• Sonuç bulunamadı

Almanya Federal Anayasa Mahkemesi, 1951 yılında kurulmuştur. Eyalet devletleri düzeyinde de anayasa yargısı denetimlerinin yapılabildiği Almanya’da, anayasa yargısı açısından en etkin yargı merci Federal Anayasa Mahkemesi’dir107. Anayasa Mahkemesi’nin görevi anayasaya bağlayıcı yorum getirmektir. Bu işlevini yerine getirmek için yasama organları dâhil olmak üzere devlet erkinin tanımış olduğu tüm organlar karşısında yaygın bir denetleme yetkisi ve erki ile donatılmıştır108

. Mahkeme, her birisi sekiz hâkimden oluşan iki senatodan ibarettir. Bu sayılara Mahkeme başkanı ve yardımcısı da dâhildir. Hâkimler, parlamentonun iki meclisi olan Bundestag (Federal Millet Meclisi) ve Bundesrat’ın (Federal Senato) üçte iki çoğunluğuyla seçilmektedir. Böylece her iki meclis, her bir senatonun yargıçlarının yarısını seçmiş olur. Adalet Bakanı, seçim kurullarının kendilerini bağlı hissetmediği bu yüzden de aslında pek bir anlamı olmayan iki ayrı aday listesi hazırlar. Ancak uygulamada seçim için oluşturulan geçici kurullar daha aktiftir. Zaten bu kurullar siyasi partiler arasındaki anlaşmalara bağlıdır109

. Seçilen hakimleri atama yetkisi ise cumhurbaşkanına aittir. Mahkeme başkanı ve yardımcısı da üyeler arasından dönüşümlü olarak seçilmektedir. Bu doğrultuda ilk başkan Federal Meclis tarafından, ilk başkan yardımcısı ise Federal Senato tarafından seçilmektedir.

Yargıçların görev süreleri on iki yıl olup, tekrar seçilmeleri mümkün değildir. Görevde kalınabilecek en yüksek yaş ise altmış sekizdir. Anayasa Mahkemesi hâkimliğine seçilebilmek için kırk yaşını doldurmuş olmak, hâkim olabilecek hukuki formasyona sahip olmak, parlamento veya hükümet üyesi olmamak gibi şartlar aranmaktadır. Hâkimlerin, üniversitede hukuk öğretmek dışında başka meslek icra edememeleri bir yandan gizli bağlılıkların önlenmesi öte yandan ise tüm çalışma güçlerini Mahkeme’nin hizmetine sunulması amacına

106 TUNÇ, s.129. 107 TUNÇ, s.130. 108

Almanya Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı Wolfgang Zeidler’in “Federal Almanya Anayasa Mahkemesi” konulu konuşmasından alıntı yapılmıştır.

http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg4/zeidler.pdf (16.04.2013). 109 KANADOĞLU, Anayasa Mahkemesi, s.56.

yöneliktir. Anayasa yargısı hâkimlerinin siyasi faaliyette bulunup bulunamayacağı ile ilgili Federal Anayasa Mahkemesi Kanunu’nda açık hüküm yokken, aynı kanunda yargıçların siyasi partilere üye olmalarına açıkça onay verilmektedir110

.

Almanya’da hâkimlerin seçimi ile ilgili tartışılan iki konu vardır. Bunlardan birincisi, hâkimlerin seçiminde siyasi partilerin etkisi konusudur. Siyasi partilerin çoğunlukla kendisine yakın duran adayları tercih etmeleri, parti politikasına bağlı olmayan adayların şanslarını azaltmaktadır. Bu da yargının siyasallaşması eleştirilerini beraberinde getirmektedir. Bir diğer konu ise seçim sürecinin saydam olmamasına yönelik eleştiridir. Bu duruma yönelik olarak seçimlerin kamuoyuna kapalı oluşunun halkın ilgisizliğine yol açtığı, seçimin objektifliği açısından boşalan yerlerin ilan edilerek herkese şans verilmesi gibi çeşitli öneriler sunulmaktadır111.

Anayasal hakların korunması (anayasa şikâyeti yolu), yüce divan yargılaması, siyasi partilerin denetimi, seçimlerin denetimi ve norm denetimi Anayasa’nın Federal Mahkeme’ye verdiği yetkilerdir. Ancak belirtmek gerekir ki Mahkeme’nin özellikle son yıllarda yüce divan yargılaması ve siyasi partilerin anayasaya aykırılıkları gibi yetkilerinin Almanya’da pratik bir önemi kalmamıştır112

. Almanya’da bir kanunun anayasaya uygunluğu sorunu üç şekilde ortaya konulabilmektedir. “Kanunun soyut denetimi” denilen usulde Federal Anayasa Mahkemesi, federal kanun veya eyalet kanununun anayasa ile bağdaşırlığını veya eyalet kanununun diğer federal kanunlarla bağdaşırlığı konusundaki uyuşmazlıklarda karar vermektedir. Bu konuda başvurma yetkisi federal hükümet, eyalet hükümetlerinden biri veya Bundestag üyelerinin en az üçte birine aittir. “Kanunun somut denetimi” denilen usul ise, bir mahkemenin bir kanunu anayasaya aykırı bulması durumunda ortaya çıkar. Almanya’da her mahkeme bir kanun hükmünün (eyalet kanunu da olabilir) anayasa ile bağdaşmadığı görüşünde olması halinde yargılama işlemlerini durdurup, Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak durumundadır. Bu, mahkemeler için hem bir hak hem de yükümlülük olarak nitelendirilmiştir. Hukuka güveni sağlamak ve adli yönetimi tek tipleştirmek adına demokratik yasama organınca çıkartılan bir kanunun Anayasa’ya aykırı olduğu için

110 KANADOĞLU, Anayasa Mahkemesi, s.57. 111 KANADOĞLU, Anayasa Mahkemesi, s.59.

geçersizliğine hükmedecek tek organ olarak Federal Anayasa Mahkemesi yetkilendirilmiştir. Keza, her mahkemeye böyle bir yetki verilseydi, yukarıda belirtilen ilkeleri sağlamak mümkün olmazdı.

Almanya’da bireysel anayasa şikâyetlerinin de büyük önemi vardır. Anayasa’da yazılı temel haklardan bir tanesinin kamu otoritesi tarafından ihlal edildiği iddiasında olan her şahıs şikâyette bulunabilir. Ancak, ihlal edildiği iddia edilen temel hak ihlalinin ortadan kaldırılmasının başka yolunun olmaması şartı aranır. Yani olağan mahkeme usulleriyle hak arama yollarının tümü tüketilmiş olmalıdır. Anayasa Mahkemesi, sadece bir kanuna karşı doğrudan bir şikâyette bulunulması halinde inceleme yapmaz. Bunun haricinde, Anayasa şikâyetlerinde, Anayasaya aykırı bir hükme dayanılarak verilmiş bir hukuki karara karşı şikâyet söz konusu ise Anayasa Mahkemesi, bu durumda kanunun geçerliliğini de incelemektedir113. Belirtmek gerekir ki, Mahkeme’nin iş yükünün önemli bir bölümünü anayasa şikâyetleri oluşturmaktadır.

Federal Anayasa Mahkemesi kararları, eyalet ve federal anayasa organlarını bağlayan kesin hükümlerdir. Kararların başka bir organ tarafından denetimi mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı olduğu açıklanan bir normun yasama organınca tekrar çıkarılması mümkün değildir. Çünkü Mahkeme’nin temel görevinin anayasa hukukundan doğan ölçü ve sınırların bir kanunun yorumlanmasında bağlayıcı şekilde belirtilmesi olduğu ifade edilmiştir114

.