• Sonuç bulunamadı

Vakıflar, Osmanlı Devleti’nin uzun tarihî seyri içerisinde, sosyal, ekonomik, dînî, sivil ve askerî gibi pek çok sahada önemli eserler vücuda getirmişlerdir. Cami, mescid, mektep, medrese, tekke, kütüphane, hastane, kervansaray, imaret, çarşı, dükkân, saray ve hamam, söz konusu hayır eserlerinden sadece birkaçıdır.1662

İncelediğimiz dönem Rize’sinde tesbit edebildiğimiz vakıf eserleri, cami,1663 mescid1664 ve tekkeden ibarettir.1665 Dînî eserlerin başında gelen ve tamamen vakıflara bağlı olan camiler,1666 Rize’de en sık rastladığımız vakıf eseridir. Rize’nin çeşitli köy ve mahallelerinde bulunan bu camilerin tümü vakıf camii olup, içlerinde karye ahalisi tarafından inşa edilenler de bulunmaktadır.1667 Bazı vakıf camiler de, bir1668 veya iki kişi tarafından1669 yaptırılmıştır.

Cami ve mescitlerle ilgili dikkatimizi çeken bir husus var ki, o da Rize kazasına bağlı Mağloz karyesi ahalisinin, karyelerinde cami olduğu hâlde, oturdukları yere yakın olan mescide minber yapılarak, bu mescidin camiye dönüştürülmesi ve burada cuma ve bayram namazlarının kılınması için mahkemeye başvurmalarıdır. Karye halkı böyle bir talepte bulunmalarına, karyelerindeki caminin kendilerine uzak olmasından dolayı, kış mevsiminde özellikle de yaşlıların, camiye gitmekte güçlük çekmelerini ve karye sınırlarının geniş, halkının da çok olması yüzünden, bilhassa cuma ve bayram namazlarında caminin dışında kalmalarını sebep olarak göstermişlerdir.1670

Vakıf eserlerinden biri olan tekkeler, tasavvuf düşüncesinin, anlayış ve terbiyesinin derinleştirilerek halka takdim edildiği yerlerdir. Tekkeye dergâh, hankâh ve zaviye de denilmektedir.1671 İncelediğimiz defterde, tekkeyle ilgili kayda sadece bir

1662

Kazıcı, Vakıf Medeniyeti, s.152-154.; Bahaeddin Yediyıldız, “XVIII. Asır Türk Vakıflarının İktisadî Boyutu”, Vakıflar Dergisi, sy.18, Önder Matbaacılık, Ankara 1984, s.6.

1663

R.Ş.S.; 15a-b, 30a, 31a, 48b, 58b-59a, 66b-67a, 79a, 90b, 93a, 93a, 99a, 106a, 108a-b, 114a, 116a, 117b, 118b, 122b, 127a, 128a. 1664 R.Ş.S.; 39b, 40b, 41a, 97a. 1665 R.Ş.S.; 111b. 1666

Kazıcı, Vakıf Medeniyeti, s.158.

1667 R.Ş.S.; 116a, 118b, 127a. 1668 R.Ş.S.; 15a-b. 1669 R.Ş.S.; 30a. 1670 R.Ş.S.; 93a. 1671

yerde rastlanılmaktadır. Söz konusu tekke, Rize kazasının Piriçelebi Mahallesi’nde olup, Kadiriye tarikatına aittir. Tekke binası, aynı zamanda tekkeye postnişin (şeyh) olarak tayin edilen, eş-Şeyh el-Hâc Ahmed Şemseddin Efendi tarafından, kendi arsası üzerinde bina edilmiştir.1672

1672

İKİNCİ BÖLÜM

1495 NUMARALI RİZE ŞER‘İYYE SİCİLİNİN

TRANSKRİPSİYONU

I. SİCİLİN TRANSKRİPSİYONU SIRASINDA TAKİP EDİLEN USÛL

Araştırmamızın temelini oluşturan 1495 numaralı Rize Şer‘iyye Sicili’nin günümüz Türkçesine çevrilmesi sırasında, transkripsiyon işaretlerinin tamamı kullanılmamıştır. Kelimelerin doğru bir şekilde okunabilmesi ve anlaşılmasını sağlamak amacıyla, uzatmalar için “^” işaretine, ayn (ع) harfleri için “ ‘ ” işaretine, hemze (ﺀ) harfleri için “ ’ ” işaretine, Arapça tamlamalardaki kesmelerde de “ ' ” işaretine yer verilmiştir. Kaf (ق) ve ğayn (غ) harflerinden sonra gelen uzatmalar ise, “kāim-i makām”, “gāib” ve “merkūm” kelimelerinde olduğu gibi, “ā” ve “ū” harfleriyle gösterilmiştir.

Sicilin varak numaraları, “[1a], [1b]” şeklinde köşeli parantez içerisinde ve koyu harflerle belirtilmiştir. Sicildeki kayıtlar dikkate alındığında, unutularak yazılmadığına kanaat getirilen ifadeler “[]” işaretleri arasında yazılarak metne eklenmiştir. Anlam bütünlüğünün sağlanması bakımından sicilden çıkarılması gereken kelime ve ekler de, “<>” işaretleri arasında yazılmıştır.

