• Sonuç bulunamadı

C. Diğer İşlevleri

3. Yüce Divan Yargılaması

Devlet başkanı, hükümet üyeleri gibi yüksek politik şahsiyetlerin, yüksek mahkeme başkan ve üyeleri gibi yargı mensuplarının ve bazı üst düzey kamu görevlilerinin, görevlerine ilişkin olarak anayasayı ihlal suçlarından dolayı yargılanmaları “yüce divan yargılaması” olarak nitelendirilmektedir. Yürütme ve yargının en üst düzeydeki makamlarında görev yapan kimselerin içinde yer aldığı ilişkiler, onları nüfuz alanı geniş kimseler haline getirmektedir. Bu kimselerin herkesin tabi olduğu makamlarca yargılanması ister istemez bazı tartışmalara sebep olmaktadır. Bu kimselerin siyasi veya salt nüfuza dayalı bazı kayırılmalarla karşılanması olasılığı yüksektir. Öncelikle bu olasılığı bertaraf etmek için, nüfuz etkilerinden olabildiğince uzak ayrı bir Yüce Divan kurulmuştur61

. Her ne kadar yüce divan görevinin kapsamı ve yargılama usullerine ilişkin farklılıklar olsa da genellikle ülkeler kendi hukuk gelenekleri içinde bu kuruma bir şekilde yer verilmişlerdir.

Almanya, Avusturya, İtalya, Bulgaristan, Hırvatistan, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde devlet başkanının vatana ihanet ve/veya anayasayı ihlal olarak belirlenen sorumluluk hallerinde, yargılama yapma yetkisi çoğunlukla anayasa mahkemelerine ya da Fransa’da olduğu gibi bunun için oluşturulmuş bir Yüce Divan’a bırakılmıştır. Ancak bu ülkelerde hükümet üyelerinin görev sırasında işledikleri suçlar bakımından anayasa mahkemeleri tarafından yargılanmadıkları görülmektedir. Bu konuda yetki ya genel mahkemelere bırakılmış ya da istisnai olarak özel bir yargı yeri kurulmuştur. Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı üzere karşılaştırmalı hukukta genel eğilim, cumhurbaşkanlarının anayasa mahkemesinde, devlet yetkisi kullanan siyasilerin de genel ceza mahkemelerinde yargılanmaları yönündedir62

.

61 ASLAN, Muzaffer Y., “Yüce Divan Olarak Anayasa Mahkemesi”, http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_makale_detay.asp?IDNO=79 (05.02.2013).

62 KANADOĞLU, Osman K., “Yeni Anayasa Arayışları ve Karşılaştırmalı Hukuk Bağlamında Anayasa Mahkemesi”, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/osman_kanadoglu.pdf, s. 78 (05.02.2013).

İtalya Anayasası yüce divan görevini Anayasa Mahkemesi’ne veren ülkelerden biridir. İtalya Anayasası’na göre, devlet başkanının vatana ihanet veya anayasaya saldırı dışında cezai sorumluluğu yoktur. Vatana ihanet veya anayasaya saldırı durumunda başkan hakkında parlamento tarafından salt çoğunluk kararı ile dava açılır. Açılan bu davaya yüce divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi bakar. Hem kendi bakanlıklarının işlemlerinden bireysel olarak hem de bakanlar kurulunun işlemlerinden müştereken sorumlu bulunan bakanlar ve başbakan hakkında görevlerini yaparken işlemiş oldukları suçlardan dolayı yüce divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’ne parlamento tarafından dava açılır63

. Türk Anayasaları’nda, 1921 Anayasası hariç, 1876’dan bu yana Yüce Divan yer almıştır. Anayasa Mahkemesi kurulmadan önce; 1924 Anayasası döneminde Yüce Divan görevi, gerektiğinde kurulan ve Yargıtay ile Danıştay üyelerinden oluşan 21 kişilik Divan-ı Ali tarafından yerine getirilmiştir64

. Yani, 1961 Anayasası’na kadar ayrıca kurulmuş ve yapılanmış bir Yüce Divan varken, 1961 Anayasası ile Yüce Divan görevi Anayasa Mahkemesi’ne bırakılmıştır. 1982 Anayasası, 1961 Anayasası ile getirilen modeli esas almıştır. Böylece devlet yapısı içinde önemli yeri olan Anayasa Mahkemesi’nden yüksek bir ceza yargılayıcısı olarak yararlanılmış olmaktadır65

. Türk Anayasa Mahkemesi üyelerinin hepsinin hukukçu olmaması ve ceza yargılamasının uzmanlık gerektirdiği bağlamında, yargılama açısından bazı risklerin ortaya çıkabileceği düşünülse de yüce divan yargılaması Anayasa Mahkemesi’nin temel işlevi olmadığından, bu yetkinin Yüksek Mahkeme’ye duyulan güven neticesinde verildiği söylenebilir66. 1961 Anayasası ile getirilen ve 1982 Anayasası ile de devam ettirilen ve Anayasa Mahkemesi tarafından yerine getirilen “Yüce Divan” olağanüstü bir mahkeme olarak nitelendirilemez. Çünkü Yüce divan, uyuşmazlıktan önce kurulan ve görev, yetki ve çalışma usulleri önceden belirlenmiş bir mahkeme konumundadır. Dolayısıyla tabii hâkim ilkesine aykırı değildir67

. Şunu da belirtmek gerekir ki, Türk hukukunda Yüce Divan’ı tıpkı çocuk mahkemeleri,

63 ÖZTÜRK, Bahri, “Bir Ceza Mahkemesi Olarak Anayasa Mahkemesi “Yüce Divan”, s.66, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg12/bahriozturk.pdf (01.02.2013).

64 SABUNCU, Yavuz, Anayasaya Giriş, İmaj Yayıncılık, 7. bası, Ankara 2001, s. 210. 65

SABUNCU, s.210.

66 GÜLSOY, Mehmet T., Özgürlüklerin Korunmasında Anayasa Yargısının Yeri ve Meşruluğu, Yetkin Yayınları, Ankara 2007, s.134.

askeri mahkemeler gibi doğrudan doğruya ihtisas ceza mahkemesi olarak nitelendirmek mümkündür68

.

Çeşitli ülkelerde anayasa mahkemelerinin yukarıda sayılan işlevleri dışında devletin üstün organlarının eylemlerinin anayasaya uygunluğunun denetimi, federal devlet ile federe devletler veya merkezi devlet ile otonom bölgeler ya da eyaletler arasında oluşan anayasal yetki ihtilaflarının yargılanması, yerel yönetimlerin anayasal başvuruları ile dini topluluklar için anayasal başvurularını karara bağlamak gibi işlevleri de vardır. Tabii olarak bir ülkede anayasa yargısı organının veya organlarının görev alanı birçok faktöre bağlı olarak değişmektedir69

. Örneğin dünyada üniter devlet modelinin yanında, federasyon ya da konfederasyon şeklinde çok yapılı devlet modelleri de vardır70. Dolayısıyla çok yapılı devletlerde federal

devlet ile federe devletler ya da bölgeler arasında veya federe devletlerin ya da bölgelerin kendi aralarında çıkabilecek olan yetki uyuşmazlıklarını (düşey erkler ayrılığı) çözme yetkisi de bu bağlamda anayasa mahkemelerine verilmiştir71

. İlk anayasa mahkemesinin federal bir devlette kurulmuş olmasını bu işlevle ilişkilendirmek mümkündür. Yine benimsenen hükümet sistemine göre, merkezi devlet örgütlenmesi içinde yasama ve yürütme erkleri arasında (yatay erkler ayrılığı) yumuşak ya da sert kuvvetler ayrılığı söz konusudur. Dolayısıyla devletin üstün organlarının anayasa ile kendilerine tanınmış olan yetkileri anayasal sınırlar içinde kullanıp kullanmadıkları hususu hukuk devletinin gerçekleşmesi açısından son derece önemlidir72

. İşte Almanya, İtalya, İspanya gibi bazı ülkelerde devlet organları arasında uyuşmazlık çıktığında bunu çözme yetkisi anayasa mahkemelerine verilmiştir. Böylece anayasa mahkemeleri devlet organları arasındaki yetki tecavüzlerinin önleyicisi ve bunların yetki alanlarının belirleyicisi işlevini görmektedir73

.

Türkiye’de ise ne 1961 ne de 1982 Anayasaları’nda Anayasa Mahkemesi’ne devletin yatay erkleri arasında çıkabilecek böyle bir görev ve yetki uyuşmazlığını

68 ARSLAN, s.46. 69 TUNÇ, s.34. 70

TANÖR-YÜZBAŞIOĞLU, s.449.

71 KABOĞLU, Anayasa Yargısı Avrupa Modeli ve Türkiye, s.173. 72 TUNÇ, s.37.

çözme yetkisi verilmiştir. Oysaki 1982 Anayasası’nın getirdiği güçlü yürütme organı bağlamında özellikle Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlemler göz önüne alındığında Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında çıkabilecek olası görev uyuşmazlıkları ile devletin yapısından kaynaklanan yatay erkler arasında çıkabilecek diğer uyuşmazlıkların çözümü Anayasa Mahkemesi’ne bırakılabilirdi74

.