• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ BÖLÜM DİL BİLGİSİ İNCELEMESİ

21) Z Korkmaz o (kalın puntolu) işaretini (Korkmaz, 1994b: 33) kullanırlar.

2.2.5.3 Son çekim edatları

Bu edatlar, yalın hâlde bulunan veya çekim eklerinden birini almış sözcük ya da sözcük grubunun sonuna gelerek çekim eki gibi işletilen edatlardır. Bunlar “beri, beraber, dek, doğru, gibi, için, ile, kadar, karşı vb.” sözcüklerdir. Karaman ili ağızlarında karşılaştığımız bazı son çekim edatları şunlardır:

beraber :

“Birliktelik” anlamı veren bir edattır. Bölge ağızlarında bu edatın ses değişikliklerine uğramış şekilleri de bulunmaktadır.

anamla berāber “anamla beraber” M003/1, ẹlle bărăbăr “elle beraber” M021/61, ebemile barāber “ebem ile beraber” M037/24, oylan barabar “onunla beraber” M040/4, benlen beraber “benimle beraber” M047/3, hocaylan berāber “hocayla beraber” M104/143, onula barabar “onunla beraber” M130/7

beri :

Bu edat, ayrılma eki almış sözcüklerden sonra kullanılır ve genellikle zaman anlamı ifade eder. Karşılaştığımız birkaç örnekte ise zarf-fiil veya sıfat-fiil ekinden sonra geldiği görülmektedir.

eskiden beri M002/31, geçenden beri M021/53, öleli beri M106/7, üş seneden beri “üç seneden beri” M119/42, atmīş dört yıllarından beri “altmış dört yıllarından beri” M126/2

Ayrıca “-den beri” anlamında kullanılan “-den bu yanna” yapısını da bu bağlamda son çekim edatı olarak verebiliriz.

atmış beşten bu yanna biz avrıpa birlįndeyiz “altmış beşten bu yana Avrupa Birliği’ndeyiz” M087/6

dek :

“Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin” anlamları katan bir edattır. Bu edatın bazı örneklerde kalınlık-incelik uyumu kuralına uyarak kalınlaştığı da görülür.

nihāyetine dek “nihayetine dek” M011/79, burā daķ “buraya dek” M036/31, deresiye dekli “deresiye dek” M038/6, güze dekilin “güze dek” M038/6, ġarpız tomatis çıķana daķ “karpuz domates çıkana dek” M057/65, zabā daķ “sabaha dek” M059/13, orā daķ “oraya dek” M082/35

doğru :

Yön, istikamet bildiren bir edattır. Bölge ağızlarında karşılaştığımız örnekler şunlardır:

köye dōru “köye doğru” M009/11, baña dōru “bana doğru” M034/8, beleñe dōru “belene doğru” M036/31, iskeleye dōru “iskeleye doğru” M040/17, bura dōru “bura doğru” M052/9, hayvanıñ boynuna doğru “hayvanın boynuna doğru” M102/56, orā dōru “oraya doğru” M102/64

dolayı :

“Yüzünden, ötürü” anlamlarına gelen bir edattır. Örnekleri şunlardır:

dedelerimizden dolayā “dedelerimizden dolayı” M053/2, oldūndan dolayı “olduğundan dolayı” M053/19

gẹri :

Eski Türkçeden beri örneklerini gördüğümüz ve Batı Türkçesi metinlerinde çokça karşılaştığımız bu edat, bölge ağızlarında yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Çekim edatı olarak ayrılma hâlinden sonra gelir. Aslında bir zarf olan bu sözcük, edat olarak kullanıldığında “sonra” anlamına gelmektedir. Bölge ağızlarında “gẹri, kẹri, giri, kiri, girim, giriciğim” biçimleri de kullanılmaktadır.

ondan gẹri “ondan geri” M011/35-M124/47, ondan kẹri “ondan geri” M021/11- M024/20-M047/133, ondan gẹrį “ondan geri” M055/2, ondan kẹrį “ondan geri” M056/3-M077/4, ondan kiri “ondan geri” M071/44, o sātten kẹri “o saatten geri” M073/45, ondan giri “ondan geri” M081/20, ondan girim “ondan geri” M082/8, ondan giriciğim “ondan geri” M082/23, şimden gẹrį “şimdiden geri” M119/19

gibi :

Kullanıldığı cümleye benzetme anlamı katan bir son çekim edatıdır. Bölge ağızlarında karşılaştığımız bazı biçimler, bizde bu edatın ekleşme sürecini yaşadığı kanaatini uyandırmaktadır.

dabanca gibi “tabanca gibi” M002/51, ara göz gibi M008/56, dẹdįm gibi “dediğim gibi” M009/173, bū¶ibi “bu gibi” M013/52, eşşegġulā gibi “eşekkulağı gibi” M029/20, loķanta gibi “lokanta gibi” M052/29, toķmaķ gibi “tokmak gibi” M065/13, hollanda¶ibi “Hollanda gibi” M088/15, āstosuñ om beşi gibi “ağustosun on beşi gibi” M102/12, hamır gibi yuğurur “hamur gibi yoğurur” M112/12, pambıġ gibi “pamuk gibi” M124/17, tavı˚ķ hastalī gibi “tavuk hastalığı gibi” M130/31

göre :

“Görelik, nazaran, bakarak, hesaba katılırsa” gibi anlamlar veren bu edat, yönelme hâli eki almış sözcüklerden sonra kullanılır.

bütçesine göre M003/69, keyfine göre M021/29, ġaryolaya ġóre “karyolaya göre” M021/42, ona göre M027/57, duydūma göre “duyduğuma göre” M073/58, kendine göre M097/10, üzümüñ dadına göre “üzümün tadına göre” M109/78

hesap :

“Benzerlik, gibilik” anlamları katan bir çekim edatıdır. Yalın şekilleri olduğu gibi iyelik ekli şekilleri de vardır.

seniñ hesap “senin hesap” M047/5, batırıķ yaptırmış hesabī “batırık yapmış hesabı” M048/47, bizim hesap “bizim hesap” M055/9, onuñ hesābı “onun hesabı” M062/43

için :

İçin; “hakkında, hususunda, dolayısıyla, sebebiyle, yüzünden, maksadıyla” manalarını ifade ile sebep ve gaye bildiren bir çekim edatıdır (Hacıeminoğlu, 1992: 98). “İçin” edatı, eski biçimleriyle birlikte bölge ağızlarında yoğun olarak kullanılmaktadır.

