsal ekonomi teorisi ve evliliğin diğer ortağı ise kamu sektörünü klasik bilimsel yönetim yerine ekonomi tabanlı anlayışın etkisinde bırakan yönetim ideolojisi teorisidir. Bu anlayış da profesyonel yönetime dayanan idari reform doktrinlerinin genel bir şekilde bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Anlayış; mümkün olduğunca uzmanlaşmaya, teknik uzmanlığa, başarılı olmada yüksek oranda yetki devrine

362 Kapucu, a.g.k., s. 286-287 363 Mathiasen, a.g.k., s. 102 364 Aksoy, “Yeni Sağ…”, s. 10-11

gidilmesine, daha iyi örgüt performansına, aktif ölçüm tekniklerine ve örgütsel çıktıların uyarlanmalarına ve bu gelişmeler sağlanırken uygun kültürlerin gelişimine önem verilmektedir365.

Başlangıçta aşırı liberal nitelikli ve Anglo-Sakson ağırlıklı bir yaklaşım gibi gözüken bu yeni yaklaşım, farklı ülkelerin bu yaklaşımı benimsemesi ile birlikte, söz konusu ülkelerin siyasal tercihleri ve yerel özellikleri bu yaklaşımı etkilemiştir. Ülkeler yeni yaklaşımın bazı yönlerini daha fazla öne çıkarabilmektedirler. Diğer yandan yeni Kamu Yönetimi yerine kullanılan terimlerin çeşitliliği ortaya çıkan uygulamalardaki çeşitliliğin bir yansımasıdır. Bununla birlikte bu uygulamalarda ortak noktalar vardır ve ortak noktalar şöyle gruplandırılabilir 366:

• Sonuçlara ulaşmaya ve yöneticilerin kişisel sorumluluğuna daha fazla önem veren bir anlayışla klasik kamu yönetiminden fark edilir biçimde uzaklaşarak, süreç odaklı yönetimden etkinlik ve verimlilik kavramlarıyla belirlenen sonuçlar üzerinde daha yakından odaklanmakta ve sonuç odaklı yönetime odaklanmaktadır.

• Kuruluşları, personeli ve iş ortamlarını ve şartlarını daha esnek hale getirmek için geleneksel bürokrasi anlayışından uzaklaşma niyetinin vurgulanması, başka bir ifade ile Weberyen bürokrasinin reddedilmesi savunulmaktadır. Çünkü bu anlayış günümüzde yaygın olarak merkeziyetçi, verimsizlik, hantallık ve kırtasiyecilikle eş anlamlı bir hale gelmiştir. Yeni kamu yönetimi anlayışı ise esnek hiyerarşi ve örgüt yapısı ile dar merkez, geniş-yatay çevre ve yerinden yönetim ilkelerini savunmaktadır.

• Kurumsal ve kişisel hedefleri açıkça ortaya koyma ve performans göstergeleri vasıtası ile bunların başarılarının ölçülebilmesine imkân tanımak. Kamu sektörü tarafından doğrudan sunulan hizmetlerde verimlilik unsuruna daha fazla vurgu yapılmakta, bu amaçla performans kriterleri belirlenmektedir. Böylece örgütsel ve bireysel performansın ödüllendirilmesi iyileştirilmektedir.

• Üst düzey yöneticilerin siyasal tarafsızlığı ve nötr olmasından çok mevcut hükümetin programlarına destek olması esastır. Kamu yönetiminin geleneksel anlayışında yalnız siyasal liderliğe karşı olan sorumluluğu genişleterek halka karşı sorumluluk ilkesi de benimsenmektedir. Yönetimde açıklık ve vatandaşların bilgi edinme yollarını kolaylaştırmak sureti ile bürokrasinin topluma karşı sorumluluğunun sağlanmış olacağı kabul edilmektedir.

• Yönetimlerin faaliyetlerinin pazar ekonomisi kurallarınca test edilmesi ve bazı hizmetlerin piyasa koşullarında özel sektöre gördürülmesi benimsenmektedir. Kamu sektörünce verimlilik hedeflerinin gerçekleştirilmesi çerçevesinde hizmetlerde etkinlik ve kamu kurumlarında rekabetçi bir ortamın oluşturulmasını hedefleyen yeni kamu yönetimi ile daha ekonomik hizmet sunumunu gerçekleştirmek amacıyla hizmetin doğrudan kamu yönetimi eliyle sunumuna alternatifler aranmaktadır.

