• Sonuç bulunamadı

Karaman İli ağızları ve Anadolu ağızları arasındaki yeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karaman İli ağızları ve Anadolu ağızları arasındaki yeri"

Copied!
973
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

KARAMAN İLİ AĞIZLARI

VE

ANADOLU AĞIZLARI ARASINDAKİ YERİ

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Doktora Tezi

Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

İdris Nebi UYSAL

Danışman: Prof. Dr. H. Ömer KARPUZ

Şubat, 2009 DENİZLİ

(3)

(4)

(5)

TEŞEKKÜR

Bu çalışma, annemden duyduğum bir sözcüğün bende bıraktığı etkiden beslenerek somutlaştı. Üniversite ikinci sınıfta Eski Anadolu Türkçesi adlı derste metin tahlilleri sırasında karşılaştığımız “eşirgenmek” (=eş, arkadaş edinmek) sözcüğünü, bunun anlamını ve yapısını sözlüklerden araştırarak epeyce bir uğraştan sonra bulabilmiştik. Daha sonra ailemle beraber olduğum bir günde annemin bu sözcüğü kullandığını fark ettim ve o dersi hatırladım. O gün yaşadığım heyecanı, hep hatırlarım. Buna benzer pek çok sözcüğün büyüklerimizin sözcük dağarcığında hâlâ yaşadığına birçok kişi şahit olmuştur.

Bir de küçükken sağlık problemlerim nedeniyle Konya’ya yaptığımız tren yolculuklarında kompartıman içinde kurulan kısa süreli dostluklarda sıkça işittiğim “Konuşmanız, şurayı andırıyor.” tarzındaki cümleler, bu çalışmanın yapılmasında etkisi olan bir diğer etken. Tabi ki çok değerli hocalarımın bizlere aşıladığı ana dili sevgisi ve bilinci… Hocalarımın hepsine ayrı ayrı ve sonsuz teşekkürler…

Dil; bireysel ve toplumsal yönleriyle önemini ve değerini her geçen gün daha çok hissettiren en gelişmiş sistemlerden birisidir. Değerli hocam H. Ömer Karpuz’un “Yüksek nitelikli bir yaşam, bilincine varılarak kullanılan bir dille kazanılabilir.” sözü dilin taşıdığı önemi bireysel ve toplumsal anlamda açık bir şekilde göstermektedir.

Dil bilgisi kurallarını bilmek, bir dili tanımak ve kullanmak için yeterli değildir. Ağız çalışmaları, özellikle araştırmacılar için dili en canlı şekliyle tanıma vesilesidir. Çünkü ağızlar, bir dilin canlı tanıklarıdır. Dilin geçirdiği her aşama, ağızlarda rahatlıkla görülebilir. Günümüzde yaşanan çeşitli teknolojik, toplumsal, kültürel gelişmeler, Anadolu ağızlarının, tarihî ve millî birikimlerimizin yok olup gitmesine neden olmaktadır.

Karaman ili sınırları içinde yapılan bu çalışma ile Türk diline ve kültürüne bir nebze de olsa katkıda bulunabilmeyi amaçladık. Bunun için köy köy dolaştık, bazen bir tarlada bazen bir köy kahvesinde derlemeler yaptık. Anadolu’nun bu güzel köşesinde bizlere kapısını açan, önümüze düşüp yol gösteren herkese çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların gerçekleştirilmesinde yardımlarını esirgemeyen Karaman Belediyesine, İl Kültür Müdürlüğüne, diğer mülkî ve idarî amirlere, çalışmaya proje kapsamında destek veren Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Proje birimine teşekkür ediyorum. Çalışmalarım sırasında bilgi, birikim ve düşüncelerini benimle paylaşan Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN ve Prof. Dr. İsmail ÇETİŞLİ hocalarıma, altı aylık periyotlarla tezimi yönlendiren ve bize yol gösteren tez izleme komitesindeki hocalarım Prof. Dr. Mehmet AKGÜN ve Prof. Dr. Ceyhun Vedat UYGUR’a çok teşekkür ediyorum.

Çalışmayı başından sonuna kadar titizlikle takip eden, bize Türkçenin sırlarını aşılayan, gönüllerimize Türkiye, Türkçe ve bilim sevdasını ilmik ilmik işleyen hocam Prof. Dr. H. Ömer KARPUZ’a minnet ve şükranlarımı sunar, kendilerine çok şey borçlu olduğumu belirtmek isterim.

Son olarak aileme, kızım ve eşime çok teşekkür ediyor, çalışmadaki yanlış ve eksiklerden dolayı eserle ilgilenen herkesten özür diliyorum.

(6)

ÖZET

KARAMAN İLİ AĞIZLARI VE ANADOLU AĞIZLARI ARASINDAKİ YERİ Uysal, İdris Nebi

Doktora Tezi, Türk Dili ve Edebiyatı ABD Tez Yöneticisi: Prof. Dr. H. Ömer KARPUZ

Şubat 2009,954 Sayfa

“Karaman İli Ağızları ve Anadolu Ağızları Arasındaki Yeri” adlı bu çalışmada Karaman ili sınırları içinde yer alan ilçe, belde ve köylerin ağız özellikleri incelenmiştir. Derleme yapılan bölgede bugün itibariyle 230.145 kişi yaşamaktadır.

İlk olarak derleme sahası içinde kalan yerleşim birimlerinden çeşitli malzemeler toplanmış ve çözümlenmiştir. Bunlar, Türk Dil Kurumu tarafından geliştirilen Ağız Çalışmaları Çeviri Yazı İşaretleri ile Times Turkish Transcription ve Times Efras yazı tiplerinde bilgisayara aktarılmıştır. Bu veriler, daha sonra ses bilgisi ve şekil bilgisi açısından incelenerek ayrı ayrı değerlendirilmiştir.

Tez; Giriş, Birinci Bölüm, İkinci Bölüm, Üçüncü Bölüm, Sonuç, Metinler ve Dilbilgisel Dizin bölümlerinden oluşmaktadır.

Giriş bölümünde araştırmanın kapsamı, amacı ve metodu verilmiştir. I. Bölümde yöre hakkında bilgiler (nüfus, eğitim, kültür, tarih vb.) sunulmuştur. II. Bölüm, ses bilgisi ve şekil bilgisi başlıkları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu bölümde ünlüler, ünsüzler, ses olayları ve sözcük türleri üzerinde durulmuştur. III. Bölüm, Karaman ili ağızlarının Anadolu ağızları arasındaki yeri hakkındadır. Bu bölümde diğer ağızlar ile karşılaştırmalar yapılarak yöre ağzının Anadolu ağızları arasındaki yeri hakkında tespitler yapılmıştır. Sonuç bölümünde ise Karaman ili ağızlarının ses ve şekil özellikleri maddeler halinde verilmiştir. Metinler kısmı ise 131 metinden oluşmaktadır.

Dizin kısmında yaklaşık 75.000 sözcük yer almaktadır. Bu sözcük ya da sözcük grupları, dilbilgisel dizin biçiminde verilmiştir. Burada sözcüklerin ait olduğu diller ve yer aldıkları türler de gösterilmiştir. Ayrıca metin dışı derlenen sözcükler ile bugün Türkçe Sözlük’te yer almayan ama yörede kullanılan kimi sözcükler, tezin son bölümüne eklenmiştir.

Anahtar sözcükler:

Karaman, ağız çalışması, ses bilgisi, şekil bilgisi, dilbilgisel dizin, Türk Dili ve Edebiyatı

(7)

ABSTRACT

DIALECTS OF KARAMAN AND ITS SITUATION AMONG DIALECTS OF ANATOLIA

Uysal, İdris Nebi

Doctorate Thesis in Turkish Language and literature Supervisor: Prof. Dr. H. Ömer KARPUZ

February 2009, 954 pages

In this study, titled as “Dialects Of Karaman and Its Situation Among Dialects Of Anatolia”, dialect properties of county, town, municipality, village which are located in Karaman have been examined. Nowadays 230.145 people are living in this region. Firstly different materials have been collected from places which take part in our study area and decoded. These decoded texts have been rewritten by means of Dialect Study Translation Signs which were developed by Turkish Language Institution and Times Turkish Transcriptions and Times Efras writting types have been used. Afterwards these datas have been evaluated separetely according to phonology and morphology.

This dissertation includes Introduction, First Part, Second Part, Third Part, Conclusion, Texts, Grammatical Index parts. In introduction part; aim, scobe and method of study have been given. In the First Part some informations have been presented (population, education, culture, history etc.) about the region. The Second Part have been seperated two titles: phonology and morphology. In these parts vowels, consonants and sound relations have been examined. The third part is about situation of Karaman dialects among dialcts of Anatolia. In this chapter dialects of Karaman have been compared with other dialects of Anatolia and there have been decisions about the position of the region of Karaman among the dialects of Anatolia. In conclusion title, phonological and morphological characteristics of Karaman dialects have been given one by one. The text part includes 131 texts.

In the index part approximatelly 75.000 words take part. These words and word groups have been given in condition of grammatical form. Here languages and kind of words which belong to have been shown. In addition some words which are collected out of text and don’t exist in the Turkish Dictionary but used in the region have been added at end of the thesis.

