• Sonuç bulunamadı

B. Yaşam Hakkının Kapsamı, Başlangıcı ve Sonu

2. Ötanazinin Tarihsel Gelişimi

Ötanazi kavramı eski Yunan kültürü ile başlayan ve Roma dönemiyle devam eden bir geçmişe sahiptir.375

a. Antik Çağda Ötanazi

Antik Yunan’da ötanazi düşüncesi soyluların hasta ve yaşlı olarak görülmek istememeleri ve bunun bir zayıflık göstergesi olduğu düşüncesi nedeniyle ortaya çıkmıştır.376 Bu dönemlerde ölüm üzerine çeşitli düşünceler ortaya atılmıştır. Bu düşünceler arasında “soylu insanın kendini hastalıklı bir beden içinde görmekten ve görülmekten kaçınma, yaşlılığın getirdiği titreklik ve bunaklığın hâkimiyetine girmekten kurtulma isteği dolayısı ile soylu insan için bu durumda yaşamanın onuru ile bağdaşmadığı” gibi anlayışlar söz konusudur.377 Pythagoras bütün felsefesini dini temeller üzerinde şekillendirmiştir. Bu kendisine ölüm ve yaşam hakkında bu anlayışla hareket etmesini sağlamıştır. Bireyin yaşam üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, bununla birlikte yaşamını sonlandırabilmesini uygun bulmamıştır.378

374 Muharrem Özen, Meral Ekici Şahin, “Ötanazi’’, Ankara Barosu Dergisi, Yıl:68, Sayı:2010/4, Ankara, 2010, s.17; Özge Demirörs, Sevinç Arslan Hızal, “Türk Ceza Hukuku Açısından Ötanazi’’, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 65, Sayı 4, 2016, s.1491.

375 Sibel İnceoğlu, Ölme Hakkı, Ötanazi, s.16; Sibel İnceoğlu, “Ölme Hakkı; İstemli Ötanaziye İlişkin Hukuki Gelişmeler’’, “III. Tıbbi Etik Sempozyumu Bildirileri’’, Biyoetik Derneği Yayınları No: 3, Yüksek Öğretim Kurulu Matbaası, Ankara, 1998, s.71.

376 Osman Kaşıkçı, “Hukuk Tarihinde Ötanazi’’, Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları Dergisi, Sayı 6, 2008, s.89.

377 Ömür Elçioğlu, Tarık Gündüz, Nedime Köşgeroğlu, “Tıp, Hukuk ve Etik Açıdan Euthanasia”

Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi Dergisi, Cilt II, Sayı 2, 1994, s.64-70.

378 Arslan Terzioğlu, “Euthanasie (Ötanazi) ve Getirdiği Etik Sorunlar”, Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi Dergisi, Cilt II, Sayı 1, 1994, s.16-22.

Sokrates, insanların ruhunun hiçbir zaman yok olmadığını ve ölümsüz olduğunu savunmuştur.379 Bu nedenle ötanaziye karşı mesafeli yaklaşmıştır.

Platon ötanaziyi, iki farklı bakış açısından değerlendirmiştir. Birincisi kendisi açısından olandır ve bu bakış açısına göre bireyin ölmesi yaşamasına göre daha iyi olacaksa ölmesine mani olunmamalı düşüncesidir. İkincisi devletin menfaati açısından ötanaziye bakış açısıyla ilgilidir. Buna göre Platon “Devlet” isimli eserinde konuyu açıklamıştır:380 “Hekimliği yalnız bedenleri doğuştan sağlam olup da, geçici bir hastalığa tutulmuş insanlar için kullandı. Bu hastaları ilaçla, bıçakla iyi ederek, onları gündelik işlerden, yaşayışlardan ayırmıyordu. İçini hastalık sarmış olan bedenleri kan alma, kusturma, içini temizleme gibi yollarla iyi edeceğim diye, kötü bir hayatı uzatmaya uğraşmazdı. Böylelerinin kendilerine benzeyecek çocuklar yapmalarını doğru bulmazdı. Tabiatın verdiği ömrü yaşamaya gücü yetmeyen adamı, iyileştirmenin, ne o adama, ne de topluma fayda vereceğine inanıyordu”. Bu açıklamaya göre Platon engelli doğan çocukların ve tedavisi mümkün olmayan hastaların ötanaziye tabi tutulması gerektiğini savunmuştur.381 Bu düşüncesiyle Platon ötanaziye karşıt olan bakış açısını esnetmiştir.382 Aristoteles istemli ötanaziyi savunurken istem dışı ötanaziye karşı çıkmıştır. Ona göre ötanazi uygulanması için bireyin akli melekelerinin yerinde olması ve kendi hür iradesiyle karar vermesi gerekir. Bu nedenle hastanın istemi olmadan yapılan ötanaziyi cinayet olarak görmektedir.383

Ötanaziye ilişkin Hipokrat Yemini’ne değinilmesi gerekmektedir. Çünkü bu yeminde ötanazi kesinlikle reddedilmiş ve hekimin etik yönden nasıl hareket etmesi gerektiğine dair ilkeler belirlenmiştir. Hipokrat Yemini384;

379 Oğuz Baysan, Bilgi ve Ahlak: İlham Dilman’ın Sokrates Yorumu, Kırklareli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Kırklareli, 2013, s.19.

380 Platon, Devlet, Çev.: Sabahattin Eyüpoğlu, M. Ali Cimcoz, Kültür Yayınları, İstanbul, 2007, s.101.

381 Ahmet Gök, Aristoteles’in Etik Görüşü Bağlamında Ötanazi, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Aydın, 2015, s.34.

382 Fatma Öz, “Ötanazi”, Türkiye Klinikleri Tıbbi Etik Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 1998, s.40-47.

383 Neyyire Yasemin Oğuz, “Ötanaziye Etik Yaklaşım, Ötanaziye Etik Yaklaşım’’: Tıp Etiği Açısından Yaşamın Son Döneminde Karar Verme Süreçleri. Medikal Etik (Doğum, Ölüm Süreçleri ve Yaşamın Anlamı), Yüce Yayım, İstanbul, 2001, s.61-67.

384 Erdem Aydın, Tıp Etiğine Giriş, Pegem A Yayıncılık, Ankara, 2001, s.30.

 “Yetenek ve hükmüm doğrultusunda hastalarımın iyiliği ve yararı için diyet uygulayacağım ve kimseye zarar vermeyeceğim.

 Ne ölümcül ilaç isteyene böyle amaçlı ilaç vereceğim ne de ölümüne neden olacak bir tavsiyede bulunacağım.

 Bir kadının çocuk düşürmesine yardım etmeyeceğim.

 Girdiğim her ev, hastamın iyiliği içindir. Özgür ya da köle olsun hiçbir insana tacizde bulunmayacağım.

 Hastama ait bilgileri kimseye açıklamayacağım ve onları sır olarak saklayacağım.

 Eğer bu yeminimi tutarsam insanlar arasında her zaman hürmet göreyim, eğer tutmazsam aksine uğrayayım” şeklindedir.

Hipokrat yemininde; etik olarak doktorun hastasını iyileştirmekle görevli olduğu, fakat hastanın rızası bile olsa hastanın hayatına son verilmemesi gerektiği hususu yer almaktadır.385

Eski Roma döneminde, dayanılmaz acılar çeken ve artık yaşamak istemeyen bireyin sırf acıları sona ersin diyerek hekim tarafından hayatına son verilmesi suç kabul edilmiştir.

b. Orta Çağda Ötanazi

Orta çağ’da Hıristiyanlığın yaygınlaşması ve kilisenin güçlenmesi nedeniyle dinin etkisi gitgide artmıştır. Kişinin kendi veya başkasının canına kıyması yasaklanmıştır. Antik çağın aksine Hıristiyanlığın yükselişi ile ötanaziyi savunanlar azalmaya başlamıştır. Augustine intiharı Kutsal Kitap’ta geçen “öldürmeyeceksin”

385 Arslan Terzioğlu, “Euthanasie (Ötanazi) ve Getirdiği Etik Sorunlar”, s.16-22; Recep Akdur, Tıbbi Etik ve Meslek Tarihi, Songür Eğitim Hizmetleri, Ankara, Eylül 2013, s.114-115.

