• Sonuç bulunamadı

İbn Hacer’in Yöntem Açısından Özgünlüğü

26. Hidâyetü’r-rüvât ilâ tahrîc ehâdisi’l-mesâbih ve’l-mişkât

1.4.5. İbn Hacer’in Yöntem Açısından Özgünlüğü

İbn Hacer, eserlerini oluştururken orijinal kalmak için âzâmi gayret sarfetmiştir. en-Nüket’i baştan sona kadar okuyan dikkatli bir araştırmacı İbn Hacer’in tenkitlerinden bunu müşahede edecektir. Bu başlığın altında Nüzhetü’n-nazar’da yöntem özgünlüğünü ele alacağız. İbn Hacer, Nühbetü’l-fiker’in girişinde metot ve usûl özgünlüğünü

363 Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, II, s. 659.

364 Sehâvî, a.g.e., II, s. 659.2

365 Bilen, Mehmet, İbn Hacer’in Buhârî Savunması, s. 20.

366 Bilen, Mehmet, a.g. e., s. 22.

367 Buhârî, Ezân, 29, Hadîs No: 644.

368 İbn Hacer, Fethu’l-bârî, II, s. 129.

369 Geniş bilgi için Bkz. Sakallı, Talat, Hadîs Tartışmalarında İbn Hacer-Bedruddin Aynî, Ankara, 1996.

108

“هتركتبا=özgün bir yöntemle” ele aldım şeklinde şeklinde ifade etmek suretiyle özgünlüğe verdiği önemi gözler önüne sermiştir.

İbn Hacer’e kadar hadis usûlü kitaplarının mukaddimelerinde daha önceki usûl kitaplarının tanıtılması bilinen bir yöntem değildir. O, mukaddimede sadece eserlerin ismini vermekle yetinmemekte kritiğini de muhtasar bir şekilde yapmıştır. Ayrıca İbn Hacer’in kitabının girişinde haber konusunu ele alarak konuya girmesi de ona özgüdür.

İbrahim b. Muhammed Nur Seyf, “İbn Hacer’in özgünlük İddiasını sadece bununla sınırlandırsak bile haklı olduğu anlaşılacaktır.” demektedir.370

İbn Hacer, haberle konuya girmekle Hz. Peygamber’in ةنياعملاك ربخلا سيل =“Haber çıplak gözle görmek gibi değildir.” hadisine işâret etmek istemiştir.371 Yukarıda verdiğimiz bu rivâyetin şöyle bir ziyâdesi vardır: “Allah (cc.) Musa Peygamber’e kavminin buzağaya taptıklarını haber verince elinde bulunan levhaları atmadı. Gözleri ile görünce levhaları yere atarak kırılmalarına sebep oldu.” Bu rivâyetin ziyadesinde sorun görmekteyiz. Zira Rabbi ile tekellüm eden bir peygamberin ondan aldığı haberi kesin olarak kabul etmesi gerekirdi. Kaldı ki Haldun el- Ahdeb’in de belirttiği gibi bu rivâyetin isnâdı zayıftır.372

İbn Hacer’in yeni ve özgün bir tertiple konuları ele almasına özellikle eserini esas aldığı İbnu’s-Salâh’ın konularını uygun bir düzende ele almaması önemli bir etken olmuştur. İbn Hacer’in belirttiği gibi İbnu’s-Salâh’ın derslerinden oluşan bu eserdeki düzensizlik bir yere kadar haklı görülebilir.373 Ancak bu eseri şerh, ihtisâr ve nazm edenler için aynı mazareti ileri sürmek mümkün değildir. İbn Hacer’in yöntem özgünlüğünden söz ederken hadis usûlüne dair yaptığı tanımlardan da söz etmek gerekir.

Zira o, tanımları yaparken mantıkçıların tanım anlayışını benimsemiştir. Usûlünün nev’ilerini açıklarken “istikrâî taksim”den; az da olsa “âklî taksim”den yararlanmıştır.

Aslında meseleyi bölümlere ayırırken ya âklî ya da istikrâî deliller kulanmak bir zorunluluktur. İbn Hacerin metodunu daha iyi anlayabilmek için kısaca bu iki metodu açıklamakta yarar görmekteyiz.

Aklî taksim; Bir şeyi kendisine ve zıddına taksim etmek veya bir şeyi kendisine ve zıddına musâvî olana taksim etmektir. Aklî taksime örnek mantık kitaplarında sık

370 Nur Seyf, İbrahim b. Muhammed, Nuhbetü’l-fiker-Dirâsetun anhâ ve an menhecihâ-, Mecelletu Câmiâti’l-İslâmiyye, yıl 43, 1431, sy. 153, s. 133.

