• Sonuç bulunamadı

Kamu Denetçilerinin Karar Vermede Kullandığı Yöntemlere

5.2. Araştırmanın Analizi ve Tartışma

5.2.2. Kamu Denetçilerinin Karar Verme Sürecine İlişkin Görüşleri

5.2.2.2. Kamu Denetçilerinin Karar Vermede Kullandığı Yöntemlere

143 yer olmadığına dair kararlar” sayılmaktadır. Bu açıdan esas inceleme süreci içerisinde yer alan karar önerilerinin de önemli olduğu tespit edilmiştir. Esas inceleme süreci içerisinde önemli sayılan bir diğer husus ise ilgili birime sevk işlemidir. Bu görüşteki denetçilere göre, başvurusu yapılan konunun esasına girilecek nitelikte bir başvuru olduğuna kanaat getirdikten sonra bu konu ile ilgili olan devlet birimini belirlemektedirler. Bunu da daha önceki yapılan başvurularda ilgili vatandaşlara verilen cevaplara bakarak belirmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle esas inceleme süreci içerisinde ilgili birime sevk de önem arz etmektedir. Esas inceleme sürecinde diğer önemli hususun tanık dinleme/bilirkişi incelemesi olduğu söylenebilir. Denetçiler, nihai karar aşamasına geçilmeden önce idarelerle yazışmalar ve görüşmeler yapıldığını, gerekli durumlarda ise tanık dinleme ve bilirkişi incelemesine başvurulduğunu da belirtmektedirler. Bundan dolayı esas inceleme süreci içerisinde tanık dinleme/bilirkişi incelemesi de önemlidir.

Karar verme süreci basamaklarında son aşamayı ifade eden nihai karar sürecinde ise üç adet kod öne çıkmıştır. Bu kodlar incelendiğinde karar verme sürecinde tavsiye, kısmi tavsiye/ret ve ret kararları ortaya çıkmaktadır. Bu görüşü ifade eden denetçilere göre, esasına girilen ve hakkında tavsiye, ret veya kısmi tavsiye/kısmi ret önerisi sunulan dosyalar öncelikle Kamu Denetçisi tarafından incelenip son aşamaya getirilmektedir. Ardından nihai kararın verilmesi için Başdenetçiye sunumun yapıldığını ifade etmektedirler. Bundan dolayı nihai karar süreci içerisinde tavsiye, kısmi tavsiye/ret ve ret kararları önemli sayılmaktadır.

5.2.2.2. Kamu Denetçilerinin Karar Vermede Kullandığı Yöntemlere İlişkin

144 Tablo 5.3. Kamu Denetçilerinin Karar Vermede Kullandığı Yöntemlere İlişkin Görüşleri

Tema Kategori Kod Frekans %

Yöntem

Hukuksal Çözüm

Mevzuat/Kanun/Yönetmelik 4 66,666

Bilirkişi Raporu 4 66,666

Tanık veya İlgili Kişi Dinleme 4 66,666

Emsal Karar 3 50,000

İlgili Kişiler ve Örgütler ile Çözüm

İdare veya Vatandaşla Görüşme 6 100,000

İlgili Kurum ve Kuruluşlar 4 66,666

STK’lar 3 50,000

Tablo 5.3. incelendiğinde Kamu Denetçileri’nin bu soruya ilişkin cevapları doğrultusunda “yöntem”e (f=28) ilişkin temanın olduğu ortaya çıkmıştır. Kamu Denetçileri karar verme sürecinde kullandığı yöntemlerini temelde iki kategoriye ayırmışlardır. Bu kategoriler ise, “hukuksal çözüm” (f=15) ve “ilgili kişiler ve örgütler ile çözüm” (f=13) şeklindedir.

Hukuksal çözüm yöntemi (f=15) için dört adet kod belirlenmiştir. Bu kodlar ele alındığında bu yöntemler için mevzuat/kanun/yönetmelik kavramı, bilirkişi raporu ile tanık veya ilgili kişi dinlemenin (f=4, %66,666) ön planda olduğu, bunları emsal kararların (f=3, %50,000) takip ettiği sonucu çıkmıştır. Elde edilen bu sonuçlara ilişkin örnek kamu denetçi görüşleri aşağıda sunulmuştur:

K1: “Dosya inceleme aşamasında, konuyla ilgili mevzuat ile ulusal/uluslararası emsal yargı kararlarının araştırılması, ilgili idareden bilgi ve belge istenmesi, gerektiğinde tanık veya ilgili kişilerin dinlenmesi ve bilirkişi görevlendirilerek rapor hazırlatılması yoluna gidilir.”

K5: “Ama biz idarenin işlem eylemleriyle tutum ve davranışlarını denetlediğimiz halde, tıpkı hukuk mahkemelerinde olduğu gibi biz tanık dinleme ve bilirkişi çağırma, görüş alma, rapor alma şeklinde yetkilere sahibiz.”

K5: “Yine kurum yasamıza göre tanık dinleyebiliyoruz. Başvuran kişi ilgili konuda belirttiği şahısların tanıklığı var dediği zaman, o tanıkları buraya getirip dinleyebildiğimiz gibi yazılı beyanlarının alınması şeklinde de dosyayı içerisine koyabiliyoruz.”

İlgili kişiler ve örgütler ile çözümde ise (f=13) için üç adet kod tespit edilmiştir.

Bu kodlar değerlendirildiğinde, idare veya vatandaşla görüşme (f=6, %100,000) basamağının ön planda olduğu, bunu ilgili kurum ve kuruluşların (f=4, %66,666) takip ettiği, STK’ların (f=3, %50,000) ise bu süreçte önemli olduğu vurgusu yapılmıştır.

Ulaşılan bu sonuçlara ilişkin örnek kamu denetçi görüşleri aşağıda sunulmuştur:

145 K4: “Ayrıca, her aşamada idareyle ve gerektiğinde vatandaşla görüşmeler yapılır.”

K5: “Yani talep ettiği konu birden fazla kurumun alanına giriyorsa; her kurum şikâyet sahibine bu konu benimle ilgili değil, bir diğer kurum da şu kısmı benimle ilgili değil, başka ilgili kurum da bu kısmı benimle ilgili değil şeklinde ret cevabı verdiği zaman, vatandaş probleminin nerede çözüleceği konusunda zorlandığı için bu sefer KDK’ ya başvuruyor.”

K4: “Duruma göre ilgili kurum ve kuruluşlar ile STK’lardan görüş alınır.”

Araştırmada yer alan ikinci soruda Kamu Denetçileri’nin karar verme sürecinde kullandıkları yöntemler detaylı bir şekilde analiz edilmiş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır:

“Yöntem” adında bir tema oluşturulmuştur. Bu tema kendi içerisinde “hukuksal çözüm”

ve “ilgili kişiler ve örgütler ile çözüm” şeklinde kategorize edilmiştir. Hukuksal çözüm adı altında dört adet kod oluşmuş ve bu kodlar içerisinde mevzuat/kanun/yönetmelik kavramı öne çıkmıştır. Bu görüşü belirten denetçilere göre, başvurular yapıldıktan sonra inceleme safhasına gelen dosyaları değerlendirebilmek amacıyla bazı işlemler yapılmaktadır. Bunlar, bahsi geçen başvuru konusu ile ilgili mevzuat ile ulusal/uluslararası emsal yargı kararlarının araştırılması, ilgili olan idareden veya kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi ve belge talep edilmesi, ihtiyaç duyulduğunda da tanık ya da ilgili kişilerin dinlenilmesi ardından ise bilirkişi görevlendirmesinin yapılıp rapor düzenlenmesi yoluna gidilmesidir. Bu açıdan bakıldığında hukuksal çözüm yönteminde mevzuat/kanun/yönetmelik önemli sayılmaktadır. Hukuksal çözüm yönteminde mevzuat/kanun/yönetmelik kavramını, bilirkişi raporunun izlediği görülmektedir. Bu görüşü ifade eden denetçilere göre, kurum, idarenin gerçekleştirdiği eylem, tutum ve davranışları denetlemektedir. Bununla birlikte hukuk mahkemelerinde olan sistem gibi Kamu Denetçileri de tanık dinleme ve bilirkişi çağırma, görüş alma ve rapor alma gibi yetkilere sahip olduklarını söylemektedirler. Bu açıdan hukuksal çözüm yöntemi içerisinde bulunan bilirkişi raporu da önemlidir. Yine hukuksal çözüm yöntemi içerisinde sayılan başka bir önemli husus ise tanık veya ilgili kişi dinlemedir. Bunu söyleyen denetçilere göre, kurumun kendi yasasında da belirtildiği üzere tanık dinleme söz konusu olmaktadır. Eğer kuruma başvuruda bulunan kişi, başvuru konusunda bazı şahısların da tanıklığı var şeklinde bir ifade kullanırsa, o tanıkların kuruma getirilip dinlenilmesi yoluna gidilmektedir. Ayrıca, yazılı beyanları da alınmak suretiyle dosyaya konulmasının da mümkün olduğunu ifade etmektedirler. Bu bağlamda hukuksal çözüm yöntemi içerisinde bulunan tanık veya ilgili kişi dinlemenin de ön planda olduğu söylenebilir. Hukuksal çözüm yöntemi içerisinde yer alan bir diğer önemli konunun da emsal karar olduğu tespit edilmiştir. Bu görüşte olan denetçilere göre, inceleme

146 aşamasında olan herhangi bir konuyla ilgili kanun, mevzuat, ulusal/uluslararası emsal olabilecek yargı kararlarının da araştırılması söz konusu olabilmektedir. Yine konuyla ilgili olan idareden bilgi ve belge talep edilmesi, gerektiğinde tanık ya da ilgili kişilerin dinlenmesinin ve bilirkişi raporunun tutulmasının da söz konusu olduğunu belirtmektedirler. Bu sebeple hukuksal çözüm yöntemi içerisinde bulunan emsal kararı da önemlidir.

Karar verme yönteminde ikinci kısımda yer alan ilgili kişiler ve örgütler ile çözümde üç adet kod ön plana çıkmıştır. Bu kodlar ele alındığında karar verme yöntemleri içerisinde idare veya vatandaşla görüşmenin ilk sırada olduğu görülmektedir. Bu görüşü belirten denetçiler, kurumda alınacak kararların her bir aşamasında idare ile görüşmeler gerçekleştirildiğini, ayrıca gerekirse vatandaşla da görüşmeler yapılabileceğini söylemektedir. Bu sebeple ilgili kişiler ve örgütler ile çözüm basamağında idare veya vatandaşla görüşmenin önemli bir konu olduğu görülmektedir. İlgili kişiler ve örgütler ile çözüm içerisinde idare veya vatandaşla görüşmeyi ilgili kurum ve kuruluşların izlediği görülmektedir. Bu görüşü söyleyen denetçilere göre, vatandaşın sorununun giderilmesine yönelik talep ettiği konu birden fazla kurum veya kuruluşun alanına girebilmektedir. Böyle bir durumda ise, kurumlar bu konunun kendisiyle ilgisinin olmadığını söylemekte ya da “şu kısmı benimle ilgili değil” şeklinde ifadeler kullanarak ilgili vatandaşa ret cevabı vermektedirler. Bu durumla karşı karşıya kalan vatandaş da probleminin nerde çözüleceği, karşılık bulacağı noktasında güçlük çekmektedir. Ardından ise KDK’ya başvurduğunu söylemektedirler.

Bu bağlamda ilgili kurum ve kuruluşlar da önem arz etmektedir. İlgili kişiler ve örgütler ile çözüm içerisinde yer alan STK’lar da önemli bir yere sahiptir. Bu görüşü belirten denetçiler, başvurusu yapılan konuya ilişkin gerektiğinde duruma göre ilgili kurum ve kuruluşlardan ayrıca STK’lardan da görüş alınmasının mümkün olduğunu dile getirmektedirler. Bu nedenle STK’lar da önemli sayılmaktadır.