Keywords:

Karaman, study of dialect, phonetics, morphology, grammatical index, Turkish Language and Literature

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ………..iii

ABSTRACT .………...iv

İÇİNDEKİLER ……….v

TABLOLAR DİZİNİ ………...x

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ ………..xi

ÇEVİRİ YAZI ALFABESİ ..………...xiii

GİRİŞ ………...1

1. Bölge Ağızları Üzerine Yapılan Çalışmalar ……….3

2. Materyal (Metinler) ………..6

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAMAN İLİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.1 BÖLGENİN FİZİKÎ ÖZELLİKLERİ ..……….8

1.1.1 Konumu ……….8

1.1.2 Yüzey Şekilleri ………...9

1.1.3 İklim ve Bitki Örtüsü ………...10

1.2 BÖLGENİN SOSYO-KÜLTÜREL YAPISI ……….11

1.2.1 Ekonomik Durum .….………..11

1.2.2 Nüfus ...………….…….………...12

1.2.3 Eğitim-Öğretim Durumu …….………....13

1.2.4 Kültür ve Sanat ………....14

1.2.4.1 Karaman’ın Türk kültür tarihi bakımından önemi ...………14

1.2.4.2 Günümüz Karaman’ında kültür ve sanat yaşamı ……….17

1.3 BÖLGENİN TARİHİ VE ETNİK YAPISI ………...18

1.3.1 Bölgenin Tarihi ………...18

1.3.2 Bölgenin Etnik Yapısı ..………….………..21

1.3.2.1 Karamanoğullarının kökeni ..……….……….……….….21

1.3.2.2 Karaman’daki etnik yapı .………...25

İKİNCİ BÖLÜM

DİL BİLGİSİ İNCELEMESİ

2.1 SES BİLGİSİ ………..29

2.1.1 Ünlüler ………29

2.1.1.1 Yazı dilinde bulunmayan ünlüler ………...30

2.1.1.2 Uzun ünlüler ………..………...38

2.1.1.2.1 Hece kaynaşması ile oluşan uzun ünlüler ………...39

2.1.1.2.2 Ünsüz düşmesi ile oluşan uzun ünlüler ...………...41

2.1.1.2.3 Çift ünlülerin kaynaşması ile oluşan uzun ünlüler ……….42

2.1.1.2.4 Tonlama ve vurgudan oluşan uzun ünlüler ……….43

2.1.1.2.5 Yabancı sözcüklerde bulunan uzun ünlüler ………43

(9)

2.1.1.2.7 Aslî uzunluklar ………...44

2.1.1.3 Kısa ünlüler ………..45

2.1.1.4 Damaksıl ünlüler ………..47

2.1.1.5 İkiz ünlüler ………...47

2.1.1.5.1 Eşit ikiz ünlüler ………...47

2.1.1.5.2 Yükselen ikiz ünlüler ………..48

2.1.1.5.3 Alçalan ikiz ünlüler ………48

2.1.1.6 Ünlü uyumları ………..48

2.1.1.6.1 Kalınlık-incelik uyumu …………...………....49

2.1.1.6.1.1 Ek fiilin zaman eki almış şekillerinde kalınlık-incelik uyumu ….49 2.1.1.6.1.2 -ken zarf-fiil ekinde kalınlık-incelik uyumu.………..…...49

2.1.1.6.1.3 -ki aitlik ekinde kalınlık-incelik uyumu ………...50

2.1.1.6.1.4 ki bağlacında kalınlık-incelik uyumu ………...50

2.1.1.6.1.5 ile edatında kalınlık-incelik uyumu ………...50

2.1.1.6.1.6 -leyin ekinde kalınlık-incelik uyumu ………51

2.1.1.6.1.7 Şimdiki zaman ekinde kalınlık-incelik uyumu ……….51

2.1.1.6.1.8 Sonradan kalınlık-incelik uyumu bozulan bazı sözcüklerde görülen kalınlık-incelik uyumu ………...……….51

2.1.1.6.1.9 Birleşik sözcüklerde kalınlık-incelik uyumu ………51

2.1.1.6.1.10 Yabancı sözcüklerde kalınlık-incelik uyumu ………...52

2.1.1.6.1.10.1 İlerleyici ünlü benzeşmesi ………52

2.1.1.6.1.10.2 Gerileyici ünlü benzeşmesi ………...52

2.1.1.6.1.10.3 Hem ilerleyici hem gerileyici ünlü benzeşmesi ………53

2.1.1.6.1.11 Kalınlık-incelik uyumunun bozulması (aykırılaşma) …..………53

2.1.1.6.1.11.1 İyelik eklerinde aykırılaşma ………...53

2.1.1.6.1.11.2 Şimdiki zaman ekinde aykırılaşma ………...54

2.1.1.6.1.11.3 -gil ekinde aykırılaşma ………...54

2.1.1.6.1.11.4 -y ünsüzünün etkisi ile aykırılaşma ………..54

2.1.1.6.1.11.5 Sözcük köklerinde görülen aykırılaşma ………54

2.1.1.7 Düzlük-yuvarlaklık uyumu ………...55

2.1.1.8 Uyum değişmesi ………..56

2.1.1.9 Ünlü değişmeleri ……….57

2.1.1.9.1 Kalın ünlülerin incelmesi ………...57

2.1.1.9.2 İnce ünlülerin kalınlaşması ………58

2.1.1.9.3 Geniş ünlülerin daralması ………...60

2.1.1.9.4 Dar ünlülerin genişlemesi ………...63

2.1.1.9.5 Düz ünlülerin yuvarlaklaşması ………...65

2.1.1.9.6 Yuvarlak ünlülerin düzleşmesi ………...66

2.1.1.10 Ünlü düşmesi ………...68 2.1.1.11 Ünlü türemesi ………..69 2.1.1.11.1 Ön türeme ………..70 2.1.1.11.2 İç türeme ………....70 2.1.1.11.3 Son türeme ……….71 2.1.1.12 Vurgu ………...72 2.1.2 Ünsüzler ………...73

2.1.2.1 Yazı dilinde bulunmayan ünsüzler ………..73

2.1.2.2 Kullanıldıkları yerlere göre ünsüzler ………...80

2.1.2.2.1 Ön ses ünsüzleri ………80

2.1.2.2.2 İç ses ünsüzleri ………...85

(10)

2.1.2.3 Ünlü-ünsüz uyumu ..……….86 2.1.2.4 Ünlü-ünsüz uyumunun bozulması ………86 2.1.2.5 Ünsüz değişmeleri ……...……….86 2.1.2.5.1 Titreşimlileşme ………...87 2.1.2.5.2 Titreşimsizleşme ………..91 2.1.2.5.3 Süreklileşme ………...93 2.1.2.5.4 Süreksizleşme ………..95

2.1.2.5.5 Titreşimli ünsüzler arasındaki değişmeler ………...96

2.1.2.5.6 Titreşimli-sürekli ünsüzler arasındaki değişmeler ………...96

2.1.2.5.7 Titreşimli-süreksiz ünsüzler arasındaki değişmeler ………99

2.1.2.5.8 Titreşimsiz ünsüzler arasındaki değişmeler ……….99

2.1.2.5.9 Sürekli ünsüzler arasındaki değişmeler …….………....101

2.1.2.5.10 Süreksiz ünsüzler arasındaki değişmeler ………...102

2.1.2.5.11 Sürekli-titreşimsiz ünsüzler arasındaki değişmeler ………...103

2.1.2.6 Ünsüz benzeşmesi ………...103 2.1.2.6.1 İlerleyici benzeşme ……….103 2.1.2.6.2 Gerileyici benzeşme ………...105 2.1.2.7 Benzeşmezlik ………..107 2.1.2.8 Ünsüz düşmesi ………...108 2.1.2.8.1 Ön seste ünsüz düşmesi ……….108 2.1.2.8.2 İç seste ünsüz düşmesi ………...109

2.1.2.8.3 Son seste ünsüz düşmesi ………111

2.1.2.8.4 Vurguya dayalı ünsüz düşmesi ………...113

2.1.2.9 Ünsüz türemesi ………...113

2.1.2.9.1 Ön seste ünsüz türemesi ………113

2.1.2.9.2 İç seste ünsüz türemesi ………...114

2.1.2.9.3 Son seste ünsüz türemesi ………...116

2.1.2.10 Ünsüz ikizleşmesi ………...117

2.1.2.11 İkiz ünsüzlerin tekleşmesi ………..118

2.1.2.12 Hece tekleşmesi ………..119 2.1.2.13 Hece kaynaşması ………...120 2.1.2.14 Hece yutulması ………...120 2.1.2.15 Hece türemesi ……….121 2.1.2.16 Göçüşme ……….121 2.1.2.16.1 Yakın göçüşme ………..…...121 2.1.2.16.2 Uzak göçüşme ………...122 2.1.2.17 Ünsüz uyumu ………..123 2.1.2.18 Yarı ünlüleşme ………...123 2.2 ŞEKİL BİLGİSİ ………124 2.2.1 İsimler ………..124

2.2.1.1 İsim yapım ekleri ………124

2.2.1.1.1 İsimden isim yapan ekler ………..124

2.2.1.1.2 Fiilden isim yapan ekler ………...129

2.2.1.2 Çokluk eki………134 2.2.1.3 Hâl ekleri ………...134 2.2.1.3.1 İlgi hâli ………..135 2.2.1.3.2 Yükleme hâli ……….136 2.2.1.3.3 Yönelme hâli ……….138 2.2.1.3.4 Bulunma hâli .……….139

(11)

2.2.1.3.5 Ayrılma hâli ………...140 2.2.1.3.6 Vasıta hâli ……….…….141 2.2.1.3.7 Eşitlik hâli ……….…….142 2.2.1.3.8 Yön hâli ………..…...143 2.2.1.3.9 Sebep hâli ………..144 2.2.1.4 Aitlik eki ……….144 2.2.1.5 Soru eki ………...144 2.2.1.6 İyelik ekleri ……….145 2.2.2 Zamirler ………....147 2.2.2.1 Şahıs zamirleri ………148 2.2.2.2 İşaret zamirleri ………151 2.2.2.3 Dönüşlülük zamirleri ………...153 2.2.2.4 Soru zamirleri ……….153 2.2.2.5 Belirsizlik zamirleri ………....154 2.2.3 Sıfatlar ……….154 2.2.3.1 Niteleme sıfatları ………....154 2.2.3.2 Belirtme sıfatları ……….155 2.2.3.2.1 İşaret sıfatları ……….155 2.2.3.2.2 Sayı sıfatları ………...155 2.2.3.2.3 Soru sıfatları ………..156 2.2.3.2.4 Belirsizlik sıfatları ……….156 2.2.3.3 Sıfatlarda pekiştirme ………...156 2.2.3.4 Sıfatlarda küçültme ……….157 2.2.4 Zarflar ………..157 2.2.4.1 Niteleme zarfları ……….157 2.2.4.2 Zaman zarfları ……….158 2.2.4.3 Azlık-çokluk zarfları ………...158 2.2.4.4 Yer-yön zarfları ………...158 2.2.4.5 Soru zarfları ………....159 2.2.4.6 Tekrar zarfları ……….159 2.2.5 Edatlar ………..159 2.2.5.1 Ünlem edatları ………160 2.2.5.1.1 Ünlemler ………...160 2.2.5.1.2 Seslenme edatları ………160 2.2.5.1.3 Cevap edatları ………...161 2.2.5.1.4 Gösterme edatları ………161 2.2.5.2 Bağlama edatları ……….161 2.2.5.2.1 Sıralama edatları ………...161 2.2.5.2.2 Denkleştirme edatları ………..162 2.2.5.2.3 Karşılaştırma edatları ………..163

