• Sonuç bulunamadı

Kamu Denetçilerinin Karar Verme Süreci Basamakları

5.2. Araştırmanın Analizi ve Tartışma

5.2.2. Kamu Denetçilerinin Karar Verme Sürecine İlişkin Görüşleri

5.2.2.1. Kamu Denetçilerinin Karar Verme Süreci Basamakları

Araştırmada ilk olarak Kamu Denetçilerine “Kurumunuzdan görüş istenilen konularda karar verme sürecinden ana hatlarıyla bahseder misiniz?” sorusuna ilişkin verilen yanıtların analizi doğrultusunda frekans, yüzde, kod, kategori ve temalara ilişkin bulgular Tablo 5.2.’de verilmiştir.

Tablo 5.2. Kamu Denetçilerinin Karar Verme Süreci Basamakları

Tema Kategori Kod Frekans %

Karar Verme Süreci Basamakları

Ön/İlk İnceleme

Mevzuat 4 66,666

İdari Başvuru Yollarının Tüketimi 3 50,000

Görev Alanı 2 33,333

Menfaat İhlali 2 33,333

Esas İnceleme

Başdenetçiye Sunum 6 100,000

Uzman Koordinatör Görüşü 5 83,333

Karar Önerileri 1 3 50,000

İlgili Birime Sevk 3 50,000

Tanık Dinleme/Bilirkişi İncelemesi 2 33,333 Nihai

Karar

Tavsiye 6 100,000

Kısmi Tavsiye/Ret 6 100,000

Ret 6 100,000

1Gönderme kararı, incelenemezlik kararı, dostane çözüm kararı ve karar verilmesine yer olmadığına dair karar.

140 Tablo 5.2. incelendiğinde Kamu Denetçileri’nin bu soruya yönelik vermiş oldukları cevaplar doğrultusunda “karar verme süreci basamakları”na (f=48) ilişkin bir temanın olduğu görülmektedir. Kamu Denetçileri karar verme sürecini temelde üç kategoriye ayırmışlardır. Bu kategoriler sırasıyla “ön/ilk inceleme” (f=11), “esas inceleme” (f=19) ve “nihai karar” (f=18) şeklinde ortaya çıkmıştır.

Ön/ilk inceleme süreci (f=11) için dört adet kod belirlenmiştir. Bu kodlara bakıldığında karar verme süreci için mevzuat kavramının (f=4, %66,666) ön planda olduğu, bunu idari başvuru yollarının tüketiminin takip ettiği (f=3, %50,000), görev alanı ve menfaat ihlalinin (f=2, %33,333) ise sürecin önemli kısmını oluşturduğu söylenebilir. Elde edilen sonuçlara ilişkin örnek kamu denetçi görüşleri aşağıda sunulmuştur:

K2 : “Kamu Denetçiliği Kurumu’na herhangi bir idari işlemden, eylemden veya idarenin tutum ve davranışlarından dolayı menfaatinin ihlal edildiğini düşünen şikâyetçilerin yaptığı başvurular önce İlk İnceleme Bürosuna ulaşıyor. Burada “Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Denetçilerinin İş Bölümüne İlişkin Yönerge” hükümlerine göre dağıtıldıktan sonra Kamu Denetçileri’nin koordinatörlerine gönderiliyor.”

K1: “Mevzuatımız gereği şikâyet başvurusu, inceleme ve araştırmaya geçilmeden önce ön incelemeye (usul incelemesi) tabi tutulmakta ve bu aşamada; Kurumumuzun görev alanına girip girmediği, süresi içinde yapılıp yapılmadığı, menfaat ihlalinin olup olmadığı, incelenmekte olan veya daha önce sonuçlandırılan bir şikâyet başvurusuyla sebepleri, konusu ve taraflarının aynı olup olmadığı, yargı organlarında görülmekte olan veya yargı organlarınca karara bağlanmış uyuşmazlıklara ilişkin olup olmadığı ve idari başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği hususları açısından değerlendirilmektedir.”

K6: “İnceleme- araştırma aşamasına geçildiğinde öncelikle uyuşmazlık konusu tam olarak nedir, bunu tespit etmek gerekiyor. Daha sonra bizim kurumumuzun görev alanına girip girmediği, o incelemede esasa geçilip geçilmeyeceği noktasında bir ön inceleme yapıp, esasa da geçilmesine artık lüzum görülüyorsa, bunun gerektiği kanaatine varılmışsa esasa geçiliyor.”

K2: “Kamu Denetçiliği Kurumu’na herhangi bir idari işlemden, eylemden veya idarenin tutum ve davranışlarından dolayı menfaatinin ihlal edildiğini düşünen şikâyetçilerin yaptığı başvurular öncelikle İlk İnceleme Bürosuna ulaşıyor.”

Esas inceleme süreci (f=19) için beş adet kod bulunmuştur. Bu kodlar değerlendirildiğinde, süreçte Başdenetçiye sunum (f=6, %100,000) basamağının önde olduğu, bunu uzman koordinatör görüşünün (f=5, %83,333) izlediği, karar önerileri ve ilgili birime sevkin (f=3, %50,000) ise bu süreçte önemli olduğu tespit edilmiştir.

Ayrıca bu süreçte tanık dinleme/bilirkişi incelemesi (f=2, %33,333) de önemli unsurlardandır. Ulaşılan sonuçlar neticesinde kamu denetçi görüşleri aşağıda sunulmuştur:

141 K3: “Dosyanın esasına girilerek tavsiye kararı, ret kararı veya kısmi tavsiye/kısmi ret kararı önerisiyle gelen dosyalara Kamu Denetçisi son noktayı koyduktan sonra Başdenetçinin nihai kararına sunuluyor.”

K5: “Dosyadaki eksiklikler giderildikten sonra, uzmanlarımız başvurusu alınan şikâyetin esasına girilerek incelenebilecek bir konu olup olmadığını, kendi ilgili denetim alanları açılarından incelemektedirler.”

K3:“Uzmanlar, dosyalarındaki gönderme kararı, incelenemezlik kararı, dostane çözüm kararı ve karar verilmesine yer olmadığına dair karar önerilerini Kamu Denetçisine sunuyorlar.”

K5: “Eğer esasına girilecek nitelikte bir konuysa ilgili devlet birimini yani muhatap olan kamu kurumunu belirlemeye çalışıyorlar. O ilgili olduğu devlet biriminin daha önce vatandaşa yani başvuran kişiye verilen cevaplara bakılıyor.”

K1: “İdarelerle yapılan yazışmalar, görüşmeler, duruma göre tanık dinleme ve bilirkişi incelemesinden sonra nihai karar hazırlanır.”

Nihai karar süreci (f=18) için ise üç adet kod tespit edilmiştir. Bu kodlar ele alındığında bu süreçte tavsiye, kısmi tavsiye/ret ve ret (f=6, %100,000) şeklinde üç sonuç basamağının bulunduğu ve tüm denetçilerin bu basamaklara vurgu yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu sonuca ilişkin örnek kamu denetçi görüşleri şu şekildedir:

K2: “Dosyanın esasına girilerek tavsiye kararı, ret kararı veya kısmi tavsiye/kısmi ret kararı önerisiyle gelen dosyalar, Kamu Denetçisi tarafından son nokta koyulduktan sonra Başdenetçi’nin nihai kararına sunuluyor.”

Araştırmanın analiz verileri doğrultusunda ulaşılan sonuçlara yönelik tartışmalara bakılacak olursa; öncelikle Kamu Denetçileri’nin verdiği cevaplar doğrultusunda ortaya çıkan karar verme sürecine ilişkin basamaklar detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Bu doğrultuda “karar verme süreci basamakları” adı altında bir tema oluşturulmuş ve kendi içerisinde “ön/ilk inceleme”, “esas inceleme” ve “nihai karar” şeklinde kategorize edilmiştir. Ön/ilk İnceleme süreci altında dört adet kod ön plana çıkmıştır. Bu kodlar değerlendirildiğinde karar verme süreci için mevzuat kavramı öne çıkmaktadır. Bu görüşü belirten denetçiler, başvuruların iş bölümüne ilişkin yönerge hükümlerine göre dağıtıldıktan sonra Kamu Denetçileri’nin koordinatörlerine gönderildiğini söylemişlerdir. Dolayısıyla ön inceleme sürecinde iş bölümüne ilişkin yönerge ön plana çıkan bir husustur. Ön/İlk inceleme sürecinde mevzuat kavramını, idari başvuru yollarının tüketimi takip etmektedir. Bu görüşteki denetçiler, inceleme ve araştırma sürecinde usul incelemesi yapılırken idari başvuru yollarının tüketilip tüketilmediğini de incelediklerini belirtmişlerdir. Bu sebeple ön/ilk inceleme süreci içerisinde idari başvuru yollarının tüketimi de önemli sayılmaktadır. Ön inceleme sürecinde bir diğer önemli nokta ise görev alanının takibidir. Bunun sebebi, KDK’nın kendi görev alanının dışına

142 çıkmak istememesi ve görev alanına ait kararlar ile ön plana çıkmak istemesidir.

Nitekim bu görüşte olan denetçiler esas incelemeye geçmeden önce, ön inceleme sürecinde Ombudsmanlığın görev alanı sınırlarının önemli olduğunu belirtmişlerdir.

Eğer başvuru sürecinde karar görev alanına dâhil değilse üst basamağa geçirilmemektedir. Bu açıdan ön/ilk inceleme süreci içerisinde görev alanı da önemli bir husustur. Ön/ilk inceleme süreci için bir sonraki basamağın menfaat ihlali olduğu tespit edilmiştir. Bu basamakta göz önünde bulundurulan ve dikkate alınan bir diğer husus, başvuran kişinin menfaatine yönelik bir ihlalin oluşudur. Bu görüşte olan denetçiler, ön inceleme sürecinde menfaat ihlali durumunun idarenin tutum ve davranışlarından kaynaklandığını düşünmektedirler. Yani menfaat ihlali olmayan başvurular, bir sonraki basamak olan esas inceleme basamağına geçememektedir. Bu açıdan bakıldığında ön/ilk inceleme süreci içerisinde menfaat ihlalinin de önemli bir husus olduğu söylenebilmektedir.

Karar verme sürecinde ikinci aşamada yer alan esas incelemede beş adet kod öne çıkmıştır. Bu kodlar değerlendirildiğinde karar verme sürecinde Başdenetçiye sunum önemlidir. Yani başvuru dosyaları bu basamakta Başdenetçiye sunulmak üzere değerlendirilip hazırlanmaktadır. Bu görüşü söyleyen denetçilere göre, esasına girilen ve öneri olarak gelen tavsiye, ret veya kısmi tavsiye/ret kararları Kamu Denetçileri tarafından değerlendirmeye alınmaktadır. Kamu Denetçileri bu dosyalara son halini vermekte ve nihai karar verilmesi için Başdenetçiye sunmaktadırlar. Bu nedenle esas inceleme süreci içerisinde nihai kararın verilmesinde Başdenetçiye sunum önemlidir.

Yine bu süreç içerisinde uzman koordinatör görüşü de yer almaktadır. Bu görüşü ifade eden denetçiler, dosyada varsa eksiklikler bunlar giderilmekte ardından uzmanlar tarafından şikâyet başvurusunun esasına girilip incelenebilecek nitelikte bir konu olup olmadığı değerlendirmeye alınmaktadır. Her bir uzman kendisinin ilgili olduğu denetim alanı açısından bu incelemeyi gerçekleştirmektedir. Eğer şikâyet başvurusu esasa girilerek incelenebilecek nitelikte bir konu değilse, bir sonraki aşama olan nihai karar aşamasına geçmemektedir. Bu bağlamda esas inceleme süreci içerisinde uzman koordinatör görüşlerinin de alınması gereklidir. Ayrıca bu süreçte karar önerileri de bulunmaktadır. Bu görüşteki denetçilere göre, uzmanlar dosyalarda yer alan bazı kararların önerilerini Kamu Denetçisine sunmaktadırlar. Bu kararlar içerisinde

“gönderme kararı, incelenemezlik kararı, dostane çözüm kararı ve karar verilmesine

143 yer olmadığına dair kararlar” sayılmaktadır. Bu açıdan esas inceleme süreci içerisinde yer alan karar önerilerinin de önemli olduğu tespit edilmiştir. Esas inceleme süreci içerisinde önemli sayılan bir diğer husus ise ilgili birime sevk işlemidir. Bu görüşteki denetçilere göre, başvurusu yapılan konunun esasına girilecek nitelikte bir başvuru olduğuna kanaat getirdikten sonra bu konu ile ilgili olan devlet birimini belirlemektedirler. Bunu da daha önceki yapılan başvurularda ilgili vatandaşlara verilen cevaplara bakarak belirmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle esas inceleme süreci içerisinde ilgili birime sevk de önem arz etmektedir. Esas inceleme sürecinde diğer önemli hususun tanık dinleme/bilirkişi incelemesi olduğu söylenebilir. Denetçiler, nihai karar aşamasına geçilmeden önce idarelerle yazışmalar ve görüşmeler yapıldığını, gerekli durumlarda ise tanık dinleme ve bilirkişi incelemesine başvurulduğunu da belirtmektedirler. Bundan dolayı esas inceleme süreci içerisinde tanık dinleme/bilirkişi incelemesi de önemlidir.

Karar verme süreci basamaklarında son aşamayı ifade eden nihai karar sürecinde ise üç adet kod öne çıkmıştır. Bu kodlar incelendiğinde karar verme sürecinde tavsiye, kısmi tavsiye/ret ve ret kararları ortaya çıkmaktadır. Bu görüşü ifade eden denetçilere göre, esasına girilen ve hakkında tavsiye, ret veya kısmi tavsiye/kısmi ret önerisi sunulan dosyalar öncelikle Kamu Denetçisi tarafından incelenip son aşamaya getirilmektedir. Ardından nihai kararın verilmesi için Başdenetçiye sunumun yapıldığını ifade etmektedirler. Bundan dolayı nihai karar süreci içerisinde tavsiye, kısmi tavsiye/ret ve ret kararları önemli sayılmaktadır.

5.2.2.2. Kamu Denetçilerinin Karar Vermede Kullandığı Yöntemlere İlişkin