371 Ahmed b. Hanbel, Musnedu’l-imâm Ahmed, (thk. Şuayb Arnavut ve Âdil Mürşid, )Muesesetü’r-Risâle, Beyrut, 1421/2001, III, s. 341 Hadîs No: 1842-IV, s. 260, Hadîs No: 2447.

372 Ahdeb, Haldûn, Zevâidu tarihi Bağdâdî alâ kütübi’s-sitte, Dâru’l-Kalem, Dımeşk, 1417, III, s. 196.

373 İbn Hacer, Nüzhetü’n-nazar, s. 35.

109 kullanılan ‘sayı ya çifttir ya da çift değildir’ ifadesi gösterilir. Aklî taksimin ikinci türüne ise örnek olarak “sayı ya çiftir ya da tektir.” misali verilir. Çünkü tek olan çift olmayan sayı ile müsavidir. İstikraî taksimde araştırmacı tüm kısımlarda araştırma yapmalı, dışarıda hiçbir cüzün kalmadığına kanaat getirmelidir.

İbn Hacer, Nühbetü’l-fiker’i baştan sonuna kadar kendisinden önce hiçbir muhaddisin kullanmadığı özgün olan bu yöntem üzere yazmıştır. Bu hususta birkaç örnek vermek istiyoruz. O inkıta’ ile ilgili şunları yazmaktadır: “İsnâddan râvî düşmesi, ya musannifin tasarrufundan olacak ki bu ya senedin baş tarafında olur veya isnâdın nihâyetinde tâbiînden sonra ya da senedin başka yerinde olur.”374

O, merfû hadisin tanımında da şunları yazmaktadır: “İsnâd Hz. Peygamber’de nihâyet bulur ve onun sözlerinin ya sarahaten ya da hükmen olmasını iktiza eder… Ya da isnâd sahabide son bulur ya da isnâd tabiînde nihâyet bulur.”375 Mübtedî’ râvî mevzusunda ise şunları kaydetmektedir. “Bid’at ya kâfir ya da fasık yapar.”376

İbn Hacer görüldüğü üzere eserin tamamında istikrâî yöntemle usûle yeni bir bakış açısı getirmiştir. Askalânî, şâz ve münkeri makbûl hadislerin içinde idrâc ederek kendisinden önce eser veren muhaddislere muhâlefet etmiştir. Semânî, ف نيفنصملا فلاخ دق ي ثيدحلا مولع =O, ulûmu’l-hadiste musanniflere muhalef etmiştir.377 İbn Hacer, Nuhbe’yi İbnu’s-Salâh’ın mukaddimesinden istifade ederek yazmıştır. Ancak mukaddime ile sınırlı kalmamış eklediği bazı konularla usûle yeni bir ivme kazandırtmıştır. Eklediği konulardan bazıları şunlardır:

1- Mahfûz 2- Ma‘rûf 3- Muharref 4- Münker

5- Künyesi babasının ismine uyan 6- Künyesi eşinin künyesine uyan

7- Hocasının ismi babasının ismi ile aynı olan 8- İsmi, babası ve dedesinin ismi ile aynı olan 9- İsmi, şeyhinin ismine ile aynı olan

10- Hocası ile râvîsinin isminin aynı olması

374 İbn Hacer, Nüzhetü’n-nazar, s. 80.

375 İbn Hacer, a.g.e., s. 106.

376 İbn Hacer, a.g.e., s.102.

377 Semânî, Cenyu’s-semer, s. 59.

110 11- İsmi ve künyesi bir olan

12- Sebebu’l-vürûdi’l-hadis

İbn Hacer’in, İbnu’s-Salâh’ın işlediği bazı konulara yaptığı ilaveler şunlardır:

1- Buhârî’yi neden Müslim’e tercih ettiği

2- Haber-i vâhid’in karinelerle bilgi ifade edecek düzeye ulaşması 3- Esahhü’l-esânidi üç mertebeye ayırması gibi…

İbn Hacer’in yöntem özgünlüğünü Nuhbe ve şerhi Nüzhe ile sınırlı tutmak doğru değildir. Zira o, yazdığı tüm eserlerde yöntem özgünlüğünü sürdürmüştür. O, Takribü’t-tehzib’in önsözünde şöyle demektedir: “Bir şahıs hakkında verdiğim hüküm, en sahîh olan hükümdür. Öz ibare ve kısa işaretlerle ravî hakkındaki ta‘dili ifade eden tavsifi aktaracağım. Öyle ki, bu durum bir satırı bile geçmeyecektir. Bu satır, râvînin ismini, babası ile dedesinin ismini, nisbe ve nesebinin müntehasını, künyesi ve lakâbını, cerh ve ta’dilini gösteren sıfatlarını içerecektir. Râvînin yaşadığı asrı, hocası ve ondan hadis rivâyet edenler de yer alacaktır. Bu kitâbı başka kaynağa gereksinim bırakmayacak şekilde yazdım.”378

