• Sonuç bulunamadı

Karar Verme Sürecine İlişkin Özellikler

Karar verme eylemi özel ve toplumsal hayatın her alanında söz konusu olan karmaşık bir süreci ifade ettiğinden dolayı birçok özelliği içinde barındırmaktadır.

62 Karar verme işleminin özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür (Çetin, 2008: 52):

 “Problemi çözmeye yöneliktir.

 Bir değerlendirmenin sonucu iken, yeni bir olayın başlangıcıdır.

 Gelecek için gerçekleştirilmiş bir işlemdir.

 Plan ve program işidir.

 Bireysel veya grupça yapılan bir işlemdir.

 Sonucu kesin bir şekilde saptanamayan işlemdir.

 Çeşitli mantıksal analizler işlemidir.”

Aşağıda karar verme sürecinin özelliklerine ilişkin bilgiler yer almaktadır.

 Karar verme, psikolojik ve maddesel güçlükler taşır: Karar verme süreci, bireyleri psikolojik bir stres içerisine sokmasından dolayı zahmetli iş olarak görülmektedir. Alternatifleri araştırmak, bulmak ve sayılarını artırmak kolay bir iş değildir. Yani her bir alternatifin yarar ile sakıncalarını kıyaslayarak seçimin gerçekleştirilmesi zor ve stresli bir süreçtir (Eren, 2019: 197). Karar verme, zihinsel bir çabayı zorunlu hale getirmiştir. Kararın derecesinin basit olması ya da karmaşıklığı nedeniyle her fert her zaman sorunların üstesinden gelemeyebilir. Ayrıca her fert verilecek karar hakkında analitik senteze, azim ve iradeye sahip olmayabilir. Bu özelliklere sahip olmayan bireyler karar verme yükünü başkalarına devretme yolunu seçebilmektedirler. Nihayetinde bu durum bir alışkanlık haline gelmektedir. Bunun sonucu olarak da bu davranışı sergileyen bireyler, yönetici olma ve işi başarma kabiliyetlerini yitirmektedirler. Bunun yanı sıra bu kişilikteki bireyler, iyi yönetici olamadıkları gibi hızlı karar vermekten de kaçınıp yüzeysel karar vermektedirler.

Merkeziyetçi yönetim anlayışının hakim olduğu örgütlerde bu tarz olaylarla karşılaşmak mümkün olmaktadır (Tosun, 1992: 312- 313).

 Karar verme süreci etkinlik ve rasyonelliğe dayanır: Karar vermede her şeyin sınırlı olması bu kaynakların optimum şekilde kullanımını gerektirmektedir. Karar verme sürecinde amaçlara en az harcama ve fedakârlıkla ulaşmak önemlidir (Eren, 2019: 198). Amaçlara uygun en doğru çözüme ulaşabilmek için verilen karardan elde edilen kazancın, bu kararı vermek için katlanılan maliyet unsurları ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda rasyonel ve etkili bir karar verilip verilmediği anlaşılmaktadır (Baştuğ, 2006: 43).

63 Kararın rasyonelliğe dayanması özelliği, karar verme ve uygulama aşamalarında karşımıza çıkabilecek maliyetlerin öngörülen seviyede tutulması demektir. Her kararın bir maliyeti olmaktadır. Söz konusu maliyet maddi olabildiği gibi psikolojik de olabilmektedir. Karar vericinin bu maliyetin öngörüsünü yapabilmesi gerekmektedir.

Rasyonel davranış, verilen kararın bir maliyetinin olacağını kabul etmek ve bunu öngörebilmektir (İmrek, 2003: 5).

Karar vermenin rasyonel bir işlem sayılmasındaki en önemli sebep, gerçekçi bir seçim yapma mecburiyetidir. Karar vermeyi oluşturan sahip olunan bilgi, zekâ kapasitesi, muhakeme gücü, danışma ve irade gibi çabaları olgunlaştıran, verilecek kararın yerindelik derecesini arttıran, karar verme hızına etki eden bütün faktörler, rasyonel seçim yapma esasına dayanmaktadır. Kararda yalnızca sübjektif unsurların ağırlık kazanması, kararı rasyonellikten uzaklaştırıp şans oyununa dönüştürmektedir (Tümer, 1975: 142).

 Karar verme faaliyeti, pahalıdır: Karar vermede, bilgiyi toplama, işleme ve alternatiflerden caymanın bedeli büyüktür. Çünkü gerekli olan bilgileri toplama, bir araştırma sürecini gerektirmekte ayrıca bilgileri işlemek ve faydalı hale getirmek için de uzmanlara gereksinim duyulmaktadır. Bu sebepledir ki, hem bilgiyi elde etmenin maliyeti büyüktür hem de alternatiflerin faydalarından vazgeçmekte ayrı bir maliyet oluşturmaktadır (Eren, 2019: 198). Karar verme faaliyeti neticesinde etkili ve verimli bir karara ulaşabilmek için, hedefe ve bu hedefe ulaştıracak araç ve yöntemlerin belirlenmesine katkı sağlayacak verilerin toplanmasına gereksinim duyulmaktadır.

Amaçlar ile bu amaçlara ulaştıracak araçların fazla olması, bilgi toplama ve değerlendirmeyi zorlaştırmaktadır. Bunun yanı sıra çok geniş bir zaman dilimine ve teknik personel kadrosuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durum ise maliyetlerin yükselmesine neden olacaktır. Özellikle geleceğe ilişkin kararlara dair elde edilen bilgiler tahmin süreciyle meydana gelmektedir. Bu tahmin süreci, birçok çalışma ve çabaları kapsamaktadır (Tosun, 1992: 314).

Yöneticiler karar verme sürecinin uzun ve maliyetli olması nedeniyle daha alışılmış, geleneklere bağlı ve basit kararlar almaya yönelebilir. Akılcı olmayan bu tekniklerin kullanılması neticesinde, sonucu elde etmede ciddi hatalar yapılabilir (Baştuğ, 2006: 44). Karar verilmesi gereken bir durum ya da sorun ortaya çıktığında, sonuç olarak verilen kararın etkin ve verimli olması beklenmektedir. Bu amaca

64 ulaşabilmek için gerekli araç ve olanakların tespit edilmesine yardımcı olacak verilerin toplanması gerekmektedir (Budak ve Budak, 2004: 482).

 Karar verme, bir sorun çözme işlemidir: Bir sorunun varlığı, karar verme zorunluluğunu meydana getirmektedir. Karar verme, amaçlara doğru ilerlerken karşılaşılan sorun ve engelleri yok etme faaliyetidir (Eren, 2019: 199). Sorunların çözümünde uygulanması gereken yöntem, karar sürecine benzemektedir. Özellikle, amaca varmak için kullanılan araç ve yöntemlere dair engellerin belirlenmesi ve bunların bertaraf edilmesi esastır (Tosun, 1992: 322).

Yöneticinin karar vermesi için mevcut bir sorun olması gerekmektedir. Örgütün hedefleri doğrultusunda ilerlemesini engelleyen bir sorun çıkması halinde bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla verilen karar, bir sorunu çözmek için verilmiş olacaktır (Budak ve Budak, 2004: 483).

 Karar verme, irade ve yetkiye dayanır: Kamu örgütlerinde üst kademelere çıkıldıkça otoritenin sınırı genişlemektedir. Buna bağlı olarak üst kademedeki yöneticilerin verecekleri kararın sayısı ve kalitesi artmaktadır. Adem-i merkeziyetçi yönetim anlayışının olduğu örgütlerde orta ve alt kademelerdeki yöneticilerin karar verme özgürlükleri artmaktadır. Bu nedenle verecekleri kararın sayısı ve kalitesi, merkeziyetçi yönetimin hakim olduğu örgütlerinkinden daha yüksek olmaktadır.

Yöneticilerin etkili karar verebilmeleri için deneyimli olmaları gerekmektedir. Bu deneyim ise bol pratikle mümkündür. Bunu sağlamanın yolu ise, yöneticilerin geniş bir karar verme yetkisi ile donatılmasıdır (Tosun, 1992: 317). Karar alternatiflerden birinin seçimi olduğu için özgürce yapılması gerekmektedir. Bu sebeple irade ve yetkiden yoksun kişinin vereceği kararın hem sayısı hem kalitesi düşük olacaktır (Baştuğ, 2006:

45).

