• Sonuç bulunamadı

Gayr-i Müslim, herhangi bir ayrım yapılmadan, İslâm dinine inanmayan bütün topluluklar için kullanılan bir tabirdir.579 Zimmî ise, zimmet antlaşması sonucu kendi dinlerini değiştirmeden bir İslâm devletinin himayesinden yararlanan, can, mal ve ibadet hürriyetleri İslâm devleti tarafından güvence altına alınan, Müslüman olmayan ehl-i kitap kişileri ifade etmektedir.580 Osmanlı Devleti’nde zimmet ehli için, gayr-i Müslim tebaa veya reaya ifadeleri kullanılmıştır. Reaya tabiri, başlangıçta Müslüman olsun olmasın bütün Osmanlı tebaasını ifade ettiği hâlde, sonraları sadece gayr-i Müslimler için kullanılan bir kavram hâline gelmiştir.581

Bilindiği üzere, Trabzon’un Osmanlı Devleti tarafından fethinden sonra, Trabzon ve çevresinin İslâmlaşması ve Türkleşmesi için, birtakım faaliyetlerde bulunulmuştur. Bu amaçla Amasya, Çorum, Tokat, Sivas, Karaman ve Maraş gibi şehirlerden bölgeye Müslüman halk gönderilirken, Trabzon’daki özellikle de şehir merkezindeki gayr-i Müslim halkın bir kısmı da Trabzon dışına sürülmüştür. Bu durum Trabzon ve çevresinin, dolayısıyla Rize’nin etnik yönden çeşitlenmesini ve Müslümanlarla gayr-i Müslimler arasında birtakım ilişkilerin yaşanmasını da beraberinde getirmiştir.582 Kayıtlarda yer aldığı ölçüde, incelediğimiz yıllarda Rize’de yaşayan Müslümanlarla gayr-i Müslimler arasındaki bu ilişkilerin incelenmesinin, Rize’nin sosyal hayatının anlaşılması açısından önem arz ettiği kanaatindeyiz.

İncelediğimiz sicilde, gayr-i Müslimlerle alakalı 37 kayıt bulunmaktadır.583 Bu kayıtlardaki gayr-i Müslimlerin çoğu Rum asıllı olup, çok azı da Ermenidir.584 Söz konusu kayıtlardan hareketle, H. 1286-1287 (M. 1869-1871) yıllarında Rize’deki gayr-i

579

Yavuz Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler, Turhan Kitabevi, Ankara 2001, s.XVII.; Ahmet Özel, “Gayri Müslim”, DİA, İstanbul 1996, XIII, 418.

580

Gülnihâl Bozkurt, Alman İngiliz Belgelerinin Işığı Altında Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumu (1839-1914), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1989, s.8.

581

Bilal Eryılmaz, Osmanlı Devleti’nde Gayr-i Müslim Tebaanın yönetimi, Risale Yayınları, İstanbul 1990, s.19.

582

Kemal Çiçek, “Şer‘iyye Sicillerine Göre Trabzon’da Müslim-Gayrimüslim İlişkileri”, Trabzon Tarihi Sempozyumu (6-8 Kasım 1998), Trabzon Belediyesi Yayınları, Trabzon 1999, s.235.; Karpuz, age, s.11.; Şahin, agm, Öncesi ve Sonrasıyla Trabzon’un Fethi, s.176.

583

R.Ş.S.; 8a-b, 26b, 27a, 29b, 39b, 40b, 42b, 42b, 44b, 44b, 52a, 56b, 56b, 56b-57a, 58a, 58b-59b, 64b, 65a, 71b, 73b, 75a, 76a, 78a, 80b, 83b, 84a, 90a, 103a, 108a-b, 110a, 110b, 113a, 114a, 116a-b, 122a, 125b.

584

Müslimlerin sosyal ve ekonomik hayattaki durumları ve Müslümanlarla olan münasebetleriyle ilgili, sınırlı da olsa, birtakım bilgilere ulaşmamız imkân dâhilindedir.

H. 1286-1287 (M. 1869-1871) yılları arasında, gayr-i Müslimlerin Rize’de yaşadıkları karye ve mahallelerden tesbit edebildiklerimiz, Romanoz585 ve Vonit mahalleleriyle,586 Kalitoz karyesidir.587 Kayıtlardan anlaşıldığı üzere, bu karye ve mahallelerde gayr-i Müslim ahalinin yanı sıra, Müslümanlar da yaşamaktadır.588 Müslüman ve gayr-i Müslim halkın aynı karye ve mahallelerde bir arada yaşaması, farklı din gruplarından olan bu insanlar arasında, birtakım sosyal ve ekonomik münasebetleri de beraberinde getirmiştir.

