• Sonuç bulunamadı

26. Hidâyetü’r-rüvât ilâ tahrîc ehâdisi’l-mesâbih ve’l-mişkât

1.5. İbn Hacer’in Özgünlüğünü Ortaya Çıkaran Faktörler 1.Usûlüne Etki Eden Faktörler 1.Usûlüne Etki Eden Faktörler

1.5.1.4. Kişisel Yetenekleri

Yüce Allah, bazı kullarına başkasının sahip olmadığı yetenekleri verebilir. İleri düzeyde zekâ, belirgin hâfıza, bilgiyi üretme gücü, nitelikli anlama, değerlendirme titizliği, yoğun ve hızlı okumayabilme yeteneği, seri yazma becerisi bunlardan bir kaçıdır.455 Bu özelliklere sahip insanların sayısı oldukça azdır. İbn Hacer’in de bu sınıftan olduğu kanaatindeyiz.

İbn Hacer’in özgünlüğünün oluşmasında ki temel özelliklerini tek tek ele alarak açıklamaya çalışacağız.

450 Bakara, 2/282.

451 Kelâbâzî, Ebû Bekr Muhammed b. İshâk b. İbrahim b. Yakup, Bahru’l-fevâid el-meşhûr bi-maâniyi’l-ahbâr, (thk. Muhammed Hasan ve Ferîd el-Mezîdî), nşr. Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1420/1999, s.

99.

452 Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, s. 316.

453 Ayderûs, Muhyiddin Abdulkadir b. Şeyh b. Abdullah, en-Nuru’s-sâfîr ‘an ahbâri’l-karni’l-âşır, Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1405, s. 104.

454 Dârimî, Müsnedu’d-Dârimî (Sünenü’d-Dârimî), I, s. 382, Hadîs No: 394.

455 Abdusettar, el-Hâfız İbn Hacer, s. 285.

128 a- Zekâsı ve anlama yeteneği:

İbn Hacer, olağanüstü bir zekâya sahip olan bir ilim adamıdır. İbn Fahd’ın şu cümlesi izâhata hâcet bırakmayacak açıklıktadır: فيطل ،ريبعتلا نسح ،ـطرفملا ءاكذلا ديدش .رظنلا ميدع ةنايدلا نيتم قلخلا نسح ،ةرضاحملا = keskin ve üstün bir zekâya sahipti. Düşüncelerini güzel ifade ederdi. Tatlı bir hitabeti ve güzel bir ahlakı vardı. Dindar bir kişiliği vardı. O, eşsiz idi. Bu cümlenin devamında da İbn Fahd şunları yazmaktadır: هدوجوب ايندلل ناك دقلو

برغملاو قرشملا يف ملعأ لاو ،ةمجدئوف هنم مهلو ،سنأ هب سانللو ، رخفلاو ةجهبلاو لامجلا نأشلا اذه مهفي ناك نم

.هلثم = onun varlığı, dünya için güzellik, sevinç ve övünç kaynağı olmuştu. İnsanlar, onunla ünsiyet bulur, ondan yoğun bir şekilde yararlanırlardı. Ne Batı’da ne de Doğu’da hadis ilimlerinde onun gibi birini tanımam.456

Sehâvî hocasının zekâsını şu verilerle açıklamaktadır: “Küçük yaşta iken güçlü bir hâfızaya sahipti. Öyle ki, her gün Kur’ân-ı Kerim’den yarım hizb ezberlerdi. Meryem suresini bir günde ezberlediği rivâyet edilmektedir. Her gün el-Hâvî’s-sağir’i tashîh eder, düşünerek okur ve üçüncü okuyuşta ise hocasına arz ederdi.”457 Sehâvî, İbn Hacer’in çocukluğunda bile ders çalışırken alışılmış yöntemin dışında farklı ve kendine özgü teemmül metoduyla çalıştığını yazmaktadır.458