• Merkezin stratejik kapasitesinin devletin fonksiyon ve sunduğu hizmetlerin değerlendirilmesi ve teftişine öncülük etmesi ve karşılaşılan iç ve dış sorunlara esnek olarak ve en az masrafla verebilmesini sağlamak amacıyla güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

• Devletin faaliyet alanının küçültülmesini (minimal devlet), girişimci ruh, katılımlı yönetim, piyasa mekanizmalarının olmasını ve müşteri (vatandaş) odaklı olmayı önermektedir.

• En az maliyetli esnek dış değişikliklere karşılık veren dinamik bir ortam geliştirerek devletin dönüşümüne aracılık edecek stratejik kapasiteleri güçlendirmektedir.

• Merkezileşmiş kurumsal yapıların, kamu kaynaklarının dağıtımı ve hizmetlerin tahsisi kararlarının daha fazla dağıtım noktalarınca alındığı merkezi olmayan yönetim yapısıyla yer değiştirmesi, başka bir deyimle aşırı merkeziyetçi ve hiyerarşik idari yapıların desantralize yönetim çevreleriyle

366 Gözel, a.g.k., s. 196-197; Eryılmaz, Kamu Yönetimi, s. 26-27; Kızılcık, “21. Yüzyılda…”,

değiştirilerek kaynakların tahsisi ve hizmet sunumunun vatandaşa yönelik gerçekleştirilmesini savunmaktadır.

• İdari özerklik desteklenmekte, özellikle merkezi kontrol kurumları azaltılmaktadır.

• Kamu amaçları hakkında açık düşüncelilik esas olmakta ve rekabet kavrayışının özel sektör ve kar gütmeyen organizasyonlara karşı olarak kamu hizmetini sağlayanlar tarafından koruması gerçekleştirilmektedir.

• Kamu yönetiminde stratejik planlama, performans yönetimi, toplam kalite yönetimi gibi özel sektör yönetim tekniklerinin uygulanmasından söz edilmektedir.

• Kamu yönetiminde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması ve yaygınlaştırılması ile yeni bir devlet anlayışından elektronik devletten söz edilmekte ve e-devlet yeni kamu yönetiminin yeni devlet modeli olarak anılmaktadır.

• Vatandaşlar yeni kamu yönetimi anlayışı içerisinde müşteri olarak açık bir yere sahiptir. Vatandaşlar birey olarak bazı haklara sahiptirler ve bunlar kullandıkları kamu hizmetlerinde, azami seçim hakkına sahip olmalıdırlar ve seçim, şikâyet ve tazminat sistemleri ile güçlendirilerek, kamu hizmetlerinin kalitesinin ve etkinliğinin sürdürülmesi ve geliştirilmesinde katalizör görevi görmekte, yüksek kaliteli hizmetlerle vatandaş memnuniyetini sağlamaktadır. Bu şekilde karakterize edilen yeni kamu yönetimi; yöneten değil yönlendiren ve yol gösterendir. Halkı müşteri olarak gören ve onların gereksinimlerini dikkate alandır. Halka karşı sorumluluk bilinci ile daha saydam ve daha hesap verebilir bir yönetim anlayışı ile yönetimde açıklığı savunandır. Kamu hizmetlerinde ve kamu işlerinde kaliteye daha çok önem verendir. Hizmetleri yerine getirirken kaynakları daha tasarruflu kullanandır. Piyasa merkezli bir yönetim anlayışını savunandır. Performans denetimine ağırlık veren, performans ölçümlerini dikkate alandır. Etkinlik, verimlilik ve tutumluluğu hedefleyendir. Yönetim ve yöneticiden ziyade liderlik ve lideri ön plana çıkarandır. Yetki devri üzerine vurgu yapandır. Bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanan

ve teknolojideki gelişmeleri yakından takip edendir. Örgütlerini vizyon ve stratejiler ile yönlendirendir367.

Öte yandan yeni kamu yönetiminin dayandığı paradigmalar özetle şunlardır: İlk olarak yeni kamu yönetimi anlayışı 20. yüzyılın egemen bürokrasi (Weberyen anlayış) anlayışına bir tepki olarak doğmuştur. İkinci olarak faaliyet alanı itibariyle devletin küçültülmesi üzerinde durulmaktadır. Son olarak da sorumluluk anlayışında da bazı değişiklikler önermektedir. Buna göre kamu yönetiminin klasik anlayışta yalnız siyasi liderliğe karşı olan sorumluluğu genişleterek halka karşı sorumluluk ilkesi de benimsenmektedir. Bu anlayışta bürokratlar yalnız kural ve yöntemlere uymakla sorumluluklarını yerine getirmiş sayılmamakta, sonuçtan da sorumlu tutulmaktadırlar368.