• Sonuç bulunamadı

3.11. Kamu Yönetiminde Karar ve Karar Verme Süreci

3.11.2. Yöneticilerde Karar Verme Davranışı

90 yetki paylaşımının gerçekleştirilmesidir (Güney, 2007: 76). Bu tanıma göre, örgütleme fonksiyonunun gerçekleştirilmesinde de karar verme işlemi olmaktadır. Yürütme fonksiyonunda da, belirlenen planı uygulamak için örgütteki iş görenlere hareket kararını verme durumu yer almaktadır (Tosun, 1992: 239). Yönetimin fonksiyonlarından olan koordinasyonda ise, değişik kültürel özelliklere sahip olan iş görenlerin örgüt amaçlarına ulaşılabilmesi için yönetici tarafından uyumlaştırılması çabası görülmektedir. Burada yönetici uyumlaştırma çabasını, çalışanlar arasında oluşan çatışmaların çözümüne ilişkin kararlar şeklinde sağlamaktadır. Örgütün belirlenen hedeflere ulaşıp ulaşmadığı ya da ne oranda ulaştığı noktasında gerekli incelemeler gerçekleştirmesi ile ilgili karar verme işlemleri ise denetim sürecini oluşturmaktadır (Arıkanlı ve Ulubaş, 2004: 46- 47). Yapılan açıklamalardan yola çıkarak karar verme işlemi sadece yönetimin bir fonksiyonu değildir. Karar verme bütün yönetim sürecini ilgilendiren ve bu fonksiyonlarda kullanılan ayrıca bütün örgütler için önem taşıyan bir eylem olarak ifade edilmektedir.

Yönetimin merkezi, hedeflere erişebilmek için etkili kararlar vermek ve bu kararların gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Bu yüzden karar verme sürecinin olmadığı herhangi bir yönetim faaliyeti düşünülemez. Bu bakımdan yönetim, yapısal olarak bireyler ve bireylere ilişkin faaliyetler ile işleyiş mekanizması bakımından karar verme süreciyle ilişkilidir (Özcan, 1999: 9). Bu ifadelerden yola çıkarak; örgütler belirledikleri amaçlara ulaştıkları oranda başarılı olmaktadırlar. Örgütün başarıya ulaşması da yönetimin bilimsel ve ussal kararlar vermesi ile mümkün olmaktadır. Çünkü yönetmenin büyük ölçüde karar verme işi olduğu söylenmektedir.

91 Yöneticiliğin temelinde karar verme faaliyeti bulunmaktadır. Karar verme, yönetimin bütün kademelerinde gerçekleştirilen, yönetim faaliyetlerinin özünü oluşturan, yöneticinin önemli görevlerindendir. Karar verme faaliyeti yöneticinin zamanının küçük bir parçasını almasına rağmen yöneticinin temel görevidir. Bu sebeple bazıları karar verme ve yönetimi aynı değerlendirmektedir. Yönetsel unvana sahip olmanın yönetici sayılmak için yeterli olmayacağını ifade eden Herbert Simon “Elinde yetkisi olduğu halde karar veremeyen kişileri yönetici saymak doğru değildir”

demektedir (Ateş, 1989: 6). Her karar verici yönetici olmamakla birlikte, her yönetici de iyi bir karar verici değildir. Ancak, başarılı bir yönetici aynı zamanda iyi bir karar verici sayılmaktadır (Can, 1991: 207- 208).