Rize’deki Müslüman gayr-i Müslim münasebetlerinin en canlı örneğini, borç-alacak ilişkilerinde görüyoruz. Zira gayr-i Müslimlerle ilgili tesbit edebildiğimiz 37 kaydın 23’ü, borç alıp vermeyle ilgilidir.589 Bu kayıtların 5’inde gayr-i Müslimler birbirleriyle,590 18’inde ise Müslümanlarla borç-alacak münasebetinde bulunmuşlardır.591 18 kaydın da çoğunda, gayr-i Müslimler alacaklı durumundadır.592 Hatta aynı anda iki gayr-i Müslime borçlu olan Müslümanlara da rastlanılmaktadır.593

Gayr-i Müslimlerle Müslümanların birbirlerinden aldıkları borçları miktar olarak değerlendirdiğimizde, en düşük miktardaki borcun 30 kuruş,594 en yüksek miktardaki borcun ise 18.000 kuruş olduğu görülmektedir.595 Diğer borçlar da, 30 ilâ 18.000 kuruş arasında değişmekte olup, genellikle yüksek miktarlardadır.596

Rize’de Müslümanlarla gayr-i Müslimlerin birbirlerinden aldıkları borçları ödeme hususunda, genellikle anlaşmazlığa düşülmediği, alacaklının verdiği borcu

585

R.Ş.S.; 8a-b, 39b, 44b, 52a, 65a, 116a-b, 122a.

586

R.Ş.S.; 58a, 64b.

587

R.Ş.S.; 57a-b.

588

R.Ş.S.; 14b-15a, 52b, 60b-61a, 64b, 73b, 81b, 89b, 102b, 106a-b, 117b, 129b.

589

R.Ş.S.; 26b, 27a, 29b, 39b, 40b, 44b, 52a, 52a, 56b, 56b, 71b, 73b, 75a, 76b, 80b, 83b, 84a, 103a, 113a, 114a, 116a-b, 122a, 125b.

590

R.Ş.S.; 29b, 40b, 75a, 76b, 116a-b.

591

R.Ş.S.; 26b, 27a, 39b, 44b, 52a, 52a, 56b, 56b, 71b, 73b, 80b, 83b, 84a, 103a, 113a, 114a, 116a-b, 122a, 125b.

592

R.Ş.S.; 27a, 44b, 52a, 56b, 56b, 80b, 83b, 113a, 114a, 122a.

593 R.Ş.S.; 56b. 594 R.Ş.S.; 52a. 595 R.Ş.S.; 122a. 596 R.Ş.S.; 26b, 39b, 44b, 56b, 56b, 71b, 83b, 113a, 122a, 125b.

mahkemede talebi sırasında, borçlu olan şahsın borcunu ikrar ettiği görülmektedir.597 Hatta kendi rızasıyla borç miktarını düşüren alacaklılara da rastlanılmaktadır.598 Ancak bu durumun istisnalarını da görmemiz mümkündür.599 Nitekim Rize’nin Romanoz Mahallesi ahalisinden ve Devlet-i Aliyye tebaasının Rum milletinden olan Yani oğlu Haralam, H. 1287 (M. 1870) yılında Çiklenar karyesinden Salih Reis’e 18.000 kuruş borç vermiştir. 7 gün sonra elinde Salih Reis’in imzasının da bulunduğu borç senedi olduğu hâlde, mahkemeye gelerek Salih Reis’in borcunu ödemekten çekindiğini ifade edip, ödemesi gerektiği hususunda tenbih olunmasını talep eder. Salih Reis borcu ödediğini iddia etse de, iddiası kabul edilmeyerek borcu ödemesi gerektiği belirtilmiştir.600

Borç alıp vermenin yanı sıra, Rize’deki gayr-i Müslimlerle Müslümanlar arasında görülen diğer bir ekonomik faaliyet de alışveriştir. Alışverişe konu olan mülkler, balık yağıyla mahiyeti belirtilmeyen çeşitli eşya olup, taşınabilir özelliktedir.601 Dolayısıyla, farklı din grubundan olan bu insanlar arasında, gayr-i menkul mülk alım satımıyla ilgili herhangi bir kayda rastlanılmamaktadır.

Müslümanlarla gayr-i Müslimler arasındaki mülk alışverişiyle ilgili kayıtların sadece birinde, satın alınan eşyanın bedeli alışveriş sırasında ödenmiştir.602 Diğerlerinde ise ödeme sonraya bırakılmıştır.603 Hatta bazı gayr-i Müslimler, Müslümanlara sattıkları eşyadaki alacaklarının vadesini uzatarak, ödemede kolaylık sağlamışlardır.604 Ancak alışverişte bazı istenmeyen olaylar da vukû bulmuştur. Nitekim Rize’nin Akrotir karyesinden Hacıoğlu Mehmed Reis, 100 batman* balık yağını Vonit Mahallesi’nden Yani oğlu Karanfil’e 920 kuruşa satmıştır. Ancak balık yağını teslim etmesi mümkün olduğu hâlde teslim etmeyip, 1550 kuruşa başkasına satar. Yani oğlu Karanfil de H. 1287 (M. 1870) yılında mahkemeye başvurarak, 1550 kuruşu Mehmed Reis’ten talep

597

R.Ş.S.; 26b, 27a, 44b, 52a, 56b, 71b, 83b, 84a, 103a, 125b.

