• Sonuç bulunamadı

§ 5 ÇALIŞMA İLİŞKİLERİNDE BİLGİLENDİRİLME VE DANI ŞILMA HAKLARINA İLİŞKİN BAZI KAVRAMLARIN İNCE-

B. Yönetime Katılma Kavramı

Yönetime katılma (employee participation) endüstriyel demokrasinin araçla- rından biridir. Bunun dışında “birlikte karar verme” (co-determination), “birlikte mülkiyet” (co-ownership), “işçi katılımı” (employee involvement), “işçilerin kendi kendini yönetmesi” (self-goverment), “ortak istişare” (joint consultation), “öz yöne-

224 YORGUN, s.636. 225 YORGUN, s.636.

226 Bkz.DERELİ Toker, “Endüstriyel Demokrasi”, Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi, I.Cilt, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, 1998, s.377.

tim” (self management) ve “güçlendirme” (empowerment) gibi kavramlar yönetime katılma anlamında kullanılan farklı uygulamaları ifade etmektedir228. Ancak bu uy-

gulamaların ortak noktası işçilerin işletmeyle ilgili bilgi paylaşması ve/veya kararlara katılmasını sağlamayı hedeflemesidir.

Yönetime katılma sendika, toplu pazarlık gibi pek çok endüstri ilişkileri olgu- su gibi Avrupa’da ortaya çıkan bir kavramdır229. Çalışanların çalıştıkları işyerlerin- deki karar alma mekanizmalarında söz sahibi olma hakkına çalışanların yönetime katılma hakkı denir230. Yönetime katılmada işçi, işçilik pozisyonunu korurken, yöne- timin faaliyet alanı içindeki bazı görevleri doğrudan veya temsilcileri aracılığı ile görmesi anlaşılmaktadır231. Böylece çalışanların kendi gelecekleri üzerinde söz sahi- bi olması ve bunu belirleyen süreçlere etkin bir biçimde katılması sağlanmış olacak- tır232. Nitekim 1989 tarihli “Çalışanların Temel Sosyal Haklarına İlişkin Topluluk Şartı”nda, işçilere bilgi verme ve danışma yanında ve yönetime katılmaya da yer verilmiştir (m.6).

AB endüstri ilişkileri sisteminin en temel özelliği olan dolaylı katılım konu- sunda AB ülkeleri arasında bir uyum sağlamak ve özellikle İş Konseyleri gibi temsili mekanizmalar için bir sistem oluşturmak amacıyla birçok girişimde bulunulmuş ve kararlar alınmıştır233. Sonuçta işçiler temsilcileri aracılığı ile karar organlarında oluş- turulan kurul, komite ve konseylerde söz sahibi olmuşlardır.

228 EKİN Nusret, Edüstri İlişkileri, 6.B. İstanbul-1994, s.152; DERELİ, “Endüstriyel Demokra-

si”, 378

229 Bkz. KAĞNICIOĞLU Deniz, “Avrupa Sosyal Modelini Oluşturma Sürecinde Bir Endüstriyel

Demokrasi Aracı Olan Yönetime Katılmanın Rolü”, http: //iibf. kou. edu.tr/ ceko/ armaganlar/

tokerdereli/16.pdf, (Erişim tarihi: 07.12.2007). 230 KÜÇÜKTOK, s.15.

231 Yönetime katılma, çoğu kez endüstriyel demokrasi ile eş anlamda kullanılan bir kavramdır. Bu iki kavram arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Ancak, bu kavramlar tümüyle özdeş değildir. Endüstriyel demokrasi, sendikalaşma ve toplu pazarlık sistemi, kâra katılma, ortak danışma sis- temi, iş ve işçi komiteleri, işçi konseyleri, işçilerin karar organlarında temsilci bulundurmaları, eşit temsil sistemi ve işçilerin özyönetimi gibi çok geniş bir alanı kapsamaktadır. YORGUN, s.636; DERELİ , “Endüstriyel Demokrasi”, s.377; EKİN, s.152.