Doğru okunup okunmadığından emin olunamayan kelimelerin yanına parantez içerisinde asılları da yazılmaya çalışılırken, okunması mümkün olmayan kelimelerin yerine “……….” işareti konulmuştur. Ayrıca sicilde geçen bazı dua cümleleri, -tûbâ

II. 1495 NUMARALI RİZE ŞER‘İYYE SİCİLİNİN TRANSKRİPSİYONU [2a]

Kudâtdan mekremetlü es-Seyyid Mustafa İzzet Efendi’nin sicilidir 25 Cemâziyelûlâ sene 86

Trabzon vilâyeti dâhilinde Rize kasabası mahallâtından Paşayan Mahallesi ahalisinden iken bundan akdem vefât eden el-Hâc Alâaddin Efendi ibn Emin Efendi bin Ali’nin verâseti zevce-i menkûha-i metrûkesi Hanım Hatun ibnet-i Abdullah ve sulbî kebîr oğlu Emin Efendi ve sulbî sağîr oğlu Celâl ve sulbiyye-i kebîre kızı Hediye Hatun ve sulbiyye-i sağîre kızları Seniye ve Nokta ve Ümmügülsüm ve Zarife ve Selime’ye münhasıra olduğu lede'ş-şer‘i'l-enver zâhir ve nümâyân oldukdan sonra sağîrât-ı mezbûrâtın vâlideleri ve tesviye-i umûrlarına kıbel-i şer‘den bâ-hüccet-i şer‘iyye vasî-yi mansûbları olan mezbûre Hanım Hatun ile bint-i kebîre-i mezbûre Hediye Hatun’un taraflarından zikri âtî husûsda vekîl olduğu her biri usûl-i mevzû‘asına tatbîkan mahallerinden sırren ve ba‘dehû alenen lede't-tezkiye âdil ve makbûlü'ş-şehâde idükleri ihbâr olunan zevât-ı mezbûretânı bi'l-ma‘rifeti'ş-şer‘iyye ârifân Hasanbaşoğlu Mustafa bin Mustafa ve Hacı Rûşen bin Hacı Mahmud nâm kimesneler şehâdetleriyle muvâcehe-i hasm-ı câhid-i şer‘îde ber nehc-i şer‘î sâbit ve subût-i vekâletine hükm-i şer‘î lâhik olan Abdülhamid Efendi ibnu'l-merhûm el-Hâc Mustafa Efendi nâm kimesne ibn-i mezbûr Emin Efendi hâzır olduğu hâlde kazâ-yı mezkûr mahkemesinde bi'l-cümle Meclis-i De‘âvî a‘zâları hâzır oldukları hâlde akd olunan meclis-i şer‘-i enverde mahallât-ı merkūmeden Babik Mahallesi ahalisinden olub vasî-yi mezbûrenin umûr müdîri bulunan sağîrât-ı mezbûrâtın lieb ammileri Jurnal Hacı Tahir Ağa ibnu'l-müteveffâyi'l-mezbûr Emin Efendi muvâcehesinde bi'l-vekâ[le] üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edüb müvekkilelerim hâzır-ı mezbûrun mûrisleri merkūmun [ve]fâtından berû mezbûr Hacı Tahir Ağa’nın emirleriyle makbûzu olan mebâliğ ile masrûfâtını bu def‘a beynimizde mahzar-ı şuhûdda sehv ü galâtdan ârî olarak yegân yegân hesâb eylediğimizde ez gayr-i sarfiyât bâkî zimmetinde kalmış olan bin beşyüz seksen altı guruş otuz parayı hâlâ bi'l-vekâle taleb ederim deyü hâzır-ı mezbûr Emin Efendi’nin tasdîkiyle ma‘an ba‘de'd-da‘vâ ve's-suâl mezbûr Hacı Tahir Ağa dahî cevâbında kaziyye minvâl-i meşrûh üzre olduğunu meclis-i ma‘kūd-i mezkûrda tâyı‘an ve kat‘iyyen ikrâr ve i‘tirâf etmeğin mûcebince meblağ-ı mezkûr bin beşyüz seksen altı guruş otuz paranın müdde‘î-yi vekîl-i merkūm Abdülhamid Efendi hâzır-ı merkūma edâ ve teslîmiyle merkūm Hacı Tahir Ağa ilzâm olunduğu bi'l-iltimâs huzur-i âlîlerine i‘lâm olundu el-emru limen lehu'l-emr fi'l-yevmi't-tâsi‘ ‘aşer min şehr-i Cemâziyelûlâ sene sitte ve semânîn ve mieteyn ve elf sene 86

Sâhib-i arz-ı hâl Komika karyeli Ormanoğlu Yunus Yazıcı meclis-i şer‘-i enverde derûn-i arz-ı hâlde mezkûru'l-ism karyeden İshak oğlu Molla İbrahim muvâcehesinde tarih-i rûmiyyeden bin ikiyüz seksen senesi Martının gurresi tarihiyle müverrah ve merkūm İbrahim’in imzâsıyla mümzâ ve hatemiyle mahtûm olub işbu ibrâz eylediğim bir kıt‘a temessük nâtık olduğu üzre merkūm İbrahim’den cihet-i karz-ı şer‘îden alacak hakkım olan üç bin guruşdan dörtyüz guruşunu bana teslîm bâkî iki bin altıyüz guruşu hâlâ taleb ederim deyü ba‘de'd-da‘vâ ve's-suâl ol dahî cevâbında tav‘an ikrâr ve i‘tirâf etmeğin mûcebince meblağ-ı mezkûr iki bin altıyüz guruşun müdde‘î-yi merkūm Yunus