• Sonuç bulunamadı

A. AİLE HAYATI

1. Evlenme

Evlenmeden ibaret olan nikâh, aralarında evliliğe engel bir durumun olmadığı bir erkekle kadının, ortak bir hayat ve nesil için gerekli bağı meydana getirmek amacıyla yaptıkları, taraflara birtakım hak ve vazifeler yükleyen, eşlerin birbirlerinden meşrû surette istifadelerini câiz kılan rızaî bir akittir.127

Nikâh, dînî bir akit olmadığı için, akit esnasında resmî bir memurun veya din adamının bulunması şart olmadığı gibi, dînî bir merasimin yapılması da gerekmemektedir. Bununla birlikte nikâhın, sosyal hayattaki öneminden dolayı, erken dönemlerden itibaren, hukukî yönden bilgi sahibi olan kişilerin huzurunda yapılmasına özen gösterilmiştir.128 Osmanlı Devleti’nde de nikâhlar ya mahkemelerde bizzat kadı

126

Yücel Dağlı-Cumhure Üçer, Tarih Çevirme Kılavuzu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1997, V, 213-217.

127

Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, Bilmen Yayınevi, İstanbul 1985, II, 5.; Hayreddin Karaman, Mukayeseli İslam Hukuku, İz Yayıncılık, İstanbul 2001, I, 291.; Ziya Kazıcı, Osmanlı’da Toplum Yapısı, Bilge Yayınları, İstanbul 2003, s.190.; Cin-Akgündüz, age, II, 70.

128

Mehmet Âkif Aydın, İslam-Osmanlı Aile Hukuku, MÜ İFAV Yayınları, İstanbul 1985, s.12.; Halil Cin, İslam ve Osmanlı Hukukunda Evlenme, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Konya 1988, s.282.

tarafından ya da din adamı veya mahalle imamı tarafından kıyılıyordu. Kadı huzurunda kıyılan nikâhlarda, taraflar bizzat mahkemeye başvurabildikleri gibi, vekilleri tarafından da temsil edilebilirlerdi. Mahkemede kıyılan nikâhlarda kadı, taraflar arasında evlenme engelinin bulunup bulunmadığını araştırmakta, evlenmeye mâni bir durum olmadığı takdirde, nikâhı kıyarak şer‘iyye siciline kaydetmekteydi. Kadı tarafından kıyılmayan nikâhlarda ise, her nikâh için kadıdan ayrı bir izinnâme* alma şartı getirilerek, birtakım suistimallerin önlenmesi yoluna gidilmekte idi. Bununla birlikte kadı izni aranmaksızın kıyılan nikâhlar da vardı.129

İncelemiş olduğumuz 1495 numaralı Rize Şer‘iyye Sicili’ne göre, H. 1286-1287 (M. 1869-1871) yılları arasında Rize’de gerçekleşen evliliklerin sadece 21’i mahkeme kayıtlarıyla tescil edilmiştir.130 Nikâh akdiyle ilgili dava kayıtlarının bir kısmında yer alan "işbu meclis-i şer‘" ifadesi, akitlerin mahkemede kıyıldığını göstermektedir.131 Diğer akitler ise, kanaatimizce şahitler huzurunda gerçekleştirildikten sonra, mahkemeye başvurmak suretiyle kayda geçirilmiştir.132

Nikâh akdiyle ilgili dava kayıtlarına göre, söz konusu dönemde Rize’de evlenecek adaylar, bülûğ çağına erdikleri zaman bizzat mahkemeye gelebildikleri gibi,133 vekilleri tarafından da temsil edilebiliyorlardı.134 Bülûğ çağına ermeyen kişilerin akdi ise, velîleri tarafından gerçekleştirilmekteydi.135 Bu akitler içerisinde evlenecek kız ve erkeğin bizzat mahkemeye başvurarak kıydırdıkları nikâh akdi, sayı itibariyle çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu durum, ailelerin evliliğe izin vermemesi üzerine, kız ve erkeğin aile baskısından kurtulabilmek için mahkemeye sığındığı şeklinde

* İzinnâme, kadı tarafından, aralarında evlenme engeli bulunmayan adayların nikâhlarının kıyılmasına dair, mahalle imamına hitâben yazılan izin kâğıdı demektir. Bkz. Pakalın, age, II, 109.

129

Aydın, Aile Hukuku, s.89-93.

