• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ BÖLÜM DİL BİLGİSİ İNCELEMESİ

2.1 SES BİLGİSİ 1 Ünlüler

2.1.1.1 Yazı dilinde bulunmayan ünlüler

á ünlüsü:

Bu ünlü, “a” ile “e” arasında bir ses olup yarı kalın yarı ince, düz ve geniş orta damak ünlüsüdür.1 “a>e” veya “e>a” değişiminin arasında bir merhalede oluşur. Herhangi bir nedenle geride boğumlanan “a” sesinin incelmesi ya da daha önde boğumlanan “e” sesinin kalınlaşması sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Bu ses, bölge ağızlarında özellikle yabancı dillerden giren sözcüklerin söylenişinde ve bunların kalınlık-incelik uyumu bakımından işletilmesi sırasında kendisini göstermektedir.

aslán “aslen<Ar.aslen” M003/12, máhkemeye “mahkemeye<Ar.mahkeme +T.ye” M003/27, fadimá “fadime<Ar.Fātıma” M008/7, bāzán “bazen<Ar.ba‘zen” M028/4, sálásını “salasını<Ar.salā+T.sını” M049/2, biráz “biraz” M062/28, ġuvátliydim “kuvvetliydim<Ar.kuvvet+T.liydim” M68/24, bárabar “beraber<Far. berāber” M130/20, atáş “ateş<Far.āteş” M130/69

Daha çok kalınlık-incelik uyumunun işletilmesi sırasında karşılaştığımız bu ses, bölge ağızlarında bazı sözcüklerde bu durumun aksine uyumu bozacak şekilde kullanılmaktadır.

memleķátıñ “memleketin” M005/21, támam “tamam” M007/66 ekmáķ “ekmek” M018/15, heyá “heye(=evet)” M035/9, fálan “falan” M040/23dáha “daha” M047/146

Bazı örneklerde ise inceltici özelliğe sahip olan “l, s, ş, y, z” gibi ünsüzlerin etkisi ile bu sesin oluştuğu görülmektedir.

yábarsıñız “yaparsınız” M010/36, yábalım “yapalım” M010/46, háşar “haşere” M023/9, nusáybin “Nusaybin” M065/3, zámanla “zamanla” M87/12, meyvásıylan “meyvesiyle” M98/12, boyáylē “boyayla” M120/46, dalávẹre “dalavere” M130/23

Birkaç örnekte ise sözcük birleşmesi sırasında iki ünlünün yan yana gelip bunlardan birinin düşme eğilimi gösterdiği durumlarda bu sesin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.

cumártesi “cumartesi” M025/17, hocáfendi “hoca efendi” M057/6

1 Bu ünlü için A.B.Ercilasun á işaretini (Ercilasun, 2002: 51), E. Gemalmaz ɒ (italik ters a) işaretini

(Gemalmaz, 1995a: 74), Z.Korkmaz a (siyah puntolu) işaretini (Korkmaz, 1994a: VIII, 1994b: 31), T. Gülensoy ạ işaretini (Gülensoy, 1988: 19), M. Sağır â işaretini (Sağır, 1995a: 19) kullanırlar.

ā´ ünlüsü:

Bu ünlü, “a” sesi ile “e” sesi arasında, yarı kalın yarı ince, düz ve geniş orta damak ünlüsü olup aynı zamanda uzun bir sestir.1 Metinlerimizde (ā´) işareti ile gösterilen bu ses, genellikle iki sözcüğün birbirine ulanması ve bu arada “g, ġ; k, ķ” gibi ünsüzlerin eriyip düşmesi sonucu oluşmaktadır.

güzā´¶dar “güze kadar” M006/12, gelesiyā´¶dar “gelesiye kadar” M009/151, ekmā´¶talar “ekmek atarlar” M017/10, b–rā´¶¶¶¶tıvẹrirdim “börek atıverirdim” M021/7, ekmā´¶tar “ekmek atar” M036/15, nā´¶lacaķ “ne alacak” M089/9, sōrā´¶fendim “sonra efendim” M096/17

Bu ses, birkaç örnekte “ğ(<k)” ünsüzünün, ulanma olmaksızın hece kaynaşması sonucu eriyip kaybolması ile ortaya çıkmaktadır.