Yöneticiler, meydana gelen problemleri çözüme kavuşturmak için, bilgi toplamak, elde ettiği bu bilgilerin yorumlarını yapmak ve en ideal çözüm yöntemini tercih etmek durumundadırlar. Yöneticilerin en temel görevlerinden biri olan karar verme, yöneticilerin ideal çözüm yöntemlerini tercih etmesi, yöneticilerin aynı zamanda başarısının da bir göstergesi olmaktadır (Ünal, 2012: 261). Karar verme becerisi yönetimin bütün fonksiyonlarına yönelik bir beceri olmakla birlikte ayrıca yöneticinin planlama işlevini gerçekleştirmedeki etkililiğinin belirlenmesinde büyük önem kazanmaktadır. Budak, G., ve G., Budak (2004: 479- 480) bir örgüt yönetiminin kararların uygulamaya geçirilmesini ve bu uygulamanın da kararlara uygun bir şekilde işlemesinin kontrolünü sağlaması gerektiğini söylemektedir. Buradan yola çıkarak yönetimin ağırlık noktasının kararlar olduğu söylenebilmektedir. Yani her türlü örgüt ve yöneticilerin faaliyetleri karar ile başlamaktadır. Luther Gulick POSDCORB formülünde, yöneticinin görevleri arasında yönetmeyi (Directing) yani karar vermeyi de dahil etmekteydi. Luther yönetmeyi sürekli karar verme işi olarak ifade etmektedir.

Karar verme insanların faaliyetlerinde düşünme, tartışma ve hesaplama sonucunda girişilen eylemlerdir (Onaran, 1971: 41).

Karar verme, her yöneticinin en asli ve önemli görevlerinden biridir (Cosgrave, 1996: 28). Karar verme davranışı, genellikle, yöneticilerin davranışlarını özetleyen ve yöneticileri toplumda yer alan diğer mesleklerden ayıran bir eylemdir (Harrison, 1996:

46). Ayrıca yönetim faaliyeti bütünüyle karar verme faaliyeti olarak görülebilmektedir (Laroche, 1995: 65). Hatta Simon başta olmak üzere birçok bilim adamına göre etkili karar verme eyleminin, yönetim faaliyetinin kalbinde yer aldığı hususunda aynı

92 fikirdedirler (Johnson ve Powell, 1994: 123). Simon’a göre bir yönetimde unvan ne kadar yüksek olursa işlerde o kadar karar verme ile ilgili olmaktadır. Bu anlamda

“yönetici” yerine “karar veren” de denilebilmektedir. Karar verme yöneticinin kalbidir.

Hatta Herbert Simon’a göre kararın uygulanması da yine bir karar verme etkinliği olarak sayılmaktadır (Simon, 1967: 10).

Yöneticiler bazen insan olmak gibi genel bir açıdan, bazen de yönetimi gerçekleştirmek gibi özel açıdan karar verme süreci ile çok yakından ilişkisi olan bir kişi olmaktadır (Tosun, 1992: 308). Bütün yönetsel sorumluluklarda, yönetme ve liderlik yapabilme becerisi, öncelikle etkili kararlar verebilme ile sağlanabilmektedir.

Çünkü kararlar, faaliyetlerin temelini oluşturmaktadırlar (Rausch, 2003: 979).

Yöneticiler bakımından önemli bir unsur olan ve yöneticilerin faaliyetlerini temsil eden eylem ve davranışlar (Harrison, 1996: 46) anlamında karar verme, örgütün kaynak ve enerjisini etkili bir biçimde harekete geçirmeye (Powell, Lovallo ve Fox, 2011: 1377) ilişkin bir süreç (Garvin ve Roberto, 2001: 24), belirli bir çıkış noktası olan ve sonrasında ise farklı iş, eylem ve fikirlerin birbirini takip ettiği seçim kriteridir.

Karar vermenin hayatın akışını etkilediği ve belirlediği bilinen bir gerçek olmakla birlikte aynı durumun örgütler açısından da geçerli olduğu görülmektedir. Örgütlerin temelini oluşturan bireydir, bu ise örgütlerin her basamağında kararların verildiğini göstermektedir. Doğru karar vermek örgütlerin devamlılığı açısından önem arz ediyorsa bu mevkilere getirilen kişilerin de seçiminin iyi yapılması gerekmektedir (Barutçugil, 2002: 21). Örgütte gerçekleştirilen faaliyetlerin hepsi bir kararla başlamaktadır. Örgütün amaçlarına ulaşması için ise yöneticilerin doğru karar vermeleri gerekmektedir. Yani, örgütlerin başarısı ile yöneticilerin verdikleri kararların başarısının doğru orantılı olduğu söylenebilmektedir.