2.2.5.2.4 Cümle başı edatları ………...163

2.2.5.2.5 Kuvvetlendirme edatları ………...164

2.2.5.3 Son çekim edatları ………...165

2.2.6 Fiiller ………169

2.2.6.1 Fiil yapan ekler ………...170

2.2.6.1.1 Fiilden fiil yapan ekler ………170

2.2.6.1.2 İsimden fiil yapan ekler ………..172

2.2.6.2 Şahıs ekleri ……….173

2.2.6.3 Şekil ve zaman ekleri ………..178

(12)

2.2.6.3.2 Dilek (tasarlama) kipleri ………...186

2.2.6.4 Fiillerin birleşik zaman çekimleri ………...189

2.2.6.4.1 Hikâye birleşik zaman ………189

2.2.6.4.2 Rivayet birleşik zaman………190

2.2.6.4.3 Şart birleşik zaman ……….190

2.2.6.4.4 Katmerli birleşik çekim ………...191

2.2.6.5 Fiillerde yapı ………...191

2.2.6.5.1 Basit fiiller ………...191

2.2.6.5.2 Türemiş fiiller ……….191

2.2.6.5.3 Birleşik fiiller ………...192

2.2.6.5.3.1 Yardımcı fiillerle kurulan birleşik fiiller ………..192

2.2.6.5.3.2 Tasvirî fiiller ……….192

2.2.6.5.3.3 Kalıplaşmış birleşik fiiller (deyimler) ………..194

2.2.6.6 Ek fiil ..………195

2.2.6.6.1 Ek fiilin isimleri fiilleştirme işlevi ………...195

2.2.6.6.2 Ek fiilin birleşik zaman çekimi yapma işlevi ……….197

2.2.6.7 Sıfat-fiiller ………..197

2.2.6.8 Zarf-fiiller ………...199

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KARAMAN İLİ AĞIZLARI ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER

3.1 KARAMAN İLİ AĞIZLARININ ETNİK YAPIYA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ ………...205

3.1.1 Karaman İli Ağızlarının Oğuz-Türkmen Dil Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi………...206

3.1.2 Karaman İli Ağızlarının Kınık Boyu Dil Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi ………207

3.1.3 Karaman İli Ağızlarının Avşar Boyu Dil Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi ……….208

3.1.4 Karaman İli Ağızlarının Salur Boyu Dil Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi ……….210

3.1.5 Karaman İli Ağızlarının Tarihî Kıpçak Lehçesi Dil Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi ……….211

3.2 KARAMAN İLİ AĞIZLARININ ANADOLU AĞIZLARI ARASINDAKİ YERİ ………...214 SONUÇ ………...229 KAYNAKLAR ………...236 METİNLER ………..249 HARİTALAR ………...533 EKLER ……….535 EK-1. DİLBİLGİSEL DİZİN ….………..536

EK-2. METİN DIŞI DERLENEN SÖZCÜK VE SÖZCÜK ÖBEKLERİ .…………..938

(13)

TABLOLAR DİZİNİ

Ünlüler ……….………...29

Ünsüzler ………..73

Şahıs zamirleri ………..150

İşaret zamirleri ………..152

Birinci tip şahıs ekleri (zamir kökenli) ……….174

(14)

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ

Alm. : Almanca Ar. : Arapça bağ. : bağlaç bk. : bakınız Bul. : Bulgarca Çin. : Çince dey. : deyim e. : edat Erm. : Ermenice Far. : Farsça Fr. : Fransızca İng. : İngilizce is. : isim İsp. : İspanyolca İt. : İtalyanca

iye. : iyelik eki

krş. : karşılaştırma

Lat. : Latince

Mac. : Macarca

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı Moğ. : Moğolca öz. : özel Rum. : Rumca s. : sayfa sf. : sıfat Sırp. : Sırpça T. : Türkçe

TDAY : Türk Dili Araştırmaları Yıllığı TDES : Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü TDK : Türk Dil Kurumu

ünl. : ünlem

vb. : ve benzeri

Yun. : Yunanca

yük. : yükleme hali eki

zf. : zarf

zm. : zamir

< : Sözcüğün ilk şeklini gösterir.

> : Kelimenin/sesin daha sonraki gelişme ve değişme yönünü gösterir. + : 1. Sözcük kök veya gövdesinin isim olduğunu gösterir.

2. Birleşik sözcüklerde sözcükler arasına konmuştur. - : Sözcük kök veya gövdesinin fiil olduğunu gösterir.

‘ : Ayın (n) sesini gösterir.

’ : Hemze (≠) sesini gösterir.

’ : Vurgu ile karşılanan ünsüzleri gösterir.

' : Vurgu işareti

¶ : Ulama işareti

(15)

ÇEVİRİ YAZI ALFABESİ Ünlüler

a

á : a-e arası ünlü

ā´ : a-e arası olup uzun söylenen ünlü

ạ : a-ı arası ünlü ã : damaksıl a ünlüsü ā : uzun a ünlüsü ǎ : kısa a ünlüsü e ẹ : e-i arası ünlü ē : uzun e ünlüsü ě : kısa e ünlüsü ı í : ı-i arası ünlü ı˚ : ı-u arası ünlü ī : uzun ı ünlüsü ĭ : kısa ı ünlüsü i

i˚ : i-ü arası ünlü

į : uzun i ünlüsü ĩ : kısa i ünlüsü o ó : o-ö arası ünlü ọ : o-u arası ünlü ō : uzun o ünlüsü ŏ : kısa o ünlüsü ö ộ : ö-ü arası ünlü – : uzun ö ünlüsü u ú : u-ü arası ünlü ū : uzun u ünlüsü

(16)

ŭ : kısa u ünlüsü ü ǖ : uzun ü ünlüsü ǚ : kısa ü ünlüsü Ünsüzler b c L LL L : c-ç arası ünsüz ç Ç : ç-ş arası ünsüz d f F : f-v arası ünsüz g ġ : artdamak g’si ğ h ĥ : hırıltılı h j J : j-ş arası ünsüz k

ķ : art damak k’si

l m n

ñ : damak n’si

ÿ : düşmek üzere olan n

p

P : b-p arası ünsüz

r

» : düşmek üzere olan r

(17)

s

S : s-z arası ünsüz

ş t

T : patlayıcılığını kaybettiği için d’ye yakın duyulan t v

y z

(18)

GİRİŞ

“Karaman İli Ağızları ve Anadolu Ağızları Arasındaki Yeri” başlıklı çalışmamız, Karaman il sınırları içerisinde yer alan merkez ilçe, ilçe, kasaba ve köylerinde konuşulan Türkçenin incelenmesinden oluşmaktadır.

“Ağız” sözcüğü, bir dilbilim terimi olup kaynaklarda şu şekilde tanımlanmaktadır: Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili (TDK, 2005: 34). Bir dilin veya lehçesinin sınırları içinde belli bölge veya topluluklara özgü sözlü anlatım yollarının bütünü (Gemalmaz, 1999: 1). Aynı lehçe içinde daha küçük yerleşim bölgelerine özgü olan ve daha küçük ayrımlara dayanan konuşma biçimi (Aksan, 2000: 142).

Doğal, canlı ve yalın bir dil olan ağız, dilin geçirdiği aşamaları gösteren önemli bir araçtır. Bir dilin geçmişi, en güzel şekliyle ağızlarda yaşar. Bir dili tanımanın en doğru yolu, o dile yönelik ağız araştırmaları yapmaktır. Bu tür araştırmalar, dili tanımanın ve öğrenmenin yanında dil atlaslarının hazırlanmasında da çok büyük yarar sağlar. Bir coğrafya bilgini için fizikî, coğrafî haritalar ne kadar önemliyse bir dilbilimci için dil haritaları o kadar önemlidir.

Dilin en temiz ve doğal örneklerinin görüldüğü ağızlar, günümüzde ulaşım ve haberleşme imkânlarının hızla çoğalması, yaygınlaşması ve ölçünlü (standart) dilin yayılması sonucunda kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu bakımdan ağız araştırmalarının bir an önce tamamlanması, ağızlarda yaşayan dilsel ve kültürel mirasın yok olmadan ortaya çıkarılması bir zorunluluk hâline gelmiştir. Ağız araştırmalarının bugün ülkemizde ulaştığı nokta, üzerinde çalışılması gereken yörelerin varlığını açıkça göstermektedir. Bu yörelerden biri de çalışma sahası olarak seçtiğimiz Karaman ilidir.

İç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde yer alan, Akdeniz Bölgesi’nde de toprakları bulunan, Türkiye tarihinde siyasî ve kültürel olayların ve gelişmelerin merkezinde yer alan Karaman, bugün 230.145 kişinin yaşadığı bir yer olup Türkiye Cumhuriyeti’nin 70. ilidir.

(19)

Çalışma sahamız içerisinde kalan bölgede Merkez ilçe, Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kâzımkarabekir ve Sarıveliler olmak üzere 6 ilçe; Akçaşehir, Göktepe, Güneyyurt, Kazancı, Kılbasan, Kisecik, Sudurağı, Taşkale, Yeşildere, Yollarbaşı olmak üzere 10 belediyelik ve bu belediyelere bağlı 158 köy vardır (Anonim, 2007a).