Bir başka öğrencisi zihinsel kabiliyetini ve ilim elde etme yöntemini şu şekilde açıklamaktadır: “Hocamız hiçbir metni ders olarak okumadığını söylemişti. Bir eseri incelerken ya da tekrar ederken ezberlemişti. Bir kitabı mütalaa ettiğinde önemli addettiği noktalar üzerinde yoğunlaşır aksi takdirde umarsamazdı.”459 Bikâî’nin bu son cümlesi İbn Hacer’in kitâp okurken seçici davrandığını göstermekte ve zamanı da oldukça verimli kullandığının belgesidir. Sehâvî’nin, aktardığı bir olay, İbn Hacer’in hâfızasının ulaştığı noktayı göstermesi bakımından önemlidir. Şeyh Nureddin, Irâkî’ye هيلع يقب امدبعبتاكملا مهرد = “Mükâteb, üzerinde kitâbet akdindeki miktardan bir dirhem kaldığı müddetçe köledir.”460 hadisini ilk tashîh edenin kim olduğunu sorduğunu söylemektedir. Irâkî bilmediğini beyan eder. O gençliğinin baharında olan İbn Hacer ile karşılaştığında mezkûr hadisi ona da sorar. O, ilk tashîh edenlerin İbn Hibbân ve Hâkim en-Nîsâbûrî olduğunu ayrıca hocamız Irâkî’nin eserinde de bu hadisin yer aldığını beyan eder.461

456 Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, s. 260 -261.

457 Sehâvî, a.g.e., I, s. 64.

458 Sehâvî, a.g.e., I, s. 124.

459 Bikâî, Unvânu’z-zamân, I, s. 92.

460 İbn Hazm, el-Muhallâ bi’l-âsâr, VIII, s. 235.

461 Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, s. 238.

129 İbn Hacer, çok az insanda var olan dikkati dağılmadan aynı anda hem okuma hem de yazma işini gerçekleştirebilmektedir. Bir eseri yazarken aynı zamanda huzurunda okunan metinleri tashîh edebilme yeteneğine sahipti. Kâdıyu’l-kudât olan el-Bedr b. et-Tenesî başından geçen bu hadise söylediklerimizin delilidir: “Kendisinden ders almak için yanına varırdım. Ben okurken kendisi yazmaya devam ediyordu. Bu durum, birkaç kez tekrar edince içimden şunu geçirdim: ‘uzak bir yerden gelmeme rağmen ilgi göstermemektedir.’ Yine bir gün metinden bir parça okumaktaydım. Bunun üzerine başını kaldırıp aynı yeri tekrar okur musun? Dedi. Anladım ki, kendisi yazarken çok iyi de dinleyebilmekte idi.”462

İbn Hacer’in bu kadar eser yazmasını bu okuma tekniğine bağlamak gerekir. Bu dalda özel bir eğitim alıp almadığını kaynaklarda görmemekteyiz. Ancak eşsiz zekâsı ve üstün anlama yeteneği onu sâir âlimlerden ayırmıştır. Zira zeki insanlar bir konuya yaklaşırken mutlaka farklı noktaları göz önüne alarak yeni yaklaşımlar ortaya koymak veya yeni bir usûl geliştirmek için çaba sarfederler.

b- Hızlı Okuma Tekniği

İbn Hacer’i alışa gelmiş ulemâ çizgisinden ayıran bir diğer husus, hızlı okuma tekniği ile okumalar yapmasıdır. Bir âlimin temâyüz etmesi için bu okuma tarzı elzemdir.

İbn Hacer’in yaşadığı dönemde bilinmeyen bu okuma yöntemine, birkaç örnek vermek istiyoruz. O, İbn Mace’nin es-Sünen’ini dört oturumda bitirmiş, Sahîh’i Müslim’i ise Mısır’ın isnâd âlimi İbnü’l-Kûveyk’ın yanında sadece iki günde hatm etmeye muvâffak olmuştu. Nesâî’nin büyük kitabınını on mecliste bitirmişti. Her meclis yaklaşık dört saat sürmekteydi.463

Daha ilginç olan ise, Şam yolculuğunda Taberânî’nin Mu‘cemu’s-sağir’ini bir tek mecliste öğle ile ikindi arasında bitirmesidir. Bu kitâp bin beş yüzden fazla hadis içermektedir. Zira Taberânî bu eserde her şeyhten bir ya da iki rivayet olmak üzere bin şeyhten hadis tahric etmiştir.464 İbn Hacer’in bu hızlı okuma tekniği ile yüz gün kaldığı Dımaşk’ta bu süre zarfında yüz ciltten fazla kitâp okuduğu rivâyet edilmektedir.465 Elbette bu ifadelerde abartı olabilir. Ancak yarıya yakının doğru olması halinde bile bu Askalânî’nin hızlı okuma metoduyla nasıl müstefid olduğunu ortaya koyması açısından nazar-ı itibara alınması gereken bir husus olduğunu düşünmekteyiz.