130

1495 numaralı Rize Şer‘iyye Sicili, 3a, 4a, 9b, 14a, 14a, 25a, 26b, 43a, 44a, 46b, 57a, 58a, 61b, 63b-64a, 68a, 79b, 92a, 94b, 100a, 101a, 107a.

131

R.Ş.S.; 3a, 4a, 9b, 14a, 68a, 79b.

132

R.Ş.S.; 14a, 25a, 26b, 43a, 44a, 46b, 57a, 58a, 61b, 63b-64a, 92a, 94b, 100a, 101a, 107a.

133

R.Ş.S.;4a, 9b, 14a, 14a, 26b, 43a, 46b, 57a, 58a, 61b, 68a, 79b, 94b.

134

R.Ş.S.; 3a, 25a, 44a, 63b-64a, 92a, 100a.

135

yorumlanmışsa da,136 biz bunun Rize’de evlenmek isteyen kız ve erkeğin hukukî yollara rahatlıkla başvurabildiklerinin bir göstergesi olduğu kanaatindeyiz.

Vekâletle kıyılan nikâh akitlerinde, genellikle kızı temsilen bir vekil bulunduğu gibi,137 bazen erkeğin de vekille temsil edildiği görülmektedir.138 Tarafların vekilleri baba,139 erkek kardeş,140 dayı141 gibi yakın akrabadan olabildiği gibi, aralarında akrabalık bağı bulunmayan kişiler de vekil olarak seçilmişlerdir.142

Rize’de meydana gelen evlilikler, genellikle aynı köy ve mahalleden şahıslar arasında olmakla birlikte,143 farklı köy ve mahalle halkı arasında da oluyordu.144 Bu durum kız ve erkeğin eş tercihinde bulunurken, sadece kendi köy ve mahalleleriyle sınırlı kalmadıklarının güzel bir örneğidir. Bu arada kısaca şunu da belirtelim ki, nikâh akdi esnasında bazen mehr-i muaccel ve mehr-i müeccelin her ikisi de belirlenmiş,145 bazen de sadece mehr-i muaccel146 veya mehr-i müeccel147 kayda geçirilmiştir. Mehr-i müeccelin hemen her akitte tesbit edilme sebebinin, ileride ödenmesi esnasında çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilmesi olduğunu söyleyebiliriz.

b. Evlenmede Rıza

Evlilik akdiyle birlikte yeni bir aile teşekkül ettiği için, söz konusu dönemde Rize’de meydana gelen evliliklerde -ailenin sağlıklı bir şekilde devamının sağlanması amacıyla- tarafların rızasına büyük ölçüde önem verildiğini söylememiz mümkündür. Zira incelediğimiz sicilde yer alan nikâh akdiyle ilgili kayıtlara göre, Rize’de bülûğ

136

Hayri Erten, Konya Şer‘iyye Sicilleri Işığında Ailenin Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapısı (XVIII. Y.Y. İlk Yarısı), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2001, s.50.

137

R.Ş.S.; 3a, 25a, 44a, 63b-64a, 92a, 100a.

138 R.Ş.S.; 100a. 139 R.Ş.S.; 28a, 100a. 140 R.Ş.S.; 25a, 44a. 141 R.Ş.S.; 28a 142

R.Ş.S.; 3a, 63b-64a, 92a,

143

R.Ş.S.; 4a, 9b, 14a, 14a, 43a, 44a, 46b, 57a, 58a, 61b, 79b, 100a, 101a, 107a.

144

R.Ş.S.; 3a, 25a, 26b, 63b-64a, 68a, 92a.

145

R.Ş.S.; 4a, 9b, 14a, 14a, 25a, 26b, 46b, 58a, 61b, 63b-64a, 68a, 79b, 94b, 107a.

146

R.Ş.S.; 3a.

147

çağına eren kızların genellikle kendi rızalarıyla evlendikleri,148 isteklerine bağlı olarak nikâh akdinde kendilerini vekillerinin de temsil edebildiği görülmektedir.149