ġurtarma için “kurtarmak için” M003/106, bunuñ uçu “bunun için” M009/38, ķış için “kış için” M014/7, hastāneye yatmaġ¶uçun “hastaneye yatmak için” M029/24, kesmedįmiz için “kesmediğimiz için” M037/52, bişirme¶üçün “pişirmek için” M072/19,

ġorumaġ i˚çün “korumak için” M085/2, arayı bulmaġ için “arayı bulmak için” M089/17, onuñ için “onun için” M102/15, allah rızası içün “Allah rızası için” M104/146, yẹme uçun “yemek için” M109/3, cevap vẹrmedįñ¶üçün “cevap vermediğin için” M123/52

ile :

Hem yazı dilinde hem de bölge ağızlarında işlek bir edat olup kullanıldığı cümleye “vasıta, birliktelik, neden” gibi anlamlar katmaktadır.

mil ile M032/33, eşşe ile “eşek ile” M038/1, ilañ ile “yılan ile” M049/41, sülālesį ile “sülalesi ile” M050/11, yengeñile “yengenle” M061/14, şenlįle “şenlikle” M074/40, hizmet ẹri ile “hizmet eri ile” M081/7, el ile M112/15, būday nişastası ile “buğday nişastası ile” M117/25, tecrübe ile M123/74, kişiyle M127/86

ķadar :

Cümlede “karşılaştırma, benzerlik, sınırlandırma, miktar” gibi ilgiler kuran bu edat, bölge ağızlarında oldukça yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Edatın “ġadar, ġadaġ, ġadā, ādar, adar, dar” gibi şekilleri metinlerimizde sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu yapılar, bize “kadar” edatının ekleşme sürecini yaşadığını düşündürmektedir.

şimdiye ġadar “şimdiye kadar” M003/27, o¶adar “o kadar” M017/17, şu adar “şu kadar” M031/32, o ķadar “o kadar” M034/33, bu ġadaġ “bu kadar” M042/48, iddā ideceg ġadar “iddia edecek kadar” M047/145, bu¶adar “bu kadar” M059/18, o zamanā¶dar “o zamana kadar” M060/85, bahara ġadar “bahara kadar” M073/39, elli gün ķadar “elli gün kadar” M095/57, gün doğana ġadar “gün doğana kadar” M112/7, yataķlayasıya ġadar “yataklayasıya kadar” M125/11

ķarşı :

“Yer, yön, mukabil olma” gibi anlamlara gelen bu edatın, bölge ağızlarındaki örnekleri şunlardır.

ġıPleye ġarşı “kıbleye karşı” M027/68, bā ġarşı “bağa karşı” M042/8, bi anlatışa ġarşı “bir anlatışa karşı” M047/5, bu doğuma ġarşī “bu doğuma karşı” M060/1, bene ġarşı “bana karşı” M065/76

öñ :

Zarf-fiil eki ile birlikte kullanılan bu edat, bir metinde karşımıza çıkmıştır. gitmeden öñ “gitmeden önce” M070/19

sonra :

Yalın hâlden ve genellikle ayrılma hâlinden sonra kullanılan bu edat, Karaman ili ağızlarında çok işlektir. Ayrıca ses değişiklikeri neticesinde edatın farklı yapıları da görülmektedir.

ondan sonra M009/29, namazdan soñrā “namazdan sonra” M022/1, şimden sōrā “şimdiden sonra” M026/26, ondan sōnā “ondan sonra” M047/21, ondan sōrā “ondan sonra” M073/4, ordan sondi “ondan sonra” M083/6, sürüldükten sonrā “sürüldükten sonra” M090/1, ondan soñrā “ondan sonra” M107/41

üzerine :

Kullanıldığı yapıya “hakkında, göre, üstüne” anlamları katan bir edattır. İşlek değildir.

küçükbaş hayvan üzerine M095/60, ölçü üzerinē “ölçü üzerine” M115/5, milim üzerinē “milim üzerine” M115/25, tahmin üzerinē “tahmin üzerine” M123/61

2.2.6 Fiiller

Fiiller, hareketleri karşılayan sözcüklerdir. Bu “hareket” sözcüğü, nesnelerin zaman ve mekân içerisindeki her türlü yapma, olma ve durum anlamlarını taşımaktadır. Kâinat biri nesne, diğeri hareket olan iki unsuru bünyesinde bulundurmaktadır. Nesneler bütün canlı ve cansız varlıkları, maddî ve manevî kavramları içerisine alırken hareketler, nesnelerin zaman ve mekân içindeki yer değiştirmeleri, oluşları, kılışları, durumları yani bütün faaliyetleridir.

Türk dili, fiiller bakımından oldukça zengin bir dildir. Bu zenginlik, çalışma sahamızda rahatlıkla görülmektedir. Yapısal özellikleri açısından basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üç grupta incelediğimiz fiiller, yöre halkının günlük hayatta en çok kullandığı sözcüklerin başında gelmektedir.