• Sonuç bulunamadı

B. Kürtajın Tarihsel Gelişimi

1. Dünya’da Kürtajın Tarihsel Gelişimi

Tarihin ilk çağlarından beri çeşitli yöntemlerle uygulandığı bilinen kürtaj, ahlakî, dinsel, sosyal, politik ve hukukî yönden çok eski zamanlardan beri tartışılan bir konudur. İnsanlık tarihinde kürtaja karşı tutum değişken bir seyir izlemiştir. İlk çağ toplumlarında hamile kadın ve kocası tarafından rıza gösterilen kürtaj uygulamaları genellikle serbesttir. Çünkü o dönemlerde çocukların ebeveynin mülkiyetinde bulundukları, ebeveynin çocukları üzerinde mutlak tasarruf hakkının olduğu kabul edildiğinden, gebeliği isteyerek sonlandırmak da suç olarak görülmemiştir. İlk çağ toplumlarının genelde cenini korumak gibi bir kaygısı olmamıştır. Bu dönemde kürtaj konusunda hukukun ilgilendiği husus, kürtaj uygulamalarında cenin üzerinde hak sahibi olarak görülen baba adayının menfaatini korumak ve kadının sağlığına zarar veren yöntemlerin yasaklanmasıdır.685

Tarihte gebeliği isteyerek sonlandırmak için yazıldığı bilinen ilk reçetelere M.Ö. 2737-3696 yılları arasında yazılan eski Çin yazıtlarında rastlanmıştır.686 Aynı dönemde yazılan bir Çin kitabesinde de gebeliği isteyerek sonlandırmak için civa kullanıldığı kayıtlıdır.687 Antik Çin’de nüfus ile geçim kaynakları arasında ilişki kurulmuş, doğurganlığın sınırlandırılarak nüfusun uygun düzeyde tutulması amacıyla çeşitli yöntemlere başvurulmuştur.

Antik Mısır’da da kürtaj yasaklandığı, M.Ö. 16. yüzyılda yazılan Eber Papirüslerinde gebeliğin isteyerek sonlandırılması ve yöntemlerine ilişkin bilgilere

684 Hüseyin Ertuğrul, Çocuk Düşürtme, Çocuk Düşürme ve Kısırlaştırma Suçları, s.23.

685 Sulhi Dönmezer, “Çocuk Düşürme ve Düşürtmenin Dünü ve Bugünü”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt L, Sayı 1-4, 1984, s.4-5.

686 Ferda Ulufer, Kürtaja Başvuran Kadınların Kaygı Durumlarının İncelenmesi, Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelik Programı Yayınlanmış Doktora Tezi, İzmir, 1992, s.29.

687 Yücel Çelik, İstenmeyen Gebeliklerin Sonlandırılması Öncesinde Verilen Eğitimin Anksiyete Düzeyine Etkisi, s.7.

yer verildiği ifade edilmektedir.688 Antik Yunan’da ise ceninin ana rahminde müstakil bir hayat kazanmış olup olmadığı şeklinde bir ayrıma gidilmiş, ceninin ana rahminde müstakil bir hayat kazanmasından sonra kürtaj yapılması yasaklanmıştır.

Her ne kadar Hipokrat yemininde kürtaj uygulamaları yasaklanmış olsa da, uygulamada Antik Yunan’da kürtajın yaygın olarak uygulandığı bilinmekte ve nüfus hareketlerini dengelemek için araç olarak kullanıldığı düşünülmektedir.689 Ayrıca Hipokrat külliyatında da kürtaj ve kürtaj yöntemlerine yönelik ayrıntılı bilgilere yer verilmiştir.690

İlk çağ Mezopotamya uygarlıklarında ise kürtajın yasaklanması eğilimi ağır basmaktadır. Bu uygarlıklardan Sümer yasalarında kürtajın suç olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır ancak Sümer yasalarından yararlanılarak hazırlanan Hammurabi Kanunlarında kürtaj suç olarak düzenlenmiştir.691 Aynı şekilde Asur ve Hitit yasalarında da kürtaj suç olarak düzenlenmiştir.692