Rize’de bülûğ çağına erdiği hâlde, rızası olmadan evlendirilen kızlar, mahkemeye başvurdukları takdirde nikâhlarını iptal ettirebilmektedirler. Nitekim Rize’nin Gürgen karyesinde ikâmet eden Zeliha ismindeki bâliğ kız, H. 1286 (M. 1870) yılında, kendisinin rızası olmaksızın, kardeşi Receb tarafından Kayışoğlu Ahmed ismindeki bir şahısla evlendirilmiştir. Ahmed, Zeliha’nın nefsini kendisine teslim etmediği iddiasıyla mahkemeye başvurmuşsa da, Zeliha’ya muârazadan men edilmiştir.150 Hazavit (Ulucami) karyesi sâkinelerinden Şuşika ismindeki bâliğ kız ise, H. 1287 (M. 1870) yılında, Topçuoğlu Ahmed’in, kendisini zorla hanesine götürüp, başkasıyla evlenmesine engel olduğunu iddia ederek, evliliğine müdahaleden men olunmasını talep etmiştir. Ahmed de, Şuşika 18 yaşında olduğu hâlde, vekâleti ve izni olmaksızın babası tarafından kendisiyle evlendirildiğini iddia etmiştir. Ancak mahkeme Şuşika’nın lehinde karar vermiştir.151

Rize’de bülûğ çağına eren kızların, haklarındaki evlilik iddialarının reddi için de, mahkemeye başvurdukları görülmektedir. Bu durumda da mahkeme kararı kızın lehinde olmuştur. Buna göre, Sahur (Düzköy) karyesi sâkinelerinden Hadice ismindeki bâliğ kız, H. 1286 (M. 1870) yılında, başkasıyla evlenme niyetinde olduğu sırada Civelekoğlu Hasan’ın evliliğine mâni olduğu iddiasıyla mahkemeye başvurarak, müdahaleden men olunmasını talep etmiştir. Mahkeme de Hasan’ı Hadice’ye muârazadan men etmiştir.152

Evlilikte rıza konusunda üzerinde durmamız gereken hususlardan biri de, küçük yaşta evlendirilen kişilerin durumudur. Zira küçük çocukların, bülûğ çağına erenlerden farklı olarak rızaları olmaksızın velîleri tarafından evlendirilmeleri mümkündür. Bununla birlikte baba ve dedeleri dışındaki velîlerce evlendirilen çocuklar,

148

R.Ş.S.; 4a, 9b, 14a, 26b, 43a, 46b, 57a, 58a, 61b, 68a, 79b, 94b, 107a.

149

R.Ş.S.; 3a, 25a, 63b-64a, 92a, 100a.

150 R.Ş.S.; 44a. 151 R.Ş.S.; 120a. 152 R.Ş.S.; 43a.

bülûğ çağına erdiklerinde mahkemeye başvurarak nikâhlarını feshettirme hakkına sahiptir. Ancak nikâhlarının iptali için, kadı kararı gerekmektedir.153

Rize’de tesbit edebildiğimiz velâyetle kıyılan nikâhlar, önceki yıllara ait olmakla birlikte, bu nikâhlarda genellikle tarafların velâyetini babalarının üstlendiği görülmektedir.154 Sadece bir kayıtta kız ve erkeğin akraba olmasının da etkisiyle, her ikisinin de velîsi erkeğin babası olmuştur.155

Rize’de babaları tarafından küçük yaşta evlendirilen bazı kızlar, rüşt çağına geldiklerinde evliliklerini feshettirme hakkına sahip olmadıklarından, istemedikleri evlilikten kurtulmak için farklı iddialarda bulundukları gibi, evliliklerini inkâr yoluna da gitmişlerdir. Nitekim Kuriloz (Adacami) karyesinden Gülfe ismindeki kız, H. 1269 (M. 1853) yılında babası Receb’in velâyetinde, amcasının oğlu Ustaömeroğlu Osman’la evlendirilmiştir. Bülûğa erdiğinde ise mahkemeye başvurup eşi Yunus’la aralarında süt akrabalığı olduğunu iddia ederek nikâhlarının feshini talep etmiştir. Ancak iddiasını isbatlayamamıştır.156 Silyan karyesi sâkinelerinden Ali kızı Fâtıma ise, H. 1286 (M. 1869) yılında, Boşnakoğlu Yusuf’un, evliliğine müdahale ettiği iddiasıyla mahkemeye başvurarak, müdahaleden men‘ini talep etmiştir. Ancak Yusuf’un H. 1271 (M. 1855) yılında babalarının velâyetiyle evlendiklerini isbatlamasıyla, Fâtıma eşine itaate tenbih olunmuştur.157 Atyanoz karyesi sâkinelerinden Hüseyin kızı Zeyneb de, H. 1271 (M. 1855) yılında, babası tarafından Menaroğlu İbrahim’le velâyeten evlendirilmesine rağmen, bülûğa erdikten sonra Menaroğlu Receb ismindeki şahısla velâyeten evli olduğu iddiasında bulunmuştur. Ancak İbrahim’in evliliklerini isbatlamasıyla eşine itaate tenbih olunmuştur.158