462 Abdusettar, el-Hâfız İbn Hacer, s. 288.

463 Sehâvî, a.g.e., I, s. 162.

464 Abdusettar, a.g.e., s. 288.

465 Sehâvî, a.g.e., s. 163.

130 İbn Hacer’in bu hızlı okuma becerisini beğenmeyen âlimlerimiz de olmuştur.466 Buradan yola çıkarak İbn Hacer’in yaptığı hataları hızlı okumaya bağlamak doğru değildir. Kaldı ki hiçbir beşer ve yazdığı hiçbir kitâp hatadan mahfûz değildir. İbn Hacer’in kitâbında var olan yanılgılar diğer ulemânın düştüğü yanılgılarla kıyâs edildiğinde daha az olduğu görülecektir.

Askalânî’nin eserlerinde yer alan kimi hataları hızlı okumaya bağlayan kişi tezini ispat etmekle mükelleftir. Zira müddeî iddiasını isbat etmekle yükümlüdür. Kaldı ki, Allah’ın bir lütfü olan bu yetenek, sadece İbn Hacer’e verilmiş bir nimet de değildir. Seri okuma meziyeti az da olsa başka âlimlerde görülmektedir. Zehebî’nin, iki bin altı yüz sahife olan ve on bir binden fazla râvî biyografisini içeren eserini yaklaşık dört ayda yazmasını başka nasıl izâh edebiliriz. Bu nedenle Şâm’ın muhaddisi Kasimî’nin de dediği gibi bu durumu, Allah’ın bazı kullarına özel lutfü olarak görmek gerekir.467

c- Seri Yazması

İbn Hacer’de var olan bir başka meziyet hızlı yazabilmesidir. Hızlı okuma tekniği, hızlı yazma tekniği ile birleşince özgün eserler vermek daha kolay olacaktır. İbn Hacer’in bu kadar eser vermesinin temel etkenlerinden birinin bu olduğuna inanmaktayız.

Sehâvî’nin belirttiğine göre İbn Nukta’ya ait et-Takyid’i 468 sadece beş gün günde yazmıştır.469 Ayrıca Faslu’r-r’abi’ fi fadli’l-bedî’i de iki günde ikinci günün ikindi vaktinde yazmayı başarabilmiştir.470

İbn Hacer, yazısını oldukça küçük karekterlerle yazardı. Sehâvî, bu durumu şu şekilde ifade etmektedir: “İbn Hacer’den Mizzî’nin Tehzîb’ini özetlerken bir günde zeval vaktine kadar bir fasikül yazdığını kendisinden duymuştum. Altının dizilişi gibi sözcükleri dizerdi. Bu fasikülü bir başkası yazmış olsaydı birçok fasikül meydana getirecekti.”471 İbn Hacer, el-Vukûf alâ ma fi Sahîh Müslim mine’l-Mevkûf kitabını üç günde yazdığını şöyle belirtmektedir: يف رجح نب يلع نب دمحم نب دمحم نب يلع نب دمحا ريقفلا هقلع يلاعت الله اهسرح بلحب ةئامنامثو ثلاث ةنس ةجحلا يذ لوأ نم مايأ ةثلاث= bu eserin ta’likini, fakîr Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hacer 803 yılında Zilhicce ayının başında Haleb’te-Allah onu korusun-üç günde yapmıştır.472

466 Kevserî, Zeylu tezkireti’l-huffâz, s. 336-337.

467 Kâsimî, Muhammed Cemallüddin, Fadlu’l-mubîn alâ akdi’l-cevherî’s-semîn, (thk. Asım Behçet el-Bîtârî), Dâru’n-Nefâis, Beyrut, 1415, s. 211-213.