 Karar verme geleceğe yöneliktir ve öngörüye dayanır: Karar, geleceğe ilişkin hareket şekli ile alakalı irade beyanıdır. Karar vermede geleceğe yönelik tahmin ve bilimsel araştırmalar büyük rol oynamaktadır (Eren, 2019: 198). Karar verilirken, farklı alternatiflerin ortaya çıkarması beklenilen sonuçları mukayese ederken, sonraki uygulama evresinde koşulların öngörülmesi gerekmektedir (Tosun, 1992: 317).

Karar verme işlemi için öncelikle amaçların belirlenmesi, mevcut durumun anlaşılması ve ardından alternatifler arasından seçim yapılması gerekmektedir. Seçimin gerçekleştiği zaman karar verilmiş olmaktadır. Sonrasında ise; gelecek bir zaman için

65 verilmiş olan karar, gözden geçirilmektedir. Başka bir ifade ile karar geçmiş zaman için değil, gelecek zaman için verilmektedir. Bu sebeple de karar verme, plan gibi geleceğe yönelik bir faaliyet olarak ifade edilmektedir (Budak ve Budak, 2004: 483).

 Kararın verilmesi ve uygulanmaya koyulması bir zaman aralığını gerektirir: Karar, geçmişten başlayıp geleceğe uzanan bir süreçtir. Bu sürecin verimli bir biçimde sürdürülebilmesi için uygun zaman dilimine ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat bu sürenin, kararın başarısına olumsuz yönde etki edecek kadar uzun veya kısa olmaması gerekmektedir. Zamanında karar almak yerinde karar almak kadar önemli bir husustur. Aksi takdirde kararın uygulanabilirliği kısıtlı olmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Vaktinde verilemeyen kararlar, sorunların çözülemeyecek kadar büyümesine ve örgütün zor durumda kalmasına neden olabilmektedir (Baştuğ, 2006:

46).

Kararların verilme sürecinde ve uygulanma aşamasında şartlara en uygun olacak bir zaman dilimi belirlenmektedir. Karar vermenin, geleceğin bir öngörüsü olduğundan hareketle; kendi içerisinde bir planlama faaliyeti olduğu söylenebilir (Eren, 2019: 199).

Çünkü ne kadar bir süre içerisinde karar verileceği, ne zaman faaliyete geçileceği, verilerin elde edilme süreleri gibi hususlar bunun bir göstergesidir. Bu nedenle bu süreç belli bir zamanı ve öte yandan bir maliyeti gerektirmektedir.

 Karar verme, alternatif maliyetler ortaya çıkarır: Karar verme süreci, alternatif giderlerin meydana gelmesine yol açmaktadır. Karar, farklı alternatifler arasından en doğru ve uygun olanının seçimi olduğuna göre, söz konusu bu alternatiflerin yararları olduğu kadar sakıncaları da bulunmaktadır. Karar verme sürecinde var olan alternatiflerin yarar ve sakıncaları karşılaştırılmakta ve neticesinde en doğru olan seçilmektedir. Tercih edilen ise, yararları ile sakıncaları arasındaki farkın en çok olanıdır. Böylece diğer alternatiflerin sakıncaları yok edilmiş, faydalarından da vazgeçilmiştir. Bu durum ise bir alternatif maliyet oluşturmaktadır. Vazgeçilen bu yararlar, seçilmiş olan alternatif için katlanılan bir gider sayılmakta ve buna alternatif maliyet denilmektedir. Buradaki esas amaç, alternatif maliyeti en alt seviyede tutmaktır (Tosun, 1992: 321).

 Karar verme bir planlama faaliyetidir: Karar ve plan ile karar verme ve planlama fonksiyonu arasında bariz benzerlikler bulunmaktadır. Bu iki süreçte de hedeflerin varlığı ve bunlara ulaştıracak alternatifler arasında bir tercih yapma

66 gerekliliği söz konusudur (Tümer, 1975: 143). İki süreç arasındaki farka bakıldığında, planlamanın daha detaylı olduğu görülmektedir. Esasında plan, kararın oluşumu ve kararın geliştirilmiş halidir. Ancak her plan bir karar niteliğinde olduğu halde, her karar bir plan özelliği taşımamaktadır (Tosun, 1992: 319).