598 R.Ş.S.; 52a. 599 R.Ş.S.; 39b, 73b, 113a. 600 R.Ş.S.; 122a. 601

R.Ş.S.; 42b, 44b, 58a, 65a, 110a, 110b.

602 R.Ş.S.; 58a. 603 R.Ş.S.; 42b, 44b, 65a, 110a, 110b. 604 R.Ş.S.; 110a, 110b.

* Batman, yerine ve malına göre iki okkadan altı okkaya kadar olan ağırlık ölçüsüne verilen addır. Bkz. Pakalın, age, II, 174.

eder. Mehmed Reis, Yani oğlu Karanfil’in vaatleri olan 10 gün içerisinde balık yağını almaması yüzünden, yağın telef olduğunu iddia eder. Ancak iddiası kabul edilmeyerek, Yani oğlu Karanfil’e 1150 kuruş vermesi üzerine aralarında anlaşma sağlanır.605

Rize’deki gayr-i Müslimlerden bazılarının oturdukları mahallerde606 veya kendi köy ve mahalleleri dışındaki yerlerde tarla sahibi oldukları görülmektedir.607 Bu tarlaların sınırında, Müslümanlara ait tarlaların olması608 ve bazı gayr-i Müslimlerle Müslümanların, tarlalarını sulamak için, aynı ırmağın suyunu ortaklaşa kullanmaları,609 ekonomik hayattaki münasebetlerinin ne derecede olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Rize’de tarımın yanı sıra ticaretle uğraşan gayr-i Müslimlere de rastlanılmaktadır. Zira bazı gayr-i Müslimlerin, Rize’nin Yukarı Çarşı mevkiinde, Müslümanların dükkânlarıyla aynı yerde dükkânları vardır.610 Gayr-i Müslimlerden bazıları da, boyacı, kazgancı ve terzi esnafındandır.611 Ayrıca Meclis-i De‘âvî mümeyyizliği612 ve Meclis-i İdare azalığı gibi,613 devletin adlî ve idarî makamlarında görevli olan gayr-i Müslimlere de rastlanılmaktadır.

Gayr-i Müslimlerle ilgili tesbit edebildiğimiz 37 dava kaydının 7’sinde, taraflardan her ikisi de gayr-i Müslim,614 27’sinde ise taraflardan biri Müslüman diğeri gayr-i Müslimdir.615 Gayr-i Müslimlerin miras taksimi ve alınan borcun ödenmesiyle ilgili, kendi aralarında çıkan anlaşmazlık neticesinde, cemaat mahkemeleri yerine,* şer‘iyye mahkemesine başvurmaları,616 hukukî açıdan herhangi bir sınırlanmaya uğramadıklarını ve diledikleri zaman şer‘iyye mahkemelerine müracaat edebildiklerini 605 R.Ş.S.; 58a. 606 R.Ş.S.; 56b-57a, 58b-59b. 607 R.Ş.S.; 56b-57a. 608 R.Ş.S.; 56b-57a, 58b-59b. 609 R.Ş.S.; 56b-57a. 610 R.Ş.S.; 90a, 108a-b. 611

R.Ş.S.; 27a, 40b, 75a, 76a, 90a, 108a-b.

612

R.Ş.S.; 78a.

613

R.Ş.S.; 42b, 78a.

614

R.Ş.S.; 8a-b, 29b, 40b, 42b, 75a, 76a, 116a-b.

615

R.Ş.S.; 26b, 27a, 39b, 42b, 44b, 44b, 52a, 52a, 56b, 56b, 56b-57a, 58a, 64b, 65a, 71b, 73b, 78a, 80b, 83b, 84a, 103a, 110a, 110b, 113a, 114a, 122a, 125b.

* Osmanlı Devleti topraklarında yaşayan gayr-i Müslimler, evlenme, boşanma, miras, vesâyet ve evlat edinme gibi ahvâl-i şahsiyye ile ilgili dava ve ihtilaflarında, kendi cemaat mahkemelerine başvurma hakkına sahiplerdi. Bununla birlikte hukukî muhtariyete sahip oldukları konularda, şer‘iyye mahkemelerine de başvurabilirlerdi. Müslümanlarla gayr-i Müslimler arasındaki davalarda ise, tek yetkili merci şer‘iyye mahkemeleriydi. Bkz. Saydam, age, s.277-278.

616

göstermektedir. Gayr-i Müslimlerle Müslümanlar arasındaki davaların çoğunda, davacının gayr-i Müslim olması da, bizi aynı sonuca ulaştırmaktadır.617