• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ BÖLÜM DİL BİLGİSİ İNCELEMESİ

21) Z Korkmaz o (kalın puntolu) işaretini (Korkmaz, 1994b: 33) kullanırlar.

2.2.1.3 Hâl ekler

2.2.1.3.6 Vasıta hâl

Adın belirttiği nesnenin vasıta olarak kullanıldığını, fiile vasıta olduğunu belirtmek için kullanılan durumdur (Korkmaz, 2007a: 233). Vasıta hâli, Eski ve Orta Türkçede işlek olarak kullanılan “+n” ekiyle karşılanırken bu ek, günümüzde bazı örneklerin dışında kullanılmaz olmuştur. Bölge ağızlarında karşılaştığımız örneklerde ise zaman zarfı işlevi üstlendiği görülmektedir.

Çalışma sahamızda vasıta eki olarak bu ekin çok değişik şekilleri karşımıza çıkmaktadır. Bu şekiller şunlardır: “+ıla, +ile, +ula, +üle, +īla, +įle, +ūla, +ǖle, +ılā, +ilē, +ulā, +ülē, +ılan, +ilen, +ulan, +ülen, +ilene, +üne, +ünē, +ınan, +inen, +ünen, +la, +le, +lā, +lē, +yla, +yle, +ylā, +ylē, +lan, +len, +ylan, +ylen, +lana, +n, +ın, +in, +ün, +na, +ne, +nā, +yna, +yne, +nan, +nen, +ynan, +ynen.”

+ıla, +ile, +ula, +üle, +īla, +įle, +ūla, +ǖle, +ılā, +ilē, +ulā, +ülē:

ilmįle “ilmikle” M013/29, ẹlile “elle” M021/62, soğanılā “soğanla” M025/8, öküzüle “öküzle” M028/39, suyulā “suyla” M061/7, atatürkülē “Atatürk’le” M075/74, ayranıla “ayranla” M102/42, onūla “onunla” M107/42, ġaşīla “kaşıkla” M109/80, ġumula “kumla” M115/9, keşgegilē “keşkekle” M121/25, ıldızıla “yıldızla” M123/73, yörüklǖle “yörüklükle” M125/68, ġızġınlīla “kızgınlıkla” M130/27

+ılan, +ilen, +ulan, +ülen, +ilene:

çekirdeğilene “çekirdekle” M012/11, surulan “surla” M040/15, köfünülen “küfe ile” M043/56, sabanılan “sabanla” M086/2, öküzülen “öküzle” M096/11, bezilen “bezle” M103/13, atılan “atla” M104/56, çekicilen “çekiçle” M115/13

+üne, +ünē:

öküzüne “öküzle” M031/6-M031/8, öküzünē “öküzle” M031/7 +ınan, +inen, +ünen:

mıhınan “mıhla” M003/48, elinen “elle” M073/75, atınan “atla” M095/74, südünen “sütle” M105/5

+la, +le, +lā, +lē, +yla, +yle, +ylā, +ylē:

tüvekle “tüfekle” M003/87, dedeyle M009/164, emriylē “emriyle” M013/2, böyleliklē “böylelikle” M022/21, hayvanla M028/8, değirmelle “değirmenle” M032/21,

gelinlē “gelinle” M041/6, paşıylā “paşayla” M075/74, eşşeklerle “eşeklerle” M095/39, çulfalıġla “çulhalıkla” M100/2, arabıyla “arabayla” M119/16, mevlitlē “mevlitle” M125/32, öküzlerlē “öküzlerle” M127/1

+lan, +len, +ylan, +ylen:

anķaraylan “Ankara’yla” M010/38, gözerlen “gözerle” M028/57, vesileylen “vesileyle” M040/2, daşlan “taşla” M043/38, benlen “ben(im)le” M047/3, şekerlen “şekerle” M051/5, hanımıylan “hanımıyla” M060/4, sırasıylan “sırasıyla” M072/9, oraķlan “orakla” M073/45, çekmeylen “çekmeyle” M098/4, sürülerlen “sürülerle” M119/48, hesabıylan “hesabıyla” M125/55