Antik Roma’da ise erken dönemde ebeveynin rızasının olması durumunda kürtaja izin verilmiş, kocanın rızası olmadan kürtaj yapılması ise suç olarak düzenlenmiştir. Ancak kadın evli değilse, kürtaj için ceninin babasının rızası aranmamış, kadının istemesi durumunda kürtaj yaparak gebeliğini sonlandırabileceği düzenlenmiştir. Ancak daha sonra Hristiyanlık etkisiyle kürtajın yasaklanması eğilimi artmıştır.693

İncil’de kürtaj konusuna ilişkin açıklık bulunmamasına rağmen Ortaçağ’da Katolik kilisesi tarafından kürtaja kısıtlamalar getirilmiş, ilk önceleri sadece ceninin ruh kazanmadan önceki dönemde kürtaj yapılmasına izin verilmiş, ceninin ruh

688 Salih Oktar, Türk Ceza Kanununda Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçları (TCK. m. 99-100), s.56.

689 Işıl Güney Tunalı, Özel Hukuk ve Ceza Hukuku Açısından Hekimlerin, Gebeliklerin Sonlandırılmasından Kaynaklanan Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s.26-27;

Sulhi Dönmezer, Çocuk Düşürme ve Düşürtmenin Dünü ve Bugünü, s.4-5.

690 Salih Oktar, Türk Ceza Kanununda Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçları (TCK. m. 99-100), s.61.

691 Yücel Çelik, İstenmeyen Gebeliklerin Sonlandırılması Öncesinde Verilen Eğitimin Anksiyete Düzeyine Etkisi, s.7.

692 Salih Oktar, Türk Ceza Kanununda Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçları (TCK. m. 99-100), s.56-57.

693 Işıl Güney Tunalı, Özel Hukuk ve Ceza Hukuku Açısından Hekimlerin, Gebeliklerin Sonlandırılmasından Kaynaklanan Sorumluluğu, s.27; Burcu Dönmez, “TCK’da Çocuk Düşürtme Suçu Mukayeseli Hukuk ve AİHM’nin Bakış Açısıyla Ceninin Yaşama Hakkının Sınırlandırılması”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt IX, Sayı 2, 2007, s.102-103.

kazanmasından sonra ise kürtaj yapılması yasaklanmıştır. İlerleyen dönemlerde ise kilisenin kürtaja yaklaşımı kademeli olarak sertleşmiş ve ceninin ruh kazanmış, kazanmamış ayrımı kaldırılarak kürtaj her durumda yasaklanmış, hatta annenin ve bebeğin hayatı tehlikede olsa bile kürtaja izin verilmesinin mümkün olmadığı yönünde açıklamalar yapılmıştır.694 1965 tarihinde gerçekleştirilen Vatikan II.

Konsül toplantısında da yaşamın döllenmeden itibaren özenle korunması gerektiği ve çocuk düşürme, düşürtme ile öldürmenin yüz kızartıcı suç olduğu belirtilmiş, 1995 yılında Papa II. J. Paul tarafından yapılan açıklamada kürtajın ağır bir ahlak ihlali olduğu ve bunun masum insanların kasten öldürülmesi niteliğinde olduğu açıklanmıştır.695 Katolik kilisesi günümüzde de kürtaj uygulamalarını kabul etmemekte, yasaklamaktadır. Katolik kilisesinin kürtaja karşı bu sert tutumuna karşın Protestan kilisesi bu görüşü kısmen benimsemeyerek kürtaja çok sınırlı olarak izin vermektedir.

İslam hukukunda da kürtaj yasaklanmış fakat hamile kadının sağlığı, ceninin ana rahminde ölmesi gibi tıbbi zorunluluk durumlarında, ceninin ruh kazanmamış olması şartıyla kürtaja izin verilmiştir.696 Çocuk düşürme bakımından Ömer Nasuhi Bilmen; “Hukukı İslâmiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu’’ eserinde; “cenin ana rahminde canlanmış ise, buna zihayat cenin, canlanmamış ise, gayrizihayat cenin denilmektedir. Ceninin hayatına tecavüz bir cinayet telakki edilir. Bilmen İslamın cenini bu suretle korumasını “nüfusu İslamiyenin artmasına büyük kıymet verilmesine’’ bağlamaktadır. Bu sebeple bir hadiste “ Kadınlarımızın hayırlısı velud olanlardır’’ denilmektedir.697 İslam dini nüfusun artması konusuna çok önem vermekte ve ceninin yaşamına yapılan her türlü müdahaleyi cinayet olarak görmektedir.