Örgüt ya da topluluğu yöneten kişilerin çoğunlukla karşılaştığı ve uygulamak zorunda oldukları eylemlerden birisi de karar verme durumudur. Ayrıca çok fazla risk taşıması nedeniyle de en zor görevlerden birisidir. Çünkü verilen herhangi bir yanlış kararın toplumun iç dinamiğinde de onarılamaz bir hasara yol açabileceği hususu her zaman canlı olarak düşünülmektedir. Yönetici konumunda olan kişi, çeşitli şartlar ve koşullar altında örgüt ile ilgili ve önem derecesi birbirinden farklı olan birçok konuda karar vermek durumunda olmaktadır. Ve yöneticinin verdiği bu kararlar doğrultusunda örgütün akıbeti belli olmaktadır (Hammond, Keeney, Raiffa, 1998). Yönetim

93 faaliyetinin en önemli bileşeni yönetsel karar verme süreci olarak görülmektedir. Çünkü yönetsel karar verme süreci sayesinde yöneticiler, örgüt çalışanlarını daha önceden belirlenen hedeflere yöneltebilmekte veya bu amaçlardan uzaklaşmalarına sebep olabilmektedirler (Mintzberg ve Westley, 2001: 90). Yönetsel kararlar, örgüt hedeflerine ne kadar uygun bir biçimde verilirse, örgütün de o derece başarılı olması mümkün görülmektedir.

Karar verme yöneticinin yapmak zorunda olduğu görevlerden yalnızca birisidir.

Fakat ciddi kararlar vermek, yöneticinin kendine dair yönetsel görevidir. Bu nitelikteki kararları ancak bir yönetici vermektedir. Etkili bir yönetici bu kararları, gayet iyi tanımlanmış faktörler ve belirli birbirini takip eden basamaklar doğrultusunda, sistematik bir süreç içerisinde alır. O kişiyi etkili bir yönetici yapan ise kendisinden sahip olduğu konumu ve bilgisi gereği örgütün bütünü üzerinde olumlu bir etki oluşturacak kararlar vermesinin bekleniyor olmasıdır (Drucker, 2001: 27- 28). Karar verme eylemi örgütte var olan kültürel yapıdan etkilenmekte ayrıca yöneticiler tarafından verilen doğru kararlar da bu yapının daha sağlam olmasını sağlamaktadır.

Karar verme eylemi esasında yöneticinin anlık bir faaliyeti biçiminde görülse de, özünde uzun ve zorlu bir sürecin sonucu olarak meydana çıkmaktadır. Zorlu olan bu süreçte problemleri çözmek de gerçekleşebilir ya da var olan sorunlara yenileri de eklenebilmektedir (Akaytay, 2004: 6). Yöneticiler örgüt değerleri ile uyumlu kararlar vermeye özen gösterdikleri oranda doğru karar verebilmeleri ve karar verme sürecinde başarı elde etmeleri mümkün olmaktadır. Eğer aksine örgüt değerleri ile uyumlu karar verilmezse örgüt çalışanları arasında uyumsuzluk ortaya çıkmasına sebep olmakta ve böylece örgütün başarılı olması da mümkün olmamaktadır (Briggs ve Little, 2008: 18).

Çünkü kültür, bir örgütün karar verme yönteminde hayati rol oynamaktadır (Yousef, 1998: 366). Karar verebilmek her zaman olmasa da genellikle yönetici için dönüm noktası olarak görülmektedir. Verilen bu kararlar etki alanına göre örgüt çalışanlarını veya kurumsal itibarı olumlu ya da olumsuz bir biçimde etkileyebilir.

Karar verilmeden önce birçok kişinin fikri sorulmuş olabilir. Bundan dolayı kararın verilmesinde bu kişilerin hatrı sayılır derecede faydaları olabilmektedir. Ancak karar verildikten sonra, bu kararın sorumlusu yönetici olmaktadır. Fakat ileri sürmüş olduğu görüş ve tavsiyelerinden dolayı, kararı veren mercii ilgililerin kendisine olan sorumluluklarını belirleyebilmektedir. Üçüncü kişiler ile örgüt dışında yer alan bireylere

94 karşı sorumluluk, kararı veren yöneticiye aittir (Tortop vd., 2017: 95- 96). Yöneticinin bu bilinçle hareket etmesi gerekmektedir.

Yöneticilerin, mümkün olduğunca işlerini gerçekleştirdiği örgütün amaçları ve bunlara ulaştıracak yol, yöntem, imkânlarının neler olduğunu bilmesi ve birer alternatifler dizisi ortaya koyarak sağlıklı bir tercih yapması gerekmektedir (Eren, 2019:

197). Örgütte faaliyetlere yönelik verilen kararlar, yöneticilerin bilgisi ve tecrübesine, sorunun türüne, farklı yollarla ulaştığı bilgilere ve bazen de içerisinde olduğu psikolojik atmosfere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bazı yöneticiler karar vereceği durum ile ilgili analiz yapar, karar vermeden önce bütün alternatifleri ve bunların muhtemel sonuçlarını tek tek gözden geçirir. Bazı yöneticiler ise, olası sonuçları ve diğer alternatifleri düşünmeden karar vermektedir. Aynı zamanda karşılaşacakları durumda ne yapacağını, hangi tercihin daha doğru olduğunu ve seçilen bu kararı nasıl bir şekilde uygulamaya geçireceğini bilen yöneticiler de bulunmaktadır. Her yönetici kendine özgü tecrübe ve bilgilere sahiptir. Bu yüzden her yöneticinin genellikle neyi, nerede ve nasıl yapacağına dair belirli bir tarzı bulunmaktadır. Bu sebepledir ki, karar vermenin yöneticinin bilgi, deneyim, elde ettiği bilgiler ve diğer etkenlere bağlı olduğu gerçeği yadsınamaz (Yılmaz ve Talas, 2010: 201- 202). Kısaca, hiçbir yönetici birbirine benzemediği gibi, karar verme sürecinde takip ettikleri ve sergiledikleri davranışları da genellikle farklı olmaktadır.

Örgütün üst düzey yöneticisinin hem güvenilir hem de dinamik bir karaktere sahip olması gereklidir. Üst düzey yönetici, örgüte ilişkin kararların verilmesini sağlayan ve bu kararlar doğrultusunda örgütü eyleme geçiren kişidir. İyi yönetici aynı zamanda etkili kararlar verebilen kişi olarak düşünülmektedir (Özmen ve Yörük, 2005: 180).

Karar verme yöneticilik açısından çok büyük önem taşıdığından, yöneticilerin seçiminde ve atanmasında, karar vermek için ihtiyaç duyulan bilgi, tecrübe ve görgü gibi özelliklere sahip olup olmadıklarına dikkat edilmesi gerekmektedir (Budak ve Budak, 2004: 481).

95 Kaynak: (Koçel, 2007: 58).

Şekil 3.5. Yönetici- Karar Verme İlişkisi

Şekil 3.5.’de de görüldüğü üzere; bir örgütün varlığını sürdürmesine yönelik;

planlama, örgütleme, uygulama, koordine etme ve denetim gibi tüm stratejik kararlar yöneticinin sorumluluğundadır. Hangi işin ne zaman, ne şekilde yapılacağı konusunda sürekli karar vermek durumundadır. Sonuçta denebilir ki; her örgüt kademesinin özellikleri, karşı karşıya kaldıkları ve çözmek zorunda oldukları problemler farklı olduğundan; bu durum doğal olarak karar verme sürecine de yansıyacaktır.