• Sonuç bulunamadı

İptal Kararlarının Geriye Yürümemesi

1982 Anayasası’nın 153. maddesinin beşinci fıkrasına göre, Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş olan iptal kararları geriye yürümez. Ex-nunc yani geleceğe yönelik bir etkiye sahiptirler. Hâlbuki idari yargıda iptal kararları geriye yürür. Bu farklılık nedeniyle idari yargıdaki iptal kararları beyan edici ya da açıklayıcı iken, anayasa yargısındaki iptal kararları inşai ya da kurucu niteliğe sahiptir341. Anayasa’daki bu düzenlemeyle, iptal edilen kanuna dayanılarak daha önceden yapılan işlemlerin geçerliliklerinin korunması amaçlanmıştır342

. Ayrıca, iptal kararlarının, kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı ve hukuksal güvenlik ile toplumsal adaleti zedeleme gibi sonuçlarından duyulan kaygı nedeniyle anayasa yargısında “iptal kararlarının geriye yürümezliği” ilkesi kabul edilmiştir. Bu durumda Anayasa’ya aykırılığı saptanan ve bu nedenle iptal edilen bir kanun gerekçeli kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren yürürlükten kalkar

337 ÖZBUDUN, s.446.

338 AZRAK, Ülkü, “Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararlarının Geriye Yürümezliği”, s.165, http://www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg1/azrak.pdf (14.06.2013). 339

GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku, s.895.

340 KABOĞLU, Anayasa Yargısı Avrupa Modeli ve Türkiye, s.160. 341 ALİEFENDİOĞLU, s.300.

ancak Anayasa’ya göre gereken hallerde iptal edilen hükmün yürürlükten kalkacağı tarih Anayasa Mahkemesi tarafından ayrıca kararlaştırılabilir.

İptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi genel olarak benimsense de bu durumun bazı istisnaları yine kanunlarla belirlenmiş ve gerektiğinde hâkime takdir hakkı tanınmıştır343

. Dolayısıyla iptal kararlarının geriye yürümezliğini mutlak olarak kabul etmek mümkün değildir. Öncelikle somut norm denetiminde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı, Mahkeme’nin kararını beklemek için durdurulan dava bakımından geriye yürür344

. Böylece bir davada itiraz yoluyla anayasaya aykırılık itirazında bulunan taraf iptal kararından yararlanır. Aksi halde dava mahkemelerinin davaları durdurarak sorunu Anayasa Mahkemesi’ne götürmesinin manası kalmayacaktır. İkinci olarak daha önceden de değinildiği üzere, iptal edilen bir kanun değiştirilerek fakat aynı içerikle bu kez itiraz yoluyla tekrar Anayasa Mahkemesi’nin önüne geldiği zaman Mahkeme’nin karar verilmesine yer olmadığına karar verip veremeyeceği tartışmalı bir konudur. Bu durumda verilecek olan iptal kararının geriye yürümesi kaçınılmaz olur345

.

Anayasa Mahkemesi bir kararında, “Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği hükmünün, hâsıl edeceği sonuçların tayini uygulama ile ilgili bir işlem olup bu hüküm Mahkememizin görevini etkileyecek nitelikte değildir. Mahkememizin görevi usul ve kanun hükümlerine uygun olarak açılan bir davayı görmek ve iptali istenen kanun veya hükmün Anayasaya uygunluğunu veya aykırılığını belli ederek karara bağlamaktır; kararın geriye yürüyecek nitelikte olup olmayacağını tayin ve bunun sonuçlarını tespit etmek Anayasa Mahkemesinin görevi içinde bulunmamaktadır. Bu bakımdan verilecek kararın geriye yürüyecek nitelikte olacağı düşüncesi ile açılan dava hakkında bir karar verilmesi gerekmeyeceği kabul edilemez” demek suretiyle görüşünü ortaya koymuştur346

.

343

BİLGE, Necip, “Anayasa Mahkemesi İptal Kararlarının Geriye Yürümezliği Sorunu”, Ankara Barosu Dergisi, 1990/3, s.360,

http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/1990-3/2.pdf (18.06.2013). 344 SABUNCU, s.214.

345

BİLGE, s.361.

346 Anayasa Mahkemesi’nin 11.10.1963 tarih ve E.1963/124, K.1963/243 sayılı kararıdır.

http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=70&content= (18.06.2013).

Soyut norm denetiminde ise Anayasa Mahkemesi tarafından yetki gaspı şeklinde nitelendirilebilecek olan keyfi ve meşru olmayan kanuni tasarrufların en baştan itibaren geçersiz olduğunu düşünmek ve böylece iptal kararının geriye yürüyeceğini kabul etmek Bilge’ye göre adaletin ve hakkaniyetin gereği sayılabilir347

. Dolayısıyla iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralının kazanılmış hakları saklı tutmaya yönelik olduğunu, pek çok durumda iptal kararlarının geriye dönük etki yapacağını kabul etmek gerekir348

.

Anayasa’da iptal edilen bir kanuna dayanılarak verilmiş ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararları üzerinde iptal kararlarının etkisinin ne olacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Şüphesiz ki, iptal kararlarının geriye yürümezliği sonucu olarak iptal kararından önce kesinleşmiş olan bir cezanın infazının sürdürülmesi ceza hukuku ilkelerine ve adalete aykırı olacaktır349

.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun kanunların zaman bakımından uygulaması ile ilgili 7. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenen“(1)İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. (2)Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gereğince böyle hallerde cezanın icrasının ve kanuni sonuçlarının ortadan kalkması gerekir. Teziç, hukuki güvenliğin korunması amacı dikkate alındığında iptal kararlarının kesin hüküm halini almış yargı ve idare kararları saklı kalmak üzere geriye yürüdüğünün kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur350

. Atar ise vatandaşlara çeşitli yükümlülükler getiren ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bir düzenlemeye dayanılarak yapılan bireysel işlemlerin adalet, eşitlik ve hakkaniyet

347 BİLGE, s.367. 348 TEZİÇ, s.214. 349 GÖREN, s.296. 350 TEZİÇ, s.215.

gibi ilkelerle bağdaşmayacağından, bu yüzden mağdur olan bireylerin idareye başvurarak bu işlemlerin geri alınmasını talep etmesi gerektiğine vurgu yapmıştır351

.

D. Yeni Bir Uygulamaya Yol Açacak Biçimde Hüküm Tesis Etme