Tıbbi zorunluluk olmaksızın yapılacak kürtaj ise her durumda yasaklanarak büyük günah olarak kabul edilmiş ve cezaî müeyyide öngörülmüştür. Bu bağlamda

694 Işıl Güney Tunalı, Özel Hukuk ve Ceza Hukuku Açısından Hekimlerin, Gebeliklerin Sonlandırılmasından Kaynaklanan Sorumluluğu, s.27-28.

695 Salih Oktar, Türk Ceza Kanununda Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçları (TCK. m. 99-100), s.66-67.

696 Muhammet Hamza Muş, Türk Ceza Kanunu’nda Çocuk Düşürtme Suçu, s.32-33.

697 Ömer Nasuhi Bilmen, Hukukı İslâmiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, Üçüncü Cilt, İstanbul Üniversitesi Yayınları No. 402, Hukuk Fakültesi No. 90, İstanbul Matbaacılık, İstanbul, 1950, s.152-153.

Osmanlı Devleti’nde de kürtaj yasaklanmış, kürtaj yapan ve yaptıranların çeşitli cezalara çarptırılacağına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.698

18. yüzyıl filozoflarının kürtaj yapan ve yaptıranlara karşı uygulanan ağır yaptırımlara karşı çıkıp eleştirmeye ve devletlerin seküler nitelik kazanmaya başlamasıyla birlikte kürtaj karşıtı katı tutum yumuşamaya başlamıştır. Bu bağlamda 1791 Fransız Ceza Kanunu’nda kürtaj yaptıran kadına ceza öngörülmemiş, kürtaj yapana ise uygulanacak yaptırım 20 yıl hapis cezasına indirilmiştir. Ancak daha sonra 1810 yılında kürtaj yaptıran kadına da ceza verileceği düzenlenmiştir.699

Birinci Dünya Savaşı’nda milyonlarca insanın hayatını kaybetmesi ve buna bağlı olarak Avrupa ülkelerinin nüfus ihtiyacının artması nedeniyle nüfusu arttırmaya yönelik nüfus politikaları uygulanmaya başlanmış ve kürtaj yasaklanmıştır. Bununla birlikte kürtaj hakkında önceki dönemlerde öngörülen cezalar ise azaltılmıştır. Ancak aynı dönemde sosyalist devrimin etkisiyle Ortodoks kilisesinin etkisinden kurtulan Rusya’da, sosyalist devrimden önce kürtaj tamamen yasak olduğu halde, kürtaja karşı sert tutum değişmiştir. 1920’lerin Sovyet Rusya’sında nüfus artışına ihtiyaç duyulmamasının, nüfus fazla olduğu için milyonlarca insanın açlıktan ölmesinin ve kadın erkek eşitliğini esas alan Marksist düşüncenin hâkim olmasının etkisiyle kürtaj yasakları kaldırılarak kürtaj suç olmaktan çıkarılmış, hatta sağlık kurumlarında ücretsiz olarak kürtaj hizmeti verilmeye başlanmıştır. Ancak İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Sovyet Rusya’sında nüfus ihtiyacının artması nedeniyle nüfus politikası değişmiş ve 1940 yılında kürtaj yasaklanarak suç haline getirilmiş, 1950 yılında nüfusun istenen düzeye gelmesiyle de kürtaja tekrar izin verilerek suç olmaktan çıkarılmıştır.700

İkinci Dünya Savaşında sonra açlık, sefalet ve hastalık gibi sorunların hızlı ve kontrolsüz nüfus artışından kaynaklandığının, nüfusun miktarının değil de vasfının önemli olduğunun ve nüfusun nitelikli hale getirilebilmesi için kaynaklarla nüfus artışının dengelenmesi gerektiğinin, bunun da sosyalist ülkelerdeki gibi nüfus planlaması yapılarak sağlanabileceğinin anlaşılması ve ayrıca kadın erkek eşitliği

698 Fatma Şimşek, Haldun Eroğlu, Güven Dinç, “Osmanlı İmparatorluğunda Iskat-ı Cenin (Çocuk Düşürme)” Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt II, Sayı 6, Kış 2009, s.595-606.

699 Sulhi Dönmezer, “Çocuk Düşürme ve Düşürtmenin Dünü ve Bugünü’’, s.5.

700 Sulhi Dönmezer, “Çocuk Düşürme ve Düşürtmenin Dünü ve Bugünü’’, s.6-7.