232 Bkz. MOLLAMAHMUTOĞLU, İş Hukuku, s.19; SÜZEK, İş Hukuku, s.102.

233 Avrupa Birliği ülkelerinde alt düzeyde ya da işletme düzeyinde yönetime katılmada en çok karşılaşılan mekanizma iş konseyleridir. Bazı ülkelerde aynı mekanizma işyeri komitesi olarak da adlandırılmaktadır. İşçilerin dolaylı olarak yönetime katılmasının en önemli araçlarından biri olan iş konseyleri, Avrupa ülkelerinin birçoğunda II. Dünya Savaşı sonrasında ekonomik iyi- leşme sağlayabilmek için geliştirilen işçi-işveren işbirliğinin tamamlayıcı bir unsuru olarak or-

Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda yasalarla iş konseylerine temel bazı haklar sağlanmıştır234. Bunlar işletmenin genel durumu ve geleceğine yönelik düzenli bilgi

alma hakkı, ekonomik konularda danışılma ve görüş bildirme hakkı ve sosyal ve per- sonele ilişkin konularda (çalışma saatleri, ödeme sistemleri, sağlık ve güvenlik, mes- leki eğitim gibi) kararlara katılma hakkıdır. İş konseyleri genellikle toplu sözleşme kapsamına giren konularla ilgilenmemekle birlikte, işyeri düzeyinde bu anlaşmaların uygulanmasına yönelik kararlara katılmaktadırlar235. Ancak Avrupa ülkelerinde toplu pazarlığın merkeziyetçilikten uzaklaşmasıyla birlikte iş konseyleri toplu pazarlıklara da taraf olmaya başlamışlardır236.

Yönetime katılma mekanizması olarak yönetim kurullarına katılma uygula- ması sadece ulusal düzeyde değil, Avrupa Birliği düzeyinde birden fazla ülkede faa- liyet gösteren çokuluslu işletmelerde de görülmektedir237.

Ülkemizde işçilerin yönetime katılmasına olanak tanıyan genel bir yasal dü- zenleme ve yönetime katılma modeli bulunmamaktadır238. İş mevzuatımızda sadece

taya çıkmıştır. KAĞNICIOĞLU, s.283; Bilindiği gibi, Avrupa ülkelerinde işçilerin yönetime katılmasına olanak veren çok farklı modeller uygulanmaktadır. Bunlar arasında en etkin ve kapsamlı olanı Alman modelidir. Almanya, bu modelin diğer ülkelerde de benimsenmesini, haksız rekabetin önlenmesi gerekçesi ile talep etmektedir. KUTAL, s.69.

234 SARGEANT Malcolm, “Employee Consultation”, Employee Relations, Vol.23, No:5, 2001, s.493 vd; O’HAGAN, s.386 vd.

235 KUTAL, s.69.

236 KAĞNICIOĞLU, s.283; GÖRMÜŞ Ayhan, “Toplu Pazarlık Yoluyla Yönetime Katılma”, İş Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, C.5, S. 2, www.isguc.org, 09.11.2007. 237 Bir Fransız-Alman kimya grubu olan Aventis bu konuda ilk olması bakımından önemlidir.

Aventis’te hem Fransa’dan hem de Almanya’dan işçi ve sendika temsilcilerinin Aventis Yöne- tim Kurulu’nda yer alması için bir anlaşma sağlanmıştır. Bu anlaşmaya göre, Aventis Yönetim Kurulunda altı işçi temsilcisi yer almaktadır. Bunlardan dört tanesi, ikisi Alman ve ikisi Fransız olmak üzere, kurulun daimi üyesi olacak ve sendikalar tarafından aday gösterilip işletmenin hissedarlar asamblesi tarafından seçilecektir. Kalan iki temsilci ise Aventis Avrupa İş Konseyi tarafından atanacaktır. Bu iki temsilciden biri aynı zamanda Aventis Avrupa İş Konseyi’nde yer alacaktır. Dört daimi üye Aventis Yönetim Kurulu’nda yer alan diğer on üye ile aynı haklara sahiptir. Aventis Avrupa İş Konseyi temsilcisi danışman statüsünde toplantılarda yer alırken, diğeri ise sadece izleyici olarak kurulun toplantılarına katılacaktır. Bu uygulama Avrupa En- düstri İlişkileri Sitemi oluşturma sürecinde bir model oluşturması açısından oldukça dikkat çekmektedir. KAĞNICIOĞLU, s.288.

238 Bkz. SÜZEK, İş Hukuku, s.104; KUTAL, s.63; Ülkemizde işçilerin yasal yollardan yönetime katılmaları, önemsiz sayılabilecek derecede bazı yasal düzenlemelere konu olmuştur. 1921 ta- rihli Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun’un 11. madde- sinde kömür madeni ocaklarında çalışan işçilerin en az ücretlerinin devlet, işçi ve işveren tem- silcisinden oluşan üç kişilik bir komisyon tarafından saptanacağı öngörülmüştür. 1936 tarihli İş Kanunu da en az ücretlerin saptanmasında üçlü bir komisyon kurulmasını öngörmüştü. TALAS, s.532; Bu anlamda ilk olarak bir kamu kuruluşunda, kurumsal nitelikte katılıma imkân tanıyan,

iş sağlığı ve güvenliği kurulları (İK, m.80) ile yıllık ücretli izin kurullarında, YÜİY’nin 15. maddesi gereğince yönetime katılma söz konusudur239.

İşyeri sendika temsilciliği kurumunun yönetime katılma anlamına gelip gel- meyeceğini bu noktada belirtmek gerekir. 2822 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 34. maddesine göre toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi kesinleşen sendika tarafından ata- nan işyeri sendika temsilcilerinin görevleri idari nitelikte olmayıp, daha çok işçi ile işveren arasında genel uyumun sağlanması, çalışma barışının korunması ve işçilerin yasalarla toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarının uygulanmasına yöneliktir. Do- layısıyla işyeri sendika temsilciliğinin bir yönetime katılma kurumu olarak değerlen- dirilmesi uygun olmaz240.

1945 yılında kabul edilen İşçi Sigortaları Kurumu Kanunu zikredilebilir. KORAY/ÇELİK, s.355; TALAS, s.533; Yine taraflara katılma hakkı tanıyan 1946 tarihli Çalışma Bakanlığı Ku- ruluş Kanunu ile oluşturulan Çalışma Meclisi’ni de örnek gösterebiliriz. Bu meclis Çalışma Bakanın veya Müsteşarın başkanlığında, Çalışma Genel Müdürü, İşçi Sağlığı Daire Başkanı, Bakanlıklardan ve Devlet Planlama Teşkilatından iştirak edecek birer temsilci, Üniversitelerin İş Hukuku, Sosyal Ekonomi, Sosyal Siyaset, İş Fizyolojisi, İş Sağlığı, İşçi Sağlığı ve İş Güven- liği, İş Mühendisliği ve gündemdeki konularla ilgili dallarından Yüksek Öğretim Kurulunca se- çilecek beş öğretim üyesi, en fazla işçi ve işvereni temsil eden konfederasyonların her iş kolun- da seçilecek işçi ve işveren temsilcisinden meydana gelmektedir; Çalışma Meclisi, Türk çalış- ma mevzuatının geliştirilmesinde önemli roller oynamıştır. Bunun yanında, sosyal politika ala- nında etkin politikalar üretmek için işçi, işveren ve hükümet temsilcilerini bir araya getirerek Türk çalışma hayatına uzlaştırma sistemini getirilmesi yönünde çabalar sarf etmiştir. GÖRMÜŞ,

“Sosyal Diyalog”, s.121; 1964 yılında kabul edilen ve 23 sayılı Kanunun yerini alan 440 sayılı

Kanun ile 10 binden fazla işçi çalıştıran İktisadi Devlet Teşekkülleri’nin Yönetim Kurullarında bir işçi üye bulundurulması düzenlenmişti. 440 sayılı Kanun katılım açısından 23 sayılı Kanun- dan daha geri bir düzenleme içermekteydi. Bu çerçevede 12 İktisadi Devlet Teşekkülü’nde işçi temsilcileri yönetim kurullarında yer aldılar. 440 sayılı Kanun 12 Eylül 1980 tarihinde 60 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) daha sonra 2929 sayılı Kanun ile Kasım 1983’ve işçi- lerin yönetime katılması uygulamasına son verildi. KORAY/ÇELİK, s.360; TALAS, s.533-534. 239 SÜZEK, İş Hukuku, s.104.

240 Bkz. ULUCAN “Yönetime Katılma”, s.359; TAŞKENT, “Yönetime Katılma”, s.519-520; İşçi ve işveren sendikaları Anayasa’nın 53. maddesi ve TİSGLK’nun 2. maddesi uyarınca özerk bir alan içinde iş ilişkilerini düzenleyebilir ve işçilerin yönetime katılmasını öngören hükümler ka- rarlaştırabilirler. SÜZEK, İş Hukuku, s.104.

İKİNCİ BÖLÜM

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNDA İŞVERENİN ÇALIŞANLARA BİLGİ