Karaman ili ağızları üzerine yaptığımız çalışma, üç aşamada ilerlemiştir: İlk aşamada yöre ile ilgili yazılı kaynaklar toplanarak haritalar temin edilmiş, daha önce yapılan çalışmalar incelenmiş ve bölgedeki yönetim organlarıyla görüşülerek ön bilgi birikimi sağlanmıştır.

İkinci aşamada ise derleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Derleme çalışmaları sırasında kullanılan temel yöntem, ses kayıt cihazları yardımıyla veriler toplama şeklinde olmuştur. Bu veriler; bulunduğu yerden askerlik, seferberlik gibi zorunlu hizmetler dışında uzun süre ayrılmayan, öncelikle okuryazar olmayan veya okula gitmeyip okuma yazmayı sonradan öğrenmiş ya da okuma yazma bilse bile yörenin ağız özelliklerini yitirmemiş kişilerin konuşmaları banda alınmak suretiyle elde edilmiştir. Gizli kayıt, yöre ağzıyla konuşma, yerlilerin yardımına başvurma gibi çeşitli yöntemler kullanılarak yörenin gelenek ve görenekleri, geçim kaynakları, kişilere ait hatıralar, nişan, kına gecesi ve düğün merasimleri, cenaze törenleri, askere gönderme, yöresel yemekler ve kıyafetler, meslekler, günlük hayat vb. konuların yer aldığı dillik malzemeler derlenmiştir. Derlenen bu veriler, daha sonra çözümlenerek yazıya geçirilmiştir. Metinler yazıya geçirilirken Türk Dil Kurumu tarafından geliştirilen Ağız Çalışmaları Çeviri Yazı İşaretleri ile Times Turkish Transcription ve Times Efras yazı tipleri kullanılmıştır.

Çalışmanın son aşamasında metinlerde geçen yaklaşık 75.000 sözcük ve sözcük grubu, yapısal incelemeleri yapılarak hem sözlük hem de dilbilgisel dizinleri oluşturulmuştur. Daha sonra metinlerden ve dizinlerden yöre ağzının ses bilgisi, şekil bilgisi, sözcük varlığı bakımlarından dilbilimsel özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bunlar yapılırken metin dışı derlenen sözcüklerden de yararlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca yöre ağzı, diğer Anadolu ağızlarıyla karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıklar belirlenmiştir.

(20)

1. Bölge Ağzı Üzerine Yapılan Çalışmalar

Bilindiği gibi Anadolu ağızları üzerinde yapılan çalışmalar, bizde oldukça yenidir ve hâlâ yeterli düzeye ulaşmamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında bazı batılı bilim adamlarının (Maksimov, I. Kunos, M. Rasanen, J. Deny, T. Kowalski…) bölgesel çalışmaları ile başlayan ağız araştırmaları, ülkemizde, Ahmet Caferoğlu’nun büyük gayretleri ile sürdürülmüş; Zeynep Korkmaz, Efrasiyap Gemalmaz, Selahattin Olcay, Tuncer Gülensoy, Ahmet Bican Ercilasun gibi değerli bilim adamlarının çalışmaları ile bugünlere ulaşmıştır.

İlk örneklerini 1867 yılında gördüğümüz ağız araştırmaları, Hüdavendigâr ve Karamanlı ağızları üzerine olup Opıt Izsledovanija Tjurskich Dialektov Chudavendgare i Karamanii başlığını taşımaktadır (Korkmaz, 1995d: 199).1 Dikkat edilirse yapılan bu ilk çalışma, “Karamanlı” ismini taşımakta ve konumuzla yakınlık göstermektedir. Bu bakımdan “Karamanlı” ve “Karamanlıca” terimleri üzerinde kısaca durmakta fayda görüyoruz.

Konu hakkında önemli çalışmaları bulunan yabancı Türkolog Janos Eckmann, Anadolu’nun Türkçe konuşan Ortodoks Hristiyanlarına Karamanlı adının verildiğini ve Karamanlı denen bu zümrenin Türk-Yunan nüfus değişimine kadar Kayseri, Niğde, Nevşehir, Konya bölgelerinde, Karadeniz’in sahil kesimlerinde ve İstanbul’un değişik yerlerinde yaşadıklarını söyler (Eckmann, 1950a: 165-170). Adı geçen topluluk, araştırmacılara göre ya Türkleşmiş Rumlardır veya Hristiyan Türklerdir. Günlük hayatta Türkçe konuşup yazı dilinde Yunan harflerini kullanmak, bu insanların milliyetini tespit etme konusunda zorluk çıkarsa da ikinci ihtimal, bilim dünyasında daha çok kabul görmüştür.

“Karamanlıca” terimi ise, Orta Anadolu başta olmak üzere Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşayan Ortodoks-Hristiyanların ağzı için kullanılmıştır. Daha basit bir tanımla söylemek gerekirse Grek harfleri kullanılarak Türk dilinde yazılmış eserlere “Karamanlıca” adı verilmektedir (Eckmann, 1988: 89-94, Güngör, 1984: 95). Bu türden eserlere özellikle Niğde, Nevşehir, Kayseri ve Konya çevresinde rastlandığını konuyla

1 Söz konusu çalışma A. Maksimov’a aittir ve 1867 yılında kaleme alınmıştır. A. Maksimov, Opıt

ızsledovanija tjurskich dialektov Chudavendgare i Karamanii, St. Petersburg, 1867. Ayrıca bilgi için bk. Korkmaz, Z. (1995). Anadolu Ağızları Üzerindeki Araştırmaların Bugünkü Durumu ve Karşılaştığı Sorunlar, Türk Dili Üzerine Araştırmalar, Cilt 2, TDK Yayınları, Ankara, s. 199-221.

(21)

ilgili çalışmalardan öğrenmekteyiz. Özellikle Janos Eckmann, bu konuyla yakından ilgilenerek çeşitli bildiriler sunmuş, bilim dünyasını konu hakkında aydınlatmaya çalışmıştır.1 Sonraki dönemlerde yöreyle ilgili ağız bilimi çalışmaları yapılsa da bunlar yol gösterici olmakla birlikte tam anlamıyla yeterli olmamıştır.

Yakın tarihlerde yöre ağızları ile ilgili iki yüksek lisans tezi yapılmıştır. Bunlardan ilki Karaman ve Yöresi Ağızları2 başlığını taşıyan çalışmadır. Çalışmada 19 yerleşim yerinden elde edilen 27 metin ve bu metinler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler yer almaktadır. Bu çalışma, bir il adına yapılsa da oldukça sınırlı bir alanda ve çok az yerleşim biriminden derlemeler yapılarak gerçekleştirilmiştir. Zaten araştırmacı, tezin önsözünde bu çalışmanın yeterli olmadığını, alanla ilgili daha geniş ve kapsamlı çalışmaların yapılmasının bir ihtiyaç olduğunu açıkça belirtmiştir.

Yöreyle ilgili ikinci çalışma Karaman İli Sarıveliler ve Başyayla İlçeleri Ağzı3 başlığını taşımaktadır. Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Karaman ilinin iki ilçesinin ağızları incelenmiştir. Araştırmacı, iki ilçenin 16 biriminden derleme yaparak 21 metin derlemiş ve bunlar üzerinden inceleme ve değerlendirme yapmıştır. Yörede 6 ilçe, 13 kasaba ve 158 köyün bulunduğu düşünülürse bu çalışmanın kaynak bakımından sınırlı kalacağı açıktır.

Karaman büyük çoğunluğu dağlık olan bir ilimizdir. Dolayısıyla dağlık alanlar üzerinde kurulu olan yerleşim yerlerine de gidip malzeme toplamak, yöre ağzı hakkında daha aydınlatıcı bilgiler verecektir. Karaman ve Yöresi Ağızları adlı yüksek lisans tezinde kaynak kişilerle yapılan görüşmeler, Karaman’ın ova üzerine kurulu yerleşim yerlerinde gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla dağlık bölgeler, ihmal edilmiş ve çalışma kapsamına alınmamıştır.

Eserlerdeki metinler genel anlamda sağlam olmakla birlikte çalışmalar, sınırlı alanlarda gerçekleştirildiğinden bir ilin, bölgenin ağız özelliklerinin tespit edilmesi konusunda bizlere tam anlamıyla fikir ver(e)memektedir.

1 Söz konusu makaleler şunlardır. Eckmann, J. (1951). Karamanlıca -işinli gerundium hakkında, TDB Seri

III/14-15, s. 45-52 ve Eckmann, J. (1953). Karamanlı Türkçesinde -maca ekli fiil şekli, TDAY Belleten, s.313-320.

2 Koraş, H. (1992). Karaman ve Yöresi Ağızları, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Erciyes Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri.

3 Türedi, K. (2002). Karaman İli Sarıveliler ve Başyayla İlçeleri Ağzı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi),

(22)

Karaman yöresi, göç olaylarının sık yaşandığı bir yöredir. Son yıllarda başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine yoğun göçler olmuştur (Uysal, 1995: 30-31). Aynı zamanda Osmanlı devletinin son dönemlerinde göçmenlerin gelip yerleştiği bir yerdir (İpek, 1999: 203-204).1 Bu, nüfus yapısını oldukça etkileyen bir durumdur. Biz, her iki türlü göç hareketinin yaşandığı yerlere de giderek derlemeler yaptık. Bölgenin ağız özelliklerinin belirlenmesinde yaşanan sosyo-ekonomik ve kültürel gelişimin göz önünde bulundurulması gerekir.