+lana:

onlarlana “onlarla” M028/55 +n, +ın, +in, +ün:

ikindin “ikindi” M010/50, ilkin M021/55, yazın M023/9, güzün M031/26, baharın M073/40, son güzün M095/49, ġışın “kışın” M123/70

+na, +ne, +nā, +nē, +yna, +yne:

hayvanıyna “hayvanıyla” M006/1, soğanna “soğanla” M024/5, dirgenne “dirgenle” M031/27, eşşēnē “eşekle” M031/3, onnarnā “onlarla” M031/13, onnarnā “onlarla” M031/13, yaşınna “yaşıyla” M063/1, müftüyne “müftüyle” M131/60

+nan, +nen, +ynan, +ynen:

çapaynan “çapayla” M023/4, arpaynan “arpayla” M030/16, ġorķuynan “korkuyla” M034/29, çocūnan “çocukla” M047/8, uçānan “uçakla” M056/11, eşşeklernen “eşeklerle” M067/10, ġazannarnan “kazanlarla” M067/13, kötüynen “kötüyle” M071/30, şişekleriynen “çiçekleriyle” M098/3, elleriynen “elleriyle” M129/2 2.2.1.3.7 Eşitlik hâli

İsimlere eklenerek birbirinden ayrı vazifeleri ile türlü edatların (gibi, kadar, göre, üzere…) yerini tutan “+ça” eki, metinlerde eşitlik ilişkisi kurmaktadır (Korkmaz, 1995a: 14). Eşitlik eki, geldiği ismi genellikle zarflaştırmakta; sözcük grubu olarak da eşitlik (ekuvatif) grubu oluşturacak şekilde kullanılmaktadır (Uygur, 1997: 548).

+ca, +ce:

buncacıķta1 “buncacıkta” M009/77, böylece M011/26, ẹyice “iyice” M017/27, incece M021/14, fazlaca M044/23, yiñice “yenice” M047/2, başķaca “başkaca” M071/11, anca2 “anca” M100/14, bilinçsizce M102/66, yālıca “yağlıca” M105/27, b–lece “böylece” M123/10

+ça:

çoķça “çokça” M027/77 2.2.1.3.8 Yön hâli

Sözcük gruplarında ve cümlede fiilin kendi yönünde yapıldığını göstermek için ismin girdiği hâldir (Ergin, 2006: 241). Yön gösterme hâli ekleri, günümüzde sınırlı sayıdaki örnekler dışında sözcüğün gövdesi ile kaynaşarak çekim eki olma işlevini kaybetmiştir (Buran, 1996: 286) Bu özellik, Karaman ili ağızları için de geçerlidir. Bölge ağızlarında karşılaşılan örnekleri şunlardır:

+a, +ā:3

“Sonra” sözcüğündeki “-r-” ünsüzünün düşmesi sonucu oluşan şekillerdir. sona “sonra” M016/6, sonā “sonra” M047/160

+arı, +eri:

yoķarı “yukarı” M026/5-106/116-M109/34, ileri M028/42-M083/40-M085/12, dışarı M047/54-M064/22-M081/29, içeri M104/145, yuķarı “yukarı” M102/38

+ra, +re, +rā, +rē:

nere M009/10, ora M010/24(2)-M021/11, ahara “(=bura, buraya)” M011/25, oĥura “(=ora, oraya)” M017/7, soñra “sonra” M035/33, orā “ora” M043/3, hora M054/2-M054/24, sorā “sonra” M061/3, bura M070/58, sonra M075/9, şura M082/34, nerē “nere” M083/30, burā “bura” M087/5

1 Bu sözcükte iki ad işletme ekinin (+ca+cık>cacık) birlikte kullanılarak kalıplaştığını söylemek

mümkündür (Korkmaz, 1995b: 84-90 ve Üstünova, 2008: 413).

