• Sonuç bulunamadı

KARAMAN İLİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1.2 BÖLGENİN SOSYO-KÜLTÜREL YAPISI 1 Ekonomik Durum

1.2.4 Kültür ve Sanat

1.2.4.1 Karaman’ın Türk kültür tarihi bakımından önemi

13. yüzyıl ve özellikle ikinci yarısı, Türkiye tarihi açısından birbirinden acı olayların yaşandığı, büyük idarî boşlukların ve bunun sonucunda devleti ve milleti derinden etkileyen siyasî çalkantıların görüldüğü bir dönem olarak tarih kitaplarına geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin Moğol saldırıları karşısında içine düştüğü çaresizlik ve kargaşa, beyliklerin kendi aralarında baş gösteren anlaşmazlık ve kısır çekişmeler, Anadolu’nun ne kadar ciddi ve büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir.

O yıllarda yaşanan siyasî bunalımlardan, karmaşadan başka bir diğer tehlike daha kendisini göstermektedir ki o da kültürel alanda ortaya çıkan “dil” sorunudur. Bilindiği üzere dil; bir milleti millet yapan, millet olma bilincini geliştiren, kültürel bütünlüğü ve sürekliliği sağlayan önemli bir araçtır. Türkçe, yeryüzünde varlığı bilinen pek çok dil içerisinde medeniyet dili olma vasfını kazanmış az sayıdaki dillerden biridir. Asırlardır nakış nakış işlenerek mükemmel bir güzelliğe ve yapıya ulaşmıştır. İşte o çalkantılı dönemde Anadolu’da beliren siyasî ve kültürel tehlikeyi gören Karamanoğlu Mehmet Bey, bir taraftan yaptığı akınlarla Moğollara direnmeye çalışmış, diğer taraftan da halka duyurduğu fermanla Türk dilini ayakta tutma ve koruma mücadelesi vermiştir. O yıllarda Selçuk başkenti olan Konya’da görülen ve yalnız bir özentiden ileri gitmeyen Farsça ve Arapça düşkünlüğüne karşı ilan edilen bu ferman, bir haykırışın, sosyal ve kültürel bir patlamanın ifadesi olmakla birlikte aynı zamanda etkisi yıllarca

süren ve sonsuza kadar da sürecek olan bir kültürel akımın da öncüsü olmuştur (Önder, 1993: 272-277). Bu ferman; Anadolu’da yaşanan yönetim boşluğunu doldurma, dil ve kültür birliğini sağlama, birlik ve beraberliği tekrar tesis etme çabasıdır (Mermer, 1992: 672-677). Atatürk’ün “Türk Dili, dillerin en güzelidir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” biçimindeki sözünün, 13. yüzyıl şartlarında söylenmiş şeklidir. Bu anlayış ve yaklaşım, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu gibi kurumların teşekkülünde etkili olmuştur.

Karaman, sanat tarihi açısından kendi tarihine ve Türkiye tarihine ışık tutan güzel örneklerin yer aldığı bir kenttir. Bölge, bu açıdan sanat tarihi uzmanları ve arkeologlar tarafından üzerinde durulan bir bölgedir.

Karaman il merkezi, Osmanlılar ve özellikle Karamanoğulları devrine ait eserler bakımından oldukça zengindir. Bölgede yaklaşık iki yüz elli sene hüküm süren Karamanoğlu beyliğinin kendine has, orijinal bir mimari tarzı vardır. Bölgenin tarihî coğrafyası üzerinde çalışan Osman Gümüşçü, Karaman ve çevresinin Karamanoğulları döneminde en mutlu yıllarını yaşadığını söyler ve şu tespitte bulunur: “Karamanoğulları yönetimi boyunca Larende, bir başkent olarak büyümüş, zarif camiler, medreseler, hamamlar, çeşmeler vb. anıtlarla güzelleşmiştir.” (Gümüşçü, 2001: 38) Başta Karaman Kalesi olmak üzere Arapzade Camii, Dikbasan Camii, Yunus Emre Camii, Hacıbeyler Camii, Karabaş Veli Külliyesi, Aktekke Camii, Hatuniye Medresesi, Emir Seyfeddin Süleyman Bey Hamamı, Kızlar Türbesi tarihten bugüne ulaşan başlıca eserlerdir (Tuncel, 2001: 446).

Bunların dışında Ermenek’te Akçamescit, Tekke Mescidi, Ermenek Kalesi, Mennan Kalesi, Tol Medrese (Musa Bey Medresesi), Karaman Bey İmareti, Görmel Köprüsü, Karamanoğlu Hamamı, Bizans döneminden kalma kabartma, mezarlık ve kiliseler; Ayrancı’da Ayran Dede Türbesi ve Köprüsü; Sarıveliler’de Tarihi Kral Mezarları, Göktepe’de Büğlü Baba Türbesi, Köristan kabartmaları; Başyayla’da bulunan çeşme ve mağaralar bölgenin önemli tarihî ve kültürel miraslarıdır.

Bu muhit, tarihte ilim ve kültür merkezi olarak da adından sıkça söz ettirmiştir. Osman Gümüşçü, XVI. yüzyılda Antalya, Kastamonu, Niğde, Akşehir gibi Anadolu’nun önemli yerlerinde medrese sayısının beşten az olup burada yedi

medresenin bulunmasının, hayli dikkat çekici ve önemli olduğunu söyler (Gümüşçü, 2001: 84).

Bununla birlikte Karaman çevresinde ve köylerinde eski çağlara ve Bizans dönemine ait önemli kalıntılar da vardır. Fisandun köyündeki tarihî yapılar, Karadağ ve çevresinde bulunan kilise, manastır, ev biçimindeki eserler, Ermenek taraflarındaki kale vb. kalıntılar, Malazgirt öncesi tarihe ait izler taşımaktadır.