Ses bilgisi bakımından karşılaşılan farklılıklar ve değişik söyleyiş özellikleri, bu çalışmaya devam etme konusunda bizi yüreklendirmiştir. Çünkü daha geniş bir coğrafyada yapılacak olan çalışmalar, bölgedeki farklı sesleri, ses değişikliklerini ve sesbilimsel değişkenlikleri saptamaya yardımcı olacaktır. Gerek il düzeyinde hazırlanan birinci çalışmaya göre gerekse ilçeler üzerine yapılan ikinci çalışmaya göre daha çok sayıda farklı sesle karşılaştık.

Şekil bilgisi bakımından yörede görülen farklı yapılar ve kullanımlar, yukarıda adı geçen tezde karşılaşmadığımız bazı özellikler, bizi çalışmaya girişme konusunda cesaretlendirmiştir. Karaman İli Sarıveliler ve Başyayla İlçeleri Ağzı başlıklı tezde şekil bilgisi üzerinde hiç durulmamıştır. İnceleme, sadece ses bilgisi üzerine kurulmuştur.

Sözcük türleri açısından yakaladığımız farklı ve çeşitli örnekler, “Karaman” bölgesindeki ağız çalışmalarının daha kapsamlı, daha derin ve geniş olmasını gerektirmektedir. Ayrıca isim ve fiil çekim ekleri noktasından bölge ağzıyla ilgili daha etraflı bir çalışmanın yapılması gereksinimi kendisini göstermektedir.

Karaman ve civarı, Anadolu’daki eski ve önemli yerleşim yerlerindendir. Dolayısıyla bölge, leksikolojik açıdan da büyük önem taşımaktadır. Bölge insanının kullandığı çok sayıda farklı sözcük, sözcük grubu, deyim ve atasözü tespit edilmeli, önceki çalışmalar daha ileriye götürülmelidir.

Bu farklılıklar, bizde yöreyle ilgili daha kapsamlı, daha ayrıntılı bir çalışma yapılması gerektiği düşüncesini uyandırmıştır. Çünkü Türkçe dünyanın en güzel, en zengin, en büyük, en köklü dillerinden birisidir. Asırlarca üç kıtada konuşulmuş, milyonlarca kişi tarafından yazılıp okunmuştur. Tarihî seyri içerisinde birçok farklı

1 Ayrıca bu konuda kaynak kişilerimiz arasında yer alan Eşe Uğurlu ve Cahit Özkan’dan da bilgiler aldık.

(23)

coğrafyada kullanılmış; lehçelere, şivelere ve ağızlara ayrılmıştır. Bir dil için yazı dili önemli olduğu kadar ağızlardaki durum da önemlidir. Dilin geçirdiği evrim, ağızlardan rahatlıkla anlaşılabilir. Bugün edebî dilin korunmasına ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülürken ağızlar, her dilde, dilin bağlı olduğu değişimleri geçirerek yaşamaya devam etmektedirler. Bunun yanında ait oldukları dilin geçmişlerine tanıklık etmekte, pek çok dil araştırmacısına yol göstermektedirler.

Efrasiyap Gemalmaz, ağızların dilin, dil akrabalıklarının canlı tanıkları olduğunu söyler (Gemalmaz, 1999: 6). Tarihe, dile, Türk dilinin gelişimine, Anadolu’nun Türk kimliği kazandığı günlerden itibaren önemli olaylara ve gelişmelere tanıklık eden bölgelerden biri de Karaman ilimizdir. Farsçanın çok etkili olarak kullanıldığı yıllarda bir ferman çıkarıp “Hiç kimse bugünden sonra Divan’da ve Dergâh’ta, Bargâh’ta (saray) ve mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanmasın.” diyerek Türkçeyi resmî dil ilan ettiği belirtilen Karamanoğlu Mehmet Bey’in diyarı Karaman’dır.

2. Materyal (Metinler)

İncelemede kullandığımız metinler, ses kayıt cihazları yardımıyla kayıt altına alınan verilerdir. Bu kasetler, derleme sahası olarak belirlenen yerlerde belli bir program dâhilinde doldurulmuştur. Hepsi, tarafımızdan gerçekleştirilmiş çalışmalardır. 140 civarında metin derlenmiş olup bunlardan 131 tanesi incelemeye esas alınmıştır. Bu malzemelerden 89 tanesi merkez ilçe ve merkez ilçeye bağlı köy ve belediyeliklerden, 4 tanesi Kazım Karabekir ilçesinden, 16 tanesi Ayrancı ilçesinden, 22 tanesi de Taşeli Bölgesi içerisinde kalan (Ermenek-Başyayla-Sarıveliler) yöreden derlenmiştir. Bu metinler daha sonra çözümlenmiştir. Çözümlenen bu metinler, Türk Dil Kurumu tarafından geliştirilen Ağız Çalışmaları Çeviri Yazı İşaretleri ile Times Turkish Transcription ve Times Efras yazı tiplerinde bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Metinlerin yazımında bölge ağızlarında karşılaşılan F, P, T gibi ara seslerle karışma olasılığı bulunduğundan özel isimler da dâhil olmak üzere büyük harf kullanılmamıştır.

Metinler, metin sözcüğünü kısaca karşılayan M kısaltması kullanılarak 001-131 arasında numaralandırılmıştır. Metinlerde her beş satırda sayfanın sol tarafına numara verilerek çalışma sürdürülmüştür. Kaynak kişiler mümkün oldukça yaşları, öğrenim düzeyleri ve meslekleri ile birlikte tanıtılmış ve alfabetik sıralamaya uygun şekilde sıralanmıştır.

(24)

“Dil bilgisi İncelemesi” bölümü, “Ses Bilgisi” ve “Şekil Bilgisi” başlıkları altında yürütülmüştür. Bu bölümlerde derlenen metinlerden yararlanılarak bölge ağızlarının ses ve şekil bilgisi açısından taşıdığı özellikler üzerinde durulmuş, Standart Türkiye Türkçesiyle benzeşen ve/ya benzeşmeyen yönleri gösterilmeye çalışılmıştır. Örnek olarak verilen sözcüklerin yazı dilinden farklılık gösteren biçimleri “…” içinde verilmiş, gereken durumlarda (yabancı) sözcüklerin aslî şekilleri < işareti içinde verilmeye çalışılmıştır.

Çalışmadaki “Dilbilgisel Dizin” başlıklı kısımda metinlerde yer alan sözcükler, taşıdıkları dilbilgisel özelliklere göre sıralanmış ve geçtikleri metin ve cümle numarasıyla verilmiştir. “Dilbilgisel Dizin” bölümünden sonra yer verdiğimiz bazı sözcük ve sözcük grupları ise metin dışı derlediğimiz sözcük ve sözcük gruplarıdır ve bunlar, bu bölümün sonuna ilave edilmiştir. Bölgeden olmamız nedeniyle zaman zaman karşılaştığımız farklı sözcükleri not ettik ve bunları inceleme bölümlerinde uygun başlıklar altında vermeye çalıştık.

(25)

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAMAN İLİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.1 BÖLGENİN FİZİKÎ ÖZELLİKLERİ 1.1.1 Konumu

Karaman; İç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde yer alan, Akdeniz Bölgesi sınırları içerisinde de toprakları bulunan, Konya, İçel ve Antalya illeriyle komşu sınırlara sahip bir yerleşim yeridir. Kuzeyinde Konya, güneyinde Mersin, doğusunda Ereğli, güneydoğusunda Silifke, batısında Antalya yer alır. İl merkezi Orta Torosların kuzey eteğindedir. Yüzölçümü 9393 km², deniz seviyesinden yüksekliği 1033 metredir. Genel olarak il sınırları 36˚11' ile 37˚11' kuzey paralelleri ile 32˚12' ve 34˚02' doğu meridyenleri arasında yer alır.

Karaman, İç Anadolu Bölgesi’ni Akdeniz Bölgesi’ne bağlayan önemli kavşak noktalarından birisidir. Ayrıca Toros dağlarını Sertavul Geçidi’nde aşarak Akdeniz kıyılarını Anadolu’nun iç kesimlerine bağlayan tarihî ticaret yolu (Silifke-Mut-Karaman-Konya) içinde, demiryolu hattı bakımından da hayli önemli ve uzun bir güzergâh (Haydarpaşa-Afyon-Konya-Mersin-Adana) üzerinde yer alır (Tuncel, 2001: 444, Meydan Larousse, 1969: 939).

1863 yılında Osmanlı Devleti idarî teşkilatında yapılan değişiklikle kaza olarak Konya iline bağlanan Karaman, 1989 Haziranında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan bir kanunla il olur ve kendisine Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kâzımkarabekir, Sarıveliler ilçeleri bağlanır.1

1903 yılına kadar Üçharman (Divle) köyünün çiftliği durumunda olan Ayrancı, 1987 yılında ilçe olmuş, 1989 yılında da Karaman’a bağlanmıştır. 2489 km²lik bir alana sahip olup Karaman’a uzaklığı 47 km’dir (Uysal, 1995: 36-37).2

1 T.C. Resmi Gazete, Tarih 21/06/1989, s.20202, 15/06/1989 tarih ve 3578 numaralı kanun.

(26)

Hacıbaba Dağı’nın eteklerinde Karaman ile Konya arasında bir geçit yeri olan Kâzım Karabekir, Karaman’a bağlı beş ilçeden birisidir ve il merkezine uzaklığı 24 km’dir.

Tarihî Kilikya-Taşeli coğrafyasının en önemli şehirlerinden birisi olan Ermenek, 1480 km²lik bir yüzölçüme sahiptir ve 1989 yılında Karaman’a bağlanmıştır. Karaman il merkezine olan uzaklığı ise 163 km’dir. Başköy ve Kirazlıyayla köylerinin birleştirilmesi ile 1967 yılında kasaba, 1990 yılında da ilçe olan Başyayla, Karaman’a 194 km uzaklıkta bir ilçedir. Tarihi çok eskilere dayanan Sarıveliler ilçesi ise, Turcalar ve Küçük Karapınar’ın birleşmesiyle önce 1967’de belediyelik olmuş, ardından 1990 yılında da ilçe yapılarak Karaman’a bağlanmıştır. İl merkezine uzaklığı 208 km’dir (Uysal, 1995: 39-46, Anonim, 2004).

1.1.2 Yüzey Şekilleri

Karaman il sınırları içinde bulunan arazinin üçte ikisi dağlıktır. İl merkezinin kuzeyinde 2271 metre yüksekliğinde sönmüş bir yanardağ özelliği gösteren Karadağ volkanik kütlesi yer alır. İl merkezi geniş düzlüklerin yer aldığı ova üzerinde kurulmuştur. İlçelerden Ayrancı’nın kuzey kesimlerinde irili ufaklı küçük tepeler görülür. Bu ilçenin güney bölümü ise dağlık ve tepeliktir. Güneye doğru gidildikçe Orta Torosların Kuzey kesimlerine ulaşılır. Ayrancı ilçesi; Bolkar, Bozoğlan, Musa, Meke ve Çakır Dağ silsileleri ile kuşatılmış bir durumdadır. İl merkezinin batısında Kâzımkarabekir ilçesi vardır. Buradan en yüksek dağ olan Hacı Baba Dağı ile doğusunda yer alan Musa-Yülek ve Çavdarlı tepeleri, güneyinde Toros Dağları silsilesinden olan Geyik ve Bolkar dağlarına ulaşılır. Güneyde Toros Dağları üzerinde bulunan Karaman-İçel karayolunun geçtiği Sertavul Geçidi, İç Anadolu’yu Akdeniz Bölgesi’ne bağlayan geçitlerden biridir.

Karaman ilinin Akdeniz Bölgesi sınırları içerisinde bulunan Ermenek, Sarıveliler ve Başyayla yöreleri ile asıl Göksu nehrini oluşturan iki kolu ve Orta Toros Dağlarında dik ve uçurumlu yüzey şekilleri, Taşeli (Kilikya) Platosunu meydana getirmiş, çok dağlık ve dalgalı bir görüntüyü ortaya çıkarmıştır.

İlin dağlık kesimlerinde dağ içi düzlüklerine, yaylalara rastlanır. Buralar, bugün hâlen dağ köylerinin yazın sürüleri ile birlikte çıktıkları yaylalardır. Bu dağlık

(27)

kesimlerde vadiler uzanır ve bu vadilere paralel ince, dar düzlükler yer alır. Bu düzlükler, dağ köylerinin tarım sahalarıdır. İl sınırları içinde Konya ve Ereğli’ye doğru 1000 metre yükseklikte verimli Karaman ovası yer alır.

Karaman’ın en önemli ve büyük akarsuyu Göksu’dur. Bunun dışında yaz aylarında suları oldukça azalan veya tamamen kuruyan dereler ve çaylar da vardır: Berendi Çayı, İbrala (Yeşildere) deresi, Gödet Baraj gölünü oluşturan Gödet çayı ve Deli çay.

Karaman’ın batısı ve güneyi ile Orta Torosların iç kısımları, sularını denize ulaştırabilirken Karaman merkez ilçe ve Ayrancı ilçelerinin bulunduğu saha, sularını denize ulaştırma imkânına sahip değildir. Bölgede taşkınları önleme ve sulama amacıyla inşa edilmiş barajlar da bulunmaktadır: Ayrancı Barajı, Gödet Barajı gibi. Bölgedeki tek doğal göl, Süleyman Hacı Gölü’dür.

1.1.3 İklim ve Bitki Örtüsü

Karaman il sınırları içerisinde kalan alanlarda iklim genelde karasaldır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Özellikle dağların yüksek kesimlerinde kışın yoğun kar yağışı göze çarpar. Yağışlı mevsim genellikle ilkbahar sonu, yaz başları ve kıştır. İlin batı ve güney kesimlerinde ise Orta Toros Dağları’nın Göksu ve kolları tarafından derin bir şekilde yarıldığı vadi tabanlarında yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz iklimi göze çarpar (Atalay, 2004: 119-120). Yıllık ortalama yağış miktarı 350 mm, ortalama sıcaklık 11,2˚C ve ortalama nispi nem % 63’tür.1

Bölgede hüküm süren karasal iklimin doğal sonucu olarak Karaman ve civarında step (bozkır) bitki örtüsü görülür. Bu, ilkbaharda yeşeren, yaz aylarında kuruyan otsu tipi bitki örtüsüdür. İl, orman bakımından fakirdir. Yörede orman örtüsü, dağların yüksek kesimlerinde görülmektedir. Bu ormanlık alanlara Kâzımkarabekir ilçesinin batı kesimleri, Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler ilçe sınırları içinde, Göksu ve kollarının vadilerinde rastlanır. 1000 metreden yüksek, kışı kar yağışlı, soğuk ve nemli iklim koşullarında rastladığımız bu ormanlarda meşe, çam, köknar, ardıç (ladin) ve sedir (katran), karaçam gibi ağaçlardan oluşan saf ve karışık ormanlar bulunur (Atalay, 2004: 141).

1 Bu veriler, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Karaman Meteoroloji İl Müdürlüğünden

(28)

Yörede Akdeniz iklimi özelliklerinin görüldüğü yerlerde bodur ağaç ve çalılardan oluşan maki bitki örtüsüne rastlanır. Yörede bunlardan başka kavak, söğüt ve çeşitli meyve ağaçları da çokça görülmektedir.

1.2 BÖLGENİN SOSYO-KÜLTÜREL YAPISI 1.2.1 Ekonomik Durum

Karaman il sınırları içerisindeki arazinin üçte biri düzlüklerden oluşur. Özellikle Karaman merkez ilçede ekilebilir arazi oldukça fazladır. Dağlık kesimlerde akarsuların yarması ile oluşan vadi tabanları tarım yapmak için uygun yerlerdir. Ayrıca yöre halkı, yüksek dağlar arasında kalan dağ içi ve dağ eteği düzlüklerinde sınırlı da olsa tarımsal faaliyetlerini sürdürmektedir.

Karaman’ın genel iktisadî yapısı tarım başta olmak üzere hayvancılık, ticaret ve sanayiye dayanır. Son yıllarda köylerden şehirlere büyük kitleler hâlinde göç olaylarının yaşanması, Karaman’ı ticaret ve sanayi üzerine kurulu bir ekonomik yapıya zorlamıştır. Sanayinin alt yapısı için gerekli olan küçük ve büyük organize sanayi bölgesinin tamamlanması, yöre ekonomisi için oldukça önemli olmuş, son 20-25 yıl içerisinde Karaman sanayisinde büyük ilerlemeler meydana gelmiştir. Bu gelişmelerde özel sektörün payı çok büyüktür (Uysal vd, 1992: 301).

Karaman hububat, bakliyat üretim ve ticareti konusunda İç Anadolu Bölgesi’nin önemli merkezlerinden biridir. Meyvecilikte, özellikle elma yetiştiriciliğinde Türkiye’de oldukça ileridir. Bunun yanında üzümcülük bölge halkı için önemli bir iş koludur. Son yıllarda ise kirazcılık bir tarımsal etkinlik olarak artarak önem kazanmaktadır.1

Son yıllarda Karaman il sınırları içinde sulanabilir arazinin çoğalması, ilkel tarım yöntemlerinin terk edilmesi, özellikle tarıma dayalı un, bulgur, bisküvi, gofret vb. endüstri kollarının doğmasını hazırlamıştır (Uysal, 1995: 81).

Bunların dışında dokuma, orman ürünleri, inşaat sektörü gibi alanlarda da endüstriyel faaliyetler sürdürülmektedir.

1 Bu konularda kaynak kişiler İbrahim Ulutaş ve Halil Köksal’dan da bilgi aldık. (Bk. M106/85, s.480;

(29)

Karaman’da yetiştirilen tarım ürünleri içinde tahıllar, tahıllar içerisinde de arpa ve buğday ilk sırada gelmektedir. “Kıraç”1 (Uysal vd, 1992: 304) adı verilen topraklarda kurak iklimlere daha dayanıklı olan arpa ve buğday fazlaca yetiştirilmektedir. Bu iki ürün, bölgenin en temel geçim kaynağı olan sanayi ve hayvancılık için hayatî önem arz etmektedir. Bu iki ürünü nohut, ayçiçeği, şeker pancarı, mercimek, çavdar, kuru fasülye, patates, yonca, mısır, sarımsak, yulaf gibi tarla bitkileri takip etmektedir.

Karaman’da sebzecilik de önemli bir gelir kaynağıdır. Domates, taze fasülye, beyaz lahana, biber, salatalık, pırasa, soğan, marul, bamya, havuç, ıspanak, turp gibi sebzeler; kavun, karpuz, üzüm, elma, armut, kiraz, incir, şeftali gibi meyveler yetiştirilir ve bunlarla geçim sağlanır (Uysal vd, 1992: 304-305, Atalay, 2004: 285-294).

Hayvancılık, günlük yaşamda ve bölge ekonomisinde önemli bir yer tutar. Genellikle küçükbaş hayvancılık yaygındır ve Karaman, “koyun”u ile ünlüdür. Bu hayvanlardan et, süt ve deri ürünleri elde edilmekte, bunlar Karaman ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Ayrıca son yıllarda tavukçuluk ve arıcılık da büyük gelişme göstermiştir (Uysal vd, 1992: 311-314).

Ermenek ilçesinden çıkarılan linyit kömürleri, Karaman madencilik sektörünün temelini oluşturur. Bunun dışında değişik bölgelerde alüminyum, demir, krom, manganez gibi madenler de bulunmaktadır.

1.2.2 Nüfus

2008 yılı nüfus verilerine göre ilin toplam nüfusu 230.145’tir. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların sayısı da 151.822’dir. Geriye kalan 78.323 kişi köy ve kasabalarda yaşamaktadır. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların genel nüfusa oranı % 66’dır.2

1990’lı yıllardan itibaren Karaman’da açılan un, bisküvi, tekstil gibi çeşitli sanayi kuruluşları köylerden il ve ilçe merkezlerine göçü artırmış ve köy-şehir merkezi nüfus dağılımında ciddi değişiklikler yaşanmıştır. 1990 yılı rakamlarına göre; merkez

1 Bu konuda kaynak kişilerden Ali Küçükbasmacı ve Mehmet Ali Akkeçi’den de bilgiler aldık. (bk.

M027/50, s. 314; M044/10, s. 347)

(30)

ilçe ve diğer ilçelerde yaşayan insanlar, toplam nüfusun % 48,4’ünü oluştururken bu rakam 2000 yılında % 57,5’ye ulaşmıştır.