böcā´ “böceği” M023/12, yẹmā´ “yemeği” M028/6 ạ ünlüsü:

Bölge ağızlarında sıkça kullanılan bu ses; “a” ile “ı” arasında, kalın, düz, yarı geniş yarı dar bir ünlüdür.2 Temel ünlülerden birisi olan “a”, bazı ünsüzlerin etkisiyle daralma özelliği gösterir. “a>ı” ya da “ı>a” değişiminin ara devresinde ortaya çıkan bu ses, “a” ile “ı” arasındaki boğumlanma alanının “a”ya daha yakın bir yerinde boğumlanan kapalı bir “a” ünlüsüdür. Orta hecede bulunan “a” ünlüsünün daralma eğilimi göstermesi sonucunda oluşan bu ünlü, yöre ağızlarında sıkça görülmektedir.

ġonuşamạycam “konuşamayacağım” M006/23, dahạ “daha” M007/65, adamạ “adamı” M009/71, ısırạncaya “Istıranca’ya” M016/8, māni olmạcaķ “mani olmayacak” M050/51, nārạyacaķ “ne arayacak” M057/39, ġabạ yel “kaba yel” M065/61, bulạmaz “bulamaz” M065/72, ġapanmạyor “kapanmıyor” M69/40, ağlạyıvirrim “ağlayıveririm” M071/5, arạyı gördüm “arayı gördüm” M075/37, arạyollar “arıyorlar” M106/28, parạ “para” M107/18, toplạyalım “toplayalım” M130/57

1 A. Günşen, bu ünlüyü uzun ince á (Günşen, 2000: XVI, 18) şeklinde tarif etmiş, ā´ işareti ile göstermiş

ve Kırşehir yöresinden bu sesle ilgili örnekler vermiştir. Bu sesin tespit edildiği bir başka yer de Çukurova yöresidir. F. Yıldırım, bu ünlüyü uzun á şeklinde tarif etmiş ve bu ünlünün daha çok alıntı sözcüklerde görüldüğünü dile getirmiştir (Yıldırım, 2006: xii, 39-40). Söz konusu ünlünün Karaman ili ağızlarında görülen örnekleri, daha çok Kırşehir yöresi ile benzerlik göstermektedir.

2 Bu ünlü için A.B. Ercilasun a̭ işaretini (Ercilasun, 2002: 51), E. Gemalmaz α işaretini (Gemalmaz,

1995a: 73), Z. Korkmaz ve T. Gülensoy â işaretini (Korkmaz, 1994a: VIII, Gülensoy, 1988: 19)

Bu ünlü, “buraya” ve “oraya” zarflarının söylenişinde belirgin bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

burạya “buraya” M031/52-M050/18-M060/57-M072/10-M097/6-M105/77; orạya “oraya” M058/3-M085/17-M104/13

Bu ünlü, dilimize Arapçadan giren ve orta hecede ünlü türemesi olayı görülen bir sözcükte daha görülmektedir.

masạrıfımızı “masrafımızı” M032/6, masạraflarī “masrafları” M064/13

Bu ses, “akraba” (<Ar.aķribā) sözcüğünün söylenişinde de tespit edilmiştir. Dilimize girerken ses benzeşmesi kuralına uydurulan bu sözcükte, orta hece ünlüsünde daralma görülmektedir.

aķrạba “akraba” M070/34, aķrạbā “akraba” M110/4 ã ünlüsü:

Bu ses, damaksıl “a” ünlüsü olup yöre ağızlarında teklik birinci ve ikinci şahıs zamirlerinin yönelme eki almış biçimlerinde görülmektedir. Bu ünlü; bir başka deyişle genizleşmiş “a” ünlüsüdür.1

baã “bana” M047/20-M068/5-M068/35, saã “sana” M068/55-M089/32 ẹ ünlüsü:

Bu ünlü, Eski Türkçe ve Orta Türkçe dönemi metinlerinde çokça gördüğümüz, bugün Anadolu ağızlarında sıkça karşılaştığımız bir sestir ve bilim dünyasında “kapalı e” adı ile anılmaktadır.2 Yöre insanının çokça kullandığı ve geçmişten bugüne kullanılagelen bir sestir. Yumuşak damağın ön ve arkasına göre daha ortada bir yerde oluşur. Boğumlanma noktası “i” ile “e” arasındadır.