Karaman denince akla Türkçe ile birlikte onu en arı şekliyle kullanıp sonraki yüzyıllara taşıyan ve Türkçenin en güzel eserlerini sunan Yunus Emre gelir. Tarihî kaynaklardan anlaşılacağı üzere Yunus Emre, bir müddet Karaman ve civarında bulunmuş, ilahileriyle insanlara moral kaynağı olmuştur. Bugün Karaman il merkezinde bulunan ve Karamanoğulları devrinden kalan Yunus Emre Camii içinde, ünlü Türk düşünürü, mutasavvıf Yunus Emre’nin makamı yer almaktadır.

Türk dilinin en güzel ve seçkin örneklerini sunan Yunus Emre’nin en önemli yanı, Türkçeye sahip çıkması ve onu kullanmadaki becerisidir. Önder Göçgün onun bu yönünü “13. yüzyılda Anadolu’da Batı Türkçesi adını verdiğimiz yeni bir yazı dilinin doğmasında, eserleriyle en aktif rolü oynayanların başında gelen Yunus Emre; Eski Anadolu Türkçesinin en saf, en samimi ifade imkânlarını sonuna kadar en başarılı tarzda kullanmış ve şiirini, şiirimizi, her biri mücevher kıymetindeki mısralarıyla ebedileştirmiştir.” (Göçgün, 1995: 43) şeklindeki cümleler ile anlatır.

Türk Tasavvuf tarihinin ve dünyasının en önde gelen isimlerinden olan ve adeta bir sevgi, hoşgörü abidesi olarak takdim edilen Mevlana Celaleddin-i Rumi, yedi yıl kadar Karaman’da kalmış, oğlu Sultan Veled de eski adı Larende olan bu şehirde dünyaya gelmiştir (Mengi, 1997: 43-50). Günümüzde Karaman merkezde yer alan ve Aktekke ismiyle anılan caminin diğer adı, “Mâder-i Mevlana”dır ve içerisinde Mevlana'nın annesi ve yakınlarına ait, 21 adet taştan yapılmış sandukalı mezar bulunmaktadır. Gerek Yunus Emre gerekse Mevlana ve onun oğlu Sultan Veled, aynı zamanda Türk Edebiyatının en seçkin örneklerini vermişlerdir.

15. yüzyıl Anadolu sahası Türk şairleri içerisinde adı geçen, Cemali ve Nizami mahlasıyla şiir dünyasında tanınmış olan Karamanlı Nizami, Karaman’ın edebiyat dünyasına kazandırdığı başarılı simalardan biridir (Banarlı, 1987: 470-473). Türk

denizciliğinin ve coğrafya sahasının büyük ismi Piri Reis, büyük ve başarılı komutan Kâzım Karabekir Paşa, Yavuz devrinin büyük âlimi Zembilli Ali Efendi, Osmanlının ilk şeyhülislamı Molla Fenari, Osmanlının manevî kurucusu Şeyh Edebali gibi pek çok isim, Karaman’dan çıkmıştır.

Ülkemizin son dönem şair ve yazarları arasında yer alan Ermenek doğumlu şair ve yazar Mehmet Çınarlı, şair Bekir Sıtkı Erdoğan, gezi yazıları ile tanınan yazar Hikmet Birand, son yıllarda Karaman’ın kültür-sanat dünyasına kazandırdığı önemli isimlerdir (Tekin, 1995: 110-153).

1.2.4.2 Günümüz Karaman’ında kültür ve sanat yaşamı

Günümüzde Karaman’da, kültürel zenginlikleri koruma ve yaşatma konusunda çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Karaman Valiliği, Karaman Belediyesi, Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, ilçe kaymakamlık ve belediyeleri tarafından gerçekleştirilen bu etkinlikler, bölgedeki sosyal ve kültürel yaşamın temelini oluşturmaktadır.

Bugün, fermanın ilan edildiği tarih Karaman’da Türk Dil Bayramı olarak törenlerle kutlanmaktadır. Aynı günlerde Yunus Emre’yi Anma Törenleri de icra edilmektedir. Törenler kapsamında valilik ve ilgili kurumlar aracılığıyla ulusal ve bölgesel nitelikli çeşitli etkinlikler düzenlenmekte, bunlar kamuyouna sunulmaktadır.

Ayrıca her yıl Karaman’da Elma Festivali, Ermenek ilçesinde Ermenek Taşeli Kültür, Sanat ve Sıla Festivali, Sarıveliler ilçesinde Bal Festivali, Çiçek Hasat Şenlikleri, Başyayla ilçesinde Kiraz Festivali, Ayrancı ilçesinde Hıdırellez Şenlikleri, Göktepe kasabasında Büğlü Baba Sultan Kültür, Turizm Şenlikleri ve Ceviz Ürünleri Festivali düzenlenmekte, yöresel ürünler sergilenerek bir fuar ortamı oluşturulmaktadır.

Türk Dil Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Karaman Valiliği ve Türk Dil Kurumu tarafından birlikte çıkarılan Dil Dergisi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından hazırlanan yedi ciltlik Karaman Tarihi ve Kültürü Ansiklopedisi önemli çalışmalardır. Özellikle Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesinin kurulması, bu çabaları artıracak, şehirdeki kültürel yaşama katkı sağlayacak önemli bir gelişmedir.

1960 yılından beri her yıl, binlerce kişinin katılımıyla Karaman’da bir bayram, bir festival havasında kutlanan Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre’yi Anma Törenleri, uluslararası bir kimlik ve nitelik kazanarak millî şuuru, birlik ve beraberlik düşüncesini pekiştiren bir vasıta olmaya devam edecektir.

1.3 BÖLGENİN TARİHİ VE ETNİK YAPISI