• Sonuç bulunamadı

Bir kanunun esas bakımından denetimi, o kanunun içeriğinin Anayasa hükümlerine uygun olup olmadığının araştırılması demektir. Yani bir kanunun esas bakımından Anayasaya aykırı olması demek, o kanunun içeriğinin bir Anayasa hükmünün içeriğiyle çatışması demektir239

. Denetlenen kanun içerik bakımından çok çeşitli sebeplerle Anayasaya aykırı olabilir. Bu sebepler genellikle idare hukukunda kullanılan “idari işlemin kanuna aykırılık sebepleri” ile paralellik kurularak, “sebep”, “amaç” ve “konu” unsurlarına ayrılarak incelenmektedir240

.

1. Sebep Unsuru

Bir kanunun sebep unsurunu, o kanunun çıkarılmasında etkili olan faktörler oluşturur. 1982 Anayasası’nda çıkarılacak olan kanunlar için “sebep” gösteren hükümler çok azdır. Örneğin, Anayasa’nın 47. maddesine göre, “kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir.” Yani kamu hizmeti taşıyan özel teşebbüslerin devletleştirilmesi, “kamu yararının zorunlu kılması” sebebi varsa, mümkündür. Bunun gibi azınlıkta kalan maddeler dışında, bir kanunun çıkarılmasındaki sebepler yasama organının takdir yetkisine bırakılmıştır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenen kanunun Anayasa’da sebebinin belirtilmemesi halinde, Mahkeme bu kanunu sebep

237

KÖKÜSARI, s.19. 238 ATAR (2011), s.321. 239 ÖZBUDUN, s.401.

unsuru bakımından denetleyemez. Doktrinde birçok yazarın da belirttiği gibi, Anayasa Mahkemesi norm denetimi yaparken, o normun sebebinin her olayda tespit edilebilmesi hem uzmanlık gerektiren bir konu hem de normun sebebinin hukuki değil, siyasi olabileceğini nedeniyle genel olarak anayasallık denetime tabi normlar sebep bakımından denetlenemez241

. Zaten böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi’nin denetimi hukukilik denetiminden çıkıp, yerindelik denetimine dönüşebilir ki yargı yerindelik denetimi yapamaz242

.

2. Amaç Unsuru

Bir kanunun amaç unsuru ise, o kanun ile ulaşılmak istenen nihai sonuç olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda yasama işlemlerinin amacı, bazen özel amaç olarak Anayasa’da belirtilse de genel amaç tıpkı idari işlemlerde olduğu gibi “kamu yararıdır”. Örneğin, temel hak ve hürriyetler, Anayasa’nın ilgili maddelerinde yer alan devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, milli egemenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve genel sağlığın korunması gibi özel amaçlarla sınırlanabilir. Dolayısıyla, temel hak ve hürriyetlere sınırlama getiren kanunlar bu amaçları gerçekleştirmeye yönelik olmalıdır243

. Ancak, doktrinde kanunların amaç unsuru bakımından denetlenmesine kuşkuyla bakılmıştır çünkü özel amaca aykırı olarak çıkarılan kanunları denetlemek mümkündür ancak genel amaç olan “kamu yararının” içeriği ve bu denetimin Anayasa Mahkemesi tarafından nasıl yapılacağı tartışmalıdır244

.

Konuyla ilgili genel kanı, Anayasa Mahkemesi’nin apaçık aykırılıklar dışında, kanunları amaç unsuru açısından denetlemeye yetkili olmadığı yönündedir245

. Örneğin, muhalefet partisine oy verdiği için Abana ilçesini cezalandırmak amacıyla çıkarılan 21.12.1953 tarihli 6203 sayılı “Abana İlçe Merkezi’nin Bozkurt-Pazaryeri Kasabası’na Nakli Hakkında Kanun” kamu yararı amacıyla değil de başka birtakım düşüncelere dayandığı gerekçesiyle Anayasa

241 GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku s.891. 242

ÖZBUDUN, s.416. 243 ATAR (2011), s.322. 244 KÖKÜSARI, s.22.

Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir246

. Kırşehir ilinin seçimlerdeki tercihini cezalandırmak amacıyla ilçe haline getiren kanun da yukarıdaki durumun benzeri ve konu ile ilgili en çok bilinen örnektir247. Öte yandan “kamu yararı” hukuki olmaktan çok, siyasi bir kavram olduğundan yani siyasi iktidarı kullanana göre değişebileceğinden, Anayasa Mahkemesi amaç unsuru bakımından denetim yaparken, dikkatli davranmalıdır248

. Aksi halde kendi kamu yararı anlayışını, yasama organının kamu yararı anlayışının yerine geçirebilir ki bu da “yargıçlar hükümetine” yol açabilir249

. Bu da hâkimlerin ülkeyi yönetmesi sonucunu doğurur250.

3. Konu Unsuru

Yasama işlemlerinin konu unsuru, idari işlemlerin konu unsuruna paralel olarak bu işlemlerin doğurduğu hukuki sonuç, hukuk âleminde meydana getirdiği değişiklik olarak tanımlanabilir251

. Yani yasama işleminin konusunu, o işlemin içeriği oluşturur252

.

Yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereği, Anayasa’ya aykırı olmamak şartıyla yasama organı kanun yaparken konu bakımından sınırlandırılmamıştır. Bir başka ifadeyle, yasama organı dilediği her konuda kanun yapabilir. Ancak kanunlar Anayasa’ya aykırı olamayacağına göre, yasama organı kendisine verilen bu takdir yetkisini ancak Anayasa’da düzenlenen kurallara uygun olarak kullanabilir253. Bu kapsamda Anayasa’nın yasakladığı bir konuda emredici veya izin verici bir düzenleme yapılamayacağı gibi, Anayasa’nın izin verdiği bir konuda da yasaklayıcı bir kanun çıkartmak konu bakımından Anayasa’ya aykırı olur. Örneğin Anayasa’nın 18. maddesinde yer alan “Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” düzenlemesine rağmen kişilerin zorla çalıştırılmasını öngören bir kanun konu bakımından Anayasa’ya aykırı olacaktır. Öte yandan, kanunun düzenlediği bir

246 Anayasa Mahkemesi’nin 11.10.1963 tarih ve E. 1963/145, K. 1967/20 kararıdır.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=205&content=kı rşehir (31.05.2013). 247 ÖZBUDUN, s.417. 248 ATAR (2011), s.322. 249 TEZİÇ, s.114.

250 Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde verdiği çeşitli kararların eleştirisi için bkz. ATAR (2011), s.323-324.

251 CANATAN, Bilal, İdare Hukuku, Detay Yayıncılık, 2. baskı, Ankara 2009, s.93. 252 TEZİÇ, s.119.

konuda Anayasa’da bazı esaslara yer verilmiş olması halinde, kanun bu esaslara aykırı olmamalıdır. Örneğin Anayasa’nın 47. maddesine göre “Devletleştirme gerçek karşılık üzerinden yapılır” Dolayısıyla Anayasa’da öngörülen bu esasa uymayan kanunlar konu bakımından Anayasa’ya aykırı olacaktır.

Bir yasama işleminin konusu ile ilgili olarak Anayasa’da hiç düzenleme bulunmaması Anayasa Mahkemesi’ne göre “Anayasa meselesi” teşkil etmeyecektir. Anayasa Mahkemesi, böyle bir durumda kanunların Anayasa’ya aykırılığının ileri sürülemeyeceğine karar vermiştir254

. Ancak bu durum, hakkında Anayasa’da hüküm bulunmayan konularda çıkarılan kanunların diğer unsurlar bakımından da Anayasa’ya uygun olduğu anlamına gelmeyecektir255

.

Anayasa’da bir konuyla ilgili olarak kanunla düzenleme öngörülmüş olmasına rağmen yasama organının eksik düzenleme yapması tek başına Anayasa’ya aykırılık teşkil etmeyeceği gibi, hiç düzenleme yapılmamış olması da noktasında da Anayasa Mahkemesi herhangi bir şey yapamaz çünkü hüküm yokluğu iptal konusu yapılamaz. Zaten Türk anayasa yargısında “ihmal yoluyla anayasaya aykırılık” düzenlenmemiştir256

.