Zeynep Korkmaz bu sesin oluşumu ile ilgili olarak “Türkçe sözcüklerde çoklukla “i>ẹ” değişimi ile ve Eski Türkçedeki “i” sesinin tarihî gelişme seyri içinde gösterdiği genişleme eğilimine uyarak ẹ’ye dönmesi ile olmuştur.” açıklamasını yapar (Korkmaz, 1994b: 34).

1 Bu ünlü için G. Gülsevin ve E. Boz ã işaretini (Gülsevin, 2002: 13, Boz, 2002: 26) kullanırlar.

2 Bu ünlü için A. Caferoğlu ve T. Gülensoy, ẹ işaretini (Caferoğlu, 1994a: XIV, Gülensoy, 1988: 21),

A.B. Ercilasun ė işaretini (Ercilasun, 2002: 51), E. Gemalmaz e işaretini (Gemalmaz, 1995a: 75), G. Gülsevin é işaretini (Gülsevin, 2002: 13) kullanırlar.

Bölge ağızlarının tamamında sıkça kullanılan bu ünlü, “dẹ-, vẹr-, yẹ-, ẹt-, gẹt-, yẹt-, ẹr, gẹç, yẹr, ẹl, gẹri, ẹyi” gibi sözcüklerin ilk hecesinde görülmüştür.

ẹylesin “eylesin” M001/28, gẹtti “gitti” M008/10, yẹtiştim “yetiştim” M018/2, ẹrtesi “ertesi” M024/20, afẹdersiñ “afedersin” M028/6, dẹllerdi “derlerdi” M029/30, dẹmişleyi “demişleyin” M036/2, gẹydim “giydim” M042/33, ẹşi “eşi” M048/36, dẹyi “diye” M053/5, ẹl “el” M065/14, ẹrmeyor “ermiyor” M069/36, yẹmekleriñ “yemeklerin” M072/20, kẹri “geri” M073/65, yẹderiz “ederiz” M076/8, gẹce “gece” M083/31, yẹrinē “yerine” M091/5, yẹdi “yedi” M109/5, dẹniliyor “deniliyor” M117/11, ẹnerdik “inerdik” M120/6, gẹdiyoruyuz “gidiyoruz” M127/22, ẹyi “iyi” M127/45, yẹterse “yeterse” M129/14, vẹrmez “vermez” M131/5

Ayrıca bu sesin, yabancı kökenli olan fẹlan (falan<Ar. fulān), şẹy (şey<Ar.şey’) ve hẹç (hiç<Far.hįç) sözcüklerinde de kullanıldığı görülmektedir.

fẹlan “falan” M97/23-M121/14; şẹyde “şeyde” M008/10, şẹyini “şeyini” M048/28, şẹyē “şeye” M127/42, şẹy “şey” M131/5; hẹç “hiç” M100/30, hẹşbi “hiçbir” M107/21, hẹş “hiç” M127/79

í ünlüsü:

Bu ünlü, orta damağın “i”ye daha yakın bir bölgesinde boğumlanan ve “ı” ile “i” arasındaki ses basamağında bulunan incelmiş bir “ı” ya da kalınlaşmış bir “i” ünlüsüdür.1 Bölge ağızlarında az karşılaştığımız bu sesin oluşum sebepleri şunlardır:

Hece kaynaşması olayı sonucunda “ı” sesinde yarı incelme durumu meydana gelebilmektedir. Bu durum, metinlerimizde iki yerde görülmektedir.

sarí¶neğim “sarı ineğim” M009/107, náPím “ne yapayım” M021/29

Bazı sözcüklerde “i” sesinin kalınlık-incelik uyumu oluştaracak şekilde “yarı ı” biçiminde kalınlaştığı görülmektedir.

sāhíb “sahip” M037/27, vírān “viran” M082/11, díġġāt “dikkat” M085/8

Bunların dışında aşağıdaki örneklerde ise “i” sesinin yarı kalınlaşarak dil uyumunu bozacak şekilde kullanıldığı görülmektedir.