Bu mebhasın sonunda İbn Hacer’in hadis usûlü için verdiği listeyi detaya inmeden kısa bir şekilde değerlendirmek istiyoruz.

a- el-Muhaddisu’l-fâsıl beyne’r-râvî ve’l-vâ‘î; İbn Hacer, Ramehûrmuzî’ye ait olan bu eserin tüm konuları kapsamadığını söylemektedir. Nureddin Itr ise İbn Hacer’in bu değerlendirmesine katılmakta eserin önemli birçok konuyu içermediğini belirtmektedir.379

b- Ma‘rifetu ulûmi’l-hadis; İbn Hacer, Hâkim Ebû Abdillah en-Nîsâbûrî’nin bu kitabı hakkında “eserini tertîb ve tehzîb etmemiştir.” değerlendirmesinde bulunmaktadır.380 İbn Haldûn ise bu zat hakkında şunları yazmaktadır: “Hâkim Ebû Abdillah bu ilmin deha ve de imâmlarındandır. Bu dalda eserleri meşhûrdur. Bu ilmi tehzîb edip güzelliklerini izhâr eden kişidir.”381 Cezâirî’nin (ö.1338/1919) bu eser hakkında yapmış olduğu değerlendirme şu şekildedir:

“Hadis usûlünde araştırma yapmak isteyen için bu eser, harika ve önemli bilgiler içermektedir.”382

378 İbn Hacer, Tahrîru takribi’t-tehzîb, s. 51-52.

379 İbn Hacer, Nüzhetü’n-nazar, s. 33.

380 İbn Hacer, a.g.e., s. 34.

381 İbn Haldûn, Mukaddimetu İbn Haldûn, s.124.

382 Cezâirî, Tahir b. Salih b. Ahmed b. Muveheb ed-Dımeşkî, Tevcîhu’n-nazar ilâ usûli’l-eser, (thk.

Abdülfettâh Ebû Gudde), Mektebetü’l-Matbaâti’l-İslamiyye, Halep, Suriye, 1416, I, s. 390.

111 c- Ebû Nuaym el-İsfahânî; (ö. 430/1038) bu muhaddis, başta meşhûr eseri Hilyetü’l-evliyâ olmak üzere birçok eser yazmıştır. Buhârî ve Müslim’in Sahîhayn’e yaptığı müstahric ile şöhret yakalamıştır. İbn Hacer’e göre

“kendinden sonra gelenlere birçok şey bırakmıştır.”383

d- Kifâye ve el-câmii‘ li adâbi’ş-şeyh ve’s-sâmi‘; bu iki eser ve daha birçok eserin sahibi olan Bağdâdî, hadis usûlünde bir dönüm noktasıdır. İbn Hacer, İbn Nûkte’den şöyle bir alıntı yapmaktadır: “Her insâf sahibi bilir ki el-Hâtib’ten sonra gelen muhaddisler onun kitâblarının evlâdu-ıyâlidir.”384

e- el-İlmâ‘ ilâ ma’rife usûli’r-rivâye ve takyidi’s-semâ‘; bu eserin sahibi kâdı İyâz’dır. İbn Hacer’in, bu eser için “latif” sıfatını uygun görmesi kitâba olan hayranlığını göstermektedir.385

f- Mâlâ yeseu’l-muhaddise cehluh; bu eser Meyyânicî’ye aittir. Nureddin Itr; bu eserin yedi sayfa kadar küçücük bir cüzden oluştuğunu ve faydasız bilgiler içerdiğini birçok muhaddisin bilmemesi gereken bilgiler ihtivâ ettiğini belirtmiştir.386 Mahmûd Tahhân’a göre; İbn Hacer, kitâbın isminden dolayı yanılmış ve bu sebeple kitâbı usûl kaynaklarından addetmiştir.387

İbn Hacer’in ilk dönem usûl eserlerini eserinin girişinde tanıtması oldukça önemlidir. Çünkü yaşadığı dönemde böyle bir usûl yoktu. İbn Hacer, sadece eserlerin listesini vermekle yetinmemiş analizlerde de bulunmuştur.