• Sonuç bulunamadı

3.9. Karar Modelleri

3.9.2. Sınırlı Rasyonel Karar Verme Modeli

Karar vermek, elde edilebilecek en iyi bilgiler ile alternatifler arasından “mümkün olan” en rasyonel seçimi yapmak şeklinde ifade edilmektedir. Mümkün olan ibaresinin kullanılmasındaki neden ise, geleceğe ilişkin tam ve kusursuz bilgiye hiçbir şekilde ulaşılamayacağının düşünülmesidir. Buna aynı zamanda sınırlı rasyonellik de denilmektedir (Emhan, 2007: 213). Bir başka ifade ile karar verme, takip edilecek yolu mümkün olan en rasyonel bir şekilde seçmektir. Gelecek hakkında kesin ve kusursuz bir bilgiye de sahip olunamayacağı için alternatifler arasından en makul ve uygun olanının seçilmesi gerekmektedir. Sınırlı rasyonellik olarak ifade edilen bu durum, elde edilebilecek en sağlıklı bilgiler ile karar vermektir (Üçok, 1988: 70).

Yönetsel, sınırlı-ussal, karar verme biçimini tercih eden karar vericiler, kompleks ve belirsiz durumlar ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu şartlar altında karar verici, liderlik vasfını ve risk alma kabiliyetini harekete geçirerek sınırlı rasyonel olmayı seçebilmektedir (Hensman ve Sadler- Smith, 2011: 51).

Sınırlı rasyonel modelin esası rasyonel ekonomik modele dayanmaktadır. Fakat sınırlı rasyonel modele göre, karar verici rasyonel seçim koşulları için ihtiyaç duyulan bilgi seviyesine, beceri ve yeteneğe, verileri işleyerek erişebileceği bilgi seviyesine gerçek anlamda hiçbir zaman ulaşamamaktadır. Bunun sebebi ise zaman, bilgi, iş gücü gibi kaynakların sınırsız olmaması ya da yeterli miktarda bulunamamasıdır. Bundan dolayıdır ki, rasyonel karar verme modelinde görüldüğü gibi optimum seviyeyi aramaktan ziyade ikna edici olan seviye aranmaktadır. Sınırlı rasyonellik kavramını ilk kez Herbert A. Simon (1960) ele almıştır (Leblebici, 2008: 114). Herbert Simon “A Behavioral Model of Rational Choice” (Ussal Seçimin Davranışsal bir Modeli) isimli makalesinde, karar verme sürecinin her basamağını ve yönünü eleştirmiş olduğu rasyonel ekonomik karar modeli ile tavsiye ettiği davranışsal temelli olan yani insanın asıl davranışlarına dayandırdığı sınırlı rasyonel modeli (yönetsel karar modelini) karşılaştırmıştır. Bu şekilde, rasyonel ekonomik insan modeli ile rasyonel ekonomik karar modelini birlikte incelediği, sınırlı rasyonel karar modelini geliştirmiştir (http://faculty.babson.edu/krollag/org_site/encyclop/simon.html). Simon çoğu zaman problemlerin karmaşık ve belirsiz olması, ihtiyaç duyulan bilginin vaktinde gelmemesi veya sınırlı olması nedeni ile karar vericinin kısıtlandığını ifade etmektedir. Simon’a göre karar verme süreci en iyi sonucu veren rasyonel bir seçim süreci olmaktan çok

76 kısıtlı bilginin işlendiği ve tatminkâr kabul edilen alternatifin tercih edildiği bir süreci ifade etmektedir. Bu anlamda Simon’un kısıtlı rasyonellik kavramı tatminkâr sonuca ulaştırmaya yönelmektedir (Öğüt ve Öztürk, 2007: 44). Yani en iyi ve mükemmel sonuç yerine tatmin edici ya da yeterince iyi olarak nitelendirilen sonuçları aramaktadır.

Herbert Simon’a göre insan zihninin yeteneklerinin kısıtlı olmasından dolayı bireyler karar verirken, zihinlerinde karmaşık bir problemin basit modelini kurmaktadır.

Bu model, problemin ancak ana özelliklerini kapsamaktadır. Klasik iktisadi- ussal insan modelinde kararlar, en uygun olan kararlardır. Hâlbuki doyurucu kararda ancak doyurucu seçenekler bulunmaktadır. Bu nedenle bu alternatifler arasından bir tercih yapılır. Bu bağlamda, karar veren bireylerin davranışlarındaki ussallık, sınırlı bir ussallıktır. Mutlak ve sınırlı- ussal davranış arasındaki farkı şu şekilde daha iyi ifade edebiliriz: Samanlıkta dikiş iğnesi arayan kişi bütün yığını arayacaktır ve bulduğu tüm iğneleri teker teker deneyecektir. Hangi iğne daha uygun ise onu kullanacaktır. Hâlbuki sınırlı- ussal davranan birey, bulduğu ilk iğneyi hemen dener, işine yararsa onu kullanır, yaramazsa yeni bir iğne arayışına girer. Yönetsel insan davranışı, sınırlı ussal davranışa da benzemektedir. Yönetsel insan da sorunun basit bir modelini yapar ve modele göre alakalı bulduğu faktörleri kullanır ve en tatmin edici alternatifi seçer (Onaran, 1971:

56).

Bu karar verme modeline göre karar verecek kişiler, karar verme sürecinde gereksinim duydukları bütün bilgileri elde etmenin imkânsızlığı ve sınırlığı içerisinde bulunmaktadır. Bu nedenle verilen her kararda net bir yol ve yöntemin rasyonelliğe ulaştırmasının mümkün olmadığını kanıtlamaktadır. Bu tarz olaylarda karar verecek kişileri, minimum karar ölçütlerini sağlayan ilk alternatif ya da seçenek tatmin edecektir (Eren, 2019: 201). Burada karar vericilerin öngörüleri ve deneyimleri de ciddi rol oynamaktadır. Kişiler genellikle yaşamında oluşan olayları, daha önceden yaşadığı olaylarla bağdaştırmaktadır. Bu yüzden de karar verilecek olan durumla ilgili belirsizliğin ve bilginin kısıtlı olması bireyleri, sezgilerine ve tecrübelerine göre karar vermesine yöneltmektedir.

Bu modelde birtakım yeni kavramlar öne sürülmüştür (Yaşlıoğlu, 2007: 10- 11):

 “Ussallık kavramı yerine sınırlı ussallık kavramı,

 İdeal kararlar yerine doyurucu kararlar,

77

 Bir problemi tüm boyutları ile ele almak yerine kararı sadeleştirici yöntem ve tekniklere başvurmak (heuristics),

 Her tür eylem yoluna başvurmak yerine, eylem yolları ile beklenen sonuçları ahlaki ve sosyal değerlerle sınırlandırmak,

 Optimal- ussal kararlar için çaba harcamak yerine, probleme ve ortama uygun olan optimum karar verme süreçlerini ve usullerini, en verimli işlemleri gerçekleştirmek için çaba sarf etmek. Karar vermekte kullanılan işlemlerin, yöntemlerin ve süreçlerin seçiminde ussallık.”

Bu kavramları özetle tanımlamak gerekirse, bireylerin gerçek karar verme davranışlarını belirttikleri görülmektedir (Yaşlıoğlu, 2007: 10- 11);

 Sınırlı ussallık: İnsanlar faaliyetlerinde azımsanacak bir düzeyde ussal seçimlerde bulunmaktadır. Halbuki bireyler faaliyetlerinin ve kararlarının büyük çoğunluğunda hislerinden etkilenmekte ve rasyonel olmayan seçimler yapmaktadırlar.

Bireylerin tüm seçenekleri değerlendirip davranışsal herhangi bir etkiye maruz kalmadan en etkili faydayı sağlayacak seçeneği tercih etmesi söz konusu değildir. Bu yüzden sınırlı ussallık, ideal karar kavramı yerine doyurucu karar kavramını ileri sürmektedir.

 Doyurucu kararlar: Karar veren kişinin, tatmin olma ihtimalinin en fazla olduğu seçenekte karar vermesidir. İdeal ya da optimal karar verme yerine, karar verici, ihtiyacına cevap veren ve bireyi tatmin edecek olan çözüm yoluna yönelmektedir.

 Pratik karar verme usulleri (heuristics): Bireylerin karar verirken, bir yargıda bulunurken, sorunları çözümlerken; yani karmaşık, net olmayan bilgileri zihinlerinde işlerken yararlandıkları kısa yollardır. Bu kısa yollar, bireylere çevrelerinde bulunan bilgi yığınları ile baş edebilme imkânını vermektedir. Ancak belirli bazı durumlarda kişileri, “eğilimli” kararlara yöneltebilme durumu söz konusu olabilmektedir.

 Eylem yolları ile tahmin edilen sonuçların ahlaki ve sosyal değerlerle sınırlandırılması: Karar verenler, karar ve kararın tatbikini bazı ahlaki ve sosyal referanslar doğrultusunda sınırlandırmaktadırlar.

 Karar vermedeki yöntemlerin ve süreçlerin tercihinde ussallık: Bireylerin karar verme sürecindeki sınırlarını fark etmeleri ve ussal karar vermenin mümkün

78 olmadığının farkına varmaları sonucu, karar vermeyi optimum bir seviyeye getirmek için karar yöntemlerini geliştirmeleri ve seçmeleridir.

Belirtilen tüm bu sınırlılıklar durumunda yöneticilerden beklenilmesi gereken, tatmin edici kararlar verebilmeleridir. Bu bağlamda en iyi sonuca odaklanan rasyonel karar kuramından, yönetici ve örgüt için en alt düzeydeki tatmini ve işlerin mümkün olan maksimum düzeyde rasyonellikle devamını sağlayacak kararların verilmesini içeren sınırlı rasyonel seçim kuramına geçiş söz konusu olmaktadır (Tozlu, 2016: 38- 39).