Sayısal sonuçlardan da anlaşılacağı üzere 1990-2000 yılları arasında şehir nüfusu % 9.1, 2000-2008 yılları arasında da % 8.5 oranında artış göstermiştir.

Bölge, ülkemizde 1960’larda başlayan Avrupa ülkelerine işçi göndermeye bağlı göçün fazlaca yaşandığı yerlerdendir. Ekonomik nedenlerle yapılan bu göçler sonucunda bir kısım insanımız, memleketine geri dönmüş; büyük bir kısım ise yurt dışında yaşamaya devam etmiştir. Yaşanan bu kültürel alışverişler; kültüre, toplumsal yaşama, dile yansımıştır.

1.2.3 Eğitim-Öğretim Durumu

Karaman ilinde son dönemlerde eğitim-öğretim hareketliliği ekonomik canlılığa paralel bir şekilde artmıştır. Aileler, son yıllarda eğitim-öğretime büyük önem vermekte, çocuklarını okutmak için imkânlarını seferber etmektedir. Ermenek ve çevresi, Türkiye genelinde en çok okuyan, en çok devlet memuru yetiştiren yerlerden biridir. Ermenek, Sarıveliler, Başyayla gibi ilçelerde yörelerin dağlık olup tarıma elverişli arazinin yetersiz kalması, ekonomik şartların kötü olması, bölge insanını okumaya sevk etmiştir. Halkının % 98’i okuryazar olan Karaman’da yüksek öğrenim mezunu oldukça fazladır. Karaman Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü 2008–2009 eğitim-öğretim yılı verilerine göre ilçeler dâhil olmak üzere il genelinde 169 ilköğretim okulu, 34 ortaöğretim kurumu, 30 özel öğretim kurumu bulunmaktadır.

Okul öncesi öğretim kurumlarında toplam 3.425 öğrenci, ilköğretim okullarında toplam 34.306 öğrenci, ortaöğretim kurumlarında ise toplam 8.981 öğrenci eğitim-öğretim hayatını sürdürmektedir. İl genelinde 2.132 derslikte toplam 46.712 öğrenci öğrenim görmektedir. Bu öğrencilerden 22.677’si kız, 24.035’i ise erkektir. Üniversite sınavlarında başarılı bir olan Karaman, Türkiye genelinde 145 puan barajında 2004 yılında % 78 ile 35., 2005 yılında % 77 ile 30., 2006 yılında % 82 ile 28., 2007 yılında % 83 ile 4., 2008 yılında % 95 ile 1. olmuştur.

(31)

İl genelinde 2008-2009 yılı itibariyle okul öncesi eğitimde okullaşma oranı % 31.02, ilköğretim düzeyinde okullaşma oranı % 98.58, ortaöğretim düzeyinde okullaşma oranı ise % 64.47 olarak gerçekleşmiştir.1

Bir tarih ve kültür kenti olan Karaman, 21. yüzyıla üniversite şehri olma ayrıcalığı ile girmiştir. 28 Mayıs 2007 tarih ve 5662 sayılı kanunla Karaman’da kurulan Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, bugün 3 fakülte, 2 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulu ve 2 enstitü ile eğitim-öğretime devam etmekte, yüzlerce öğrenci bu okullarda yüksek öğrenim hayatını sürdürmektedir.

1.2.4 Kültür ve Sanat

1.2.4.1 Karaman’ın Türk kültür tarihi bakımından önemi

13. yüzyıl ve özellikle ikinci yarısı, Türkiye tarihi açısından birbirinden acı olayların yaşandığı, büyük idarî boşlukların ve bunun sonucunda devleti ve milleti derinden etkileyen siyasî çalkantıların görüldüğü bir dönem olarak tarih kitaplarına geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin Moğol saldırıları karşısında içine düştüğü çaresizlik ve kargaşa, beyliklerin kendi aralarında baş gösteren anlaşmazlık ve kısır çekişmeler, Anadolu’nun ne kadar ciddi ve büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir.

O yıllarda yaşanan siyasî bunalımlardan, karmaşadan başka bir diğer tehlike daha kendisini göstermektedir ki o da kültürel alanda ortaya çıkan “dil” sorunudur. Bilindiği üzere dil; bir milleti millet yapan, millet olma bilincini geliştiren, kültürel bütünlüğü ve sürekliliği sağlayan önemli bir araçtır. Türkçe, yeryüzünde varlığı bilinen pek çok dil içerisinde medeniyet dili olma vasfını kazanmış az sayıdaki dillerden biridir. Asırlardır nakış nakış işlenerek mükemmel bir güzelliğe ve yapıya ulaşmıştır. İşte o çalkantılı dönemde Anadolu’da beliren siyasî ve kültürel tehlikeyi gören Karamanoğlu Mehmet Bey, bir taraftan yaptığı akınlarla Moğollara direnmeye çalışmış, diğer taraftan da halka duyurduğu fermanla Türk dilini ayakta tutma ve koruma mücadelesi vermiştir. O yıllarda Selçuk başkenti olan Konya’da görülen ve yalnız bir özentiden ileri gitmeyen Farsça ve Arapça düşkünlüğüne karşı ilan edilen bu ferman, bir haykırışın, sosyal ve kültürel bir patlamanın ifadesi olmakla birlikte aynı zamanda etkisi yıllarca

(32)

süren ve sonsuza kadar da sürecek olan bir kültürel akımın da öncüsü olmuştur (Önder, 1993: 272-277). Bu ferman; Anadolu’da yaşanan yönetim boşluğunu doldurma, dil ve kültür birliğini sağlama, birlik ve beraberliği tekrar tesis etme çabasıdır (Mermer, 1992: 672-677). Atatürk’ün “Türk Dili, dillerin en güzelidir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” biçimindeki sözünün, 13. yüzyıl şartlarında söylenmiş şeklidir. Bu anlayış ve yaklaşım, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu gibi kurumların teşekkülünde etkili olmuştur.

Karaman, sanat tarihi açısından kendi tarihine ve Türkiye tarihine ışık tutan güzel örneklerin yer aldığı bir kenttir. Bölge, bu açıdan sanat tarihi uzmanları ve arkeologlar tarafından üzerinde durulan bir bölgedir.

Karaman il merkezi, Osmanlılar ve özellikle Karamanoğulları devrine ait eserler bakımından oldukça zengindir. Bölgede yaklaşık iki yüz elli sene hüküm süren Karamanoğlu beyliğinin kendine has, orijinal bir mimari tarzı vardır. Bölgenin tarihî coğrafyası üzerinde çalışan Osman Gümüşçü, Karaman ve çevresinin Karamanoğulları döneminde en mutlu yıllarını yaşadığını söyler ve şu tespitte bulunur: “Karamanoğulları yönetimi boyunca Larende, bir başkent olarak büyümüş, zarif camiler, medreseler, hamamlar, çeşmeler vb. anıtlarla güzelleşmiştir.” (Gümüşçü, 2001: 38) Başta Karaman Kalesi olmak üzere Arapzade Camii, Dikbasan Camii, Yunus Emre Camii, Hacıbeyler Camii, Karabaş Veli Külliyesi, Aktekke Camii, Hatuniye Medresesi, Emir Seyfeddin Süleyman Bey Hamamı, Kızlar Türbesi tarihten bugüne ulaşan başlıca eserlerdir (Tuncel, 2001: 446).

Bunların dışında Ermenek’te Akçamescit, Tekke Mescidi, Ermenek Kalesi, Mennan Kalesi, Tol Medrese (Musa Bey Medresesi), Karaman Bey İmareti, Görmel Köprüsü, Karamanoğlu Hamamı, Bizans döneminden kalma kabartma, mezarlık ve kiliseler; Ayrancı’da Ayran Dede Türbesi ve Köprüsü; Sarıveliler’de Tarihi Kral Mezarları, Göktepe’de Büğlü Baba Türbesi, Köristan kabartmaları; Başyayla’da bulunan çeşme ve mağaralar bölgenin önemli tarihî ve kültürel miraslarıdır.

Bu muhit, tarihte ilim ve kültür merkezi olarak da adından sıkça söz ettirmiştir. Osman Gümüşçü, XVI. yüzyılda Antalya, Kastamonu, Niğde, Akşehir gibi Anadolu’nun önemli yerlerinde medrese sayısının beşten az olup burada yedi

(33)

medresenin bulunmasının, hayli dikkat çekici ve önemli olduğunu söyler (Gümüşçü, 2001: 84).

Bununla birlikte Karaman çevresinde ve köylerinde eski çağlara ve Bizans dönemine ait önemli kalıntılar da vardır. Fisandun köyündeki tarihî yapılar, Karadağ ve çevresinde bulunan kilise, manastır, ev biçimindeki eserler, Ermenek taraflarındaki kale vb. kalıntılar, Malazgirt öncesi tarihe ait izler taşımaktadır.

Karaman denince akla Türkçe ile birlikte onu en arı şekliyle kullanıp sonraki yüzyıllara taşıyan ve Türkçenin en güzel eserlerini sunan Yunus Emre gelir. Tarihî kaynaklardan anlaşılacağı üzere Yunus Emre, bir müddet Karaman ve civarında bulunmuş, ilahileriyle insanlara moral kaynağı olmuştur. Bugün Karaman il merkezinde bulunan ve Karamanoğulları devrinden kalan Yunus Emre Camii içinde, ünlü Türk düşünürü, mutasavvıf Yunus Emre’nin makamı yer almaktadır.

Türk dilinin en güzel ve seçkin örneklerini sunan Yunus Emre’nin en önemli yanı, Türkçeye sahip çıkması ve onu kullanmadaki becerisidir. Önder Göçgün onun bu yönünü “13. yüzyılda Anadolu’da Batı Türkçesi adını verdiğimiz yeni bir yazı dilinin doğmasında, eserleriyle en aktif rolü oynayanların başında gelen Yunus Emre; Eski Anadolu Türkçesinin en saf, en samimi ifade imkânlarını sonuna kadar en başarılı tarzda kullanmış ve şiirini, şiirimizi, her biri mücevher kıymetindeki mısralarıyla ebedileştirmiştir.” (Göçgün, 1995: 43) şeklindeki cümleler ile anlatır.

Türk Tasavvuf tarihinin ve dünyasının en önde gelen isimlerinden olan ve adeta bir sevgi, hoşgörü abidesi olarak takdim edilen Mevlana Celaleddin-i Rumi, yedi yıl kadar Karaman’da kalmış, oğlu Sultan Veled de eski adı Larende olan bu şehirde dünyaya gelmiştir (Mengi, 1997: 43-50). Günümüzde Karaman merkezde yer alan ve Aktekke ismiyle anılan caminin diğer adı, “Mâder-i Mevlana”dır ve içerisinde Mevlana'nın annesi ve yakınlarına ait, 21 adet taştan yapılmış sandukalı mezar bulunmaktadır. Gerek Yunus Emre gerekse Mevlana ve onun oğlu Sultan Veled, aynı zamanda Türk Edebiyatının en seçkin örneklerini vermişlerdir.

15. yüzyıl Anadolu sahası Türk şairleri içerisinde adı geçen, Cemali ve Nizami mahlasıyla şiir dünyasında tanınmış olan Karamanlı Nizami, Karaman’ın edebiyat dünyasına kazandırdığı başarılı simalardan biridir (Banarlı, 1987: 470-473). Türk

(34)

denizciliğinin ve coğrafya sahasının büyük ismi Piri Reis, büyük ve başarılı komutan Kâzım Karabekir Paşa, Yavuz devrinin büyük âlimi Zembilli Ali Efendi, Osmanlının ilk şeyhülislamı Molla Fenari, Osmanlının manevî kurucusu Şeyh Edebali gibi pek çok isim, Karaman’dan çıkmıştır.

Ülkemizin son dönem şair ve yazarları arasında yer alan Ermenek doğumlu şair ve yazar Mehmet Çınarlı, şair Bekir Sıtkı Erdoğan, gezi yazıları ile tanınan yazar Hikmet Birand, son yıllarda Karaman’ın kültür-sanat dünyasına kazandırdığı önemli isimlerdir (Tekin, 1995: 110-153).

1.2.4.2 Günümüz Karaman’ında kültür ve sanat yaşamı

Günümüzde Karaman’da, kültürel zenginlikleri koruma ve yaşatma konusunda çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Karaman Valiliği, Karaman Belediyesi, Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, ilçe kaymakamlık ve belediyeleri tarafından gerçekleştirilen bu etkinlikler, bölgedeki sosyal ve kültürel yaşamın temelini oluşturmaktadır.

Bugün, fermanın ilan edildiği tarih Karaman’da Türk Dil Bayramı olarak törenlerle kutlanmaktadır. Aynı günlerde Yunus Emre’yi Anma Törenleri de icra edilmektedir. Törenler kapsamında valilik ve ilgili kurumlar aracılığıyla ulusal ve bölgesel nitelikli çeşitli etkinlikler düzenlenmekte, bunlar kamuyouna sunulmaktadır.

Ayrıca her yıl Karaman’da Elma Festivali, Ermenek ilçesinde Ermenek Taşeli Kültür, Sanat ve Sıla Festivali, Sarıveliler ilçesinde Bal Festivali, Çiçek Hasat Şenlikleri, Başyayla ilçesinde Kiraz Festivali, Ayrancı ilçesinde Hıdırellez Şenlikleri, Göktepe kasabasında Büğlü Baba Sultan Kültür, Turizm Şenlikleri ve Ceviz Ürünleri Festivali düzenlenmekte, yöresel ürünler sergilenerek bir fuar ortamı oluşturulmaktadır.

Türk Dil Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Karaman Valiliği ve Türk Dil Kurumu tarafından birlikte çıkarılan Dil Dergisi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından hazırlanan yedi ciltlik Karaman Tarihi ve Kültürü Ansiklopedisi önemli çalışmalardır. Özellikle Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesinin kurulması, bu çabaları artıracak, şehirdeki kültürel yaşama katkı sağlayacak önemli bir gelişmedir.

(35)

1960 yılından beri her yıl, binlerce kişinin katılımıyla Karaman’da bir bayram, bir festival havasında kutlanan Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre’yi Anma Törenleri, uluslararası bir kimlik ve nitelik kazanarak millî şuuru, birlik ve beraberlik düşüncesini pekiştiren bir vasıta olmaya devam edecektir.

1.3 BÖLGENİN TARİHİ VE ETNİK YAPISI 1.3.1 Bölgenin Tarihi

Karaman, stratejik ve jeopolitik konumu nedeniyle tarih boyunca çok değişik medeniyetlerin elinde kalmış bir şehirdir. Orta Anadolu’yu güneye, Akdeniz’e bağlayan geçit yollarından birinin üzerinde bulunan Karaman, sahip olduğu geniş, bereketli topraklar ve coğrafî konumu itibariyle önemli tarihî, askerî, siyasi ve kültürel olaylara ve gelişmelere sahne olmuş bir kenttir. Kent ve civarında yapılan arkeolojik kazılara göre şehrin kuruluşu M.Ö. 6000 hatta 8000 yıllarına kadar gitmektedir (Boynukalın, 1990: 7).

“Klasik devirlerde Lykaonia bölgesinde Laranda1 adıyla bilinen Karaman, Hititler devrinde Arzava adlı yarı bağımsız bir devlete bağlı kalmıştır. M.Ö. 7. yüzyılda Phryglerin (Frigler), 6. yüzyılda Lidyalıların saldırılarına uğrayan Laranda, aynı yüzyılın sonlarında Pers egemenliğine girmiş, sonunda Büyük İskender’in haleflerinden Antigon’un, ondan sonra da Seleukos’un eline geçmiştir. M.Ö. 190 yılına kadar İskender’in halefleri elinde kalan Laranda, Romalılar devrinde mahallî krallardan Derbeli Antipatros’un hâkimiyet bölgesine girmiş, sonra da Antipatros’u öldürmüş olan Galatialı Amyntos’a geçmiştir. Romalılar devrinde Laranda, Lykaonia birliğine bağlı önemli bir ticaret merkezidir.” (Türk Ansiklopedisi, 1974: 301-302)

Larende, Bizanslıların elinde bulunan önemli şehirlerden biridir. İl merkezinin kuzeyinde, yaklaşık 35 km uzaklıkta, volkanik bir dağ kütlesi olarak bütün heybetiyle duran Karadağ’ın değişik yükseltilerinde ve vadilerinde 4. ve 9. yüzyıllar arasında

1 “Laranda” Karaman’ın klasik dönemdeki adıdır. Bu ad, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde

“Larende” biçiminde kullanılmıştır. O. Gümüşçü yapılan kazılar ve çalışmalar sonunda bölge tarihinin Hititlere kadar uzandığını, bu bölgenin klasik dönemlerde “Lalanta, Laranta, Laranda” şeklinde adlandırıldığını, “Larende” adının bölgede Türk hâkimiyetinden itibaren 1863 yılına kadar kullanıldığını, o tarihten sonra “Karaman” adının resmiyet kazandığını söyler (Gümüşçü, 2001: 2-32). Wikipedia’da ise şu açıklamalar yer almaktadır: “Bu şehir, adını Karamanoğullarının hükümdarlarından biri olan Karaman Bey’den alır. Önceki adı, Yunancadan gelen ‘Laranda’, daha önceki adı ise ‘Larawanda’dır. Larawanda ‘kumlu, kumluk yer’ demektir.” Bugün “Larende”, merkez ilçede bir mahalle adı olarak yaşatılmaktadır.

Şekil

Tablo 3.  Şahıs zamirleri
Tablo 4.  İşaret zamirleri
Tablo 6.  İkinci tip şahıs ekleri (iyelik kökenli)

Referanslar

Benzer Belgeler

Me­ miş Paşa azledildi, dalavere çevirmeme­ si için o zamanın âdeti veçhile Sakız adasına sürüldü; mührü hümayun giz­ lice Haleb Valisi Ziya Paşaya

Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesi döneminde kaleme alınmış tercüme eserlerde teklik-çokluk uyumuna bağlı çok sayıda örnek bulunurken ,

中文摘要 雙極性情感性躁鬱症是一個非常普遍的精神疾病,在美國大約有 1.3-1.5%的人口 罹患。它的症狀包含憂鬱和躁症兩個時期。鋰鹽和

yüksek doz sitaloprama bağlı oluĢan OAB ve KAH‟ndaki azalmayı ve QT intervalindeki uzamayı geri çevirmesi, sitalopram zehirlenmesinde oluĢan kardiyovasküler

Mimar Sinan ile ilgili yazılanlara göz atacak olursak; Sinan’ın klasik Osman- lı şâheserinin çağdaşı olan diğer sanat olayları, örgütler, uluslararası ilişkiler, Sinan

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com.. 

QRNWDVÕQGD \HULQGH ELU WHVSLWWH EXOXQPXúWXU =LUD VÕIDW ILLOOHU HNOHúPH GL]LVLQGH \DQGDúOÕNPQDVHEHWLJ|VWHUGL÷LROXPOXOXNYHROXPVX]OXNHNOHULQLDODELOPHNWHGLUOHU 'ROD\ÕVÕ\OD

Manisa’da uzun yıllar halk bilimi alanında çalışmış olan Mehmet Emin Avşar’ın üç büyük cilt tutan Manisa Halk Kültürü (Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm