• Sonuç bulunamadı

1. Anayasa Değişikliklerinin ve Kanunların Şekil Bakımından Denetimi

Şekil bakımından denetim; Anayasa’nın, kanunların ve TBMM İçtüzüğü’nün usul ve şekil kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadıklarının

254

Anayasa Mahkemesi’nin 21.06.1963 tarihli ve E.1963/192, K. 1963/161 sayılı kararıdır. Bu karara göre 1961 Anayasası’nda seçmen olabilmek için herhangi bir yaş düzenlemesinin bulunmaması Anayasa’nın bu konuyu kanuna bıraktığının göstergesidir. Nitekim 1961 Anayasası’nın 55. maddesine göre, “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme ve seçilme hakkına sahiptir.” Buna göre seçmenlik yaşının belirtilmemesi bir anayasa meselesi değildir. Anayasa'nın 55. maddesindeki seçme hakkını, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’un 6. maddesinin yaş bakımından sınırlaması, bu hakkın özüne dokunmamaktadır. Davanın bu sebeplerle reddi gerekir.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=52&content= (03.06.2013).

255 ATAR (2011), s.325. 256 ATAR (2011), s.326.

araştırılmasıdır. Bir hukuk kuralı ancak Anayasa’nın öngördüğü ya da Anayasa’ya uygun hukuk kurallarının izin verdiği usullere göre konulabilir257

.

1982 Anayasası, 1961 Anayasası’na nazaran şekil bakımından denetimi sınırlı bir esasa bağlamıştır. Anayasa’nın 148. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi; kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz.

Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def'i yoluyla da ileri sürülemez. Şekil bozukluğuna dayanan iptal davaları Anayasa Mahkemesi tarafından öncelikle incelenerek karara bağlanır.

Kanunların şekil bakımından denetiminde sadece son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı incelenecektir. Yani son oylamadan önce yapılan şekil bozukluklarının iptale neden olamayacaktır. Bu maddede adı geçen “öngörülen çoğunluk” ifadesi Anayasa’nın 96. maddesinde belirtilen toplantı ve karar yeter sayısıdır. Toplantı yeter sayısı en az 184, karar yeter sayısı ise farklı bir yeter sayının arandığı haller dışında en az 139’dur. Dolayısıyla hem toplantı hem de karar yeter sayısının birlikte gerçekleşmemesi halinde kanun şekil aykırılığı nedeniyle iptal edilecektir258. Konu ile ilgili olarak Danışma Meclisi’nin gerekçesinde “…..son oylama Genel Kurul tarafından yapılır. Daha önce vücut bulan şekil bozukluklarını Genel Kurul’un bildiği veya bilmesi gerektiği varsayılır. Çünkü onun kararı, yapılan

257 CUHRUK, Mahmut C., “Türk Anayasa Mahkemesi” adlı sunumundan alıntı yapılmıştır. http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg4/cuhruk.pdf (04.06.2013).

bir incelemeye, tartışmaya ve açıklamaya dayanır. Genel Kurul’un oylama yapıp kanunu kabul etmesi, şekil bozukluğunu; o kanunu kabul etmemek için yeterli neden saymadığı yolunda bir irade tecellisidir. En büyük organ Genel Kurul’dur. Onun iradesi hilafına bir sonuç çıkarmak hukukun ana esaslarına aykırı düşer. Bu nedenle son oylamadan önceki şekil bozuklukları, iptal sebebi sayılmamıştır….”denilerek son oylamanın şekle ilişkin eksikliği giderici, düzeltici niteliğine işaret edilmiştir259

. Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından denetlemeye yetkili olan Anayasa Mahkemesi’nin bu denetimi de “teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı” hususlarının araştırılması ile sınırlı tutulmuştur. Anayasa’nın 175. maddesi Anayasa’nın değiştirilmesi, seçimlere ve halk oylamasına katılma başlığı altında bu hususları düzenlemiştir. “İvedilikle görüşülememe”, bu maddede “iki defa görüşülme” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi 2008 yılında verdiği bir kararla Anayasa’da bulunan değiştirilemez maddelerin dolaylı olarak değişikliğine sebep olacağı düşüncesiyle Anayasa değişikliklerini de şekil bakımından denetleyerek iptal kararı vermiştir. Yani bir anlamda şekil adı altında esas denetim yapmıştır260

. Özbudun, Anayasa Mahkemesi kararından önce, şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur: “Böyle bir karar Anayasa Mahkemesi’nin tali kurucu iktidarı çok büyük ölçüde sahiplenmesi anlamına gelecek ve Mahkeme’nin demokratik meşruluğu üzerindeki tartışmaları derinleştirecektir”261

.

259

https://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/gerekceli_1982_anayasasi.pdf (04.06.2013).

260“….Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gözetildiğinde, Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerini dolaylı bir biçimde değiştiren ve işlevsizleştiren bu düzenleme Anayasa’nın 4. maddesinde ifade edilen değiştirme ve değişiklik teklif etme yasağına aykırı olduğundan, Anayasa’nın 148. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen teklif koşulunun yerine getirilmiş olduğu kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle dava konusu Yasa’nın 1. ve 2. maddeleri Anayasa’nın 2., 4. ve 148. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir...”Anayasa Mahkemesi’nin 05.06.2013 tarih ve E.2008/16, K.2008/116 sayılı kararıdır.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=2608&content=

(05.06.2013).

2. Kanun Hükmünde Kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Şekil Bakımından Denetimi

Kanun hükmünde kararnameler ile TBMM İçtüzüğü’nün şekil bakımından denetimi noktasında Anayasa herhangi bir sınırlama getirmemiştir. Ancak bunlarla ilgili olarak 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun’da sınırlamalar vardı. Ancak, bu Kanun’un 36/1 maddesinde yer alan“…Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün son oylamasının öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; kanun hükmünde kararnamelerin ise yetki kanununda öngörülen süre içinde çıkarılıp çıkarılmadığı ile Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzalarının bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlıdır.” düzenlemesinin kanun hükmünde kararnameler ile ilgili olan kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir262. Şunu da belirtmek gerekir ki, kanun hükmünde kararnameler ve TBMM İçtüzüğü ile ilgili iptal davası açma süresi Anayasa’nın 150. maddesinde ifade edilen genel hükme tabidir. Buna göre; Anayasa Mahkemesi’nde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı, iptali istenen kanun, kanun hükmünde kararname veya İçtüzüğün Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer.

Yetki unsuru bakımından var olan sakatlıkların da şekil eksikliği içerisinde düşünülmesi gerekir. Yetki, bir işlemin anayasanın yetkilendirdiği organ veya organlar tarafından anayasanın belirlediği görev alanı içinde yapmasıdır. Yetki unsuru bakımından mevcut sakatlıkla, işlemi aynı zamanda şekil bakımından da sakatlar. Dolayısıyla, Özbudun’un da işaret ettiği gibi böyle bir işlemi, Anayasa Mahkemesi’nin daha esasa girmeden şekil yönünden iptal etmesi gerekir263

.

II. Denetimin Ölçütü

Anayasaya uygunluk denetiminde ölçü norm en başta Anayasa’nın kendisidir. Ancak Anayasa Mahkemesi anayasaya uygunluk denetimi yaparken sadece Anayasa’nın metni ile sınırlı kalmamaktadır. İşte Anayasa’nın metni dışında anayasa yargısının kullandığı tüm ölçü normlara “anayasallık bloku” (ölçü normlar

262 Anayasa Mahkemesi’nin 01.03.2012 tarih ve E.2011/59, K.2012/34 sayılı kararıdır. (04.06.2013). 263 ÖZBUDUN, s.420.

bloku) adı verilmektedir264.Bu kavram, yasama organının uymak zorunda olduğu anayasal değerde kurallar ve ilkelerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Anayasallık bloğuna, Anayasa’da ifade edilen ilkelerin yanında, uluslararası hukuk kuralları ve hukukun genel ilkeleri de dâhildir265

. Bu ilkeler, Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları ile anayasaya uygunluk denetiminde kullanılmaktadır.

Anayasa Mahkemesi bu durumu bir kararında şöyle ifade etmiştir: “…Kanunların Anayasa’ya uygunluğunun yargı yoluyla denetlenmesi sırasında iptali istenen hükmün Anayasa ilkelerine ve bu ilkelerin dayandığı genel hukuk kurallarına uygun olup olmadığının araştırılması gerekir266

.”

Türkiye’de anayasallık bloğunun içeriği “ Anayasa’nın başlangıç kısmında belirtilen ilkeler, Cumhuriyetin nitelikleri, Atatürk ilke ve inkılâpları, hukukun genel ilkeleri ve uluslar arası hukuk kuralları” gibi kural ve ilkelerden oluşmaktadır267

. Gözler, “Türkiye’de anayasallık denetiminde ölçü norm olarak ancak Anayasa’nın maddeleri ve başlangıcı kullanılabilir. Bunların dışında uluslararası hukuk normları ve hukukun genel ilkeleri ölçü norm olarak kullanılamaz ve dolayısıyla bu normlar ve ilkeler anayasallık bloğuna dâhil olamazlar.” diyerek anayasa kavramı dışında ayrıca bir “anayasallık bloğu” kavramına ihtiyaç olmadığı yönünde düşünce belirtmiştir268

.

Doktrinde bazı yazarlar Anayasa’da zaten düzenlenmiş bulunan “Cumhuriyetin temel nitelikleri, başlangıçta belirtilen ilkeler ve Atatürk ilke ve inkılâplarını”, “bağımsız ölçü norm” olarak nitelerken, “uluslararası hukuk kuralları ve hukukun genel ilkelerini” Anayasa’da doğrudan düzenlenmediklerinden “destek ölçü norm” olarak nitelemişlerdir269

. Ancak, Anayasa’ya dayandırılamayan ilke ve

264

SABUNCU, s.253.

265 GÖZLER, Kemal, “Türk Anayasa Yargısında Anayasallık Bloğu Kavramına İhtiyaç Var mıdır?” Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt 55, Sayı 3, Temmuz-Eylül 2000, s.81-103. www.anayasa.gen.tr/blok.htm (11.06.2013).

266

Anayasa Mahkemesi’nin 19.06.1968 tarihli ve E.1966/19, K. 1968/25 sayılı kararıdır.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=232&content= (11.06.2013).

267 YÜZBAŞIOĞLU, Necmi, Türk Anayasa Yargısında Anayasallık Bloku, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul 1993, s.151.

268 GÖZLER, “Türk Anayasa Yargısında Anayasallık Bloğu Kavramına İhtiyaç Var mıdır?” www.anayasa.gen.tr/blok.htm (11.06.2013).

kuralların anayasaya uygunluk denetiminde bağımsız ya da destek ölçü norm olarak kullanılması mümkün değildir270

. Şu kadar ki Anayasa’da hukukun genel ilkelerini ve uluslararası hukuk kurallarını içeren ya da bunlara açıkça atıf yapılan haller bu durumun dışındadır271

.

III. Karar Türleri