• Sonuç bulunamadı

Kararların Kesinliği ve Bağlayıcılığı

Anayasa Mahkemesi kararlarının nitelikleri Anayasa’nın 153. maddesinde düzenlenmiştir. 153. maddenin birinci fıkrası “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz” demek suretiyle Mahkeme kararlarının kesinliğinden söz eder. Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nin kararları şekli anlamda ve genel olarak maddi anlamda kesin hüküm kuvvetinde olan kararlardır. Bu doğrultuda şekli anlamda kesin hüküm kısaca kararın itiraz edilemez olduğunu ifade eder. Yani Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına karşı temyiz, karar düzeltme gibi olağan kanun yollarına başvurulamaz. Şekli anlamda kesin hüküm, her bir davada yargılama ancak bu hükümle sona erebileceği için sadece bir kez ortaya çıkabilir312

. Kanun yollarına başvurma olanağı olmayan Anayasa Mahkemesi kararları ortaya çıktığı anda, dava konusu normun Anayasa’ya uygunluğunun veya aykırılığının saptanmış olması bakımından da aynı zamanda maddi anlamda kesin hüküm oluşturur313

.

Maddi anlamda kesin hüküm hukuki güven ve istikrarı koruyucu bir etkiye sahiptir. Çünkü bir kararın şekli anlamda kesin hüküm oluşturması onun bir sonraki yargıya tekrar konu olmasını engellemez. Oysa maddi anlamda kesin hüküm, davaya katılanları ve onların hukuki haleflerini şekli anlamda kesin hüküm oluşturan kararla bağlar ve mahkemelerin karara bağlanmış bir konuda yeniden bir karar vermelerini önler. Sebebi, konusu ve tarafları aynı olan bir davanın ikinci defa açılamamsı ya da

311 AİHM’nin örnek pilot kararları için bkz.

http://www.echr.coe.int/Documents/FS_Pilot_judgments_TUR.pdf (11.06.2013). 312

KANADOĞLU, s.271.

313 BÜYÜKEREN, Sadi, “Anayasa’ya Uygunluk Denetimi ve Kesin Hükümlerin Çatışması”, Ankara Barosu Dergisi, 1996/2, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/1996-2/2.pdf (13.06.2013).

uyuşmazlık konusu yapılamaması maddi anlamda kesin hükmü tanımlar. Bu açıdan maddi anlamda kesin hüküm yeni başvurunun geçersiz olması sonucunu doğurabilecek olumsuz bir dava şartı ya da dava engelidir314

. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının maddi anlamda kesin hüküm oluşturması iptal kararları açısından tam olarak geçerlidir. Mahkeme’nin itiraz yolunda verdiği ret kararları için ise durum farklıdır çünkü Anayasa’nın itiraz yolunun düzenleyen 152. maddesine göre, “Anayasa Mahkemesi’nin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz” hükmü nedeniyle Mahkeme’nin ret kararlarının maddi anlamda kesin hüküm oluşturduğu söylenemez. Çünkü on yıl geçtikten sonra, aynı kanun hakkında itiraz yoluna gidilebilecektir. Bundan başka iptal yoluyla ret kararı verilen bir kanun hükmüne karşı itiraz yoluna gitmek de mümkündür315

.

2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğinden sonra Anayasa’nın 148. maddesine “Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurul’un yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir” cümleleri eklenmiştir. Ayrıca 6216 sayılı Kanun’un 67. maddesi ile yargılamanın yenilenmesi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Mahkeme’nin siyasi parti kapatma davalarında veya Yüce Divan sıfatıyla verdiği kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre istenebilir. Yargılamanın yenilenmesi, kesin hükme bağlanmış olan bir davaya yeniden bakılamayacağına ilişkin kuralın en önemli istisnasını oluşturan olağanüstü bir kanun yoludur. Yani yargılamanın yenilenmesi, daha önceki bir dava ile konusu, tarafları ve sebebi aynı yeni bir dava açılamayacağı anlamına gelen maddi anlamda kesin hükmün bir istisnasını oluşturmaktadır316

. Yüce divan yargılaması ile siyasi parti kapatma davaları cezai nitelikte bir davalardır. Dolayısıyla ceza hukukunda adalet ilkesi gereğince maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, hukuk devletinin de en önemli gereklerinden olduğu için de yüce divan yargılamasında ve siyasi parti kapatma davalarında yargılamanın yenilenmesi yolunun açılması isabetli olmuştur.

314 KANADOĞLU, s.272.

315 GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku, s.921. 316 KURU, s.741.

Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasına göre, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcılığı uygulamada özellikle iptal kararları açısından önem taşır. Çünkü Mahkeme’nin ret kararları sonucu ilgili norm iptal edilmediğinden uygulanmaya devam ederler317

. Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, “Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar.” İptal kararı dava konusu normu ortadan kaldırdığı için bu karar herkes için yani erga omnes hüküm ve sonuç doğurur. Yani kanunun iptal edilmesi ile kanunun kanun koyucu tarafından ilga edilmesi arasında sonuç olarak bir fark yoktur318

. İptal edilmesine rağmen normun uygulanmaya devam edilmesi durumunda cezai ve hukuki sonuçlar ortaya çıkabilecektir319

.

Yasama organı şekil bakımından iptal edilen bir kanunu şekil eksikliğini gidererek tekrar kabul edilebilir. Öte yandan bir kanunun iptalinden sonra, kanunun aykırı olduğu Anayasa maddesi değiştirilmişse, kanun koyucu daha önce iptal edilen kanunu tekrar çıkartabilir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin esasa yönelik olarak iptal kararı verdiği bir kanunun yasama organı tarafından yeniden kanunlaştırılıp kanunlaştırılamayacağı ve bu durumda kanunun Anayasa Mahkemesi’nin önüne tekrar gelmesi durumunda Mahkeme’nin nasıl bir karar vereceği hususu tartışmalıdır. Gözler, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği bir kanunu yasama organının tekrar çıkarabileceği görüşündedir. Ona göre “yasama organının iptal edilen kanunu tekrar çıkaramayacağını söylemek, yasama organına nasıl davranması gerektiği yolunda bir emir vermek anlamına gelir ve artık yasama yetkisi genel olmaktan çıkar. Bununla birlikte, iptal edilen kanunla aynı içerikte olan ikinci kanun da Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelirse, Anayasa Mahkemesi bu kanunu da, ilk kanun gibi Anayasaya aykırı görüp iptal edebilir320.” Oysa Anayasa Mahkemesi’ne göre, Anayasa’ya aykırılığı Anayasa Mahkemesi tarafından saptanmış kuralların aynı

317

ATAR (2011), s.330. 318 GÖREN, s.298. 319 ÖZBUDUN, s.438.

amaç doğrultusunda yeniden kanunlaştırılması, kararı etkisiz düşürmek anlamına gelir321. Bazı Anayasa Mahkemesi üyeleri kararlara ilişkin karşı oy yazılarında bu durumu “anayasayı ihlal eylemi” ya da “anayasayı ihlal iradesi” olarak nitelendirmişler ve böyle bir kanunun karşılaşması gereken yaptırımın “iptal” değil, “yok hükmünde sayılması” olduğunu ileri sürmüşlerdir322

. Aslında Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin hüküm etkisi, aynı konunun ikinci kez norm denetimi konusu olmasını yasaklamaktadır323. Gerek hukuk gerekse ceza yargılamasında

kesin hüküm olumsuz dava koşulu olup tüm iddia ve defilerden önce göz önünde tutulması gerekir. Kesin hüküm itirazı yerinde görüldüğü takdirde uyuşmazlığın esasına girilmeksizin davanın bu sebepten reddine karar verilmesi gerekir324

. Usul hukukundaki bu uygulama dikkate alındığında Anayasa Mahkemesi önüne ikinci kez gelen kanunla ilgili bir önceki kararında yer alan iptal nedenlerini yinelemek yerine,

Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasında düzenlenen Mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden tümü ile iptal etmesi gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi’ne göre “teknik, içerik ve kapsam bakımından benzerlik, iptal edilen kanun ile yeniden çıkarılan kanunun sözcüğü sözcüğüne aynı olması anlamına gelmez. Çünkü böyle bir anlayış 153. maddenin son fıkrasındaki kuralı anlamsız ve uygulanamaz kılar. Konu ve kapsam bakımından sözcüklerde farklılıkta olsa ikinci kanunun aynı amaç doğrultusunda Anayasa Mahkemesi kararına karşı onu etkisiz kılmak amacıyla çıkarıldığının saptanması aranan koşulun gerçekleşmiş sayılması için yeterlidir325”.

321 Anayasa Mahkemesi’nin 02.09.1992 tarih ve E.1991/27, K.1991/50 sayılı kararıdır.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=975&content= (13.06.2013).

322

Anayasa Mahkemesi’nin 13.05.1998 tarih ve K.1998/17 sayılı kararı, 27.25.1999 tarih ve K.1999/19 sayılı kararları için bkz. http://www.anayasa.gov.tr (Kararlar Bilgi Bankası) (13.06.2013). 323 GÖREN, s.299.

324 Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2005 tarih ve E.2005/3635, K.2005/4417 sayılı kararıdır. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=35027 (13.06.2013).

325 Anayasa Mahkemesi’nin 16.09.1993 tarih ve E.1993/26, K.1993/28 sayılı kararıdır.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=1071&content= (13.06.2013).