1 Bu ünlü için A.B. Ercilasun í işaretini (Ercilasun, 2002: 53), E. Gemalmaz ve T. Gülensoy ¸ (altı noktalı

ı) işaretini (Gemalmaz, 1995a: 78, Gülensoy, 1988: 21), Z. Korkmaz ise ı (siyah puntolu) işaretini (Korkmaz, 1994b: 32) kullanırlar.

íştē “işte” M006/4, cẹbíñā “cebine” M067/72, yarímden “yarimden” M69/39, emsālím “emsalim” M073/11, tínas “tınaz” M090/1

ı˚ ünlüsü:

Bu ünlü, “ı” ile “u” arasında yer alan kalın, yarı dar yarı geniş, yarı düz yarı yuvarlak bir sestir.1 Çoğunlukla dudak ünsüzlerinin yanında düzleşme eğilimi gösteren “u” ünlüsü, bu sese dönüşmüştür. Bölge ağızlarında özellikle sözcüklerin düzlük- yuvarlaklık uyumuna girme eğilimi gösterdikleri örneklerde görülmektedir. Bu durum, aynı zamanda bölge ağızlarında kuvvetli bir düzleştirme eğiliminin olduğunun bir göstergesidir.

çavı˚ş “çavuş” M001/56, davı˚l “davul” M003/114, çamı˚rda “çamurda” M006/7, bavı˚lları “bavulları” M010/47, ġavı˚ştırsın “kavuştursun” M033/8, avı˚Çladīñ “avuçladığın” M033/10, tavı˚ġ “tavuk” M038/3, vapı˚r “vapur” M043/30, ķavı˚rıllar “kavururlar” M050/87, yavrı˚m “yavrum” M054/8, avrı˚paya “Avrupa’ya” M056/3, sabı˚n “sabun” M057/28, ġavı˚nı “kavunu” M057/54, havlı˚ “havlu” M067/35, çabı˚ĥlığı “çabukluğu” M083/4, abdı˚llah “Abdullah” M085/28, yāmı˚r “yağmur” M088/1, armı˚tlardan “armutlardan” 091/14, savı˚ştırılıyormuş “savuşturuluyormuş” M117/22

Genellikle ikinci hecede görülen bu ses, “muhtar” sözcüğünün söylenişinde ilk hecede kendisini göstermektedir.

mı˚htarıñ “muhtrarın<Ar.muhtār+T.ın” M019/10, mı˚htar “muhtar” M019/13 Metinlerimizde bir örnekte kuralsız bir biçimde “u” sesinde yarı yuvarlaklaşma görülmektedir.

ķı˚lānā “kulağına” M013/44

Ayrıca bir başka örnekte dudak ünsüzü “b”nin, yanındaki “ı” ünlüsünü yarı yuvarlaklaştırarak “ı˚” biçimine getirdiği görülmektedir.

bı˚raķ “bırak” M130/25

“ı” sesi, bölge ağızlarında bazı Türkçe ve yabancı sözcüklerin söylenişinde yuvarlaklaşma eğilimi göstermektedir.

1 A.B. Ercilasun bu ünlüyü ı˚ işaretiyle (Ercilasun, 2002: 53), E. Gemalmaz ɩ (ters ı) işareti ile

toķatta mıydı˚ķ “Tokat’ta mıydık” M029/9, randı˚manlı “randımanlı<Fr. randıman+T.lı” M039/2, fı˚rı˚nlarda “fırınlarda<Rum.fırın+T.larda” M050/87, ġonuşunsı˚rā “konuşunca” M068/16

Gelecek zaman sıfat-fiili ile çekimlenen bir örnekte ise olumsuzluk ekindeki “a” sesi, “ı˚” sesine dönüşmektedir.

olmı˚cānı “olmayacağını” M065/35 i˚ ünlüsü:

“i” sesi ile “ü” sesi arasında, ince, yarı düz yarı yuvarlak, yarı geniş yarı dar bir ünlü olup “i” ünlüsünün biraz yuvarlaklaşması ya da “ü” ünlüsünün biraz düzleşmesi sonucunda oluşur.1 Söylenirken dudakları hafifçe yuvarlaklaştıran bu ünlü, bölge ağızlarında özellikle yabancı sözcüklerin söylenişinde “ü>i˚” ya da “i>i˚” değişimi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

mi˚sāfir “misafir<Ar. müsāfir” M010/107, mi˚nāsip “münasip<Ar. münāsib” M011/1, müşki˚l “müşkül<Ar. müşkil” M050/26, mi˚lkiyetimiz “mülkiyetimiz<Ar. mülkiyet+T.imiz” M068/63, kāki˚l “kākül<Far. kākül” M096/33, mevli˚d “mevlit<Ar. mevlid” M097/11, bi˚ber “biber<Rum. biber” M106/79

Bu ses, “u>ü>i˚” değişimi sonucunda yabancı kökenli bir başka sözcüğün söylenişinde de görülmektedir.

fasi˚lle “<Rum.fasulye” M096/20

Bu ses, “gibi” ve “için” edatı ile onların birlikte kullanıldığı yapılarda ve bazen iki sözcüğün ulandığı durumlarda “i>i˚” ve “ü>i˚” değişimi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

içi˚n “için” M018/23, dẹdi˚¶bi “dediği gibi” M021/2-M021/5, ik¶i˚ç “iki üç” M037/47, atasözü¶bi˚ “atasözü gibi” M070/9, i˚çün “için” M085/5, geldi˚¶çün “geldiği için” M105/76

Birkaç örnekte “bir” sayı sıfatının söylenişinde, “b” dudak ünsüzünün etkisiyle “i” sesinde yarı yuvarlaklaşma görülmektedir.

bi˚r “bir” M001/70(2)

ó ünlüsü:

Yarı kalın yarı ince, geniş, yuvarlak bir ses olan “ó” ünlüsü, “o” ile “ö” arası bir aralıkta yer alır.1 Ya kalınlaşmış bir “ö” ya da incelmiş bir “o” sesidir. Bölge ağızlarında çoğunlukla ön seste rastladığımız bir ünlüdür. Ancak şimdiki zaman çekimli bir fiilde, son seste karşımıza çıkmaktadır. Bu ünlü, Ermenek ve civarından derlenen metinlerde az geçmektedir.2

ġóstermesin “göstermesin” M001/16, dóğerdik “döverdik” M006/62, óyle “öyle” M008/58, óğlē “öyle” M017/10, bóle “böyle” M017/20, ġóre “göre” M021/42, ķópek “köpek” M034/8, ķóyē “köye” M036/14, dẹyó “diyor” M36/24, ķóylerimizdē “köylerimizde” M051/15, dónarımış “döner imiş” M067/55, sókerler “sökerler” M073/51, ġórmedik “görmedik” M091/20, ġóçen “göçen” M105/60, dóğüş “döğüş” M109/13, sóündürüñ “söndürün” M130/75

ọ ünlüsü:

Bu ünlü, “o” ile “u” arasında, kalın, yuvarlak, yarı geniş yarı dar bir ünlüdür.3 “o>u” ya da “u>o” değişiminin ara merhalesini oluşturur ve “o”ya daha yakın bir yerde ortaya çıkar. Bu ünlü, bölge ağızlarında düzlük-yuvarlaklık uyumuna sokulan yabancı kökenli sözcüklerde ve bazı yer adlarında ön, iç veya son seste görülmektedir.

horọz morọz “horoz moroz” M003/128, afyọn “Afyon” M005/6, balọn “balon” M009/103, istesyọna “istasyona” M010/12, fotọraf “fotoğraf” M029/10, vaġọnunda “vagonunda” M043/33, erzọrumda “Erzurum’da” M069/3, motọra “motora” M094/11, depọ “depo” M109/24, faytọn “fayton” M116/2, yọnan “Yunan” M130/29

Bu ünlü, yabancı kökenli bazı sözcüklerin ilk hecelerinde “o>u” veya “u>o” değişiminin ara merhalesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

ọtel “otel<Fr. otel” M010/40, dọa “dua<Ar. du‘ā” M011/28, dọvası “duası< Ar. du‘ā+T.sı ” M013/50, sọfraya “sofraya<Ar. sufre+T.ya” M050/55

1 Bu ünlü için A.B. Ercilasun ó işaretini (Ercilasun, 2002: 53), T. Gülensoy ọ işaretini (Gülensoy, 1988: