• Sonuç bulunamadı

A. Yaşam Hakkı Kavramı

1) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde Yaşam Hakkı

Bizim de ülke olarak tarafı olduğumuz bu Sözleşme, taraf devletler için bağlayıcı niteliktedir. Bu kapsamda Sözleşme’nin tarafı olan devletler, Sözleşme normları çerçevesinde iç hukuk mevzuatlarında gerekli yasal düzenlemeleri yapmakla mükelleftirler. Öte yandan bu Sözleşmenin tarafı olan tüm devletlerin vatandaşları, uluslararası hukuk alanında hak süjesi haline gelmiş olup, Sözleşme ile koruma altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerine yapılan müdahalelere karşı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilme olanağına sahiptir.

Bu nedenle; taraf devletlerin vatandaşlarına uluslararası boyutta bireysel hukukî koruma imkânı sunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, uluslararası alanda ortaya konulmuş en önemli uluslararası belge olarak kabul edilmektedir.57

Taraf devletler açısından bağlayıcı niteliği olan bu Sözleşme sayesinde, temel insan hak ve özgürlüklerine yönelen hak ihlalleri bir nevi ulusların iç hukuk sorunu

55 Samir İsmayılov, Yaşam Hakkı ve Yaşam Hakkının Korunmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2006, s.20.

56 Samir İsmayılov, Yaşam Hakkı ve Yaşam Hakkının Korunmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü, s.32; Burcu Aykar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Yaşama Hakkı, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Kırıkkale, 2015, s.5.

57 Burcu Aykar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Yaşama Hakkı, s.6.

olmaktan çıkarılarak, uluslararası boyuta taşınmış ve böylece çok uluslu bir koruma sağlanmıştır. Temek hak ve özgürlüklere uluslararası düzeyde garanti sağlanmış olması ve bununla birlikte yaşanacak ihlallere karşı koruma mekanizması getirilmiş olması, Sözleşme’nin önemli bir özelliğidir.58

Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’si incelendiğinde; sözleşme metninin “hak ve özgürlükler” bölümünde yer verilen ilk hakkın “yaşam hakkı” olduğu görülmektedir.

Kanaatimizce Sözleşme’de ilk olarak yaşam hakkına yer verilmiş olması, bu hakka verilen önemin bir göstergesidir.

AİHS’nin “yaşam hakkı” başlıklı 2. maddesi şu şekildedir;59

“1. Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez.

2. Ölüm, aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz:

a) Bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması,

b) Bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutuklu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme,

c) Bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması için”

Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin 2’nci maddesinin birinci fıkrasında, “her bireyin yaşam hakkına haiz olduğu ve hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemeyeceği” emredici bir şekilde düzenlenirken, yaşam hakkına yönelik getirilmiş olan bu kuralın istisnalarına da yine aynı madde içinde yer verilmiştir.

58 Oktay Bahadır, Avrupa İnsan Hakları ve Anayasa Yargısında Yaşama Hakkı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009, s.7.

59 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, (Erişim)

https://www.echr.coe.int/Documents/Convention_TUR.pdf 11 Haziran 2020.

Bununla birlikte hangi hallerde gerçekleşen yaşamdan yoksun bırakma eylemlerinin, yaşam hakkını ihlal etmeyeceği de madde metninde açıkça gösterilmiştir.60

Sözleşme’nin 2. maddesi ile yaşam hakkı yönünden etkin bir biçimde koruma altına alınan bireyin; taraf devletin, bizzat kendisinden kaynaklanacak ihlaller ile üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilecek ihlalleri de kapsayacak biçimde, bu ihlallere engel olacak şekilde ve yeterlilikte tedbirleri alması zorunlu hale getirilmiştir.61 Diğer bir deyişle devlet, bireyin yaşam hakkını ihlal eden üçüncü kişileri engellemek için gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu gibi bu ihlali gerçekleştiren kişiye de yaptırım uygulama mükellefiyeti altındadır.62

Sözleşmeye göre yaşam hakkının korunması adına iç hukukta düzenleme yapılmış olması devletin sorumluluğunu sona erdirmez. İç hukukunda gerekli yasal düzenlemeyi yapması gereken devletin, ayrıca bizzat yaşam hakkını sonlandırıcı eylemlerden kaçınmasının yanı sıra hakkın varlığını devam ettirebilmesi için bu amaca ulaştırıcı nitelikte tedbirlerin alınması konusunda da yükümlülüğü bulunmaktadır.63

Yaşanan gelişmeler ve ilerleyen süreç içerisinde ölüm cezasının kaldırılması yönünde, Avrupa Konseyi üyesi olan çeşitli devletler tarafından eğilimler sergilenmeye başlanmıştır. Bu eğilimlerin de katkısı ile AİHS’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin, hakkın koruma altına alınması hususunda yeterli düzeyde olmadığı yönünde oluşan kanaat ve yaşam hakkını sona erdiren ölüm cezasının ilga edilmesi gerekliliği üzerinde yoğunlaşan görüş, üye devletler tarafından benimsenerek kabul görmüştür.64

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 26.6.2003 tarihli ve 4913 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan, Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Ek 6 No’lu Protokolün 1. maddesinde; “Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya

60 Seyfullah Çakmak, Yaşama Hakkı ve Ölüm Cezası, Yargı Yayınevi, Ankara 2002, s.136.

61 Burcu Aykar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Yaşama Hakkı, s.8.

62 Samir İsmayılov, Yaşam Hakkı ve Yaşam Hakkının Korunmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü, s.36.

63 Işıl Karakaş, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yaşam Hakkı: Mc Cann’dan Kaya Kararına”, Türkiye’de İnsan Hakları, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi, Ankara, 2000, s.202 vd.

64 Samir İsmayılov, Yaşam Hakkı ve Yaşam Hakkının Korunmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü, s.42.

çarptırılamaz ve idam edilemez.” hükmüne yer verilmiş olup, Protokolün 2.

maddesinde yer alan; “Bir Devlet, savaş zamanında veya yakın savaş tehdidi durumlarında işlenen eylemler için yasalarında ölüm cezasına ilişkin hüküm öngörebilir; böyle bir ceza, ancak, yasada belirtilen durumlarda ve yasa hükümlerine uygun olarak uygulanabilir. Bu Devlet, söz konusu yasaların ilgili hükümlerini Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bildirecektir.” şeklindeki düzenleme ile de 1. maddenin istisnasına yer vermiştir. Yapılan düzenlemenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanunla onaylanmasıyla birlikte ülkemizde de idam cezası yasalarımızdaki istisnalar dışında kaldırılmıştır.65

Bu düzenlemeye göre taraf devletlerin bireyi ölüm cezası ile cezalandırması mümkün değildir. Ancak “savaş zamanlarında” veya “yakın savaş tehdidi durumlarında” ulusal yasalarda açıkça belirtilmiş olmak ve önceden düzenlenmiş olan bu yasa hükmüne uygun şekilde uygulanmak koşuluyla kişilere ölüm cezası verilebileceğine dair istisnai bir uygulama öngörülmüştür.

Yaşam hakkı, AİHS ile güvenceye alınan temel hak ve özgürlüklerin ilk sırasında gelmekte ve vazgeçilmez nitelikte olan bu hak ayrıca diğer hakların da sert çekirdeğini oluşturmaktadır. Savaş zamanı veya yakın savaş tehdidi olan hal ve koşullar haricinde, hiçbir şekilde yaşam hakkının özüne dokunulması mümkün değildir. Protokolün 6. maddesinde yer alan bu istisnai düzenleme ile, söz konusu durumların varlığı halinde, taraf devletlere normal zamanlara oranla biraz daha rahat hareket edebilme imkânı tanındığı manasına gelmektedir.66

Yine devam eden süreçte 2002 yılında, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin girişimleri sonucunda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek Ölüm Cezasının Her Koşulda Kaldırılmasına Yönelik 13 No’lu Protokol kabul edilmiştir.67

65 11 No’lu Protokol İle Değişik, İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Avrupa Sözleşmesine Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Ek 6 No’lu Protokol (Erişim) https://humanrightscenter.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/07/29/AIHS_6.protokol.pdf 11 Haziran 2020.

66 Oktay Bahadır, Avrupa İnsan Hakları ve Anayasa Yargısında Yaşama Hakkı, s.10.

67 Samir İsmayılov, Yaşam Hakkı ve Yaşam Hakkının Korunmasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü, s.43.

Sözleşme’ye Ek 6 No’lu Protokol ile ölüm cezasının uygulanmasına yönelik olarak getirilmiş olan “savaş ve barış zamanı” şeklindeki ayrım, 13 No’lu Protokol ile tamamen sona erecek şekilde değiştirilmiştir.68 13 No’lu Protokolün yaşam