Rize’de babaları dışındaki şahıslarca velâyeten evlendirilen kızlardan bazılarının, bülûğa erdikten sonra evliliklerini sona erdirmek amacıyla mahkemeye başvurabildikleri görülmektedir. Nitekim Kapnes (Dağdibi) karyesi sâkinelerinden Düriye ismindeki kız, H. 1287 (M. 1870) yılında mahkemeye gelerek, küçük yaşta

153

Bilmen, age, II, 8.; Aydın, Aile Hukuku, s.25-27.

154

R.Ş.S.; 13b, 21a, 30a, 109b-110a.

155 R.Ş.S.; 68a. 156 R.Ş.S.; 109b-110a. 157 R.Ş.S.; 13b. 158 R.Ş.S.; 21a.

babasının amcasının oğlunun velâyetinde Yunus oğlu Arif’le evlendirildiğini ifade edip, bülûğa ermesi sebebiyle nikâhın feshini talep etmiştir. Ancak bülûğunu isbatlayamayınca muârazadan men edilmiştir.159

c. Evlenme Engelleri

Evliliğin meydana gelebilmesi için adaylar arasında evlenmeye engel bir durumun bulunmaması gerekir. İslâm hukukunda kendisiyle evlenilmesi haram olan kişiler açık bir şekilde belirlenmiş olup, Osmanlı mahkemelerinde de bu hususta İslâm hukukunun esaslarına riayet edilmiştir.160

Başkasıyla evli olan bir kadının yeni bir evlilik yapması dînen haram olmakla birlikte,161 Rize’de bazı kadınların, evli olmalarına rağmen başka bir erkekle evlenme teşebbüsünde bulundukları ve bunun mahkeme tarafından engellendiği görülmektedir. Nitekim Silyan karyesi sâkinelerinden Ali kızı Fâtıma, H. 1286’da (M. 1869), Boşnakoğlu Yusuf’un, evliliğine müdahale ettiği iddiasıyla mahkemeye başvurarak bu müdahalesinin men‘ini talep etmiştir. Yusuf’un H. 1271 (M. 1855) senesinde Fâtıma ile velâyeten evlendiklerini ve bülûğa erdikten sonra aralarında defalarca halvet-i sahîha olduğunu şahitlerle isbatlaması üzerine de, eşine itaate tenbih olunmuştur.162

Yine benzer bir davaya göre, Atyanoz karyesinden Hüseyin kızı Zeyneb, hâl-i sığarında iken babası tarafından Menaroğlu İbrahim’le velâyeten evlendirildiği ve bülûğa erdikten sonra İbrahim’le aralarında defalarca halvet-i sahîha olduğu hâlde, H. 1286 (M. 1870) senesinde, başkasıyla velâyeten evli olduğu iddiasında bulunmuştur. Ancak iddiasını isbatlayamayınca eşine itaat etmesi gerektiği tenbihinde bulunulmuştur.163

Rize’de bazı kadınların evliliklerini inkâr ederek başkasıyla evlenme teşebbüsünde bulunmalarının yanı sıra, bazen erkeklerin de evli kadınlarla evlenme

159

R.Ş.S.; 68a.

160

Evlenme mânileri (el-muharremât) hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Karaman, Mukayeseli, I, 313-319.

161

Aydın, Aile Hukuku, s.29.

162

R.Ş.S.; 13b.

163

iddiasında bulundukları görülmektedir.164 Buna göre Hama (Bahattinpaşa) karyesi ahalisinden Purpuroğlu Osman, H. 1287 (M. 1870) senesinde, başkasıyla evli olan Mehmed kızı Yâsime’nin, kendisiyle vekâleten evli olduğu iddiasıyla mahkemeye başvurmuştur. Ancak iddiasını isbatlayamayınca Yâsime’ye muârazadan men edilmiştir.165

Evlenme engellerinden biri de süt yoluyla oluşan akrabalıktır.166 Rize’de bu şekilde yapılmış bir evliliğe rastlanılmamakla birlikte, bazı kadınların istemedikleri evlilikten kurtulmak amacıyla, eşleriyle aralarında süt yoluyla akrabalık olduğu iddiasında bulundukları görülmektedir.167

2. Evlenmenin Sonuçları