468 Bu eser, Kütübi’s-sitte ve Müsnedlerin râvîlerini ele alan bir kitaptır.

469 Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, s. 108.

470 Abdusettar, el-Hâfız İbn Hacer, s. 291.

471 Sehâvî, a.g.e., s. 108.

472 İbn Hacer, el-Vûkuf alâ mâ fî sahih Müslim mine’l-mevkûf, s. 78.

131 Askalânî’nin iki yüzden fazla eser yazmasını sadece seri yazmasına bağlamak doğru olmamakla birlikte önemli bir sebep olarak kaydetmek gerekir kanaatindeyim.

d- Zamanı Bereketli Kullanması

İbn Hacer, zamanın kıymetini bilen ender insanlardan biridir. Zaman, insanın en kıymetli sermayesidir. Yerinde kullanmakla birçok güzellik elde edilir. Vaktini boşa harcayan kişi aslında kendinî anlamsızlaştırmış olur. O, zamanı hebâ edenlere karşı sitemini şöyle dile getirmektedir: “Hiçbir işle meşgul olmadan oturanlara ta‘accüp etmekteyim.”473

İbn Hacer, zamanı anlamlı ve doğru bir şekilde kullanmıştır. Öğrencisi Sehâvî, İbn Hacer’in zamanı nasıl kullandığını şu şekilde aktarmaktadır: “Bütün işi, mütala‘a, kırâat, semâ’, ibadet, tasnif ve bildiklerini başkasının istifadesine sunmaktı. Yemek yerken ve yolda yürürken bile ilimle uğraşırdı. Allah, bir şeyi irade edince sebeblerini hazırlar.”474 Öyle ki, Terâvîh namazındaki istirahelerde bile Kur’ân’ın müteşabih âyetleri hakkında yanında oturan Halil el-Hüseynî’ye bilgiler aktardığı kayıtlarda yer almaktadır.475

İbn Hacer’in bir günlük hayatını nasıl geçirdiğini izâh ederek bu konuya nokta koymak istiyorum. İmsâkın ilk anında Hâkim’in câmiisinde sabah namazını cemaatla kılardı. Câmiide sorusu ve sorunu olanları dinler daha sonra evine geçerdi. Kur’ân’-ı Kerim’i tilâvet ettikten sonra kuşluk vaktine kadar kitapları mütala‘a eder ve te’lifte bulunurdu. Kuşluk namazını kıldıktan sonra öğrencileri ile öğle vaktine kadar bir araya gelir rivâyet ve dirâyet usûlüne göre dersler okuturdu. Öğle namazını evinde kılar ikindi namazını biraz te’hir ederek kitâp yazmaya devam ederdi. İkindi namazını medreseye gider kendisini bekleyen öğrencileri ile kılardı. Namazdan sonra öğrencileriyle dersler okurdu. Bu eğitim faslı, akşam namazı ile son bulurdu. Akşam vaktine yakın evine girer oruçlu değilse akşam yemeğini yerdi. Oruçlu olduğu zamanlarda iftârını açar daha sonra akşam namazını evde kılardı. Yatsı ezânına yakın telif işine devam eder, yatsı ezanı ile birlikte medreseye geçer iki rekât namaz kıldıktan sonra kendisini bekleyen öğrencilerin toplu derslerine girer yatsı namazını cemâatla edâ ettikten sonra sünnetlerini evde kılardı.

Görevli olduğunda günlük çalışmasında kısmi değişiklikler olabilirdi.476

473 Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, s. 170.

474 Sehâvî, a.g.e., I, s. 170.

475 Abdusettar, el-Hâfız İbn Hacer, s. 295.

476 Cezâirî, Tahir Abdulkadir, Mulahâzât mine’l-cevâhir ve’d-dürer terceme şeyhi’l-İslâm İbn Hacer, Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, ts. s. 52-54.

132 Her günü bu şekilde yoğun ilmî faaliyetlerle geçen bir âlimin hem çok eser vermesi hem de özgün yaklaşımlar sergilemesi tabiidir.