2 “ança” sözcüğü, Eski Türkçede “biraz, o kadar” gibi anlamlara gelmektedir (Gabain, 1995: 68). T.

Gülensoy sözcüğün yapısını an(o<ol)+n+ça şeklinde verir ve “o kadar, öyle, öylece” gibi anlamlarının olduğunu belirtir (Gülensoy, 2007: 69).

3 T. Gülensoy bu yapının, sonra söcüğünün söylenişinde ortaya çıktığını söylemektedir (Gülensoy, 1988:

+ru:

oruymuş “oraymış” M125/50 2.2.1.3.9 Sebep hâli

Eski Türkçedeki “uçın, üçin” edatının ön seste ünlü düşmesi sonucu ortaya çıkmış bir ad durumudur (Korkmaz, 2007a: 182). Bu durumda bulunan sözcük ya da sözcük grubu, cümle içinde zarf ögesini işaret eder. Örnekleri şunlardır:

birleştirmē¶çün “birleştirmek için” M028/60, yatmaġ¶uçun “yatmak için” M029/24, oldū¶çün “olduğu için” M068/5, geldi˚¶çün “geldiği için” M105/76, onuñ¶çün “onun için” M120/25, kestį¶çin “kestiği için” M126/7

2.2.1.4 Aitlik eki

Aitlik eki, isimlerden zamir veya sıfat olarak kullanılan isimler yapan, içinde bulunma, bağlılık ve aitlik anlamları taşıyan ektir. Yazı dilinde ünlü uyumlarına uymayan bu ekin yörede kullanılan bazı biçimlerinde uyuma girdiği görülür. Aitlik ekinin bölge ağızlarında kullanılan şekilleri ve örnekleri şunlardır:

+ġı, +gi, +ķı, +ki, +kü, +ķī, +kį, +kǖ.

zamanlarķı “zamanlarki” M001/33, ġarşıġı “karşıki” M006/63, bu¶ünkü “bugünkü” M010/67, ẹllerinkiyle “ellerinkiyle” M021/60, biziki “bizimki” M047/165, şurdaķı “şuradaki” M050/2, birisiniñki “birisininki” M053/7, āşamgi “akşamki” M083/37, bö¶ünkǖ¶bi “bugünki gibi” M083/41, benikį “benimki” M100/43, ġarşıġı “karşıki” M107/29, burdaķı “buradaki” M111/11, ġonşudaķı “komşudaki” M120/13, yayladaķı “yayladaki” M126/38, ötegi “öteki” M128/12

2.2.1.5 Soru eki

Bölgemizde kullanılan soru ekleri yazı dilimizdeki eklerden farklılık göstermez. Bunlar “-mı, -mi, -mu, -mü” ekleridir.

var mıydım M002/16, va mı “var mı” M007/2, saña mı “sana mı” M009/97, ayaġġabı mıydı “ayakkabı mıydı” M013/32, saķallı mıydıñ “sakallı mıydın” M020/16, ne mi M021/9, aġcalanlı mısıñız “akçaalanlı mısınız” M035/5, beş mi altı mı M065/19,

mēmur musuñ “memur musun” M078/19, ẹyi misiñiz “iyi misiniz” M089/1, ahraz mısıñ “ahraz mısın” M105/50, ġuzu mu “kuzu mu” M123/7

Bazı örneklerde soru ekinden sonra gelen şahıs/bildirme eklerinin kullanılmadığı görülmektedir.

sen mįñ “sen misin” M010/70, burada mīñ “burada mısın” M025/1, emekli miñ “emekli misin” M089/1, beķar mıñ, evli miñ; ş–le miñ, b–le miñ “bekar mısın, evli misin, şöyle misin, böyle misin” M127/87