emrine karşı bir isyan olarak betimlemiştir.386 Yeniçağa girildiğinde ötanazinin daha çok tartışıldığı görülmektedir. Çünkü hak ve özgürlük kavramları ile bu anlamda yeni bir düşünce akımı ortaya çıkmıştır. Özellikle 16. yüzyılda yaşayan Thomas Moore “Ütopya” isimli eserinde; “iyileşmesi mümkün olmayacak hastaların fazla acı çekmelerini önlemek için ölmelerini doğru bulduğunu, ruhun ölümsüzlüğüne inanıldığı için kişiye telkinde bulunulduğunu, eğer kişi ölmek isterse bir uyuşturucuyla hayatına son verildiğini, istemeyen kişinin ölümüne izin verilmediğini, intihar eden kişilere ise iyi gözle bakılmayarak cesetlerinin diğer Utopia’lılarınki gibi gömüleceğine ya da yakılacağına, pis bir bataklığa atıldığını” yazmıştır.387

c. Modern Çağda Ötanazi

Orta çağ’dan sonra Avrupa ülkelerinde ötanazi kavramı sık sık dillendirilmeye başlanmıştır. On yedinci yüzyılda Francis Bacon ötanaziyle ilgili olarak; “Hekimin vazifesi, hastanın ağrı ve ızdırabını dindirmek, sıhhatini düzeltmek olmakla beraber kolay ve sükûn içinde bir ölüme de hizmet edebilmektir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.388 Umumi Memleket Hukuku adında çıkarılan 1794 tarihli kanunda ötanazi uygulanması nedeniyle verilen cezada indirim öngörülmüştür.389

Ötanazinin yasalara girmesi ile ilgili ilk çalışmalar 20. Yüzyılda başlamıştır.

İlgili yüzyılın ilk yarısında ötanazi kavramına yasalarda yer verme girişimleri sonuçsuz kalmış ancak ikinci yarısında hem içtihatlara konu olmuş hem de yasalara girebilmiştir.390 Bu özellikle Avrupa ülkeleri ile Amerika’da görülmüştür.

İngiltere’de “Gönüllü Ötanazi Cemiyeti” kurulmuştur. Bu cemiyet, ötanaziye ilişkin kurulan ilk cemiyettir.391

386 Ayşegül Demirhan Erdemir, Tıp Tarihi ve Deontoloji Dersleri, Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa, 1994, s.225-233.

387 Thomas More, Ütopia, İnceleyen: Mine Urgan, Çevirenler: Vedat Günyol, Sabahattin Eyuboğlu, Mina Urgan, 2. bs., İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, Eylül 2000, s.54.

388 Adnan Öztürel, “Ötanazi’’, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 14, Sayı 1, 1957, s.264.

389 Mehmet Emin Artuk, Hukukçu Gözü ile Ötanazi. Medikal Etik, (Doğum, Ölüm Süreçleri ve Yaşamın Anlamı), Yüce Yayım, İstanbul, 2001, s.42-60.

390 Erdem Özkara, Ötanazide Temel Kavramlar ve Güncel Tartışmalar, s.33.

391 Mehmet Emin Artuk, Hukukçu Gözü ile Ötanazi. Medikal Etik, (Doğum, Ölüm Süreçleri ve Yaşamın Anlamı), s.42-60.

Ayrıca 1938 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan “Amerika Ötanazi Cemiyeti” de ötanazi ile ilgili yoğun propaganda çalışmaları yürütmüştür.

Ötanazinin yasalaşması konusunda çok çaba sarf edilmiş ancak İkinci Dünya Savaşının başlaması ile bu çabalar yarım kalmıştır392. 1976 yılında “Doğal Ölüm Yasası” adında bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanun Amerika Birleşik Devletleri’nde pasif ötanaziye vize veren kanun olarak tarihe geçmiştir393. 1980 ve sonrasında Amerika Birleşik Devletleri’nde pasif ötanaziye izin verilmeye başlanmıştır. Ayrıca bu yıllarda ötanazi Belçika ve Hollanda da yasalaşmıştır.394 1988 yılında “Dünya Ötanazi Birliği” oluşturulmuştur.395 “SCCM” Society of Critical Care Medicine tarafından yayınlanan 1990 yılındaki rapora göre; “yaşam destek tedavisinin başlaması hastayı iyileştirme hedefinden uzaksa veyahut mümkün değilse tedavinin başlamamasının veya kesilmesinin etik açıdan herhangi bir sakınca doğurmadığı”

ifade edilmektedir.396 Dünya Sağlık Örgütü ile Avrupa Tabip Birlikleri ile Roma’da yapılan toplantıda alınan kararlar ötanazinin kısmen kabulü anlamında yorumlanabilir. Buna göre iyileşme ümidi kalmamış hastaların eziyet çekmeden yaşamlarına son verme hakkına sahip oldukları ifade edilmiştir397.